H
Çevrimdışı
- CÜNÜPLÜK VE DİĞER SEBEPLERDEN DOLAYI GUSÜL ALMAK.. 2
1- İlk Dönemde (Cinsel Birleşmede) Meni Gelmedikçe Gusül Alınmazdı. 2
2- Daha Sonra (Cinsel Birleşmede) Meni Gelmedikçe Gusül Alınmaz Ruhsatı Kaldırıldı 3
3- Meni Gelmese De (Erkeğin) Sünnet Uzvu (Kadının) Sünnet Uzvunu Aşarsa/Girerse Gusül Gerekir. 4
4- İhtilâm Olduğunda (Rüya Gördüğünde) Menisi Gelen Kişinin Gusül Alması. 6
5- Cünüp Olmayan Kur'ân Okuyabilir. 9
6- Gusül Alırken Perde Çekmek Gerekir. 10
7- Gusül Ve Abdest Alırken Kullanılan Su Miktarı. 12
8- Gusül Alma Şekli Ve Öncesinde Abdest Almak. 14
9- Gusül Anında Saçları Yıkamak Ve Kadınların Örgülü Saçlarını Açmaksızın Köklerini Yıkaması. 16
10- Gusül Mekânı Dışında Ayakları Yıkamak, Mendil/Havlu İle Kurulanmak Ve Namaz Kılmak İsteyene Guslün Abdest Yerine Geçmesi. 19
11- Gusülden Sonra Fark Edilen Kuru Yerin Yıkanması. 20
12- Hanımlarını Dolaşan Kişiye Bir ya da Birden Fazla Guslün Yeterli Olması. 20
13- Cünüp Olan Kişinin Uyumak Ya Da Yemek Veya Yeniden Cima Yapmak İsterse Yapması Gereken Şeyler. 21
* Uyumak İsteyen Cünüp Kişinin Abdest Alması Müstehabdır. 21
* Yemek Yemek Ya Da Yeniden Cima Yapmak İsteyen Cünüp Kişinin Abdest Alması Müstehabdır 22
14- Gusül İle İlgili Sünnet Olan Haller. 24
* Bu Konuda Genel Bilgi. 25
* Cenaze Yıkanması Nedeniyle Gusül Ve Taşınması Nedeniyle De Abdest Almak 26
* Yeni Müslüman Olan Bir Kişinin Gusül Alması. 26
15- Çarşı Hamamlarında Yıkanma Adabı. 28
Fıkhı Hükümler. 30
J- CÜNÜPLÜK VE DİĞER SEBEPLERDEN DOLAYI GUSÜL ALMAK
1- İlk Dönemde (Cinsel Birleşmede) Meni Gelmedikçe Gusül Alınmazdı
415/723- Zeyd b. Hâlid el-Cühenî'den (Radıyallahü anh):[1]
Kendisi Hz. Osman'a (Radıyaiiaimanh) sordu: 'Kişi eşiyle birleşir ve meni gelmezse ne gerekir?' Hz. Osman dedi ki:
'Namaz abdesti gibi abdest alır ve tenasül uzvunu yıkar.' Hz. Osman sözüne şöyle devam etti:
'Ben bunu Rasûlullah'tan (Saitaitahu aleyhi ve seiiem) işittim.'
§(RâviZeyd ekledi[2]
Ayrıca bunu Hz. Ali, Zübeyr b. Avvâm, Talha b. Ubeydullah ve Übey b. Ka'b'a (Radıyaiiahnanhüm) sordum, aynı şeyi istediler/emrettiler.[3]
416/724- Ebû Eyyûb el-Ensârî'den (Radıyallahü anh):[4]
Übey b. Ka'b kendisine şunu haber verdi:
RaSÛlUİlah'a (Sallallaha aleyhi ve sellem)'.
"Kişi eşiyle birleşir ve meni inmezse ne gerekir?' diye sorunca dedi ki:
"O kişi, eşine dokunan (tenasül) uzvunu yıkar, abdest alır ve namaz kılar.'"[5]
417/725- Ebû Saîd el-Hudrî'den (Radıyallahü anh):[6]
Rasûlullah (Saiiaiiaim aleyhi ve seiiem) ensardan birine uğradı ve ona (kapıya çıkması için) haber gönderdi. Bu kişi başından su damlar bir hâlde dışarı Çıkınca, Peygamberimiz ona dedi ki:
"Her hâlde seni acele ettirdik?"
'Evet, ey Allah'ın RasûlüT
"Aceleye geldiğinde ya da kendini tutup (meni inmediğinde), sana gusül gerekmez, (sadece) abdest gerekir."[7]
418/726- Ebû Saîd el-Hudrî'den (Radıyaiiahn anh):[8]
Pazartesi günü Rasûlullah'la (Saiiaiiaha aleyhi ve seikm) beraber Küba'ya gitmek için yola çıktık. Benî Salim yurduna uğradık. Rasûlullah, îbn Itban'ın kapısına gelince durdu ve gür bir sesle onu dışarı çağırdı. O sırada İbn Itbân karısının üstündeydi (cima yapıyordu). Hemen elbisesini[9] çekerek dışarı çıktı. Rasûlullah onu bu hâlde görünce dedi ki:
"Adamı acele ettirdik." İbn Itban:
*Ey Allah'ın Rasûlü! Bir kişi hakkında ne dersin, karısıyla birleşir ve meni gelmezse, ne yapması gerekir?'
Rasûlullah:
"Su,[10] sudan dolayı[11] gerekir" dedi.[12]
419/727- Ebû Eyyüb'den (RadıyaUahü anh):[13]
HZ. Peygamber (Sallallalıll aleyhi ve sellem):
"Su, sudan gerekir" buyurdu.[14]
2- Daha Sonra (Cinsel Birleşmede) Meni Gelmedikçe Gusül Alınmaz Ruhsatı Kaldırıldı
420/728- Übey b. Ka'b'dan (Radıyaiiahtianh):[15]
Su, sudan gerekir şeklindeki fetva ruhsattır. İslâm'ın ilk dönemlerinde Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) bu şekilde ruhsat veriyordu, (ancak) daha sonra (meni gelmese de) gusül almayı emretti.
§İkinci bir tarikten benzeri rivayet edildi:
Rasûlullah (Satiaiiahü aleyhi ve seiiem), elbiseleri az olduğu için (ilk dönemde) mü'minlere böyle ruhsat veriyordu. Daha sonra Peygamberimiz bu ruhsatı (su sudan gerekir sözlerini/fetvasının verilmesini) yasakladı.
NOT: İlk dönemlerde inzal olmadıkça, sadece birleşmeden dolayı gusül gerekmezdi. Ancak sonraki dönemde bu ruhsat kaldırıldı; hem cima, hem de inzalden dolayı gusül emredildi.
İkinci tarikten gelen rivayette, ilk dönemlerdeki ruhsatın elbise azlığından kaynaklandığı ifade edilmektedir; Bu da zaruret/sıkıntı anındaki bu ruhsatın geçici olduğunu göstermektedir.[16]
421/729- Ubeyd, babası Rifâa b. Râfî'den (Radıyaiiahaanhüm) nakleder:[17]
(Züheyr rivayetinde: ''Akabe Matında ve Bedir savaşında hazır bulunan Rifâa b. Râjî kastediliyor'1 diye ekledi.)
Hz. Ömer'in (Radıyaiiahuanh) yanındaydım. Ona:
'Zeyd b. Sabit mescitte insanlara[18] Eşiyle beraber olduğu hâlde menisi gelmeyen kişi hakkında (gusül gerekmez diye), fetva veriyor' denildi.
Hz. Ömer:
ıOnu hemen hana getirin!' dedi ve yanına getirildi. Hz. Ömer:
ıEy kendisine düşmanlık eden, Rasûlullah'm mescidinde kendi görüşünle fetva verme seviyesine ulaştın mı?' Zeyd:
'Ben böyle yapmadım, ben ancak amcazadelerim[19] Rasûlullah'tan (SaiiaUaha aleyhi ve seiiem) rivayet ettiğini naklettim.'
'Hangi amcazadelerini'
'(Amcazadelerimden olan) Übey b. Ka'b, (Ebû Eyyûb ve Rifâa b. RâfT den)'[20]
Ben (Rifâa) hemen o gencin sözünü (açıklamaya) yöneldim ve:[21]
'Rasûlullah döneminde böyle yapardık' diye cevap verdim. Hz. Ömer:
'Bunu Rasûlullah'a sordunuz nut'V diye sorunca:
'Bİz O (Peygamber'in) döneminde böyle yapar, gusül almazdık' dedim.
Hz. Ömer ashabı topladı ve hepsi su ancak sudan gerekir, fetvasında ittifak etti, ancak Hz, Ali ve Muaz b. Cebel dediler ki:
'(Erkeğin) sünnet uzvu (kadının) sünnet uzvunu aşarsa/girerse gusül gerekir.' Ayrıca Hz. Ali:
'Ey Mü'minlerin Emîri, bu konuda en bilgili olan Hz. Peygamber'in eşleridir' deyince Hz. Ömer, Hafsa annemize haber gönderdi, Hz. Hafsa:
'Benim (bu konuda) bilgim yok' dedi. Sonra Hz. Âişe annemize haber gönderdi ve Hz. Âişe:
'(Erkeğin) sünnet uzvu (kadının) sünnet uzvunu aşarsa/girerse gusül gerekir' dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer kızdı ve şöyle dedi:
'Birinin böyle yapıp da gusül almadığı haberi bana ulaşırsa, onu (çok kötü) cezalandırarak bitkin/halsiz hale getiririm'[22]
3- Meni Gelmese De (Erkeğin) Sünnet Uzvu (Kadının) Sünnet Uzvunu Aşarsa/Girerse Gusül Gerekir
422/730- Hz. Âişe annemizden (Radıyuiiahn anhâ):[23]
RaSÛlullah (Satlattahü aleyhi ve setİem)'.
"Erkek, (eşinin) dört uzvu (iki eli ve iki ayağı) arasına oturur ve sünnet uzvunu (kadının) sünnet uzvununa[24] yapıştırırsa gusü! gerekir" buyurdu.[25]
423/731- Amr b. Şuayb babası tarikiyle dedesinden[26] (Radıyaiiaha nakleder:[27]
RaSÛlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"(Erkeğin) sünnet uzvu (kadının) sünnet uzvunu aşar/girer ve uzvun başı görünmezse, işte o zaman gusül gerekir."[28]
424/732- Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahu anh):[29]
Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) dedi ki:
"Erkek, (eşinin) dört uzvu (İki eli ve iki ayağı) arasına oturur ve kendisini yorarsa -meni gelsin ya da gelmesin- gusül gerekir."[30]
425/733- Saîd b. el-Müseyyib'den:[31]
Ebû Musa, Hz. Âişe annemize (Radıyaiiaha anhâ) dedi ki: 'Ben senden utandığım hâlde, sana bir şey sormak istiyorum.' Hz. Âişe: 'Sor, utanma! Ben senin annenim' dedi.
O da eşiyle beraber olup da menisi gelmeyen erkeğin (gusül) durumunu sorunca, Hz. Âişe Peygamberimiz'den (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şunu nakletti: "Sünnet uzvu sünnet uzvunu aşar/girerse, işte o zaman gusül gerekir."[32]
426/734- Muaz b. Cebel’den (Radiyallahu anh):[33]
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) dedi ki:
“Sünnet uzvu sünnet uzvunu aşar/girerse gusül gerekir.”[34]
427/735- Abdullah b. Sa'd (Radıyaiiaha anh):[35]
Rasûlullah'a (Saifoiiahu aleyhi ve seiiem), gusül gerektiren hâl, sudan sonra gelen suyun (mezinin) durumu, evimde ve mescitte namaz kılmanın ve hayız gören kadınla yemek yemenin hükmünü sordu. Rasûlullah şöyle buyurdu:
"Allah doğruyu ifade etmede hayayı emretmez.[36] Bana gelince, eğer şöyle şöyle yaparsam..." yâni gusül gerektiren hali zikretti ve dedi ki:
"Namaz abdesti alırım, cinsel organımı yıkarım" dedi ve guslün (nasıl alınacağını) anlattı.
"Sudan sonra suya gelince, o mezidir ve her erkekten mezi gelir. Ben bundan dolayı fercimi yıkar ve abdest alırım.
Mescitte ve evimde namaz kılma durumu ise, gördüğün gibi evim mescide ne kadar yakın ve benim için farz namazlar dışında evimde namaz kılmam, mescitte kılmamdan daha hoştur.
Hayızlı kadınla yemek yemeye gelince, onunla yemek yiyebilirsin![37]"
4- İhtilâm Olduğunda (Rüya Gördüğünde) Menisi Gelen Kişinin Gusül Alması
428/736- Hz. Âişe annemizden (Radıyaitaiıu anha):[38]
Rasûlullah'a (SaUdiahü aleyhi ve sefam), ihtilâm olduğunu (rüya gördüğünü) hatırlamadığı hâlde elbisesinde yaşlık gören kişinin durumu sorulunca şöyle dedi:
"Bu kişi gusül alır."
Rasûlullah'a, ihtilâm olduğunu hatırladığı hâlde elbisesinde yaşlık görmeyen kişinin durumu sorulunca da şöyle dedi:
"Bu kişinin gusül alması gerekmez."
ÜmmÜ Süleym (Radıyallahüanhâ):
'Kadın da bunları görürse gusül almalı mıdır?' diye sorunca Peygamberimiz buyurdu ki:
"Kadınlarda erkeklerin kardeşleridir (benzerleridir).[39]"
429/737- (Enes b. Mâlik'in annesi) Ümmü Süleym'den (Radıyallâhü anhâ):[40]
Ümmü Süleym, Hz. Peygamber'in eşi Ümmü Seleme'ye ( â) komşuydu ve yanma gelirdi. Rasûlullah (SaUoitahu aleyhi ve seiiem) gelince Ümmü Süleym:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Kadın rüyasında kocasıyla beraber olduğunda gusül gerekir mi, görüşün nedir?' diye sorunca Ümmü Seleme annemiz dedi ki:
'Ellerin topraklansın,[41] ey Ümmü Süleym, Rasûlullah'ın yanında kadınları rezil ettin.' Ümmü Süleym:
'Allah doğruyu ifade etmede hayayı emretmez.[42] Bize problem olan bir meseleyi, Rasûlullah'a sormam benim açımdan o konuda kör/habersiz kalmamdan daha iyidir.' Rasûlullah Ümmü Seleme annemize dedi ki:
"Asıl senin etlerin topraklansın!
Evet, ey Ümmü Süleym! Islaklık/Su gördüğünde o kadına gusül gerekir."
Ümmü Süleym:
'Ey Allah'ın Rasûlü! (Bu durumda) kadından su gelir mi?' Rasûlullah:
"Çocuğu kendisine başka nasıl benzeyecek? Kadınlar erkeklerin kardeşleridir (benzerleridir)."[43]
430/738- Ümmü Seleme annemizden (Radıyaüahü anhâ):[44]
Ümmü Süleym (Radıyaiiahü anhâ)[45] dedi ki:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Kadın rüyasında kocasıyla beraber olduğunu görürse gusül gerekir mi?' Rasûlullah (Saiiaiiahtı aieyiu w seiiemy.
"Evet, kadın ıslaklık/su gördüğünde (gerekir)" dedi. Ümmü Süleym:
'O böyle yapar mı? (Islaklık olurmu?)' Rasûlullah:
"Elin topraklansın, çocuğun dayı/teyze[46] tarafına benzemesi ancak bundan kaynaklanır. İki nutfeden hangisi rahime önce ulaşırsa, benzerine galip gelir."[47]
§İkinci tarikten gelen rivayet:
Zeyneb annesi Ümmü Seleme'den (Radıyaiiaimanhâ) nakletti: Ümmü Süleym (Radıyaihhu anim) dedi ki:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Allah doğruyu ifade etmede hayayı emretmez.[48] Kadın ihtilâm olduğunda (rüya gördüğünde) gusül gerekir mi?'
Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem):
"Evet, kadın ıslaklık/su gördüğünde (gerekir)" dedi.
§Üçüncü tarikten gelen rivayet:
Ümmü Seleme annemizden (Radıyaiiahu anhây.
ÜmmÜ Süleym (RadıyallahU anhâ), Hz. Peygamber'e (Sallallahü aleyhi ve sellem) geldi ve rüyasında erkeğin gördüğünü gören bir kadının durumunu (ilgili hükmü) sordu. Rasûlullah:
"Bu kadın ıslaklık/su görürse gusül alsın!" dedi. Ümmü Süleym: 'Kadınları rezil ettin, bir kadın rüyasında böyle görür mü?' deyince
Rasûlullah şöyle buyurdu:
"Elin topraklansın, o hâlde çocuğu kendisine başka ne ile/hangi sebeple benzeyecek?"[49]
431/739- İbn Ömer'den (RadıyaiiaM anhama):[50]
Enes b. Mâlik'in annesi Ümmü Süleym (Radıyaiiaha anhâ), Rasûlullah'a
(Sailallahü aleyhi ve sellem) ŞÖyle SOrdu:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Rüyasında erkeğin gördüğünü bir kadın görürse, (hüküm nedir?)' Rasülullah buyurdu ki.
"Kadın bunu görür ve suyu İnerse, gusül alsın!"[51]
432/740- Enes b. Mâlik'ten (Radıyaiiahu anh):[52]
(Annesi)[53] Ümmü Süleym (Radıyaiiaim anhâ) Hz. Peygamber'e, rüyasında bir erkeğin gördüğünü gören kadının durumunu, sordu. Rasûlullah (SaUaiiahu aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Sizden kim bunu görür ve suyu inerse gusül alsın!" Ümmü Seleme (Bir rivayette: Rasülullah'ın eşi utanarak):
'Ey Allah'ın Rasûlü! (Kadında) bu şey olur mu'?' diye sorunca Rasûlullah şöyle dedi:
"Evet, erkeğin suyu koyu beyaz, kadının suyu ise açık sarıdır. (Karı kocadan) hangisinin suyu öne geçerse ya da baskın gelirse, çocuk ona benzer."[54]
433/741- Hz. Âişe annemizden (Radıyaiiahu anh):[55]
Bir kadın Peygamberimiz'e (Saiiaüaim aleyhi ve seiiem):
'Kadın ihtilâm olur (rüya görür) ya da ıslaklık/su bulursa gusleder mi?'
Rasûlullah:
"Evet" dedi. Hz. Âişe:
'Ellerin topraklansın' deyince,
Rasûlullah şöyle buyurdu:
"Onu bırak, çocuğun benzemesi ancak bundan olur. Kadının suyu erkeğin suyundan baskın gelir de (rahime ulaşırsa) çocuk dayılarına/teyzelerine benzer, (ama) erkeğin suyu onun suyuna baskın gelirse çocuk (amcalarına/halalarına)[56] benzer."[57]
434/742- Havle bt. Hakîm (Radıyaiiaha aıhâ):[58]
Hz. Peygamber'e (Saiiaiiahu aleyhi ve seüem), rüyasında bir erkeğin gördüğünü gören kadının durumunu, sordu. Rasûlullah dedi ki:
"Su inmedikçe gusül gerekmez, tıpkı erkeğin suyu (menisi) inmedikçe guslün gerekmemesi gibi."
§İkinci tarikle gelen rivayet:
Hz. Peygamber'in teyzelerinden biri olan Havle bt. Hakîm es-Sülemİyye (RadiyallaM anhâ)'.
Rasûlullah'a, kadının ihtilâm olma durumunu sorunca Peygamberimiz: "Gusül alsın!" dedi.[59]
5- Cünüp Olmayan Kur'ân Okuyabilir
435/743- Abdullah b. Selime anlatıyor:[60]
Ben ve iki kişi Hz. Ali'nin (Radıyaiiaim anh) yanma girdik: onlardan biri kavmimden olup, diğeri de Benî Esed'e mensup olduğunu zannettiğim kişiydi. Hz. Ali bu ikisini itibarlı (örnek) şahıslar olarak gönderdi ve dedi ki:
'Siz ikiniz, iri/kuvvetli insanlarsınız, o hâlde dininizi kuvvetlendirin/cihadedin!'[61]
Sonra Hz AH tuvalete gitti, ihtiyacını gördü ve çıktı, sudan bir avuç alıp bununla ellerini ovaladı. Sonra Kur'ân okumaya başladı. Bizim kendisini yadırgadığımızı görünce şöyle dedi:
'Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) tuvalet ihtiyacım görüp çıktı ve Kur'an okudu, bizimle birlike et yedi. Cünüplük dışında hiçbir şey onun Kur'an okumasına mani değildi.'[62]
436/744- Hz. Ali (Radıyaitaha anh) dedi ki:[63]
Cünüp olmadığı sürece Rasûlullah fSaUatiahu aleyhi ve seiiem) bize Kur'an okuturdu.[64]
437/745- Ebu'l-Garîften:[65]
Hz. Ali'ye (Radıyaitaim cmhüm) abdest suyu getirildi; üçer kere ağzına su alıp gargara yaptı, burnuna su çekti, üç kere yüzünü yıkadı, ellerini dirsekleriyle beraber üçer üçer yıkadı, sonra başını mesh etti, ayaklarını yıkadı ve dedi ki:
'Rasûlullah'ı (SaiiaUahü aleyhi ve seiiem) işte böyle abdest alırken gördüm, sonra Kur'an'dan bir bölüm okudu ve şöyle dedi:
"Bu durum cünüp olmayan için geçerlidir. Ama cünüp olan kişi okuyamaz, bir âyet de olsa, (okuyamaz.)"’[66]
438/746- Hz. Ali'den (RadıyaUahü anh):[67]
Hz. Peygamber (Sallaltahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Cünüp, resim ve köpek olan eve melekler girmez."[68]
Açıklama
Melekler Allah'a sürekli itaat eden varlıklardır. İnsanların amellerini yazan/kaydeden Kiramen Kâtibin melekleri insanla her yerde bulunur, ancak tuvalet ve cima gibi özel durumlarda dışarı çıkarlar.
Bu rivayette kastedilen melekler rahmet ve bereket melekleridir. Bu meleklerin bir eve girmeme sebepleri;
1- Cünüp: Bundan kasıt guslü sürekli geciktirip namaz vakitlerini geciktiren kişilerdir. Onların bu sorumsuz hali melekleri uzaklaştırır.
2- Resim/Heykel: Ulemânın ittifakı ile insan ve hayvan gibi canlıların resimleri/heykelleri daha sonra tapınma sebebi olduğu için oradan melekler uzaklaşır.
3- Köpek: Köpeklerin genelde pis olması sebebiyle evlere konulması doğru değildir ve meleklerin gelişini engeller.[69]
6- Gusül Alırken Perde Çekmek Gerekir
439/747- İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhüım):[70]
Rasûlullah (Saitaiiahü aleyhi ve sellem) Hz. Ali'ye emretti de ona gusül için su getirdi, sonra Hz. Peygamber ona bir parça kumaş verdi ve şöyle buyurdu: "Bana bir perde çek ve sen de sırtını dön!"[71]
440/748- Enes b. Mâlik'ten (Radıyailahü anh):[72]
RaSÛluIlall (SaHaüahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"İmran'ın oğlu Musa (Aieyiusseiâm) suya gireceğinde, su avret mahallini bitmedikçe[73] elbisesini çıkartmazdı."[74]
441/749- Ya'lâ b. Ümeyye'den (Radtyaiiahu anh):[75]
RaSÛlUİlah (Sallallalıii aleyhi ve sellem) dedi ki:
"İzzet ve celâl sahibi Allah çok haya sahibi ve kendisini gizleyendir. Sizden birisi gusül alacağında kendisini bir şeyle gizlesin!"[76]
442/750- Ya'lâ b. Ümeyye'den (Radtyaüahümh):[77]
RaSÛlullah (Saltaltahn aleyhi ve setlem) dedi ki:
"İzzet ve celâl sahibi olan Allah hayalı olmayı ve örtmeyi sever.[78]
443/751- Akîl b. Ebî Tâlib'in mevlâsi Ebû Mürre,[79]
Ebû Tâlib'in kızı Ümmü Hânı'den (RadıyaiiaM anlatma) nakleder:
(Rasûlullah'ın amca kızı) Ümmü Hânî[80], Mekke'nin fethi günü Hz. Peygamber'in (Saiiaiiahu aleyhi ve setiem) bulunduğu yere gittiğini belirtir ve şöyle anlatır:
Rasûlullah'ı gusül alırken buldum, kızı Fâtıma da kendisine perde tutuyordu.[81]
444/752- Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahu anh):[82]
RaSÛlullah (SaUallahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Eyyûb (Peygamber) çıplak olarak yıkandığı bir sırada üzerine altından çekirgeler düştü, o da bunları avuçla alıp elbisesine toplamaya başladı. Rabbi şöyle nida etti:
'Gördüğün şeyi almaktan seni müstağnî kılmadım mı?[83] Eyyûb (Peygamber):
'Fakat senin bereketinden vazgeçmek mümkün değil' dedi."
NOT: İbn Battal der ki: bu hadisten, kimsenin görmediği bir yerde çıplak olarak yıkanılmasmın cevazı anlaşılmaktadır. Çünkü burada Eyyûb Peygamber'İn çekirgeleri toplamasına bir kınama var, çıplak yıkanmasına değil.[84]
7- Gusül Ve Abdest Alırken Kullanılan Su Miktarı
445/753- İbn Abbas'taiî (Radıyallahü anhuma):[85]
Bir kişi kendisine:
'Abdest alırken bana ne kadar su yeterlidir?' dedi. İbn Abbas: 'Bir müd.
'Gusül için bana ne kadar su gereklidir?' 'Bir sa’:
'Bana bu kadar yetmez.'
'Ey annesiz (kalasıca),[86] senden daha hayırlı olan Rasûlullah'a (Saiiaitahu aleyhi \>e seiiem) bu miktar yetiyordu.'[87]
446/754- Enes b. Mâlik'ten(Radıyallahu anh):[88]
Rasûlullah (Saiiaiiaha aicyin ve seiiem) miktarı iki ntıl (olan su) ile abdest ve bir sa' (olan su) ile de gusül alırdı.[89]
447/755- Câbir b. Abdullah'tan (Radıyallahu anh):[90]
Rasûlullah (Sa[91]iiatiaim aleyhi ve seiiem) miktarı bir müd (olan su) ile abdest ve bir sa' (olan su) ile de gusül alırdı.
448/756- Rasûlullah'ın sahabîsi Sefine'den (Radıyallahu anh):[92]
Rasûlullah (Saiiaihim deyin ve settem) miktarı bir sa' (olan su) ile gusül ve bir müd (olan su) ile de temizlenir, (abdest alırdı).[93]
449/757- Hz. AlŞe'den (Radıyallahu anha):[94]
Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) miktarı bir müd (olan su) ile abdest ve yaklaşık bir sa' (olan su) ile de gusül alırdı.[95]
Açıklama
Bu hadislerden, Rasûlullah'ın (SaUaliahü aleyhi ve sellem) iktisatlı olarak su kullandığını ve israftan kaçınma noktasında çok titiz davrandığını anlıyoruz.
Müd ve sâ! hacim ölçü birimidir. Bir sâ' dört müd olup, bir müd ise bir koçandır. Rıtıl ise 40 ûkıyyedir ve 1 ûkıyye 40 dirhemdir.
Rıtıl; Bağdadî (İran ölçüsü) ve Şâmî (Roma ölçüsü) olarak iki kısma ayrılır.
*İmam Ebû Hanîfe ve İrak fakihlerine göre:
1 Müd: 2 rıtıl
Müd: 1,06 litre
1 Sa' (4 müd, 4x1,06): 4,24 litre (ile 5,30 İt. arasındadır.)
*İmam Şâfıî ve Hicaz fakihlerine göre:
1 Müd: 0,530 litre
Sa' (4 müd 4x 0,530): 2,120 litre (ile 2,650 it. arasındadır.)[96]
*Günümüz Ölçülerine göre gram olarak: Müd: 509,14 gr.
Sa' (4 müd, yani 4x509,14): 2036,56 gr. Rıtıl: 381,75 gr.[97]
450/758- Mûsâ el-Cühenî'den:[98]
Ramazan'da büyük bir kap getirdiler, onun miktarını sekiz ya da dokuz veya on ntıl olarak takdir ettim.
Mücahid dedi ki:
Hz. Âişe (Radıyaihha anhâi annemiz bana:
'Rasûlullah (SaitaiiaM aleyhi ve seUem) bu miktarda bir su ile gusül alırdı' diye nakletti.[99]
8- Gusül Alma Şekli Ve Öncesinde Abdest Almak
451/759- Hz. Âişe annemizden (Radıyaiiahü anha):[100]
Rasûlullah (SaitaiUıhu aleyhi ve seiiem) cünüplükten dolayı gusül almak istediğinde; ellerini üç kere yıkar,[101] sonra sol eline su dökmek için sağ eliyle su alır, ardından temizleninceye kadar tenasül uzvunu yıkardı. Sonra ellerini güzelce yıkar, ağzına üç kere su alıp gargara yapar, burnuna üç kere su çeker, yüzünü üç kere ve kollarını üç kere yıkar, sonra başına üç kere su döker ve peşinden yıkanırdı.[102] (Banyodan) çıkacağında da ayaklarını yıkar (ve çıkardı).
§Hz. Âişe'den (Radıyaiiaha anhâ) ikinci tarikle gelen rivayet: 'Rasûlullah aleyhi ve seiiem) cünüplükten dolayı gusül almak istediğinde; namaz abdesti gibi abdest alarak başlar, tenasül uzvunu yıkar, ayaklarım yıkar, sonra duvar toprağına elini sürer ve ardından da üstüne su döker, (yıkanırdı). Ben duvarda onun el izini hâlâ görür gibiyim.'
§Hz. Âişe'den (Radıyaiiahu anhâ) üçüncü tarikle gelen rivayet: Kendisine cünüplük sebebiyle Rasûlullah'ın (Saiiaiiahü aleyhi ve stilon) gusül alma şekli sorulunca şöyle dedi:
'Önce ellerinden başlar, onları yıkardı.[103] Sonra namaz abdesti gibi abdest alır, başındaki saçları karıştırarak köklerine (suyu ulaştırırdı). Tenini temizlediğine kanâat getirirse üç kere sudan avuçlar/alır[104] ve başına serper ve vücûdunun kalan kısımlarına dökerdi.'[105]
452/760- (Hz. Peygamber'in eşi) Meymûne annemizden (Radıyallahu anha):[106]
Rasûlullah'a (Saiiaiiaha aleyhi ve setiem) su getirdim ve cünüplükten dolayı gusül aldı; (şöyle ki) önce sol eliyle kaptaki sudan sağ eline su döküp avuçlannı yıkadı, sonra kaptaki suya elini daldırıp (su aldı) ve cinsel organına döktü. Sonra bu elini duvar ya da yerdeki toprağa sürdü. Ardından ağzına ve burnuna üç kere su aldı, yüzünü üç kere ve kollarını üç kere yıkadı, sonra başına üç kere su döktü, sonra vücûdunun kalan kısmına su döktü ve sonunda bir yere çekilip ayaklarını yıkadı, (banyodan çıktı).[107]
453/761- İbn Abbas'ın mevlâsı Şu'be'den:[108]
İbn Abbas (Radıyaiiam anhüm) cünüplükten dolayı gusül alacağında sağ eliyle sol eline su döker ve onları bir kaba daldırmadan Önce yedi kere yıkardı. Bir keresinde, eline kaç kere döktüğünü unuttu ve bana:
'Kaç kere döktüm?' diye sordu. Ben:
'Bilmiyorum'dedim. Bana:
'Ey annesiz (kalasıca)[109], niye bilmiyorsun?' dedi. Sonra namaz abdesti gibi abdest aldı. Sonra başına, vücûduna su döktü ve dedi ki:
'İşte Rasûlullah (Saiiaiiaimaleyhi ve seiiem) böyle temizlenirdi, yani gusül alırdı.'[110]
454/762- UbeydulIah b. Mıksem'den:[111]
Hasan b. Muhammed (Hz. Ali ya da Hanefiyye'nin oğlu)[112], sahabeden Câbir b. Abdullah'a[113] (RadıyaUahu animm) cünüplükten dolayı gusül almayı sordu. O da dedi ki:
'Saçlarım ıslatır ve tenini yıkarsın.' Hasan tekrar sordu:
'Rasûlullah tsaüaiiaha aleyhi ve seitem) nasıl gusül alırdı?'
'Saçına üç kere su dökerdi, (Bir rivayette: sonra cildine (bedenine) üç kere su dökerdi).'
'Benim başım gür saçlıdır.' Câbir:
'Rasûlullah'in saçı seninkinden daha gür ve güzeldi1 dedi.[114]
455/763- Âsim b. Amr el-Becelî:[115]
Hz. Ömer'e (RadıyaUaim anhümi soru soran topluluktaki bir kişiden[116] nakleder: Onlar Hz. Ömer'e:
'Biz sana üç şeyi sormak için geldik: Bir kişinin evinde nafile namaz kılması,
Cünüplükten dolayı gusül almak ve
Kişinin karısı ile hayızliyken yapabileceği uygun olan şeyler nelerdir?' dediler.
Hz. Ömer onlara:
'Siz sihirbaz mısınız yoksa? Rasûlullah'a (Saiiatiahu aleyhi ve setlem) sorduğum günden beri hiç kimsenin sormadığı şeyleri bana sordunuz; (Hz. Peygamber) şöyle dedi:
"Bir kişinin evinde nafile namaz kılması nurdur, dileyen evini nurlandırır."
(Râvi ekledi Cünüplükten gusül alma konusuna gelince de şunları söyledi:
"(Önce) tenasül uzvunu yıkar, sonra abdest alır ve başından (aşağı) üç kere su döker,
Hayızlı karısından ise izar/peştemal üzerinden faydalanma hakkı vardı."[117]
456/764- Ebû Zübeyr'den:[118]
Câbir (b. Abdullah)'a (Radıyaiiainianh), 'gusül konusunu' sordum, şöyle dedi:
'Sakif (kabilesin)den Rasûlullah'a (Sailattahu aleyhi ve seiiem) geldiler ve dediler ki: 'Bizim topraklarımız soğuk bir bölgededir, gusül konusunda nasıl emredersin?' Hz. Peygamber,
"Ben başımdan (aşağı) üç kere su döküyorum, (yıkanıyorum)" dedi ve başka bir şey söylemedi.[119]’
457/765- Cübeyr b. Mut'ım'den (Radtyaiiahü anh):[120]
Hz. Peygamber'in (Saiiatiahü aleyhi ve seiiem) yanında cünüplükten gusül konusunu konuşuyorduk, şöyle buyurdu:
"Ben avuç dolusu üç kere su alıp başımdan (aşağı) döküyor, sonra vücûdumun kalan kısımlarına bolca döküyor (ve yıkıyorum)."[121]
458/766- Hz. Âişe annemizden (Radıyaitahü anhâ):[122]
Rasûlullah (Saiiatiaim aleyhi ve seiiem) cünüplük sebebiyle gusül alacağında (önce) ağzına su ahr, gargara yapar ve burnuna su çekerdi.[123]
9- Gusül Anında Saçları Yıkamak Ve Kadınların Örgülü Saçlarını Açmaksızın Köklerini Yıkaması
459/767- Ebû Saîd el-Hudrî'den (Radtyaiiahü anh):[124]
Kendisine bir kişi (geldi ve gusülde) başın yıkanmasını sordu. Ebû Saîd:
'Üç avuç su (dökmen) sana yeter' dedi ve (göstermek için) ellerini birleştirdi. Soran kişi:
'Ey Ebû Saîd, Ben gür saçlı bir adamım' deyince,
'Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) seninkinden daha gür ve daha güzel saçlı bir insandı' diye cevap verdi.[125]
460/768- Ebû Seleme b. Abdurrahman'dan (Radıyaiiahu anh):[126]
Ben ve Hz. Âişe'nin süt kardeşi, Hz. Âişe'in yanına geldik. Süt kardeşi ona, Rasûlullah'ın (SaitaUahn aleyhi ve sctiem) gusül alma şeklini sordu. Hz. Âişe annemiz bir sa' miktan su dolu bir kap istedi ve onunla gusül aldı, başına üç kere döktü. Onunla bizim aramızda perde vardı, (kendisini görmüyorduk).[127]
Açıklama
Burada geçen Hz. Âişe'nin (Radıyaiiaha anhâ) süı kardeşinin, Abdullah b. Yezid olduğu belirtilmektedir.[128] Diğer süt kardeşleri:
-Ebû Saîd Kesir b. Ubeyd: Hz. Âişe'den hadis dinledi,[129]
-Avf b. Haris b. Tufeyl: Hz. Âişe'den hadis dinledi,[130]
§Ebû Seleme ise, Hz. Âişe'nin kız kardeşinin süt oğludur (yani süt yeğeni), çünkü Ebû Seleme'yi Hz. Ebû Bekir'in kızı Ümmü Gülsüm (Radıyaiiahu eminim) emzirmistir; sonuç olarak bu ikisi ile Hz. Aışe'nın süt akrabalığı vardır.[131]
Hz. Âişe'nin onların huzurunda gusül almasına gelince, Ebû Seleme'nin ifade ettiği gibi perde arkasmdaydı. Bu kişiler onun süt kardeşi ve süt yeğeni olduğu için, onların yanında perde gerisinde yıkanmakta bir sakınca görmemişti. Burada bazı şeylerin unutulmaması için İslâm'ın izin verdiği bir ölçüde pratik uygulamanın önemini görüyoruz.
İslâm'ı nakleden İnsanların, olayları doğru olarak ve hiçbir şeyi saklamaksızın rivayet etmeleri, bize o şahsiyetlerin ne kadar güvenilir ve dürüst olduğunu göstermektedir.[132]
461/769- Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahü anh):[133]
Bir kişi kendisine, cünüplükten dolayı gusül alırken başıma ne kadar (su) yeterlidir, diye sorunca şöyle dedi:
'Rasûlullah (Saiiaiiaim aleyhi ve sdiem) eliyle başına üç kere su dökerdi.' O kişi:
'Benim saçım çok gür' deyince Ebû Hüreyre:
'Rasûlullah senden daha gür ve güzel saçlıydı' diye cevap verdi.[134]
462/770- Teymullah b. Sa'lebe oğullarından biri olan Cümey' b. Umeyr'den:[135]
Annem ve teyzemle beraber Hz. Âişe'nin (Radıyaitaha anh&) yanına girdik. Onlardan birisi:
'Gusül anında siz ne[136] yapardmız?' diye sorunca Hz. Âişe: 'Rasûlullah (SaitaUaha aleyhi ve seiiem) namaz abdesti gibi abdest alır, sonra başından (aşağı) üç kere su dökerdi. Biz de saçımızdaki örgüden dolayı başımıza beş kere su dökerdik' dedi.[137]
463/771- Hz. Âişe annemizden (Radıyallahu anhâ):[138]
Ben saçımı sıkı bir şekilde örmüştüm, Hz. Peygamber (SaiMiaM aleyhi ve dedi ki: "Ey Âişe! Her saçta (kökünde) cünüplük vardır, bilmez misin?"
NOT: Hz. Âişe annemiz (Radıyallahu anhâj, saçım suyun deriye ve saç köklerine geçmeyecek şekilde sıkı ördüğü için, Peygamberimiz (SaiiallaM aleyhi ve sellem) tarafından uyarılmıştır. Çünkü saçlar örgülü olduğu zaman, suyun saç köklerine ulaşması yeterlidir, örgülerin çözülmesi şart değildir. Konu ile ilgili rivayetler gelecektir.[139]
464/772- Hz. Ali'den (RadıyallaM anh):[140]
Hz. Peygamber'in (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim: "Kim gusül alırken bir kıl kadar su ulaşmayan (kuru) yer bırakırsa bu (kuru yer) sebebiyle Allah onu şu şu şekilde ateşten bir parça kılar." Hz. Ali ekledi: 'Bundan dolayı saçlarımı kestim, (bir rivayette; işte gördüğünüz gibi).'[141]
465/773- (Hz. Peygamber'in eşi) Ümmii Seleme'den (Rodıyaiiaim anim):[142]
Kendisi:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Ben saçı sıkı bir şekilde örgülü bir kadınım'
deyince RaSÛluIlah (Sallallaha aleyhi ve seilem)'.
"Başına üç kere su dökmen sana yeterlidir" diye cevap verdi.[143]
466/774- Hz. Peygamber'in eşi Hz. Âişe annemizden (Radıyaiiaha anhâ):[144]
Peygamber'in eşleri, başlarına jöle[145] sürülü olduğu hâlde onun yanına giderlerdi. Sonra gusül yapar ve bu durumda terlerlerdi.[146] Rasûlullah (SaiiaUahü aleyhi ve seiicm), ihramh olsun ya da olmasın onları bu durumdan (jöleli saçla durmaktan) men etmezdi.[147]
467/775- Ubeyd b. Umeyr'den (Ractıyaiiahu anh):[148]
Abdullah b. Amr'ın kadınlara gusül alırken saç Örgülerini çözdürdüğü haberi Hz. Âişe'ye ulaşınca şöyle dedi:
'Kadınlara gusül alırken saç örgülerini çözmelerini emreden İbn Amr'ın, bu yaptığı ne kadar tuhaf! Bir de saçlarını kazıtmalarını emretse ya! Rasûlullah (Sathiiahu aleyhi ve setiem) ve ben aynı kaptan su alarak guslederdîk. Ben başıma (saçım örgülü olduğu hâlde) üç kereden fazla su dökmezdim.'[149]
10- Gusül Mekânı Dışında Ayakları Yıkamak, Mendil/Havlu İle Kurulanmak Ve Namaz Kılmak İsteyene Guslün Abdest Yerine Geçmesi
468/776- Hz. Aişe annemizden (Radıyaiiaha anhâ):[150]
Hz. Peygamber (saiiaiiahu aleyhi ve sciiem) cünüplükten dolayı gusül aldığı mekândan çıkacağında ayaklarını yıkar (ve çıkardı).[151]
469/777- (Hz. Peygamber'in) eşi Meymûne (bt. el-Hâris) annemizden (Radıyallahii anhâ):[152]
Peygamberimiz'e (Saiiaihhn aleyhi ve seiiem) gusül alması için su getirdim ve cünüplükten dolayı gusül aldı. Guslü bitince kumaş/havlu getirdim, eliyle şöyle yaptı, yani reddetti.
§Meymûne annemizden (Radtyaiiahaanitâ) ikinci tarikle gelen rivayet: Rasûlullah'a (SaitaUaha aleyhi ve seiiem) gusül alması için su getirdim ve kendisine perde tutum; önce kaptaki sudan eline su döküp avuçlarını iki ya da üç kere yıkadı.
(Râvilerden Süleyman el-A'meş dedi ki: 'Üçüncü kere diye ekledi mi, tam bilemiyorum.')
Sonra sağ eliyle sol eline su döktü ve tenasül uzvunu yıkadı, sonra bu elini yerdeki toprağa ya da duvara sürdü. Ardından ağzına ve burnuna üç kere su aldı, yüzünü yıkadı, sonra başını yıkadı, sonra vücûdunun kalan kısmına su döktü ve sonunda bir yere çekilip ayaklanın yıkadı, (banyodan çıktı).
Hz. Peygamber'e (gusülden sonra) kumaş/havlu getirdim, istemiyorum diyerek eliyle işaret etti.
Râvilerden biri olan Süleyman el-A'meş dedi ki: 'Bu rivayeti (şeyhim) İbrahim et-Teymî'ye zikredince: 'O, bu şekildedir' dedi ve bunu inkâr etmedi. İbrahim ekledi: 'Kumaş/havlu ile (kurulanmakta) bir sakınca yoktur. Çünkü bu âdet ile ilgili bir konudur."[153]
470/778- Hz. Âişe annemizden (RadıyaUahu anha):[154]
Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) gusülden sonra (tekrar) abdest almazdı.
§Hz. Âişe annemizden (Radtyaiiaimanhâ) ikinci talikle gelen rivayet: Rasûlullah (SatiaUaha aleyhi ve seiiem) gusül alır, iki rekât ve sabah[155] namazını kılardı. Onu gusülden sonra tekrar abdest alırken görmedim.[156]
11- Gusülden Sonra Fark Edilen Kuru Yerin Yıkanması
471/779- İbn Abbas’tan (Radiyallahu amhuma):[157]
Rasululah (salalahu aleyhi ve sellem ) cünüplükten dolayı gusül alıp, çıktığında sol omzunda suyun ulaşmadığı kuru bir yer gördü, sadece saçından damlayan sudan aldı ve orayı ıslattı.Sonra namaz kılmaya geçti.[158]
12- Hanımlarını Dolaşan Kişiye Bir ya da Birden Fazla Guslün Yeterli Olması
472/780- Ebû Râfî'den (RadıyaUahu anh):[159]
Rasûlullah (SaiiaUaim aleyhi ve seüem) eşlerini bir gecede[160] dolaşır, her birinin yanında gusül alırdı. Kendisine dedim ki[161]:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Bir gusül alsan (yetmez mi)?' Rasûlullah şöyle dedi: "Bu daha güzel, daha temizdir."[162]
473/781- Enes b. Mâlik'ten (RdUhu anh):[163]
Rasûlullah (Sattaiiahü aieyiü ve seiiem) eşlerinin hepsini bir gecede dolaşır, (bazen) sadece bir gusül alırdı.
NOT: Bu iki rivayetten, bir gecede hanımıyla birden fazla cima yapan kişinin her defasında gusül almasının müstehab olduğunu, ancak hepsi için bir guslün de yeterli olabileceğini anlıyoruz.[164]
13- Cünüp Olan Kişinin Uyumak Ya Da Yemek Veya Yeniden Cima Yapmak İsterse Yapması Gereken Şeyler
* Uyumak İsteyen Cünüp Kişinin Abdest Alması Müstehabdır
474/782- Ömer b. Hattab'dan (Radıyaiiahn anh):[165]
RaSÛlullah'a (SallalUthii aleyhi ve seilem),
'Bizden biri cünüp olur da gusül almadan önce uyumak isterse nasıl davranmalı?' diye sorunca buyurdu ki:
"O kişi namaz abdesti gibi abdest alsın, sonra da uyusun!"
§Başka tarikten gelen rivayette Hz. Ömer'den (Radıyaiiahüanhüm) nakledilir: Hz. Ömer, Rasülullah'a geldi ve 'ben cünüp oldum' dedi. (Bunun üzerine) Rasûlullah (Saiiaiiaim aleyhi ve seiiem) ona önce tenasül uzvunu yıkamasını, sonra namaz abdesti gibi abdest almasını emretti.[166]
475/783- îbn Ömer'den:[167]
Hz. Ömer (RadıyaliahÜ anhüına) RaSÛlllllah'a (Sallathhü aleyhi ve sellem)'.
'Bizden biri cünüp olduğu hâlde uyuyabilir mi?'diye sorunca buyurdu ki: "Evet, namaz abdesti gibi abdest alarak (uyur)."
§Râvilerden NâfT ekledi:
İbn Ömer bu durumda uyumak isterse, ayaklarını yıkama dışında namaz abdesti gibi abdest alırdı.
NOT: Abdullah b. Ömer'in burada ayaklarını yıkamamasının sebebi;
1- Abdeslten kastın sadece temizlik olduğunu gösterir,
2- Ya da İbn Ömer'in o anda bir mazereti vardı, onun için yıkamamış olabilir. Ancak bu durumda abdest almak efdaldir. Doğrusunu Allah bilir.[168]
476/784- Ebû Hüreyre'den (RadıyaUahu anh):[169]
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve scltem) dedi ki:
"(Cünüp olduğunda) abdest almadan kesinlikle cünüp olarak yatma/uyuma!"[170]
477/785- Abdullah b. Habbab'dan:[171]
Ebû Saîd el-Hudrî (Radıyaüaha anlı) cünüp olduğunda uyumak istediğini Rasûlullah'a anlatınca, Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) Önce abdest almasını, sonra uyumasını emretti.[172]
478/786- Hz. Âişe annemizden (RadıyaUahu anha):[173]
Rasûlullah (SaiiaUaim aleyhi ve seiiem) cünüp olur ve bu durumda uyumak isterse uyumadan önce namaz abdesti gibi abdest alır ve:
"Cünüp olduğu hâlde uyumak isteyen namaz abdesti gibi abdest alsın!" derdi.[174]
* Yemek Yemek Ya Da Yeniden Cima Yapmak İsteyen Cünüp Kişinin Abdest Alması Müstehabdır
479/787- Hz. Âişe annemizden (RadıyaUahu anha):[175]
Rasûlullah (SaUaUaku aleyhi ve seiîem) cünüp olduğu hâlde uyumak isterse namaz abdesti gibi abdest alırdı, ayrıca yemek veya içmek isterse ellerini yıkar, sonra dilerse yer veya içerdi.
§Hz. Âİşe'den (Radıyaiiaimanhâ) ikinci tarikle gelen rivayet: Rasûlullah (Saiiaiiahs. aleyhi ve seiiem) cünüp olduğunda uyumak ya da yemek yemek isterse (önce) abdest alırdı.[176]
480/788- Ebû Saîd el-Hudrî (RadıyaUahu anh):[177]
Hz. Peygamber'İn (Sallallahtl aleyhi ve sellem):
"Cima yaptığında ve eşiyle tekrar cima etmek istediğinde abdest alır" sözünü nakletti.
Râvilerden Süfyan:
'Ebû Saîd el-Hudrî, Harre olayını[178] görmüştü' dedi.[179]
481/789- Gudayf b. el-Hâris'ten:[180]
Hz. Âİşe annemize (Radıyallalıtt anhâ)'.
'Ne dersin, Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) cünüp olduğunda gecenin başında mı yoksa sonunda mı gusül alırdı?' diye sorunca:
'Bazen gecenin başında, bazen de gecenin sonunda gusül alırdı1 dedi.
'Allahü ekber! Bu konuda kolaylık (ruhsat) veren Allah'a hamd olsun! Rasûlullah gecenin başında mı, yoksa sonunda mı vitri kılardı?'
1Bazen gecenin başında, bazen de gecenin sonunda vitir kılardı?
'Allahü ekber! Bu konuda ruhsat veren Allah'a hamd olsun! Rasûlullah Kur'ân'ı açıktan mı yoksa gizlice mi okurdu?'
'Bazen açıktan, bazen de gizliden okurdu.' Ben:
'Allahü ekber! Bu konuda ruhsat veren Allah'a hamd olsun' dedim.[181]
482/790- Hz. Âişe annemizden (RadıyatiaM anhâ):[182]
Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) cünüp olduğunda (bazen) uyur, kalkıncaya kadar suya dokunmazdı. Kalkınca da gusül alırdı.
§Hz. Âişe annemizden (RadıyaiiaimanM) ikinci tarikle gelen rivayet:
Rasûlullah (Sailaiiaha aleyhi ve seiiem) gecenin başında eşiyle beraber olur, sonra suya dokunmaksızın uyurdu. Gecenin sonunda uyanınca eşine döner (tekrar cima eder), sonra da gusül alırdı.[183]
483/791- Ümmü Seleme annemizden (Radıyaiiahu anhâ):[184]
Rasûlullah (SaitattaM aleyhi ve seüem) cünüp olur, sonra uyur ve uyanırdı, sonra tekrar uyurdu.
NOT: ilk bakışta bu konudaki, hadisler arasında çelişki var gibi görülmektedir. Ancak doğru olarak analiz ettiğimizde şu sonuca ulaşırız: Cünüp olan bir kişi uyuma gibi bir ihtiyaç sebebiyle guslü geciktirmek isterse yatmadan Önce abdest alması mendûptur, abdest almadan yattığında da bir sakıncası yoktur. Önemli olan farz namazları kazaya bırakacak kadar geciktirmemek ve her farz namazı vaktinde kılmaktır. Peygamberimizin bazen abdest almaması herhalde ümmete farz olur endişesinden kaynaklansa gerek. Zira Rasülullah bu nedenle bir çok nafile ibadete devam etmezdi.
Cimadan sonra yeni bir cima ya da yeme-içme veya uyku sebebiyle guslü geciktirmek isteyenlerin abdest alması müstehabdır. Burada abdest alma sonucunda:
1- Cünüp olanın hadesini azaltmaz, ancak abdest azalarındaki hades kalkar.
2- Bir müddet sonra ölüm gelir korkusuyla cünüp olan abdest alarak iki temizlikten biri İle yatar-kalkar.
3- Abdest vücudu canlandırır ve dinlendirir. Çünkü yorgun olan kişinin duş alması halinde dinlendiği ve canladığı malumdur.[185]
14- Gusül İle İlgili Sünnet Olan Haller
* Bu Konuda Genel Bilgi
Guslün farz olduğu cünüplük durumu, hayız ve nifas kanının kesilmesi gibi haller dışında, bazı özel günlerde de gusül almak sünnettir. Rasülullah (Sallallahii aleyhi ve sellem) cuma, arefe ve bayram günleri gibi özel durumlarda gusül alırdı. Aşağıdaki rivayetlerde, bu konuda geniş malûmat bulunmakladır.[186]
484/792- (Z.) Abdurrahman b. Ukbe b. el-Fâkih, Rasülullah'in sahabisi olan dedesi el-Fâkih b. Sa'd'dan (Radıyaiiahü anh) nakleder:[187]
Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) cuma, arafe, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı günlerinde gusül alırdı.
Fâkih b. Sa'd da bu günlerde ailesine gusül almalarını emrederdi.[188]
485/793- Hz. Âişe annemiz (Radıyaiiaha anhâ):[189]
Hz. Peygamber'İn (SaUallaM aleyhi ve seltem)
"Dört şeyden dolayı gusül alınır:
Cuma, cünüplük, kan aldırma ve cenaze yıkamak..." şeklindeki sözünü nakletti.[190]
* Cenaze Yıkanması Nedeniyle Gusül Ve Taşınması Nedeniyle De Abdest Almak
486/794- Ebû Hüreyre'den (Radiyallahu anh):[191]
RaSÛlullah (SallallahÜ aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
"Kim cenaze yıkarsa gusül alsın ve kim de cenaze taşırsa abdest alsın!
§Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiaha ank) ikinci tarikle gelen rivayet:
Hz. Peygamber (Saitaitahu aleyhi ve seiietny. "Cenaze yıkanması nedeniyle gusül ve cenaze taşınması nedeniyle abdest alınması gerektiğini" belirtti.
§Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahüanh) üçüncü tarikle gelen rivayet: Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Kim cenaze yıkarsa gusül alsın!"[192]
487/795- Muğîre b. Şu'be'den (Radiyallahu anh):[193]
Hz. Peygamber (SaiiaUahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
"Kim cenaze yıkarsa gusül alsın!"[194]
* Yeni Müslüman Olan Bir Kişinin Gusül Alması
488/796- Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiaim anh):[195]
Sümâme b. Üsâl,[196] Müslüman oldu. Rasûlullah (SaüattaM aleyhi ve seiiem) buyurdu ki:
"Onu filân kabilenin hurma bahçesine götürün ve orada gusül almasını emredin/isteyin!"[197]
§Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiaha anh) ikinci tarikle gelen rivayet: Sümâme b. Üsâl el-Hanefî, Müslüman oldu. Rasûlullah (SaiiaiiaM aleyhi ve seüemy, 'Onun, Ebû Talha'nın hurma bahçesine götürülmesini, orada gusül
almasını' emretti. (Sonra da) Rasûlullah dedi ki:
"Arkadaşınızın İslâm'ı mükemmel[198] oldu."[199]
489/797- Halife b. Husayn b. Kays b. Âsım'dan (RadıyaiiaM anhum) nakledildiğine göre:[200]
Dedesi Kays b. Asım Hz. Peygamber (Saiiaiiaim aleyhi ve seiiem) döneminde Müslüman oldu. Rasûlullah ona su ve sidr (temizleyici bir madde)[201] ile (yıkanıp) gusül almasını emretti.
NOT: Sümâme b. Üsâl ve Kays b. Âsim gibi Müslüman oldukları zaman kendilerinden gusletmesi hattâ (seksen yaşma da gelse) sünnet olması istenen sahâbiler vardır:
a- Vasile b. el-Eska',[202]
b- Katâde Ebû Hişâm er-Rahâvî,[203]
c- Useym b. Küleyb'in dedesi Ebû Küleyb[204] (Radıyallâhü anhüm) bunlardandır.[205]
15- Çarşı Hamamlarında Yıkanma Adabı
490/798- Câbir b. Abdullah'tan (Radiyaiiaha anh):[206]
RaSÛlUİlah (SallaUahS aleyhi ve selleın) buyurdu kî:
"Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa (sakın) peştemalsiz (Çarşı) hamamına girmesin!
Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa (sakın) karısını (çarşı) hamamına[207] götürmesin!
Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa (sakın) İçki içilen sofrada oturmasın!
Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa (sakın) yanında mahremi olmadan yabancı bir kadınla yalnız kalmasın! Onların üçüncüsü şeytan olur (da kendilerini saptırır)."[208]
491/799- Hz. Âişe annemizden (Radiyaiiaha anha):[209]
Rasûlullah (Saiiaiiahtt aleyhi ve seiiem) erkeklerin ve kadınların (çarşı) hamamlarına gitmesini yasakladı. Daha sonra erkeklerin peştemalle yıkanmalarına izin verdi, kadınlara izin vermedi.[210]
492/800- Ebu'l-Melîh[211] 'ten:[212]
Şam bölgesinden gelen kadınlar Hz. Aişe annemizin (Radıyatiahn anhâj yanına girdiler. Hz. Aişe (onlarla konuşurken) şöyle dedi:
'Sizler çarşı hamamlarına giden kadınlarsınız (değil mi?) Rasûlullah
(Sallatlahilaleyhi ve sellem) ŞÖyîe buyurdu:
"Kadınlardan biri evi dışında elbisesini çıkarırsa izzet ve celal sahibi Allah ile kendisi arasındaki perdeyi[213] yırtmış/lekelemiş olur."[214]
493/801- Ümmü Seleme'nin mevlâsı Sâib'den:[215]
Humuslu kadınlar Ümmü Seleme annemizin (RadıyaUaha anim) yanına girdiler. Ümmü Seleme:
'Sizler kimlerdensiniz/nerelisiniz?' diye sorunca onlar:
'Humusluyuz' dediler.
Ümmü Seleme onlara dedi ki:
'Raşûlullah' in (Sattaiiahu aleyhi ve settem) şöyle dediğini işittim:
"Hangi kadın elbisesini evi dışında çıkarırsa Allah ondaki (haya) perdesini yırtar/alır."'[216]
494/802- Ömer b. Hattab (Radıyaiiahüanh) dedi ki:[217]
'Ey İnsanlar! Ben Rasülullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim:
"Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa (sakın) içki dağıtılan sofrada oturmasın!
Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa (sakın) peştemalsiz olarak (çarşı) hamamında yıkanmasın!
(Kadınlardan) kim Allah'a ve âhiret gününe İnanıyorsa (sakın çarşı) hamamına gitmesin!'"[218]
495/803- Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahü anh):[219]
RaSÛlUİIah (Sallaltaltü aleyhi ve sellem) buyurdu kî:
"Ümmetimin erkeklerinden kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa (sakın) peştemaisiz olarak (çarşı) hamamına girip yıkanmasın!
Ümmetimin kadınlarından kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa (sakın çarşı) hamamına girmesin!"'[220]
496/804- Yuhannes Ebû Musa'dan:[221]
Ümmü'd-Derdâ (Radıyaiiaim anim) anlatıyor:
Bir gün Rasûlullah (SaiiaUahu aleyhi ve seiiem) kendisiyle karşılaştı ve sordu:
"Ey Ümmü'd-Derdâ! Nereden geliyorsun?" O:
'(Çarşıdaki) hamamdan' deyince Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
"Kadınlardan biri evi dışında elbisesini çıkarırsa, izzet ve celâl sahibi Allah ile kendisi arasındaki perdeyi yırtmış/lekelemiş olur."
§İkinci tarikle gelen rivayet:
Sehl, babası Muâz'dan nakleder:
Kendisi ÜmmÜ'd-Derdâ'nm (Radıyaitahüaniui) şöyle dediğini işitti:
'Ben çarşı hamamından çıktım ve (yolda) Rasûlullah'la (Saiküiaha aleyhi ve seiiem) karşılaştım, bana dedi ki:
"Ey Ümmü'd-Derdâ! Nereden (geliyorsun)?" Ben:
'Hamamdan' deyince Peygamberimiz buyurdu ki:
"Nefsimi elinde tutan Allah'a yemin olsun ki hangi kadın elbisesini annelerinin evi dışında çıkarırsa, izzet ve celâl sahibi Rahman ile kendi arasındaki (haya) perdesini yırtmış olur."
NOT: Genellikle çarşı hamamları denilen, umûmî hamamlar hem ahlâkî, hem de tıbbî yönden sağlıksız mekânlardır. Rasûlullah (Saiiaikıhu aleyhi ve sellem), kadınların (zaruret olmadıkça)[222] buralara gitmelerini yasaklamıştır. Erkeklere ise peştemalle yıkanmaları ve avret mahallerini göstermemeleri şartıyla izin vermiş, ancak onların da ihtiyaç olmadıkça gitmemelerini istemiştir. Günümüzdeki evlerde banyo sistemi bulunduğu için insanlar çarşı hamamlarına gitmemekledir. Fakai şifalı sular denilen kaplıcalarda aynı sakıncalar mevcuttur. Özel yıkanma yerleri bulunmayan kaplıcalara, zaruret olmadıkça gidilmemeli, gitme zarureti varsa İslâmî âdaba uyulmalıdır.[223]
Fıkhı Hükümler
Gusül İle igili İttifak ve ihtilâf edilen konular:
A- İttıfak edilen konular:
1- Şehvetle meni geldiğinde gusül gerekir.
2- Hayız ya da nifas kanı kesildiğinde gusül gerekir.
3- Rüyada bir şey görür ve meni gelmezse gusül gerekmez, ancak bir şey görmediği hâlde meni gelmişse gusül gerekir.
4- Cimâ olduğunda meni gelmese de gusül gerekir.
5- Cünüplükten dolayı kadın gusül alırken örgülü saçlarını çözmesi şart değildir, saç diplerini yıkaması yeterlidir.
6- Mezi necisür.
7- Gusülde bütün vücut yıkanmalıdır.
8- Besmele farz değildir, sünnettir.
9- Teılip ve muvâlât (azaları peş peşe yıkamak) farz değildir.[224]
B- İhtilâf edilen konular:
1- Gusülde mazmaza ve istinşâk farz mıdır? İ. Ebû Hanîfe'ye göre farz, cumhura göre sünnettir. İhtilâf âyetteki 'iyice temizlenin" cümlesinin farklı
anlaşılmasından kaynaklanmaktadır; İ. Ebû Hanîfe'ye göre suyun rahatlıkla girebildiği her yeri/menfezi yıkamak farzdır, diğerlerine göre vücûdun sadece' yüzeyinin yıkanması farzdır.[225]
2- Cünüplükten dolayı kadın gusül alırken örgülü saçlarını çözmesi ittifakla şart değildir, saç diplerini yıkaması yeterlidir, ancak erkek saçlarını çözmelidir, zira örgülü saç erkek İçin normal değildir.
Hayız ya da nifas kanı kesilince gusiil alındığında kadın örgülü saçlarını çözmez, Hanbelîlere göre bu iki durumda gusülde çözer. Örgülü olmayan uzun saçların yıkanmasında ihtilâf edildi, Şâfiîlere göre çözülmeli, Hanefî ve Hanbelîlere göre çözülmesi şart değildir. Bu ihtilâf uzun saçların örgülü saçlara kıyas edilip edilmemesinden kaynaklanmaktadır.[226]
3- Gusülde niyet şart mıdır? Abdestte olduğu gibi gusülde niyet İ.Ebû Hanîfe'ye göre sünnettir, zira abdestte olduğu gibi gusül de müstakil bir ibadet değildir, bilâkis bir ibadetin parçasıdır. Cumhura göre farzdır, zira bunlar müstakil birer ibadettir.[227]
4- Gusülden sonra gelen meni sebebiyle gusül gerekir mi? İ. Ebû Hanîfe ve bir rivayette Ahmed'e göre İdrardan sonra gelirse gerekmez, değilse gerekir. İ. Şafiî'ye göre her halükârda gerekir. İ. Mâlik ve diğer rivayette Ahmed'e göre her halükârda gerekmez.[228]
5- Şehvetsİz olarak gelen meni sebebiyle gusül gerekir mi? Bu durumda gusül almak İ. Şafiî'ye göre farz, cumhura göre farz değildir.[229]
6- Meni necis midir? İ. Ebû Hanîfe'ye göre necistir, yaş veya kuru olduğunda yıkanmalı, kuruduğunda ise çitİlemek/kazımak yeterlidir, t. Mâlik'e göre yaş veya kuru olduğunda yıkanmalıdır, zira necistir. İ. Şafiî'ye göre temizdir, yıkanması ya da çitilenmesi/kazınmasi menduptur. İ. Ahmed'den bu konuda iki görüş rivayet edilir.[230]
7- Yeni Müslüman olan bir kişinin gusül alması farz mıdır? İ. Mâlik ve bir rivayette Ahmed'e göre farz, İ. Ebû Hanîfe'ye göre müstehabdir. İ. Şafiî'ye göre ise saçlarını kestirmesi ve gusül alması müstehabdır.[231]
§Cünüp olarak yapılamayan ibâdetler:
1- Namaz kılınmaz,
2- Kâbe'yi tavaf edilmez.
3- Kur'ân okunmaz veya ona dokunulmaz, ancak dua maksadıyla bazı âyetler okunabilir.
4- Zarûrel olmadıkça mescitlerden geçilmez.[232]
1- İlk Dönemde (Cinsel Birleşmede) Meni Gelmedikçe Gusül Alınmazdı. 2
2- Daha Sonra (Cinsel Birleşmede) Meni Gelmedikçe Gusül Alınmaz Ruhsatı Kaldırıldı 3
3- Meni Gelmese De (Erkeğin) Sünnet Uzvu (Kadının) Sünnet Uzvunu Aşarsa/Girerse Gusül Gerekir. 4
4- İhtilâm Olduğunda (Rüya Gördüğünde) Menisi Gelen Kişinin Gusül Alması. 6
5- Cünüp Olmayan Kur'ân Okuyabilir. 9
6- Gusül Alırken Perde Çekmek Gerekir. 10
7- Gusül Ve Abdest Alırken Kullanılan Su Miktarı. 12
8- Gusül Alma Şekli Ve Öncesinde Abdest Almak. 14
9- Gusül Anında Saçları Yıkamak Ve Kadınların Örgülü Saçlarını Açmaksızın Köklerini Yıkaması. 16
10- Gusül Mekânı Dışında Ayakları Yıkamak, Mendil/Havlu İle Kurulanmak Ve Namaz Kılmak İsteyene Guslün Abdest Yerine Geçmesi. 19
11- Gusülden Sonra Fark Edilen Kuru Yerin Yıkanması. 20
12- Hanımlarını Dolaşan Kişiye Bir ya da Birden Fazla Guslün Yeterli Olması. 20
13- Cünüp Olan Kişinin Uyumak Ya Da Yemek Veya Yeniden Cima Yapmak İsterse Yapması Gereken Şeyler. 21
* Uyumak İsteyen Cünüp Kişinin Abdest Alması Müstehabdır. 21
* Yemek Yemek Ya Da Yeniden Cima Yapmak İsteyen Cünüp Kişinin Abdest Alması Müstehabdır 22
14- Gusül İle İlgili Sünnet Olan Haller. 24
* Bu Konuda Genel Bilgi. 25
* Cenaze Yıkanması Nedeniyle Gusül Ve Taşınması Nedeniyle De Abdest Almak 26
* Yeni Müslüman Olan Bir Kişinin Gusül Alması. 26
15- Çarşı Hamamlarında Yıkanma Adabı. 28
Fıkhı Hükümler. 30
J- CÜNÜPLÜK VE DİĞER SEBEPLERDEN DOLAYI GUSÜL ALMAK
1- İlk Dönemde (Cinsel Birleşmede) Meni Gelmedikçe Gusül Alınmazdı
415/723- Zeyd b. Hâlid el-Cühenî'den (Radıyallahü anh):[1]
Kendisi Hz. Osman'a (Radıyaiiaimanh) sordu: 'Kişi eşiyle birleşir ve meni gelmezse ne gerekir?' Hz. Osman dedi ki:
'Namaz abdesti gibi abdest alır ve tenasül uzvunu yıkar.' Hz. Osman sözüne şöyle devam etti:
'Ben bunu Rasûlullah'tan (Saitaitahu aleyhi ve seiiem) işittim.'
§(RâviZeyd ekledi[2]
Ayrıca bunu Hz. Ali, Zübeyr b. Avvâm, Talha b. Ubeydullah ve Übey b. Ka'b'a (Radıyaiiahnanhüm) sordum, aynı şeyi istediler/emrettiler.[3]
416/724- Ebû Eyyûb el-Ensârî'den (Radıyallahü anh):[4]
Übey b. Ka'b kendisine şunu haber verdi:
RaSÛlUİlah'a (Sallallaha aleyhi ve sellem)'.
"Kişi eşiyle birleşir ve meni inmezse ne gerekir?' diye sorunca dedi ki:
"O kişi, eşine dokunan (tenasül) uzvunu yıkar, abdest alır ve namaz kılar.'"[5]
417/725- Ebû Saîd el-Hudrî'den (Radıyallahü anh):[6]
Rasûlullah (Saiiaiiaim aleyhi ve seiiem) ensardan birine uğradı ve ona (kapıya çıkması için) haber gönderdi. Bu kişi başından su damlar bir hâlde dışarı Çıkınca, Peygamberimiz ona dedi ki:
"Her hâlde seni acele ettirdik?"
'Evet, ey Allah'ın RasûlüT
"Aceleye geldiğinde ya da kendini tutup (meni inmediğinde), sana gusül gerekmez, (sadece) abdest gerekir."[7]
418/726- Ebû Saîd el-Hudrî'den (Radıyaiiahn anh):[8]
Pazartesi günü Rasûlullah'la (Saiiaiiaha aleyhi ve seikm) beraber Küba'ya gitmek için yola çıktık. Benî Salim yurduna uğradık. Rasûlullah, îbn Itban'ın kapısına gelince durdu ve gür bir sesle onu dışarı çağırdı. O sırada İbn Itbân karısının üstündeydi (cima yapıyordu). Hemen elbisesini[9] çekerek dışarı çıktı. Rasûlullah onu bu hâlde görünce dedi ki:
"Adamı acele ettirdik." İbn Itban:
*Ey Allah'ın Rasûlü! Bir kişi hakkında ne dersin, karısıyla birleşir ve meni gelmezse, ne yapması gerekir?'
Rasûlullah:
"Su,[10] sudan dolayı[11] gerekir" dedi.[12]
419/727- Ebû Eyyüb'den (RadıyaUahü anh):[13]
HZ. Peygamber (Sallallalıll aleyhi ve sellem):
"Su, sudan gerekir" buyurdu.[14]
2- Daha Sonra (Cinsel Birleşmede) Meni Gelmedikçe Gusül Alınmaz Ruhsatı Kaldırıldı
420/728- Übey b. Ka'b'dan (Radıyaiiahtianh):[15]
Su, sudan gerekir şeklindeki fetva ruhsattır. İslâm'ın ilk dönemlerinde Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) bu şekilde ruhsat veriyordu, (ancak) daha sonra (meni gelmese de) gusül almayı emretti.
§İkinci bir tarikten benzeri rivayet edildi:
Rasûlullah (Satiaiiahü aleyhi ve seiiem), elbiseleri az olduğu için (ilk dönemde) mü'minlere böyle ruhsat veriyordu. Daha sonra Peygamberimiz bu ruhsatı (su sudan gerekir sözlerini/fetvasının verilmesini) yasakladı.
NOT: İlk dönemlerde inzal olmadıkça, sadece birleşmeden dolayı gusül gerekmezdi. Ancak sonraki dönemde bu ruhsat kaldırıldı; hem cima, hem de inzalden dolayı gusül emredildi.
İkinci tarikten gelen rivayette, ilk dönemlerdeki ruhsatın elbise azlığından kaynaklandığı ifade edilmektedir; Bu da zaruret/sıkıntı anındaki bu ruhsatın geçici olduğunu göstermektedir.[16]
421/729- Ubeyd, babası Rifâa b. Râfî'den (Radıyaiiahaanhüm) nakleder:[17]
(Züheyr rivayetinde: ''Akabe Matında ve Bedir savaşında hazır bulunan Rifâa b. Râjî kastediliyor'1 diye ekledi.)
Hz. Ömer'in (Radıyaiiahuanh) yanındaydım. Ona:
'Zeyd b. Sabit mescitte insanlara[18] Eşiyle beraber olduğu hâlde menisi gelmeyen kişi hakkında (gusül gerekmez diye), fetva veriyor' denildi.
Hz. Ömer:
ıOnu hemen hana getirin!' dedi ve yanına getirildi. Hz. Ömer:
ıEy kendisine düşmanlık eden, Rasûlullah'm mescidinde kendi görüşünle fetva verme seviyesine ulaştın mı?' Zeyd:
'Ben böyle yapmadım, ben ancak amcazadelerim[19] Rasûlullah'tan (SaiiaUaha aleyhi ve seiiem) rivayet ettiğini naklettim.'
'Hangi amcazadelerini'
'(Amcazadelerimden olan) Übey b. Ka'b, (Ebû Eyyûb ve Rifâa b. RâfT den)'[20]
Ben (Rifâa) hemen o gencin sözünü (açıklamaya) yöneldim ve:[21]
'Rasûlullah döneminde böyle yapardık' diye cevap verdim. Hz. Ömer:
'Bunu Rasûlullah'a sordunuz nut'V diye sorunca:
'Bİz O (Peygamber'in) döneminde böyle yapar, gusül almazdık' dedim.
Hz. Ömer ashabı topladı ve hepsi su ancak sudan gerekir, fetvasında ittifak etti, ancak Hz, Ali ve Muaz b. Cebel dediler ki:
'(Erkeğin) sünnet uzvu (kadının) sünnet uzvunu aşarsa/girerse gusül gerekir.' Ayrıca Hz. Ali:
'Ey Mü'minlerin Emîri, bu konuda en bilgili olan Hz. Peygamber'in eşleridir' deyince Hz. Ömer, Hafsa annemize haber gönderdi, Hz. Hafsa:
'Benim (bu konuda) bilgim yok' dedi. Sonra Hz. Âişe annemize haber gönderdi ve Hz. Âişe:
'(Erkeğin) sünnet uzvu (kadının) sünnet uzvunu aşarsa/girerse gusül gerekir' dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer kızdı ve şöyle dedi:
'Birinin böyle yapıp da gusül almadığı haberi bana ulaşırsa, onu (çok kötü) cezalandırarak bitkin/halsiz hale getiririm'[22]
3- Meni Gelmese De (Erkeğin) Sünnet Uzvu (Kadının) Sünnet Uzvunu Aşarsa/Girerse Gusül Gerekir
422/730- Hz. Âişe annemizden (Radıyuiiahn anhâ):[23]
RaSÛlullah (Satlattahü aleyhi ve setİem)'.
"Erkek, (eşinin) dört uzvu (iki eli ve iki ayağı) arasına oturur ve sünnet uzvunu (kadının) sünnet uzvununa[24] yapıştırırsa gusü! gerekir" buyurdu.[25]
423/731- Amr b. Şuayb babası tarikiyle dedesinden[26] (Radıyaiiaha nakleder:[27]
RaSÛlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"(Erkeğin) sünnet uzvu (kadının) sünnet uzvunu aşar/girer ve uzvun başı görünmezse, işte o zaman gusül gerekir."[28]
424/732- Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahu anh):[29]
Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) dedi ki:
"Erkek, (eşinin) dört uzvu (İki eli ve iki ayağı) arasına oturur ve kendisini yorarsa -meni gelsin ya da gelmesin- gusül gerekir."[30]
425/733- Saîd b. el-Müseyyib'den:[31]
Ebû Musa, Hz. Âişe annemize (Radıyaiiaha anhâ) dedi ki: 'Ben senden utandığım hâlde, sana bir şey sormak istiyorum.' Hz. Âişe: 'Sor, utanma! Ben senin annenim' dedi.
O da eşiyle beraber olup da menisi gelmeyen erkeğin (gusül) durumunu sorunca, Hz. Âişe Peygamberimiz'den (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şunu nakletti: "Sünnet uzvu sünnet uzvunu aşar/girerse, işte o zaman gusül gerekir."[32]
426/734- Muaz b. Cebel’den (Radiyallahu anh):[33]
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) dedi ki:
“Sünnet uzvu sünnet uzvunu aşar/girerse gusül gerekir.”[34]
427/735- Abdullah b. Sa'd (Radıyaiiaha anh):[35]
Rasûlullah'a (Saifoiiahu aleyhi ve seiiem), gusül gerektiren hâl, sudan sonra gelen suyun (mezinin) durumu, evimde ve mescitte namaz kılmanın ve hayız gören kadınla yemek yemenin hükmünü sordu. Rasûlullah şöyle buyurdu:
"Allah doğruyu ifade etmede hayayı emretmez.[36] Bana gelince, eğer şöyle şöyle yaparsam..." yâni gusül gerektiren hali zikretti ve dedi ki:
"Namaz abdesti alırım, cinsel organımı yıkarım" dedi ve guslün (nasıl alınacağını) anlattı.
"Sudan sonra suya gelince, o mezidir ve her erkekten mezi gelir. Ben bundan dolayı fercimi yıkar ve abdest alırım.
Mescitte ve evimde namaz kılma durumu ise, gördüğün gibi evim mescide ne kadar yakın ve benim için farz namazlar dışında evimde namaz kılmam, mescitte kılmamdan daha hoştur.
Hayızlı kadınla yemek yemeye gelince, onunla yemek yiyebilirsin![37]"
4- İhtilâm Olduğunda (Rüya Gördüğünde) Menisi Gelen Kişinin Gusül Alması
428/736- Hz. Âişe annemizden (Radıyaitaiıu anha):[38]
Rasûlullah'a (SaUdiahü aleyhi ve sefam), ihtilâm olduğunu (rüya gördüğünü) hatırlamadığı hâlde elbisesinde yaşlık gören kişinin durumu sorulunca şöyle dedi:
"Bu kişi gusül alır."
Rasûlullah'a, ihtilâm olduğunu hatırladığı hâlde elbisesinde yaşlık görmeyen kişinin durumu sorulunca da şöyle dedi:
"Bu kişinin gusül alması gerekmez."
ÜmmÜ Süleym (Radıyallahüanhâ):
'Kadın da bunları görürse gusül almalı mıdır?' diye sorunca Peygamberimiz buyurdu ki:
"Kadınlarda erkeklerin kardeşleridir (benzerleridir).[39]"
429/737- (Enes b. Mâlik'in annesi) Ümmü Süleym'den (Radıyallâhü anhâ):[40]
Ümmü Süleym, Hz. Peygamber'in eşi Ümmü Seleme'ye ( â) komşuydu ve yanma gelirdi. Rasûlullah (SaUoitahu aleyhi ve seiiem) gelince Ümmü Süleym:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Kadın rüyasında kocasıyla beraber olduğunda gusül gerekir mi, görüşün nedir?' diye sorunca Ümmü Seleme annemiz dedi ki:
'Ellerin topraklansın,[41] ey Ümmü Süleym, Rasûlullah'ın yanında kadınları rezil ettin.' Ümmü Süleym:
'Allah doğruyu ifade etmede hayayı emretmez.[42] Bize problem olan bir meseleyi, Rasûlullah'a sormam benim açımdan o konuda kör/habersiz kalmamdan daha iyidir.' Rasûlullah Ümmü Seleme annemize dedi ki:
"Asıl senin etlerin topraklansın!
Evet, ey Ümmü Süleym! Islaklık/Su gördüğünde o kadına gusül gerekir."
Ümmü Süleym:
'Ey Allah'ın Rasûlü! (Bu durumda) kadından su gelir mi?' Rasûlullah:
"Çocuğu kendisine başka nasıl benzeyecek? Kadınlar erkeklerin kardeşleridir (benzerleridir)."[43]
430/738- Ümmü Seleme annemizden (Radıyaüahü anhâ):[44]
Ümmü Süleym (Radıyaiiahü anhâ)[45] dedi ki:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Kadın rüyasında kocasıyla beraber olduğunu görürse gusül gerekir mi?' Rasûlullah (Saiiaiiahtı aieyiu w seiiemy.
"Evet, kadın ıslaklık/su gördüğünde (gerekir)" dedi. Ümmü Süleym:
'O böyle yapar mı? (Islaklık olurmu?)' Rasûlullah:
"Elin topraklansın, çocuğun dayı/teyze[46] tarafına benzemesi ancak bundan kaynaklanır. İki nutfeden hangisi rahime önce ulaşırsa, benzerine galip gelir."[47]
§İkinci tarikten gelen rivayet:
Zeyneb annesi Ümmü Seleme'den (Radıyaiiaimanhâ) nakletti: Ümmü Süleym (Radıyaihhu anim) dedi ki:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Allah doğruyu ifade etmede hayayı emretmez.[48] Kadın ihtilâm olduğunda (rüya gördüğünde) gusül gerekir mi?'
Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem):
"Evet, kadın ıslaklık/su gördüğünde (gerekir)" dedi.
§Üçüncü tarikten gelen rivayet:
Ümmü Seleme annemizden (Radıyaiiahu anhây.
ÜmmÜ Süleym (RadıyallahU anhâ), Hz. Peygamber'e (Sallallahü aleyhi ve sellem) geldi ve rüyasında erkeğin gördüğünü gören bir kadının durumunu (ilgili hükmü) sordu. Rasûlullah:
"Bu kadın ıslaklık/su görürse gusül alsın!" dedi. Ümmü Süleym: 'Kadınları rezil ettin, bir kadın rüyasında böyle görür mü?' deyince
Rasûlullah şöyle buyurdu:
"Elin topraklansın, o hâlde çocuğu kendisine başka ne ile/hangi sebeple benzeyecek?"[49]
431/739- İbn Ömer'den (RadıyaiiaM anhama):[50]
Enes b. Mâlik'in annesi Ümmü Süleym (Radıyaiiaha anhâ), Rasûlullah'a
(Sailallahü aleyhi ve sellem) ŞÖyle SOrdu:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Rüyasında erkeğin gördüğünü bir kadın görürse, (hüküm nedir?)' Rasülullah buyurdu ki.
"Kadın bunu görür ve suyu İnerse, gusül alsın!"[51]
432/740- Enes b. Mâlik'ten (Radıyaiiahu anh):[52]
(Annesi)[53] Ümmü Süleym (Radıyaiiaim anhâ) Hz. Peygamber'e, rüyasında bir erkeğin gördüğünü gören kadının durumunu, sordu. Rasûlullah (SaUaiiahu aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Sizden kim bunu görür ve suyu inerse gusül alsın!" Ümmü Seleme (Bir rivayette: Rasülullah'ın eşi utanarak):
'Ey Allah'ın Rasûlü! (Kadında) bu şey olur mu'?' diye sorunca Rasûlullah şöyle dedi:
"Evet, erkeğin suyu koyu beyaz, kadının suyu ise açık sarıdır. (Karı kocadan) hangisinin suyu öne geçerse ya da baskın gelirse, çocuk ona benzer."[54]
433/741- Hz. Âişe annemizden (Radıyaiiahu anh):[55]
Bir kadın Peygamberimiz'e (Saiiaüaim aleyhi ve seiiem):
'Kadın ihtilâm olur (rüya görür) ya da ıslaklık/su bulursa gusleder mi?'
Rasûlullah:
"Evet" dedi. Hz. Âişe:
'Ellerin topraklansın' deyince,
Rasûlullah şöyle buyurdu:
"Onu bırak, çocuğun benzemesi ancak bundan olur. Kadının suyu erkeğin suyundan baskın gelir de (rahime ulaşırsa) çocuk dayılarına/teyzelerine benzer, (ama) erkeğin suyu onun suyuna baskın gelirse çocuk (amcalarına/halalarına)[56] benzer."[57]
434/742- Havle bt. Hakîm (Radıyaiiaha aıhâ):[58]
Hz. Peygamber'e (Saiiaiiahu aleyhi ve seüem), rüyasında bir erkeğin gördüğünü gören kadının durumunu, sordu. Rasûlullah dedi ki:
"Su inmedikçe gusül gerekmez, tıpkı erkeğin suyu (menisi) inmedikçe guslün gerekmemesi gibi."
§İkinci tarikle gelen rivayet:
Hz. Peygamber'in teyzelerinden biri olan Havle bt. Hakîm es-Sülemİyye (RadiyallaM anhâ)'.
Rasûlullah'a, kadının ihtilâm olma durumunu sorunca Peygamberimiz: "Gusül alsın!" dedi.[59]
5- Cünüp Olmayan Kur'ân Okuyabilir
435/743- Abdullah b. Selime anlatıyor:[60]
Ben ve iki kişi Hz. Ali'nin (Radıyaiiaim anh) yanma girdik: onlardan biri kavmimden olup, diğeri de Benî Esed'e mensup olduğunu zannettiğim kişiydi. Hz. Ali bu ikisini itibarlı (örnek) şahıslar olarak gönderdi ve dedi ki:
'Siz ikiniz, iri/kuvvetli insanlarsınız, o hâlde dininizi kuvvetlendirin/cihadedin!'[61]
Sonra Hz AH tuvalete gitti, ihtiyacını gördü ve çıktı, sudan bir avuç alıp bununla ellerini ovaladı. Sonra Kur'ân okumaya başladı. Bizim kendisini yadırgadığımızı görünce şöyle dedi:
'Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) tuvalet ihtiyacım görüp çıktı ve Kur'an okudu, bizimle birlike et yedi. Cünüplük dışında hiçbir şey onun Kur'an okumasına mani değildi.'[62]
436/744- Hz. Ali (Radıyaitaha anh) dedi ki:[63]
Cünüp olmadığı sürece Rasûlullah fSaUatiahu aleyhi ve seiiem) bize Kur'an okuturdu.[64]
437/745- Ebu'l-Garîften:[65]
Hz. Ali'ye (Radıyaitaim cmhüm) abdest suyu getirildi; üçer kere ağzına su alıp gargara yaptı, burnuna su çekti, üç kere yüzünü yıkadı, ellerini dirsekleriyle beraber üçer üçer yıkadı, sonra başını mesh etti, ayaklarını yıkadı ve dedi ki:
'Rasûlullah'ı (SaiiaUahü aleyhi ve seiiem) işte böyle abdest alırken gördüm, sonra Kur'an'dan bir bölüm okudu ve şöyle dedi:
"Bu durum cünüp olmayan için geçerlidir. Ama cünüp olan kişi okuyamaz, bir âyet de olsa, (okuyamaz.)"’[66]
438/746- Hz. Ali'den (RadıyaUahü anh):[67]
Hz. Peygamber (Sallaltahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Cünüp, resim ve köpek olan eve melekler girmez."[68]
Açıklama
Melekler Allah'a sürekli itaat eden varlıklardır. İnsanların amellerini yazan/kaydeden Kiramen Kâtibin melekleri insanla her yerde bulunur, ancak tuvalet ve cima gibi özel durumlarda dışarı çıkarlar.
Bu rivayette kastedilen melekler rahmet ve bereket melekleridir. Bu meleklerin bir eve girmeme sebepleri;
1- Cünüp: Bundan kasıt guslü sürekli geciktirip namaz vakitlerini geciktiren kişilerdir. Onların bu sorumsuz hali melekleri uzaklaştırır.
2- Resim/Heykel: Ulemânın ittifakı ile insan ve hayvan gibi canlıların resimleri/heykelleri daha sonra tapınma sebebi olduğu için oradan melekler uzaklaşır.
3- Köpek: Köpeklerin genelde pis olması sebebiyle evlere konulması doğru değildir ve meleklerin gelişini engeller.[69]
6- Gusül Alırken Perde Çekmek Gerekir
439/747- İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhüım):[70]
Rasûlullah (Saitaiiahü aleyhi ve sellem) Hz. Ali'ye emretti de ona gusül için su getirdi, sonra Hz. Peygamber ona bir parça kumaş verdi ve şöyle buyurdu: "Bana bir perde çek ve sen de sırtını dön!"[71]
440/748- Enes b. Mâlik'ten (Radıyailahü anh):[72]
RaSÛluIlall (SaHaüahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"İmran'ın oğlu Musa (Aieyiusseiâm) suya gireceğinde, su avret mahallini bitmedikçe[73] elbisesini çıkartmazdı."[74]
441/749- Ya'lâ b. Ümeyye'den (Radtyaiiahu anh):[75]
RaSÛlUİlah (Sallallalıii aleyhi ve sellem) dedi ki:
"İzzet ve celâl sahibi Allah çok haya sahibi ve kendisini gizleyendir. Sizden birisi gusül alacağında kendisini bir şeyle gizlesin!"[76]
442/750- Ya'lâ b. Ümeyye'den (Radtyaüahümh):[77]
RaSÛlullah (Saltaltahn aleyhi ve setlem) dedi ki:
"İzzet ve celâl sahibi olan Allah hayalı olmayı ve örtmeyi sever.[78]
443/751- Akîl b. Ebî Tâlib'in mevlâsi Ebû Mürre,[79]
Ebû Tâlib'in kızı Ümmü Hânı'den (RadıyaiiaM anlatma) nakleder:
(Rasûlullah'ın amca kızı) Ümmü Hânî[80], Mekke'nin fethi günü Hz. Peygamber'in (Saiiaiiahu aleyhi ve setiem) bulunduğu yere gittiğini belirtir ve şöyle anlatır:
Rasûlullah'ı gusül alırken buldum, kızı Fâtıma da kendisine perde tutuyordu.[81]
444/752- Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahu anh):[82]
RaSÛlullah (SaUallahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Eyyûb (Peygamber) çıplak olarak yıkandığı bir sırada üzerine altından çekirgeler düştü, o da bunları avuçla alıp elbisesine toplamaya başladı. Rabbi şöyle nida etti:
'Gördüğün şeyi almaktan seni müstağnî kılmadım mı?[83] Eyyûb (Peygamber):
'Fakat senin bereketinden vazgeçmek mümkün değil' dedi."
NOT: İbn Battal der ki: bu hadisten, kimsenin görmediği bir yerde çıplak olarak yıkanılmasmın cevazı anlaşılmaktadır. Çünkü burada Eyyûb Peygamber'İn çekirgeleri toplamasına bir kınama var, çıplak yıkanmasına değil.[84]
7- Gusül Ve Abdest Alırken Kullanılan Su Miktarı
445/753- İbn Abbas'taiî (Radıyallahü anhuma):[85]
Bir kişi kendisine:
'Abdest alırken bana ne kadar su yeterlidir?' dedi. İbn Abbas: 'Bir müd.
'Gusül için bana ne kadar su gereklidir?' 'Bir sa’:
'Bana bu kadar yetmez.'
'Ey annesiz (kalasıca),[86] senden daha hayırlı olan Rasûlullah'a (Saiiaitahu aleyhi \>e seiiem) bu miktar yetiyordu.'[87]
446/754- Enes b. Mâlik'ten(Radıyallahu anh):[88]
Rasûlullah (Saiiaiiaha aicyin ve seiiem) miktarı iki ntıl (olan su) ile abdest ve bir sa' (olan su) ile de gusül alırdı.[89]
447/755- Câbir b. Abdullah'tan (Radıyallahu anh):[90]
Rasûlullah (Sa[91]iiatiaim aleyhi ve seiiem) miktarı bir müd (olan su) ile abdest ve bir sa' (olan su) ile de gusül alırdı.
448/756- Rasûlullah'ın sahabîsi Sefine'den (Radıyallahu anh):[92]
Rasûlullah (Saiiaihim deyin ve settem) miktarı bir sa' (olan su) ile gusül ve bir müd (olan su) ile de temizlenir, (abdest alırdı).[93]
449/757- Hz. AlŞe'den (Radıyallahu anha):[94]
Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) miktarı bir müd (olan su) ile abdest ve yaklaşık bir sa' (olan su) ile de gusül alırdı.[95]
Açıklama
Bu hadislerden, Rasûlullah'ın (SaUaliahü aleyhi ve sellem) iktisatlı olarak su kullandığını ve israftan kaçınma noktasında çok titiz davrandığını anlıyoruz.
Müd ve sâ! hacim ölçü birimidir. Bir sâ' dört müd olup, bir müd ise bir koçandır. Rıtıl ise 40 ûkıyyedir ve 1 ûkıyye 40 dirhemdir.
Rıtıl; Bağdadî (İran ölçüsü) ve Şâmî (Roma ölçüsü) olarak iki kısma ayrılır.
*İmam Ebû Hanîfe ve İrak fakihlerine göre:
1 Müd: 2 rıtıl
Müd: 1,06 litre
1 Sa' (4 müd, 4x1,06): 4,24 litre (ile 5,30 İt. arasındadır.)
*İmam Şâfıî ve Hicaz fakihlerine göre:
1 Müd: 0,530 litre
Sa' (4 müd 4x 0,530): 2,120 litre (ile 2,650 it. arasındadır.)[96]
*Günümüz Ölçülerine göre gram olarak: Müd: 509,14 gr.
Sa' (4 müd, yani 4x509,14): 2036,56 gr. Rıtıl: 381,75 gr.[97]
450/758- Mûsâ el-Cühenî'den:[98]
Ramazan'da büyük bir kap getirdiler, onun miktarını sekiz ya da dokuz veya on ntıl olarak takdir ettim.
Mücahid dedi ki:
Hz. Âişe (Radıyaihha anhâi annemiz bana:
'Rasûlullah (SaitaiiaM aleyhi ve seUem) bu miktarda bir su ile gusül alırdı' diye nakletti.[99]
8- Gusül Alma Şekli Ve Öncesinde Abdest Almak
451/759- Hz. Âişe annemizden (Radıyaiiahü anha):[100]
Rasûlullah (SaitaiUıhu aleyhi ve seiiem) cünüplükten dolayı gusül almak istediğinde; ellerini üç kere yıkar,[101] sonra sol eline su dökmek için sağ eliyle su alır, ardından temizleninceye kadar tenasül uzvunu yıkardı. Sonra ellerini güzelce yıkar, ağzına üç kere su alıp gargara yapar, burnuna üç kere su çeker, yüzünü üç kere ve kollarını üç kere yıkar, sonra başına üç kere su döker ve peşinden yıkanırdı.[102] (Banyodan) çıkacağında da ayaklarını yıkar (ve çıkardı).
§Hz. Âişe'den (Radıyaiiaha anhâ) ikinci tarikle gelen rivayet: 'Rasûlullah aleyhi ve seiiem) cünüplükten dolayı gusül almak istediğinde; namaz abdesti gibi abdest alarak başlar, tenasül uzvunu yıkar, ayaklarım yıkar, sonra duvar toprağına elini sürer ve ardından da üstüne su döker, (yıkanırdı). Ben duvarda onun el izini hâlâ görür gibiyim.'
§Hz. Âişe'den (Radıyaiiahu anhâ) üçüncü tarikle gelen rivayet: Kendisine cünüplük sebebiyle Rasûlullah'ın (Saiiaiiahü aleyhi ve stilon) gusül alma şekli sorulunca şöyle dedi:
'Önce ellerinden başlar, onları yıkardı.[103] Sonra namaz abdesti gibi abdest alır, başındaki saçları karıştırarak köklerine (suyu ulaştırırdı). Tenini temizlediğine kanâat getirirse üç kere sudan avuçlar/alır[104] ve başına serper ve vücûdunun kalan kısımlarına dökerdi.'[105]
452/760- (Hz. Peygamber'in eşi) Meymûne annemizden (Radıyallahu anha):[106]
Rasûlullah'a (Saiiaiiaha aleyhi ve setiem) su getirdim ve cünüplükten dolayı gusül aldı; (şöyle ki) önce sol eliyle kaptaki sudan sağ eline su döküp avuçlannı yıkadı, sonra kaptaki suya elini daldırıp (su aldı) ve cinsel organına döktü. Sonra bu elini duvar ya da yerdeki toprağa sürdü. Ardından ağzına ve burnuna üç kere su aldı, yüzünü üç kere ve kollarını üç kere yıkadı, sonra başına üç kere su döktü, sonra vücûdunun kalan kısmına su döktü ve sonunda bir yere çekilip ayaklarını yıkadı, (banyodan çıktı).[107]
453/761- İbn Abbas'ın mevlâsı Şu'be'den:[108]
İbn Abbas (Radıyaiiam anhüm) cünüplükten dolayı gusül alacağında sağ eliyle sol eline su döker ve onları bir kaba daldırmadan Önce yedi kere yıkardı. Bir keresinde, eline kaç kere döktüğünü unuttu ve bana:
'Kaç kere döktüm?' diye sordu. Ben:
'Bilmiyorum'dedim. Bana:
'Ey annesiz (kalasıca)[109], niye bilmiyorsun?' dedi. Sonra namaz abdesti gibi abdest aldı. Sonra başına, vücûduna su döktü ve dedi ki:
'İşte Rasûlullah (Saiiaiiaimaleyhi ve seiiem) böyle temizlenirdi, yani gusül alırdı.'[110]
454/762- UbeydulIah b. Mıksem'den:[111]
Hasan b. Muhammed (Hz. Ali ya da Hanefiyye'nin oğlu)[112], sahabeden Câbir b. Abdullah'a[113] (RadıyaUahu animm) cünüplükten dolayı gusül almayı sordu. O da dedi ki:
'Saçlarım ıslatır ve tenini yıkarsın.' Hasan tekrar sordu:
'Rasûlullah tsaüaiiaha aleyhi ve seitem) nasıl gusül alırdı?'
'Saçına üç kere su dökerdi, (Bir rivayette: sonra cildine (bedenine) üç kere su dökerdi).'
'Benim başım gür saçlıdır.' Câbir:
'Rasûlullah'in saçı seninkinden daha gür ve güzeldi1 dedi.[114]
455/763- Âsim b. Amr el-Becelî:[115]
Hz. Ömer'e (RadıyaUaim anhümi soru soran topluluktaki bir kişiden[116] nakleder: Onlar Hz. Ömer'e:
'Biz sana üç şeyi sormak için geldik: Bir kişinin evinde nafile namaz kılması,
Cünüplükten dolayı gusül almak ve
Kişinin karısı ile hayızliyken yapabileceği uygun olan şeyler nelerdir?' dediler.
Hz. Ömer onlara:
'Siz sihirbaz mısınız yoksa? Rasûlullah'a (Saiiatiahu aleyhi ve setlem) sorduğum günden beri hiç kimsenin sormadığı şeyleri bana sordunuz; (Hz. Peygamber) şöyle dedi:
"Bir kişinin evinde nafile namaz kılması nurdur, dileyen evini nurlandırır."
(Râvi ekledi Cünüplükten gusül alma konusuna gelince de şunları söyledi:
"(Önce) tenasül uzvunu yıkar, sonra abdest alır ve başından (aşağı) üç kere su döker,
Hayızlı karısından ise izar/peştemal üzerinden faydalanma hakkı vardı."[117]
456/764- Ebû Zübeyr'den:[118]
Câbir (b. Abdullah)'a (Radıyaiiainianh), 'gusül konusunu' sordum, şöyle dedi:
'Sakif (kabilesin)den Rasûlullah'a (Sailattahu aleyhi ve seiiem) geldiler ve dediler ki: 'Bizim topraklarımız soğuk bir bölgededir, gusül konusunda nasıl emredersin?' Hz. Peygamber,
"Ben başımdan (aşağı) üç kere su döküyorum, (yıkanıyorum)" dedi ve başka bir şey söylemedi.[119]’
457/765- Cübeyr b. Mut'ım'den (Radtyaiiahü anh):[120]
Hz. Peygamber'in (Saiiatiahü aleyhi ve seiiem) yanında cünüplükten gusül konusunu konuşuyorduk, şöyle buyurdu:
"Ben avuç dolusu üç kere su alıp başımdan (aşağı) döküyor, sonra vücûdumun kalan kısımlarına bolca döküyor (ve yıkıyorum)."[121]
458/766- Hz. Âişe annemizden (Radıyaitahü anhâ):[122]
Rasûlullah (Saiiatiaim aleyhi ve seiiem) cünüplük sebebiyle gusül alacağında (önce) ağzına su ahr, gargara yapar ve burnuna su çekerdi.[123]
9- Gusül Anında Saçları Yıkamak Ve Kadınların Örgülü Saçlarını Açmaksızın Köklerini Yıkaması
459/767- Ebû Saîd el-Hudrî'den (Radtyaiiahü anh):[124]
Kendisine bir kişi (geldi ve gusülde) başın yıkanmasını sordu. Ebû Saîd:
'Üç avuç su (dökmen) sana yeter' dedi ve (göstermek için) ellerini birleştirdi. Soran kişi:
'Ey Ebû Saîd, Ben gür saçlı bir adamım' deyince,
'Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) seninkinden daha gür ve daha güzel saçlı bir insandı' diye cevap verdi.[125]
460/768- Ebû Seleme b. Abdurrahman'dan (Radıyaiiahu anh):[126]
Ben ve Hz. Âişe'nin süt kardeşi, Hz. Âişe'in yanına geldik. Süt kardeşi ona, Rasûlullah'ın (SaitaUahn aleyhi ve sctiem) gusül alma şeklini sordu. Hz. Âişe annemiz bir sa' miktan su dolu bir kap istedi ve onunla gusül aldı, başına üç kere döktü. Onunla bizim aramızda perde vardı, (kendisini görmüyorduk).[127]
Açıklama
Burada geçen Hz. Âişe'nin (Radıyaiiaha anhâ) süı kardeşinin, Abdullah b. Yezid olduğu belirtilmektedir.[128] Diğer süt kardeşleri:
-Ebû Saîd Kesir b. Ubeyd: Hz. Âişe'den hadis dinledi,[129]
-Avf b. Haris b. Tufeyl: Hz. Âişe'den hadis dinledi,[130]
§Ebû Seleme ise, Hz. Âişe'nin kız kardeşinin süt oğludur (yani süt yeğeni), çünkü Ebû Seleme'yi Hz. Ebû Bekir'in kızı Ümmü Gülsüm (Radıyaiiahu eminim) emzirmistir; sonuç olarak bu ikisi ile Hz. Aışe'nın süt akrabalığı vardır.[131]
Hz. Âişe'nin onların huzurunda gusül almasına gelince, Ebû Seleme'nin ifade ettiği gibi perde arkasmdaydı. Bu kişiler onun süt kardeşi ve süt yeğeni olduğu için, onların yanında perde gerisinde yıkanmakta bir sakınca görmemişti. Burada bazı şeylerin unutulmaması için İslâm'ın izin verdiği bir ölçüde pratik uygulamanın önemini görüyoruz.
İslâm'ı nakleden İnsanların, olayları doğru olarak ve hiçbir şeyi saklamaksızın rivayet etmeleri, bize o şahsiyetlerin ne kadar güvenilir ve dürüst olduğunu göstermektedir.[132]
461/769- Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahü anh):[133]
Bir kişi kendisine, cünüplükten dolayı gusül alırken başıma ne kadar (su) yeterlidir, diye sorunca şöyle dedi:
'Rasûlullah (Saiiaiiaim aleyhi ve sdiem) eliyle başına üç kere su dökerdi.' O kişi:
'Benim saçım çok gür' deyince Ebû Hüreyre:
'Rasûlullah senden daha gür ve güzel saçlıydı' diye cevap verdi.[134]
462/770- Teymullah b. Sa'lebe oğullarından biri olan Cümey' b. Umeyr'den:[135]
Annem ve teyzemle beraber Hz. Âişe'nin (Radıyaitaha anh&) yanına girdik. Onlardan birisi:
'Gusül anında siz ne[136] yapardmız?' diye sorunca Hz. Âişe: 'Rasûlullah (SaitaUaha aleyhi ve seiiem) namaz abdesti gibi abdest alır, sonra başından (aşağı) üç kere su dökerdi. Biz de saçımızdaki örgüden dolayı başımıza beş kere su dökerdik' dedi.[137]
463/771- Hz. Âişe annemizden (Radıyallahu anhâ):[138]
Ben saçımı sıkı bir şekilde örmüştüm, Hz. Peygamber (SaiMiaM aleyhi ve dedi ki: "Ey Âişe! Her saçta (kökünde) cünüplük vardır, bilmez misin?"
NOT: Hz. Âişe annemiz (Radıyallahu anhâj, saçım suyun deriye ve saç köklerine geçmeyecek şekilde sıkı ördüğü için, Peygamberimiz (SaiiallaM aleyhi ve sellem) tarafından uyarılmıştır. Çünkü saçlar örgülü olduğu zaman, suyun saç köklerine ulaşması yeterlidir, örgülerin çözülmesi şart değildir. Konu ile ilgili rivayetler gelecektir.[139]
464/772- Hz. Ali'den (RadıyallaM anh):[140]
Hz. Peygamber'in (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim: "Kim gusül alırken bir kıl kadar su ulaşmayan (kuru) yer bırakırsa bu (kuru yer) sebebiyle Allah onu şu şu şekilde ateşten bir parça kılar." Hz. Ali ekledi: 'Bundan dolayı saçlarımı kestim, (bir rivayette; işte gördüğünüz gibi).'[141]
465/773- (Hz. Peygamber'in eşi) Ümmii Seleme'den (Rodıyaiiaim anim):[142]
Kendisi:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Ben saçı sıkı bir şekilde örgülü bir kadınım'
deyince RaSÛluIlah (Sallallaha aleyhi ve seilem)'.
"Başına üç kere su dökmen sana yeterlidir" diye cevap verdi.[143]
466/774- Hz. Peygamber'in eşi Hz. Âişe annemizden (Radıyaiiaha anhâ):[144]
Peygamber'in eşleri, başlarına jöle[145] sürülü olduğu hâlde onun yanına giderlerdi. Sonra gusül yapar ve bu durumda terlerlerdi.[146] Rasûlullah (SaiiaUahü aleyhi ve seiicm), ihramh olsun ya da olmasın onları bu durumdan (jöleli saçla durmaktan) men etmezdi.[147]
467/775- Ubeyd b. Umeyr'den (Ractıyaiiahu anh):[148]
Abdullah b. Amr'ın kadınlara gusül alırken saç Örgülerini çözdürdüğü haberi Hz. Âişe'ye ulaşınca şöyle dedi:
'Kadınlara gusül alırken saç örgülerini çözmelerini emreden İbn Amr'ın, bu yaptığı ne kadar tuhaf! Bir de saçlarını kazıtmalarını emretse ya! Rasûlullah (Sathiiahu aleyhi ve setiem) ve ben aynı kaptan su alarak guslederdîk. Ben başıma (saçım örgülü olduğu hâlde) üç kereden fazla su dökmezdim.'[149]
10- Gusül Mekânı Dışında Ayakları Yıkamak, Mendil/Havlu İle Kurulanmak Ve Namaz Kılmak İsteyene Guslün Abdest Yerine Geçmesi
468/776- Hz. Aişe annemizden (Radıyaiiaha anhâ):[150]
Hz. Peygamber (saiiaiiahu aleyhi ve sciiem) cünüplükten dolayı gusül aldığı mekândan çıkacağında ayaklarını yıkar (ve çıkardı).[151]
469/777- (Hz. Peygamber'in) eşi Meymûne (bt. el-Hâris) annemizden (Radıyallahii anhâ):[152]
Peygamberimiz'e (Saiiaihhn aleyhi ve seiiem) gusül alması için su getirdim ve cünüplükten dolayı gusül aldı. Guslü bitince kumaş/havlu getirdim, eliyle şöyle yaptı, yani reddetti.
§Meymûne annemizden (Radtyaiiahaanitâ) ikinci tarikle gelen rivayet: Rasûlullah'a (SaitaUaha aleyhi ve seiiem) gusül alması için su getirdim ve kendisine perde tutum; önce kaptaki sudan eline su döküp avuçlarını iki ya da üç kere yıkadı.
(Râvilerden Süleyman el-A'meş dedi ki: 'Üçüncü kere diye ekledi mi, tam bilemiyorum.')
Sonra sağ eliyle sol eline su döktü ve tenasül uzvunu yıkadı, sonra bu elini yerdeki toprağa ya da duvara sürdü. Ardından ağzına ve burnuna üç kere su aldı, yüzünü yıkadı, sonra başını yıkadı, sonra vücûdunun kalan kısmına su döktü ve sonunda bir yere çekilip ayaklanın yıkadı, (banyodan çıktı).
Hz. Peygamber'e (gusülden sonra) kumaş/havlu getirdim, istemiyorum diyerek eliyle işaret etti.
Râvilerden biri olan Süleyman el-A'meş dedi ki: 'Bu rivayeti (şeyhim) İbrahim et-Teymî'ye zikredince: 'O, bu şekildedir' dedi ve bunu inkâr etmedi. İbrahim ekledi: 'Kumaş/havlu ile (kurulanmakta) bir sakınca yoktur. Çünkü bu âdet ile ilgili bir konudur."[153]
470/778- Hz. Âişe annemizden (RadıyaUahu anha):[154]
Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) gusülden sonra (tekrar) abdest almazdı.
§Hz. Âişe annemizden (Radtyaiiaimanhâ) ikinci talikle gelen rivayet: Rasûlullah (SatiaUaha aleyhi ve seiiem) gusül alır, iki rekât ve sabah[155] namazını kılardı. Onu gusülden sonra tekrar abdest alırken görmedim.[156]
11- Gusülden Sonra Fark Edilen Kuru Yerin Yıkanması
471/779- İbn Abbas’tan (Radiyallahu amhuma):[157]
Rasululah (salalahu aleyhi ve sellem ) cünüplükten dolayı gusül alıp, çıktığında sol omzunda suyun ulaşmadığı kuru bir yer gördü, sadece saçından damlayan sudan aldı ve orayı ıslattı.Sonra namaz kılmaya geçti.[158]
12- Hanımlarını Dolaşan Kişiye Bir ya da Birden Fazla Guslün Yeterli Olması
472/780- Ebû Râfî'den (RadıyaUahu anh):[159]
Rasûlullah (SaiiaUaim aleyhi ve seüem) eşlerini bir gecede[160] dolaşır, her birinin yanında gusül alırdı. Kendisine dedim ki[161]:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Bir gusül alsan (yetmez mi)?' Rasûlullah şöyle dedi: "Bu daha güzel, daha temizdir."[162]
473/781- Enes b. Mâlik'ten (RdUhu anh):[163]
Rasûlullah (Sattaiiahü aieyiü ve seiiem) eşlerinin hepsini bir gecede dolaşır, (bazen) sadece bir gusül alırdı.
NOT: Bu iki rivayetten, bir gecede hanımıyla birden fazla cima yapan kişinin her defasında gusül almasının müstehab olduğunu, ancak hepsi için bir guslün de yeterli olabileceğini anlıyoruz.[164]
13- Cünüp Olan Kişinin Uyumak Ya Da Yemek Veya Yeniden Cima Yapmak İsterse Yapması Gereken Şeyler
* Uyumak İsteyen Cünüp Kişinin Abdest Alması Müstehabdır
474/782- Ömer b. Hattab'dan (Radıyaiiahn anh):[165]
RaSÛlullah'a (SallalUthii aleyhi ve seilem),
'Bizden biri cünüp olur da gusül almadan önce uyumak isterse nasıl davranmalı?' diye sorunca buyurdu ki:
"O kişi namaz abdesti gibi abdest alsın, sonra da uyusun!"
§Başka tarikten gelen rivayette Hz. Ömer'den (Radıyaiiahüanhüm) nakledilir: Hz. Ömer, Rasülullah'a geldi ve 'ben cünüp oldum' dedi. (Bunun üzerine) Rasûlullah (Saiiaiiaim aleyhi ve seiiem) ona önce tenasül uzvunu yıkamasını, sonra namaz abdesti gibi abdest almasını emretti.[166]
475/783- îbn Ömer'den:[167]
Hz. Ömer (RadıyaliahÜ anhüına) RaSÛlllllah'a (Sallathhü aleyhi ve sellem)'.
'Bizden biri cünüp olduğu hâlde uyuyabilir mi?'diye sorunca buyurdu ki: "Evet, namaz abdesti gibi abdest alarak (uyur)."
§Râvilerden NâfT ekledi:
İbn Ömer bu durumda uyumak isterse, ayaklarını yıkama dışında namaz abdesti gibi abdest alırdı.
NOT: Abdullah b. Ömer'in burada ayaklarını yıkamamasının sebebi;
1- Abdeslten kastın sadece temizlik olduğunu gösterir,
2- Ya da İbn Ömer'in o anda bir mazereti vardı, onun için yıkamamış olabilir. Ancak bu durumda abdest almak efdaldir. Doğrusunu Allah bilir.[168]
476/784- Ebû Hüreyre'den (RadıyaUahu anh):[169]
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve scltem) dedi ki:
"(Cünüp olduğunda) abdest almadan kesinlikle cünüp olarak yatma/uyuma!"[170]
477/785- Abdullah b. Habbab'dan:[171]
Ebû Saîd el-Hudrî (Radıyaüaha anlı) cünüp olduğunda uyumak istediğini Rasûlullah'a anlatınca, Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) Önce abdest almasını, sonra uyumasını emretti.[172]
478/786- Hz. Âişe annemizden (RadıyaUahu anha):[173]
Rasûlullah (SaiiaUaim aleyhi ve seiiem) cünüp olur ve bu durumda uyumak isterse uyumadan önce namaz abdesti gibi abdest alır ve:
"Cünüp olduğu hâlde uyumak isteyen namaz abdesti gibi abdest alsın!" derdi.[174]
* Yemek Yemek Ya Da Yeniden Cima Yapmak İsteyen Cünüp Kişinin Abdest Alması Müstehabdır
479/787- Hz. Âişe annemizden (RadıyaUahu anha):[175]
Rasûlullah (SaUaUaku aleyhi ve seiîem) cünüp olduğu hâlde uyumak isterse namaz abdesti gibi abdest alırdı, ayrıca yemek veya içmek isterse ellerini yıkar, sonra dilerse yer veya içerdi.
§Hz. Âİşe'den (Radıyaiiaimanhâ) ikinci tarikle gelen rivayet: Rasûlullah (Saiiaiiahs. aleyhi ve seiiem) cünüp olduğunda uyumak ya da yemek yemek isterse (önce) abdest alırdı.[176]
480/788- Ebû Saîd el-Hudrî (RadıyaUahu anh):[177]
Hz. Peygamber'İn (Sallallahtl aleyhi ve sellem):
"Cima yaptığında ve eşiyle tekrar cima etmek istediğinde abdest alır" sözünü nakletti.
Râvilerden Süfyan:
'Ebû Saîd el-Hudrî, Harre olayını[178] görmüştü' dedi.[179]
481/789- Gudayf b. el-Hâris'ten:[180]
Hz. Âİşe annemize (Radıyallalıtt anhâ)'.
'Ne dersin, Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) cünüp olduğunda gecenin başında mı yoksa sonunda mı gusül alırdı?' diye sorunca:
'Bazen gecenin başında, bazen de gecenin sonunda gusül alırdı1 dedi.
'Allahü ekber! Bu konuda kolaylık (ruhsat) veren Allah'a hamd olsun! Rasûlullah gecenin başında mı, yoksa sonunda mı vitri kılardı?'
1Bazen gecenin başında, bazen de gecenin sonunda vitir kılardı?
'Allahü ekber! Bu konuda ruhsat veren Allah'a hamd olsun! Rasûlullah Kur'ân'ı açıktan mı yoksa gizlice mi okurdu?'
'Bazen açıktan, bazen de gizliden okurdu.' Ben:
'Allahü ekber! Bu konuda ruhsat veren Allah'a hamd olsun' dedim.[181]
482/790- Hz. Âişe annemizden (RadıyatiaM anhâ):[182]
Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) cünüp olduğunda (bazen) uyur, kalkıncaya kadar suya dokunmazdı. Kalkınca da gusül alırdı.
§Hz. Âişe annemizden (RadıyaiiaimanM) ikinci tarikle gelen rivayet:
Rasûlullah (Sailaiiaha aleyhi ve seiiem) gecenin başında eşiyle beraber olur, sonra suya dokunmaksızın uyurdu. Gecenin sonunda uyanınca eşine döner (tekrar cima eder), sonra da gusül alırdı.[183]
483/791- Ümmü Seleme annemizden (Radıyaiiahu anhâ):[184]
Rasûlullah (SaitattaM aleyhi ve seüem) cünüp olur, sonra uyur ve uyanırdı, sonra tekrar uyurdu.
NOT: ilk bakışta bu konudaki, hadisler arasında çelişki var gibi görülmektedir. Ancak doğru olarak analiz ettiğimizde şu sonuca ulaşırız: Cünüp olan bir kişi uyuma gibi bir ihtiyaç sebebiyle guslü geciktirmek isterse yatmadan Önce abdest alması mendûptur, abdest almadan yattığında da bir sakıncası yoktur. Önemli olan farz namazları kazaya bırakacak kadar geciktirmemek ve her farz namazı vaktinde kılmaktır. Peygamberimizin bazen abdest almaması herhalde ümmete farz olur endişesinden kaynaklansa gerek. Zira Rasülullah bu nedenle bir çok nafile ibadete devam etmezdi.
Cimadan sonra yeni bir cima ya da yeme-içme veya uyku sebebiyle guslü geciktirmek isteyenlerin abdest alması müstehabdır. Burada abdest alma sonucunda:
1- Cünüp olanın hadesini azaltmaz, ancak abdest azalarındaki hades kalkar.
2- Bir müddet sonra ölüm gelir korkusuyla cünüp olan abdest alarak iki temizlikten biri İle yatar-kalkar.
3- Abdest vücudu canlandırır ve dinlendirir. Çünkü yorgun olan kişinin duş alması halinde dinlendiği ve canladığı malumdur.[185]
14- Gusül İle İlgili Sünnet Olan Haller
* Bu Konuda Genel Bilgi
Guslün farz olduğu cünüplük durumu, hayız ve nifas kanının kesilmesi gibi haller dışında, bazı özel günlerde de gusül almak sünnettir. Rasülullah (Sallallahii aleyhi ve sellem) cuma, arefe ve bayram günleri gibi özel durumlarda gusül alırdı. Aşağıdaki rivayetlerde, bu konuda geniş malûmat bulunmakladır.[186]
484/792- (Z.) Abdurrahman b. Ukbe b. el-Fâkih, Rasülullah'in sahabisi olan dedesi el-Fâkih b. Sa'd'dan (Radıyaiiahü anh) nakleder:[187]
Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) cuma, arafe, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı günlerinde gusül alırdı.
Fâkih b. Sa'd da bu günlerde ailesine gusül almalarını emrederdi.[188]
485/793- Hz. Âişe annemiz (Radıyaiiaha anhâ):[189]
Hz. Peygamber'İn (SaUallaM aleyhi ve seltem)
"Dört şeyden dolayı gusül alınır:
Cuma, cünüplük, kan aldırma ve cenaze yıkamak..." şeklindeki sözünü nakletti.[190]
* Cenaze Yıkanması Nedeniyle Gusül Ve Taşınması Nedeniyle De Abdest Almak
486/794- Ebû Hüreyre'den (Radiyallahu anh):[191]
RaSÛlullah (SallallahÜ aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
"Kim cenaze yıkarsa gusül alsın ve kim de cenaze taşırsa abdest alsın!
§Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiaha ank) ikinci tarikle gelen rivayet:
Hz. Peygamber (Saitaitahu aleyhi ve seiietny. "Cenaze yıkanması nedeniyle gusül ve cenaze taşınması nedeniyle abdest alınması gerektiğini" belirtti.
§Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahüanh) üçüncü tarikle gelen rivayet: Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Kim cenaze yıkarsa gusül alsın!"[192]
487/795- Muğîre b. Şu'be'den (Radiyallahu anh):[193]
Hz. Peygamber (SaiiaUahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
"Kim cenaze yıkarsa gusül alsın!"[194]
* Yeni Müslüman Olan Bir Kişinin Gusül Alması
488/796- Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiaim anh):[195]
Sümâme b. Üsâl,[196] Müslüman oldu. Rasûlullah (SaüattaM aleyhi ve seiiem) buyurdu ki:
"Onu filân kabilenin hurma bahçesine götürün ve orada gusül almasını emredin/isteyin!"[197]
§Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiaha anh) ikinci tarikle gelen rivayet: Sümâme b. Üsâl el-Hanefî, Müslüman oldu. Rasûlullah (SaiiaiiaM aleyhi ve seüemy, 'Onun, Ebû Talha'nın hurma bahçesine götürülmesini, orada gusül
almasını' emretti. (Sonra da) Rasûlullah dedi ki:
"Arkadaşınızın İslâm'ı mükemmel[198] oldu."[199]
489/797- Halife b. Husayn b. Kays b. Âsım'dan (RadıyaiiaM anhum) nakledildiğine göre:[200]
Dedesi Kays b. Asım Hz. Peygamber (Saiiaiiaim aleyhi ve seiiem) döneminde Müslüman oldu. Rasûlullah ona su ve sidr (temizleyici bir madde)[201] ile (yıkanıp) gusül almasını emretti.
NOT: Sümâme b. Üsâl ve Kays b. Âsim gibi Müslüman oldukları zaman kendilerinden gusletmesi hattâ (seksen yaşma da gelse) sünnet olması istenen sahâbiler vardır:
a- Vasile b. el-Eska',[202]
b- Katâde Ebû Hişâm er-Rahâvî,[203]
c- Useym b. Küleyb'in dedesi Ebû Küleyb[204] (Radıyallâhü anhüm) bunlardandır.[205]
15- Çarşı Hamamlarında Yıkanma Adabı
490/798- Câbir b. Abdullah'tan (Radiyaiiaha anh):[206]
RaSÛlUİlah (SallaUahS aleyhi ve selleın) buyurdu kî:
"Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa (sakın) peştemalsiz (Çarşı) hamamına girmesin!
Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa (sakın) karısını (çarşı) hamamına[207] götürmesin!
Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa (sakın) İçki içilen sofrada oturmasın!
Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa (sakın) yanında mahremi olmadan yabancı bir kadınla yalnız kalmasın! Onların üçüncüsü şeytan olur (da kendilerini saptırır)."[208]
491/799- Hz. Âişe annemizden (Radiyaiiaha anha):[209]
Rasûlullah (Saiiaiiahtt aleyhi ve seiiem) erkeklerin ve kadınların (çarşı) hamamlarına gitmesini yasakladı. Daha sonra erkeklerin peştemalle yıkanmalarına izin verdi, kadınlara izin vermedi.[210]
492/800- Ebu'l-Melîh[211] 'ten:[212]
Şam bölgesinden gelen kadınlar Hz. Aişe annemizin (Radıyatiahn anhâj yanına girdiler. Hz. Aişe (onlarla konuşurken) şöyle dedi:
'Sizler çarşı hamamlarına giden kadınlarsınız (değil mi?) Rasûlullah
(Sallatlahilaleyhi ve sellem) ŞÖyîe buyurdu:
"Kadınlardan biri evi dışında elbisesini çıkarırsa izzet ve celal sahibi Allah ile kendisi arasındaki perdeyi[213] yırtmış/lekelemiş olur."[214]
493/801- Ümmü Seleme'nin mevlâsı Sâib'den:[215]
Humuslu kadınlar Ümmü Seleme annemizin (RadıyaUaha anim) yanına girdiler. Ümmü Seleme:
'Sizler kimlerdensiniz/nerelisiniz?' diye sorunca onlar:
'Humusluyuz' dediler.
Ümmü Seleme onlara dedi ki:
'Raşûlullah' in (Sattaiiahu aleyhi ve settem) şöyle dediğini işittim:
"Hangi kadın elbisesini evi dışında çıkarırsa Allah ondaki (haya) perdesini yırtar/alır."'[216]
494/802- Ömer b. Hattab (Radıyaiiahüanh) dedi ki:[217]
'Ey İnsanlar! Ben Rasülullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim:
"Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa (sakın) içki dağıtılan sofrada oturmasın!
Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa (sakın) peştemalsiz olarak (çarşı) hamamında yıkanmasın!
(Kadınlardan) kim Allah'a ve âhiret gününe İnanıyorsa (sakın çarşı) hamamına gitmesin!'"[218]
495/803- Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahü anh):[219]
RaSÛlUİIah (Sallaltaltü aleyhi ve sellem) buyurdu kî:
"Ümmetimin erkeklerinden kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa (sakın) peştemaisiz olarak (çarşı) hamamına girip yıkanmasın!
Ümmetimin kadınlarından kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa (sakın çarşı) hamamına girmesin!"'[220]
496/804- Yuhannes Ebû Musa'dan:[221]
Ümmü'd-Derdâ (Radıyaiiaim anim) anlatıyor:
Bir gün Rasûlullah (SaiiaUahu aleyhi ve seiiem) kendisiyle karşılaştı ve sordu:
"Ey Ümmü'd-Derdâ! Nereden geliyorsun?" O:
'(Çarşıdaki) hamamdan' deyince Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
"Kadınlardan biri evi dışında elbisesini çıkarırsa, izzet ve celâl sahibi Allah ile kendisi arasındaki perdeyi yırtmış/lekelemiş olur."
§İkinci tarikle gelen rivayet:
Sehl, babası Muâz'dan nakleder:
Kendisi ÜmmÜ'd-Derdâ'nm (Radıyaitahüaniui) şöyle dediğini işitti:
'Ben çarşı hamamından çıktım ve (yolda) Rasûlullah'la (Saiküiaha aleyhi ve seiiem) karşılaştım, bana dedi ki:
"Ey Ümmü'd-Derdâ! Nereden (geliyorsun)?" Ben:
'Hamamdan' deyince Peygamberimiz buyurdu ki:
"Nefsimi elinde tutan Allah'a yemin olsun ki hangi kadın elbisesini annelerinin evi dışında çıkarırsa, izzet ve celâl sahibi Rahman ile kendi arasındaki (haya) perdesini yırtmış olur."
NOT: Genellikle çarşı hamamları denilen, umûmî hamamlar hem ahlâkî, hem de tıbbî yönden sağlıksız mekânlardır. Rasûlullah (Saiiaikıhu aleyhi ve sellem), kadınların (zaruret olmadıkça)[222] buralara gitmelerini yasaklamıştır. Erkeklere ise peştemalle yıkanmaları ve avret mahallerini göstermemeleri şartıyla izin vermiş, ancak onların da ihtiyaç olmadıkça gitmemelerini istemiştir. Günümüzdeki evlerde banyo sistemi bulunduğu için insanlar çarşı hamamlarına gitmemekledir. Fakai şifalı sular denilen kaplıcalarda aynı sakıncalar mevcuttur. Özel yıkanma yerleri bulunmayan kaplıcalara, zaruret olmadıkça gidilmemeli, gitme zarureti varsa İslâmî âdaba uyulmalıdır.[223]
Fıkhı Hükümler
Gusül İle igili İttifak ve ihtilâf edilen konular:
A- İttıfak edilen konular:
1- Şehvetle meni geldiğinde gusül gerekir.
2- Hayız ya da nifas kanı kesildiğinde gusül gerekir.
3- Rüyada bir şey görür ve meni gelmezse gusül gerekmez, ancak bir şey görmediği hâlde meni gelmişse gusül gerekir.
4- Cimâ olduğunda meni gelmese de gusül gerekir.
5- Cünüplükten dolayı kadın gusül alırken örgülü saçlarını çözmesi şart değildir, saç diplerini yıkaması yeterlidir.
6- Mezi necisür.
7- Gusülde bütün vücut yıkanmalıdır.
8- Besmele farz değildir, sünnettir.
9- Teılip ve muvâlât (azaları peş peşe yıkamak) farz değildir.[224]
B- İhtilâf edilen konular:
1- Gusülde mazmaza ve istinşâk farz mıdır? İ. Ebû Hanîfe'ye göre farz, cumhura göre sünnettir. İhtilâf âyetteki 'iyice temizlenin" cümlesinin farklı
anlaşılmasından kaynaklanmaktadır; İ. Ebû Hanîfe'ye göre suyun rahatlıkla girebildiği her yeri/menfezi yıkamak farzdır, diğerlerine göre vücûdun sadece' yüzeyinin yıkanması farzdır.[225]
2- Cünüplükten dolayı kadın gusül alırken örgülü saçlarını çözmesi ittifakla şart değildir, saç diplerini yıkaması yeterlidir, ancak erkek saçlarını çözmelidir, zira örgülü saç erkek İçin normal değildir.
Hayız ya da nifas kanı kesilince gusiil alındığında kadın örgülü saçlarını çözmez, Hanbelîlere göre bu iki durumda gusülde çözer. Örgülü olmayan uzun saçların yıkanmasında ihtilâf edildi, Şâfiîlere göre çözülmeli, Hanefî ve Hanbelîlere göre çözülmesi şart değildir. Bu ihtilâf uzun saçların örgülü saçlara kıyas edilip edilmemesinden kaynaklanmaktadır.[226]
3- Gusülde niyet şart mıdır? Abdestte olduğu gibi gusülde niyet İ.Ebû Hanîfe'ye göre sünnettir, zira abdestte olduğu gibi gusül de müstakil bir ibadet değildir, bilâkis bir ibadetin parçasıdır. Cumhura göre farzdır, zira bunlar müstakil birer ibadettir.[227]
4- Gusülden sonra gelen meni sebebiyle gusül gerekir mi? İ. Ebû Hanîfe ve bir rivayette Ahmed'e göre İdrardan sonra gelirse gerekmez, değilse gerekir. İ. Şafiî'ye göre her halükârda gerekir. İ. Mâlik ve diğer rivayette Ahmed'e göre her halükârda gerekmez.[228]
5- Şehvetsİz olarak gelen meni sebebiyle gusül gerekir mi? Bu durumda gusül almak İ. Şafiî'ye göre farz, cumhura göre farz değildir.[229]
6- Meni necis midir? İ. Ebû Hanîfe'ye göre necistir, yaş veya kuru olduğunda yıkanmalı, kuruduğunda ise çitİlemek/kazımak yeterlidir, t. Mâlik'e göre yaş veya kuru olduğunda yıkanmalıdır, zira necistir. İ. Şafiî'ye göre temizdir, yıkanması ya da çitilenmesi/kazınmasi menduptur. İ. Ahmed'den bu konuda iki görüş rivayet edilir.[230]
7- Yeni Müslüman olan bir kişinin gusül alması farz mıdır? İ. Mâlik ve bir rivayette Ahmed'e göre farz, İ. Ebû Hanîfe'ye göre müstehabdir. İ. Şafiî'ye göre ise saçlarını kestirmesi ve gusül alması müstehabdır.[231]
§Cünüp olarak yapılamayan ibâdetler:
1- Namaz kılınmaz,
2- Kâbe'yi tavaf edilmez.
3- Kur'ân okunmaz veya ona dokunulmaz, ancak dua maksadıyla bazı âyetler okunabilir.
4- Zarûrel olmadıkça mescitlerden geçilmez.[232]