Davan’dan Yuvaya… Rızan’dan Günaha…. Beni affet RABBİM. (GERÇEK YAŞANMIŞ BİR İSTİSMAR ÖYKÜSÜ)
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
Hamd tek olan Allah’a ve salat ve selam kendisinden sonra peygamber gelmeyecek olan Muhammed (sav)’in üzerine olsun.
Ben İstanbul’dan kardeşiniz ……..... Tevhid akidesi ile 2011 yılında İlahiyat fakültesinde 2. Sınıf okurken tanıştım. Bu güzel nimet ile beni rızıklandıran Allah’a ne kadar hamd etsem o kadar azdır. Allah’ın bizden yapmamızı istediği amellere riayet etmek ve güzel bir şekilde tesettüre bürünmek için üniversiteyi bıraktım. Ailem mütedeyyin olmasına rağmen güzel bir şekilde örtünmeme engel olmaya çalıştı. Ben onlara İslam’ı anlattıkça abilerimin ve diğer aile fertlerinin baskılarına maruz kaldım. Çok abartılı şekilde değildi baskıları. Ama yüreğimi inciten birçok hadise yaşadım. Rabbimin yolunda çalışma yapmama izin vermedikleri gibi dışarı çıkmama dahi engel oldular. Cahiliyeden kalma alışkanlığım olan, imanımı tazeledikten sonra ise davet amacıyla sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanmaya başladım. İnternetten sohbet dinliyor, arkadaşlarıma tevhidi anlatıyor ve İslam dünyasındaki gelişmeleri takip ediyordum… Durumum bu şekilde uzun sure devam etti.
Sosyal paylaşım sitelerinde erkeklerle konuşmamaya özen gösterdiğim halde kardeşim dediğim 1-2 kişi ile İslami konuları konuşuyor, fikir alışverişinde bulunuyordum. Bunlardan biri Suriye’de mazlum Müslümanların safında yer almıştı. Paylaşımlarını takip ediyor farkında olmadan kendisinde etkileniyordum. Paylaşımları bana çok güzel bir iman yansıtmıştı. Velhasıl bu şahısla internetten cihad, şehadet, dava ile ilgili şeyler konuşurken yavaş yavaş konuşmalarımızın seyri değişti ve kişiselleşti. Ben imanımdan ötürü yaşadığım sıkıntıları anlatmaya başladım. Oda bana teselli vermek için elinden geleni yapıyordu. Gerçekten benimle samimi şekilde dertlendiğini düşünüyordum. Bir gün bana evlenme teklif etti. Eğer kabul eder isem evlendikten sonra hicret edeceğimizi ve Allah’ın razı olacağı en hayırlı ameli beraber, birbirimize güç vererek yerine getireceğimizi söyledi. Ben bu teklif karşısında açıkçası hem mutlu olmuş hem de tanımadığım etmediğim birine nasıl güvenebilirim diye düşünmeye başlamıştım... Tabi ailemi nasıl bırakıp gidebilirim düşünceside göğsümü daraltıyordu. Birkaç arkadaşımla durumu paylaştım. Çoğunluk böyle bu teklifi kabul etmemin uygun olmayacağını belirtti. Arkadaşlarımın görüşlerinden sonra uzun bir vakit düşündüm . Bana bu akideyi sevdiren en büyük sebeplerden biri yeryüzünde İslam için mücadele edenlerin çoğunun bu görüşü benimsemiş olması idi. O yüzden her muvahhid gibi kalbimde Allah yolunda cehd etmek vardı. Dahası Ailemin baskısından kurtulacak ve mücahid(!) biriyle evlenecektim… Arkadaşlarımın görüşlerinden sonra uzun bir vakit düşündüm. Ve teklifi kabul ettim. Annemi ve çok sevdiğim biricik kızkardeşimi gözü yaşlı bırakmanın üzüntüsü ile 2 hafta sonra Ankara’ya geçtim ve evlendim…
Evet, İslam’ın hakim olmadığı bir evden, İslam’ı hakim kılacağımız bir aile yuvasına geçtim.(!) Çok hüzünlü olmama rağmen gelecek günlerin mutluluk getireceği ümidi gönlümü ferahlatıyordu. Fakat bu ümit evliliğimizden sadece haftalar sonra yerini karamsarlığa ve üzüntüye terketti. Mücahid diye evlendiğim şahıs sabah namazlarına ısrarlı kaldırmalarıma rağmen icabet etmiyor ve namazı kılmıyordu. İlerleyen vakitlerde uyandığında ise hep üzgün olduğunu uykusunun çok ağır olduğunu ifade ediyordu. Bu durum bende hayal kırıklığına sebep olmuş ve karamsar bir duygu yüreğimi kaplamıştı. Evliliğimizin üzerinden yaklaşık 3 hafta geçmişti. Eşimin İslami birçok kurala riayet etmediğine defalarca şahid oluyor ve bu durumun düzelmesi için Allah’a dua ediyordum.
Eşim sosyal medyayı evlendikten sonra da kullanmaya devam etti. Ben bu durumdan rahatsız oluyor ve bunu kendisine iletiyordum. Her defasında Allah için insanlara daveti ulaştırdığını ve Müslümanlara bu şekilde yardımcı olduğunu söylüyordu. Sanalda ahlakına ve imanına inanılmaz şekilde güvendiğim eşime artık sevgi ile bakamıyordum. Her gün hatta üzüntü ve kederli olmanın etkisiyle her an Rabbime dua eder gibiydim. Kalbim bir volkan gibi kaynıyordu.
Eşime olan saygım gün geçtikçe kayboluyor onu gördüğümde imanımın zayıfladığını hissediyordum. Her gün saatlerce vaktini internette geçiyor ve bu işinde ecir olduğunu söylüyordu. (Allah için çalışıyordu ya). Kendisinin defalarca yalan attığına şahidlik ettim… Onunla geçen her vaktim sanki beni cehenneme yaklaştırıyordu. Oysa ben onunla birlikte cennete giden zorlu yolu katlanmaya gelmiştim. :’(
Bir gün sosyal medya da yeni bir hesap kurup eşimle konuşmaya başladım. Bu yaklaşık 3 hafta sürdü. Ona sürekli cihad ile ilgili sorular soruyor, bu ameli işlemeyi allah bana nasip etsin diyordum. Ve konuşmalarımız yine davadan yuvaya kaymıştı. Ben yine imanımdan ötürü mazlumiyet yaşayan biri olarak konuştum. Eşim kendisinin bekar olduğunu ve isterse nikahı kıyar kıymaz hicret edebileceğimizi söyledi. Webcam’den beni görmek istediğini ve sonra nikah kıymak istediğini belirtti. Bende kendisine ancak memleketime gelip yüzyüze görüştükten sonra olabilir dedim. Kendisi de şu şartla bu teklifi kabul etti “Tamam, eğer cevap olumlu olursa nikahı hemen kıyar birkaç gün otelde kaldıktan sonra hicret ederiz. Çünkü benim hicret diyarında çok işim var. Evlenip döneceğimi söylemiştim vs..” Bende kabul ettim ve uygun zamanda gelmesini söyledim. (Af Allah’ım! Yalancı bir adamın yalancı karısı oldum.! Ne hallere düştüm.!)
Bu yaşananlardan sonra kaynar sular beynimden aşağıya döküldü sanki. İnanılmaz bir öfke ile dolmuştum. Artık ona karşı nefretimi davranışlarımda göstermeye başladım. Bu konuşmaların hemen sonrasında eşim bana hicret etmesi gerektiğini söyledi. Ben kendisine bana verdiği sözü hatırlattım. “Hani beraber gidecektin. Evlenmeden önce öyle dememişmiydin? Sözün yokmuydu? Vs.” Cevap olarak bana şu an sınırlarda sıkıntı olduğunu ve beni riske atamayacağını söyledi. Hem de işini çok acil olduğunu ifade etti. Evet, eşim şeytanın razı olduğu, heva ve hevesinin emrettiği amele hicret etmeyi düşünüyordu. Beni aldatmaya çalışıyordu( Ve aldatmıştı zaten)... Ve belki daha birçok bacımızı Allah ile aldatacaktı nefsini ilah edinen… İnsanları Allah ile aldatıp, aldanan mahluk … Benim için Artık bu adamdan kurtulmak gerekliydi….
Bu olaydan sonra durumu Müslüman evli bir bacıya ilettim. Bana yardımcı olmalarını istedim. Allah razı olsun durumum ile çok yakından ilgilendiler. Eşimin sorunlarını anlattım. Ayrıca delilleri ile beraber internetten bacıları kandırdığını kendilerine izah ettim. Eşimden boşanmak istediğimi söyledim. Arkadaşımın eşi çevresindeki Müslümanlar ile beraber eşim ile görüştükten sonra ona Müslümanlardan uzak durmasını telkin etmişler. Ve elhamdülillah benden boşanmasını da kabul ettirdiler. Bana Müslüman bacılar ile kalacağım yer ayarladılar. Allah kendilerinden razı olsun.
Benim hayatımda oldukça uzun ve çok zor gelen bu anları bu kadar kısa bir şekilde ifade etmek oldukça zordu. Belki anlatabileceğim bir çok şey vardı. Ama bunları anlatmam ümmetin maslahatına ters gelecek şeyler. İfade edemediğim çok şey var. Ama şundan emin olun ki benim gibi olaylar yaşayanların bir çoğu bu akideden soğumuş ve gerisin geriye dönmüştür……….
Evet, değerli bacılarım beni size karşı nasihatta bulunmaya iten sebep yaşadığım üzücü (rabbim beni affet ) hadisedir... Allah için kendinize dikkat edin.! Irz düşmanları kılık değiştirdi, ad değiştirdi internetlerde dolaşıyor. Nice bacının hikayesini biliyorum. Benim gibi hatta benden daha kötü olaylar yaşayanlar var. Ve biliyorum ki benim yaşadığımda son olmayacak. Birilerinin bu durumları paylaşması ve kardeşlerine öğüt vermesi gerekiyor. “Öğüt mü’minlere fayda verir.” (zariyat/55)
Sevgili Bacım;
- İnternette herkes alimdir Google var, geniş zamanda ve rahat zamanda herkes mücahid’dir … Şuna inan sanal alemdeki insanların çoğunun imanı da, takvasıda sanaldır. İlla ki samimi Müslümanlar vardır ama geneli maalesef böyledir. Klima altında yazı yazmak oldukça rahattır. Sıkıntılı zamanlarda iman ortaya çıkar. Bir de birçoğu alim gözükür, ahkam keser, güzel sözler dökülür yazılarına fakat düzgün Kur’an okuyan kardeşe çok az rastlarsın… Gece okuluna talebe olan yoktur. Gece okulunda talebe olup rabbani eğitim alan bir Müslümanın da sanalda çok fazla olacağına inanmıyorum…..
- Herkes kardeşçe konuşmaya başlar, konuların girişi dava, gelişmesi cihad, sonucu da nikah oluyor maalesef!
- Allah’ın senden razı olmasını istiyorsan önce küçük haramlardan uzaklaş.! Saliha ol ki Allah sana salih bir eş versin.!
- Benim yuvamın temeli haram ile atıldı zaten pek sağlam olmayan temel yıkılıverdi. Senin de öyle olmasın bacım.! Temelini dualarla, amellerle at yuvanın. Haram harç katma evine.!
- Sen Fatıma ol ki Allah sana Ali gibi eş nasip etsin.
- “Falan alimin eşi, falan hocanın eşi, mücahid eşi” desinler diye eş seçme.!
- İnternet özellikle sosyal medya haram için kıvılcımdır. Bu kıvılcım imanını da zayi edebilecek büyük bir ateşe dönüşebilir.
- İnternette cihadi paylaşımlara gösterdiğin ilgiyi Allah’ın kitabına yönelt. “Şehid olmak istiyorum. Rabbim yardım et.” Diye çok yazı paylaşacağına, bir şehid gibi yaşamaya çalış.
- Senin cihadın kabul olunmuş Hac’dır… Bunu sakın unutma. İmanın zirvesi olan Allah yolunda cihad amelini işlemek adına seni rabbinden, cennetten uzaklaştıracak amellere karşı dikkatli ol. Unutma, senin en önemli görevin ümmete faydalı evlat yetiştirmen ve iffetini korumandır.
Kardeşlerim Allah’a emanet olun. Onun rızasını gözetin ki oda sizi gözetsin.
Allah’ın günahkar, aciz ve rahmetine muhtaç kulu …..…..
(Belki şu anki durumumu merak ediyorsunuzdur.. Ben şu an başka bir Müslümanla evliyim. Belki hayallerimdeki özelliklerin birçoğu kendisinde yok. Ama bir Müslümanda olması gereken samimiyet ve ihlas var. Ve ben inanıyorum ki bu iki azık ileride onu Allah yolunda daha güzel şeyler yapmasına vesile olacaktır. Rabbim ondan razı olsun ve bizi dünya hayatında bir araya getirdiği gibi cennette de bir araya getirsin. Amin.)
-alıntıdır-
Moderatör tarafında düzenlendi: