Islam Davetçisinin Bilmesi Gereken Alanlar
-Üç temel esas ( Allah, Resul, İslam)
- Kuran ve ilimleri ( özellikle tilavet ve ezberleme)
-Sünnet ve ilimleri
-Fıkıh
-Tevhid
-Bidatlerden arındırılmış tasavvuf
-Fıkıh usulü
-Arap dili
-İslam tarihi
-Siyer
-İslam dünyasının bugünkü durumunu tanıma
-İslam aleyhine düzenlenen komplolari ve düşman taktiklerini tanıma
-Çağdaş islami araştırmalar
-Davet Fıkhi
Bütün bu ilimler özel ve genel olarak öğrenilir. Bu meseleler çok büyük ve detaylidir. Insanın uzun bir müddet bunlarla uğraşması mümkündür
Davetci kişi, emri bil maruf neyhi anil munker yaparken işin ehli olması gerektiğini unutmamalıdır. Yani emrettigimiz ve ya sakındırdığımız amelin, fiilin ve ya her hangi bir şeyin ne olduğunu bilmek, mahiyetini kavrayıp ve ona göre gerekli olan bilgilere sahip olmak davetçide bulunması gereken en önemli ve en birinci vasiftir.
Davetçi, davet edeceği şeyi bilhassa bilmediğinde " kaş yapayım derken göz çıkarmak" deyimine muhattap olacaktır. Çünkü bu durum toplumu ıslah edeyim derken farkında olmadan ifsada sokacak, inşa edeyim derken yıkacaktır.
Davetçi şunu unutmamalıdır ki ilimsizce yapacağı davet ıslah etmekten ziyade ifsada yol açacak ve toplumda farklı fitnelerin meydana gelmesine kapı aralayacaktir.
Bu nedenle davetçi kardeşlerimiz, davetlerinin bereketle sonuçlanmasını istiyorlarsa, işe başlamadan önce hangi konuya davet edeceklerse konuyla alakalı ilmi tahsil etmeli ve gerekli gayreti göstermelidir.
Bazıları belkide "davetci olmak için alim olmak gerekiyormuş" zannina kapılabilir. Halbuki bu doğru bir düşünce değildir. Çünkü asıl değinmek istediğimiz şey " davetçinin yapacağı işin ehli (alimi) olması" gerektiği kısmıdır. Yani davetçi kardeşimizin neye davet edecekse o konu hakkında gerekli detayları bilmesi ve konuyla alakalı delillere vakıf olması gereklidir. Bu da şunu gösteriyor ki davetçinin her konuda alim olması gerekmez ki bu şart da değildir. Çünkü dinimiz böyle bir şeyi öngörmemistir.
Netice itibariyle de İslam tarihimize bakınca neredeyse hiçbir alimimiz her türlü ilmi konuda ehil olamamışlardir. Misalen imam Gazali birçok alanda ilim tahsil etmisken hadis dalında malesef yeterli bir düzeye ulaşamamıştır. Hatta " hadis ilmimdeki sermayem azdır." sözü de meşhurdur.
En nihayetinde alimlerimiz bile ıslamın tüm ilimlerini tahsil edememiş ve bazı noktalarda hep zayıf kalmışlardır.
-Üç temel esas ( Allah, Resul, İslam)
- Kuran ve ilimleri ( özellikle tilavet ve ezberleme)
-Sünnet ve ilimleri
-Fıkıh
-Tevhid
-Bidatlerden arındırılmış tasavvuf
-Fıkıh usulü
-Arap dili
-İslam tarihi
-Siyer
-İslam dünyasının bugünkü durumunu tanıma
-İslam aleyhine düzenlenen komplolari ve düşman taktiklerini tanıma
-Çağdaş islami araştırmalar
-Davet Fıkhi
Bütün bu ilimler özel ve genel olarak öğrenilir. Bu meseleler çok büyük ve detaylidir. Insanın uzun bir müddet bunlarla uğraşması mümkündür
Davetci kişi, emri bil maruf neyhi anil munker yaparken işin ehli olması gerektiğini unutmamalıdır. Yani emrettigimiz ve ya sakındırdığımız amelin, fiilin ve ya her hangi bir şeyin ne olduğunu bilmek, mahiyetini kavrayıp ve ona göre gerekli olan bilgilere sahip olmak davetçide bulunması gereken en önemli ve en birinci vasiftir.
Davetçi, davet edeceği şeyi bilhassa bilmediğinde " kaş yapayım derken göz çıkarmak" deyimine muhattap olacaktır. Çünkü bu durum toplumu ıslah edeyim derken farkında olmadan ifsada sokacak, inşa edeyim derken yıkacaktır.
Davetçi şunu unutmamalıdır ki ilimsizce yapacağı davet ıslah etmekten ziyade ifsada yol açacak ve toplumda farklı fitnelerin meydana gelmesine kapı aralayacaktir.
Bu nedenle davetçi kardeşlerimiz, davetlerinin bereketle sonuçlanmasını istiyorlarsa, işe başlamadan önce hangi konuya davet edeceklerse konuyla alakalı ilmi tahsil etmeli ve gerekli gayreti göstermelidir.
Bazıları belkide "davetci olmak için alim olmak gerekiyormuş" zannina kapılabilir. Halbuki bu doğru bir düşünce değildir. Çünkü asıl değinmek istediğimiz şey " davetçinin yapacağı işin ehli (alimi) olması" gerektiği kısmıdır. Yani davetçi kardeşimizin neye davet edecekse o konu hakkında gerekli detayları bilmesi ve konuyla alakalı delillere vakıf olması gereklidir. Bu da şunu gösteriyor ki davetçinin her konuda alim olması gerekmez ki bu şart da değildir. Çünkü dinimiz böyle bir şeyi öngörmemistir.
Netice itibariyle de İslam tarihimize bakınca neredeyse hiçbir alimimiz her türlü ilmi konuda ehil olamamışlardir. Misalen imam Gazali birçok alanda ilim tahsil etmisken hadis dalında malesef yeterli bir düzeye ulaşamamıştır. Hatta " hadis ilmimdeki sermayem azdır." sözü de meşhurdur.
En nihayetinde alimlerimiz bile ıslamın tüm ilimlerini tahsil edememiş ve bazı noktalarda hep zayıf kalmışlardır.