Çevrimdışı
Değerli kardeşlerim! Fitnecilerin oyununa gelmeyin!
Suriye topraklarında Esed güçlerine karşı savaşan direnişçi gruplar arasından IŞİD’e karşı yürütülen karalama kampanyası hepimiz için aşikardır.
Güçlü tahminlerimiz bizde bu kampanyanın ardında çok önemli planların yattığı hissi uyandırmaktadır. Zamanla bunu da inşallah göreceğiz. Dün gördüğüm Ahraru’ş Şam Hareketi’nin yayınlamış olduğu bildirinin ardından az kaldı ben de sürekli rahatsız olup eleştirdiğimiz medyanın hatasına düşecek ve bazı şeyler ortaya koyacaktım.
Ancak Allah razı olsun Twitter üzerinden bazı samimi kardeşlerimizin tavsiyeleri üzerine bundan vazgeçtim. O nedenle sadece değerli okurlarımız da belki o doğrultuda düşünüp bundan sonra ona göre bir tavır alır umuduyla olaylara kendi bakış açımı sunmak isterim.
Bilindiği gibi IŞİD daha önce Irak İslam Devleti adıyla yıllarca Irak’ta ABD işgalcisine ve Şii işbirlikçileri ve Sahvelere karşı büyük bir mücadele vermiş bir gruptur. Hiç kimse hatalardan beri olmamakla birlikte bu grup ve Irak İslam Devleti adı altında birleşme gerçekleşmeden önce Irak’ta işgalciye karşı çeşitli mücahit gruplar savaşırken bugün ve dün kendilerini yerden yere vurma yarışına giren medya organlarının bir mensubunun dahi gidip de üzerlerine vacip olduğu halde Irak’ta işgalciye karşı bir kurşun sıktığı vaki olmamıştır.
Aksine bu grupların adlarının başlarına daima ‘terörist’ kelimesini yapıştırmak onların en öncelikleri arasındadır. Zaten işleri bellidir. Sadece karalamak! Suriye’de zalim rejim güçleri tarafından kan akıtılmaya, her türlü işkence ve zulüm o zavallı halka yapılmaya başladığında da o topraklara ilk koşan bu ‘kahraman’ medya mensupları değil nedense ‘terörist’ Irak İslam Devleti olmuştur. Çünkü onların vicdanları, diplerindeki Müslüman kardeşlerine zulmedilmesini kaldıramamıştır. Bu zulme karşı orada burada naralar atarak ‘görürsünüz gününüzü’ babından içi boş tehditler savurup rahat koltuklarında oturup çay içmekse zaten onların ne fıtratına uygundur ne de kitaplarında yazmaktadır. Suriye’de bugün kurulmuş birçok grup mensupları henüz Esed rejimi ordusu saflarında ya da başka ülkelerde, başka taraflarda iken onlar ümmet bilinci ile canlarını, mallarını, her şeylerini feda etmek için o topraklara koşmuştur. Bugün kendilerine karşı uygulanan karalama kampanyasında gerçekler sürekli ortaya çıktıkça belli ki bu ‘kahraman’ medya pek rahatsız olmuş olacak ki tüm tarafsızlık iddialarını bir kenara bırakarak Ahraru’ş Şam’ın bildirisini zehir zemberek bir saldırı girişi ile sunmaktadır.
IŞİD’e karşı Müslümanlarda oluşan sempati kendilerini rahatsız etmiş!!! Sormak gerek! Neden rahatsız oldunuz kardeşim? Bu satırları yazana kadar neden Suriye’ye gidip savaşamıyorsunuz? Aciz misiniz? Üzerinize vacip olan bir savaştan geri kalmak için özrünüz mü var? Yoksa kalemleriniz mi satılık? Bir de nedense sürekli mücahitleri eleştirmekten bahsedilirken hedef tahtasına oturtulan kesim belli.
Değişmesi mümkün değil. Peki samimi iseniz neden ÖSO’nun devleti haklı çıkaran bildirisini de yayınlamıyorsunuz? Neden ÖSO’nun Kuzey Fırtınası grubunu ortadan kaldırmaya karar verdiğinden kimseyi haberdar etmiyorsunuz? Neden devlet hakkında olumlu konuşanların, gerçekleri ortaya koyanların haberlerini ‘adalet’ adına girmiyorsunuz? IŞİD’in sözcüsü Ebu Muhammed El Adnani, son konuşmasında diğer grupların kendilerinden çok daha büyük hatalar yaptığını vurguladı.
Peki ben taraftarı değilim ancak mücahitleri eleştirmek marifetse sizin sayfalarınız arasında neden bu tür hiçbir habere asla rastlayamıyoruz? Yoksa siz de devleti vurma komplosunun bir parçası mısınız? Allah Resulü (s.a.s.) zamanında savaşlarda hatalar yapıldı. Uhud Savaşı’nda sahabeler (r.anhum), peygamberimiz (s.a.s.) emrettiği halde mevkilerini terkederek ganimet peşinde koştu ve neticesinde savaş kaybedildi. Sahabelerden bireysel hatalar sadır oldu. Allah Resulü (s.a.s.) ‘ben Halid bin Velid’in yaptığından beriyim’ buyurmadı mı? Peki hangi biri hakkında o zamanki Müslümanlar karalama kampanyası yürüttü? Hangisinin hataları sürekli ifşa edilmeye çalışılıp abartıldı? Hangisi iftira ve yalan bombardımanına tutuldu? Devlet eleştiriyi hak ediyorsa inanın onun kadar diğerleri de hak ediyor.
Hiç birimiz suçsuz günahsız masum değiliz. Ancak bizim böylesi hassas bir dönemde yapmamız gereken orada cihad eden grupların hatalarını ifşa etmek ya da üzerlerine atılan iftiraları hiçbir delil araştırmadan servis edip reyting peşinde koşmak veya bu tür tavırlar sergileyerek düşmana malzeme vermek, onun ekmeğine yağ sürmek değildir.
Geride kalan Müslüman’ın yapacağı şey orada cihad eden kardeşlerine dua etmek, birliklerini istemek olmalıdır. Biz birbirimize düştüğümüzde, sürekli içimizdeki grupları karalayıp hatalarını ortaya koyduğumuzda bu kimin faydasına olacak? Gerçekten bu tip medyada son dönemde çıkan haberlere bakıyorum.
Sanki Esed yok! Ortadan kalkmış da geriye tek dert milleti karalamak kalmış! Subhanallah! Bu kadar da olmaz ki… Adil olmadığınızı, samimi olmadığınızı adalet adına gönderdiğim haberleri yayınlamamakla çok iyi ispatladınız! Bundan sonra ben bunun kasıtlı, hedefli, ardında büyük yılan ABD’nin startını verdiği bir plan olduğu hususunda Allah’ın izniyle hiç şüphe etmeyeceğim.
Irak’ta mücahitler yıllarca karalandıktan sonra acaba ABD şirketi Blackwater’in birçok taşın altından çıkması birazcık da olsa yüzlerini kızartmamış mıdır? Birazcık da olsa ‘ya biz Irak’ta acele ettik böyle çıktı, Suriye’de de aynı oyuna gelmeyelim’ düşüncesi kendilerinde filizlenememiş midir? Ne yazık ki gördüğümüz kadarıyla öyle bir şey olmamıştır.
Ancak ABD’nin ekmeğine kasıtlı ya da istemeden –çünkü kalpte olanı ancak Allah bilir- istediğiniz kadar yağ sürün şunu unutmamanızı tavsiye ederim. Allah kafirler, müşrikler istemese de nurunu tamamlayacak. Allah’ın dini yeryüzüne hakim olacak. Kafirlerin dayattığı küfür sistemi demokrasinin kökü kuruyacak.
Bunlar siz isteseniz de istemeseniz de, kafirlere hizmet etseniz de etmeseniz de olacak. Muhakkak ki zalim olan, zulmün yanında duran kaybeden olacak. O nedenle herkes hangi safta, hangi hendekte duracağını iyi seçsin. Kimse kimseyi karalamakta acele etmesin. Samimi olan bir fitne duyduğu zaman bunu araştırsın. Araştıramıyorsa da ifşa etmek için yarışmasın. Hiçbirimiz orada samimi olarak cihad eden bir mücahidin bir saat safta durmasına mukabil gelecek bir amel edemeyecekken kendimizi bilelim.
Ayrıca kendilerine tavsiyede bulunulabilecek –o yalan iddianın arkasına sığınanlaradır sözüm- minberler karalama kampanyası yürütülen gördüğümüz medya da değildir. Zira onlar bizim ne dilimizi bilirler ne yazıp çizdiklerimize ulaşabilirler. Samimi iseniz güzelce bir eleman bulun. Kendisine mücahitlere iletmek istediğiniz sözcükleri Arapça olarak yazdırın.
Gidin resmi bildirilerinin yayınlandığı twitter ya da facebook hesaplarına gönderin. Ya da birçok başka yol bulabilirsiniz. Tabi ki bu tavsiye sadece samimi olanlar için geçerli! Allah bu ümmeti ıslah eylesin, mücahit kardeşlerimizin aralarındaki fitneleri en kısa zamanda sonlandırıp gerçek düşmanlara karşı birlik içinde mücadele etmeyi nasip etsin. Gerek bu ülkede gerek cihad topraklarında gerek de başka ülkelerdeki fitnecileri, yalancıları ve iftiracıları da kahru perişan eylesin.
Defne Bayrak
Suriye topraklarında Esed güçlerine karşı savaşan direnişçi gruplar arasından IŞİD’e karşı yürütülen karalama kampanyası hepimiz için aşikardır.
Güçlü tahminlerimiz bizde bu kampanyanın ardında çok önemli planların yattığı hissi uyandırmaktadır. Zamanla bunu da inşallah göreceğiz. Dün gördüğüm Ahraru’ş Şam Hareketi’nin yayınlamış olduğu bildirinin ardından az kaldı ben de sürekli rahatsız olup eleştirdiğimiz medyanın hatasına düşecek ve bazı şeyler ortaya koyacaktım.
Ancak Allah razı olsun Twitter üzerinden bazı samimi kardeşlerimizin tavsiyeleri üzerine bundan vazgeçtim. O nedenle sadece değerli okurlarımız da belki o doğrultuda düşünüp bundan sonra ona göre bir tavır alır umuduyla olaylara kendi bakış açımı sunmak isterim.
Bilindiği gibi IŞİD daha önce Irak İslam Devleti adıyla yıllarca Irak’ta ABD işgalcisine ve Şii işbirlikçileri ve Sahvelere karşı büyük bir mücadele vermiş bir gruptur. Hiç kimse hatalardan beri olmamakla birlikte bu grup ve Irak İslam Devleti adı altında birleşme gerçekleşmeden önce Irak’ta işgalciye karşı çeşitli mücahit gruplar savaşırken bugün ve dün kendilerini yerden yere vurma yarışına giren medya organlarının bir mensubunun dahi gidip de üzerlerine vacip olduğu halde Irak’ta işgalciye karşı bir kurşun sıktığı vaki olmamıştır.
Aksine bu grupların adlarının başlarına daima ‘terörist’ kelimesini yapıştırmak onların en öncelikleri arasındadır. Zaten işleri bellidir. Sadece karalamak! Suriye’de zalim rejim güçleri tarafından kan akıtılmaya, her türlü işkence ve zulüm o zavallı halka yapılmaya başladığında da o topraklara ilk koşan bu ‘kahraman’ medya mensupları değil nedense ‘terörist’ Irak İslam Devleti olmuştur. Çünkü onların vicdanları, diplerindeki Müslüman kardeşlerine zulmedilmesini kaldıramamıştır. Bu zulme karşı orada burada naralar atarak ‘görürsünüz gününüzü’ babından içi boş tehditler savurup rahat koltuklarında oturup çay içmekse zaten onların ne fıtratına uygundur ne de kitaplarında yazmaktadır. Suriye’de bugün kurulmuş birçok grup mensupları henüz Esed rejimi ordusu saflarında ya da başka ülkelerde, başka taraflarda iken onlar ümmet bilinci ile canlarını, mallarını, her şeylerini feda etmek için o topraklara koşmuştur. Bugün kendilerine karşı uygulanan karalama kampanyasında gerçekler sürekli ortaya çıktıkça belli ki bu ‘kahraman’ medya pek rahatsız olmuş olacak ki tüm tarafsızlık iddialarını bir kenara bırakarak Ahraru’ş Şam’ın bildirisini zehir zemberek bir saldırı girişi ile sunmaktadır.
IŞİD’e karşı Müslümanlarda oluşan sempati kendilerini rahatsız etmiş!!! Sormak gerek! Neden rahatsız oldunuz kardeşim? Bu satırları yazana kadar neden Suriye’ye gidip savaşamıyorsunuz? Aciz misiniz? Üzerinize vacip olan bir savaştan geri kalmak için özrünüz mü var? Yoksa kalemleriniz mi satılık? Bir de nedense sürekli mücahitleri eleştirmekten bahsedilirken hedef tahtasına oturtulan kesim belli.
Değişmesi mümkün değil. Peki samimi iseniz neden ÖSO’nun devleti haklı çıkaran bildirisini de yayınlamıyorsunuz? Neden ÖSO’nun Kuzey Fırtınası grubunu ortadan kaldırmaya karar verdiğinden kimseyi haberdar etmiyorsunuz? Neden devlet hakkında olumlu konuşanların, gerçekleri ortaya koyanların haberlerini ‘adalet’ adına girmiyorsunuz? IŞİD’in sözcüsü Ebu Muhammed El Adnani, son konuşmasında diğer grupların kendilerinden çok daha büyük hatalar yaptığını vurguladı.
Peki ben taraftarı değilim ancak mücahitleri eleştirmek marifetse sizin sayfalarınız arasında neden bu tür hiçbir habere asla rastlayamıyoruz? Yoksa siz de devleti vurma komplosunun bir parçası mısınız? Allah Resulü (s.a.s.) zamanında savaşlarda hatalar yapıldı. Uhud Savaşı’nda sahabeler (r.anhum), peygamberimiz (s.a.s.) emrettiği halde mevkilerini terkederek ganimet peşinde koştu ve neticesinde savaş kaybedildi. Sahabelerden bireysel hatalar sadır oldu. Allah Resulü (s.a.s.) ‘ben Halid bin Velid’in yaptığından beriyim’ buyurmadı mı? Peki hangi biri hakkında o zamanki Müslümanlar karalama kampanyası yürüttü? Hangisinin hataları sürekli ifşa edilmeye çalışılıp abartıldı? Hangisi iftira ve yalan bombardımanına tutuldu? Devlet eleştiriyi hak ediyorsa inanın onun kadar diğerleri de hak ediyor.
Hiç birimiz suçsuz günahsız masum değiliz. Ancak bizim böylesi hassas bir dönemde yapmamız gereken orada cihad eden grupların hatalarını ifşa etmek ya da üzerlerine atılan iftiraları hiçbir delil araştırmadan servis edip reyting peşinde koşmak veya bu tür tavırlar sergileyerek düşmana malzeme vermek, onun ekmeğine yağ sürmek değildir.
Geride kalan Müslüman’ın yapacağı şey orada cihad eden kardeşlerine dua etmek, birliklerini istemek olmalıdır. Biz birbirimize düştüğümüzde, sürekli içimizdeki grupları karalayıp hatalarını ortaya koyduğumuzda bu kimin faydasına olacak? Gerçekten bu tip medyada son dönemde çıkan haberlere bakıyorum.
Sanki Esed yok! Ortadan kalkmış da geriye tek dert milleti karalamak kalmış! Subhanallah! Bu kadar da olmaz ki… Adil olmadığınızı, samimi olmadığınızı adalet adına gönderdiğim haberleri yayınlamamakla çok iyi ispatladınız! Bundan sonra ben bunun kasıtlı, hedefli, ardında büyük yılan ABD’nin startını verdiği bir plan olduğu hususunda Allah’ın izniyle hiç şüphe etmeyeceğim.
Irak’ta mücahitler yıllarca karalandıktan sonra acaba ABD şirketi Blackwater’in birçok taşın altından çıkması birazcık da olsa yüzlerini kızartmamış mıdır? Birazcık da olsa ‘ya biz Irak’ta acele ettik böyle çıktı, Suriye’de de aynı oyuna gelmeyelim’ düşüncesi kendilerinde filizlenememiş midir? Ne yazık ki gördüğümüz kadarıyla öyle bir şey olmamıştır.
Ancak ABD’nin ekmeğine kasıtlı ya da istemeden –çünkü kalpte olanı ancak Allah bilir- istediğiniz kadar yağ sürün şunu unutmamanızı tavsiye ederim. Allah kafirler, müşrikler istemese de nurunu tamamlayacak. Allah’ın dini yeryüzüne hakim olacak. Kafirlerin dayattığı küfür sistemi demokrasinin kökü kuruyacak.
Bunlar siz isteseniz de istemeseniz de, kafirlere hizmet etseniz de etmeseniz de olacak. Muhakkak ki zalim olan, zulmün yanında duran kaybeden olacak. O nedenle herkes hangi safta, hangi hendekte duracağını iyi seçsin. Kimse kimseyi karalamakta acele etmesin. Samimi olan bir fitne duyduğu zaman bunu araştırsın. Araştıramıyorsa da ifşa etmek için yarışmasın. Hiçbirimiz orada samimi olarak cihad eden bir mücahidin bir saat safta durmasına mukabil gelecek bir amel edemeyecekken kendimizi bilelim.
Ayrıca kendilerine tavsiyede bulunulabilecek –o yalan iddianın arkasına sığınanlaradır sözüm- minberler karalama kampanyası yürütülen gördüğümüz medya da değildir. Zira onlar bizim ne dilimizi bilirler ne yazıp çizdiklerimize ulaşabilirler. Samimi iseniz güzelce bir eleman bulun. Kendisine mücahitlere iletmek istediğiniz sözcükleri Arapça olarak yazdırın.
Gidin resmi bildirilerinin yayınlandığı twitter ya da facebook hesaplarına gönderin. Ya da birçok başka yol bulabilirsiniz. Tabi ki bu tavsiye sadece samimi olanlar için geçerli! Allah bu ümmeti ıslah eylesin, mücahit kardeşlerimizin aralarındaki fitneleri en kısa zamanda sonlandırıp gerçek düşmanlara karşı birlik içinde mücadele etmeyi nasip etsin. Gerek bu ülkede gerek cihad topraklarında gerek de başka ülkelerdeki fitnecileri, yalancıları ve iftiracıları da kahru perişan eylesin.
Defne Bayrak
