Dini Allah'a Has Kılmak
Kur’an neden dini Allah’a has kılmak gibi bir kavrama yer vermektedir? Din zaten Allah’ın değil midir? Bunu bir kez daha vurgulamanın mantığı ne olabilir? Bu soruları bu yazının ilerleyen satırlarında cevaplamaya çalışacağız. Hemen burada belirtelim ki, böyle bir vurgu, Kur’an’ın tamamında olduğu gibi bir kez daha şirk-tevhid ayrımına dayanmaktadır. Yani, zaten Allah’ın olan, Allah’a özgü olan dini ‘Allah’a has kılmak’ tevhidin tahakkuku demektir. Şirke karşı biz insanları uyarmaktadır.
Ha-le-sa kelimesi bir şeyi saf/safî kılmak, bir şeyden ayrılmak, bir şeye varmak/yetişmek, gösterişi bırakmak, arı, katışıksız gibi anlamlara gelmektedir. Halis kelimesi de saf, çok beyaz anlamındadır.Yusuf suresinde bu kelime şu şekilde geçmektedir: "felemma’stey’esuu minhü halesû": Yani başkalarından ayrılıp seçildiler (Rağıb), kendilerine özgü oldular, özgeleştiler...
Rağıb el-İsfehani’ye göre, ‘Halesa’ kelimesi ‘safî’ kelimesiyle aşağı yukarı aynı anlama gelmektedir. Aradaki fark şudur: ‘Halesa’, önce kiri vardı, arındı, temizlendi anlamına gelmektedir. Safi ise, baştan beri temizdi, kiri hiç olmadı demektir.
Kur’an dilinde ‘halis’ kelimesi en iyi ‘halis süt’ örneğiyle açıklığa kavuşmaktadır. İlkin, gökten indirilen su (yağmur) ile, ölü durumdaki toprağa can verildiği dikkatlere arz edildikten sonra, ona eş değer bir örnek olarak da, hayvanlardan, kan ile atılacak şeyler arasından çıkan, kolayca boğazdan kayıp giden halis süt örnek verilmektedir. ‘Halis süt’, gerçek süt, yüzde yüz süt demektir. Katkısı olmayan, aykırı madde içermeyen, su katılmamış, hatta kan ile fışkı arasından çıktığı halde ne kan karışmış, ne de fışkı bulaşmış, doğal, fıtrî, insan sağlığı için oldukça yararlı, içilmesi zevk veren bir içecek. Bu özellikteki süt ‘halis’ kelimesiyle nitelendiğine göre, ‘halis’ kelimesinden neyi anlayacağımız az çok tebellür etmiş demektir.
Kur’an neden dini Allah’a has kılmak gibi bir kavrama yer vermektedir? Din zaten Allah’ın değil midir? Bunu bir kez daha vurgulamanın mantığı ne olabilir? Bu soruları bu yazının ilerleyen satırlarında cevaplamaya çalışacağız. Hemen burada belirtelim ki, böyle bir vurgu, Kur’an’ın tamamında olduğu gibi bir kez daha şirk-tevhid ayrımına dayanmaktadır. Yani, zaten Allah’ın olan, Allah’a özgü olan dini ‘Allah’a has kılmak’ tevhidin tahakkuku demektir. Şirke karşı biz insanları uyarmaktadır.
Ha-le-sa kelimesi bir şeyi saf/safî kılmak, bir şeyden ayrılmak, bir şeye varmak/yetişmek, gösterişi bırakmak, arı, katışıksız gibi anlamlara gelmektedir. Halis kelimesi de saf, çok beyaz anlamındadır.Yusuf suresinde bu kelime şu şekilde geçmektedir: "felemma’stey’esuu minhü halesû": Yani başkalarından ayrılıp seçildiler (Rağıb), kendilerine özgü oldular, özgeleştiler...
Rağıb el-İsfehani’ye göre, ‘Halesa’ kelimesi ‘safî’ kelimesiyle aşağı yukarı aynı anlama gelmektedir. Aradaki fark şudur: ‘Halesa’, önce kiri vardı, arındı, temizlendi anlamına gelmektedir. Safi ise, baştan beri temizdi, kiri hiç olmadı demektir.
Kur’an dilinde ‘halis’ kelimesi en iyi ‘halis süt’ örneğiyle açıklığa kavuşmaktadır. İlkin, gökten indirilen su (yağmur) ile, ölü durumdaki toprağa can verildiği dikkatlere arz edildikten sonra, ona eş değer bir örnek olarak da, hayvanlardan, kan ile atılacak şeyler arasından çıkan, kolayca boğazdan kayıp giden halis süt örnek verilmektedir. ‘Halis süt’, gerçek süt, yüzde yüz süt demektir. Katkısı olmayan, aykırı madde içermeyen, su katılmamış, hatta kan ile fışkı arasından çıktığı halde ne kan karışmış, ne de fışkı bulaşmış, doğal, fıtrî, insan sağlığı için oldukça yararlı, içilmesi zevk veren bir içecek. Bu özellikteki süt ‘halis’ kelimesiyle nitelendiğine göre, ‘halis’ kelimesinden neyi anlayacağımız az çok tebellür etmiş demektir.