Kura, bazı durumlarda şer’an meşru bir uygulamadır.
“Eğer bir adamın birden fazla hanımı olur da aralarında adalet yapmak isterse ve hangisiyle beraber olacağına karar veremezse, aralarında kura çeker.”
(Buhârî 6747, Muslim 1461)
Rasulullah ﷺ da hanımları arasında adil olmak için kura çekerdi. Aynı şekilde ashabdan bazıları esirler arasında kura ile hüküm verirlerdi.
Kura sonucunu 'mutlak doğru' veya 'Allah’ın takdiri' görmek câiz midir?
Burada niyet ve inanç önemlidir.
Eğer kişi şöyle derse: Ben kura çektim, çıkan sonuç kesinlikle Allah’ın muradıdır; bu yüzden yanılmaz, şaşmaz, hikmetsiz olamaz…”
Bu düşünce şirk olmasa bile, tehlikeli bir bidattir. Neden? Çünkü bu, gaybı bilme veya Allah’ın iradesini kura ile keşfetme gibi bâtıl bir anlayışı ima eder.
Kura, sadece tercih edilemeyen şeylerde adaleti sağlamak için bir araçtır. Kur’ân ve Sünnet dışında hiçbir şey Allah’ın muradını garantiyle yansıtmaz.
Tiyâre (uğursuzluk / kehanet) ile benzerlik
Tiyâre, İslam öncesi cahiliye döneminde insanların kuş uçurma gibi yollarla kader veya gayb hakkında karar vermesiydi.
Yani: “Kuş sola uçarsa yola çıkmam uğursuz olur” gibi.
Rasulullah ﷺ şöyle buyurmuştur: "Tiyâre (uğursuzluk inancı) şirktir, tiyâre şirktir!"
(Ebû Dâvûd 3910, Tirmizî 1614 – sahih)
Çünkü kişi, Allah’ın takdirini bâtıl yollarla tahmin etmeye kalkıyor.
Kura ile Tiyâre arasındaki fark:
Kura; Sünnetle sabit - Tiyâre; Haram ve şirk
Kura'nın Amacı; Taraflar arasında adalet sağlamak - Tiyâre'nin Amacı; Uğursuzluk/talih ölçmek
Mubah ve bazen sünnet - Şirk ve haram
Kura sonucunu Allah’ın muradı gibi görmek, kuranın hükmünü tiyâreye yaklaştırır, şirk olmasa da bidat ve tehlikelidir.
Kararsız kalındığında kura çekmek. Kura sonucunu adalet için bağlayıcı kabul etmek. “Biz karar veremediğimiz için kura çektik, çıkan sonuçla amel ediyoruz.” demek câizdir.
Kura çekip çıkan sonucu kesin doğru ve Allah’ın muradı gibi görmek, şirk sınırında bir bidattir.
“Kura ile çıkan her sonuç Allah’ın kesin takdiridir, asla yanlış olamaz.” demek, Kurayı gaybı bilen bir araç gibi görmek, Kuradan çıkan sonucu kehanet gibi değerlendirmek câiz değildir.