Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh;
Hadisenin aslı şöyledir:
Ömer (r.anh)'ın hilafeti döneminde bir seriyye hazırlattı ve başlarına da emir olarak Halid bin Velid (r.anh)'ı tâyin etti ve sefere gönderdi.
Seriye, Beni Esed’den bir kabileye saldırdılar ve aldıkları ganimet içinde güzel bir kadın da vardı.
Dırar bin Evzer, arkadaşlarından bu kadını kendisine hibe etmelerini istedi, onlar da bu teklifini kabul ettiler.
Dırar, bu ikramdan sonra kendisine ait bir cariye olduğunu düşünerek bu kadınla yattı.
Sonra (büyük ihtimalle, ganimet usulune uygun paylaşılmadan önce bu kadına sahib olmaya çalıştığından ötürü) bu işi yaptığından pişman oldu ve durumu komutanı Halid bin Velid (r.anh)’e anlattı.
Halid bin Velid: “Sen onu meşru bir yolla almışsın (bunda bir beis yok)” dediyse de,
Dırar bin Evzer bu konuyu halife Ömer’e bildirmesini istedi.
Halid’in ilgili mektubuna cevab veren Ömer (r.anh): “Dırar’ı taşlamak suretiyle recm et"mesini istiyordu.
Ancak mektub ulaştığında Dırar -zaten eceliyle - ölmüştü.
Bu durumu gören Halid bin Velid (r.anh): “Allah Dırar’ı rezil ve perişan etmemek için daha önce canını almış” dedi.
(İbn Hâcer el Askalani, el-İsabe fi temyizi's-Sahâbe, 3/391-392)
Buhari de bu konuya kısaca temas etmiş, sonra bu kişinin Dırar b. Evzer değil, Dırar b. Hattab olduğunu bildirmiştir. (Buhari, et-Tarihu’l-Kebir, 4/338)
Not:
Ömer (r.anh) mektubunda: 'Erdıh hu bi’l-hicârati' buyurmakta idi. Bu ifadenin manası 'Recm etmek'ten ziyâde, “başını taşla kır” şeklindedir. Çünkü, kullanılan “رضخٌ rdh” kelimesi 'dişini başını kırmak, yılanın başını ezmek' gibi manalara gelir. (Lisanu’l-Arab, Tacu’l-Arus, ilgili yer)
Buna göre muhtemeldir ki, Ömer (r.anh), bu emriyle Dırar bin Evzer'e recm değil, tâzir cezası uygulanmasını istemiştir. Çünkü burada zina söz konusu değildir. Halid bin Velid (r.anh)’in sözlerinden de bunu anlamak mümkündür.