Aylaklıktan, başıboşluktan usanan, bunun çıkar yol olmadığını anlayıp, doğru yola gelmeye karar veren mirasyedi bir adam,
ülkesinin kralına çıkıp, doğruluktan ayrılmadan, dürüstçe yaşamak için kendısıne bir yol göstermesini istedi.
Kral adama ağzına kadar dolu bir fıçı zeytinyağı verdi.
Bunu tek bir damla dökmeden şehrin bir ucundan, öbür ucuna götürmesini bir damla dahi döktüğü taktirde hemen orada boynunun vurulacağını söyledi.
Yanına da kontrol için yalın kılıç iki gözcü verdi.
Adam fıçıyı kralın buyruğuna uygun şekilde, bütün gücünü dikkat ve zekasını kullanarak bir damla bile dökmeden şehrin bir başından öbürüne götürdü.
Sonra geri dönüp kralın huzuruna yeniden çıktı.
Verilen görevi eksiksiz yerine getirdiğini söyledi. Kral adama sordu:
-Şehirde ne gördün, neye şahit oldun?
O gün şehirde pazar kurulduğu, her yerin iğne atılsa yere düşmeyecek kadar kalabalık olduğu bir gündü. Buna rağmen adam şu cevabı verdi:
-Efendimiz ucunda can kaygısı da bulunduğundan fıçıdaki yağı dökmemek için öylesine bir dikkat içindeydim ki,
bir an bile gözümü fıçıdan ayırıp çevreye bakamadım.
Bu nedenle ne kimseyi gördüm, ne de bir olaya şahit oldum.
Kral bu dersten sonra gönül rahatlığıyla tavsiyesini yaptı:
İşte yaptığın her işte, sana verilen her vazifede böyle dikkatli olur,
kendini işe verirsen,
ALLAH'ın her an seni kontrol ettiğini de aklıdan çıkarmazsan,
hiç bir zaman doğru yoldan ayrılmazsın...
ülkesinin kralına çıkıp, doğruluktan ayrılmadan, dürüstçe yaşamak için kendısıne bir yol göstermesini istedi.
Kral adama ağzına kadar dolu bir fıçı zeytinyağı verdi.
Bunu tek bir damla dökmeden şehrin bir ucundan, öbür ucuna götürmesini bir damla dahi döktüğü taktirde hemen orada boynunun vurulacağını söyledi.
Yanına da kontrol için yalın kılıç iki gözcü verdi.
Adam fıçıyı kralın buyruğuna uygun şekilde, bütün gücünü dikkat ve zekasını kullanarak bir damla bile dökmeden şehrin bir başından öbürüne götürdü.
Sonra geri dönüp kralın huzuruna yeniden çıktı.
Verilen görevi eksiksiz yerine getirdiğini söyledi. Kral adama sordu:
-Şehirde ne gördün, neye şahit oldun?
O gün şehirde pazar kurulduğu, her yerin iğne atılsa yere düşmeyecek kadar kalabalık olduğu bir gündü. Buna rağmen adam şu cevabı verdi:
-Efendimiz ucunda can kaygısı da bulunduğundan fıçıdaki yağı dökmemek için öylesine bir dikkat içindeydim ki,
bir an bile gözümü fıçıdan ayırıp çevreye bakamadım.
Bu nedenle ne kimseyi gördüm, ne de bir olaya şahit oldum.
Kral bu dersten sonra gönül rahatlığıyla tavsiyesini yaptı:
İşte yaptığın her işte, sana verilen her vazifede böyle dikkatli olur,
kendini işe verirsen,
ALLAH'ın her an seni kontrol ettiğini de aklıdan çıkarmazsan,
hiç bir zaman doğru yoldan ayrılmazsın...