Çevrimdışı
Başta İngilizler olmak üzere batı devletlerinin yakın çağ boyunca kullandığı strateji, bir ülkeyi almadan evvel o ülkeyi içeriden ele geçirmek yahut iç savaş çıkarmak, başarırlarsa kendi adamlarını oraya lider olarak yerleştirmektir. Bu kargaşaları başlatmada Lawrence gibi adamlar kullanırlar.
Bugün Orta doğudaki birçok devletin tarihine baktığımızda (Arabistan, Ürdün, Irak vesair) nasıl ve ne için kurulduğu, yahut nasıl dönüştüğü veya neler yaptığı incelendiğinde tarihsel süreçte pek iç açıcı değillerdir.
Hatta Türkiye devletinin kurucusu hakkında da anayasanın duymaktan hoşlanmayacağı bazı işbirlikçilik belgeleri ortaya çıkmakta ve tarihçiler arasında tartışma konusu olmaktadır.
İlginç olan şudur ki, batılı devletler sürekli olarak böl-parçala-yut taktiği ile ilerlemişlerken, ülkelerin içindeki kitleleri birbirine düşürmüşken, neticesinde istedikleri adamı başa geçirerek ilerleyip bir kızılderili atasözünde geçtiği gibi "denizde iki balık kavga ediyorsa oradan biraz önce bir İngiliz geçmiştir" sözünün işaret ettiği hakikat, doğuda defaatle yaşanmışken, doğu devletleri batıya karşı bu tekniği ya uygulamamıştır, ya da uygulayamamıştır.
Halbuki bugün batı devletlerinde ciddi oranda birbirlerinden nefret eden kitleler vardır. Mesela İspanyada devlet kurmaya çalışan Katalonyacılar bunun bir misalidir. Keza İngiltere-İrlanda, Belçika, Amerika gibi ülkelere baktığımızda kin kitlelerini rahatlıkla görmekteyiz. Bugün baş düşmanlarımızdan olan israilde birbirinden nefret eden yahudi gruplar, mezhepler vardır.
Ancak bunlar kendi ülkelerini kargaşaya sürükle(ye)miyor zira hiçbir devlet buraları casus kullanarak alevlendirmekle ilgilenmemiştir. Belki de yapamadı onu bilemiyoruz. Ancak onların doğu devletlerine yaptığı şeyin aynısını doğu onlara yapmış olsaydı muhtemelen bugün Orta Doğudan farksız bir Avrupa ve Amerika olacak, kin kitleleri ve cemiyetleri kendilerini yönlendiren doğulu devletlerin saldığı casuslar ile kendi ülkelerini mahvedip ya da ele geçirip aslında ülkelerini o doğu devletine vermiş olacaklardı. (İngiliz stratejisi: Ordu göndermeden ülke almak)
Şurada sarı yelek isyanı, Afrikalıların ayaklanması gibi meselelerde Fransanın ne hale geldiğini ve nasıl halkına demir sopalarla saldırdıklarını, Hollandanın Türklerin sokağa inmesi ile 8 yıl evvel nasıl karıştığını, Amerikanın ormanları yakan anarşistler ile nasıl baş edemediğini ve daha bir yıl evvel 26 eyaletin 24 eyalet ile hükümeti karşısına alıp baş kaldırdığını, Katalonyacıların İspanya'da sokaklara indiğini, devlet karşıtı yahudi grupların israili karıştırdığını vs vs bunları hep on yıl içerisinde gördük.
Lakin bunlar kendi içlerinde gidişat dahilinde yaşanıyor, dışarıdan bazı devletler İngiliz stratejisi kullanarak casuslarıyla ve içeriden doğaçlama silah tedarikiyle kin kitlelerine yardım etse bu ülkeler muhtemelen mahvolacak çok zor bir duruma düşeceklerdi.
Bugün Orta doğudaki birçok devletin tarihine baktığımızda (Arabistan, Ürdün, Irak vesair) nasıl ve ne için kurulduğu, yahut nasıl dönüştüğü veya neler yaptığı incelendiğinde tarihsel süreçte pek iç açıcı değillerdir.
Hatta Türkiye devletinin kurucusu hakkında da anayasanın duymaktan hoşlanmayacağı bazı işbirlikçilik belgeleri ortaya çıkmakta ve tarihçiler arasında tartışma konusu olmaktadır.
İlginç olan şudur ki, batılı devletler sürekli olarak böl-parçala-yut taktiği ile ilerlemişlerken, ülkelerin içindeki kitleleri birbirine düşürmüşken, neticesinde istedikleri adamı başa geçirerek ilerleyip bir kızılderili atasözünde geçtiği gibi "denizde iki balık kavga ediyorsa oradan biraz önce bir İngiliz geçmiştir" sözünün işaret ettiği hakikat, doğuda defaatle yaşanmışken, doğu devletleri batıya karşı bu tekniği ya uygulamamıştır, ya da uygulayamamıştır.
Halbuki bugün batı devletlerinde ciddi oranda birbirlerinden nefret eden kitleler vardır. Mesela İspanyada devlet kurmaya çalışan Katalonyacılar bunun bir misalidir. Keza İngiltere-İrlanda, Belçika, Amerika gibi ülkelere baktığımızda kin kitlelerini rahatlıkla görmekteyiz. Bugün baş düşmanlarımızdan olan israilde birbirinden nefret eden yahudi gruplar, mezhepler vardır.
Ancak bunlar kendi ülkelerini kargaşaya sürükle(ye)miyor zira hiçbir devlet buraları casus kullanarak alevlendirmekle ilgilenmemiştir. Belki de yapamadı onu bilemiyoruz. Ancak onların doğu devletlerine yaptığı şeyin aynısını doğu onlara yapmış olsaydı muhtemelen bugün Orta Doğudan farksız bir Avrupa ve Amerika olacak, kin kitleleri ve cemiyetleri kendilerini yönlendiren doğulu devletlerin saldığı casuslar ile kendi ülkelerini mahvedip ya da ele geçirip aslında ülkelerini o doğu devletine vermiş olacaklardı. (İngiliz stratejisi: Ordu göndermeden ülke almak)
Şurada sarı yelek isyanı, Afrikalıların ayaklanması gibi meselelerde Fransanın ne hale geldiğini ve nasıl halkına demir sopalarla saldırdıklarını, Hollandanın Türklerin sokağa inmesi ile 8 yıl evvel nasıl karıştığını, Amerikanın ormanları yakan anarşistler ile nasıl baş edemediğini ve daha bir yıl evvel 26 eyaletin 24 eyalet ile hükümeti karşısına alıp baş kaldırdığını, Katalonyacıların İspanya'da sokaklara indiğini, devlet karşıtı yahudi grupların israili karıştırdığını vs vs bunları hep on yıl içerisinde gördük.
Lakin bunlar kendi içlerinde gidişat dahilinde yaşanıyor, dışarıdan bazı devletler İngiliz stratejisi kullanarak casuslarıyla ve içeriden doğaçlama silah tedarikiyle kin kitlelerine yardım etse bu ülkeler muhtemelen mahvolacak çok zor bir duruma düşeceklerdi.
