Dînin, dünyân ve âhiretin için sâlih olduğunu düşündüğün bütün duâlarının kabûlünü mü istiyorsun?
Ahlâkının ıslâhı, sâlih amellere muvaffak olmak, güzel bir ölüm, anne-babaya iyilik ve ihsânda insanların en hayrlısı olmak, başkalarıyla ilişkilerini düzeltmek, eşinle sorunlarından kurtulmak, sâlih bir çocuk, itâatkâr bir zürriyet, takvâ ehli dostlara sâhib olmak, fazîlet ehli sâlih bir eş ile rızıklandırılmak, helâl ve bereketli rızka muvaffak olmak, ilim, saadet, fitnelerden emânda olma, günahların terki, Cennet, Cehennem’den kurtuluş…
Geleceğinden endişe ediyor, dünyân ve âhiretin için ettiğin duâlarına gerçekten icâbet görmeyi istiyor musun?
Bunun çok basit bir yöntemi vardır ki, âbidler dışında insanların pek çoğu bundan gâfildir.
‘Takvâ’
Allah’a karşı takvâya sarılmak, sana her hayrın yolunu açacaktır. Bunu vaad eden Allah subhânehu ve teâlâ’dır: «Kim Allah’a karşı takvâ üzere olursa, Allah onun için bir çıkış yolu kılar.» Talâk: 2
Hattâ seni, -kalbindeki takvânın gücü nisbetinde- umduğundan da fazlasıyla müjdeleyecektir: «Ve onu, hiç beklemediği yerden rızıklandırır..» Talâk: 3
Allah kuluna olan ikrâmını, ‘takvâ’ ile irtibâtlı kılmıştır.
Takvâ: Allah’tan korktuğun için Allah’ın emrettiklerine sarılman, Allah’tan korktuğun için O’nun yasakladıklarını terk etmendir.
Buna muvaffak olduğun zaman, Allah’ın nimetleri daha sen istemeden sana gelir. Çünkü nefsini Allah’a teslîm eden, Allah’a teslîm olmuş demektir. Allah’a teslîm olanın bütün işlerini ise Allah teslîm alıp üstlenir.
«Kim Allah’a karşı takvâ üzere olursa, Allah onun için bir çıkış yolu kılar. • Ve onu, hiç beklemediği yerden rızıklandırır. Kim Allah’a tevekkül ederse; O, ona yeter. Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şey için bir süre/bir ölçü koymuştur.» Talâk: 2-3
Ahlâkının ıslâhı, sâlih amellere muvaffak olmak, güzel bir ölüm, anne-babaya iyilik ve ihsânda insanların en hayrlısı olmak, başkalarıyla ilişkilerini düzeltmek, eşinle sorunlarından kurtulmak, sâlih bir çocuk, itâatkâr bir zürriyet, takvâ ehli dostlara sâhib olmak, fazîlet ehli sâlih bir eş ile rızıklandırılmak, helâl ve bereketli rızka muvaffak olmak, ilim, saadet, fitnelerden emânda olma, günahların terki, Cennet, Cehennem’den kurtuluş…
Geleceğinden endişe ediyor, dünyân ve âhiretin için ettiğin duâlarına gerçekten icâbet görmeyi istiyor musun?
Bunun çok basit bir yöntemi vardır ki, âbidler dışında insanların pek çoğu bundan gâfildir.
‘Takvâ’
Allah’a karşı takvâya sarılmak, sana her hayrın yolunu açacaktır. Bunu vaad eden Allah subhânehu ve teâlâ’dır: «Kim Allah’a karşı takvâ üzere olursa, Allah onun için bir çıkış yolu kılar.» Talâk: 2
Hattâ seni, -kalbindeki takvânın gücü nisbetinde- umduğundan da fazlasıyla müjdeleyecektir: «Ve onu, hiç beklemediği yerden rızıklandırır..» Talâk: 3
Allah kuluna olan ikrâmını, ‘takvâ’ ile irtibâtlı kılmıştır.
Takvâ: Allah’tan korktuğun için Allah’ın emrettiklerine sarılman, Allah’tan korktuğun için O’nun yasakladıklarını terk etmendir.
Buna muvaffak olduğun zaman, Allah’ın nimetleri daha sen istemeden sana gelir. Çünkü nefsini Allah’a teslîm eden, Allah’a teslîm olmuş demektir. Allah’a teslîm olanın bütün işlerini ise Allah teslîm alıp üstlenir.
«Kim Allah’a karşı takvâ üzere olursa, Allah onun için bir çıkış yolu kılar. • Ve onu, hiç beklemediği yerden rızıklandırır. Kim Allah’a tevekkül ederse; O, ona yeter. Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şey için bir süre/bir ölçü koymuştur.» Talâk: 2-3