Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Dudayev'i Nasıl Öldürdüler?

rucane Çevrimdışı

rucane

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
38612.jpg


21 Nisan 1996 yılında Cohar Dudayev Rus savaş uçağından atılan füze ile öldürüldü. Çeçen önderin yaşadığına dair yapılan dedi kodular artık uzun bir süredir ki halkı heyecanlandırmıyor. Dudayev efsanevi kahraman olamadı. O öldü ve ondan daha ölü de olunmuyor.

Rusya tarafından Çeçenistan'ın birinci devlet başkanının öldürülmesi, Kuzey Kafkasya'da yürütülen tüm savaş boyunca Rusya özel birimlerinin yaptıkları en başarılı operasyondu. Bizim Çekistler sonralar bunun benzeri bir başarı elde edemediler.

Biz olaylarda bizzat bulunan insanlarla görüşmek ve konuşmak fırsatı bulduk. Belli sebepler yüzünden ise onların isimlerini açıklayamıyoruz.

Şunu itiraf edelim ki, konuşulanlar bizi derinden tefekkür etmeye zorladı. Çünkü Rusya'yı yönetenlerin nasıl karar verdikleri ve bu kararların sonuçlarının hepimiz açısından ne kadar vahim olduğunu bilmek insanı şoke ediyor.

ÇEÇEN LİDERİN ÖLÜMÜNÜ KİM SİPARİŞ ETTİ

Dudayev'in öldürülmesi, Rusya'nın yüz karası Hasavyurt anlaşmasını imzalamasından dört ay önce gerçekleşti. O, o kadar da gerekli değildi ve neredeyse hiç bir sonuca götürmedi. Bunu şöyle ifade edelim, futbol maçında bir takım büyük bir hesapla yeniliyor, ancak bir kontur atak yapıyor ve rakip fileleri güzel bir golle bir kere havalandırıyor. Bu sadece saygınlık golüdür ve maçın sonucunu kesinlikle etkilemiyor.

İşin aslına bakıldığında isyancı generalin öldürülmesi ilk Çeçen olayları başladıktan sonra düşünülmekteydi. Onu öldürmek emrini şahsen âli başkomutan Rusya devlet başkanı Boris Yeltsin vermişti. Bu sadece öç alma duygusuydu. Bu Rus savaş generallerinin büyük hatalarından ve beceriksizliklerinden doğan durumun öcünün alınması idi.

Doğurduğu sonuçlar yüzünden uzun yıllardır acısını çektiğimiz Çeçen savaşı 1991 yılının Eylül ayında ortaya çıkmaya başladı. SSCB büyük acılarla sonuna yaklaşmaktaydı.

Devrimciler üzerinde başarı kazanıldıktan sonra Kremlin'in yöneticiliği meselesi görüşülmekteydi. Çeçen Halkının Umum milli Kongresi Çeçen devletinin bağımsızlığını ilan etti. Devletin başında pilot-General Afgan savaşının kahramanı Cohar Dudayev bulunmaktaydı.

Çeçenistan'da bölücülük haleti ruhiyesi yetişmeye başlamıştı. İslam devleti oluşturmak düşüncesi ortaya atıldı. Dudayev de bu düşüncenin esiri oldu. 1994 yılına gelindiğinde o iyice sınırları aştı. Yalnız 1938 yılında yazılı diline kavuşan bir halka neredeyse zorla kabul ettirilen vahhabi ideolojisi askeri yemin haline getirildi. Bu ideoloji 'kâfirlerle' savaşmayı gerektiriyordu.

Her şeyden önce cumhuriyetten uzaklaştırılan Rus ordusu 'kafir' ilan edildi. Öyle bir durum ortaya çıktı ki, onların hepsi son askerine kadar birkaç hafta içerisinde silahlarını, sahip oldukları teknolojiyi ve askeri malzemelerini de bırakarak Çeçenistan'ı terk ettiler. Bunun nasıl olduğunu her halde en iyi Pavel Graçov (dönemin savunma bakanı) bilmektedir. Çünkü bizzat onun suskunluğu ile rıza göstermesi ile olaylar gerçekleşmekteydi. Büyük bir iyilik sonucunda tanklar, uçaklar, roket malzemeleri Çeçenlerin eline geçmişti. Silahlar açık bir şekilde Grozni'nın pazarlarında satılmakta ve yığınla Rusya'ya doğru gelmekteydi. O zamanlar Çeçen mafyası ülke ticaretinin tahminen yüzde 50'sini kontrolü altında tutmaktaydı.

O zamanlar Moskova'da ise Verhovniy Sovyet'in (eski Sovyet Parlamentosu) ortadan kaldırılması ve Devlet Duma'sının oluşturulması ile meşgul idiler. Çeçenistan'a elleri ulaşmıyordu.

İlk uykudan uyanan ise seçimlerden sonra Devlet Duması oldu. 25 Mart 1994 tarihinde Duma şöyle bir karar çıkardı. "Rusya federal organlarının Çeçenistan devlet organları ile siyasi ilişkilerin yoluna koyulması gerekiyor." Buna eşzamanlı olarak Çeçenistan'ın bazı ilçelerinde Dudayev aleyhtarı muhalif gruplar güç kazanmağa başladı. Onlara Kremlin tarafından her türlü maddi destek sağlanmaktaydı.

Başlarında ise Ömer Avturhanov duruyordu. Devlet ile Çeçenistan Geçici Sovyeti'nin (Avturhanov kendi organizasyonunu böyle isimlendirmişti) arasındaki ilişkileri ise FSK'nın (Fedaral Kont-Keşfiyat İdaresi) yeni tayin edilmiş başkanı Sergey Stepaşin yürütecekti. Ona Dudayev'in muhalifkerinin eliyle Dudayev rejimini vurmak görevi verildi. Beraber çalışabilme imkânlarını sağlamak için Avturhanov'un adamlarına Rusya'ya ait ofislerden bir kaçı tesis edildi. Rusya'nın kullandığı yer ise Moskova'da Mayakovskiy meydanında yerleşen Pekin oteli idi.

Stepaşin'in acele etmesi gerekiyordu. Çeçenistan'ı kontrol etmek içim petrol lobileri harekata geçmişti. Batılı tacirler bizim petrol imal müesseslerimize yatırım yapmayı kabul etmişti. Ancak bir şart ileri sürüyorlardı. Rusya BDT ülkelerinden gelen Hazar petrolünün Batıya naklinin güvenliğini temin etmek zorundaydı. Hazar denizini Rusya ile birleştiren tek petrol boru kemeri ise – Kizlar, Groznıy, Novorossiysk – Çeçenistan topraklarından geçmekteydi. Tam da o zamanlar Türkiye ile Azerbaycan Rusya'yı pas geçerek siyah altının (petrol) Türkiye üzerinden Ak Deniz'e aktarılması yönünde aktif çabalar sarf etmekteydi. 'Her hangi bir' Dudayev yüzünden milyarlarca dolarlık bir mali kaynağı kaybetmeyi ise Rusya resmileri kabul edemezdi.

Tam da o zamanlar Türkiye ile Azerbaycan Rusya'yı pas geçerek siyah altının (petrol) Türkiye üzerinden Ak Deniz'e aktarılması yönünde aktif çabalar sarf etmekteydi.

'Her hangi bir' Dudayev yüzünden milyarlarca dolarlık bir mali kaynağı kaybetmeyi ise Rusya yetkilileri kabul edemezdi.

EN İYİSİNİ İSTEDİLER

Dudayev'i devirme planlarını şahsen Stepaşin ve her nedense UFSK'nin başkent (Moskova) başkanı Savostyanov hazırlıyordu. Moskova'nın baş çekisti Savostyanov'a Çeçen meselesiyle nasıl bir bağlantısı olduğu sorulduğunda, o şöyle cevap vermişti: " FSK'nın direktör yardımcısı gibi Kafkas meselesine ait işleri yürütüyorum" Onların "dahiyane hazırlanmış stratejik planlarının" sonuçları ise bellidir. Dudayev'i devirme planları rezaletle bitti. Cumhuriyet içerisinde otoritesini kaybetmeye başlayan Dudayev, tüm dünyaya esir alınmış Rus tankçılarını, toplanmış ve aldatılmış FSK temsilcilerini göstermekteydi. Böylelikle de eski pozisyonuna geri döndü ve otoritesini sağlamlaştırdı. Bir müddet geçtikten sonra Stepaşin hamle yapmak yetkisini eski çaylaklara yani Savunma Bakanı Pavel Graçov'a devir etti. Graçov ise şöyle bir ifade sarf ediyordu: "Çeçenlerle iki saat içinde bir alay askerle –paraşütçü komando alayı – baş edebilir." Hiç düşünmeden tilki kurnazlığına başvuruyor. Genelkurmay Başkanlığı üç gün içerisinde Çeçenistan'a asker yürütme planını hazırlıyor. Graçov planı devlet başkanı Yeltsin'e sunuyor ve Yeltsin felaket kararı kabul ediyor.

Tüm bu olanlar yaşanırken Dudayev savaşın başlayacağını hissediyor ve Boris Nikolayeviç Yeltsin'le telefon bağlantısı kurmaya çalışıyor. Ancak bağlantı kuramıyor. Devlet başkanının yöneticilerini aşmak mümkün olmuyor. O zaman bu görevin başında Sergey Filatov durmaktaydı. Nasıl olduysa ve ne düşündülerse Yelsin'e generalin aradığını haber vermediler. Dudayev sekizinci denemesinden sonra tesadüf eseri SBP (Cumhurbaşkanı Güvenlik İdaresi) başkanı Aleksandr Korjakov'a ulaştı. O, büyük bir istek ve arzuyla barış talep etmekte ve kabul edilmesi zor olan geri adımların da atacağını bildirmekteydi.

Karjakov aynı gün Dudayev'in ricasını Yeslsin'e ulaştırmak kararına geldi. Devlet başkanına ait kulüpte gerçekleşen ve resmi olmayan konuşmaya Baş Muhafız İdaresi'nin başkanı Barsukov ve başbakan yardımcısı Soskoveç de katılmaktaydı. Onların her üçü de devlet başkanında askerlerin yürütülmesi konusunda acele etmemesini ve Dudayev'le görüşmesini rica ediyordu. Ancak Yelsin'i ikna etmek mümkün olmadı. O, SSCB ve Gorbaçov ile baş etmiş, inatçı parlamentoyu ortadan kaldırmış, yöneticiliği yolunda duran herkesi yok etmişti. Şunu tam olarak anlayamıyordu, o neden başına nerden düştüğü belli olmayan bir generalle anlaşmak zorunda olsun? Hem de o generali küçük parmağının hafif bir darbesiyle ezmek mümkün iken?
Korjakov'un konuşmasını Arkadiy Volskoy da "Segodnya" (Bugün) gazetesine verdiği demeçte doğrulamaktadır: "13 Aralık 1994 tarihinde İnguşetya'da Rus ve Çeçen yetkililer arasında görüşme yapılmaktaydı. Dudayev'in sözlerine göre onlar sorunun çözülmesine çok yakındılar. Anlaşmanın özünü Tataristan türü bir çözüm içermekteydi.

Aniden Moskova'dan gelenler konuşmayı yarım bırakıyor ve Boris Nikolayeviç Yeltsin'in Soçi şehrinde Dudayev'i beklediğini bildiriyorlardı. Dudayev bana bu olayı şöyle anlatıyordu: "Siz bana belki inanmayacaksınız Arkadiy İvanoviç ancak benim için bu haber bayram gibi bir şey oldu. Üç gün içinde yeni üniforma diktim. Şayet bu görüşme gerçekleşseydi inanınız ki hiç bir şey olmayacaktı. Ancak ben üniformamı hazırladığım bir anda aniden askerler harekete geçiyor. Böyle bir şey olamaz! Beni de anlayın, kendi başıma değilim. Siz bundan hoşlansanız da hoşlanmasanız da ben devlet başkanıyım."

Askerler çıkarılmadan önce Yelsin savaşa girmek için büyük istek gösteren ve kendi aralarında da rekabet içerisinde olan generallerin baskısıyla Güvenlik Sovyet'ini topladı. Toplantıda Pavel Graçov haritanın önünde durmuş, okul birincisi edasıyla katılımcılara 'bliçkrig' planını anlatmaktaydı. Çeçenistan'da olayların askeri müdahele ile rayına oturtulması için oylama yapılıyor ve herkes oybirliği ile lehte oy kullanıyor. Onların içerisinde adalet bakanı Yuriy Kalmıkov da bulunmaktaydı. O haritanın önünde oturmuş ve büyük bir dakiklikle onu ajandasına kopyalıyordu. Aynı gün Kalmikov Kuzey Kafkasya'ya uçtu ve Çeçenistan yöneticilerini ince ayrıntılarına kadar planı anlattı. Generaller onun bu adımını hıyanet olarak nitelendirdiler.
Netice itibariyle aniden darbe vurarak başarı kazanma imkânı kaçırıldı. Ancak kuvvet komutanları güçlerinden o kadar emin idiler ki, saldırıyır sadece bir hafta ertelediler ve planda hiç bir değişiklik yapmadılar.
11 Aralık tarihinde ordu Çeçenistan topraklarına dâhil oldu. Ordunun bedbahtlığı ise artık İnguşetya'da başlamıştı. Orada halk sanki emir olunmuşçasına tankların yoluna çıktı ve ilk kan akıtılmış oldu. Kalmıkov boşuna çalışmamıştı.

14 Aralık tarihinde Dudayev Yeltsin'den silahı bırakması için ültimatom aldı. Ancak tehdit burada hiç bir işe yaramadı. Kremlin'in tehditlerine Çeçenler Rus kolonlarına yaptıkları sayısız taarruzlarla cevap verdiler. Ordu batağa saplandı. Graçov'un bir alayla iki saat içinde yapmak istediğini tüm ordu güçleri altı sene içerisinde yapamadı. Grozni'ye yılbaşından önce yaklaşılabildi.

DOĞUM GÜNÜ-ÇOCUKLUK BAYRAMI

1 Ocak, doğum günü tarihinde Pavel Graçov orduyu Çeçen başkentine taaruz emri veriyor. Bu taarruz her iki Çeçen savaşı tarihinde en kanlısı oldu. Bakan hala kendi gücünden emindir ve istenilen düşmanı yok edebileceğini düşünüyor. Dolayısyla da hiç bir şey ona – operasyon toplantıları arasında – ekzotik savaş alanında, artilerya kanonadasının sedaları altında doğum gününü kutlamaya mani olmuyor. Graçov'u kutlamak için Oleg Soskoviç de olay yerinde hazır bulunuyordu. Oraya uçakla gelir gelmez "savaşanların", özellikle de Sergey Stepaşin'in sıcak temasları ile karşılaştı. Anlatılanlara göre Rus kont-keşfiyatının başkanı misafirini öyle bir sıcak öpücükle karşıladı ki, onun dudaklarında kan lekesi oluştu. Soskoviç iki hafta kameralardan kaçmak zorunda kaldı.

Grozni uğruna acımasız savaş aylarca devam etti. Rusya'ya binlerce genç askerin cesedi taşındı. Dudayev ordusu ile beraber 8 Şubat tarihinde şehri terk etti. Yeryüzünden silinmiş başkentin nihai kontrolü ise ancak Mart ayının başında sağlanmış oldu.

TASFİYE ZAMANI

Grozni operasyonundan sonra Rus yöneticilerin rezaleti devam ediyordu. 14 Haziran 1995 tarihinde Şamil Basayev Budyanovsk'a dahil oldu. Sonrasında ise Stepaşin, İç İşleri Bakanı Yerin ve Çeçenistan'da devlet başkanının temsilcisi Yegorov postlarını bıraktılar.

Kremlin ise direnişçiler ile konuşmak ve kısa müddetli de olsa barış anlaşması yapmak zorunda kaldı. Rusya tarafı devlet başkanının da onayı ile General Dudayev'e istediği Müslüman ülkeye gitmesi için teklif yaptı. O zamanki şartlar altında bu teklif çok ahmakça idi. Ekim ayında, Rus grubunun komutanı General Romanov'a saldırı düzenlendikten sonra barış diyalogu son buldu.

Yeltsin'in feci deprosyanları başladı. Korjakov'un sözlerine göre o ağlıyor ve iki gün boyunca votka içiyordu. O arada şunları söylüyordu: "Çeçenistan ile savaşmak onun hayatında yaptığı en vahim hatası idi."

Heyecanlanmalar Boris Nikolayeviç'in sıhhatini olumsuz yönde etkiledi. 26 Ekim tarihinde o hastanelik oldu. Ayağa kalması ve belgelerle çalışa bilmesi ise aralığın sonuna kadar uzadı.

1996 yılındaki taarruzdan hemen sonra yeni bir trajedi baş gösterdi. Raduyev Dagistan'ın Kizler şehrine saldırdı. Oradan da hiç bir mani ile karşılaşmadan Pervomayska ve "38 keskin nişancı" ile kuşatılmış bölgeyi de yine sorunsuz olarak aştı ve Çeçenistan'a geri döndü. Bütün dünyanın önünde rezil olmuş devlet başkanı sinirli bir şekilde Dudayev'in imha edilmesini emir ediyor. Olaylar başlıyor.

"KONUŞMA YARIDA KESİLDİ"

Biz konuşmacıları şunu sorduk: "Cohar Dudayev'in ölümünden kim sorumludur?" Onlar gülerek şöyle yanıtladılar: "Borovoy". Konstantin Natanoviç Barovoy gerçekten de Çeçen devlet başkanının ölümünden gayri iradi de olsa sorumlu idi. Dudayev sürekli uyduya bağlı telefonu ile Borovoy'la irtibata geçiyordu.

Her konuşmadan sonra onlar diğer konuşmanın ne zaman olacağına dair anlaşıyorlardı. Neticede de Borovoy, Dudayev'in konuştuğu son kişi oldu. Buyurun size, Borovoy'un Segodnya gazetisine verdiği demeçten bir parça: "Ben gerçekten de onunla 21 Nisan tarihinde telefonla konuştum. Bu tahminen akşam saat 8'de idi. Konuşma yarıda kesildi. Ancak önceleri de bizim konuşmalarımız sık sık kesiliyordu... O bazen beni günde bir kaç kere arıyordu. Ben yüzde yüz emin değilim ama roket saldırısı bizim onunla son konuşmamızla aynı zamana denk düşüyor. O bir daha benimle irtibata geçmedi."

KURT YUVASI

İş bir kaç yönden yürütülmekteydi. Ancak çok ihtiyatlı hareket eden generale yaklaşmak çok zordu. Onun yakınında sadece akrabaları bulunmaktaydı. İki ajan, Dudayev'e ilk yaklaşma çabasında açığa çıkarılmış ve öldürülmüştü. Üçüncüsü ise Çeçenistan devlet başkanının özel aşçısına yardımcı olmayı başarmıştı.

Ancak onu da açığa çıkardılar. Bütün bunlar yaşanırken, Stepaşin'in yerine baş kontkeşfiyatcı tayin edilmiş Mihayıl Borsukov durmadan Çeçenistan'da bulunan FSB'nin operasyon grubunu arıyor ve bağırıyordu: "Dudayev'in kellesini ne zaman getireceksiniz? Beni devlet başkanı her gün ... O beni işten alacak, ben de sizi!" su, taşı bile deliyor. Nihayet, birkaç döndürülmüş Çeçen'e bölücülerin liderine yaklaşmak mümkün oldu. Çeçenler hakkında söylenilen, dünyanın en vatanperver milleti olmaları ve genetik bağlarla bunu taşımaları fikri doğru değildir. Onların eksersi para karşılığında her şeyi yapa bilir. Tüm mesele paranın miktarının ne kadar olmasındadır.

Başlangıçta, keşfiyatın en alt birimlerinin önünde Dudayev'i kaçırmak hedefi duruyordu. Bunun için ajanların özel timlere koridor oluşturmaları gerekiyordu. Ancak bu düşüncenin yerine getirilemez olduğu gözüktü. O zaman Çeçen önderin patlatılması hedefini koydular. Bomba ya onun otomobiline ya da geçtiği yolun üzerine konacaktı.

Tam da o sırada FSK'nin operasyonun içerisinde bulunan bilim-teknoloji bölümü Borsakov'a bir cazip teklif sundu. Keşfiyatın verdiği bilgilere göre Dudayev sık sık "İnmarsant" (Amerikalılar tarafından ona hediye edildiği iddia ediliyor) isimli uydu telefonunu kullanıyordu. Bilim adamları özel bir makine hazırlamayı öneriyorlardı. Bu makine ile telefondan uyduya yönelen ses yakalanacak, bulunduğu mekânının koordinatları tespit edilecek ve oradan da bilgiler savaş uçaklarına ulaştırılacaktı.

Bu teknolojinin tahmini maliyeti ise 1 milyon 200 bin dolarak olarak gösterildi. Yeltsin hiç düşünmeden gereken kaynağın aktarılmasına emir verdi. Hatırlatalım ki o zamanlar öğretmenler ve doktorlar aylarca maaş alamıyorlardı. Maden işçileri ise başlarındaki kaskları Beyaz Ev'e vuruyordu.
Bilim adamlarının sayısı toplam otuzu buluyordu. Çok kısa bir süre içerisinde makine hazırlandı. Bilim adamları devlet başkanına hediye de ettiler. Makinenin maliyeti 600 bin dolar olmuştu ve bununla da uzun süre gurur duydular.

Makinenin ilk kullanılması ise askeri poligonların birinde gerçekleşti. Netice beklenenden de olumlu oldu. Raket sandalya büyüklüğündeki hedefi imha etti. İki hafta sonra ise Dudayev hayatını kaybetti.

Ameliyat o kadar gizli yürütüldü ki hatta Dudayev'in etrafında olan FSB ajanlarının bile durumdan haberleri yoktu. 1996 yılının 21 Nisan tarihinde akşam vakitlerinde uzak radyo lokasyon sistemi ile donatılmış A-50 (Amerikan Avaks uçağının benzeri) Rus uçağının heyeti, üzerinde taşıdığı uydu telefonundan gelen sinyalleri yakalamak özelliğine sahip makina ile beraber uçuş emrini aldı. Yirmi iki bin metre yüksekliğe çıkan uçak, Çeçenistan'ın üzerinde dönmeye başladı. Eş zamanlı olarak Dudayev'in korteji Roşni-çu köyüne doğru harekat etti. Yarım saat sonra gökyüzüne iki adet Su-24 bomba taşıyan savaş uçağı havalandı. Onlar semada bir müddet kaldıktan sonra koordinatları alamadan yakıtları tükendi ve yeniden yakıt almak için hava alanına geri döndüler. Daha sonra tekrar uçtular.

Niva markalı arabasını çölün ortasında durduran Dudayev, İnmarsant telefonunu çevirdi. Uydudan sinyal aldıktan sonra Borovoy'u aramaya başladı. Telefon makinesi arabanın ön tarafına yerleştirilmişti. Onun tüm yakınları ise patronlarından, konuştuğunu duymamak için yeterince uzak bir yerde durmaktaydı. Dudayev'in kendisi ise telefonun desteği elinde makineden bir kaç metre uzakta duruyordu.

O, telefondan gelen radyasyondan kaçmaktaydı. Birkaç saniye sonra A-50'de yerleşen makine sinyali yakaladı ve hedefin koordinatlarını "Suşki"ye ötürdü. Bir kaç saniye daha geçtikten sonra ise iki raket hedef doğru harekat etmekteydi. Onlardan birisi yere çakıldı ve patlamadı. İkincisi ise Niva otomobiline isabet etti. Ajanların anlattıklarına göre – tekrar söylüyorum ki onlar operasyon hakkında hiç bir bilgiye sahip değillerdi ve mucize neticesinde hayatta kalmışlardı – Dudayev'in başının yarısı kopmuştu. Onunla beraber Çeçenistan'ın Moskova temsilcisi Hamad Kurbanov ve iki kişi daha ölmüştü. O iki kişiden birisi ise FSK'ya çalışmaktaydı.

FSK başkanı Barsukov'a Dudayev'in öldürüldüğü ve ondan geriye sadece elbiselerinin parçası kaldığı haberini ulaştırdılar. Bilgilerin ulaştırılmasında sözlerin tahrif edilmesinin nedeni ise işçilerin ameliyatın sonuçları ile yöneticilerini gayretlendirmek istemeleri idi.

"KAHRAMAN ADINI BEN VERECE"

22 Nisan tarihinde Yelsin ziyaret maksadıyla Habarovsk'a gitmişti. Resmi görüşmeden sonra Kremlin yetkilileri yerel lokantalarının birisine öğle yemeğine gittiler. Yemek esnasında cumhurbaşkanına yönetici irtibatından sorumlu bir subay yaklaştı ve hatta acil bir bilgiyle FSK başkanının bulunduğunu söyledi. Boris Nikolayeviç yalnız kala bilmek için özel bir salona gitti. Yemekte bulunanlar onun sözlerini duymakta idiler: "Bu gerçek mi? Hakikaten mi? Öyle ise teşekkür ederim. Kahraman adını ben sana vereceğim!" Cumhurbaşkanı yemek masasına yüzünün ifadesi tamamen değişerek yaklaşmış, hatta ayaklarını oynatıyordu. O, hemen söz aldı ve kadeh kaldırdı, sözleri bu ifadelerle başlamaktaydı: "Bu gün bizim bayramımızdır!" Ertesi gün tüm ajanslar bir No'lu haberi geçmekteydi: Dudayev öldürüldü.

Seçim öncesi süreç yaklaşmaktaydı. Askeri ameliyatlar biraz azaldı. Yelsin Çeçenistan'a gitti ve askerlere savaşın bittiğini haber verdi. Ancak seçimler bittikten sonra öndersiz kalan direnişçiler – Moskova onların demoralize olduğunu sanıyordu- bir gün içerisinde tekrar Groznıy'ı ele geçirdiler. Aynı şehri bizim ordu iki aya ele geçirmişti.

Sonra ise Hasavyurt olayları ve üç sene süren Çeçenistan'ın başsız kalması oldu.

Dudayev'i imha eden operasyon grubuna ise Yelsin vat ettiği mükâfatı çabuk unuttu. Ancak devlet başkanına yakın olan generallerin sayesinde 1996 yılının yazına doğru onları hatırladılar. Otuz kişiye törenle 100 bin dolar verildi. Ancak tören sessiz bir şekilde yapıldı. Barsukov ise kahraman adını alamadı
 
Üst Ana Sayfa Alt