Dünya ve Dünyevîleşme Konusunda Ayeti Kerimeler
"Onlar, âhirete karşılık dünya hayatını satın alan kimselerdir. Bu yüzden ne azapları hafifletilecek, ne de kendilerine yardım edilecektir." (2/Bakara, 86)
"İnkâr edip kâfir olanlara dünya hayatı süslendi (süslü gösterildi). Bu yüzden onlar, iman edenlerden bazısı ile alay eder. Oysa ki (iman edip) ittika eden, Allah'ın azabından korunanlar, kıyamet gününde onların üstündedir Allah dilediğine hesapsız rızık verir." (2/Bakara. 212)
"Onlardan öylesi vardır ki: 'Rabbimiz, bize dünyada da hasene (iyilik ve güzellik) ver, âhirette de hasene (iyilik ve güzellik) ver ve bizi ateş azabından koru' der," (2/Bakara, 201; ayrıca: 7/A'râf, 156; 16/Nahl, 122)
"Kadınlardan, oğullardan, kantarlara yığılmış altın ve gümüşten, (otlağa) salınmış allardan, davarlardan ve ekinlerden gelen zevklere düşkünlük, insanlara süslü (cazip) gösterildi. Bunlar sadece dünya hayatının geçimidir. Asil varılacak güzel yer, Allah'ın yanındadır." rân, 14)
"... De ki: Dünya metâı/menfaati azdır/önemsizdir. Allah'tan korkanlar İçin âhiret daha hayırlıdır. Size kıl kadar haksızlık edilmez." (4/Nisâ, 77)
"Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. İttika edenler, (Allah'ın azabından) korkanlar için elbette âhiret yurdu daha hayırlıdır. (Dünya hayatının fâniliğine) hâlâ akıl erdiremiyor musunuz?" (6/En'âm, 32)
"De ki: 'Allah'ın kulları için çıkardığı (yarattığı) zîneti/süsü ve güzel rızıkları kim haram kılabilir?' De ki: 'Onlar, dünya hayatında (inanmayanlarla birlikle) mü'minlerindir. Kıyamet gününde ise yalnız iman edenlerindir.' İşte, bilen bir topluluk için âyetleri böyle açıklarız." (7/A'râf. 32)
"İyi bilin ki mallarınız ve çocuklarınız birer fitneden/imtihandan ibarettir. Allah yanında ise büyük ecirler/mükâfatlar vardır."(8/Enfâl, 28)
"Ey iman edenler! Size ne oldu ki. 'Allah yolunda savaşa çıkın!' denildiği zaman yere çakılıp kalıyorsunuz? Ahiret (hayatına) dünya hayatını tercih mi ediyorsunuz? Fakat dünya hayatının faydası âhiretin yanında pek azdır." (9/Tevbe, 38)
"Dünya hayatının (şu yakın hayatın) durumu, gökten İndirdiğimiz bir su gibidir ki. insanların ve hayvanların yiyeceklerinden olan yeryüzü bitkileri o su sebebiyle (ağ gibi birbirlerine örülüp) karışırlar Nihayet yeryüzü zînetini takınıp, (rengârenk) süslendiği ve sahipleri de ona (ürünleri biçmeye, yemişleri toplamaya) kadir olduklarını sandıkları bir sırada, gece veya gündüz ona emrimiz (âletimiz) gelir de onu sanki dün (öyle süslü) değilmiş gibi kökünden koparılarak biçilmiş bir hale getiririz. İşte iyi düşünecek toplumlar için âyetlerimizi böyle açıklarız." (10)/Yunus, 24)
"Müjde, dünya hayatında da, âhiret hayatında da onlarındır. Allah'ın sözleri için bir değişiklik yoktur, İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur." (1O)Yûnus, 64)
'Allah dilediğine rızkını bollaştırır da. daraltır da. Onlar dünya havatıyla şımardılar. Oysa âhiretin yanında dünya hayatı, (basit) eşyadan, geçici bir zevkten başka bir şey değildir."(13/Ra'd, 26)
"Kim bu aceleciyi (çabuk geçen dünyayı) isterse, ona, dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadarını verir, sonra da onu, kınanmış ve mahrum bırakılmış olarak gireceği cehenneme sokarız. Kim de âhireti diler ve bir mü'min olarak kendine yaraşır bir caba ile o gün için çalışırsa, işle bunların çalışmaları makbuldür. Hepsine; dünyayı isteyenlere de, âhireti isteyenlere de, Rabbinin ihsanından, ayırdektmeksizin veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir. Baksana, Biz insanların kimini kiminden nasıl üstün kılmışızdır! Elbelte ki âhiret, derece ve üstünlük farkları bakımından daha büyüktür." (17/İsrâ, 1821)
"Biz, insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim diye yeryüzündeki her şeyi, kendisine bir zînet/süs yaptık. Bununla beraber. Biz. mutlaka aradaki her şeyi kupkuru bir toprak yapacağız."(18/Kehf 78)
"Onlara, dünya hayatının tıpki şöyle olduğunu anlat: Gökten bir su indirdik, yerin bitkisi onunla karışıp yeşerdi. Sonra (kuruyup) rüzgârların savurduğu çöp kırıntıları haline geldi (işte bu dünya hayatı, böyle bir mevsim kadar kısadır). Allah her şeye kadirdir, her şey üzerinde iktidar sahibidir. Mal/servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür. Kalıcı ve ölümsüz olun güzel İşler ise, Rabbinin katında hem sevapça daha hayırlı, hem de ümit etmeye daha lâyıktır." (18/Kehf, 4546)
"Sakın, kendilerini denemek için onlardan bazılarını faydalandırdığımız:dünya hayatının süsüne gözlerini dikme! Rabbinin rızkı hem daha hayırlı, hem daha süreklidir." (20/Tâhâ, 13!)
"Size verilen şeyler, dünya hayatının geçim vasıtası ve debdebesi/süsüdür. Allah'ın yanında olan ise. daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?" (28/Kasas, 60)
"Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) âhiret yurdunu gözet; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde fesâdı/bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, müfsidler /bozguncuları sevmez." (28/Kasas, 77)
"Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Âhiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı." (29/Ankebût, 64)
"Onlar, sadece şu dünya havatının/yakın hayatın görünen dış yüzünü bilirler; âhiretten ise onlar tamamen gafildirler."(30/Rûm, 7)
"Ey insanlar. Allah'ın vaadi gerçektir: sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcı (Seytan) Allah'ın affına güvendirmek suretiyle sizi aldatmasın." (35/Fâtır, 5)
"Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı, geçici bir eğlencedir. Amel âhiret, gerçeklen karar veri, kalınacak yurttur."(40/Mü'min, 39)
"Kim âhiret kazancını istiyorsa, onun ekinini/kazancını artırırız. Kim dünya ekinini/kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şey veririz. Fakat onun âhirette bir nasibi olmaz." (42/Şuarâ, 20)
"Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar'.' Dünya hayatında anların geçimliklerini aralarında Biz paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle' üstün kıldık. Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri. şeylerden daha hayırlıdır Şayet insanlar küfürde birleşen bir tek inkarcı ümmet olacak olmasaydı, Rahmân'ı inkâr edenlerin evlerine gümüşten tavanlar ve çıkacakları merdivenleri gümüşlen yapardık. Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları da (hep gümüşten yapardık). Ve onları altın zinetlere boğardık. Bütün bunlar sadece dünya hayatının geçici metâından ibarettir. Âhiret nimeti ise, Rabbinin yanında. Allah'ın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur. (43/Zııhnıf, 3235)
"İnkâr edenler ateşe sunulacakları gün, 'dünyadaki hayatınızda bütün güzel şeyleri harcadınız, onların zevkini sürüp tükettiniz (burası için hiçbir şey bırakmadınız).^ Yeryüzünde haksız yere istikbâr etmenizden/büyüklük taslamanızdan ve fışkınızdan/yoldan çıkmanızdan dolayı bugün, alçaltıcı bîr azap göreceksiniz' denir." (46/Ahkaf, 20)
"Dünya hayatı ancak bîr ayım ve eğlencedir. Eğer iman eder ve ittika ederseniz (sakınırsanız) Allah size mükâfatınızı verir. Ve sizden mallarınızı tamamen sarfetmenizi istemez. Eğer onları isteseydi ve sizi zorlasaydı, cimrilik ederdiniz ve bu da sizin kinlerinizi ortaya çıkarırdı." (47/Muhammed 36-37)
"Bilin ki dünya hayatı, ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma işleğinden ibarettir. Tıpkı yağmurun bitirdiği ve ziyaretçilerin de hoşuna giden bir bitki gibi önce yeşerir sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çerçöp olur. Âhiretle ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah'ın mağfireti ve rızâsı vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçinmeden başka bir şey değildir." (57/Ha-dîd, 20)
"Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır. Herhangi birinize ölüm gelip de 'Rabbani Beni yakın bir süreye kadar geciktirseydin de sadaka verip iyilerden olsaydım!' demesinden önce. size verdiğimiz rızıktan infak edin. Allah için harcayın.' (63/Münâfıkun, 910)
"O, hanginizin daha güzel amel işleyeceğini denemek için ölümü ve hayalı yarattı. O azizdir (Üstündür, yücedir) bağışlayandır." (67/Mülk, 2)
"Hayır, siz aceleciyi, (çabuk geçen dünya hayatını ve nimetlerini) seviyor, âhireti bırakıyorsunuz." (75/Kıyâmet. 20-21)
"Fakat siz (ey insanlar!) âhiret. daha hayırlı ve daha devamlı olduğu halde dünya hayatını (yakın hayatı) tercih ediyorsunuz." (87/A'lâ, 16-17)
Ahmed Kalkan