İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler
İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
ÇözüldüDünyadayken Birden Fazla Evlenen Kadın; Ahirette Hangi Kocasıyla Evlenir? Dünyada Kendisine Nasib Olmayan Kadını, Ahirette İsteyebiliyor muyuz?
Arkadaşlar benim öğrenmek istediğim bişi var, allah nasip kısmet ederde cennete gidersek, bu dünyada istediğimiz ama Allahın nasip etmediği eşi, öbür dünyada isteyebiliyomuyuz? o eş bizi istemezse bile...
Soru :
"Dünyadayken, birden fazla erkekle evlenen bir kadın, cennette hangi kocasının eşi olur?"
Cevab:
İlim ehli bu meselede 3 görüşe ayrılmıştır :
1 - Kadın, dünyada kendisiyle birlikte iken (onun nikahında iken) ahlâk yönünden en güzel olan kocasıyla birlikte olur.
2 - Kadından, dünyadaki kocaları arasından birisini seçmesi istenir.
3 - Kadın, nikahında iken öldüğü son kocasının eşi olur.
Bu görüşlerin, doğruya en yakın ve sahih olanı; 3. görüştür. Çünkü bu konuda Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'e âit bir hadis vardır.
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bu konuda şöyle buyurmuştur:
(( أَيُّمـَا امْرَأَةٍ تُوُفِّيَ عَنْهَا زَوْجُهَا فَتَزَوَّجَتْ بَعْدَهُ فَهِيَ لِآخِرِ أَزْوَاجِهَا. )) [ صححه الألباني في صحيح الجامع برقم: 2704 وفي سلسلة الأحاديث الصحيحة برقم:1281]
"Hangi kadın, kocası ölür de ondan sonra evlenirse o, cennette (dünyada iken nikâhında öldüğü) son kocasının eşi olur." (Elbani; "Sahihu'l-Cami'"; hadis no: 2704. "Silsiletu'l-Ehadisi's-Sahiha", hadis no: 1281). Yukarıda zikredilen bu görüşler, özet olarak böyledir. Bu görüşlerin detayına gelince, bunların delilleri şöyledi:
Birinci görüşün delili:
Kurtubi (Allah ona rahmet etsin), Tezkire'sinde (s. 523) şöyle demiştir:
"Ebu Bekir b. en-Neccad şunu zikrederek demiştir ki: Bize, Ca'fet b. Muhammed b. Şâkir nakletti. O, Ubeyd b. İshak el-Attâr'dan nakletti. O, Sinan b. Harun'dan nakletti. O, Humey'den, o da Enes b. Malik'ten (Allah ondan razı olsun) naklettiğine göre Enes b. Malik şöyle demiştir:
"Ummu Habibe (r.anha) şöyle dedi: "Ey Allah'ın elçisi! Bir kadın, (dünyada) iki defa evlenir de sonra ölürse, kendisi ile birlikte (dünyadaki) iki kocası da cennete girerse, bu kadın, hangisinin, birinci kocasının mı, yoksa ikinci kocasının mı eşi olur?"
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
"İkisi arasında dünyada iken kendisine karşı ahlâkı en güzel olanını seçmesi (tercih etmesi) istenir.(O da onu seçer.) Böylece o erkek, cennette onun eşi olur. Ey Ummu Habibe! Güzel ahlâk, dünya ve âhiretin bütün iyiliklerini beraberinde alıp götürdü(geride bir şey bırakmadı.)" (et-Tezkira Fî Ahvâli'-Mevtâ ve'l-Âhira; c: 2, s: 278)
Ben derim ki: Bu hadis, çok zayıftır. Hadisin 2 illeti (zayıf olmasının sebebi) vardır: Bunlar; Ubeyd b. İshak el-Attâr ve Sinan b. Harun'dur.
Birincisi: Ubeyd b.İshak el-Attâr, çok zayıftır.
İkincisi: Sinan b. Harun, zayıftır.
Hadis âlimlerinin Ubeyd b. İshak el-Attâr hakkındaki görüşleri:
Yahya b. Maîn şöyle demiştir: "Ubeyd b. İshak el-Attâr; (hadis ilminde) hiçbir şey etmez. Ebu Hâtim er-Râzî şöyle demiştir: "(Ubeyd b.İshak el-Attâr'da) hayırdan başka bir şey görmedik. Fakat sebt birisi değildir. Hadisinde bazı munkerlikler vardır." (el-Cerh ve't-Ta'dîl; c: 5, s: 401)
Nesâî; "el-Cerh ve't-Ta'dîl fi'd-Duafâi ve'l-Metrûkîn"; s: 72'de şöyle demiştir: "(Ubeyd b.İshak el-Attâr), hadisi, terkedilmiştir."
Zehebî Ubeyd b. İshak el-Attâr hakkında şöyle demiştir: "Yahya (b. Maîn) onu zayıf saymıştır."
Buhârî şöyle demiştir: "(Ubeyd b. İshak el-Attâr'ın) hadislerinde munkerlikler vardır."
el-Ezdî şöyle demiştir: "(Ubeyd b. İshak el-Attâr), hadisi, terkedilmiştir."
Dârakutnî şöyle demiştir: "(Ubeyd b. İshak el-Attâr), zayıftır."
Ebu Hâtim'e gelince, ondan (Ubeyd b. İshak el-Attâr'tan) râzı (hoşnut) olmuştur.
İbn-i Adiyy şöyle demiştir: "(Ubeyd b. İshak el-Attâr'ın) rivâyet ettiği hadislerinin geneli, munkerdir." (Mîzânu'l-İ'tidâl; c: 5, s: 24).
İbn-i Adiyy yine şöyle demiştir: "Bu hadis, onun rivâyet ettiği munkerlerden birisidir." (el-Kâmil; c: 5, s: 347). İbn-i Adiyy devamla şöyle demiştir: Rivâyet ettiği hadislerin geneli, ya senedi, ya da metni munkerdir."
Sinan b. Harun'a gelince âlimler onun hakkında şöyle demişlerdir:
İbn-i Hibban şöyle demiştir: "(Sinan b. Harun), hadisi çok munkerdir. Munker hadisleri de, meşhur kimselerden rivâyet eder..." Yahya b. Maîn şöyle demiştir: "Sinan b. Harun el-Bercemî'nin hadisi, (hadis ilminde) hiçbir şey sayılmaz." (el-Mecrûhîn; c: 1, s: 354). el-Akîlî Sinan b. Harun için bu hadisi zikretmiş ve şöyle demiştir: "Buna göre, onun hadisi, delil olarak gösterilmesi doğru olmaz. Çünkü o, çok zayıftır. Bu sebeble bu söz, sâkıttır." (ed-Duafâ; c: 2, s: 171). İkinci görüşün delili:
"Kadından, dünyadaki kocaları arasından birisini seçmesi istenir."
Cennet Ehlinin Kadınları Hakkında Ummu Seleme'nin Sorduğu Sorulara Rasûlullâh (s.a.v.)'in Verdiği Cevavlar:
Taberânî... Ummu Seleme'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ben dedim ki: — Ya Rasûlallah, âyette geçen 'Hûr-ı în' ne demektir? Bana anlatır mısın? — Hûr-ı în, iri gözlü demektir. Onların kiprikleri, kartal kanadı gibidir. — "Sedefteki inciler gibi" sözünü biraz açıklar mısın? — Henüz sedeflerinden çıkarılmamış ve el değmemiş inciler gibi saf ve temizdirler.
— "Oralarda iyi huylu güzel kadınlar vardır" ne demek? — Yani cennette huyu iyi, yüzü güzel kadınlar vardır. — "Onlar (huriler) örtülü yumurta gibidirler" âyetini bana açıklar mısın?'
— Derileri yumurta akının üzerindeki zar kadar incedir., — "Onları eşlerine düşkün ve hepsini bir yaşta kılmışızdır" âyetini açıklar mısın?
— Yani onlar dünyada gözü çapaklı acuzeler olduktan sonra cennette kocalarına düşkün ve aynı yaşta(genç) kadınlar olurlar. — Ya Rasûlallah! Dünya kadınları mı yoksa huriler mi daha üstündürler? — Elbisenin yüzünün astarından üstün oluşu gibi dünya kadınları da hurilerden üstündürler.
— Neden ya Rasûlallah? — Namaz kılmalarından, oruç tutmalarından ve Allah'a ibadet etmelerinden dolayı... Cenab-ı Allah onların yüzlerine nûr, bedenlerine ipek giydirmiştir. Tenleri beyaz, elbiseleri yeşil, zinetleri sarı, buhurdanlıkları inci, tarakları altındır, Şöyle derler: "Biz ebedi yaşayacaklarız; ölmeyiz. Nimete gark olmuşlarız; asla yoksul düşmeyiz. Biz mukim kimseleriz; göçmeyiz. Razı olanlarız; asla darılmayız. Bize koca olarak verilenlere, zevce olarak kendilerine verildiğimiz kimselere ne mutlu!"
— Ya Rasulallah! Bir kadın bu dünyada(bir), iki, üç veya dört evlilik yapar, sonra ölür, cennete girer. Kocaları da kendisiyle birlikte cennete girerler. Orada kocası hangisi olur?"
— Ey Ummu Seleme! O kadın seçim yapar. Onları en güze ahlâklısını seçer ve: "Ya Rab! Bu, dünyadayken de benimle en iyi geçinen kocamdı. Burada da ona eş olarak beni ver" der. Ey Ummu Seleme! Güzel ahlak(lı kimse) dünyanın da ahiretin de iyiliklerini elde eder." (Heysemî, Mecma'uz-Zevâid, 10/417; İbn Kesir, Ölüm ve Ötesi)
"et-Tezkira Fî Ahvâli'-Mevtâ ve'l-Âhira"; c: 2, s: 278'de bir mesele zikredilmiş sonra da şöyle denilmiştir. "Kadın, kocası var idiyse (dünyada evlenmiş ise) kocasını seçmesi (tercih etmesi) istenir."
El-Aclûnî şöyle demiştir: ".... denildi ki: Ahlâkı en güzel olan ile birlikte olur! Yine denildi ki: Kendisinden, dünyadaki kocaları arasından birisini seçmesi istenir." (Keşfu'l-Hafâ; c: 2, s: 392). Muhammed b. Salih el-Useymîn de fetvâlarında bu görüşü tercih etmiştir. (c: 2, s: 53).
Üçüncü görüşün delili :
Onların bu konuda birçok delilleri vardır:
a) İmam Taberânî şöyle demiştir:
"Bekr, Muhammed b. Ebî's-Serî el-Askalânî'den, o, Velîd b. Muslim'den, O, Ebu Bekr b. Abdullah b. Ebî Meryem'den, o, Atiyye b. Kays el-Kulâî'den bize haber verdiğine göre, Muâviye, Ebu Derdâ'nın vefatından sonra Ummu Derdâ ile evlenmek isteyince Ummu Derdâ ona şöyle cevap vermiştir:
Ben, Ebu Derda'nın, Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle derken işittim, dediğini duydum: (( أَيُّمـَا امْرَأَةٍ تُوُفِّيَ عَنْهَا زَوْجُهَا فَتَزَوَّجَتْ بَعْدَهُ فَهِيَ لِآخِرِ أَزْوَاجِهَا. ))
"Hangi kadın, kocası ölür de ondan sonra evlenirse, O cennette (dünyada iken nikâhında öldüğü) son kocasının eşi olur."
Bu sebeble ben, seni Ebu Derdâ'ya tercih edemem. "Bu söz üzerine Muaviye, Ummu Derda'ya mektub yazarak şöyle demiştir: "O halde oruç tut. Çünkü oruç, şehveti kırar." (el-Mu'cemu'l-Evsat; c: 3, s: 275).
Bu rivayet hakkında İbn-i Hibban şöyle demiştir:
"Ebu Bekr b. Meryem, Şam ehlinin en hayırlı kimselerindendir. Fakat kendisi, ezberi kötü idi. O, benim yanımda, bir şeyi rivâyet ettiğinde vehme kapılan birisi olmadığı için metruk (hadisi terkedilen/alınmayan) birisi değildir. Ama sika kimselerin izlediği yolu izleyen birisi olmadığı için de hadisi tek başına rivâyet ettiğinde hadisi huccet olarak kabul edilen birisi de değildir." (el-Mecrûhîn; c: 3, s: 146)
Velîd b. Müslim'in tedlîsi'ine gelince, o, "Tesviye Tedlisi" konusunda meşhurdur. Bu tedlise göre, iki sika arasındaki zayıf olan râviyi düşürmektir (adını zikretmemektir). Bunun içindir ki âlimler, bu kısım üzerine çalışan kimselere şunu şart koşmuşlardır: Rivâyetinden sonra senedin her tabakasında açıkça rivvâyet ettiğini söylemesi, zikretmesidir. ( Sibt b. el-Acmî'nin; "et-Tebyîn Li Esmâi'l-Mudellisîn"; s: 235 ; Hâfız İbn-i Hacer'in; Tabekâtul-Muhaddisîn"; s: 51.)
Muhammed Salih el-Muneccid bu rivayet hakkında "Ben derim ki: Bu hadisin iki illeti (zayıf olmasının sebebi) vardır: Bunlar; Ebu Bekr b. Ebî Meryem ile Velîd b. Muslim'in, senedin geri kalan kısmında hadisi rivâyet ettiğini açıkça zikretmemesidir." demiştir.
İmam Ebu'ş-Şeyh el-Esbahânî şöyle demiştir:
"Ahmed b. İshak el-Cevherî, İsmail b. Zurara'dan, o, Ebu'l-Melih er-Rikkî'den, o, Meymûn b. Mehrân'dan, o, Ummu Derdâ'dan, o da Ebu Derdâ'dan bize haber verdiklerine göre, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
"Şubhesiz kadın, (cennette, dünyada iken nikâhında öldüğü) son kocasının eşi olur." (Tabekâtul-Muhaddisîn bi Esbahan; c: 4, s: 36).
Muhammed Salih el-Muneccid bu rivayet hakkında "Ben derim ki: Bu hadisin râvîleri, bilinen sika kimselerdir. Fakat Ahmed b. İshak el-Cevherî'nin biyografisini bulamadım.Ancak Ebu'ş-Şeyh'in kendisi, bu hadisi, hasen hadislerden saymıştır. Eğer bu hadis, denildiği gibi ise, bu meselede senedi en temiz olan hadistir. Yine de en iyisini Allah Teâlâ bilir.
Beyhakî, Hamza en-Nusaybî hakkında şöyle demiştir:
"Muhammed b. Abdullah el-Hâfız'dan, o, Ebu'l-Abbas Muhammed b. Yakub'dan, o, Yahya b. Ebî Tâlib'den, o, İshak b. Ebî Tâlib'den, o, İshak b. Mansur'dan, o, İsa b. Abdurrahman es-Sulemî'den, o, İshak'tan, o, Sıle'den, o da Huzeyfe'den -Allah ondan râzı olsun- bize haber verdiğine göre Huzeyfe hanımına şöyle demiştir. (( إِنْ شِئْتِ أَنْ تَكُونيِ زَوْجَتيِ فيِ الْـجَنَّةِ، فَلاَ تَزَوَّجيِ بَعْدِي، فَإِنَّ الْـمَرْأَةَ فيِ الْـجَنَّةِ لِآخِرِ أَزْوَاجِهَا فيِ الدُّنْيَا ، فَلِذَلِكَ حَرَّمَ اللهُ عَلَى أَزْوَاجِ النَّبِيِّ r أَنْ يَنْكِحْنَ بَعْدَهُ، لِأَنَّهُنَ أَزْوَاجُهُ فيِ الْـجَنَّةِ. )) [ السنن 7/69 وسلسلة الأحاديث الصحيحة للألباني (1281 )] "Cennette eşim olmak istiyorsan,benden sonra evlenme! Çünkü kadın, cennette dünyada iken nikâhında öldüğü son kocasının eşidir. Bunun içindir ki Allah Teâlâ Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in eşlerine kendisinden sonra evlenmelerini onlara haram kılmıştır. Çünkü onlar, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in cennetteki eşleridir." (Sunen, c: 7, s: 69; Silsiletu'l-Ehâdîsi's-Sahîha", hadis no: 1281)
Muhammed Salih el-Muneccid bu rivayet hakkında "Ben derim ki: Bu hadiste İshak es-Subey'î vardır ki o, hem mudellis, hem de hadisleri karıştırmıştır. Bu sebeble bu eser, zayıftır." Fakat Elbânî "Silsiletu'l-Ehâdîsi's-Sahîha", hadis no: 1281'de sahih olduğunu belirtmiştir.
İbn-i Asâkir, İkrime'den rivâyet ettiği esere göre İkrime şöyle demiştir:
"Ebu Bekir'in kızı Esmâ -Allah ondan ve babasından râzı olsun-, Zubeyr b. Avvâm'ın nikahında idi. Zubeyr de ona karşı çok sert idi. Bu sebeble (birgün) babasına geldi ve onu babasına şikâyet etti. Bunun üzerine Ebu Bekir: Kızcağızım! Sabret. Çünkü eğer kadının salih bir kocası varsa, sonra o kocası vefat eder de kadın ondan sonra evlenmezse, ikisinin arası cennette birleştirilir (Allah Teâlâ ikisini cennette biraraya getirir.)"
Elbânî -Allah ona rahmet etsin- bu eser hakkında şöyle demiştir:
"Ricâli (râvîleri) sikadır. Ancak bu eser murseldir. Çünkü İkrime, Ebu Bekir'e yetişmemiştir. Ancak İkrime, Ebu Bekir'in kızı Esmâ'dan almış olabilir. Yine de en iyisini Allah Teâlâ bilir." (Silsiletu'l-Ehâdîsi's-Sahîha", c: 3, s: 276).
Bu rivayetlere göre ise; birden fazla evlilik yapan kadının son kocasıyla evleneceği anlaşılıyor. Ayrıca son kocasıyla evlenmesi; huy cihetiyle birbirinden üstün olmayan eşleri arasında seçim yapamadığı zaman geçerli de olabilir.
Muhammed Salih el-Muneccid bu konuda son cümle olarak şöyle özetlemektedir:
- Kadın, dünyada kendisiyle birlikte (onun nikahında) iken ahlâk yönünden en güzel olan kocasıyla birlikte olur, görüşünün herhangi bir sahih delili yoktur.
- Kadın, dünyadaki kocaları arasından birisini seçer, görüşünün de herhangi bir delili kesinlikle yoktur.
- Kadın, nikahında iken öldüğü son kocasının eşi olur, görüşü, doğruya en yakın olan görüştür. Bunun da sebebi; Ümmü Derdâ'nın rivâyet ettiği hasen hadisinin merfû olması ve bunun te'yid eden Huzeyfe ve Esmâ'nın mevkûf eserleridir.Bu iki eser, merfû hadise kuvvet kazandırmak ve bu görüşün muteber bir temeli olduğunu açıklamak için yeterlidir.
Değerli âlim Elbânî "Silsiletu'l-Ehâdîsi's-Sahîha", no: 1281'de hadisin sahih olduğunu belirtmiştir. - Bu hadis, her hâlukârda bize kendi görüşümüzden daha sevimli gelmektedir.
Not :
Dünyadayken kendisine nasib olmayan bir kadının, ahiratte kendisinin olması hakkında bir olumlu ya da olumsuz bir delil yoktur. Allah'u âlem.
MaşaAllah abi Allah razı olsun, ilginç sorular kitabında aynı soruya verilen yanıt bile bu kadar detaylı değil. Arşivlik bir yanıt.. Allah cc eşlerimizle beraber bizleri cennetine(firdevsine) alsın.