DUSUNDUREN CEVAPLAR..
LAF
Lafı uzatanlara ne yapmak lazım diye Farabi'ye sormuşlar, söyle demiş:
* Uzun konuşanı kısa dinlemeli.
EDEPSIZ
Cenap Şehabeddin'e:
* Su edepsize neden bir tokat vurmadın? dediklerinde, su cevabi vermiş:
* Eldivenim yoktu, iğrendim.
ELBISE
İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada, Gandi'nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü vardır. Davetten çıkınca bir gazeteci sorar:
* Kıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli miydi?
Gandi, hiç aldırmadan cevap verir:
* Kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi.
SIPA
Koylu, yeni doğan bir sıpayı kucağına almış evine dönerken, iki ortaokul öğrencisi kendisine takılır ve:
* Hayrola amca, derler. Oğlunu nereye götürüyorsun böyle?
Adam, kendine yapılan bu terbiyesizliğe aldırmamış görünerek cevap verir:
* Gittiğiniz okula kaydını yaptıracağım.
VAPUR
Necip Fazıl Kısakurek vapurla Karaköy'e geçerken, yanına biri yaklaşıp:
* Üstad, diye sormuş. Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik .
Necip Fazıl, okuduğu kitaptan basını kaldırmadan:
* Ne diye vapura bindin ki, cevabini vermiş. Yüzerek geçsene karsıya.
KULAK
Kulaklarının büyüklüğü ile unlu olan Galile'ye hasımlarından biri:
* Üstad, demiş. Kulaklarınız bir insan için biraz büyük değil mi?
Galile:
* Doğru, demiş. Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler de bir eşek için fazla küçük sayılmaz mi?
YAMA
İncili Çavuş, Osmanlı elcisi olarak Fransa Kralına gönderildiğinde, elbiselerinin bazı yerlerinde yama varmış. Kral, bunları görünce dayanamayıp:
* Bana senden başka gönderecek adam bulamadılar mi? diye sorunca,
İncili Çavuş:
* Osmanlılar, adama göre adam gönderirler, cevabini vermiş. Beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek.
MEZAR
Amerikalı işadamı, Cinliyle alay ederek sormuş:
* Mezarlarınıza koyduğunuz pirinçleri, ölüleriniz ne zaman yiyecek?
Cinli, basını kaldırmadan cevap vermiş:
* Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman.
NAPOLYON
Vaktiyle Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon Bonapart'i bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
* Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz, gibi fikirler yürütmeye başlayınca, Napolyon:
* Evet demiş, onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.
BAYTAR
Bir toplantıda, zamane gençlerinden biri güya M. Akif'i küçük düşürmeye çalışıp:
* Affedersiniz, siz baytar misiniz? demiş.
M. Akif hiç istifini bozmadan su cevabi vermiş:
* Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?
YARIS
Bir ihtiyar, yaslandığı için kendini yormamasını ve istirahat etmesini isteyenlere su cevabi vermiş:
* Eğer bir yarışa katilmiş olsaydınız, hedefinize yaklaştığınızda yavaşlar miydiniz?
LAF
Lafı uzatanlara ne yapmak lazım diye Farabi'ye sormuşlar, söyle demiş:
* Uzun konuşanı kısa dinlemeli.
EDEPSIZ
Cenap Şehabeddin'e:
* Su edepsize neden bir tokat vurmadın? dediklerinde, su cevabi vermiş:
* Eldivenim yoktu, iğrendim.
ELBISE
İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada, Gandi'nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü vardır. Davetten çıkınca bir gazeteci sorar:
* Kıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli miydi?
Gandi, hiç aldırmadan cevap verir:
* Kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi.
SIPA
Koylu, yeni doğan bir sıpayı kucağına almış evine dönerken, iki ortaokul öğrencisi kendisine takılır ve:
* Hayrola amca, derler. Oğlunu nereye götürüyorsun böyle?
Adam, kendine yapılan bu terbiyesizliğe aldırmamış görünerek cevap verir:
* Gittiğiniz okula kaydını yaptıracağım.
VAPUR
Necip Fazıl Kısakurek vapurla Karaköy'e geçerken, yanına biri yaklaşıp:
* Üstad, diye sormuş. Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik .
Necip Fazıl, okuduğu kitaptan basını kaldırmadan:
* Ne diye vapura bindin ki, cevabini vermiş. Yüzerek geçsene karsıya.
KULAK
Kulaklarının büyüklüğü ile unlu olan Galile'ye hasımlarından biri:
* Üstad, demiş. Kulaklarınız bir insan için biraz büyük değil mi?
Galile:
* Doğru, demiş. Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler de bir eşek için fazla küçük sayılmaz mi?
YAMA
İncili Çavuş, Osmanlı elcisi olarak Fransa Kralına gönderildiğinde, elbiselerinin bazı yerlerinde yama varmış. Kral, bunları görünce dayanamayıp:
* Bana senden başka gönderecek adam bulamadılar mi? diye sorunca,
İncili Çavuş:
* Osmanlılar, adama göre adam gönderirler, cevabini vermiş. Beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek.
MEZAR
Amerikalı işadamı, Cinliyle alay ederek sormuş:
* Mezarlarınıza koyduğunuz pirinçleri, ölüleriniz ne zaman yiyecek?
Cinli, basını kaldırmadan cevap vermiş:
* Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman.
NAPOLYON
Vaktiyle Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon Bonapart'i bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
* Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz, gibi fikirler yürütmeye başlayınca, Napolyon:
* Evet demiş, onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.
BAYTAR
Bir toplantıda, zamane gençlerinden biri güya M. Akif'i küçük düşürmeye çalışıp:
* Affedersiniz, siz baytar misiniz? demiş.
M. Akif hiç istifini bozmadan su cevabi vermiş:
* Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?
YARIS
Bir ihtiyar, yaslandığı için kendini yormamasını ve istirahat etmesini isteyenlere su cevabi vermiş:
* Eğer bir yarışa katilmiş olsaydınız, hedefinize yaklaştığınızda yavaşlar miydiniz?