Haber: ummetislam.org
Muhammed Şehid (Ebu Zer)
Bismillah Elhamdulillah. Uzun zamandır, kendisinden daha önceki yazılarımda da sıkça bahsettiğim güzel ahlaklı kardeşimiz (Ebu Zer) Muhammed Şehid’in (TakabbelAllah) öyküsünü ve beni derinden etkileyen şehadetini kaleme almak istiyordum. Alllah’ın dilemesi ile konuyla ilgili olarak kıymetli kardeşimizin muhterem annesine ve şehadeti esnasında birlikte olduğu silah arkadaşına ulaştım ve Ümmet-i İslam sitesi adına kendileri ile bir röportaj gerçekleştirdik. Allah swt’dan bu röportajın, ümmetin annelerine ve gençlerine faydalı dersler çıkarabilecekleri bir vesile olmasını dilerim.
Muhammed İSRA: Selam Aleykum. Muhterem uhtimiz öncelikle Allah swt’dan evladınızın şehadetini kabul etmesini diler ve Ümmet-i İslam ailesi olarak taziyelerimizi sunarız.
Ben Ümmet-i İslam sitesi editörlerinden Muhammed İSRA Ebu Zer ile ilgili yazıyorum size. Kendisi ile şehit olduğu operasyonda hatta şehit olduğu anda birlikte idik. Hikayesini yazmak için çok uğraştım, fakat o gün aynı zamanda operasyon emirimiz olan bir arkadaşımda yaralandığı için maalesef bir türlü kardeşlere ulaşamadım.
Muhammed Şehid’in annesi: Aleykûm Selam kardeşim. Oğlumun şehadetine (inş.) tanık olmuşsun ve hikayesini yazmak istemişsin. Ne güzel tevafuk. Bende neden kardeşleri onunla ilgili bir şeyler yapmıyor diye düşünmeye başlamıştım. Allahûalem, Ömer (Muhammed Şehid’in şehadeti anında yanında bulunan Mücahit arkadaşı) bu durumdan bahsedince çok sevindim. inşAllah faydam olursa sevinirim ve bu konuda üzerime düşeni yapmaya hazırım inşAllah.
Muhammed İSRA: Allah swt sizden razı olsun, sizi ve ev halkınızı dünya ve ahirette hayır ile mükafatlandırsın. Bizleri oğlunuzun şehadete uzanan öyküsü hakkında bilgilendirmenizi rica edeceğiz.
Muhammed Şehid’in annesi: Muhammed 29/07/1995 tarihinde doğdu. İsmini Afgan-Rus cihadında Şehid olmuş Afgan Dr. Muhammed Şehid’e atfen ben verdim. İlk okula giderken rüyasında Allah Rasûlûnû gördüğünü. Efendimizin onu diğer peygamberlerle tanıştırdığını ve ”Muhammed sen benim adaşım sın. Al bu kılıcı” deyip, gökyüzünden gelen kılıcı kendisine verdiğini anlatmıştı.
Oğlum sokakta yaşıtlarıyla oynamazdı, Nedenini sorduğumda ”Anne Çocukça şeyler yapıyorlar ve küfrediyorlar.” derdi. Muhammed Şehid beş oğlumun üçüncüsü dür. Ben onlara küçükken Afgan ve Çecen cihadının videolarını izletirdim, Yahudilerin ve Ruslar’ın düşmanımız olduğunu anlatırdım. ”İnşAllah büyüyünce sizlerde cihada gideceksiniz.” diyerek genç yaşta evlatlarıma Cihadı aşılamaya çalışırdım.
Sonrasında Abisi ile beraber sohbetlere gitmeye başladılar. Hocaları Çecenistan’ın Konyalı şehidi Mücahid Şener’in talebesiydi. Elhamdulillah oğullarım bu gençleri çok seviyorlardı. Muhammed Cihad için ilk defa abisinden üç ay sonra çıktı yola. İkinci gidişinde sol bacağından yaralandı. Bacağı kırılmıştı. Doktor 1 yıl yürüyemez dedi. Bacağında 7 tane platin vardı. Ve bir kere bile ”uf veya ah” dediğini duymadım. Asla şikayet etmedi. Ve platinler çıkarıldıktan sonra spor yaptı. Elhamdulillah 6 ayda ayağa kalktı.
Sonrasında hemen tekrar Cihada yöneldi. Kendisine ”Evladım iyice iyileş öyle gidersin.” dedim. ”Hayır anne ya bur da ölürsem? .Vallahi insan burada imanını koruyamaz” diyordu. Ekim 2014 de tekrar Suriye’ye gitti ve giderken ”Beni bekleme anne dönmeyeceğim.” dedi. 2015 ocak ayında ondan günlerdir haber alamıyordum. Bir gece telefon çaldı ve ”Anne çay demle geliyorum.” dedi. Sevincimi anlatamam. Geldi aslan oğlum. Yaşıtları okul ,iş vs. vs.. dünya işleri ile oyalanırken, benim kahramanım ise geçici dünyayı fedaya hazırdı.
Ebu Zer
Ben onları büyütürken hep şöyle söylerdim. ”Benim oğullarımın Doktor, avukat, iş adamı vs.. vs.. olmasını istemem. Onlar ümmetin derdiyle dertlenen Mücahidler olsunlar. Sonrada inşAllah Şehid olsunlar..” derdim. Ama rabbim beni sınıyordu. Muhammed’e en ihtiyacım olduğu bir zamanda O ”Ben gideceğim anne” dedi. İşte! Bir sözü söylemek kolaydı. Sıra onun ile imtihan olunmada ve sınanma daydı. Rabbim biz sözümüzde samimi miyiz diye bakar. Elhamdulillah ona hiçbir zaman gitme demedim. ”Git ama doğru kişilerle git!” dedim. Çok şükür o da öyle yaptı. Muhammed Şehidim ocakta geldiğinde evimiz lüks sayılmazdı. Fakat o ”Yazık size evimiz Şiilerin evi gibi olmuş.” diye üzüldü. Akrabaların ”İşe gir, çalış, annene bak!.” gibi tembih lerine sadece gülümser kimsenin kalbini kırmazdı. ”Anneme Allah ve Rasûlûnû bırakıyorum” derdi Çevremizde onu tanıyıp da sevmeyen, ahlakına, tevazusu na hayran olmayan yoktu.
Bir hayır kermesimiz vardi. Muhammed’de bize yardim ediyordu. O arada mimar olan bir hanımla tanıştık. Muhammed’in benim oğlum olduğunu bilmiyordu. ”Bacım şu çocuk 2 haftadır burada. İnanır mısın, bana Hz.Yusuf’u as. hatırlattı. Yaşlı kadınlarla dahi konuşmuyor. Sesini bile duymadık. Ne kadarda iffetli MaşaAllah.” dedi. O benim oğlum dedim ne kadar sevindi. ”Bu zamanda böyle gençler de varmış” dedi.
Muhammed’e demiştim ”Oğlum seni evlendireyim.”,
-”Yok anne dünya hanımlarının kaprisiyle uğraşamam. Ben hurilerle evleneceğim.”
İnşaAllah evladım umduğunu bulmuştur. En son gitmek istediğinde tarih 24 marttı. Annem onunla, sözde ikna etmek için sert bir konuşma yapmıştı. Yavrum benim sabırla dinledi. Annem garibim ikna ettiğini sanıyordu.
Bana da ”Sakın onu gönderme” dedi.
-”Tamam sen merak etme” dedim.
Asansöre apartmana hep Cihadla ilgili hadisler yapıştırmıştı. Evde odalara Şehid Seyyid Kutub’un r.a., Şeyh Abdullah Azzam’ın r.a. sözleri ve Cihadla ilgili ayetler asmıştı. 29 martta vedalaştık. Alışmıştım bu duruma. Gidiyor, geliyor içim rahattı ve onu kimse zorlamamıştı. O biliyordu gidince ya yaralanacak, ya da şehid olacak. Helalleştik ve sat 11 de çıktı evden. Öğle namazından sonra uyumuşum. Muhammedin sesiyle uyandım. ”Hadi kalk oğluna son kez bir yemek hazırla” diyordu. Çok sevindim. Hemen bir şeyler hazırladım. Tekrar tekrar sarıldım. İşte o an meğerse kuzumu son görüşümmüş. Gitti arada telefonla konuşuyorduk.
25 nisanda annemlerdeydik. Tüm kardeşlerim vardı.
”Hadi abla bir şeyler ye.” dedi kardeşim.
Dedim ki ”3 gündür ne yesem boğazım da kalıyor, yutamıyorum.”
Meğer kuzum 3 gündür kayıpmış. Bana söylememiş abisi. Sonra ”Kesin haber geldi. İkindi vakti Muhammed Şehid’i bulduk. Şehid inşAllah dedi” Arkadaşları resim göndermişler. Bizimkiler bana bakıyor. Dedim ki ”Benim oğlum Şehid oldu elhamdülillah. Burada olsa da onu kaybedecektim. O Cihada gittiği için ölmedi.”
Hemen Metin Yükselin babası aklıma geldi. Molla Sadrettin (Allah c.c. ona Rahmet etsin) oğlunun haberini alınca şükür namazı kılmıştı. Bende hemen Şükür namazı kıldım. Elhamdülillah yavrum istediğine ulaşmıştır inşaAllah. Yengem taziyede bana ”Sen hatırladın mı? Hep derdin ki oğlum Şehid olsun diye adını Muhammed Şehit koydum. Al işte duaların kabul oldu. Mutlu musun?!!”. Bu sözler ile kızdı bana. Ben ise hiç ağlamadım. İlk zamanlar herkes hayret ediyordu. Hatta annem ağlamadığım için, etrafa ayıp olmasın diye ”Biz iğne yaptırdık kızıma. O yüzden böyle” diyormuş.
Defnedildiği gece kardeşim rüyasında görmüş. Teyze bugün düğünüm var demiş. Telaşlıymış. Sonra Ramazanda onun çok sevdiği abilerine iftar vermiştik. İlk kez o gece bende rüyamda gördüm onu. Yanımız da uzanmış uyuyordu. Bir anda kalktı
”Aaa!! Muhammed’im sen ölmemişsin” dedim.
-”Ölmedim ki resimde de gördünüz az bir yaram vardı. O yara ile ölünür mü?” dedi.
Ben ”Tabi ki annem sen ölmedin. Şehidler.ölmez ki” Uyandım ama hala şehitler ölmez ki diye ağlıyordum” Rabbim Mücahidlere Zafer Nasib etsin onları korusun. Diğer 4 oğlum da Rabbimin yolunda Şehid olsunlar inşAllah.
Muhammed İSRA: Allahumme amin. CazakAllahu hayran. Muhterem uhtimiz, Allah swt. sizin ve ev halkınızın üzerine sabır yağdırsın ve evladınızın şehadetini kabul buyursun.
Muhammed Şehid’in annesi: Allah svt. Sizden razı olsun. Rabbim sizleri korusun. Kardeşim sizler ümmetin yüz akı ve onurusunuz sizler değersiz dünyayı ahiretle değiştiren Rabbine verdiği sözünde duran yiğitlersiniz. Benim Hasan, Mücahid, Muhammed Şehid, Enes, Şamil, Muhammed Musab adında 5 tane oğlum vardı. İnş, Muhammed’im şehid dir. Diğer oğullarım da Rabbimin izni ile şehid olurlar. Rabbim Mücahidleri korusun onurlu bir Zafer yada kabûl olmuş Şehadetle rızıklandırsın. Amin
Muhammed İSRA: Allahumme amin. Allahu ekber. CazakAllahu hayran. İnanın bu sözleriniz imanımı artırdı. Allah sizden razı olsun ve ümmeti sizin gibi cefakar ve vefalı anneler ile desteklesin.
Muhammed Şehid’in annesi: Kardeşim Rabbim ayaklarımızı yolunda sabit kılsın ve işlerinizi kolaylaştırsın. Bereketlendirsin ve sayınızı arttırsın inşAllah.
Muhammed İSRA: Allahumme amin.
Şehid inşAllah Muhammed’in şehadeti anında yanında olan Rıbat arkadaşı gazi Mücahit Ömer Süfyan anlatıyor…
Ebu Zer’in Şehadeti
Ömer Süfyan: Muhammed Şehid’in künyesi Ebu Zer’di . Kendisi çok iyi sempatik ve hoşgörülü bir kardeşimiz di. Gerçekten de anlatıldığı gibi güzel ahlaklı bir mucahid idi. Aslında tanışalı çok fazla bir süre olmamıştı. Bir süre beraber ribatta kaldık. Ebu zuhurda gazi olmasına rağmen bizimle top oynuyordu. Kendisinden hiç sıkılmazdık elhamdülillah. Tekrar ribatın ardından, kısa süre makarda kaldıktan sonra ameliye yazıldık ve gittik. Kendisi benim gibi çikolata hastasıydı. Sırt cantası çikolata deposuydu. Kardeşleri ile diyalogu çok iyiydi, geçim ehli biriydi. Hiç bir kardeşini isteyerek kırdığına şahit olmadım. Allah c.c. Muhammed’in şehadetini kabul etsin ve ona rahmet etsin.
Şehadeti esnasında ribat alanında Ebu Zer’le birlikte bir kayanın arkasında oturuyorduk. Kafamızın üstünden geçen Shilka uçaksavar mermilerinin sesini sanki içimizde hissediyorduk. Gece yağmur yağmıştı. Bu yüzden ortalık nemliydi ve sabah güneşi de yakıcı idi. Bulunduğumuz yerde konserve ton balıklar vardı. ”Ahi yiyecek misin?” dediğim de ”Hayır.” dedi. Fakat ben açtıktan.sonra parmak atarak ortak oldu. Ben ”Ahi sen hani hırkanı bana verecektin ya, vasiyete yazdın mı?” diye sordum. -”Ahi zaten herkes biliyor.” diyerek geçiştirdi. Ve çok zaman geçmeden bomba patladı.
Muhammed İSRA: Rabbim sizlere Allah yolunda harcadığınız evlatlarınız, kan ve mallarınızın mükafatını bereketlendirerek versin. Ümmet-i İslam ailesi adına tekrar teşekkürlerimizi ve taziyelerimizi sunuyoruz.
Röportajı noktalamadan önce altını çizmek istediğim bir hususu da siz kıymetli takipçilerimizle paylaşmak istiyorum.
Muhterem kardeşim Ebu Sad’ın şehadeti ile ilgili kaleme aldığım yazımda (1) paylaştığım şu cümleler de bahsi geçen ”Türk Mücahid” şehit inşAllah kardeşimiz Ebu Zer (Muhammed Şehid) ‘dir.
”Bir ribat esnasında bir Türk Mücahid bizim ile oturmak için müsaade isteyerek yanımıza geldi. Bizde kendisini buyur ettik. Ertesi gün tekrar bizi ziyaret etti. Ben Miktad’a ”Bu kardeşi Allah için çok sevdim onda farklı güzellikler var.” dedim. Miktad’da bana ”Aman abi sen sakın sevme, Senin sevdiklerin çok yaşamıyorlar.” diyerek espri yaptı. O an bizden yaklaşık 20 metre uzaklıktaki kardeşi Ebu Sa’d ile göz göze geldik ve bana tebessüm etti. Ben kendisine ”Lakin ben seni, Ebu Sa’d ve diğer kardeşlerini de Allah için çok seviyorum” demek istedim fakat susmayı tercih ettim. Aradan kısa bir süre, bir kaç saat dahi geçmeden bahsimize konu Türk kardeş katıldığımız bir operasyonda yanı başımızda direk üzerine düşen bir havan topu vesilesi ile inşAllah şehid oldu. Ertesi günde Miktad bir kardeşimizin hatası sonucu vuruldu. Ebu Sa’d ise yaralanan abisinin görevini devir aldı.
Ayrıca Ümmet-i İslam Medya olarak hazırlamış olduğumuz Nusret Cephesi Kanas Seriyyesi ile Operasyon günlükleri adlı videonun ilgili bölümünde bahsi geçen şehitlerden biri de Şehit İnşAllah TakabbelAllah Muhammed Şehid’dir. (2)
Muhammed İSRA / Ümmet-i İslam
1-) http://www.ummetislam.org/nusret-cephesi-sniperlarindan-izmirli-ebu-sad-insallah-sehid-oldu
2-) http://www.ummetislam.org/nusret-ce...ibat-ve-operasyon-gunlukleri-video-serisi-5-2
Muhammed Şehid (Ebu Zer)
Bismillah Elhamdulillah. Uzun zamandır, kendisinden daha önceki yazılarımda da sıkça bahsettiğim güzel ahlaklı kardeşimiz (Ebu Zer) Muhammed Şehid’in (TakabbelAllah) öyküsünü ve beni derinden etkileyen şehadetini kaleme almak istiyordum. Alllah’ın dilemesi ile konuyla ilgili olarak kıymetli kardeşimizin muhterem annesine ve şehadeti esnasında birlikte olduğu silah arkadaşına ulaştım ve Ümmet-i İslam sitesi adına kendileri ile bir röportaj gerçekleştirdik. Allah swt’dan bu röportajın, ümmetin annelerine ve gençlerine faydalı dersler çıkarabilecekleri bir vesile olmasını dilerim.
Muhammed İSRA: Selam Aleykum. Muhterem uhtimiz öncelikle Allah swt’dan evladınızın şehadetini kabul etmesini diler ve Ümmet-i İslam ailesi olarak taziyelerimizi sunarız.
Ben Ümmet-i İslam sitesi editörlerinden Muhammed İSRA Ebu Zer ile ilgili yazıyorum size. Kendisi ile şehit olduğu operasyonda hatta şehit olduğu anda birlikte idik. Hikayesini yazmak için çok uğraştım, fakat o gün aynı zamanda operasyon emirimiz olan bir arkadaşımda yaralandığı için maalesef bir türlü kardeşlere ulaşamadım.
Muhammed Şehid’in annesi: Aleykûm Selam kardeşim. Oğlumun şehadetine (inş.) tanık olmuşsun ve hikayesini yazmak istemişsin. Ne güzel tevafuk. Bende neden kardeşleri onunla ilgili bir şeyler yapmıyor diye düşünmeye başlamıştım. Allahûalem, Ömer (Muhammed Şehid’in şehadeti anında yanında bulunan Mücahit arkadaşı) bu durumdan bahsedince çok sevindim. inşAllah faydam olursa sevinirim ve bu konuda üzerime düşeni yapmaya hazırım inşAllah.
Muhammed İSRA: Allah swt sizden razı olsun, sizi ve ev halkınızı dünya ve ahirette hayır ile mükafatlandırsın. Bizleri oğlunuzun şehadete uzanan öyküsü hakkında bilgilendirmenizi rica edeceğiz.
Muhammed Şehid’in annesi: Muhammed 29/07/1995 tarihinde doğdu. İsmini Afgan-Rus cihadında Şehid olmuş Afgan Dr. Muhammed Şehid’e atfen ben verdim. İlk okula giderken rüyasında Allah Rasûlûnû gördüğünü. Efendimizin onu diğer peygamberlerle tanıştırdığını ve ”Muhammed sen benim adaşım sın. Al bu kılıcı” deyip, gökyüzünden gelen kılıcı kendisine verdiğini anlatmıştı.
Oğlum sokakta yaşıtlarıyla oynamazdı, Nedenini sorduğumda ”Anne Çocukça şeyler yapıyorlar ve küfrediyorlar.” derdi. Muhammed Şehid beş oğlumun üçüncüsü dür. Ben onlara küçükken Afgan ve Çecen cihadının videolarını izletirdim, Yahudilerin ve Ruslar’ın düşmanımız olduğunu anlatırdım. ”İnşAllah büyüyünce sizlerde cihada gideceksiniz.” diyerek genç yaşta evlatlarıma Cihadı aşılamaya çalışırdım.
Sonrasında Abisi ile beraber sohbetlere gitmeye başladılar. Hocaları Çecenistan’ın Konyalı şehidi Mücahid Şener’in talebesiydi. Elhamdulillah oğullarım bu gençleri çok seviyorlardı. Muhammed Cihad için ilk defa abisinden üç ay sonra çıktı yola. İkinci gidişinde sol bacağından yaralandı. Bacağı kırılmıştı. Doktor 1 yıl yürüyemez dedi. Bacağında 7 tane platin vardı. Ve bir kere bile ”uf veya ah” dediğini duymadım. Asla şikayet etmedi. Ve platinler çıkarıldıktan sonra spor yaptı. Elhamdulillah 6 ayda ayağa kalktı.
Sonrasında hemen tekrar Cihada yöneldi. Kendisine ”Evladım iyice iyileş öyle gidersin.” dedim. ”Hayır anne ya bur da ölürsem? .Vallahi insan burada imanını koruyamaz” diyordu. Ekim 2014 de tekrar Suriye’ye gitti ve giderken ”Beni bekleme anne dönmeyeceğim.” dedi. 2015 ocak ayında ondan günlerdir haber alamıyordum. Bir gece telefon çaldı ve ”Anne çay demle geliyorum.” dedi. Sevincimi anlatamam. Geldi aslan oğlum. Yaşıtları okul ,iş vs. vs.. dünya işleri ile oyalanırken, benim kahramanım ise geçici dünyayı fedaya hazırdı.
Ebu Zer
Ben onları büyütürken hep şöyle söylerdim. ”Benim oğullarımın Doktor, avukat, iş adamı vs.. vs.. olmasını istemem. Onlar ümmetin derdiyle dertlenen Mücahidler olsunlar. Sonrada inşAllah Şehid olsunlar..” derdim. Ama rabbim beni sınıyordu. Muhammed’e en ihtiyacım olduğu bir zamanda O ”Ben gideceğim anne” dedi. İşte! Bir sözü söylemek kolaydı. Sıra onun ile imtihan olunmada ve sınanma daydı. Rabbim biz sözümüzde samimi miyiz diye bakar. Elhamdulillah ona hiçbir zaman gitme demedim. ”Git ama doğru kişilerle git!” dedim. Çok şükür o da öyle yaptı. Muhammed Şehidim ocakta geldiğinde evimiz lüks sayılmazdı. Fakat o ”Yazık size evimiz Şiilerin evi gibi olmuş.” diye üzüldü. Akrabaların ”İşe gir, çalış, annene bak!.” gibi tembih lerine sadece gülümser kimsenin kalbini kırmazdı. ”Anneme Allah ve Rasûlûnû bırakıyorum” derdi Çevremizde onu tanıyıp da sevmeyen, ahlakına, tevazusu na hayran olmayan yoktu.
Bir hayır kermesimiz vardi. Muhammed’de bize yardim ediyordu. O arada mimar olan bir hanımla tanıştık. Muhammed’in benim oğlum olduğunu bilmiyordu. ”Bacım şu çocuk 2 haftadır burada. İnanır mısın, bana Hz.Yusuf’u as. hatırlattı. Yaşlı kadınlarla dahi konuşmuyor. Sesini bile duymadık. Ne kadarda iffetli MaşaAllah.” dedi. O benim oğlum dedim ne kadar sevindi. ”Bu zamanda böyle gençler de varmış” dedi.
Muhammed’e demiştim ”Oğlum seni evlendireyim.”,
-”Yok anne dünya hanımlarının kaprisiyle uğraşamam. Ben hurilerle evleneceğim.”
İnşaAllah evladım umduğunu bulmuştur. En son gitmek istediğinde tarih 24 marttı. Annem onunla, sözde ikna etmek için sert bir konuşma yapmıştı. Yavrum benim sabırla dinledi. Annem garibim ikna ettiğini sanıyordu.
Bana da ”Sakın onu gönderme” dedi.
-”Tamam sen merak etme” dedim.
Asansöre apartmana hep Cihadla ilgili hadisler yapıştırmıştı. Evde odalara Şehid Seyyid Kutub’un r.a., Şeyh Abdullah Azzam’ın r.a. sözleri ve Cihadla ilgili ayetler asmıştı. 29 martta vedalaştık. Alışmıştım bu duruma. Gidiyor, geliyor içim rahattı ve onu kimse zorlamamıştı. O biliyordu gidince ya yaralanacak, ya da şehid olacak. Helalleştik ve sat 11 de çıktı evden. Öğle namazından sonra uyumuşum. Muhammedin sesiyle uyandım. ”Hadi kalk oğluna son kez bir yemek hazırla” diyordu. Çok sevindim. Hemen bir şeyler hazırladım. Tekrar tekrar sarıldım. İşte o an meğerse kuzumu son görüşümmüş. Gitti arada telefonla konuşuyorduk.
25 nisanda annemlerdeydik. Tüm kardeşlerim vardı.
”Hadi abla bir şeyler ye.” dedi kardeşim.
Dedim ki ”3 gündür ne yesem boğazım da kalıyor, yutamıyorum.”
Meğer kuzum 3 gündür kayıpmış. Bana söylememiş abisi. Sonra ”Kesin haber geldi. İkindi vakti Muhammed Şehid’i bulduk. Şehid inşAllah dedi” Arkadaşları resim göndermişler. Bizimkiler bana bakıyor. Dedim ki ”Benim oğlum Şehid oldu elhamdülillah. Burada olsa da onu kaybedecektim. O Cihada gittiği için ölmedi.”
Hemen Metin Yükselin babası aklıma geldi. Molla Sadrettin (Allah c.c. ona Rahmet etsin) oğlunun haberini alınca şükür namazı kılmıştı. Bende hemen Şükür namazı kıldım. Elhamdülillah yavrum istediğine ulaşmıştır inşaAllah. Yengem taziyede bana ”Sen hatırladın mı? Hep derdin ki oğlum Şehid olsun diye adını Muhammed Şehit koydum. Al işte duaların kabul oldu. Mutlu musun?!!”. Bu sözler ile kızdı bana. Ben ise hiç ağlamadım. İlk zamanlar herkes hayret ediyordu. Hatta annem ağlamadığım için, etrafa ayıp olmasın diye ”Biz iğne yaptırdık kızıma. O yüzden böyle” diyormuş.
Defnedildiği gece kardeşim rüyasında görmüş. Teyze bugün düğünüm var demiş. Telaşlıymış. Sonra Ramazanda onun çok sevdiği abilerine iftar vermiştik. İlk kez o gece bende rüyamda gördüm onu. Yanımız da uzanmış uyuyordu. Bir anda kalktı
”Aaa!! Muhammed’im sen ölmemişsin” dedim.
-”Ölmedim ki resimde de gördünüz az bir yaram vardı. O yara ile ölünür mü?” dedi.
Ben ”Tabi ki annem sen ölmedin. Şehidler.ölmez ki” Uyandım ama hala şehitler ölmez ki diye ağlıyordum” Rabbim Mücahidlere Zafer Nasib etsin onları korusun. Diğer 4 oğlum da Rabbimin yolunda Şehid olsunlar inşAllah.
Muhammed İSRA: Allahumme amin. CazakAllahu hayran. Muhterem uhtimiz, Allah swt. sizin ve ev halkınızın üzerine sabır yağdırsın ve evladınızın şehadetini kabul buyursun.
Muhammed Şehid’in annesi: Allah svt. Sizden razı olsun. Rabbim sizleri korusun. Kardeşim sizler ümmetin yüz akı ve onurusunuz sizler değersiz dünyayı ahiretle değiştiren Rabbine verdiği sözünde duran yiğitlersiniz. Benim Hasan, Mücahid, Muhammed Şehid, Enes, Şamil, Muhammed Musab adında 5 tane oğlum vardı. İnş, Muhammed’im şehid dir. Diğer oğullarım da Rabbimin izni ile şehid olurlar. Rabbim Mücahidleri korusun onurlu bir Zafer yada kabûl olmuş Şehadetle rızıklandırsın. Amin
Muhammed İSRA: Allahumme amin. Allahu ekber. CazakAllahu hayran. İnanın bu sözleriniz imanımı artırdı. Allah sizden razı olsun ve ümmeti sizin gibi cefakar ve vefalı anneler ile desteklesin.
Muhammed Şehid’in annesi: Kardeşim Rabbim ayaklarımızı yolunda sabit kılsın ve işlerinizi kolaylaştırsın. Bereketlendirsin ve sayınızı arttırsın inşAllah.
Muhammed İSRA: Allahumme amin.
Şehid inşAllah Muhammed’in şehadeti anında yanında olan Rıbat arkadaşı gazi Mücahit Ömer Süfyan anlatıyor…
Ebu Zer’in Şehadeti
Ömer Süfyan: Muhammed Şehid’in künyesi Ebu Zer’di . Kendisi çok iyi sempatik ve hoşgörülü bir kardeşimiz di. Gerçekten de anlatıldığı gibi güzel ahlaklı bir mucahid idi. Aslında tanışalı çok fazla bir süre olmamıştı. Bir süre beraber ribatta kaldık. Ebu zuhurda gazi olmasına rağmen bizimle top oynuyordu. Kendisinden hiç sıkılmazdık elhamdülillah. Tekrar ribatın ardından, kısa süre makarda kaldıktan sonra ameliye yazıldık ve gittik. Kendisi benim gibi çikolata hastasıydı. Sırt cantası çikolata deposuydu. Kardeşleri ile diyalogu çok iyiydi, geçim ehli biriydi. Hiç bir kardeşini isteyerek kırdığına şahit olmadım. Allah c.c. Muhammed’in şehadetini kabul etsin ve ona rahmet etsin.
Şehadeti esnasında ribat alanında Ebu Zer’le birlikte bir kayanın arkasında oturuyorduk. Kafamızın üstünden geçen Shilka uçaksavar mermilerinin sesini sanki içimizde hissediyorduk. Gece yağmur yağmıştı. Bu yüzden ortalık nemliydi ve sabah güneşi de yakıcı idi. Bulunduğumuz yerde konserve ton balıklar vardı. ”Ahi yiyecek misin?” dediğim de ”Hayır.” dedi. Fakat ben açtıktan.sonra parmak atarak ortak oldu. Ben ”Ahi sen hani hırkanı bana verecektin ya, vasiyete yazdın mı?” diye sordum. -”Ahi zaten herkes biliyor.” diyerek geçiştirdi. Ve çok zaman geçmeden bomba patladı.
Muhammed İSRA: Rabbim sizlere Allah yolunda harcadığınız evlatlarınız, kan ve mallarınızın mükafatını bereketlendirerek versin. Ümmet-i İslam ailesi adına tekrar teşekkürlerimizi ve taziyelerimizi sunuyoruz.
Röportajı noktalamadan önce altını çizmek istediğim bir hususu da siz kıymetli takipçilerimizle paylaşmak istiyorum.
Muhterem kardeşim Ebu Sad’ın şehadeti ile ilgili kaleme aldığım yazımda (1) paylaştığım şu cümleler de bahsi geçen ”Türk Mücahid” şehit inşAllah kardeşimiz Ebu Zer (Muhammed Şehid) ‘dir.
”Bir ribat esnasında bir Türk Mücahid bizim ile oturmak için müsaade isteyerek yanımıza geldi. Bizde kendisini buyur ettik. Ertesi gün tekrar bizi ziyaret etti. Ben Miktad’a ”Bu kardeşi Allah için çok sevdim onda farklı güzellikler var.” dedim. Miktad’da bana ”Aman abi sen sakın sevme, Senin sevdiklerin çok yaşamıyorlar.” diyerek espri yaptı. O an bizden yaklaşık 20 metre uzaklıktaki kardeşi Ebu Sa’d ile göz göze geldik ve bana tebessüm etti. Ben kendisine ”Lakin ben seni, Ebu Sa’d ve diğer kardeşlerini de Allah için çok seviyorum” demek istedim fakat susmayı tercih ettim. Aradan kısa bir süre, bir kaç saat dahi geçmeden bahsimize konu Türk kardeş katıldığımız bir operasyonda yanı başımızda direk üzerine düşen bir havan topu vesilesi ile inşAllah şehid oldu. Ertesi günde Miktad bir kardeşimizin hatası sonucu vuruldu. Ebu Sa’d ise yaralanan abisinin görevini devir aldı.
Ayrıca Ümmet-i İslam Medya olarak hazırlamış olduğumuz Nusret Cephesi Kanas Seriyyesi ile Operasyon günlükleri adlı videonun ilgili bölümünde bahsi geçen şehitlerden biri de Şehit İnşAllah TakabbelAllah Muhammed Şehid’dir. (2)
Muhammed İSRA / Ümmet-i İslam
1-) http://www.ummetislam.org/nusret-cephesi-sniperlarindan-izmirli-ebu-sad-insallah-sehid-oldu
2-) http://www.ummetislam.org/nusret-ce...ibat-ve-operasyon-gunlukleri-video-serisi-5-2