Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

EĞLENCE VE EĞLENMENİN ŞARTLARI!

E Çevrimdışı

ebumuhammed

Üye
İslam-TR Üyesi
Eglenmenin Geregi ve Kurallari
Helali ve harami; nefsin tabiatini ve eglenme hakkini açiklayan Allah'a hamdolsun. O'na -subhânehu- hamdeder, her türlü hayir ve ihsan için O'na sükrederim. O'ndan; beni her çirkin isten uzak kilmasini dilerim. Sehadet ederim ki Allah'dan baska ilah yoktur. O, tektir ve ortagi yoktur. Ve sehadet ederim ki efendimiz Muhammed O'nun kulu ve rasulüdür. Allah O'na, ailesine ve ashabina gece ve gündüz birbirini takip ettigi müddetçe salât ve selam eylesin. Bundan sonra.. Allah Teâlâ'dan hakkiyla korkun. Sonunuzu düsünün. Hangi amelleri islediniz bir bakin! Dünya hayati sizi aldatmasin. Çünkü dünya hayati, bir aldatma metâindan baska bir sey degildir. Allah Teâlâ söyle buyurur: (Ey iman edenler! Allah'dan O'na yarasir sekilde hakkiyla korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin.) (3/Âl-i Imrân/102) Allah'in kullari! Tatil mevsimi olan bu günlerde velilerin ve egitimcilerin çogunu su iki konu mesgul etmektedir: Eglence ve eglence anlayisi, bos vakit ve bos vaktin sikintisi. Hanzale el-Useydi hadisini okuyunca, Islam'in yüceligi ve üstün metodu karsisinda gözlerin kamasir. Hanzale; her gününün, hatta bütün hayatinin, imanin en üst düzeyinde ve en mükemmel bir sekilde geçmesine çalisan bir nesildendir. Esiyle sakalasmasinin, çocuguyla eglenmesinin ve ona gülmesinin, onunla oynamasinin kulluga ve Allah Tebârake ve Teâlâ'ya mutlak olarak teslim olmaya ters düstügünü zanneder. Ebu Bekr radiyallahu anh ona söyle der: "Nasilsin ey Hanzale!" Hanzale der ki: "Ben münafik oldum" dedim. "Subhânallah! Ne söylüyorsun?" dedi. "Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in yanindayken bizlere cenneti ve cehennemi hatirlatir ve sanki onlari gözümüzle görür gibi oluruz. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in yanindan çiktigimizda ise eslerle ve çocuklarla mesgul oluyor, ise güce koyulup çabaliyoruz ve bir çok seyi unutuyoruz" dedim. Ebu Bekr, "Vallahi bizler de bunun gibi seylerle karsilasiyoruz" dedi. Bunun üzerine Ebu Bekr ile birlikte yürüdük ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in yanina girdik. "Hanzale münafik oldu ey Allah'in Rasulü!" dedim. "Bu nedir?" diye sordu. Dedim ki: "Ey Allah'in Rasulü! Senin yaninda iken bizlere cenneti ve cehennemi hatirlatirsin ve sanki onlari görüyor gibi oluruz. Senin yanindan çiktigimizda ise eslerle ve çocuklarla mesgul oluyor, ise güce koyulup çabaliyoruz ve bir çok seyi unutuyoruz." Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem söyle buyurdu: "Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, eger sizler benim yanimda ve zikirde oldugunuz hal üzere devamli bulunsaydiniz, muhakkak dösekleriniz üzerinde ve yollarda melekler sizinle musafaha ederdi. Fakat ey Hanzale, saat saat!" Bunu üç defa söyledi." Bu hadisi, Müslim rivayet eder. Yapilan seyleri dönüsümlü olarak yapmak yorgunlugu ve bikkinligi giderir, canlilik verir. Çalismak için güç verir, enerjiyi ve üretimi artirir. Fakat, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in "saat saat" sözü, müslümanin gününü oyun ve eglenceyle geçirmesi; vaktini anlamsiz ve saçma seylerle ya da sehvetini uyandiran açik-saçik filmlere ve dergilere bakarak geçirmesi anlaminda degildir. Ömer b. Abdulaziz söyle der: "Müslümanin eglenmesinde ve saka yapmasinda, bunu adet ve ahlak haline getirerek ciddi olunmasi gereken yerde saka yapmadikça ve ibadet vaktinde bos seylerle ugrasip eglenmedikçe bir sakinca yoktur." Abdullah b. Mes'ud söyle der: "Sikilmamizdan korkarak Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in bizim halimizi gözetmesi gibi ben de vaaz ve nasihat için sizin uygun bir halinizi gözetiyorum." Fakat; zikir ve ciddiyet anlarini daraltmak, oyun ve eglence vakitlerini genisletmek, ilim ve vaaz meclislerinde bulunmamak için bu naslari öne sürmek çarpik bir anlayistir. Eglenceden konusurken zihinlerde onun kuralsiz bir davranis ve metodsuz bir fiil oldugu; hiçbir degere ve fazilet ölçüsüne uymadan eglenilebilecegi düsüncesi uyanabilir. Iste burada, mutlaka Selef-i Salih'in eglencesini, bu alandaki uygulamalarini ögrenmek gerekir. Ibni Mes'ud radiyallahu anh... Su sözüyle eglenmenin geregine dikkat çeker: "Kalpleri rahatlatin; çünkü kalp zorlanirsa kör olur." Ali radiyallahu anh da söyle der: "Kalpleri dinlendirin. Onlar için ilgi çekici hikmetler arayin. Çünkü, bedenler nasil yorulursa onlar da yorulur." Ebu'd Derdâ söyle der: "Ben kalbimi, hakta daha kuvvetli olmasi için mubah eglence ile dinlendiririm." Ilk müslüman neslin hayatinda eglencenin yer aldigini söyledikten sonra kendi kendimize su soruyu sorabiliriz: "Niçin egleniyorlardi?" "Bos vakitten sikilmanin ya da bikkinligin bir yansimasi mi idi?" Asla! Onlarin eglencesi ciddiyete hazirlanmak üzere nefsi sakinlestirmek içindi. Insanin yaratilis gayesi olan Allah azze ve celle'ye ibadeti yerine getirmek üzere daha kuvvetli bir çalisma ve daha yüksek bir gayret elde etmek içindi. Onlarin düsüncesinde eglence; elde etmek için çalisilacak bir gaye ya da yolunda vakit ve para harcanacak basli basina bir hedef degildi. Çagdas eglence anlayisi sahsiyet bozukluguna, seriatin hükümlerinin sulandirilmasina ve seriatin kabul etmedigi bir degersizlige ve alçalmaya yol açmaktadir. Bu çagdas eglence anlayisinin, eglenceyi basli basina bir hedef ve gaye edinmelerinin bir sonucudur. Ilk müslüman neslin anladigi eglence ise, gölgesinde kisilik sifatlarinin bina edildigi yüce degerlere hizmet eden kiymetli bir araçtir. Bedenleri kuvvetlendirir, ahlaki güzellestirir. Erkeklige ve ciddiyete alistirir. Ilim ve amel ufuklari açar. Yarismaktir, bedenleri gelistirmek için gürestir, aticiligi ögrenmeye tesviktir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Aise radiyallahu anha ile yaristigi gibi sahabileri ile de yaristi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Rukâne ile güresti ve onu yendi. Bu, Rukâne'nin müslüman olmasina neden oldu. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Eslem kabilesinden ok atmada yarisan bir grup ile karsilasti ve söyle buyurdu: "Atin ey Ismail ogullari! Muhakkak babaniz da atici idi." Bu hadisi Buhari rivayet eder. Ömer b. Abdulaziz söyle der: "Allah Teâlâ'nin Kitabi'ndan bahsedin ve onunla ilgili konusmak üzere oturun. Yoruldugunuzda ise yigitlerin sohbetlerinden bir sohbet güzel olur." Ilk müslüman neslin eglencesi bos bir sey degildi. Bilakis, bir takim maslahatlarin ve faydalarin gerçeklestigi bir eglenceydi. Baskalariyla alay etmeyi ve müslümanlari ayiplamayi, dedikoduyu ve laf tasimayi içermezdi. Yalan ve iftirayi içerisinde bulundurmazdi. Içerisinde dünyevi ve uhrevi hiçbir fayda bulundurmayan eglence insanin ömrünü faydasiz seylerle bosa geçirir. Caddelerde ve çarsilarda dolasmak, insanlarin gizli hallerini arastirmak, kahvelerde ve yol kenarlarinda oturmak mubah olan eglenceden degildir. Islami eglence, herhangi bir eglence gibi degildir. Bilakis her türlü bayagiliktan ve Islami ahlakin disina çikmaktan uzak olmalidir. Erkeklerin kadinlarla birarada bulunmasindan, haram bakislardan veya daha büyük ser'i muhalefete yolaçabilecek durumlardan korunmus olmalidir. Ümmetin selefi, nefsin istekli ve isteksiz oldugu anlarin varligini bildirir. Ibni Mes'ud söyle der: "Süphesiz kalplerin bir istekliligi ve yönelisi, bir durgunlugu ve isteksizligi vardir. Onlari isteklilikleri ve yönelisleri aninda yakalayin. Durgunluklari ve isteksizlikleri aninda ise birakin." Fakat onlar, nefsin eglence aninda Allah'in hukukunu ihmal etmesine müsaade etmezler. Namaz vakitlerinde eglenmek yoktur. Bu, Allah'in hukukunu çignemektir. Is vakitlerinde eglenmek de olmaz. Bu da, insanlarin hukukunu çignemek olur. Islam ümmetinin hayatinda eglence, sabah-aksam yaptigi hayattaki her seyi degildir. Ciddi islere ve baska görevlere tecavüz etmeyecek sekilde belirli bir ölçüde eglenmedir. Çünkü insan ömrü; günlerinin, bos eglenceler ve batil seylerle ziyan edilmesinden daha yüce ve degerlidir. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in sahabilerinin karpuz kabugu atarak sakalastiklari sabit olmustur. Fakat isler ciddi olunca iste onlar gerçek erkeklerdir. Seleme b. Abdurrahman'dan söyle dedigi rivayet edilir: "Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in ashabi, bozulmus ya da ölü gibi davrananlardan degildi. Oturumlarinda siirler söyler, cahiliyedeki durumlarini hatirlarlardi. Onlardan biri dini ile ilgili bir ise çagrilinca ise dikkat kesilirdi." Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem saka ve latife yapardi. kendisine ihtiyar bir kadin geldi ve "Ey Allah'in Rasulü! Benim için Allah'a dua et ki beni cennete koysun" dedi. Ona söyle buyurdu: "Ey falanin annesi! Cennete ihtiyarlar giremez." Kadin bundan rahatsiz oldu ve cennete giremeyecegini zannederek agladi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem onun bu halini görünce maksadini açikladi: Ihtiyarlar cennete ihtiyar olarak girmeyecek. Bilakis Allah onlari baska bir yaratilis ile diriltecek, genç ve bakire olarak cennete girecekler. Ve su ayeti okudu: (Süphesiz biz onlari yeniden yarattik. Eslerine düskün yasit bakireler kildik.) (56/el-Vâkia/35-37) Esinin bir ihtiyaci için bir kadin gelir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ona "Kocan kim?" diye sorar. Kadin, "Falanca" der. "Gözlerinde beyazlik olan mi?" buyurur. Bir baska rivayette ise, kadin acele olarak kocasina döner ve gözlerini incelemeye baslar. Kocasi, "Neyin var?" deyince "Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem gözlerinde beyazlik oldugunu söyledi" der. Adam da, "Gözlerimin beyazinin siyahindan daha çok oldugunu görmüyor musun?" der. Enes b. Malik söyle der: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bana söyle dedi: "Ey iki kulakli!" Bunu, Ebu Davud rivayet eder. Saka yapan bu sahsiyet; geceleri ibadete kalkan, gündüzleri oruç tutan, Allah yolunda cihad eden, canini ve malini cömertçe feda eden sahsiyetin tâ kendisiydi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in sahsiyetinin eglence ve sakalasma yönlerine isik tutarken isigi daha kuvvetli yakmamiz ve O'nun sahsiyetinden baska sayfalari da uzun bir süre okumamiz gerekir. Yol birdir ve sahsiyet parçalanmaz bir bütündür. O; saka yapmakla birlikte uzun uzun ibadet ederdi. Husûlu idi. Çokça aglar ve Allah'a boyun egerdi. Dili zikirden yorulmaz, akli düsünceden ve tefekkürden geri kalmazdi. O -sallallahu aleyhi ve sellem- söyle buyurur: "Süphesiz rabbinin senin üzerinde bir hakki, nefsinin senin üzerinde bir hakki, ailenin senin üzerinde bir hakki vardir. Her hak sahibine hakkini ver!" Bu hadisi, Buhari rivayet eder. Allah beni ve sizleri Yüce Kur'an ile mübarek eylesin... Ihsani için Allah'a hamdolsun. Basarili kilmasi ve nimetlendirmesi nedeniyle O'na sükürler olsun. Allah'dan baska ilah olmadigina sehadet ederim. O, tektir ve ortagi yoktur, sâni yücedir. Sehadet ederim ki; efendimiz ve peygamberimiz Muhammed O'nun kulu ve rasulüdür. Allah'in rizasina davet edendir. Allah; O'na, ailesine,ashabina ve din kardeslerine salât ve selam eylesin. Bundan sonra... Sizlere ve nefsime Allah'dan hakkiyla korkmayi tavsiye ederim. Tatilde; babalarin, annelerin ve egitimcilerin uykularini kaçiran bir problem ortaya çikar. Bu, erkek ve kiz çocuklarinin vakitlerini saran bosluktur. Gençlerin yoldan çikmasi ve sapmasi bu problemin bir yansimasidir. Maddeye dayanan çagdas medeniyet de tehlike dairesini genisletmekte ve zararin derinligini artirmaktadir. Boslugun tehlikesi, ebedi bosluk olarak kalmamasindadir. Hayir ya da ser, mutlaka birseyle doldurulur. Nefsini hak ile mesgul etmeyeni nefsi batil ile mesgul eder. Evet; bos vakit arttikça ve degerlendirilmedikçe probleme dönüsür. Bos vaktin; yoldan çikma ve sapma nedenlerini artirdigi bilinen bir gerçektir. Düsünceyi öldürür ve akli yorar. Vesvese kapilarini açar. Tehlikeye ve endiseye yolaçan faktörleri harekete geçirir. Uzmanlar, suç oraninin ve ahlaki sorunlarin issizlik ve bos vakitle zirveye ulastigini söylemektedir. Olay, çagin modern araçlariyla daha da tehlikeli hale gelmektedir. Bu araçlar gençleri ayartmakta, kötülüge ve bosa vakit harcamaya yönelik yeni ufuklar açmaktadir. Vakitleri faydali seylerle doldurmak ve bir isten digerine geçmek, bos vaktin nefislere etki yapmamasi için bir korumadir. Bos vakti degerlendirmede kullanilacak araçlardan biri de nafile ibadetleri ve sünnetleri yapmaktir. Yine, dini konularla ilgili faydali kitaplari, siyeri ve salihlerin hayatini, ahlakla ilgili konulari okumaktir. Bu nedenle, okuma ile ilgili söyle denir: "Faydasi çok ve zahmeti az, zararsiz ve sonucu iyi olan bir kitaptan nefse daha çok tesir edecek, kalbi temizleyecek ve dili zenginlestirecek, ruhlari canlandiracak bir sey; daha uyumlu ve daha az ters düsen bir sey; daha açik bir isarete ve daha çok açiklamaya sahip bir sey yoktur. O; bikmayan bir konusmacidir. Karsi gelmeyen bir arkadas, kendini saklamayan bir yoldastir. Mazideki akillara ve hikmetlere, geçmis ümmetlere tercüman olur. Ezberin öldürdügünü diriltir, zamanin unutturdugunu hatirlatir." Abdullah b. Mübarek ilim talebinden ve ticaretinden sonra evinde oturur ve selefin eserlerini okurdu. Kendisine "Yalnizlik hissetmiyor musun?" diye sorulunca söyle cevap verdi: "Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ve sahabileri ile birlikteyken nasil yalnizlik hissedeyim?" Süphesiz vaktini faydali seyleri okuma ve ögrenme ile dolduran bir ümmet, ilerlemenin ve medeniyetin basamaklarinda yükselir. Hayati anlamaya, durumunu islaha ve hedefine ulasmaya gücü yeter. Kültürü; oyun, eglence ve giyim-kusami geçmeyen bir ümmet ise asagilik ve bagimli olarak en sonlarda kalmaya mahkumdur. Hiçbir agirligi olmaz. Tatilde yapilabilecek faydali islerden biri de; konferanslara ve oturumlara, ilmi toplantilara katilmak; akrabalari ve dostlari ziyaret etmek, yaz kurslarina istirak etmek ve az önce zikrettigim kurallar çerçevesinde eglenmektir. Ömer ibnu'l Hattâb söyle der: "Süphesiz bu elleri, o seni günah ile mesgul etmeden önce ibadet ile mesgul etmelisin." Seçilmis peygamber Muhammed b. Abdullah'a salât ve selam da bulunun...
 
Üst Ana Sayfa Alt