K
Çevrimdışı
Geçen ay öldürüldüğü iddia edilen Arap Yarımadası’ndaki El Kaide Örgütü’nün liderlerinden Said Eş Şehri bir yandan öldürüldüğü haberlerini yalanladı diğer yandan başta El Kaide’nin çeşitli eyaletlerden çekilmesi mevzuu olmak üzere çeşitli konular hakkında açıklamalarda bulundu.
Küresel Haber / Haber Merkezi / Özel Haber
Arap Yarımadası’ndaki El Kaide Örgütü’nün medya kolu El Melahim Kurumu, Ebu Süfyan El Ezdi Said Eş Şehri’ye ait bir ses kaydı yayınladı. Sana’a hükümeti geçtiğimiz ay Eş Şehri’nin öldürüldüğünü iddia etmişti.
Arap Yarımadası’ndaki El Kaide Örgütü’nün ikinci adamı sayılan Eş Şehri Ensaru’ş Şeria’nın Abyan, Shabwa ve Azzan’dan çekilme sebebini açıkladığı konuşmasında şöyle dedi: ‘Mücahitlerin Abyan, Shabwa ve Azzan’dan çekilmesi, çatışmanın zorunluluklarından, ‘vur-kaç’ olarak bilinen gerilla savaşının aşamalarından bir aşamadır. Buna iten sebeplerden biri, Amerika’nın İslam’a ve Ensaru’ş Şeria’ya karşı savaşındaki inancı üzerine tüm tarafların rekabete girmesidir. Öyle ki Amerika, her kim şeriata ve destekçilerine karşı savaşta dürüst olursa kendisine yakınlık ve yönetimden bir pay vaadinde bulundu.’
Kendilerine karşı, insanı yakan, evleri yıkan, hiçbir örf tanımayan, görgü kurallarından uzak bir savaş yürütüldüğünü de sözlerine ekleyen Eş Şehri, bu savaşın planlayıcısının Amerika, uygulayıcısının ise demokrasi rejimini korumaya ve şeriata karşı savaşmaya yemin eden işbirlikçi orduyla bazı aşiretlerin bazı partilere üye paralı askerleri olduğunu vurguladı.
Eş Şehri, Waqar ve Şakra eyaletlerinin dünyanın ve alimlerin önünde Amerikan savaş gemilerinden fırlatılan çeşit çeşit roket ve füzelerle bombalandığını, aynı şekilde havadan da bombardımana tutulduğunu, halkın artık bombardımana, uçak seslerine alıştığını da belirttikten sonra karşı tarafın samimiyetsizliğine ve ABD kuklası olduğuna şu sözleriyle işaret etti: ‘Şu da bilinmelidir ki Waqar Eyaleti’nde Allah’ın hükümleri geçerli iken ‘gelin, kendi gözlerinizle bakın. Hak gördüğünüzü destekleyin ve yardım edin, hata gördüğünüz konularda da nasihat edin ve tüm dünyanın önünde ortaya koyun’ demiştik. Ancak bu çağrıya ne yazık ki içlerinden çok azı icabet etti.’
Arap Yarımadası’ndaki El Kaide Örgütü’nün ikinci adamı Eş Şehri sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Ayrıca Amerika, mürted ordudan işbirlikçileri ve bazı paralı askerler mücahitleri ve sıradan Müslümanları kuşattı. Bunun neticesinde mücahitler, arkalarında şeriatın ve şeriatta komutanın kolaylığının en güzel örneklerinden birini bırakarak, emniyetin ve kanların, onurların ve malların güvenliğinin ancak alemlerin rabbinin şeriatı ile mümkün olabileceğini ortaya koyarak; Müslümanların kanlarını ve mallarını korumak için çekilmek zorunda kaldı. Hak ve batıl, İslam şeriatı ile adaletsiz demokrasi destekçileri arasındaki savaş, gerilla ve tüketme savaş taktikleri sürmektedir.’
Suudi Arabistan hapishanelerindeki esirler konusuna da değinen Eş Şehri, bu esirlerin kötü muamele ve işkencelere maruz kalmalarının sebebinin, alimlerin ve ailelerinin kendilerini yalnız bırakması, kendilerinin ‘suçluymuşlar’ gibi gösterilmeleri ve bu nedenle hükümetin istediği gibi davranmaya hakkı olduğu havası oluşturulması olduğunu belirttikten sonra şöyle ekledi: ‘Dinlerine destek için kendilerini feda eden bu adamların kaderlerinin kutsal topraklardaki içişleri bakanlığı tağutlarının kontrolünde olması, ailelerinin kendilerini yalnız bırakıp, kendilerine destek için çıkamaması, serbest bırakılmalarını isteyememeleri büyük bir zulümdür.
Ey Sünniler! Şiiler, esirleri ile ilgili taleplerinde sizden daha cesur olmasınlar! Eğer içlerinden biri esir edilirse bakın birbirlerini desteklemek için nasıl da kenetleniyorlar. Ey kutsal toprakların halkı! O esirlerin serbest bırakılması için harekete geçmeniz ve yapabileceğinizi yapmanız üzerinize vaciptir!’
Eş Şehri, Allah Resulü’ne (s.a.s.) destek için çıkılan gösterilerde Amerikan büyükelçiliklerine yapılan saldırılarını kınayan ve caiz olmadığını ileri süren davetçi ve alimleri de eleştirerek ‘Amerika onlar için ahd ve güvenlik ehli. Mücahitlerin büyükelçiliklere saldırması ise suç ve imama karşı çıkmak’ dedi. Ardından şöyle sordu: ‘Peki Allah Resulü’ne (s.a.s.) hakaretlerinin hükmü nedir? Bu sözleşmelerini ve anlaşmalarını bozmaz mı? Öldürülmelerini gerektirmez mi? İşte bunu sıradan Müslümanlar ABD büyükelçiliğini basarak, bayraklarını yakıp yerine mücahitlerin gölgesinde savaştığı ‘la ilahe illallah’ bayrağını kaldırarak yaptı. Subhanallah sıradan insanlara anlayış verirken bazı alimleri –Allah’ın kendilerine rahmet ettikleri hariç- nasıl da saptırıyor!’
Eş Şehri ayrıca alimlerden Müslümanların topraklarındaki Amerikan büyükelçilikleri için ağlaşmak ve Müslümanların peygamberlerine (s.a.s.) desteklerini ve bu konudaki gayretlerini reddetmek, Allah Resulü’nün (s.a.s.) hakkını Amerikan büyükelçiliklerinin hakkı ve korunmasıyla kıyaslamak yerine bu büyük davada Allah’ın hükmünü açıkça ortaya koymaya çağırdı. Eş Şehri ‘bu kötü alimler nasıl oluyor da Amerika’nın kara listesine girmekten korkup da Allah’ın katında sol taraf ehli olmaktan korkmaz hale geldi?’
Eş Şehri İslam ülkelerindeki medya organlarını Batı’nın ücretli işbirlikçisi olmak yerine tüm imkanlarını İslam’a destek için kullanmaya, haberin doğruluğunu, güvenilirliğini araştırmaya çağırdı. Kendisinin Arap Yarımadası’nda öldürüldüğüne dair haberlerin ise sadece Yemen’in doğusunda-batısında Amerikan uçakları tarafından silahsız masum insanların bombalanarak öldürülmesinin üzerinin örtülmesi için yayıldığına dikkat çekti. Son olarak ise şöyle dedi: ‘Bu, işbirlikçi hükümetlerin efendilerine karşı adetidir. Yemen hükümeti El Beyda’daki silahsız Müslümanların öldürülmesini Amerika yerine üstlenmekle kalmadı. Halkın bu yalana kanmadığını görünce de bu sefer davayı geçiştirip unutturmak için Said Eş Şehri’nin öldürüldüğü yalanını uydurdu. Sanki Amerika’nın mücahitleri öldürmesi İslam ve Müslümanlar adına bir zafer! Allah’tan başka güç ve kuvvet yoktur.’