Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Elde Kuran Okuyarak Namaz Kılmak Caiz mi?

A Çevrimdışı

Askalani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Selamunaleykum ve Rahmetullah

değerli kardeşler; Fıkhus sünne'de 'Namazda teravihde elde Kuran okuyarak namaz kılınabilir' diye bir ifade geçiyor.
bu ifade teravih dediğine göre nafile namazlarda elde Kuran okunabileceği kasdediliyor.


burada aklıma takılan bu uygulama farz namazlarında da olabilir mi?.Farz namazlarında ResulullahIn sav kıraatini uzun tuttuğu sahih hadislelrle sabit. benim ise bu uzun sureler ezberimde yok.eğer elde tutarak Kuran okuma farz namazında da oluyorsa bende bu uygulama ile kıraatimi uzun tutabilirim diye düşündüm.

bu konuda yardımlarınızı bekliyorum inşaALLAH...

Rahmana emanet olun...
 
ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin

eldekuran1.jpg

Mushaf'tan Okumak

Rabb'in, senin ve beraberindekilerin gecenin üçte ikisini, yahud yarısını, yahud üçte birini (namaz için) uyanık geçirdiğini bilir. Gecenin ve gündüzün ölçüsünü koyan Allah, sizin onu küçümsemeyeceğinizi bilir ve bu sebeble O rahmetiyle size yaklaşır. O halde Kur’an’ın kolayca okuyabileceğiniz kadarını okuyun. Allah, zaman zaman içinizde hastalar, Allah’ın lutfunu aramak için yola koyulanlar ve Allah yolunda savaşa çıkanlar olacağını bilir. Öyleyse ondan (yalnızca) kolayca okuyabileceğiniz kadarını okuyun, namazınızda devamlı ve dikkatli olun ve karşılıksız harcamada bulunun ve (böylece) Allah’a güzel bir borç verin çünkü kendi adınıza güzel ne iş yaparsanız karşılığını aynen Allah katında görürsünüz; evet, daha iyi ve daha zengin bir ödül olarak. Ve (daima) Allah’ın bağışlayıcılığını arayın. Kuşkusuz Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır. (Muzemmil 70)

Çünkü; Namazlarında huşu içinde olan mûminler kurtuluşa ermiştir.” (Mu’minun: 1-2)

elde kuyran.jpg

Buhârî’ni bu rivayetini, Ebû Dâvûd, Kitâbu’l-Mesâhif'te Eyyûb ibn Ebî Melike yoluyla, İbn Ebî Şeybe de Vekî’-Hişâm ibn Urve-Ebubekr ibn Ebî Melike ve Ebû Melîke- Âişe’den nakletmiştir. Anlamı şöyledir:

Aişe'nin (r.anha) azadlısı Zekvan, Ramadan ayında mushaftan okuyarak Aişe'ye imamlık yapardı. (Buhari; Ezan, 54) Mâlik ve Şafiî de bu görüştedir.


Aişe'nin (r.anha) azadlısı Zekvan, Ramadan ayında mushaftan okuyarak Aişe'ye imamlık yapardı. Mâlik ve Şafiî de bu görüştedir.

Mushaf’tan okuyarak namaz kılmayı câiz görenler (İbnu Sîrîn, Hasan, Hakem, Atâ)bu hadisle amel ederler… Aynî şu açıklamayı sunar:

“Hadisin zâhiri, Mushaf’ın yüzünden namaz sırasında kırâatı yürütmenin câiz olduğuna delâlet eder.”
İbnu Sîrîn, Hasan Basrî, el-Hakem ve Atâ böyle hükmetmiştir.
Enes (r.anh) , namaz kılar, arkadaki bir köle onun için Mushaf’ı tutardı. Eğer birayette yanılacak olsa Mushaf’ı onun için açıverirdi.


Nevevi şöyle demiştir: "Namazda mushafın yapraklarını bazen çevirse, namaz bozulmaz. Eğer Kur an'dan başka yazılı bir kâğıda baksa ve kendi içinden bunu tekrar etse, uzun da olsa namaz bozulmaz, fakat mekruhtur. Şafiî 'İmlâ' adlı kitabında bunu ifade etmiştir."
Fıkhu's- Sunne; Seyyid Sabık, C. 1, Namazda Mubah Olan Şeyler/265

İmam Mâlik, Ramadandaki (terâvih) namazında bunun caiz olduğuna hükmettiAynî, bahsi şöyle bağlar: “Derim ki: Namazda mushafın yüzünden kırâat, Ebû Hanîfe nezdinde namazı bozar, çünkü amel-i kesîrdir. Ebû Yusuf ve Muhammed’e göre câizdir, çünkü mushafa bakmak da ibadettir, ancak yine de mekruhtur, çünkü bu davranışta Ehl-i Kitab’a benzeme var… İmam Mâlik ve Ahmed’den gelen bir rivâyete göre onlar nazarında, bu sadece nafile namazlarda namazı bozmaz.”

Bu rivayet, namazda Mushafa bakarak okumanın caiz olduğuna delîl sayılmıştır. Ancak kimi de "amel-i kesîr" olur gerekçesiyle, Mushaftan okumanın câiz olmadığını söylemiştir.


Bu konuyu ele alan Hidâye sahibi Burhânu’ddîn Ebû’l-Hasan Alî el-Marğînânî (ö. 593 H.) şöyle demiştir:
İmâm, Mushaftan okursa Ebu Hanîfe’ye göre namaz bozulur. İmâmeyn (Ebû Yûsuf ve Muhammed)e göre namaz tamdır, çünkü bu durumda ibâdet, ibâdete eklenmiş olur. Ancak bu, Kitab ehlinin eylemine benzediğinden mekruhtur."


Hidâye şârihi Aynî ; Hidâye’nin ibarelerini şöyle açıklıyor:
İmâm, Mushaftan okursa, Ebû Hanîfe’ye göre namaz bozulur.” Saîd ibn el-Museyyib, Hasan-ı Basrî, Şa’bî ve Sulemî de bu görüştedirler.

Ebû Yûsuf ve Muhammed’e göre Mushafa bakarak okuyanın namazı tamdır. Ancak mekruh olur. Çünkü bu, namazlarında Kitaba bakan Kitab ehlinin eylemine benzer. Ebû Hanîfe’ye göre bundan ayrı olarak, bu davranışta amel-i kesîr ve telakkun (öğrenme) vardır.

Fakat Aynî, Kur’ân’ı taşımanın, yapraklarını çevirmenin namazı bozacağı savını, Peygamber’in uygulamasına aykırı bulmaktadır. Çünkü Peygamber (s.a.v.), namazda bundan daha çok olan eylemi yapmıştır:
Ebû’l-As’ın kızı Umâme, kendisinin omuzunda olduğu halde namaz kılar, secdeye vardığında kızı yere bırakır, kalktığında tekrar alırdı. Mushafa bakmak neden caiz olmasın?
Mushafa bakmak, ibâdetin ibâdete eklenmesidir. Mushafa bakmak, mihrabdaki nakışlara bakmaktan daha fazla bir şey değildir. Nakışlara bakmak namazı bozmazken, Kur’ân’a bakmak neden bozsun? Yapraklan çevirmek ise amel-i kalîldir. (Az ameldir)


Ama birinci bakımdan fark vardır. Çünkü yere konulmuş Mushafa bakmak, ameli kesîr değildir. Yazılı bir şeye bakmak da icmâ’ ile namazı bozmaz.
Mushafa bakıp okumayı, öğrenme sayma görüşünü de kabul etmeyen Hidâye sârihi Kemâlu’d-dîn :
“Bu telakkun(öğrenme)dir, sözü, yanlıştır. Yazılı Mushafa bakmak, namazı bozacak ölçüde bir öğrenme değildir” diyor ve Serahsî’nin sözlerini aktarıyor:
“İmam namazda Mushaftan okursa Ebû Hanîfe’ye göre namaz bozulur. Şâfi’îye göre kerahetsiz caizdir. Şâfi’î diyor ki: “Eğer Kitap ehli, namazlarında Kitaba bakıyor, diye Mushafa bakarak okumak, mekruh olursa ezbere okumak da mekruh olur. Çünkü Kitap ehli içinde, ezbere okuyanlar da vardır. Ayrıca biz de onlar gibi tasadduk eder, onlar gibi yer, içeriz. Bunlar mekruh değildir. (Mushafa bakmak neden mekruh olsun?)


Şeyhu’l-İslâm Pezdevî diyor ki: “Mihraba baksa da ’Namazında huşu’ et!’ ibaresinin yazılı olduğunu görse; bu ibareyi düşünse ve anlasa şeyhlerimizden bir kısmına göre -meselâ Ebû Yûsuf’a göre- namazı bozulmaz. Ancak İmâmı Muhammed’e göre bozulur.
Ancak şeyhlerimizden kimi de bakmanın namazı bozmayacağı kanısındadır. Çünkü kitabı okumak bizzat amaç değildir. Asıl amaç, kitabın içindekini bilmektir. Öyle ise amaç aranır. Kitaba, anlamak için bakılır.
Fakat namazda okumak buna benzetilemez. Namazda olanın bakmasında bir sakınca yoktur. Delîli de şudur:
Karısının alnında ’Sen boşsun’, kölesinin alnında da ’Sen hürsün’ diye yazılmış olduğunu gören kimse, bu yazıya bakıp mânâsını anlamakla ne kadın boş, ne köle âzâdedilmiş olur. Bu da gösteriyor ki İmâm Muhammed (Allah rahmet eylesin), anlamayı okumakla, özellikle Kitab okumakla eş tutmuş, ama konuşma ile ilgili diğer hususlarda anlamayı okumaya eş tutmamıştır.

Bu görüşleri Bedâi’ s-sanâyi’de ele elen el-Kâsânî de şöyle diyor:
Namazda Mushafa bakarak okumayı caiz görenler, Âişe’nîn, Zekvân adlı âzâdlı kölesinin Ramadan'da Mushaf’tan okuyarak halka namaz kıldırmasını delîl gösterirler. Ayrıca Mushafa bakmak ibâdettir. Okumak da ibadettir. İbâdetin ibâdete eklenmesi, bozmayı gerektirmez. Ancak Kitab ehlinin eylemine benzediğinden mekruh olur. Fakat Şâfi’îye göre biz, Kitab ehline benzemekten, her konuda men edilmiş değiliz. Zira biz de onların yediklerini yiyoruz.”


Bu konuda Ebû Hanîfe görüşünün iki yönü vardır:

1- Eğer Mushafı taşıma, yapraklarını çevirip bakma gibi namazda yapılmayacak eylemler varsa, namaz bozulur. Buna göre önüne konulmuş Mushafa bakarak okumak, amel-i kesîr olmadığı için namazı bozmaz.

2- Bakarak okumanın, başkasından öğrenme olacağı, öğrenmenin ise namazı bozacağı noktasından ise Kur’ân’in elde taşınıp taşınmaması arasında fark yoktur.

Zekvân hadîsine gelince, Âişe (r.anha)’nin ve onun görüşünde olan sahabilerin, Kur’ân’a bakmanın öğrenim olduğunu bilmedikleri anlaşılıyor. Namazda öğrenim mekruhtur. Onlar bunu bilselerdi, gerek olmadığı halde bütün Ramadan boyu bu mekruh işi sürdürmezlerdi.
Ya da râvînin “Ramadanda halka imamlık yapardı, Mushaftan okurdu” sözü, iki ayrı durumu anlatmış olabilir. Yani “Ramadanda halka imamlık yapardı” ve “Namaz dışında Mushaftan okurdu.” Bu sözü ile onun, Kur’ân’ı ezber bilmediği anlatılmış olur. Ancak Kur’ân’ın tamamını değil, bazı sureleri okuyarak namaz kıldırırdı, ya da her gün, o gece okunacak Kur’ân’ı ezberliyordu ki Ramadan ibâdetinde (terâvîhte) bütün Kur’ân’ı okumanın farz olmadığı bilinsin…”


İmam Azam Ebu Hanife'ye göre “hafız olmayan bir insanın Kur'an'ı Kerim'i yüzünden okuyarak namaz kılması, namazını bozar.” demiştir.

Bahru'r raik isimil kitabta şu açıklamalar vardır:
Mushaf’tan okuması, Ebu Hanife’ye göre namazı bozar. İki yönden izahı vardır:
A) Mushafı taşımak, ona bakmak, sayfalarını açıp kapamak ameli kesirdir.
B) Mushaftan bir şey alıp öğrenmiştir. Başka birinden öğrenmiş gibi olur.

Musannif, Kafi isimli kitabında bunu tashih etti, her halde namazı bozulur dedi. Serahsi’nin tashihine tabi olarak.

Ebu hanife’nin bir başka delili:

Ebi Davud’un, ibni Abbas’tan tahriç ettiği hadisi şeriftir. Şöyle demiştir:
Emiru-l Mu’minin, insanlara mushaftan okuyarak imamlık yapmaktan bizi men etti.” Bu nehyi, fesadı gerektirir.
Duvarda mihrabta yazılı olanı okumasıyla da namazı bozulur. Az veya çok olması eşittir.
İmamey’ne (İmam Muhammed ve İmam Yusuf) göre namaz bozulmaz fakat mekruhtur. Ancak mezhebin fetvası İmamı A’zam’ın sözüdür. (Namazı bozulur.)

Çünkü namaz içinde Kur'an-ı Kerimi tutup açmak, yapraklarını çevirmek, bakmak amel-i kesir olduğu gibi aynı zamanda, Kur'ana bakarak namaz kılmak, Kur'andan telkin yoluyla öğrenmek demektir. Birinin talimi ile namaz kılmak gibidir. Halbuki namazda iken hariçten birinin Kur'an'dan ayet telkini namazı bozar. Bu itibarla ona göre Kur'andan yüzüne bakarak okumak da telkin gibi olduğundan caiz değildir.

İmam Ebu Yusuf ve Muhammed; mekruh olmakla birlikte yüzüne bakarak okumaya cevaz vermişlerdir. (Tahavî, Muhtasar-ı İhtilafı'l-Ulema, 1/208; Şâşî, Hılyetu'l-Ulema, 2/89)

Çünkü Mushaf okumak ibadet olup, namaz kılarken yapılırsa başka bir ibadete ilave olmuş olur. Bunun bir zararı yoktur. Mekruh olmasının sebebi, ehl-i kitabın yaptıklarına benzemesinden dolayıdır.


Şafiî, Malikî ve Hanbelî mezheblerine göre ise: Teravih namazını Kur'anı Kerim'in yüzünde okuyarak kılmak caizdir. Cevaz verenler nafile namazlar için olduğunu ifade etmişlerdir.

Hanbelîler, namazda Mushafa bakarak okumayı caiz görmüşlerdir. Ancak Kur'an'ı ezbere bilen kimse için bunu mekruh saymışlardır. Çünkü böyle yapmak namazdaki huzurdan ve secde yerine bakmaktan insanı alıkor. Nitekim farz namazlarda mutlak olarak mekruhtur. Çünkü âdette Kur'an'ı ezbere bilen kimse Mushafa bakmaya muhtaç olmaz.

Bu iki durumun dışında Kur'an'ı işitmeye ve onunla kıyamda durmaya ihtiyaç bulunduğu için Mushafa bakarak namaz kılmak mubah olur.

Bu şekilde namaz kılarken "amel-i kesir" sayılabilecek hareketlerden uzak durulması gerektiği şart koşulmuştur.


Amel-i Kesir de genelde iki şekilde tarif edilmiştir:
Dıştan bakan bir insanı namaz kılmadığı kanaatine sevk etmek veya namaz içinde mushafı tutup bir yere koyma, sayfalarını açma sonra okuma gibi bu şekilde peşi peşine arada uzun fasıla olmadan yapılan 3 harekette bulunmak.

Teravih namazının mushafın yüzünden okunarak kılınmasına cevaz veren yaklaşımın delili şu rivayettir:

Aişe (r.anha) validemizin kölesi Zekvan, “Ramadan ayında Kur'an'ı yüzünden okuyarak Aişe'ye hatimle teravih namazı kıldırırdı”. (Bu hadisi Ebu Bekir el-Esrem ile İbni Ebu Dâvud, Aişe (r.anha)'den rivayet etmişlerdir. Ayrıca İbn-i Sahnun, Mudevvene, 1/224)

İmam Zuhri'ye (Hanefi Mezhebi İmamlarından)de Ramadan'da Mushafa bakarak okuyan kimseden soruldu. "Bizim en hayırlılarımız Mushafa bakarak okurlardı." cevabını verdi.


İmam Zuhri'ye de Ramadan'da Mushafa bakarak okuyan kimseden soruldu. "Bizim en hayırlılarımız Mushafa bakarak okurlardı." cevabını verdi.

Allah Rasulu (s.a.v.) : "Beni nasıl namaz kılarken görüyorsanız siz de o şekilde kılın" buyurmuştur.
(Buharî, Ezan, 18; Ahmed b. Hanbel, Musned, 5/53)

*********
169 - 170. Namazda Hareket

ebu Muaykib (r.anh)'den rivayete göre ;
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Namazda iken sakın çakıl taşlarını düzeltme! Mutlaka yapmak gerekirse 1 sefer düzeltirsin"
(Muslim, Mesacid: 12 ; İbn Mace, İkame: 62; ebu Davud; Namaz Bahsi, C. 1, S: 376, Hadis no. 946 Konya yayıncılık)


Abdullah b. Mes'ud'un rivayetine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle demiştir:
"Namaz pek büyük bir meşguliyettir (dolayısıyla başka şeylerle meşgul olunmaz) buyurdu.
(Buhari, Menakibub-ul Ensar: 37; Muslim, Mesacid: 34; ebu Davud; Namaz Bahsi, C. 1, S: 367, Hadis no. 923 Konya yayıncılık)

Aişe (r.anha)dan rivayete göre şöyle demiştir:
Rasulullah (s.a.v.) bir defa kendisine hediye edilen çizgili bir elbise içerisinde namaz kılmıştı da (kendisini meşgul ettiğinden dolayı onu hediye eden kimseye götürülmesini emrederek) "Bu elbisenin çizgileri beni meşgul etti. Siz bunu ebu Cehm'e götürün, onun (çizgisiz elbisesi olan) enbicaniyesini de bana getirin" buyurdu.
(Buhari, Salat: 14 ; Muslim, Mesacid: 61; ebu Davud; Namaz Bahsi, C. 1, S: 364, Hadis no. 914 Konya yayıncılık)

Ebu Zerr (r.anh) den rivayete göre , şöyle demiştir: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Kul namazında sağa sola dönüp bakmadığın sürece Allah o kuluna rahmetiyle yönelmeye devam eder. Kul sağa sola dönerek bakındığı an Allah'ta ona yönelmekten vazgeçer".
(Nesei, Sehv: 10 ; Darimi, Salat: 134; ebu Davud; Namaz Bahsi, C. 1, S: 362, Hadis no. 908 Konya yayıncılık)

944. ...Ebû Hurayra'den; demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.), -namazı kastederek- şöyle buyurdu:
"Namazda (imamın hatasını bildirmek için) SubhânAllah demek erkekler içindir, el çırpmak da kadınlar içindir. Kim namazında anlaşılabilecek bir işarette bulunursa, tekrar ona geri dönsün." (Bununla namazı kastediyor).
(Dârakutnî, Sunen, II, 83; Beyhakî, es-Sunenı'l-kubrâ, II, 246, 247, 262; VI, 246)


943. ...Enes b. Mâlik'den rivayete göre; "Peygamber (s.a.v.) namazda bazen işaret ederdi".
(Dârakutnî, Sunen, II, 84.

Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/487; Abdullah Parlıyan, Ebu Davud, C 1 s. 375-376, Konya yayıncılık)

Açıklama
Bu hadis-i şerifte bir ihtiyaçtan dolayı namazda işaret etmenin caiz olduğu ifade edilmektedir. Ancak bu işaretten maksadın ne olduğu konusunda iki görüş vardır:
1. Verilen bir selâmı almak gibi bir ihtiyaç için şehâdet parmağıyla işarette bulunmak,
2. Namaz içerisinde teşehhudde parmakla işarette bulunmak. Buradaki işaretin birinci mânâdaki işaret olması kuvvetle muhtemeldir. Nitekim 602 numaralı hadis-i şerif de buna delâlet etmektedir.
Ancak 923 - 925 numaralı hadis-i şeriflerde beyân edildiği gibi, bu nevi işaretleşmeler İslâmın ilk zamanlanandaydı, daha sonra 923 numaralı hadis ile neshedildi. Nitekim İbn Hazm el-Hemedânî de bu goruşü paylaşmaktadır.
(Hâzimî, el-İ'tibâr fi'n-nasihi ve'1-mensûhi mine'l-âsâr, 74 . Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/487)

944. ...Ebû Hurayra'den; demiştir ki:
Rasûlullah (s.a.v.), -namazı kastederek- şöyle buyurdu: "SubhânAllah demek erkekler içindir, el çırpmak da kadınlar içindir. Kim namazında anlaşılabilecek bir işarette bulunursa, tekrar ona geri dönsün." (Bununla namazı kastediyor).
(Dârakutnî, Sunen, II, 83; Beyhakî, es-Sunenı'l-kubrâ, II, 246, 247, 262; VI, 246)


949. ...Zeyd b. Erkam (r.anh)den; demiştir ki: Biz namazda yanımızdaki adamla konuşurduk. Nihayet "İçten bağlılıkla Allah'ın huzurunda durunuz" (Bakara 238) ayeti indi. Böylece susmakla emrolunduk. Konuşmaktan nehyedildik.
(Muslim, mesâcıd 35; Nesâî, sehv'20; Tirmızî, mevâkît 180; Ahmed b. Hanbel, IV, 368. Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/494; Abdullah Parlıyan, Ebu Davud, C 1 s. 378 Konya yayıncılık)

********
Amel-i Kesir (Peş peşe Çok İş Görmek)
Muctehidler, yanılarak da olsa, peş peşe çok iş görmekle namazın batıl olacağında ittifak etmişlerdir. Namaz işlerinden olmayan yahut namaza fayda sağlamayan çok iş görmek sebebiyle namaz batıl olur.

Hanefilere göre: Zevaid tekbirlerinde elleri kaldırmak sebebiyle namaz bozulmaz, fakat mekruh olur. Amel-i Kesir (çok iş); "dışarıdan bakanın, bu işi yapan kimsenin namazda olmadığı hususunda hiç şubheye düşmediği iş"tir. Eğer bu işi yapana bakan kişi, namazda olup olmadığı hususunda şubheye düşerse bu iş, en doğru olan görüşe göre, az iştir.

Mâlikilere göre; Sakal ile oynamak, elbisenin bir ucunu omuzuna atmak, önünden geçene eli ile engel olmak gibi çok işleri yapmakla namaz batıl olur. Az iş görmek yahud basit işler yapmakla namaz batıl olmaz İşarette bulunmak, vücudu kaşımak gibi. Çok iş görmek ile az iş görmek arasında bulunan vasat işleri yapmaya gelince: Bunlardan namaz kıldığı yerden hafifçe oynamak gibi vasat işler yanılarak yapılırsa namazı bozmaz, bilerek işenirse namazı batıl olur.

Şafii ve Hanbelilere göre; İster yanılarak ister bilerek olsun, çok iş görmekle namaz batıl olur, fakat az iş görmekle batıl olmaz. Görülen işin çokluğu ise örf ile bilinir. 2 adım atmak, 2 darbe vurmak az iştir. Peş peşe 3 adım atmak yahut 3 darbe vurmak Şafii'lere göre çok iştir. Peş peşe olmanın manası, bu işlerden birinin diğerinden ayrı yapılmış sayılmamasıdır.

Fazla sıçramaktan ötürü namaz batıl olur. Çünkü sıçramak, namaza ters düşen bir harekettir.
En sağlam görüşe göre, parmakları tesbih için tesbih yada benzeri ile hareket ettirmek yahud parmaklar ile bir yerini kaşımak gibi peş peşe yapılan hafif hareketler namazı bozar. Namaz kılanın dilini, göz kapaklarını veya dudaklarını hareket ettirmesi yahut arka arkaya bir kaç kere zikirde bulunması gibi hareketlerde de namaz bozulmaz.

Namaz hareketleri dışında adeten az sayılan işler namaza zarar vermez. Çünkü Peygamber (s.a.v.) namaz kılarken Aişe (r.anha) ye kapıyı açmış, kızının kızı Umame'yi sırtında taşıdığı halde namaz kılmış, yine onu namazda iken sırtından indirmiştir. (Buharî ve Muslim'in rivayetinde sabittir ki: "Peygamber (s.a.v.), kızının kızı Umame kucağında olduğu hâlde namaz kılmıştır. Secdeye gittiği zaman onu yere kor, kalkınca yine kucağına alırdı." Yine Peygamber (s.a.v.) “namaz kılarken de olsa yılan ile akrebin öldürülmesini emretmiştir. Ayrıca Peygamber (s.a.v.) “namazda iken takunyalarını ayağından çıkarmıştır.)

Çok da olsa, ayrı ayrı yapılan işler namaza zarar vermez. Bunun gibi, hastalık ve benzeri özürler sebebiyle, namaz kılacak muddetin tamamını kapsayacak olan, mutlaka bir hareketi yapmayı gerektiren hastalık gibi özürler sebebiyle meydana gelen işlerde namazı bozmaz.
İhtiyaç olmaksızın, peş peşe yapılmayan çok iş görmek mekruhtur.

Hanbelilere göre; çok iş sayı ile sınırlanmamıştır.
Şafiiler şunu da ilave ediyorlar (Haşiye el-Bâcurî alâ İbni'l-Kâsım, 1.184.): Namazda amel-i kesir (çok iş) velev ki bir çok uzuvla da yapılmış olsa, 3 veya daha fazla miktarda iş görmekle bilinir. Mesela elini 3 kere hareket ettirmek, yahut başını 3 kere hareket ettirmek gibi. Elin gidip gelmesi orada durma olmadığı muddetce bir hareket sayılır. İster eski yerine dönsün, ister dönmesin. Fakat, ayağın gidip gelmesi 2 hareket olarak kabul edilir. Daha önceden biliyoruz ki, fazla bir şekilde sıçramak çok iş görmek gibidir. Bedenin bütününü yahud büyük bir çoğunluğunu, ayaklarını hareket ettirmeden de olsa hareket ettirmek de “çok iş görmek” hükmündedir.

Çok iş görmekle namazın bâtıl olmasının mahalli, ağır bir uzuv ile yapılmış olmasıdır. Eğer çok iş hafif bir uzuv ile yapılırsa o takdirde namaz bozulmaz. Tesbih için yahud gerdanlığını çözmek için avucunu hareket ettirmeksizin parmaklarını oynatmak yahut dilini, göz kapaklarını, dudağını hareket ettirmek yahut bir kaç kere de olsa dudakları ile zikretmek gibi hereketler hafif hareketlere örnektir. Çünkü bu gibi hareketler, namazdaki huşu ve tazime engel olmaz. Dolayısıyla az işlere benzemektedirler.

Bir kimse namazda yaptığı bir hareketin az iş mi yoksa çok iş mi olduğu hususunda tereddut gösterse mutemet olan görüşe göre bu hareketin namazın sıhhatine her hangi bir tesiri yoktur.
Namaz kılarken az da olsa çok da olsa konuşmanın namazı bozması ile, namazı ancak çok iş yapmak bozar hükmü arasındaki fark şudur :
Namazda bir işi yapmaktan sakınmak mümkün değildir. Dolayısıyla namazda yapılan işlerin azı afv edilmiştir. Çünkü az işler namaza engel teşkil etmez. Konuşmak ise böyle değildir.
Şafiilere göre ise bile bile konuşmak böyle değildir


Namazda Yürümek:
Namaz kılan kimse kıbleye doğru kesik adımlar atmak suretiyle yürürse meselâ, her adım atma arasını bir rukun eda edecek kadar (3 defa subhanAllah diyecek kadar) zaman ile ayırır ve durursa, sonra bu şekilde ileriye doğru yürürse, mekan değişmediği sürece çok da yürüse bundan ölürü namaz bozulmaz.
Mekân değişikliğinden kastedilen, mescidden dışan çıkmak (önü açık mescidler için söz konusudur) yahud açıkta namaz kılmıyorsa safların sınırını geçmek gibi durumlardır. Bu gibi durumlar olmadığı takdirde, yukarıda söylendiği şekilde namazda yürümek namazı bozmaz.
(İslam Fıkhı Ansiklopedisi, Prof. Dr. Vehbe Zuhayli, C. 2, sf: 147-149)
 

Ekli dosyalar

  • kuran.jpeg
    kuran.jpeg
    40.9 KB · Görüntüleme: 11
A Çevrimdışı

Askalani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
öncelikle Rahman razı olsun kardeşim, ancak cevabı hala anlayamadım.
teravih namazlarında bu şekilde uygulaması var zaten bunu sorumda belirtmiştim, benim sorduğum; bu uygulamanın farz namazlarında olabilme ihtimali.yada şöyle söyleyeyim farz namazlarında bu olabilir mi olmazsa ne ye göre olmaz, olursa neye göre olur?.
( burada mezhep imamlarının değil Resulullahın sav hayatından örnek verilip ona göre hüküm söylenirse memnun olurum.Dinde geçerli kılınan da budur değil mi.
 
ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
öncelikle Rahman razı olsun kardeşim, ancak cevabı hala anlayamadım.
teravih namazlarında bu şekilde uygulaması var zaten bunu sorumda belirtmiştim, benim sorduğum; bu uygulamanın farz namazlarında olabilme ihtimali.yada şöyle söyleyeyim farz namazlarında bu olabilir mi olmazsa ne ye göre olmaz, olursa neye göre olur?.
( burada mezhep imamlarının değil Resulullahın sav hayatından örnek verilip ona göre hüküm söylenirse memnun olurum.Dinde geçerli kılınan da budur değil mi.
Kardeşim Farz namazda olsa zaten Rasulullahın hayatından hadis aktarırdık.
Ayrıca alimlerin ictihadlarından da olur diyen bulunmamaktadır.
Sadece nafile namazda- teravihte belli şartlarla izin veren alimler vardır.

Önceki mesajda en son alta yazdığım son hadis-i şerif sorunuzun cevabını göstermektedir :

Allah Rasulu (s.a.v.) : "Beni nasıl namaz kılarken görüyorsanız siz de o şekilde kılın" buyurmuştur.

(Buharî, Ezan, 18; Ahmed b. Hanbel, Musned, 5/53)
 
A Çevrimdışı

Askalani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim Farz namazda olsa zaten Rasulullahın hayatından hadis aktarırdık.
Ayrıca alimlerin ictihadlarından da olur diyen bulunmamaktadır.
Sadece nafile namazda- teravihte belli şartlarla izin veren alimler vardır.

Önceki mesajda en son alta yazdığım son hadis-i şerif sorunuzun cevabını göstermektedir :

Allah Rasulu (s.a.v.) : "Beni nasıl namaz kılarken görüyorsanız siz de o şekilde kılın" buyurmuştur.
(Buharî, Ezan, 18; Ahmed b. Hanbel, Musned, 5/53)

eyvALLAH kardeş sağolasın
 
eL_Muhacir Çevrimiçi

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Genelde bu görüntüyü kabede namaz kılan cemaatte çok görürdüm şuana kadar hiç merak etmedim sormak için ama güzel bir kardeşimiz sormuş ve konu hakkında delil getiren ahiden RABBİM razı olsun

güncel
 
F Çevrimdışı

ferbay1

Üye
İslam-TR Üyesi
999_kurani_kerim.jpg




Mushaf'tan Okumak
Aişe'nin (r.a.) azadlısı Zekvan, Ramadan ayında mushaftan okuyarak Aişe'ye imamlık yapardı. Mâlik ve Şafiî de bu görüştedir.
Nevevi şöyle demiştir: "Namazda mushafın yapraklarını bazan çevirse, namaz bozulmaz. Eğer Kur an'dan başka yazılı bir kâğıda baksa ve kendi içinden bunu tekrar etse, uzun da olsa namaz bozulmaz, fakat mekruhtur. Şafiî 'İmlâ' adlı kitabında bunu ifade etmiştir."
Fıkhu's- Sunne; Seyyid Sabık, C. 1, Namazda Mubah Olan Şeyler/265



İmam Azam Ebu Hanife'ye göre hafız olmayan bir insanın Kur'an'ı Kerim'i yüzünden okuyarak namaz kılması, namazını bozar.
Bahru'r raik isimil kitabta şu açıklamalar vardır:
Mushaf’tan okuması, Ebu Hanife’ye göre namazı bozar. İki yönden izahı vardır:
1. si : Mushafı taşımak, ona bakmak, sayfalarını açıp kapamak ameli kesirdir.
2. si : Mushaftan bir şey alıp öğrenmiştir. Başka birinden öğrenmiş gibi olur.

Musannif, kafiisimli kitabında bunu tashih etti, her halde namazı bozulur dedi. Serahsi’nin tashihine tabi olarak.
Ebu hanife’nin bir başka delili:
Ebi Davud’un, ibni Abbas’tan tahriç ettiği hadisi şeriftir. Şöyle demiştir:
“Emiru-l Mu’minin, insanlara mushaftan okuyarak imamlık yapmaktan bizi men etti.” Bu nehyi, fesadı gerektirir.
Duvarda mihrabta yazılı olanı okumasıyla da namazı bozulur. Az veya çok olması eşittir.
İmameyne göre namaz bozulmaz fakat mekruhtur. Ancak mezhebin fetvası İmamı A’zam’ın sözüdür. (Namazı bozulur.)

Çünkü namaz içinde Kur'an-ı Kerimi tutup açmak, yapraklarını çevirmek, bakmak amel-i kesir olduğu gibi aynı zamanda, Kur'ana bakarak namaz kılmak, Kur'andan telkin yoluyla öğrenmek demektir. Birinin talimi ile namaz kılmak gibidir. Halbuki namazda iken hariçten birinin Kur'an'dan ayet telkini namazı bozar. Bu itibarla ona göre Kur'andan yüzüne bakarak okumak da telkin gibi olduğundan caiz değildir.

İmam Ebu Yusuf ve Muhammed mekruh olmakla birlikte yüzüne bakarak okumaya cevaz vermişlerdir. (Tahavî, Muhtasar-ı İhtilafı'l-Ulema, 1/208; Şâşî, Hılyetu'l-Ulema, 2/89)
Çünkü Mushaf okumak ibadet olup, namaz kılarken yapılırsa başka bir ibadete ilâve olmuş olur. Bunun bir zararı yoktur. Mekruh olmasının sebebi, ehl-i kitabın yaptıklarına benzemesinden dolayıdır.


Şafiî, Malikî ve Hanbelî mezheblerine göre ise teravih namazını Kur'anı Kerim'in yüzünde okuyarak kılmak caizdir. Cevaz verenler nafile namazlar için olduğunu ifade etmişlerdir.
Hanbelîler, namazda Mushafa bakarak okumayı caiz görmüşlerdir. Ancak Kur'an'ı ezbere bilen kimse için bunu mekruh saymışlardır. Çünkü böyle yapmak namazdaki huzurdan ve secde yerine bakmaktan insanı alıkor.
Nitekim farz namazlarda mutlak olarak mekruhtur. Çünkü âdette Kur'an'ı ezbere bilen kimse Mushafa bakmaya muhtaç olmaz. Bu iki durumun dışında Kur'an'ı işitmeye ve onunla kıyamda durmaya ihtiyaç bulunduğu için Mushafa bakarak namaz kılmak mubah olur.
Bu şekilde namaz kılarken "amel-i kesir" sayılabilecek hareketlerden uzak durulması gerektiği şart koşulmuştur.
Ameli kesir de genelde iki şekilde tarif edilmiştir:
Dıştan bakan bir insanı namaz kılmadığı kanaatine sevketmek veya namaz içinde mushafı tutup bir yere koyma, sayfalarını açma sonra okuma gibi bu şekilde peşi peşine arada uzun fasıla olmadan yapılan 3 harekette bulunmak.


Teravih namazının mushafın yüzünden okunarak kılınmasına cevaz veren yaklaşımın delili şu rivayettir:
Hz. Aişe (r.a.) validemizin kölesi Zekvan, Ramadan ayında Kur'an'ı yüzünden okuyarak Hz. Aişe'ye hatimle teravih namazı kıldırırdı.
( Bu hadisi Ebu Bekir el-Esrem ile Ibni Ebu Dâvud Hz. Aişe (r.a.)'den rivayet etmişlerdir. Ayrıca İbn-i Sahnun, Mudevvene, 1/224)

İmam Zuhri'ye de Ramadan'da Mushafa bakarak okuyan kimseden soruldu. "Bizim en hayırlılarımız Mushafa bakarak okurlardı." cevabını verdi.

Allah Rasulu (s.a.v.) : "Beni nasıl namaz kılarken görüyorsanız siz de o şekilde kılın" buyurmuştur.
(Buharî, Ezan, 18; Ahmed b. Hanbel, Musned, 5/53)


abdulhak kardeş senin yazılarını severek okuyorum yalnız ameli kesir ayrımını neye göre yapacağız. hangi hareketlerin namazı bozup, hangisinin namazı bozmadığını kim belirleyecek eğer biz kendimiz bu adam namazda değil galiba fikri ile belirleyeceksek şayet kişilerin hükmü geçerli olur. fıkıhta böyle kavramı Allah rasulü koymuş olsa sorun yokta namazın bozulup bozulmayacağı 3 hareket denmiş mesela bunun delili sünnette var mı? 1 rükunda üç kere kaşıdın namaz bozuldu delilin nerde? kuran ve sünnetten şayet bu deliller çıkıyorsa problem yokta kimine göre 3 hareket kimine göre 5 hareket gibi kişilerin vereceği fetvalar işin içine girerse işimiz zor gibi.


aşağıdaki hadisleri ameli kesire göre nasıl açıklarız?

Ebû Katâde [553] {radiyallâhu anh) anlatıyor; 'Rasululiah (saihUâhu aleyhi ve sel-letn) namaz kılarken Ömârne bintu Zeyneb'i [554] kucağında tutuyordu. Secde ettiği zaman bırakıyor, kıyama kalktığı zaman kucağına alıyordu.[555]

Aişe (radiyallâhu anhâ) anlatıyor; 'Rasulullah (saihllâhu aleyhi vesellem) evde namaz kılıyordu. Kapı kapalıydı. Ben geldim kapıyı açmasını istedim. Yürüyüp bana kapıyı açtı. Sonra namaz kıldığı yere döndü. Kapı kıble tarafındaydı.[556]

hanefi mezhebine bağlı kardeşler bu hadisten 3 hareketi nasıl çıkardılar ben merak ediyorum.

Ebû Hureyre (radiyallâhu anh) anlatıyor; 'Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) namazda iki siyahın: akrep ve yılanın, öldürülmesini emretti.[558]

El-Kâsım anlatıyor; 'Âişe (radiyallâhu anhâ) Ramazan ayında Kurân'dan okuyarak namaz kılıyordu.[576]

El-Kâsım anlatıyor; 'Bir köle [577] Âişe'ye imamlık yapıyor ve Kurandan okuyordu.[578]


553] Haris bin Reb'iy el-Ensârî radiyallâhu anh. Ebû Katâde künyesiyle meşhur olmuştur, (Çev.)

[554] Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in torunu. (Çev.)

[555] Buhârî, 516; Müslim, 543; vdğ.

[556] Tirmîzî, 598; Ebû Dâvûd, 922; Nesâî, 3/11; Albâni, 'hasen1 olarak dere-celendirmiştir.

558] Ebû Dâvûd, 921; Nesâî, 1202; Tirmîzî, 390; İbni Mâce, 1245. Lafız İbni Mâce'ye aittir. Sahih hadistir.

576] Abdurrezzâk, el-Musannef 2/240; İbni Ebû Dâvûd, el-Meöhif, 192.

[577] Bu, Aişe validemizin kölesi Ebû Amir Zekvân'dır. O zamanlar çocuktu. Ramazan ayında Âişe validemiz, onun imamlığında nafile namaz kılmıştır. (Çev.]

[578] Buhârİ. Ezan Bölümü, Kölenin İmameti Konusunda, 'muallak' olarak zikretmiştir. İbni Ebî Şeybe 'mevsul' olarak nakletmiştir. 2/338; îbni Ebû Dâvûd, el-Meöhif, 192.

Not : 1
Ebi Davud’un, ibni Abbas’tan tahriç ettiği hadisi şeriftir. Şöyle demiştir:
“Emiru-l Mu’minin, insanlara mushaftan okuyarak imamlık yapmaktan bizi men etti.” Bu nehyi, fesadı gerektirir.
(Bu hadisin geçtiği kaynağı yazarmısın merak ettim?

Not: 2 Bu hadisi delil getirerek mushafa bakarak okunmaz mı demek istediniz? şayet böyle dediyseniz mushaf peygamber efendimizin zamanında kitap halinde değildi ayrıca bu konuda yasakladığı hadis var mı ona bakmamız gerekmez mi? bu usule göre Hz. Ayşe annemiz ve imamlar yanlış yapmış yanlış fetva vermiş olmaz mı? Bu hadisi delil getirerek sahabenin yaptığı uygulama (RAmazan ayında mushafa bakarak okuma) yanlış demek usulen bence doğru değil gibi en iyisini Allah bilir. hakkınız helal edin yanlış anladıysam.
Allah Rasulu (s.a.v.) : "Beni nasıl namaz kılarken görüyorsanız siz de o şekilde kılın" buyurmuştur.
(Buharî, Ezan, 18; Ahmed b. Hanbel, Musned, 5/53)

 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Amel-i Kesir (Peşpeşe Çok İş Görmek)

Muctehidler, yanılarak da olsa, peşpeşe çok iş görmekle namazın batıl olacağında ittifak etmişlerdir. Namaz işlerinden olmayan yahut namaza fayda sağlamayan çok iş görmek sebebiyle namaz batıl olur.

Hanefilere göre: Zevaid tekbirlerinde elleri kaldırmak sebebiyle namaz bozulmaz, fakat mekruh olur. Amel-i Kesir (çok iş); "dışarıdan bakanın, bu işi yapan kimsenin namazda olmadığı hususunda hiç şubheye düşmediği iş"tir. Eğer bu işi yapana bakan kişi, namazda olup olmadığı hususunda şubheye düşerse bu iş, en doğru olan görüşe göre, az iştir.

Malikilere göre; Sakal ile oynamak, elbisenin bir ucunu omuzuna atmak, önünden geçene eli ile engel olmak gibi çok işleri yapmakla namaz batıl olur. Az iş görmek yahud basit işler yapmakla namaz batıl olmaz İşarette bulunmak, vücudu kaşımak gibi. Çok iş görmek ile az iş görmek arasında bulunan vasat işleri yapmaya gelince: Bunlardan namaz kıldığı yerden hafifçe oynamak gibi vasat işler yanılarak yapılırsa namazı bozmaz, bilerek işenirse namazı batıl olur.

Şafii ve Hanbelilere göre; İster yanılarak ister bilerek olsun, çok iş görmekle namaz batıl olur, fakat az iş görmekle batıl olmaz. Görülen işin çokluğu ise örf ile bilinir. 2 adım atmak, 2 darbe vurmak az iştir. Peşpeşe 3 adım atmak yahut 3 darbe vurmak Şafii'lere göre çok iştir. Peşpeşe olmanın manası, bu işlerden birinin diğerinden ayrı yapılmış sayılmamasıdır.

Fazla sıçramaktan ötürü namaz batıl olur. Çünkü sıçramak, namaza ters düşen bir harekettir.
En sağlam görüşe göre, parmakları tesbih için tesbih yada benzeri ile hareket ettirmek yahud parmaklar ile bir yerini kaşımak gibi peş peşe yapılan hafif hareketler namazı bozar. Namaz kılanın dilini, göz kapaklarını veya dudaklarını hareket ettirmesi yahud arka arkaya bir kaç kere zikirde bulunması gibi hareketlerde de namaz bozulmaz.

Namaz hareketleri dışında âdeten az sayılan işler namaza zarar vermez. Çünkü Peygamber (s.a.v.) namaz kılarken Aişe (r.anha) ye kapıyı açmış, kızının kızı Umame'yi sırtında taşıdığı halde namaz kılmış, yine onu namazda iken sırtından indirmiştir. (Buharî ve Muslim'in rivayetinde sabittir ki: "Peygamber (s.a.v.), kızının kızı Umame kucağında olduğu hâlde namaz kılmıştır. Secdeye gittiği zaman onu yere kor, kalkınca yine kucağına alırdı." Yine Peygamber (s.a.v.) “namaz kılarken de olsa yılan ile akrebin öldürülmesini” emretmiştir. Ayrıca Peygamber (s.a.v.) “namazda iken takunyalarını ayağından çıkarmıştır)

Çok da olsa, ayrı ayrı yapılan işler namaza zarar vermez. Bunun gibi, hastalık ve benzeri özürler sebebiyle, namaz kılacak muddetin tamamını kapsayacak olan, mutlaka bir hareketi yapmayı gerektiren hastalık gibi özürler sebebiyle meydana gelen işlerde namazı bozmaz.
İhtiyaç olmaksızın, peşpeşe yapılmayan çok iş görmek mekruhtur.

Hanbelilere göre; çok iş sayı ile sınırlanmamıştır.

Şafiiler şunu da ilave ediyorlar (Haşiye el-Bâcurî alâ İbni'l-Kâsım, 1.184): Namazda amel-i kesir (çok iş) velev ki bir çok uzuvla da yapılmış olsa, 3 veya daha fazla miktarda iş görmekle bilinir. Mesela elini 3 kere hareket ettirmek, yahut başını 3 kere hareket ettirmek gibi. Elin gidip gelmesi orada durma olmadığı muddetce bir hareket sayılır. İster eski yerine dönsün, ister dönmesin. Fakat, ayağın gidip gelmesi 2 hareket olarak kabul edilir. Daha önceden biliyoruz ki, fazla bir şekilde sıçramak çok iş görmek gibidir. Bedenin bütününü yahut büyük bir çoğunluğunu, ayaklarını hareket ettirmeden de olsa hareket ettirmek de “çok iş görmek” hükmündedir.

Çok iş görmekle namazın batıl olmasının mahalli, ağır bir uzuv ile yapılmış olmasıdır. Eğer çok iş hafif bir uzuv ile yapılırsa o takdirde namaz bozulmaz. Tesbih için yahud gerdanlığını çözmek için avucunu hareket ettirmeksizin parmaklarını oynatmak yahud dilini, göz kapaklarını, dudağını hareket ettirmek yahud bir kaç kere de olsa dudakları ile zikretmek gibi hareketler hafif hareketlere örnektir. Çünkü bu gibi hareketler, namazdaki huşu ve tazime engel olmaz. Dolayısıyla az işlere benzemektedirler.

Bir kimse namazda yaptığı bir hareketin az iş mi yoksa çok iş mi olduğu hususunda tereddut gösterse mutemet olan görüşe göre bu hareketin namazın sıhhatine her hangi bir tesiri yoktur.
Namaz kılarken az da olsa çok da olsa konuşmanın namazı bozması ile, namazı ancak çok iş yapmak bozar hükmü arasındaki fark şudur :
Namazda bir işi yapmaktan sakınmak mümkün değildir. Dolayısıyla namazda yapılan işlerin azı avfedilmiştir. Çünkü az işler namaza engel teşkil etmez. Konuşmak ise böyle değildir.
Şafiilere göre ise bile bile konuşmak böyle değildir

Namazda Yürümek:

Namaz kılan kimse kıbleye doğru kesik adımlar atmak suretiyle yürürse meselâ, her adım atma arasını bir rukun eda edecek kadar ( 3 defa subhanellah diyecek kadar) zaman ile ayırır ve durursa, sonra bu şekilde ileriye doğru yürürse, mekan değişmediği sürece çok da yürüse bundan ötürü namaz bozulmaz.
Mekân değişikliğinden kastedilen, mescidden dışan çıkmak (önü açık mescidler için söz konusudur) yahut açıkta namaz kılmıyorsa safların sınırını geçmek gibi durumlardır. Bu gibi durumlar olmadığı takdirde, yukarıda söylendiği şekilde namazda yürümek namazı bozmaz.
(İslam Fıkhı Ansiklopedisi Prof. Dr. Vehbe Zuhayli, c. 2, s. 147-149)


*******

Mushaf'tan Okumak
Rabb'in, senin ve beraberindekilerin gecenin üçte ikisini, yahut yarısını, yahut üçte birini (namaz için) uyanık geçirdiğini bilir. Gecenin ve gündüzün ölçüsünü koyan Allah, sizin onu küçümsemeyeceğinizi bilir ve bu sebeble O rahmetiyle size yaklaşır. O halde Kur’an’ın kolayca okuyabileceğiniz kadarını okuyun. Allah, zaman zaman içinizde hastalar, Allah’ın lutfunu aramak için yola koyulanlar ve Allah yolunda savaşa çıkanlar olacağını bilir. Öyleyse ondan (yalnızca) kolayca okuyabileceğiniz kadarını okuyun, namazınızda devamlı ve dikkatli olun ve karşılıksız harcamada bulunun ve (böylece) Allah’a güzel bir borç verin çünkü kendi adınıza güzel ne iş yaparsanız karşılığını aynen Allah katında görürsünüz; evet, daha iyi ve daha zengin bir ödül olarak. Ve (daima) Allah’ın bağışlayıcılığını arayın. Kuşkusuz Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır. (Muzemmil 70)

Buhârî’ni bu rivayetini, Ebû Dâvûd, Kitâbu’l-Mesâhif'te Eyyûb ibn Ebî Melike yoluyla, İbn Ebî Şeybe de Vekî’-Hişâm ibn Urve-Ebubekr ibn Ebî Melike ve Ebû Melîke- Âişe’den nakletmiştir. Anlamı şöyledir:

Aişe'nin (r.anha) azadlısı Zekvan, Ramadan ayında mushaftan okuyarak Aişe'ye imamlık yapardı. (Buhari; Ezan, 54) Mâlik ve Şafiî de bu görüştedir.
Mushaf’tan okuyarak namaz kılmayı câiz görenler (İbnu Sîrîn, Hasan, Hakem, Atâ)bu hadisle amel ederler… Aynî şu açıklamayı sunar:
“Hadisin zâhiri, Mushaf’ın yüzünden namaz sırasında kırâatı yürütmenin câiz olduğuna delâlet eder.”
İbnu Sîrîn, Hasan Basrî, el-Hakem ve Atâ böyle hükmetmiştir.
Enes , namaz kılar, arkadaki bir köle onun için Mushaf’ı tutardı. Eğer bir ayette yanılacak olsa Mushaf’ı onun için açıverirdi.

İmam Mâlik, Ramadandaki (terâvih) namazında bunun câiz olduğuna hükmettiAynî, bahsi şöyle bağlar: “Derim ki: Namazda mushafın yüzünden kırâat, Ebû Hanîfe nezdinde namazı bozar, çünkü amel-i kesîrdir. Ebû Yusuf ve Muhammed’e göre câizdir, çünkü mushafa bakmak da ibadettir, ancak yine de mekruhtur, çünkü bu davranışta Ehl-i Kitab’a benzeme var… İmam Mâlik ve Ahmed’den gelen bir rivâyete göre onlar nazarında, bu sadece nafile namazlarda namazı bozmaz.”

Bu rivayet, namazda Mushafa bakarak okumanın caiz olduğuna delîl sayılmıştır. Ancak kimi de "amel-i kesîr" olur gerekçesiyle, Mushaftan okumanın caiz olmadığını söylemiştir.


Bu konuyu ele alan Hidâye sahibi Burhânu’d-dîn Ebû’l-Hasan Alî el-Marğînânî (ö. 593 H.) şöyle demiştir:
İmâm, Mushaftan okursa Ebu Hanîfe’ye göre namaz bozulur. İmâmeyn (Ebû Yûsuf ve Muhammed)e göre namaz tamdır, çünkü bu durumda ibâdet, ibâdete eklenmiş olur. Ancak bu, Kitab ehlinin eylemine benzediğinden mekruhtur."


Hidâye şârihi Aynî ; Hidâye’nin ibarelerini şöyle açıklıyor:
İmâm, Mushaftan okursa, Ebû Hanîfe’ye göre namaz bozulur.” Saîd ibn el-Museyyib, Hasan-ı Basrî, Şa’bî ve Sulemî de bu görüştedirler.

Ebû Yûsuf ve Muhammed’e göre Mushafa bakarak okuyanın namazı tamdır. Ancak mekruh olur. Çünkü bu, namazlarında Kitaba bakan Kitab ehlinin eylemine benzer. Ebû Hanîfe’ye göre bundan ayrı olarak, bu davranışta amel-i kesîr ve telakkun (öğrenme) vardır.

Ebû Hanîfe, görüşünü iki gerekçeye dayandırıyor:

Birincisi eylemin amel-i kesîr olması, ikincisi öğrenme olması. Birinci durumda eğer bakarak okurken Mushafı elde taşıma, yapraklarını çevirme gibi namazda yapılmayacak eylemler varsa, namaz bozulur. Şayet önüne konan Mushafı, elde taşımadan, yapraklarını çevirmeden, ya da mihraba yazılı Kur’ân’a bakarak okursa amel-i kesîr olmadığı için namaz bozulmaz.

Fakat Aynî, Kur’ân’ı taşımanın, yapraklarını çevirmenin namazı bozacağı savını, Peygamber’in uygulamasına aykırı bulmaktadır. Çünkü Peygamber (s.a.v.), namazda bundan daha çok olan eylemi yapmıştır:
Ebû’l-As’ın kızı Umâme, kendisinin omuzunda olduğu halde namaz kılar, secdeye vardığında kızı yere bırakır, kalktığında tekrar alırdı. Mushafa bakmak neden caiz olmasın?
Mushafa bakmak, ibâdetin ibâdete eklenmesidir. Mushafa bakmak, mihrabdaki nakışlara bakmaktan daha fazla bir şey değildir. Nakışlara bakmak namazı bozmazken, Kur’ân’a bakmak neden bozsun? Yapraklan çevirmek ise amel-i kalîldir. (Az ameldir)


Ama birinci bakımdan fark vardır. Çünkü yere konulmuş Mushafa bakmak, ameli kesîr değildir. Yazılı bir şeye bakmak da icmâ’ ile namazı bozmaz.
Mushafa bakıp okumayı, öğrenme sayma görüşünü de kabul etmeyen Hidâye sârihi Kemâlu’d-dîn :
“Bu telakkun(öğrenme)dir, sözü, yanlıştır. Yazılı Mushafa bakmak, namazı bozacak ölçüde bir öğrenme değildir” diyor ve Serahsî’nin sözlerini aktarıyor:
“İmam namazda Mushaftan okursa Ebû Hanîfe’ye göre namaz bozulur. Şâfi’îye göre kerahetsiz caizdir. Şâfi’î diyor ki: “Eğer Kitap ehli, namazlarında Kitaba bakıyor, diye Mushafa bakarak okumak, mekruh olursa ezbere okumak da mekruh olur. Çünkü Kitap ehli içinde, ezbere okuyanlar da vardır. Ayrıca biz de onlar gibi tasadduk eder, onlar gibi yer, içeriz. Bunlar mekruh değildir. (Mushafa bakmak neden mekruh olsun?)

Şeyhu’l-İslâm Pezdevî diyor ki: “Mihraba baksa da ’Namazında huşu’ et!’ ibaresinin yazılı olduğunu görse; bu ibareyi düşünse ve anlasa şeyhlerimizden bir kısmına göre -meselâ Ebû Yûsuf’a göre- namazı bozulmaz. Ancak İmâmı Muhammed’e göre bozulur.
Ancak şeyhlerimizden kimi de bakmanın namazı bozmayacağı kanısındadır. Çünkü kitabı okumak bizzat amaç değildir. Asıl amaç, kitabın içindekini bilmektir. Öyle ise amaç aranır. Kitaba, anlamak için bakılır.
Fakat namazda okumak buna benzetilemez. Namazda olanın bakma­sında bir sakınca yoktur. Delîli de şudur:
Karısının alnında ’Sen boşsun’, kölesinin alnında da ’Sen hürsün’ diye yazılmış olduğunu gören kimse, bu yazıya bakıp mânâsını anlamakla ne kadın boş, ne köle âzâdedilmiş olur. Bu da gösteriyor ki İmâm Muhammed (Allah rahmet eylesin), anlamayı okumakla, özellikle Kitab okumakla eş tutmuş, ama konuşma ile ilgili diğer hususlarda anlamayı okumaya eş tutmamıştır.

Bu görüşleri Bedâi’ s-sanâyi’de ele elen el-Kâsânî de şöyle diyor:
Namazda Mushafa bakarak okumayı caiz görenler, Âişe’nîn, Zekvân adlı âzâdlı kölesinin Ramadan'da Mushaf’tan okuyarak halka namaz kıldırmasını delîl gösterirler. Ayrıca Mushafa bakmak ibâdettir. Okumak da ibadettir. İbâdetin ibâdete eklenmesi, bozmayı gerektirmez. Ancak Kitab ehlinin eylemine benzediğinden mekruh olur. Fakat Şâfi’îye göre biz, Kitab ehline benzemekten, her konuda men’edilmiş değiliz. Zira biz de onların yediklerini yiyoruz.”


Bu konuda Ebû Hanîfe görüşünün iki yönü vardır:
1- Eğer Mushafı taşıma, yapraklarını çevirip bakma gibi namazda yapılmayacak eylemler varsa, namaz bozulur. Buna göre önüne konulmuş Mushafa bakarak okumak, amel-i kesîr olmadığı için namazı bozmaz.

2- Bakarak okumanın, başkasından öğrenme olacağı, öğrenmenin ise namazı bozacağı noktasından ise Kur’ân’in elde taşınıp taşınmaması arasında fark yoktur.

Zekvân hadîsine gelince, Âişe’nin ve Onun görüşünde olan sahabilerin, Kur’ân’a bakmanın öğrenim olduğunu bilmedikleri anlaşılıyor. Namazda öğrenim mekruhtur. Onlar bunu bilselerdi, gerek olmadığı halde bütün Ramadan boyu bu mekruh işi sürdürmezlerdi.
Ya da râvînin “Ramadanda halka imamlık yapardı, Mushaftan okurdu” sözü, iki ayrı durumu anlatmış olabilir. Yani “Ramadanda halka imamlık yapardı” ve “Namaz dışında Mushaftan okurdu.” Bu sözü ile onun, Kur’ân’ı ezber bilmediği anlatılmış olur. Ancak Kur’ân’ın tamamını değil, bazı sureleri okuyarak namaz kıldırırdı, ya da her gün, o gece okunacak Kur’ân’ı ezberliyordu ki Ramadan ibâdetinde (terâvîhte) bütün Kur’ân’ı okumanın farz olmadığı bilinsin…”



Nevevi şöyle demiştir: "Namazda mushafın yapraklarını bazan çevirse, namaz bozulmaz. Eğer Kur an'dan başka yazılı bir kâğıda baksa ve kendi içinden bunu tekrar etse, uzun da olsa namaz bozulmaz, fakat mekruhtur”. Şafiî 'İmlâ' adlı kitabında bunu ifade etmiştir."
(Fıkhu's- Sunne; Seyyid Sabık, C. 1, Namazda Mubah Olan Şeyler/265)

İmam Azam Ebu Hanife'ye göre “hafız olmayan bir insanın Kur'an'ı Kerim'i yüzünden okuyarak namaz kılması, namazını bozar.” demiştir.

Bahru'r raik isimil kitabta şu açıklamalar vardır:
Mushaf’tan okuması, Ebu Hanife’ye göre namazı bozar. İki yönden izahı vardır:
A) Mushafı taşımak, ona bakmak, sayfalarını açıp kapamak ameli kesirdir.
B) Mushaftan bir şey alıp öğrenmiştir. Başka birinden öğrenmiş gibi olur.

Musannif, Kafi isimli kitabında bunu tashih etti, her halde namazı bozulur dedi. Serahsi’nin tashihine tabi olarak.

Ebu Hanife’nin bir başka delili:

Ebi Davud’un, ibni Abbas’tan tahriç ettiği hadisi şeriftir. Şöyle demiştir:
Emiru-l Mu’minin, insanlara mushaftan okuyarak imamlık yapmaktan bizi men etti.” Bu nehyi, fesadı gerektirir.
Duvarda mihrabta yazılı olanı okumasıyla da namazı bozulur. Az veya çok olması eşittir.
İmamey’ne (İmam Muhammed ve İmam Yusuf) göre namaz bozulmaz fakat mekruhtur. Ancak mezhebin fetvası İmamı A’zam’ın sözüdür. (Namazı bozulur.)

Çünkü namaz içinde Kur'an-ı Kerimi tutup açmak, yapraklarını çevirmek, bakmak amel-i kesir olduğu gibi aynı zamanda, Kur'ana bakarak namaz kılmak, Kur'andan telkin yoluyla öğrenmek demektir. Birinin talimi ile namaz kılmak gibidir. Halbuki namazda iken hariçten birinin Kur'an'dan ayet telkini namazı bozar. Bu itibarla ona göre Kur'andan yüzüne bakarak okumak da telkin gibi olduğundan caiz değildir.

İmam Ebu Yusuf ve Muhammed; mekruh olmakla birlikte yüzüne bakarak okumaya cevaz vermişlerdir. (Tahavî, Muhtasar-ı İhtilafı'l-Ulema, 1/208; Şâşî, Hılyetu'l-Ulema, 2/89)

Çünkü Mushaf okumak ibadet olup, namaz kılarken yapılırsa başka bir ibadete ilave olmuş olur. Bunun bir zararı yoktur. Mekruh olmasının sebebi, ehl-i kitabın yaptıklarına benzemesinden dolayıdır.


Şafiî, Malikî ve Hanbelî mezheblerine göre ise: Teravih namazını Kur'anı Kerim'in yüzünde okuyarak kılmak caizdir. Cevaz verenler nafile namazlar için olduğunu ifade etmişlerdir.

Hanbelîler, namazda Mushafa bakarak okumayı caiz görmüşlerdir. Ancak Kur'an'ı ezbere bilen kimse için bunu mekruh saymışlardır. Çünkü böyle yapmak namazdaki huzurdan ve secde yerine bakmaktan insanı alıkor. Nitekim farz namazlarda mutlak olarak mekruhtur. Çünkü âdette Kur'an'ı ezbere bilen kimse Mushafa bakmaya muhtaç olmaz.

Bu iki durumun dışında Kur'an'ı işitmeye ve onunla kıyamda durmaya ihtiyaç bulunduğu için Mushafa bakarak namaz kılmak mubah olur.

Bu şekilde namaz kılarken "amel-i kesir" sayılabilecek hareketlerden uzak durulması gerektiği şart koşulmuştur.


Amel-i Kesir de genelde iki şekilde tarif edilmiştir:
Dıştan bakan bir insanı namaz kılmadığı kanaatine sevk etmek veya namaz içinde mushafı tutup bir yere koyma, sayfalarını açma sonra okuma gibi bu şekilde peşi peşine arada uzun fasıla olmadan yapılan 3 harekette bulunmak.

Teravih namazının mushafın yüzünden okunarak kılınmasına cevaz veren yaklaşımın delili şu rivayettir:
Aişe (r.anha) validemizin kölesi Zekvan, “Ramadan ayında Kur'an'ı yüzünden okuyarak Aişe'ye hatimle teravih namazı kıldırırdı”.
(Bu hadisi Ebu Bekir el-Esrem ile Ibni Ebu Dâvud Aişe (r.anha)'den rivayet etmişlerdir. Ayrıca İbn-i Sahnun, Mudevvene, 1/224)

İmam Zuhri'ye (Hanefi Mezhebi İmamlarından)de Ramadan'da Mushafa bakarak okuyan kimseden soruldu. "Bizim en hayırlılarımız Mushafa bakarak okurlardı." cevabını verdi.
Allah Rasulu (s.a.v.) : "Beni nasıl namaz kılarken görüyorsanız siz de o şekilde kılın" buyurmuştur.
(Buharî, Ezan, 18; Ahmed b. Hanbel, Musned, 5/53)

*******
169 - 170. Namazda İşaret
943. ...Enes b. Mâlik'den rivayete göre; "Peygamber (s.a.v.) namazda bazen işaret ederdi". (Dârekutnî, Sunen, II, 84.
Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/487; Abdullah Parlıyan, Ebu Davud, C 1 s. 375-376, Konya yayıncılık)


Açıklama
Bu hadis-i şerifte bir ihtiyaçtan dolayı namazda işaret etmenin caiz olduğu ifade edilmektedir. Ancak bu işaretten maksadın ne olduğu konusunda iki görüş vardır:
1. Verilen bir selâmı almak gibi bir ihtiyaç için şehâdet parmağıyla işarette bulunmak,
2. Namaz içerisinde teşehhudde parmakla işarette bulunmak. Buradaki işaretin birinci mânâdaki işaret olması kuvvetle muhtemeldir. Nitekim 602 numaralı hadis-i şerif de buna delâlet etmektedir.
Ancak 923 - 925 numaralı hadis-i şeriflerde beyân edildiği gibi, bu nevi işaretleşmeler İslâm'ın ilk zamanlanandaydı, daha sonra 923 numaralı hadis ile neshedildi. Nitekim İbn Hazm el-Hemedânî de bu goruşü paylaşmaktadır. (Hâzimî, el-İ'tibâr fi'n-nasihi ve'1-mensûhi mine'l-âsâr, 74 . Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/487)

944. ...Ebû Hurayra'den; demiştir ki:
Rasûlullah (s.a.v.), -namazı kastederek- şöyle buyurdu: "Subhânallah demek erkekler içindir, el çırpmak da kadınlar içindir. Kim namazında anlaşılabilecek bir işarette bulunursa, tekrar ona geri dönsün." (Bununla namazı kastediyor).
(Dârakutnî, Sunen, II, 83; Beyhakî, es-Sunenı'l-kubrâ, II, 246, 247, 262; VI, 246)

949. ...Zeyd b. Erkam (r.a.)den; demiştir ki: Biz namazda yanımızdaki adamla konuşurduk. Nihayet "İçten bağlılıkla Allah'ın huzurunda durunuz" (Bakara 238) ayeti indi. Böylece susmakla emrolunduk. Konuşmaktan nehyedildik. (Muslim, mesâcıd 35; Nesâî, sehv'20; Tirmızî, mevâkît 180; Ahmed b. Hanbel, IV, 368. Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/494; Abdullah Parlıyan, Ebu Davud, C 1 s. 378 Konya yayıncılık)
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Konuyla ilgili Ehl-i Sunnet Alimlerinin Delilleri sunulmuştur. İncelemek isteyenler başvurabilirler
 
eL_Muhacir Çevrimiçi

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
ahi deliller için ALLAH razı olsun

son hadis gereken ölçüyü koymuş elhamdulillah

949. ...Zeyd b. Erkam (r.a.)den; demiştir ki: Biz namazda yanımızdaki adamla konuşurduk. Nihayet "İçten bağlılıkla Allah'ın huzurunda durunuz" (Bakara 238) ayeti indi. Böylece susmakla emrolunduk. Konuşmaktan nehyedildik. (Muslim, mesâcıd 35; Nesâî, sehv'20; Tirmızî, mevâkît 180; Ahmed b. Hanbel, IV, 368. Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/494; Abdullah Parlıyan, Ebu Davud, C 1 s. 378 Konya yayıncılık)


Keyfi amaçla hareketlerde bulunmak namaz bozulur.

Ameli kesirden anladığım şu örneğin ;namazda iken çocuk olan bir evde çocuğun kalkıp önüne geçti, namazı bozucağımıza, kucağımıza veya kenara alarak namaza devam edebiliriz.Veya kıblenin ne tarafta olduğunu bilmediğimiz bir yerde niyet edip namaza durduğumuz vakit,birinin gelip kıble şu tarafta diyerek tabi bunu adres gösterir gibi değil namazdakinin dikkatini dağıtmadan güzelce ikaz ederek uyarıda bulunması sırasında namaz kılan zatın namazda o yöne dönmesi gibi yerlerde başka örnek verirsek daha önce ki hadiste evde kimse olmadığı halde namazdayken birinin kapı ziline basıp kapıyı açmasını bekleyen kimseye kapıyı açması tabi bununda şartları var

yanlışım varsa düzelt ahi inşaALLAH :)
 
F Çevrimdışı

ferbay1

Üye
İslam-TR Üyesi
Konuyla ilgili Ehl-i Sunnet Alimlerinin Delilleri sunulmuştur. İncelemek isteyenler başvurabilirler

Allah razı olsun kardeş deliller için ama şöyle bir sıkıntı var bir imamın olur dediğine diğeri olmaz diyor? ortaya şöyle bir sıkıntı çıkıyor İslamda tek doğru olduğuna göre birinden biri doğru biri yanlış. denildi ki ameli kesir namazı bozar buna sınırlama getirirsek şayet bu sınırlamanın sünnetten delili lazım. 3 hareket bozar denildi sünnetten delili var mı? var ise zaten problem yok ama yok ise sen dersin 3 hareket ben derim 5 hareket ortaya kişisel görüş çıkar Allah katında hükmü anlatmaz. Benim anlatmak istediğim mezhep imamlarının konu hakkında ki görüşleri değil görüşün dayandığı delil sünnette var mı ona bakmak lazım. Örnek olarak kıble karşısında kapı çalındığından açmaya gidildiğinde 3 hareket ettin açtın açtın yoksa namazın bozulur mu demek usuldür. Yoksa Allah rasulu bu şeiklde hareket etmiş bu konuda da sınırlama getirmemiş ihtiyaç halinde bu şekilde yapmamızın usul olarak bir sakıncası yoktur? var diyorsan şayet koyduğun usulü Allah rasulünden getirmen lazım biz burda kişilere bakamayız verilen fetvanın sünnetten deliline bakmamız gerekmez mi?


Not 1- buraya husümet için yazmıyorum hakkı bulabilme adına yazıyorum.
2- " İçten bağlılıkla Allah'ın huzurunda durunuz" ayetinden nasıl bir ölçü çıkartıyorsunuz açıklarmısınız? siz bu ayetten 3 hareket olur ama 4 olunca namaz bozulur mu anlıyorsunuz tam anlıyamadım.
3-Keyfi hareketten bahsetmiyorum zaten hadislerde geçen sizin ve benim yazdığıız hadislerde var olan ihtiyaçta ki hareketten bahsediyorum. ihtiyaç hadiste belirtilirse olur
onun dışında sünnetten delil getirilmeyen şey zaten olmaz. Örnek olarak imamla beraber saf yapan cemaaete 3. kişi geldiğinde imamın yanında ki kişinin geriye doğru çekilmesi v.s
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Allah razı olsun kardeş deliller için ama şöyle bir sıkıntı var bir imamın olur dediğine diğeri olmaz diyor? ortaya şöyle bir sıkıntı çıkıyor İslamda tek doğru olduğuna göre birinden biri doğru biri yanlış. denildi ki ameli kesir namazı bozar buna sınırlama getirirsek şayet bu sınırlamanın sünnetten delili lazım. 3 hareket bozar denildi sünnetten delili var mı? var ise zaten problem yok ama yok ise sen dersin 3 hareket ben derim 5 hareket ortaya kişisel görüş çıkar Allah katında hükmü anlatmaz. Benim anlatmak istediğim mezhep imamlarının konu hakkında ki görüşleri değil görüşün dayandığı delil sünnette var mı ona bakmak lazım. Örnek olarak kıble karşısında kapı çalındığından açmaya gidildiğinde 3 hareket ettin açtın açtın yoksa namazın bozulur mu demek usuldür. Yoksa Allah rasulu bu şeiklde hareket etmiş bu konuda da sınırlama getirmemiş ihtiyaç halinde bu şekilde yapmamızın usul olarak bir sakıncası yoktur? var diyorsan şayet koyduğun usulü Allah rasulünden getirmen lazım biz burda kişilere bakamayız verilen fetvanın sünnetten deliline bakmamız gerekmez mi?


Not 1- buraya husümet için yazmıyorum hakkı bulabilme adına yazıyorum.
2- " İçten bağlılıkla Allah'ın huzurunda durunuz" ayetinden nasıl bir ölçü çıkartıyorsunuz açıklarmısınız? siz bu ayetten 3 hareket olur ama 4 olunca namaz bozulur mu anlıyorsunuz tam anlıyamadım.
3-Keyfi hareketten bahsetmiyorum zaten hadislerde geçen sizin ve benim yazdığıız hadislerde var olan ihtiyaçta ki hareketten bahsediyorum. ihtiyaç hadiste belirtilirse olur
onun dışında sünnetten delil getirilmeyen şey zaten olmaz. Örnek olarak imamla beraber saf yapan cemaaete 3. kişi geldiğinde imamın yanında ki kişinin geriye doğru çekilmesi v.s


imam ile saf yapan kişiler zaten imam ile beraber yan yana duramazlarki geride durma mecburiyetleri vardır.........
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
ferbay1;195348' Alıntı:
Allah razı olsun kardeş deliller için ama şöyle bir sıkıntı var bir imamın olur dediğine diğeri olmaz diyor? ortaya şöyle bir sıkıntı çıkıyor İslamda tek doğru olduğuna göre birinden biri doğru biri yanlış. denildi ki ameli kesir namazı bozar buna sınırlama getirirsek şayet bu sınırlamanın sünnetten delili lazım. 3 hareket bozar denildi sünnetten delili var mı? var ise zaten problem yok ama yok ise sen dersin 3 hareket ben derim 5 hareket ortaya kişisel görüş çıkar Allah katında hükmü anlatmaz. Benim anlatmak istediğim mezhep imamlarının konu hakkında ki görüşleri değil görüşün dayandığı delil sünnette var mı ona bakmak lazım. Örnek olarak kıble karşısında kapı çalındığından açmaya gidildiğinde 3 hareket ettin açtın açtın yoksa namazın bozulur mu demek usuldür. Yoksa Allah rasulu bu şeiklde hareket etmiş bu konuda da sınırlama getirmemiş ihtiyaç halinde bu şekilde yapmamızın usul olarak bir sakıncası yoktur? var diyorsan şayet koyduğun usulü Allah rasulünden getirmen lazım biz burda kişilere bakamayız verilen fetvanın sünnetten deliline bakmamız gerekmez mi?

Not 1- buraya husümet için yazmıyorum hakkı bulabilme adına yazıyorum.
2- " İçten bağlılıkla Allah'ın huzurunda durunuz" ayetinden nasıl bir ölçü çıkartıyorsunuz açıklarmısınız? siz bu ayetten 3 hareket olur ama 4 olunca namaz bozulur mu anlıyorsunuz tam anlıyamadım.
3-Keyfi hareketten bahsetmiyorum zaten hadislerde geçen sizin ve benim yazdığınız hadislerde var olan ihtiyaçta ki hareketten bahsediyorum. ihtiyaç hadiste belirtilirse olur
onun dışında sünnetten delil getirilmeyen şey zaten olmaz. Örnek olarak imamla beraber saf yapan cemaaete 3. kişi geldiğinde imamın yanında ki kişinin geriye doğru çekilmesi v.s

Kardeşim sen, "husumet için yazmıyorum, hakkı bulmak için yazıyorum" demene rağmen ; yazdıklarından öyle anlaşılmıyor. Aksine Türkiye'deki Hanefi mutaasıblarının yaptığının tam tersini sen, mezheb muctehidlerini kücümser, ilim ve fıkhını reddeder, "Kuran ve sunnete dayanmıyorsa kaldırıp at" dercesine(manasında) söylemlerde bulunuyorsun.

Kardeşim Mezheb muctehidi de olsa başımızın tacıdır. Ehli sunnet dairesi içerisindedir. Mezheb imamı da olsa bunlar, Kuran ve sunnet ile delil getirmeye çalışmışlardır. Sonradan gelenlerin , Kuran ve sunnet yerine mezheb imamını Peygamberin yerine koymasının suçunu mezheb alimlerine yükleyemezsiniz. Bu alimlerin fıkıh usullerini okursanız bir meselede fetva verirken nasıl kılı kırk yardığını, ne ince ayrıntılardan istifade edildiğini görürsün. Şimdi konuyla ilgili bazı hadis-i şerifler aktaracağım.

… Rasulullah (s.a.v) Muaz İbn Cebel’i Yemen’e gönderirken ona :
Oraya vardığında neyle hükmedeceksin? diye sodu.
Muaz : Allah’ın kitabına göre hükmedeceğim , dedi.
Allah Rasulu (s.a.v) : Allah’ın kitabında bulamazsınsa neyle hükmedeceksin ? dedi.
Muaz : Rasulunun sünnetine göre hükmederim, dedi.
Rasulullah (s.a.v) : Rasulunun sunnetinde yoksa ne yapacaksın? dedi.
Muaz : Kendi reyimle içtihad ederim, dedi.
Allah Rasulu (s.a.v) bu sözlerden sonra şöyle dedi : Rasulullahın elçisini muvaffak kılan Allah’a hamdolsun. (Ebu Davud: C. 4, No: 3592 ; Tirmizi: C. 2, No: 1343)


Amel-i Kesir konusunda hangi alim nefsinden hukum peydahlamıştır ? Sana burada tutup mezheblerin çıkış ve farklı farklı hukum verme sebeblerinimi anlatalım. Hepsi de dönemindeki mevcut delillerle ulaşabildiği ictihadi yapmıştır. Ayetlerden, hadislerden, ek karinelerden ictihadlerini yapmışlardır. Bunlar muctehiddirler. Bu konudaki doğruya en yakın kendi görüşlerini söylemişlerdir. Hepsi de hata yapmış olabilecekleri de en baştan kabul etmişlerdir.
Tüm bunlara rağmen; bu konuda hadis yok , o zaman kafama göre yürürüm, isterse 150 metrelik koridorda namaz kılayım; namaz kılarken gider kapıyı açarım, 1 fincan kahve isteyene kahve veririm, ampul takarım vs. işleri yapabilirim nasılsa ayet hadis yok diyebilirsin de. Bu da senin görüşün olur.


"İçten bağlılıkla Allah'ın huzurunda durunuz" (Bakara 238) ayetinden; biz 3 hareket 3000 hareket değil , Allahın huzurunda huşuyu yakalayacak şekilde Allahın huzurunda nasıl durulması gerekiyorsa öyle durulması gerektiğini anlıyoruz. Sürekli ve gereksiz yere hareket halinde kılınan namazda ne huşuya ulaşılır, ne sıkılmadan namaz kılınır, ne de bahsi geçen ayeti anlamış olur.
Çünkü; Namazlarında huşu içinde olan mu’minler kurtuluşa ermiştir.” (Mu’minun: 1-2)

ebu Muaykib (r.a.)'den rivayete göre , Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Namazda iken sakın çakıl taşlarını düzeltme! Mutlaka yapmak gerekirse 1 sefer düzeltirsin" (Muslim, Mesacid: 12 ; İbn Mace, İkame: 62; ebu Davud; Namaz Bahsi, C. 1, S: 376, Hadis no. 946 Konya yayıncılık)

Abdullah b. Mes'ud'un rivayetine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle demiştir:
"Namaz pek büyük bir meşguliyettir (dolayısıyla başka şeylerle meşgul olunmaz) buyurdu. (Buhari, Menakibub-ul Ensar: 37; Muslim, Mesacid: 34; ebu Davud; Namaz Bahsi, C. 1, S: 367, Hadis no. 923 Konya yayıncılık)


Aişe (r.anha)dan rivayete göre şöyle demiştir:
Rasulullah (s.a.v.) bir defa kendisine hediye edilen çizgili bir elbise içerisinde namaz kılmıştı da (kendisini meşgul ettiğinden dolayı onu hediye eden kimseye götürülmesini emrederek) "Bu elbisenin çizgileri beni meşgul etti. Siz bunu ebu Cehm'e götürün, onun (çizgisiz elbisesi olan ) enbicaniyesini de bana getirin" buyurdu. ( Buhari, Salat: 14 ; Muslim, Mesacid: 61; ebu Davud; Namaz Bahsi, C. 1, S: 364, Hadis no. 914 Konya yayıncılık)


Ebu Zerr (r.a.) den rivayete göre , şöyle demiştir: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Kul namazında sağa sola dönüp bakmadığın sürece Allah o kuluna rahmetiyle yönelmeye devam eder. Kul sağa sola dönerek bakındığı an Allah'ta ona yönelmekten vazgeçer". (Nesei, Sehv: 10 ; Darimi, Salat: 134; ebu Davud; Namaz Bahsi, C. 1, S: 362, Hadis no. 908 Konya yayıncılık)


944. ...Ebû Hureyre'den; demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.), -namazı kastederek- şöyle buyurdu:
"Namazda (imamın hatasını bildirmek için) Subhânallah demek erkekler içindir, el çırpmak da kadınlar içindir. Kim namazında anlaşılabilecek bir işa­rette bulunursa, tekrar ona geri dönsün." (Bununla namazı kas­tediyor). (Dârekutnî, Sunen, II, 83; Beyhakî, es-Sunenı'l-kubrâ, II, 246, 247, 262; VI, 246)


ebu Muaykib (r.a.)'den rivayete göre , Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Namazda iken sakın çakıl taşlarını düzeltme! Mutlaka yapmak gerekirse 1 sefer düzeltirsin" (Muslim, Mesacid: 12 ; İbn Mace, İkame: 62; ebu Davud; Namaz Bahsi, C. 1, S: 376, Hadis no. 946 Konya yayıncılık)

Konu vereceği faydayı vermiştir. İsteyen muctehidlerin delillerinden kalbinin yatıştığıyla amel eder, isteyen nasılsa ayet hadis yok diyerek seyyar olarak namaz kılar!
 
Üst Ana Sayfa Alt