Buhari Abdullah'dan şunu rivayet eder; Rasulullah (s.a.v) şöyle dedi:"Benden sonra başkalarının size tercih edildiği, hoşlanmadığınız birtakım işler göreceksiniz.”
Orada bulunanlar:“Bize ne emredersin ey Allah'ın Rasulu?” deyine, Allah'ın Rasulu: “Onların hakkını onlara veriniz. Kendi hakkınızı da Allah'tan isteyiniz.”
(Buhari, 6529)
Ebu Reca İbni Abbas'tan şu hadisi rivayet eder: Allah'ın Rasulu (s.a.v) şöyle dedi:"Kim emirinden hoşlanmadığı bir şey görürse sabretsin. Zira kim cemaattan bir karış kadar bile olsa ayrılırsa cahiliyye ölümü ile ölmüş olur.”
(Buhari, 6531; Muslim, 3438)
Bu hadis-i şerifler her ne yaparsa yapsın yöneticiye itaatın vucubu hususunda açıktır. Peygamber (s.a.v) dikkati çekecek şekilde itaat hususunu oldukça sıkı tutmuştur.
Nafi'den onun da Abdullah b. Ömer'den rivayetine göre Abdullah b. Ömer şöyle demiştir:
Ben, Rasulullah (s.a.v)'ı şöyle buyururken dinledim: "Her kim emire itaattan el çekecek olursa kıyamet gününde elinde hiçbir delili bulunmaksızın Allah'ın huzuruna çıkacaktır. Her kim de boynunda bir biat bulunmaksızın ölürse cahiliye ölümü ile ölür.”
(Muslim 3441)
Ummu Seleme'den, Rasulullah (s.a.v) şöyle dedi:
"Sizin başınıza öyle kimseler emir olacak ki, bazı davranışlarını güzel bulup memnun kalacaksınız. Bazı davranışlarını da çirkin bulacaksınız." Onların iyi davranışlarını bilen kimse (onların munkerinden) uzak olur. Her kim (munkerlerine) karşı çıkarsa kurtuluşa erer. Radı olup tabi olan ise.”
Orada bulunanların: Onlarla savaşmayalım mı? diye sormaları üzerine,
Allah'ın Rasulu: “Namazı kıldıkları sürece hayır.” buyurdu.”
(Muslim, 3445)
Muslim'in rivayet ettiği Avf b. Malik yoluyla gelen hadiste de, şöyle denilmektedir:
"...Ey Allah'ın Rasulu! Kılıçla bunlara karşı çarpışmayalım mı?" denilince, Peygamber (s.a.v): “Aranızda namazı kıldıkları sürece hayır.” diye cevab verdi...” (Muslim, 3445)
Ubade b. es-Samit yoluyla gelen biata dair hadis-i şerifte de şu ifadeler yer almaktadır:
"... ve yönetim hususunda yöneticiler ile çekişmemek üzere (biat ettik) Ancak yöneticilerin açık küfür içerisinde bulunduklarına dair Allah'tan elimizde kesin bir apaçık bir küfür görmemiz mustesna.” (Muslim)
Yöneticiye itaatin vâcib olduğu alanlardan tek bir şey istisna edilmiştir ki o da masiyetle emretme halidir. Yönetici (Halife) eğer masiyeti gerektiren bir emir verecek olursa bu hususta ona itaat söz konusu değildir. Çünkü bu, nass ile istisna edilmiştir.
Nafi'den, onun da İbn Ömer'den riayetine göre Nebi (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Müslüman kişi masiyet ile emrolunmadığı sürece sevdiği hususlarda da hoşlanmadığı hususlarda da dinleyip itaat etmelidir. Kendisine masiyet ile emrolunduğu taktirde ise dinleyip itaat etmek söz konusu değildir.” (Muslim, 3423; Nesei, 4135)
Buradaki kasıt ise sana mâsiyet olan bir şeyi yapmanı emretmesidir. Yoksa bizzat kendisinin günah işlemesi değildir.
Kendisi senin önünde mâsiyet işleyecek ve sana bunu işlemeyi emretmeyecek olursa ona itaat icab eder.
Avf b. Malik El-Eşcai'den şöyle dediği rivayet edilmektedir:
“Rasulullah (s.a.v)'i şöyle buyururken dinledim:"Sizin imamlarınızın hayırlıları kendilerini sevdiğiniz ve kendileri tarafından sevildiğiniz, kendilerine dua ettiğiniz ve kendileri tarafından size dua edilenlerdir. Kötü yöneticileriniz ise kendilerine buğzettiğiniz ve kendileri tarafından buğzedildiğiniz, kendilerine lânet okuduğunuz ve kendileri tarafından size lanet edilenlerdir.”
Bunun üzerine biz: “Ey Allah'ın Rasulu! Bu durumda onlara karşı koyalım mı?” dedik.
Allah'ın Rasulu: “Aranızda namazı kıldıkları sürece hayır” dedi ve ardından: “Dikkat edin! Kimin başına bir vali görevlendirilir ve onun Allah'ın mâsiyet kabul ettiği işlerden birini işlediğini görürse, yaptığını hoş karşılamasın. Ancak ona itaattan da elini çekmesin.”
(Muslim, 3448; Daremi, 2697)
İşte bu, "mâsiyetle emir"den kastın bizzat Halife tarafından onun işlenmesi olmadığı, aksine mâsiyetin işlenmesini emretmesi olduğunu göstermektedir. Şayet sen onun mâsiyet işlediğini görecek olursan, ona itaat etmemek sana helal olmaz. Sana, Allah'a isyan etmeni emredecek olursa o taktirde ona itaat etme. Çünkü yaratıcıya isyan hususunda hiçbir yaratılmışa itaat söz konusu değildir. İtaattan istisna kılınan tek hal Allah'a karşı isyan emridir.
Bu tek hal ise mâsiyetin emredilmesidir. Ancak, mâsiyet olarak kabul edilen emrin faizin alınması veya verilmesi gibi, mâsiyet olduğunda şubhe olmaması şarttır. Şayet kendisinin helal gördüğü senin de haram gördüğün bir şeyi sana emredecek olur ise ona itaat sana vâcibdir. Bu, mâsiyet ile emretmek olarak değerlendirilmez. Aksine bu, helal olan bir işi yapma emridir. Mesela senin görüşüne göre resim çektirmek haram iken, onun görüşüne göre helal ise bundan dolayı da resmi işlemler için bir fotoğraf çektirmeyi emredecek olursa ona isyan helal olmaz. Çünkü onun görüşüne göre İbn Abbas'ın rivayet ettiği Hadis-i şerifte yasaklanan resim, el ile yapılan resimdir. Fotoğraf makinesi ile çekilen resimler ise hadisin kapsamına girmemektedir. Bu ise Halifenin bir delilidir ya da delil olma ihtimalini ortaya koyan bir husustur. Bundan dolayı resmi işlemler için fotoğrafın çektirilmesine dair vereceği bir emir, masiyet sayılmaz. Bu nedenle böyle bir hususta ona itaat vâcib, isyan ise haramdır.