ENVER PAŞA HAİN MİDİR? YOKSA KAHRAMAN MI?
Biz Duygusal bir milletiz. sevgimiz de öfkemiz de zirvededir. Biz sevmediğimiz insanın hiçbir olumlu tarafını bile kabul etmeyiz. Sevdigimiz zaman da Yere göğe sığdıramaz Başımıza Gönlümüze dünyamıza taç ederiz.
Bu yüzden tarih bilimine de böyle bakarız yani bizim için bir kişi ya haindir ya da kahramandır. Hainse her türlü şer ve melanet ona yüklenir asla tek bir iyi tarafını bile görmeyiz. Ama kahramansa Yere göğe sığdıramayız. Biz de siyah vardır bir de beyaz başka bir rengi bilmeyiz gri mi oda ne ki ?
Tarihte yaşayan insanlar ya günaha batmıştır ya da sıfır günah sahibidir. Bu genelleme üçbeş kişi için değil tarihte var olan tüm kahramanlar içindir. Sultan Abdülhamithan içindir, Sultan Vahidettin han içindir, Atatürk içindir vs.
İşte Enver Paşa Maalesef ideolojilere kurban edilmiş gerçek kimliğinden arındırılmış ya osmanlıyı satan bir vatan haini olarak görülmüş ya da vatanı için Her şeyi yaptıktan sonra şehid olmuş bir kahraman olarak görülmüştür. Onunda hatalarının, Doğrularının var olduğu ortalama bir insan olduğu yani gri renkte olduğu hep göz ardı edildi.
Tarih dünyasındaki kavgaların baş malzemesi olan Enver Paşa Her türlü ideolojik ve sloganik İzahat ve yüklemelerden beri bir biçimde İncelenmesi ve anlatılması gerekir.
Paşa 1881 tarihinde İstanbul'da doğar. Biraz şanslıdır okumaya önem veren bir aileye sahiptir zira babası Ahmet bey İstanbul belediyesinde vazifeli güngörmüş bir beyefendidir. Mahalle mektebi ni bitirdikten sonra soğuk Çeşme askeri Rüştiyesi'ni Yani orta okulunu Bitirir ardından lise ve en nihayet harbi okulu harp akademisinden sonra tecrübe kazanmak ve Avrupai silahları tanımak için Almanya ya eğitime gönderilir işte bu gezide yani bu eğitim sürecinde çok sıkı bir alman hayranı olur. Türkiye'ye döner gönüllü olarak Trablusgarp cephesine gider. Mustafa Kemal Trablusgarpta Derne ve Tobruk Cephelerinde görev alırken Enver Paşa Bingazi cephesinde görev alır mağlûbiyetler sonra hep beraber yurda dönerler İttihat ve terakki cemiyeti ile çok sıkıfıkıdır. Hatta çok kısa bir sürede cemiyetin yönetici merdivenlerini üçer beşer atlar. Bu esnada rütbesi binbaşıdır ve saraya damat adayıdır. Eş olarak aday olduğu kız sultan abdulmecit Han'ın oğlu Abdülmecid Han'ın Ve Sultan Vahideddin Han'ın kardeşi Şehzade Süleyman Efendi'nin kızı olan Naciye sultandır.
Hatta derler ki şehzade kızı olan Naciye Sultan'a Aynı anda iki kişi talip olur tabi gidip saraya kızla konuşmak tanışmak bir şeyler içmek kimin haddine. İki resim gider saraya iki vesikalık fotoğraf Naciye Sultan Kendisine talip olan bu iki genç Osmanlı subayının fotoğraflarını eline alır uzun uzun inceler sonra; Ben sarışın sevmem â der Elindeki sarışın mavi gözlü rus subayın resmini masaya koyar,
Bu esmer olan gelsin der Sarışın sarılığından kaybeder esmer karanlığından kazanır.
Sarışın olduğu için padişah torunu ile evlenemeyen ver resmi masa ya konan sarı saçlı mavi gözlü subay Mustafa Kemal Beyden başkası değildir. Enver paşa ile Mustafa Kemal Paşa aynı kıza talip olmuşlar ama kader Enver Paşa'nın yüzüne gülmüştür.
1914'te saraya damat olmak için uğraşan paşa amacına ulaşır ve saraya damat olur damat olduktan 21 gün sonra binbaşılıktan başkomutan Vekilliği'ne yükselir yani bugünkü tabirle, Yarbay albay tuğgeneral tümgeneral korgeneral gibi rütbeleri 20 bir gün de aşar doğrudan doğruya devletin en kuvvetli ikinci adam olur yaşı ise henüz 33 tür.
Yaşı genç kanı hızlı Cesaret dünyalar kadar hiperaktif bir yapı bir araya gelmiştir ama en önemli olmazsa olmaz olan şey az evvel saydığım özellikleri gibi harikulade değildir sıradandır normaldir. Ne mi o?
Tabii ki zekası...
Sıradan bir zeka Ama dünyalar kadar cesaret bir araya gelince patlamaya hazır bir bombadan daha tehlikeli bir şey ortaya çıkar işte o şey paşanın ta kendisidir.
İstiyordu ki Osmanlı devletini tıpkı Kanun Sultan Süleyman Han Dönemindeki gibi dünya hakimi ve süper bir güç kılalım ama buna ne kendi zekası Feraseti ve ilmi yetmiyordu.
İşte bütün problem burada çok temiz niyetli ne yapıyorsun memleketi için yapıyor ama bu arada üçbeş el sonrasını düşünemediği için çokta zeki olmadığından attığı bir hamlenin sonunun ne olacağını kestiremediği için Kendisini de zora soktu devletini de.
Kafkasya cephesinde 90.000 kişiyi dondurdu hikayesi işte tam olarak bunu örnektir her ne kadar o cephede 90.000 kişi donmadıysa da Bu yalan onu karalamak isteyen rakipleri tarafından uydurulduysa da farketmez.
Sarıkamış'ta Allahuekber Dağları'nda on binlerce asker Paşa'nın B planı olmadan Bodoslama A planı üzerinden Saldırmasının neticesinde donarak şehit olmuştur. Sarıkamışdaki felaket elbette ve tabii ki Paşa'nın hanesine yazılacaktır.
Ezcümle sevgili dostlar
Enver Paşa Hain de değildir kahraman da değildir. Memleketinin iyiliği için uğraşan bu noktada hatalar yapan ama asla ihanet çizgisine yaklaşmayan bu arada kahraman da olamayan sıradan bir Osmanlı paşasıdır.
Şunu da söyleyelim ve yazıya son verelim;
Enver Paşa Türkçü değil Osmanlıcı ve İslamcıdır.
AHMET ANAPALI