Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

ESAD BAKIN KİMİ TEHDİT ETTİ !

  • Konbuyu başlatan takva1
  • Başlangıç tarihi
T Çevrimdışı

takva1

Misafir
Suriye'den bölgeyi daha da ısıtacak hamle!

Suriye , muhaliflere yataklık yaptığını iddia ettiği Lübnan 'a 'sabrımız taşıyor, vururuz' mesajıverdi. SANA haber ajansının haberine göre iki ülkenin dışişleri bakanları perşembe günü buluşarak bölgedeki son durumu masaya yatırdı. Kritik toplantıda pek çok muhalifin Lübnan'a geçerek orada saklandığını ifade eden Suriye,Lübnan ordusu harekete geçmezse saldırıya başlayabileceğini açıkladı.


 
E Çevrimdışı

ENSARİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
bu namussuz kefere her yolu dener iktidarda kalabilmek için ama sanmıyorum bunun sonu Kaddafiden beter olacak..
 
Said El Ensariyy Çevrimdışı

Said El Ensariyy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"Esad Lübnan'ı savaşa sokmak istiyor"
Lübnan'daki Mustakbel Hareketi Milletvekili Ahmed Fetfat, ''Esad, Suriye'deki yangını Lübnan'a sıçratmak için 'B planını' devreye sokacak'' dedi.
AA muhabirine açıklamada bulunan Fetfat, ''Esed, Lübnan'ı ateşe ve kaosa sürüklemek istiyor'' iddiasında bulunarak, ''Bu yönde uygulamaya koyduğu A planı başarısız oldu. Şimdi de Suriye'deki yangını Lübnan'a sıçratmak için B planını devreye sokacak'' dedi.

Suriye tarafından, Lübnan topraklarına yapılacak her türlü saldırıdan hükümetin sorumlu olduğunu vurgulayan Fetfat, ''Lübnan-Suriye sınırına asker sevkıyatını kabul etmeyen hükümet, Lübnan topraklarına Suriye tarafından yapılacak her türlü saldırının ortağı konumundadır'' ifadelerini kullandı.

Fetfat, iddia ettiği A ve B planlarıyla ilgili ayrıntı vermedi.(Pressmedya)
 
R Çevrimdışı

Rabbani

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hiç birşey yapamaz bu korkak. Ancak bebekleri, çocukları, savunmasız yaşlıları, kadınları öldürür.
 
Kozsoy Çevrimdışı

Kozsoy

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Bencileyin bununla BOP planlarında genişletilmiş Lübnanı hedefleyen ABD ye de göz kırrpmakda .
 
M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
vururmuş okuduğum bir yazıda esad askerleri çok azalmış mücahidler kökünü kurutmuş elhamdulillah fakat iran ve rusyanın desteğiyle ayakta duruyor vurdururum dese daha isabetli olurmuş şeytan
 
İ Çevrimdışı

İbn Müberrid

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Şeyhulislam İbn Teymiyye dedi ki : "Yezid'in içki içtiği, müzik eşliğinde eğlendiği ve avlandığına dair rivayetlerin aslı yoktur."

Yezid gibi Müslüman olan, Allah'ın hükümleriyle hükmeden muvahhid ancak hatalı biriyle, müşrik bir rafiziyi kıyas etmek, gümüş ile eşşeğin dışkısını bir tutmaktan farksızdır.
 
I Çevrimdışı

ibrahim eldrr

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Yezid Müslüman fakat fasık bir halifeydi. Fakat günümüz yöneticilerinin hepsi tağut ve muayyen olarak kafir olan kimselerdir.
demişsiniz...

Öncelikle Halife ne demek eğer Allah (c.c) ve Hz. Resulullah (s.a.v)'in temsilcisi ise Fasık demekle Kafir olmuşsun demektir yok eğer değil ise sen onu hem fasık olarak niteliyorsun hemde Yaptıklarından dolayıda Allah (c.c) ve Hz. fResulullah'ın (s.a.v) yüceliklerine leke getirerekten küfre girmektesin...Şimdi yöneticeleride Kafirlikle şuçluyorsun ki Onlarda kelimeyi şaadet getirip namaz kılmaktalar ama Eğer yaptıkları icraatleri onları fasık yapıyorsa Yezit'de Allah Resullü'nün (s.a.v) Ehlibeyt'ini katletmesi kadar da büyük bir günah yapmış olması günümüzdekilerle aşşağığa olmasa gerek O zaman Yezit'te kafir olmuştur. O zaman sende tekfir etmiş olursun dimi...

Ayrıca Yezid çocukları kadınları nerede öldürmüş?
Hz. Hüsey'in (r.a) Kerbela'da küçük 6 Aylık bebeği ve Şam'da ise Hz. Zeynep'in (r.a) Şahadetide buna örnek gösterilebilir....Şimdi dersin ki Onu askerleri öldürdü.. Günümüzün tağut liderleride senin kafirlikle suçladığın şeyleri onların kendileride bizzat yapmadıkları ikrar etseler o zaman masum olmuş olurlar mı? Yani Şimdi Esad Masum mu diyelim zaten askerleri bu işi görüyorlar?

Çok kötü kıyas yapıyorsun Ahim.....
 
I Çevrimdışı

ibrahim eldrr

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Şeyhulislam İbn Teymiyye dedi ki : "Yezid'in içki içtiği, müzik eşliğinde eğlendiği ve avlandığına dair rivayetlerin aslı yoktur."

Ahim ulema'dan konuş başka alim mi kalmadı?

Yezid gibi Müslüman olan, Allah'ın hükümleriyle hükmeden
Şimdi Hz. Resulullah'ın (s.a.v) Ehl-i Beyt'ini Allah (c.c) öldürdü?

Halbu ki Kur'an diliyle Hz. Resululla (s.a.v) ne buyurmakatalar;

“De ki sizden, tebliğime karşılık bir ücret istemiyorum, istediğim ancak yakınlarıma sevgidir ve kim güzel ve iyi iş yaparsa onun güzelim mükafatını artırırız; şüphe yok ki Allah, bağışlayandır, iyiliğe mükafatla karşılık verendir. (Şura, 23)

Senin Akiden bozuk ahim Eğer Yezit Allah (c.c) hükmünü uyguluyorsa Allah (c.c) Kur'anda neden emiriyle çelişiyor!??
 
M Çevrimdışı

Muhammed Et-temimi

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Yezid hakkında ileri geri konuşup onun yapmadığı fiilleri ona nispet edenler ya bir rafizi kafirdir yada cahil bir sünnidir...

Son zamanlarda forumu rafizi kafirler ve sapık sufiler basmış ehli sünnette alttan alttan saldırmaya başlamışlar..Admin geniş bir temizleme operasyonuna başlamalıdır.Yoksa çok ağır konuşacağım.

Rafizi kafirlerin rivayet ettiği şeyleri burda paylaşmayın...Varsa bir delililiniz sağlam olan sünni kaynaklardan numaraları ile veriniz...
 
A Çevrimdışı

asrinsirri

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Yezid hakkında ileri geri konuşup onun yapmadığı fiilleri ona nispet edenler ya bir rafizi kafirdir yada cahil bir sünnidir...

Son zamanlarda forumu rafizi kafirler ve sapık sufiler basmış ehli sünnette alttan alttan saldırmaya başlamışlar..Admin geniş bir temizleme operasyonuna başlamalıdır.Yoksa çok ağır konuşacağım.

Rafizi kafirlerin rivayet ettiği şeyleri burda paylaşmayın...Varsa bir delililiniz sağlam olan sünni kaynaklardan numaraları ile veriniz...
Akhi Ehl-i Sünnet Alimleri de İhtilaf etmiş diye biliyorum Yezid hakkında. Hakaret etmediğimi söyleyeyim baştan, yanlış anlaşılmasın...
 
M Çevrimdışı

Muhammed Et-temimi

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Akhi Ehl-i Sünnet Alimleri de İhtilaf etmiş diye biliyorum Yezid hakkında. Hakaret etmediğimi söyleyeyim baştan, yanlış anlaşılmasın...

İhtilaf ettiği doğrudur...Ali(r.a) hakkında da hüseyin(r.a) hakında da ihtilaf vardır diğerlerininde...Yani konu haddi aşan ifadeler kullanılması ve mesnetsiz deliller ile bir kişinin yapmadığı emretmediği şeylerin ona nispet edilmesi...Malesef bu konuda genelde millet rafizi kafirlerin sayla sümük edebiyatından etkileniyor...
 
Ömer İbn Abdulaziz Çevrimdışı

Ömer İbn Abdulaziz

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
demişsiniz...

Öncelikle Halife ne demek eğer Allah (c.c) ve Hz. Resulullah (s.a.v)'in temsilcisi ise Fasık demekle Kafir olmuşsun demektir yok eğer değil ise sen onu hem fasık olarak niteliyorsun hemde Yaptıklarından dolayıda Allah (c.c) ve Hz. fResulullah'ın (s.a.v) yüceliklerine leke getirerekten küfre girmektesin...Şimdi yöneticeleride Kafirlikle şuçluyorsun ki Onlarda kelimeyi şaadet getirip namaz kılmaktalar ama Eğer yaptıkları icraatleri onları fasık yapıyorsa Yezit'de Allah Resullü'nün (s.a.v) Ehlibeyt'ini katletmesi kadar da büyük bir günah yapmış olması günümüzdekilerle aşşağığa olmasa gerek O zaman Yezit'te kafir olmuştur. O zaman sende tekfir etmiş olursun dimi...

Hz. Hüsey'in (r.a) Kerbela'da küçük 6 Aylık bebeği ve Şam'da ise Hz. Zeynep'in (r.a) Şahadetide buna örnek gösterilebilir....Şimdi dersin ki Onu askerleri öldürdü.. Günümüzün tağut liderleride senin kafirlikle suçladığın şeyleri onların kendileride bizzat yapmadıkları ikrar etseler o zaman masum olmuş olurlar mı? Yani Şimdi Esad Masum mu diyelim zaten askerleri bu işi görüyorlar?

Çok kötü kıyas yapıyorsun Ahim.....

Mesnetsiz tarihi rivayetlere dayanarak konuşuyorsun. Tarih kaynaklarında Sahabeyle bile ilgili öyle rivayetler var ki bunlar asla kabul edilemez. Rafızi şeytanlarından yayılan bazı haberler halk arasında şöhret bulmuştur ki Yezid meselesi de bunlardan biridir. Yezid Huseyin (Radiyallahu anh)'ın öldürülmesi için değil durdurulması ve tutuklanması için ordusunu göndermişti fakat zalim kumandan Huseyin (Radiyallahu anh)'ı şehid etmiştir. Yezid bunun üzerine "Allah sana lanet etsin ben sana onu öldür mü dedim?" demiştir ve Yezid'in ailesi tarafında da bu olay üzüntüyle karşılanmıştır feryat figan ağıtlar yakışmıştır.

Ben sana senin iddialarının tam aksi yönüyle İbn Kesir'den Zehebi'nin tarihinden nakiller getiririm. Dediğim gibi bunlar tarihi rivayetler. Eğer Yezid kafir olsaydı o dönemin alimleri bunu açıklarlardı ve yezidin indirilmesi vacip olurdu. Kafir olan sultanın azledilmedi gerektiğine dair icmayı İbn Hacer gibi birçok alim nakletmiştir. Eğer Yezid kafir ise sen bunu isbat et ve hangi alimler Yezid'i tekfir etmişler bunu isbatla.

Bunu yaparkende Ali Şeriati yahudisinin yaptığı gibi delilsiz, mesnedsiz, edebi bir şekilde yapma. Sözlerini senediyle, kayıtlarıyla beraber naklet. Abdullah İbn Mubarek (Rahmetullahi aleyh)'in dediği gibi:"Eğer isnat olmasaydı dileyen dilediğini söylerdi."
 
Ömer İbn Abdulaziz Çevrimdışı

Ömer İbn Abdulaziz

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ahim ulema'dan konuş başka alim mi kalmadı?

Şimdi Hz. Resulullah'ın (s.a.v) Ehl-i Beyt'ini Allah (c.c) öldürdü?

Halbu ki Kur'an diliyle Hz. Resululla (s.a.v) ne buyurmakatalar;

“De ki sizden, tebliğime karşılık bir ücret istemiyorum, istediğim ancak yakınlarıma sevgidir ve kim güzel ve iyi iş yaparsa onun güzelim mükafatını artırırız; şüphe yok ki Allah, bağışlayandır, iyiliğe mükafatla karşılık verendir. (Şura, 23)

Senin Akiden bozuk ahim Eğer Yezit Allah (c.c) hükmünü uyguluyorsa Allah (c.c) Kur'anda neden emiriyle çelişiyor!??

Bırak edebiyat yapmayı. Müslüman bir Müslümanı öldürse dahi kafir olmaz. Ali (radiyallahu anh) ve Muaviye (radiyallahu anh) arasında cereyan eden savaşta birçok sahabe şehid oldu. Şimdi bana söyle bakalım hangi kesim diğerini tekfir etmiş? Ancak Peygamberleri öldürmek icma ile küfürdür. Bunun dışındakiler ise küfür değildir.

Allah azze ve celle buyuruyor ki:"Eğer müminlerden iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah’ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever."

(Hucurat Suresi 9. Ayet)
 
İ Çevrimdışı

İbn Müberrid

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Ahim ulema'dan konuş başka alim mi kalmadı?

Şimdi Hz. Resulullah'ın (s.a.v) Ehl-i Beyt'ini Allah (c.c) öldürdü?

Halbu ki Kur'an diliyle Hz. Resululla (s.a.v) ne buyurmakatalar;

“De ki sizden, tebliğime karşılık bir ücret istemiyorum, istediğim ancak yakınlarıma sevgidir ve kim güzel ve iyi iş yaparsa onun güzelim mükafatını artırırız; şüphe yok ki Allah, bağışlayandır, iyiliğe mükafatla karşılık verendir. (Şura, 23)

Senin Akiden bozuk ahim Eğer Yezit Allah (c.c) hükmünü uyguluyorsa Allah (c.c) Kur'anda neden emiriyle çelişiyor!??

Ben bir Rafizi ile kardeş olamam. Bundan Allah'a sığınırım. Yezid bir muvahhid idi, ve Allah'ın hükümleriyle devletini ikame ettiriyordu. Esad gibi heva kanunlarıyla değil. Yezid'in Hüseyin rha'yı öldürmediği zaten aşikardir.

Yezid hakkındada ihtilaf vs yoktur, alimler sadece onun fasık mı olduğu hakkında tartışmıştır. Onun küfründe ihtilaf var diyen (Ehli Sünnet arasında) delil getirirse, bizde ihtilafı öğrenmiş oluruz.

Mesnetsiz tarihi rivayetlere dayanarak konuşuyorsun. Tarih kaynaklarında Sahabeyle bile ilgili öyle rivayetler var ki bunlar asla kabul edilemez.

Alusi rha der ki ; "Tarihçiler hıtabul-leyldir. Onlar senede bakmadan, doğru-yanlış ayırt etmeden naklederler"
 
M Çevrimdışı

Musluman.

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Misk i Amber şutlanmış ellerinize sağlık...

Bi de önüne gelene senin itikadin bozuk ahim diyor :)

Bu Lanet adam Edip Yüksel Olmasın
 
M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
Şeyhulislam İbn Teymiyye : Yezid b. Muaviye b. Ebu Sufyan


Yezid Hakkında Farklı Görüşler:

Şeyhulislam -Allah rahmet etsin şöyle dedi:
İnsanlar, Muaviye b. Ebi Sufyan'ın oğlu Yezid hakkın*da ikisi aşırı, mutedil olmak üzere üç fırkaya ayrıldılar:

Aşırılardan birine göre
O, munafık bir kafir îdi. Rasulullah'a (s.a.v.) olan kinine su serpmek, ondan intikam almak Bedir gazvesinde ve diğer savaşlarda Ali b. Ebi Talib ve di*ğerlerinin eli üzere öldürülen dedesi Utbe. dedesinin karde*şi Şeybe, dayısı Utbe'nin oğlu el-Velid ve diğer akrabalarının öcünü almak için Rasulullah'ın torunlarını öldürmeye çalıştı.

Dediler ki: Bu yaptığı. Bedir savaşından kalma bir kin ve cahiliye damarıdır. Onun dili üzere de şöyle bir şiir söylerler:
" O yüklü develer görüldüğünde ve o başlar Cirun tepe*sinde yükseldiğinde,
Karga öttü. İster öt ister ötme dedim.
Ben Peygam*ber den alacağımı aldım."

Yine İbn ez-Ziba'ra'nın Uhud günü söylediği şu şiirini okuduğunu söylerler:
"Keşke Bedir'deki büyüklerim göreydi
Hazreclilerin atılan oklardan nasıl korktuklarını.
Büyüklerinden bir çoğunu öldürdük
Bedir'e karşılık olsun diye. tam da karşılık oldu."

Ve buna benzer daha nice şeyler söylediler.
Rafizi'ler için böyle sözler söylemek kolaydır. O Rafizi'ler ki Ebu Bekir, Ömer ve Osman gibilerini bile tekfir eder*ken, elbette Yezidi' tekfir etmek onlar için çok daha kolay*dır.

Aşırı fırkaları ikincisi ise,
Yezid'i salih bir kişi ve adil bir imam sanırlar. Onlara göre o, Rasulullah (s.a.v.) döne*minde doğmuş "sahabe"dendir. Rasulullah onu eline almış ve ona dua etmiştir.
Bazen onu Ebu Bekir ve Ömer'den üs*tün tutarlar. Aralarında onun bir Peygamber olduğunu söy*leyen de olmuştur.
Şeyh Adiy veya Hasan el-Maktul'un di*linden yalan uydurarak şöyle dediğini naklederler:
"Yezid hakkında tereddüde düştüklerinden dolayı yetmiş velinin yüzü kıbleden alikonmuştur."
Bu gibi sözleri Adaviyye tarikatının aşırıları ile Kürtler ve benzeri sapıklar söylerler.
Oysa Şeyh Adiy, Umeyyeoğullar'indan salih, zahid ve fazıl bir kişiydi. O, ancak Şeyh Ebu'l-Ferec el-Makdisi ve benzerlerinin davet ettiği tarika*ta davet ederdi.
Akidesi, şeyhinin akidesine uygundu. Fakat sonradan tarikatlarına mevzu hadisler, batıl teşbih.
Şeyh Adiy ve Yezid konusunda aşırılıkla, Rafizilere saldırı husu*sunda birtakım aşırılıklar; Rafizilerin tevbesinin kabul edil*meyeceği ve benzeri yalan ve sapıklıklar ilave ediJdi.
Az bir aklı, geçmişlerin hal ve tavırları konusunda az bir bilgisi olan, bu iki gömsün de batıl olduğunu bilir. Bu sebep*ledir ki sünnete bağlılıklarıyla bilinen ilim ehlinden, değer*lendirme kabiliyeti olan akıl erbabından hiç kimse bu iki gö*rüşe de ihtilaf etmemiştir.

Üçüncü görüş ise şöyledir;
O, müslüman sultanlardan olup hem iyilikleri, hem de kötülükleri vardır. Osman'ın (r.a.) hilafeti döneminde doğmuştur. Kafir değildir. Ne var ki kendisi sebebiyle Hüseyin (r.a.) şehid edilmiş ve Harre baskını vuku bulmustur. Ne sahabi, ne de Allah'ın salih kullanndandı. Akıl, ilim, Sünnet ve Cemaat ehlinin hepsinin gö*rüşü budur.

Sonra Yezid konusunda üç fırkaya ayrılmışlar.
Bir fırka onu lanetlemiş; bir fırka onu sevmiş ve birisi de ona ne sövmüş, ne de onu sevmiştir.

İmam Ahmed'den ve onun as*habı ile diğer müslümanlardan mutedil olanların hepsin*den nakledilen, sonuncu görüştür.

İmam Ahmed'in oğlu Salih şöyle diyor:
"Babama dedim ki: Bir topluluk Yezid'i sevdiklerini söylüyorlar.
"Ey oğul dedi, Allah'a ve ahiret gününe inanan, Yezid'i sever mi?"
"O halde niçin onu lanetlemiyorsun?" de*dim.
Ey oğul dedi, babanın bir kimseye lanet ettiğini hiç gör*dün mü?

Mehna şöyle demektedir: Yezid b. Muaviye b. Ebi Sufyan'ı Ahmed'e sordum.
"O Öyle biridir ki, Medine'de yaptığını yaptı" dedi.
"Ne yaptı?" dedim.
"Rasulullah'in (s.a.v.) ashabından bazısını öldürdü ve bu*nun dışında birtakım şeyler yaptı" dedi.
"Başka ne yaptı?" dedim.
"Medine'yi yağmaladı" dedi.
"Kendisinden hadis nakledilir mi?" dedim.
"Hayır, kendisinden bir hadis bile nakledilmez" dedi.
Ka*dı Ebu Ya'la ve başkaları da aynı şeyi zikrederler.

Ebu Muhammed el-Makdisi'ye Yezid'in durumu sorulduğunda:
"Bana ulusan şey o ki kendisine ne sövülür ne de sevilir" dedi.

Bize de ulaşan o ki, dedemiz Ebu Abdillah b. Teymiye'ye Yezid'in durumu sorulduğunda: Ne eksilt, ne de arttır, de*miştir. Yezid ve benzerleri hakkında söylenecek en adil ve en güzel söz budur.

Kendisine sövülmemesi ve lanetlenmemesi meselesine gelince; lanetlenmesini gerektiren bir fıskının bulunmama*sı, ya da tahrimen veya tenzihen belli bir fasığın bizzat la*netlenmeyeceği sebebiyledir.
Buhari'nin Sahih'inde, Ömer'den (r.a.) nakledilen "Hımar" isimli zatın kıssasında, bu zatın tekrar tekrar içki içtiği ve bunun için kırbaçlandı*ğı (celd) bunun üzerine sahabeden biri Hımar'ı lanetleyin*ce Rasulullah'in (s.a.v.):
"Ona lanet etme, çünkü o, Allah ve Rasulunu sever" (Ahmed, 4 / 115) buyurduğu sabittir.
Yine şöyle buyurmuştur: "Mu'mine lanet okumak, onu öldürmek gibidir." (Buhari, Edep 44; Muslim, Eyinan, 176)

Oysa Rasulullah (s.a.v.) içkiyi ve içki içeni lanetlemiştir. Böylece Rasulullah (s.a.v.) genel olarak içki içeni lanet*lediği halde sahih hadiste içki içen şu belli şahsı lanetlememiştir.
Aynı şekilde yetimlerin mallarını yiyen, zina eden ve hır*sızlık yapanlar hakkındaki cezalarla ilgili nasslar genel ol*makla birlikte bu gibi şeyleri yapan bir kimsenin bizzat Cehennem ehlinden olacağını kesin olarak söyleyemeyiz. Çünkü ya tevbe etmesi, ya günahları bağışlatan iyilikler işlemesi, ya günahları bağışlatan musibetlere uğraması ya makbul şefaat ya da başka yerlerde anlattığımız diğer sebep*lerden dolayı tercih edici bir engel sebebiyle o genel nassların gereğinin gerçekleşmemesi mümkündür. Böylece lanetlenmemesinin üç gerekçesi zikredilmiş oldu.

Onu Ianetleyenlere gelince, bunlardan bir kısmına göre onu lanetlememek, lanetlenmesinin caiz olmadığından de*ğil, sair mubah sözleri terketme nevilidendir.
Onu sevmeye gelince, çünkü özel sevgi ancak peygamberler, sıddikler, salihler ve şehidler için olup kendisi bunların hiçbirinden değildir. Nitekim Rasulullah (s.a.v.):
"Kişi, sevdiğiyle beraberdir" (Buhari, Edeb: 96; Muslim, Birn 165; Tirmizi, Zuhd: 50)buyurmuştur.

Allah ve ahiret gününe inanan bir kimse ise, ne Yezid, ne benzeri adil olmayan herhangi bir sultanla beraber olmak is*ter.

Yezidi sevmemenin de iki gerekçesi vardır;

Birincisi; sevilmesini gerektiren salih amelleri yoktur. Zorba sultanlardan biri olarak kalmıştır. Böyle kimseleri sev*mek meşru değildir. Bu gerekçe ve faşıklığı kendisi indin*de sabit olmadığını söyleyenin gerekçesi kanaatimce tevi*le musaittir.

İkincisi: Hal ve tavırlarında zalimliğini ve faşıklığını gerektiren hususlar kendisinden sadır olmuştur. Huseyin'in (r.a.) durumu ve Harre halkının durumu gibi.

Ebu'l-Ferec İbnu'l-Cevzi, Keyelherrasi ve başka alimle*rin onu lanetlemelerine gelince lanetlenmesini mubah kılan fiileri işlemesi sebebiyledir. Ayrıca onlar o bir fasıktı ve her fasık lanetlenir, ya da fasıklığına hukmolunmasa bile masiyet sahibinin lanetlenebileceği görüşünde olabilirler. Nite*kim Sıffin savaşına katılanlar Kunut duasında birbirlerini lanetlemişlerdir.
Ali ve taraftarları namazdaki Kunut duala*rında Şam halkından bazı kimseleri şahıslarını zikrederek la*netlerken, aynı şekilde Şamlılar da karşı tarafı lanetlemişlerdir. Oysa savaşan her iki taraf da: adil olanları da, baği olanları da caiz tevil ehlindendir ve onlardan hiçbiri fasık olarak nitelenemez.
Sair fasıklar lanetlenmese de, işlediği büyük günahların özelliği sebebiyle lanetleniyor da olabi*lir. Nitekim Rasulullah (s.a.v.), bazı masiyetleri işleyenle*ri genel olarak lanetlediği gibi hepsini olmasa da bazı a'si*leri şahıs olarak laneti emiştir. Bunlar da, laneti edilmesinin üç gerekçesidir.

Sevilmesini caiz gören veya onu seven Gazali ve Dusti'nin görüşlerine gelince, bunların da iki gerekçesi vardır:

Birincisi: O, sahabe döneminde ümmetin idare görevini yürütmüş ve sahebeden hala hayatta olanların kendisine ta*bı oldukları bir müsiümandır. İyi birtakım hasletleri vardı. Hoş karşılanmayan Harre olayı ve diğer; hususlarda kendi*sine göre tevilleri vardı. O, hata etmiş bir muctehiddir, der*ler. Ayrıca diyorlar ki: Harre halkı, kendileri başta ona biati bozmuşlardı. İbn Ömer ve başkaları Harre halkının bu ta*vırlarının yanlış olduğunu söylemişlerdir. Huseyin'in (r.a.) öldürülmesine gelince. Yezid ne böyle bir şeyi emretmiş, ne de kınamıştır. Huseyin'in (r.a.) başı kendisine değil. İbn Ziyad'a götürülmüştü.

İkincisi: Buhari'nin Sahih'inde İbn Ömer'den yaptığı bir rivayette Rasulullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğu sabittir;
"Kostantiniyye (İstanbul) üzerine yürüyen ilk ordunun günahları bağışlanmıştır."
Kostantiniyye "ye sefer yapan ilk ordunun komutanı, Ye*zid idi,

Meselenin gerçeği şu ki: Bu görüşlerin her ikisinde de içtihad geçerlidir. Çünkü masiyetleri işleyen birini lanetlemek içtihadın geçerli olduğu bir sahadır. Hem. iyilikleri, hem de kötülükleri işleyen birini sevme hususunda da durum budur. Bilakis, bir kimsede hem övülecek, hem de yerilecek hasletlerin hem sevab, hem de günahın bir arada bulunma*sı çelişen bir durum değildir. Aynı şekilde, hem iyilikleri. hem de kötülükleri bulunması sebebiyle bir kimseye hem rahmet okunması ve dua edilmesi ile lanetlenip sövülmesi de çelişkili bir durum değildir.

Ehl-i Sünnet, -Cehennem'e girseler yahut girmeye mus*tahak olsalar bile- din ehli fasıkların eninde sonunda Cen*net'e gireceleri, böylece hem sevab, hem de cezayı bir ara*da bulunduracakları konusunda ittifak halindedirler. An*cak Mu'tezile ve Hariciler buna karşılar. Onlara göre muka*fatı hakeden cezayı haketmez, ikabı hakaden de sevabı haketmez. Bu mesele meşhur olup ayrıntılara girmenin yeri bu*rası değildir.
Bir kimseye hem duanın, hem de beddua etmenin caiz ol*duğu meselesi cenazeler konusunda tafsilatlı bir şekilde anlatılacaktır. Burada şu kadarını belirtelim ki: Müslüman*ların iyisine de. facirine de rahmet okunur. Her ne kadar bu*nun yanında facir olanına ya şahsı veya nev'i itibariyle lanetlenebilse de durum budur. Lakin ilk durum -yani ne kendisine sövülmesi, ne de sevilmesi- daha orta ve adil bir yol*dur.

İşte bu sebeple ben, büyük fitne esnasında Dımaşk'a ge*len Moğol komutanına bu şekilde cevap verdim.
Benimle onun ve başkaları arasında birtakım konuşmalar geçti. Ba*na bazı sorular sormuştur ve ben de cevap verdim.

Sorula*rından biri de: "Yezid hakkında ne diyorsunuz?" şeklin*deydi.
"Ona ne söver, ne de onu severiz; çünkü o, salih bi*ri değil ki onu sevelim, ama biz, müslümanlardan herhangi birine şahsını belirterek de sövmeyiz" dedim.
Bunun üzeri*ne: "Onu lanetlemiyor musunuz? Zalim biri değil miydi? Hu*seyin'i öldürmedi mi?" dedi.
Ona dedim ki: Haccac b. Yusuf ve benzeri zalimlerden sözedildiğinde Yüce Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de buyurduğu:
"İyi bilin ki Allah'ın laneti zalimlerin üzerindedir. (Hud: 18) sözüne benzer söyleriz. Herhangi bir kimseyi bizzat lanetlemeyi sevmeyiz. Ama şunu da belirtelim ki, alimlerden bir kısmı onu lanetlemiştir. Aslında bu ictihada açık bir husus*tur. Lakin bizim tercih edip tasvib ettiğimiz görüş budur.
Huseyin'i (r.a.) öldüren, ya da öldürülmesine yardımcı olan, buna rıza gösteren kimseye gelince; Allah'ın, melek*lerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun; Allah onu ne bağışlar, ne de affeder.
Moğol komutanı: "Ehî-i Beyt'i sevmiyor musunuz?" dedi.
Dedim ki: Aksine, onları sevmek bizce farzdır ve ifa edilmesi gereken bir görevdir. Kişi, onları sevmekten dola*yı mukafatlandırılır. Çünkü Muslim'in Sahih'inde nakletti*ği bir rivayete göre Zeyd b. Erkam şöyle demektedir: Rasulullah (s.a.v.) Mekke ile Medine arasında "Hum" denilen bir göl yatağında bize bir hutbe verdi ve bu hutbesinde şöyle de*di:
"Ey insanlar! Size iki değerli şey bıraktım. Bunlardan biri: Allah'ın Kitabı'dır."
Allah'ın Kitabından sözetti ve ona sarılmamızı sıkı bir şekilde tavsiye etti. Sonra şöyle devam etti:
"Diğeri de: Akrabam, Ehl-i Beyt'imdir. Ehl-i Beyt'im konusunda size Allah'ı hatırlatırım." (Muslim, Fad’lu Sahabe: 36, 37)
O Moğol komutanına ayrıca şöyle dedim: Biz namazımız*da her gün şöyle deriz:
''Allah'ım. İbrahim ve aline salat ettiğin gibi Muhammed'e ve aline de salat et. Şüphe yok ki Sen, övülensin, aza*met ve celal sahibisin. Allah'ım, İbrahim ve alinin feyiz ve bereketini arttırdığın gibi Muhammed ve alinin feyiz ve bereketini de arttır. Şüphe yok ki Sen. övülensin. azamet ve celal sahibisin."
O zaman Moğol komutanı; "Peki onlara buğz besleyenler kim?" dedi. Dedim ki: "Kim onlara buğz besliyorsa Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun. Allah onu ne bağışlar, ne de affeder."
Sonra Moğol vezire sordum: "Bu adam Tatar olduğu halde niçin Yezid'i soruyor?"
"Kendisine Dımaşk halkının Nasibe'den olduğunu söy*lemişlerdi" dedi. O zaman yüksek bir sesle bağırarak şöy*le dedim:
"Bunu söyleyen yalan söylüyor. Kim bu iddiada bulunu*yorsa Allah'ın laneti onun üzerine olsun. Allah'a yemin ederim ki Dimaşk halkı arasında Nasibe'den kimse yoktur. Onlar arasında böyle bir kişi bile tanımıyorum.Dımaşkta Ali'ye (r.a.) dil uzatan biri çıksa müslümanlar ona gereken cevabı verirler. Evet önceleri Emeviler buralara hakim iken onlardan bazısı Ali'ye (r.a.) düşmanlık besler ve nahoş söz*ler söylerlerdi. Ama bugün, onlardan bir kişi bile kalmış de*ğildir.
(İbn-i Teymiyye, Ashab,ı Kiram, Tevhid yayınları: 93-101)
 
Üst Ana Sayfa Alt