Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Evlenilecek Eşlerde Aranan Vasıflar Nelerdir ?

N Çevrimdışı

Nilay

Üye
İslam-TR Üyesi
"İslâm bir aile dinidir. Müslümanın aile içindeki sorumluluğunu ve evi içindeki görevini İslâm belirler. Müslümanın evi, İslâm toplumunun çekirdeğidir. Ayrıca o, herşeyin özü ve temelidir. Çocuğun bakımı ve eğitimi hususunda babaya yardımcı olacak olan şüphesiz, görevini bilen ve bunu en güzel şekilde yerine getirecek olan iyi eştir. Evin hanımı, bu eğitim faaliyetinde temel direktir. Toplumların hayatında onun faaliyetinin tarihi bir rolü vardır. Toplumu ıslah eden, ümmeti daha iyiye ve daha güçlü olmaya götüren lideri de o dünyaya getirir... İşte ev, bu inanç ve düşüncenin kalesidir, içerden ve dışardan kalenin sağlam olması gerekir. Kalenin her ferdi, dışarıdan sızılmaması için gediklerin önünde durur. Aksi halde, düşman saldırısı karşısında kalenin savunması zorlaşır.


Mü'minin görevi, bu kalenin iç güvenliğini sağlamak ve davetini uzaklara götürmeden önce oranın gediklerini kapatmak olmalıdır. Bunu yapabilmek için de İslâm'a gönül vermiş bir ana gerekir. Bu kalenin güvenliğini sağlamak için, tek başına müslüman bir baba yeterli olmaz. Kız ve erkek çocuklarını gereği gibi yetiştirebilecek ana ve babaya ihtiyaç vardır. Bir erkek, bir grup erkekle birlikte İslâm toplumunu inşâ teşebbüsünde başarılı olamaz. Bu toplumda kadınlar da mutlaka katkıda bulunmalıdır; onlar, geleceğin tohumu ve meyvesi olan neslin bekçileridir... Bu, İslâm davetçilerinin iyi düşünmeleri gereken önemli bir noktadır. İlk eğitim çalışması yuva için; ana (zevce), çocuklar ve genel manada yalanlara yönelik yapılmalıdır.


Müslüman yuvayı inşâ edecek müslüman ananın yetiştirilmesi için fazla ihtimam göstermek gerekir. Böyle bir yuva kurmak isteyenler, öncelikle İslâm'a gönül vermiş bir eş araştırmalıdır. Aksi halde, İslam toplumunu bina etmek gecikecek, gedikleri çoğalmış, zayıf ve tembel olarak devam edecektir."(Düstûru’l-Üsra fi Zılâli'l-Kur'ân, s. 112)



Evlenilecek kadının en iyi özelliği dinine bağlılığı, takvası ve Allah'a olan yakınlığıdır. Böyle bir kadın neşe ve saadet vesilesi olur, kendisi, kocasının serveti ve çocuklarının terbiyesi hususunda ona güven duyulur. Böyle bir ana, çocuklarının karnını doyururken onları aynı zamanda iman ve ahlak umdeleriyle de besler. Yanlarında Allah'ı anar. Rasûlüne salât ve selam getirir. Onlara takvayı zerkeder ve hayatları boyunca İslâm sevgisini kazandırır. Kişi, çocukluk ve gençliğinde aldığı eğitim tarzına göre hayat sürer. Ana babanın nitelikleri, hiç şüphesiz çocuklarına intikal eder.


"Çocukta takva şuur çoğu kez, ana babaya, onlardan birine, amcaya veya dayıya bağlı olarak ortaya çıkar. Hz. Aişe'nin (r.a.) rivayet ettiği şu hadis bu noktayı açıklamaktadır:


"(Nesli devam ettirecek olan) nutfeleriniz için (evleneceğiniz kadını) seçiniz. Çünkü kadınlar, erkek kardeşlerine ve kız kardeşlerine benzer çocuklar doğururlar."(Sahihu'l-Câmi)


Karısının kültürlü olmasını istemek kocanın hakkıdır. Zira kültür, evin idaresi ve çocuğun iyi bir şekilde eğitilmesinde kadına yardımcı olur. Kadın, yapısına ve kemaline uygun bir metodla dilediği ilmi tahsil edebilir. Şu da akla gelmektedir:


"Erkek ile kadın, şiirin beyti gibidir. Şiirin beytinin yarısının sağlam, öbür yansının da zayıf olması güzel olmaz."


Rasûlüllah (s.a.v.), kocalarını gözeten ve çocuklarına şefkat gösteren iyi hasletlerin sahibi Kureyş kadınlarını övmüştür.


Ebu Hüreyre'nin rivayetine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurur:


"Develere binen (Arap) kadınların hayırlısı, çocuğuna çok şefkatli olan ve evindeki kocanın hukukuna riayet eden Kureyş'in iyi kadınlarıdır."(Buhârî, Nikah, 12; Ahmed b. Hanbel, II. 269)


Kadının, çocuklarının eğitimini üstlenmesi ve kocasının hizmetini yerine getirmesi onu en yüksek derecelere yükseltir ve büyük hanımların safına/listesine koyar. Kadının bu ameli, erkeklerin savaş meydanındaki cihadına, mesciddeki Cuma namazına denktir.


Yezid b. es-Seken'in kızı Esma (r.a.) Rasûlüllah'a (s.a.v.) gelerek şöyle demişti;


"Ben, arkamda bulunan müslüman kadınlar topluluğunun elçisiyim. Hep birlikte biz şöyle düşünmekteyiz: Şüphesiz Allah seni hem erkeklere hem de kadınlara gönderdi. Biz sana iman ettik ve sana tabi olduk. Biz kadınlar, kocalarına bağlı ve kılık-kıyafetine dikkat eden tesettürlü hanımlarız, evlerde oturmaktayız. Erkekler ise, Cuma ve cenaze namazlarını kılarak ve cihâda katılarak bizden daha faziletli durumdadır. Ama onlar cihada çıktıklarında, mal ve servetlerini biz korumaktayız, çocuklarını da biz terbiye etmekteyiz. Acaba sevap ve mükafatta onlara ortak olabilir miyiz ey Allah'ın elçisi?" Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.v.) ashabına yönelerek


"Siz, bir kadının, diniyle ilgili bundan daha güzel bir sual sorduğunu duydunuz mu?" deyince, onlar:


"Evet (öyle) ya RasûlAllah (s.a.v.)" dediler. Rasûlüllah da (s.a.y.):


"Ey Esma! Git ve arkanda bulunan kadınlara şunu bildir: Sizden birinizin kocasına itaat ederek iyi davranması, onun hoşnutluğunu istemesi ve ona tabi olması, söylediklerinin hepsine bedeldir."


Ebu'l-Hasen el-Mâverdî, iyi bir eş seçmenin, çocuğun babası üzerindeki hakkı olduğu görüşündedir. O, bu kanaate varırken Hz. Ömer'in şu sözünü dikkate almıştır:


"Çocuğun babası üzerindeki ilk hakkı, evlat istemeden önce ona dindar, iffetli, akıllı, tecrübeli, güzel ahlâk sahibi ve her halükârda kocasıyla uyuşabilen olgun bir ana seçmesidir."


Hatta Rasûlüllah (s.a.v,) Câbir'in gelecekteki çocuklarının yanısıra küçük kız kardeşlerinin de terbiyesini üzerine alacak bir kadını seçme fikrini benimsemiştir. Rasûlüllah'ın (s.a.v.)


"Bakireyle mi yoksa dul kadınla mı evlendin?" sorusuna Cabir:


"Dul ile evlendim" diye cevap vermesi üzerine Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:


"Oynaşabileceğin bir bakire ile evlenseydin ya!" Bunun üzerine Câbir şu açıklamayı yapmıştır:


"Ya RasûlAllah! Babam öldü. (Bakmakla yükümlü olduğum) küçük kız kardeşlerim var. Şimdi yaşça onların emsali bir kızla evlenip de onun, kardeşlerime bakamamasından çekindim. Bu düşünceyle onlara bakabilecek ve terbiye edebilecek dul bir kadınla evlendim."(Buhârî, Nikah, 10; Müslim, Radâ, 58; Ebu Davud, Nikah, 3; Tirmizî, Nikah, 14; Nesâî, Nikah, 6; İbn Mâce, Nikah, 7)


Bundan şu anlaşılmaktadır: Ana olan bir kadının, kocasına karşı yapması gereken vazifelerden birisi de üvey çocuklarını sabır, merhamet ve yumuşaklıkla en iyi bir şekilde eğitmesi; kocasının önünde çocuklarına kızmaması, beddua etmemesi, sövmemesi ve dövmemesi gerekir. Çünkü bütün bunlar, kocayı üzer. Bedduasının kabul edilmesiyle birlikte de her ikisi büyük bir felakete maruz kalır.


Netice itibariyle sâliha bir eş, erkeğin sakladığı gerçek bir dünya ve ahiret hazinesidir.


Sevbân der ki:


"Altın ve gümüşü biriktirip de onları Allah yolunda harcamayanlara elem verici bir azabı müjdele"(Tevbe, 9/34) ayeti nazil olduğunda Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber bir yolculukta idik. Sahabeden bazıları


"Ayet altın ve gümüş hakkında indirildi. Hangi malın daha hayırlı olduğunu bilseydik onu edinirdik" deyince, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:


"En hayırlı varlık, zikreden bir dil, şükreden bir kalp ve imanı hususunda mü'mine yardımcı olan saliha bir eştir."(Tirmizî, Tefsir, 9; İbn Mâce, Nikah, 5; Ahmed b. Hanbel, V, 278)


İbn Abbas da (r.a.) şöyle der:


"Sözkonusu ayet nazil olunca bu, müslümanlara ağır gelmişti. Bunun üzerine Hz. Ömer:


"Ben bir çıkış yolu bulur ve sizi rahatlatırım" diyerek gitti ve


"Ya RasûlAllah! Bu ayet ashabına ağır geldi" dedi. Rasûlüllah da (s.a.v.):


"Allah, geriye kalan mallarınız temiz olsun diye zekatı farz kıldı. Sizden sonrakilere intikal etmesi için de mirası farz kıldı" deyince, Hz. Ömer tekbir getirdi. Sonra da Rasûlüllah (s.a.v.) ona şöyle dedi:


"Erkeğin hazinesini sana bildireyim mi? O, saliha bir eştir; kocası ona baktığı zaman sevindirir, emrettiği zaman itaat eder, gıyabında da onu korur."(Ebu Dâvud, Zekat, 32; Ibn Mâce, Nikah, 5)
 
Üst Ana Sayfa Alt