Buradaki alıntıda Ferit Aydın herhangi bir delil vermeden İstanbulu fetheden orduyu tekfir etmektedir:
“Şurası bir gerçektir ki ta*rihin damgasını spekülatif amaçlarla değiştirmek her zaman mümkün değil*dir. Nitekim İstanbul'daki Ayasofya Kilisesi bile fetihten gü*nümüze dek geçen asırlar boyu Ayasofya Camii adını taşımıştır. Keza Osmanlı Devleti’nin son hükümdarlarından Sultan II. Abdülhamit ve kardeşi Sultan 5. Muhammed Reşad bile dönemlerinde bastırdıkları Osmanlı altın liralarının üzerine Arapça «Duribet fi’l-Kostantıniyya» yani «Konstantiniye’de basılmıştır» ibaresini koydurtmuş İstanbul adını kullanmamışlardır. Bu altın liralar halen Kuyumcularda bol bol satılmakta ve bu gerçeği belgelemektedir. Çünkü ne üzerine sünger çekilen eski adlar artık tarihin akışını değiştirebilecektir, ne de yakıştırılan yeni adlar, buraları yüzyıllar önce fetheden «Mü’minler»’le -hiç de onların izinde olmayan- bugünkü kuşaklar arasında bir bağ oluşturabilecektir!” Ferit Aydın, Yaşam Sahnesinde Sırf Kendimi Oynadım
Görüldüğü gibi mü'minler ifadesini tırnak içinde yazmış. Bu açıkça tekfirdir. Ve hiçbir delil belirtmemiş.
Şimdi eğer delillerle gelen bazı kişilerin delillerinin sahih olup olmadığını incelemeye gerek duymadan, bu kişilere hemen "harici" yaftasını yapıştıranlar, kendi usullerince yapmaları gerektiği üzere ferit aydına da harici demezlerse, bu yaptığı tekfirin üzerine; bu harici ithamlarından bu ithamların ilmi bir delile dayandığından ziyade, şahıslar veya gruplar arası bir zıtlaşmadan kaynaklandığı yönünde bir "koku yayılacaktır." (Gerçi bu koku necd alimlerine harici denmemesinden dolayı çoktan yayılmıştı)
“Şurası bir gerçektir ki ta*rihin damgasını spekülatif amaçlarla değiştirmek her zaman mümkün değil*dir. Nitekim İstanbul'daki Ayasofya Kilisesi bile fetihten gü*nümüze dek geçen asırlar boyu Ayasofya Camii adını taşımıştır. Keza Osmanlı Devleti’nin son hükümdarlarından Sultan II. Abdülhamit ve kardeşi Sultan 5. Muhammed Reşad bile dönemlerinde bastırdıkları Osmanlı altın liralarının üzerine Arapça «Duribet fi’l-Kostantıniyya» yani «Konstantiniye’de basılmıştır» ibaresini koydurtmuş İstanbul adını kullanmamışlardır. Bu altın liralar halen Kuyumcularda bol bol satılmakta ve bu gerçeği belgelemektedir. Çünkü ne üzerine sünger çekilen eski adlar artık tarihin akışını değiştirebilecektir, ne de yakıştırılan yeni adlar, buraları yüzyıllar önce fetheden «Mü’minler»’le -hiç de onların izinde olmayan- bugünkü kuşaklar arasında bir bağ oluşturabilecektir!” Ferit Aydın, Yaşam Sahnesinde Sırf Kendimi Oynadım
Görüldüğü gibi mü'minler ifadesini tırnak içinde yazmış. Bu açıkça tekfirdir. Ve hiçbir delil belirtmemiş.
Şimdi eğer delillerle gelen bazı kişilerin delillerinin sahih olup olmadığını incelemeye gerek duymadan, bu kişilere hemen "harici" yaftasını yapıştıranlar, kendi usullerince yapmaları gerektiği üzere ferit aydına da harici demezlerse, bu yaptığı tekfirin üzerine; bu harici ithamlarından bu ithamların ilmi bir delile dayandığından ziyade, şahıslar veya gruplar arası bir zıtlaşmadan kaynaklandığı yönünde bir "koku yayılacaktır." (Gerçi bu koku necd alimlerine harici denmemesinden dolayı çoktan yayılmıştı)