Filistin'de 'Cündu Ensarullah' tartışması
Filistin'in önde gelen devlet ve fikir adamları ile din alimleri ülkedeki 'Cündu Ensarullah' adlı örgütün yapısını tartışıyor.
Salı, 18 Ağustos 2009 09:50
Dünya Bülteni / Haber Merkezi
Refah'ta yaşanan olaylarla ilgili olarak İslâmî hareket alanında uzman birtakım araştırmacılar, olaylara yol açan grubun ve benzerlerinin dar ufuklu, kendi inandığının mutlak gerçek olduğunu düşünen grup olduğuna dikkat çektiler. Uzmanlar bu gibi grupların siyasi olgunluğa erememiş ve belli saplantılara göre hareket eden marjinal nitelikli oluşumlar olduğuna dikkat çektiler.
İslâmî hareketler konusunda uzman olan Lübnanlı araştırmacılardan Muhammed Aluş Filistin Enformasyon Merkezi'ne konu hakkında verdiği bilgilerde şu hususlara dikkat çekti:
"Bu gibi grupların ortak karakterleri dar ufuklu olmaları, kendi bildiklerinin mutlak gerçek olduğunu düşünüp ona mutlak inançla bağlanmalarıdır. Bu gibi oluşumları hareket veya cemaat değil marjinal gruplar olarak nitelemek gerekir. Bu gibi gruplar olaylara sadece kendi açılarından bakarlar. Güvenilir ilim adamlarının üzerlerinde farklı görüşler ortaya koyduğu konularda bu görüşlere itibar etmezler. Bu özelliklerinden dolayı onların nazarında birtakım sabiteler oluşmuştur. Sadece bu sabitelerin uygulanması gerekir. Vela ve bera yani bağlılık ve uzak durma anlayışları da buna dayanır. Biri eğer onların sabitelerini onaylıyor ve bağlı kalıyorsa ona vela, değilse ondan da beri olmak, bağları koparmak gerekir."
Yine İslâmî hareketler konusunda uzman olan araştırmacı yazar Fadi Şâmiye de Gazze'deki söz konusu grubun İslâm şeriatını uygulama iddiasıyla bizzat İslâmî direniş mensuplarına karşı savaş açtıklarına, öte yandan İsrailli güçlere karşı herhangi bir çarpışmaya girmediklerine dikkat çekti. Şamiye, bu kişilerin aynı zamanda Filistin'deki İslâmî hareketi karalaması için İsrailli işgalcilerin eline bir koz verdiklerine de dikkat çekti.
"Cihatçı selefi" olduğu iddia edilen akımın düşünce önderlerinden olan Şeyh Vail el-Buteyri de Gazze'deki yönetimin İslâmî bir duyarlılık taşıdığını dile getirerek "Cundu Ensarallah grubunun emirlik ilan etmek suretiyle Gazze'deki ana bünyeden kopmakta acele etmemesi gerekirdi" dedi.
Vail el-Buteyri; "Bir yerde gece yatıp da sabah kalktığımızda hemen İslâm'ın kanunlarının uygulandığını göreceğimizi hayal edemeyiz" diyerek Gazze'de yönetimin İslâmî bir çıkış üzere olduğuna inandıklarını, Müslümanlar için de hüsni zan üzere olmak gerektiğini vurguladı.
Gerekli şartlar oluşturulmadan hadleri (İslâmî cezaları) uygulamanın Peygamber (s.a.s.)'in metoduna aykırı olduğuna dikkat çekerek Gazze açısından çeşitli zorlukların bulunduğunu ve bunların göze alınması gerektiğini ifade etti.
İslâmî gelişmeler konusunda uzman olan Dr. Adnan Ebu Amir de, eş-Şarku'l-Evsat gazetesine yaptığı açıklamada Cundu Ensarillah gibi grupların genelde celcelat diye adlandırıldıklarını dile getirerek bu gibi grupların Gazze'de Hamas'ın 2006'da seçimlere girmesinden sonra oluşmaya başladığına dikkat çekti.
Ebu Amir bu tür grupların Gazze'de pratiğe dönük çalışmalarının geçmişinin bir yıldan fazla olmadığını ifade ederek bu süre içinde muhtelif Internetkafeleri hedef alan bombalama eylemleri düzenlediklerine dikkat çekti. Ebu Amir grupların gerçek isimlerini saklı tuttuklarını ve bunun için Usame bin Ladin'e beyat programı başlığı altında geniş çaplı bir program düzenlemeye hazırlandıklarını söyledi.
Ebu Amir açıklamasında söz konusu grupların fikir ve metotlarını "cihadilik" ve "selefilik" kavramları üzerine dayandırdıklarını, dünya çapında bir cihat içinde oldukları düşüncesi taşıdıklarını, bu düşünceyle bağlı olduklarını söyledikleri şahısları da "dışarıdaki liderler" veya "büyük liderler" olarak isimlendirdiklerini ifade etti.
İsrail gazetesi Maariv de bugün yayınladığı bir haberde Hamas'ın Gazze'de meydana gelen olayları bastırarak bölgede ciddi bir iç çatışmanın önüne geçmeyi başardığını dile getirdi. Gazete olayların Refah'ta bastırılmaması durumunda bölgeye yayılması ve ciddi çatışmaların meydana gelmesi ihtimali bulunduğunu iddia etti.
GAZZE'DE 'TEKFİRCİ' GRUPLAR ARTIYOR
Bununla birlikte Refah'ta İslâmî emirlik iddiasıyla polislerle çatışmaya giren Cundu Ensarillah adlı grubu desteklediğini ortaya koyan ve kendini Suyufu'l-hak (Hakkın kılıçları) olarak adlandıran bir grup adına olay sonrası Gazze'de dağıtılan bildiride, Hamas liderlerine yönelik tehditlerde bulunuldu. Bildiride halktan da, polis merkezlerinden ve Hamas liderlerinin namaz kıldığı camilerden uzak durmaları istendi. Bu tehdit Irak'ta camileri kana bulayan korkunç fitnenin Gazze'ye de taşınması için çaba sarf edildiği işaretleri taşıyor.
Hamas tarafından yapılan açıklamada da fitneyi Gazze'ye taşıma çabası içindeki tekfirci grupların İsrail tarafından desteklendiği ve yönlendirildiği iddia edildi.
Hamas resmi sözcüsü Samî Ebu Zuhri, el-Alem televizyonuna yaptığı açıklamada işgal devletinin söz konusu tekfirci gruplarla ilgili her şeyi bildiğini ve onlar vasıtasıyla ortalığı karıştırma, istikrar sağlanmasını engelleme çabası içinde olduğunu dile getirdi.
Filistin'in önde gelen devlet ve fikir adamları ile din alimleri ülkedeki 'Cündu Ensarullah' adlı örgütün yapısını tartışıyor.
Salı, 18 Ağustos 2009 09:50
Dünya Bülteni / Haber Merkezi
Refah'ta yaşanan olaylarla ilgili olarak İslâmî hareket alanında uzman birtakım araştırmacılar, olaylara yol açan grubun ve benzerlerinin dar ufuklu, kendi inandığının mutlak gerçek olduğunu düşünen grup olduğuna dikkat çektiler. Uzmanlar bu gibi grupların siyasi olgunluğa erememiş ve belli saplantılara göre hareket eden marjinal nitelikli oluşumlar olduğuna dikkat çektiler.
İslâmî hareketler konusunda uzman olan Lübnanlı araştırmacılardan Muhammed Aluş Filistin Enformasyon Merkezi'ne konu hakkında verdiği bilgilerde şu hususlara dikkat çekti:
"Bu gibi grupların ortak karakterleri dar ufuklu olmaları, kendi bildiklerinin mutlak gerçek olduğunu düşünüp ona mutlak inançla bağlanmalarıdır. Bu gibi oluşumları hareket veya cemaat değil marjinal gruplar olarak nitelemek gerekir. Bu gibi gruplar olaylara sadece kendi açılarından bakarlar. Güvenilir ilim adamlarının üzerlerinde farklı görüşler ortaya koyduğu konularda bu görüşlere itibar etmezler. Bu özelliklerinden dolayı onların nazarında birtakım sabiteler oluşmuştur. Sadece bu sabitelerin uygulanması gerekir. Vela ve bera yani bağlılık ve uzak durma anlayışları da buna dayanır. Biri eğer onların sabitelerini onaylıyor ve bağlı kalıyorsa ona vela, değilse ondan da beri olmak, bağları koparmak gerekir."
Yine İslâmî hareketler konusunda uzman olan araştırmacı yazar Fadi Şâmiye de Gazze'deki söz konusu grubun İslâm şeriatını uygulama iddiasıyla bizzat İslâmî direniş mensuplarına karşı savaş açtıklarına, öte yandan İsrailli güçlere karşı herhangi bir çarpışmaya girmediklerine dikkat çekti. Şamiye, bu kişilerin aynı zamanda Filistin'deki İslâmî hareketi karalaması için İsrailli işgalcilerin eline bir koz verdiklerine de dikkat çekti.
"Cihatçı selefi" olduğu iddia edilen akımın düşünce önderlerinden olan Şeyh Vail el-Buteyri de Gazze'deki yönetimin İslâmî bir duyarlılık taşıdığını dile getirerek "Cundu Ensarallah grubunun emirlik ilan etmek suretiyle Gazze'deki ana bünyeden kopmakta acele etmemesi gerekirdi" dedi.
Vail el-Buteyri; "Bir yerde gece yatıp da sabah kalktığımızda hemen İslâm'ın kanunlarının uygulandığını göreceğimizi hayal edemeyiz" diyerek Gazze'de yönetimin İslâmî bir çıkış üzere olduğuna inandıklarını, Müslümanlar için de hüsni zan üzere olmak gerektiğini vurguladı.
Gerekli şartlar oluşturulmadan hadleri (İslâmî cezaları) uygulamanın Peygamber (s.a.s.)'in metoduna aykırı olduğuna dikkat çekerek Gazze açısından çeşitli zorlukların bulunduğunu ve bunların göze alınması gerektiğini ifade etti.
İslâmî gelişmeler konusunda uzman olan Dr. Adnan Ebu Amir de, eş-Şarku'l-Evsat gazetesine yaptığı açıklamada Cundu Ensarillah gibi grupların genelde celcelat diye adlandırıldıklarını dile getirerek bu gibi grupların Gazze'de Hamas'ın 2006'da seçimlere girmesinden sonra oluşmaya başladığına dikkat çekti.
Ebu Amir bu tür grupların Gazze'de pratiğe dönük çalışmalarının geçmişinin bir yıldan fazla olmadığını ifade ederek bu süre içinde muhtelif Internetkafeleri hedef alan bombalama eylemleri düzenlediklerine dikkat çekti. Ebu Amir grupların gerçek isimlerini saklı tuttuklarını ve bunun için Usame bin Ladin'e beyat programı başlığı altında geniş çaplı bir program düzenlemeye hazırlandıklarını söyledi.
Ebu Amir açıklamasında söz konusu grupların fikir ve metotlarını "cihadilik" ve "selefilik" kavramları üzerine dayandırdıklarını, dünya çapında bir cihat içinde oldukları düşüncesi taşıdıklarını, bu düşünceyle bağlı olduklarını söyledikleri şahısları da "dışarıdaki liderler" veya "büyük liderler" olarak isimlendirdiklerini ifade etti.
İsrail gazetesi Maariv de bugün yayınladığı bir haberde Hamas'ın Gazze'de meydana gelen olayları bastırarak bölgede ciddi bir iç çatışmanın önüne geçmeyi başardığını dile getirdi. Gazete olayların Refah'ta bastırılmaması durumunda bölgeye yayılması ve ciddi çatışmaların meydana gelmesi ihtimali bulunduğunu iddia etti.
GAZZE'DE 'TEKFİRCİ' GRUPLAR ARTIYOR
Bununla birlikte Refah'ta İslâmî emirlik iddiasıyla polislerle çatışmaya giren Cundu Ensarillah adlı grubu desteklediğini ortaya koyan ve kendini Suyufu'l-hak (Hakkın kılıçları) olarak adlandıran bir grup adına olay sonrası Gazze'de dağıtılan bildiride, Hamas liderlerine yönelik tehditlerde bulunuldu. Bildiride halktan da, polis merkezlerinden ve Hamas liderlerinin namaz kıldığı camilerden uzak durmaları istendi. Bu tehdit Irak'ta camileri kana bulayan korkunç fitnenin Gazze'ye de taşınması için çaba sarf edildiği işaretleri taşıyor.
Hamas tarafından yapılan açıklamada da fitneyi Gazze'ye taşıma çabası içindeki tekfirci grupların İsrail tarafından desteklendiği ve yönlendirildiği iddia edildi.
Hamas resmi sözcüsü Samî Ebu Zuhri, el-Alem televizyonuna yaptığı açıklamada işgal devletinin söz konusu tekfirci gruplarla ilgili her şeyi bildiğini ve onlar vasıtasıyla ortalığı karıştırma, istikrar sağlanmasını engelleme çabası içinde olduğunu dile getirdi.