Fitrenin Verileceği Yerler Yahut Fitreyi Alacak Olanlar:
Fakihler fitrenin verileceği yerlerin farz olan zekâtın verilebileceği yerler olduğunda ittifak etmişlerdir. (ed-Durru'l-Muhtâr, II, 107-108; Bidayetu'l-Muctehid, I, 273; el-Kavânînu't-Fıkhıyye,112; eş Şerhu's-Sağir, I, 677; el-Muhezzeb, I, 170; Hâşiyetu'l Bâcurî, I, 291; el-Muğnî, III. 74, 78, 79, Muğni'l-Muhtâc, 1,405)
Çünkü fitre bir nevî zekâttır. Dolayısıyla verileceği yerler de diğer zekâtın verileceği yerlerdir. Aynca fitre de zekâttır ve Allah tealâ'nın şu sözünün umumi manası içine girmektedir:
"Sadakalar (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarak ancak, yoksullara, düşkünlere, (zekât toplayan) memurlara, gönülleri (İslâm'a) ısındırılacak olanlara, (hurriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda çalışıb cihad edenlere, yolcuya mahsustur. Allah pek iyi bilendir, hikmet sahibidir." (Tevbe 60)
Fitreyi, zekâtın verilemeyeceği yerlere vermek caiz değildir. Mâlikî, Şafiî ve Hanbelî'lerden oluşan cumhura göre fitrenin zımmilere verilmesi câiz değildir.
Malların zekâtının Müslüman olmayanlara verilemeyeceği konusunda âlimler arasında ihtilâf yoktur.
İbni Munzir şöyle demiştir: "İlim adamları malın zekâtının zimmilerden birine verilemeyeceği konususunda icma etmişlerdir.
Hanefi'lere göre: Fitre harcanacağı yerler bakımından ve her durumda zekât gibidir. Ancak zımmilere verilmesinin kerahetle caiz olması konusunda bir fark söz konusudur. Bir de fitre malın yok olması ile düşmez. Fakat, fetva Ebu Yusuf'un görüşüne göredir. Bu da fitrenin zımmilere verilmesi caiz değildir. Malların zekâtında olduğu gibi. Dayandığı delil daha önce de geçen şu hadistir: "Zekât zenginlerden alınıb fakirlerine verilir."
Buna göre, fitre ittifakla hür, Müslüman ve fakir olan ve Haşimi olmıyan herkese verilebilir. Çünkü Peygamber efendimizin kabilesi Haşimî kabilesine mensup olan kişiler şerefli kişilerdir. Fakat çağımızda zekâtlar Haşimî kabilesine mensub olanlara da verilebilir. Çünkü onlara beytu'l malden ayrılan ödenek kesilmiştir.
Eğer Müslüman sadece bir ölçeğin bîr kısmına sa' yeterse yahut üzerine vacib olan fitrelerin sadece bir kısmını vermeye muktedir olursa -bir fitreden fazlasının vacip olması durumunda- fitreyi çıkarıb vermesi gerekir. Bunun sebebi, imkânlar ölçüsünde fitreyi korumaktır. Yani önce kendi fitresini verir, sonra geçimini sağladığı kimselerin fitrelerini verir. Cumhura göre geçimini sağladıkları arasında hanımını öne alır. Çünkü hanımın nafakası daha kuvvetlidir.
Malikî ve Hanbeli'lere göre: En azhar olan görüş, babanın evlattan önceye alınmasıdır. Bu tertibin dayandığı delil Peygamber (a.s.)'in şu hadisidir:
"Önce kendinden başla, sonra geçimini sağladıklarına bak."
(Bu iki hadisin toplamıdır. Hadisin birinci şıkkını Ahmed, Muslim, Ebu Dâvud ve Neseî tarafından Cabir'den; ikinci şıkkı Taberâni'de Hakim b. Hizam'dan Neseî'de de Tarık el-Muharibi'den rivayet edilmiştir. Neylu'l-Evtâr, VI, 321,327)
Bunun yanında, fitre nafakaya dayalı bir şeydir. Kişi nafaka ödemede nasıl önce kendisinden başlarsa, fitrede de öyle yapması gerekir.
Şafii'Iere göre: Kişi önce kendisinin fitresini verir, sonra eşinin, sonra küçük çocuğunun, sonra anasının sonra babasının sonra da büyük çocuğunun fitresini verir. Bunun dayandığı delil Câbir (r.anh)'ten rivayet edilen şu hadistir:
"Önce kendin için harca, eğer bir şey artarsa ailen için harca. Eğer yine artarsa yakınlarına harca. Ondan da artarsa çevrende bulunanlara harcarsın." (Muslim)
Kişinin akrabaları içinde zekât verebileceği kimselere fitre vermesi de caizdir. Fitreyi zengin olanlara veremez. Bunun gibi nafakası kendisine farz olan akrabasına da vermesi caiz değildir. Ayrıca zekât almış bulunan bir kimseye de verilmez. Fitrenin zekâtın verileceği sekiz sınıfa verilmesi caizdir. Çünkü fitre de bir çeşit sadakadır, dolayısıyla malın zekâtına benzer.
Şafiî mezhebinde kuvvetli olan görüşe göre; fitrenin sekiz sınıfa verilmesi vacibdir. Ancak bunu yapmakta güçlük vardır. Şafiî'lerden bazıları, fitrenin bir kişiye verilmesinin caiz olduğu görüşünü tercih etmişlerdir. Yaşadığımız bu zamanda bu görüşü taklit etmemizde bir beis yoktur. Nitekim Bacurî de böyle söylemiştir. Bazıları da şöyle demişlerdir: Şafii eğer hayatta olsaydı, bununla fetva verirdi.
Fakihler bir sa' bir kaç yoksula verilmesini ve aralarında bölüşülmesini caiz görmüşlerdir. Şafii'ler dışındaki fakihler, bir kaç sa'lık fitrenin fakirlerden sadece bir tanesine verilmesini, yine her şahsın fitresini bir yoksula yahut bir kaç yoksula vermelerini câiz görmüşlerdir. Yani cumhur bir topluluk için lâzım olan fitreyi bir kişiye, bir kişiye gerekli olan fitrenin bir topluluğa verilmesini câiz ve mubah görmüşlerdir.
Fakihler arasında bir kişiyle verilmesi gereken fitrenin bir topluluğa verilmesinin câiz olduğu hususunda ihtilaf yoktur. Çünkü bunu yapan kişi, sadakasını hak kazananlara vermiş olur. Dolayısıyla, bir kişiye verdiği zamanda olduğu gibi, fitre borcundan kurtulur.
Bir topluluğun fitresini bir kişiye vermeye gelince:
İmam Şafiî, sadakanın altı sınıfa taksim edilmesini vacib kabul etmiştir. Bunun gibi, her sınıfın hissesinin üçer kişiye verilmesini de vacib kabul etmiştir. Nitekim zekâtın harcanacağı yerler bahsinde bu konu zikredilmiştir. Tercih edilen görüş cumhurun görüşüdür. Çünkü fitre, belirli olmayan kimselere verilecek bir sadakadır. Dolayısıyla bir kimsenin bir kişinin alacağından fazla zekât alması caizdir.
Ez cumle, zekat ve fitre (fıtır sadakası), uzak yerdeki ihtiyac sahiblerine, mucahidlere vs. verilebilir.