Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Gizli Şirk

B Çevrimdışı

bulanık

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Ahmed ve Taberi, Ebu Musa el Eşari radiyallahu anh’den şöyle rivayet ettiler:
Ebu Musa el Eşari radiyallahu anh dedi ki:
"Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bize vaazetti ve şöyle dedi:
"Ey insanlar! Şu şirkten sakının! Muhakkak ki o, karıncanın sessiz ve yumuşak yürüyüşünden daha gizlidir."
Bunun akabinde, Allah’ın dilediği bir kimse Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e şöyle sordu:
"Karıncanın sessiz yürüyüşünden daha gizli olan bu şirkten nasıl sakınacağız?"
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle cevap verdi:
"Şöyle deyin: Ey Allah’ım! Muhakkak ki biz, bildiğimiz şeylerde şirk koşmaktan sana sığınıyoruz ve bilmediğimiz şeylerde senin affını istiyoruz."
Hudaybi, bu hadisi delil alarak şöyle dedi :
"İşte! Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu hadiste bize, şirkin iki çeşit olduğunu bildiriyor:
Birincisi: Bildiğimiz şirktir.
İkincisi ise: Bizim tarafımızdan bilinmeyen ve bize gizli olan şirktir.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, bizim tarafımızdan bilinmeyen ve bize gizli olan şirki işlediğimiz zaman, bundan sorumlu olmamamız için Allah-u Teâlâ'dan af dilememizi emretti. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ancak Allah’ın bağışlayacağı suçlardan dolayı Allah-u Teâlâ'dan af dilememizi emreder. Bu gösteriyor ki, kulun bilmediği şirk; Allah-u Teâlâ’ın şu ayette zikrettiği ve affetmeyeceğini bildirdiği şirk değildir:
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor :
"Allah kendisine eş koşulmasını asla bağışlamaz. Bundan başka dilediğini bağışlar."
Bu gösteriyor ki; insan bilmediği bir şirki işlerse, bundan dolayı müşrik sıfatını almaz, cahil de cehaleti sebebiyle sorumlu tutulmaz.
Bir kimsenin öğrendiği herhangi bir şirk, onun için artık bilinen bir şirktir. Bu ihtilafsiz bir meseledir. Onun için bu kimse, bildiği bu şirki işlerse kafir ve müşrik olur ve ona mürted hükmü verilir. Çünkü işlediği şirk ona gizli değildir ve onu bilmektedir." (Duatun la Kuda s: 102-103)
Ben de diyorum ki:
"Allah için bir düşün!
Tağutların alimleri Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hadislerini nasıl da saptırıp tahrif ediyor ve başka bir hale sokuyorlar!
Ey Hudaybi!
Bu hadiste kastedilen şirkin, büyük şirk olduğunu sana kim söyledi?
Bu hadisi açıklayan hangi alim, senin söylediğin gibi söyledi?
Hangi alim: "Büyük şirk çeşitlerinden birini bir kimse bilmiyorsa, bu şirk o şahsa nispet edildiğinde gizli şirk olmuş olur ve bu kimse, böyle bir şirk işlediği zaman müşrik olarak isimlendirilmez. Çünkü bu konuda cahildir, bu şirki bilmiyordu" demiş ve buna delil olarak da söz konusu bu hadisi getirmiştir?
Ey Hudaybi!
Senin bu hadisten anladığının manası şudur:
"İşlediği büyük şirkin, şirk olduğunu bilmedikçe hiç kimseye müşrik sıfatı verilemez. Bu sebeble, bu kimseyi müşrik olarak isimlendirmek asla caiz değildir."
Bu anlayış, kitap ve sünnetteki kat’i delillere muhaliftir. Allah’ın yardımıyla bunları; "Rasuller gönderilip hücceti ikame etmeden önce de şirk işleyenlere müşrik sıfatı verilmiştir" bölümünde açıkladık.
Hadisi şerifte bahsedilen, bilemeyeceğimiz, bize gizli olan ve bizden böyle bir şey ortaya çıktığı zaman, müşrik olarak isimlendirilmeyeceğimiz şirke gelince, bu kisinlikle büyük şirklerden değildir. Bu, kişiyi İslam milletinden çıkarmayan ve küçük şirk çeşitlerinden biri olan gizli şirktir.
Bunun delili şudur :
Ebu Said el Hudri radiyallahu anh’den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Sizler için Mesih Deccal’den daha tahlikeli olan şeyi sizlere bildireyim mi?"
Dediler ki: "Evet, bildir." Dedi ki:
"Gizli şirktir. Şöyleki; bir adam kalkıp namaz kılar, başka birinin kendisine baktığını gördüğü zaman namazını güzelleştirir."(Ahmed ve İbn Mace rivayet etti. Zevaid’de bu hadis için senedi hasen denildi.)
Muhammed b. Lebid’den, dedi ki:
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem yanımıza geldi ve şöyle buyurdu:
"Ey insanlar, gizli şirkten sakının!"
Dediler ki: "Ey Allah’ın rasulü! Gizli şirk nedir?"
Buyurdu ki:
"Bir adam kalkıp namaz kılar, başka bir kimsenin kendisine baktığını gördüğü zaman namazını güzelleştirir. İşte bu gizli şirktir." (İbn Huzeyme sahihinde rivayet etti)
Şeddad b. Evs radiyallahu anh dedi ki:
"Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında riyayı küçük şirk kabul ederdik." (İbn Ebi Dünya "İhlas" adlı kitabında, İbn Hacer "et-Tehzib"inde, Taberani ve Hakim rivayet etti ve sahih dedi.)
Huzeyfe radiyallahu anh, Ebu Bekir radiyallahu anh’den, o da Nebi sallallahu aleyhi ve sellemden, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Şirk, karıncanın ayak sesinden daha gizlidir."
Ebu Bekir dedi ki:
"Ey Allah’ın Rasulü! Şirk, sadece Allah-u Teâlâ'dan başkasına ibadet etmek veya Allah’la birlikte birisini çağırmaktan ibaretten değil midir?" Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle cevap verdi:
"Ey annesi ölesice! Sizdeki şirk, karıncanın ayak sesinden daha gizlidir."
Başka bir rivayette şöyle ziyade vardır:
"Bana, Allah ve filanca verdi demendir. Denk tutmak (nid) ise; insanın şöyle demesidir: "Falanca olmasaydı filan beni öldürürdü." (Ed’Durrul Mensur - Suyuti)



Cahiliyyenin Hükmünümü İstiyorlar, kitabundan alıntıdır..
 
C Çevrimdışı

cendel

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Teşri Koyma Şirki

Teşri koymak, helal veya haram, iyilik veya kötülük ölçülerini tayin etmek sadece Allah-u teala'ya ait olan "uluhiyyetin" en önemli özelliklerindendir.

Bu nedenle kim, bu özelliklerden herhangi birisinin kendisinde olduğunu iddia ederse, yani; Allah-u teala'ya muhalefet ederek teşri koyma, helal (serbest) ve haram (yasak) ölçülerini tayin etme, bir şeye iyi veya kötü deme yetkisinin kendisinde bulunduğunu iddia ederse kendisini ilah ilan etmiş ve Allah-u teala'ya denk kılmış olur. Her kim de onun bu iddiasını kabul ederek bu yetkiyi ona verir ve ona bağlanırsa onu kendisine ilah edinmiş olur.

Allah-u teala şöyle buyuruyor:

"Hüküm vermek yalnız Allah'a aittir. Kendisinden başkasına değil, sadece O'na ibadet etmenizi emretti. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler." (Yusuf: 40)

"Yoksa onların Allah'ın izin vermediği şeyi kendilerine dinden bir şeriat koyan ortakları mı vardır?" (Şura: 21)

"(Ey Muhammed!) De ki: "Biliyor musunuz, Allah size rızık olarak her ne indirmişse, onun kimini haram kıldınız, kimini helal..." Yine de ki: "Allah mı bunun için size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?" (Yunus: 59)


Dua Yapmada Şirk

Dua yalnız Allah'a yapılır. Başkasına yapıldığı zaman şirktir. Ölüden yardım istemek gibi...

Allah-u teala şöyle buyuruyor:

"Gemiye bindikleri zaman dini yalnız Allah'a has kılarak O'na yalvarırlar. Ama Allah onları karaya çıkararak kurtarınca O'na hemen eş koşarlar." (Ankebut: 65)

Niyet ve İstemede Şirk

Yani; bir iş yaparken Allah rızasından başka bir şey için yapmaktır.

Allah-u teala şöyle buyuruyor:

"Dünya hayatını ve güzelliklerini isteyenler orada işlediklerinin karşılığını eksikliğe uğratılmadan veririz. İşte ahirette onlara ateşten başka bir şey yoktur. İşledikleri şeyler orada boşa gitmiştir, zaten yapmakta oldukları da batıldır." (Hud: 15-16)

Sevgide ve Muvalatta Şirk
Her kim, sadece Allah-u teala için sever ve buğzeder, dost ve düşman olursa; Allah-u teala'nın sevdiğini sever, sevmediğini sevmezse; Allah-u teala ve rasulüne dost olana dost, düşman olana düşman olursa; Allah-u teala'nın razı olduğu şeylerden razı olur, buğzettiği şeylere buğzederse, işte o kimse sadece Allah-u teala'ya kul olmuş ve imanı tamamlanmıştır.

Her kim de şekli ve resmi ne olursa olsun Allah-u teala' dan başkası için sever ve buğzederse veya dostluk ve düşmanlık gösterirse, işte o kimse de ister kabul etsin veya kabul etmesin, bunlara kul olmuş ve ibadet etmiştir.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle demiştir:

"Allah için seven, Allah için buğzeden, Allah için veren, Allah için vermeyen kimsenin imanı tamamlanmıştır." (Ebu Davud sahih senedle)

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle demiştir:

"İmanın en sağlam kulpu; Allah için dost olmak, Allah için düşman olmak, Allah için sevmek, Allah için buğzetmektir." (Ahmed sahih senedle)

Allah-u teala için dost ve düşman olmanın, sevmek ve buğzetmenin imanın en sağlam kulpu olmasının sebebi; Allah-u teala'ya kulluğun en yüksek mertebesini gösterdiği içindir. Bu sebeble kim, Allah-u teala'dan başkası için dost veya düşman olursa, o kişiye en yüksek seviyede kulluk ve ibadet etmiş olur.

Zatı için sevilen sadece Allah-u teala'dır.

O'ndan başkaları ise ancak O'nun için sevilirler, O'nunla beraber sevilmezler. Allah-u teala'dan başkası, şekli ve mertebesi ne olursa olsun, doğruya ister isabet etsin ister isabet etmesin, ister hak ister batıl üzere olsun zatı için veya Allah-u teala ile beraber sevilirse, onun zatı için dostluk veya düşmanlık gösterilirse Allah-u teala'dan başka rab ve ilah edinilmiş olur.

Allah-u teala şöyle buyuruyor:

"İnsanlardan, Allah'dan başka edindikleri denkleri Allah gibi sevenler vardır. Oysa iman edenlerin Allah'ı sevmeleri daha şiddetlidir." (Bakara: 165)
Korku Şirki
Allah-u teala şöyle buyuruyor:

"Eğer inanmışsanız onlardan korkmayın benden korkun." (Al-i İmran: 175)

Yalnız Allah-u teala'nın elinde olan şeyler hakkında Allah-u teala'dan başkasından korkmak büyük şirklerdendir.

Örneğin; neslini kesebileceği endişesiyle insan veya cinden korkmak. Çünkü bu, sadece Allah-u teala'nın elindedir.

Hastalık, fakirlik veya sakatlık verebileceği zannıyla insanlardan veya cinlerden korkmak da böyledir.

Ölüden veya cansız bir varlıktan zarar geleceği zannıyla korkmak büyük şirktir. Velev ki bu, ölünün hayatta iken yapabileceği şeylerden olsun.

Örneğin; bir ölünün kendisini dövebileceğinden korkması gibi... Bu, büyük şirktir. Çünkü ölünün bunu yapmaya kudreti yoktur.

Bir mahlukattan korktuğundan dolayı ona ibadet etmek büyük şirktir. Örneğin; korktuğundan dolayı bir kişi için kurban kesmek gibi...

Oturacağı yeni bir evde cinler kendisine zarar vermesinler diye, onların şerrinden korunmak amacıyla cinler için kurban kesmek de büyük şirktendir.

Tevekkül Şirki

Tevekkülün şer-i manası; hayrı elde etmek veya şerri defetmek için Allah'a güvenmektir.

Allah-u teala şöyle buyuruyor:

"Eğer mü'min iseniz yalnız Allah'a tevekkül edin." (Maide: 23)

"Kim Allah'a tevekkül ederse Allah ona yeter." (Talak: 3)

Yalnız Allah'a güvenmek, O'na gönülden bağlanmak, tevhiddir.


Tevekkül aşağıdaki durumlarda büyük şirk olur:

- Sadece Allah-u teala'nın yapabildiği konularda yaratılanlara güvenmek.

Örneğin; yağmur yağması, rızık elde etmek, çocuk sahibi olmak, hastalıktan korunmak ve hastalıktan kurtulmak gibi sadece Allah-u teala'nın elinde olan meselelerde Allah-u teala'dan başkasına güvenmek gibi.

- Ölülere ve cansızlara herhangi bir konuda tevekkül etmek, güvenmek.
 
Üst Ana Sayfa Alt