Guantanamo’ ve ‘Ebu Gureyb’ten “Beter”
Pakistan Cezaevlerinde 173 GÜN yatan yazar HabbaB Çetin, yaşadıklarını Vakit’e anlattı:
El Kaide üyesi suçlamasıyla gözaltına alınıp Pakistan Askerî İstihbarat Birimi ISI'nın hapishanelerinde 173 gün kalan yazar Habbab Çetin Akdeniz, hapishanede yaşadıklarını Vakit'e anlattı. ISI'nın hapishanelerinin Guantanamo ve Ebu Gureyb'ten beter olduğunu ifade eden Akdeniz, hapishanede kalan SVat'lı Esadullah isimli bir mahkûmun uğradığı işkencelerden de bahsetti. Akdeniz; “Esadullah hücredeyken elleri, kolları bağlanmış ve her tarafı yara bere içindeyken, 4.5 aylık hamile olan eşini getiriyorlar. Eşine Esadullah'ın gözleri önünde zina ediyorlar. Yüzüne, karnına vurarak işkence ediyorlar. Eşi hamile olduğu için 4.5 aylık bebeği karnından dışarı çıkıyor” dedi.
Yazar Habbab Çetin Akdeniz, kaleme aldığı yeni kitabı hakkında araştırma yapmak için gittiği Pakistan'da tutuklanarak cezaevine konuldu. Pakistan'da sakalı olduğu için El Kaide üyesi suçlamasıyla tutuklanan Akdeniz, 173 gün Pakistan Askerî İstihbarat Birimi ISI'nın hapishanesinde kaldı. 173 gün sonra suçsuz olduğu belirlenen Akdeniz, serbest bırakıldı.
Habbab Çetin Akdeniz, şu an ISI'nın hapishanelerinde yaşadıklarını anlatacağı, hem de hepsi gerçek olan mahkûmların hikayelerinden bahsedeceği bir kitap hazırlıyor. Biz de Akdeniz ile hapishane şartlarını, yaşadıklarını, hapishanede yapılan işkenceleri, hapishanedeki Türk ve diğer mahkûmlar hakkında konuştuk...
Kitap çalışması yapıyordum
* Öncelikle Pakistan'a neden gittiniz?
- Muhammed İkbal'in, Pakistan üzerindeki etkileri konusunda bir kitap çalışması yapıyorum. Bu kitap çalışması çerçevesince İslamabad'da bulunan Muhammed İkbal Üniversitesi'ne gidip oradaki öğretim üyelerinden İkbal'in Pakistan üzerindeki etkileri hakkında bilgiler edinmeyi düşünüyordum. Bunun haricinde Pakistan'da yaptığım gözlemlerle de kitabımı yazacaktım...
* Sizi neden tutukladılar?
- Pakistan'da şüphe ile içeri alınabiliyorsunuz. Sakalım olduğu için gözaltına alındığımı düşünüyorum. Eğer sakalım olmasaydı, belki gözaltına alınmazdım. Beni El Kaide'ye üye şüphesiyle içeri aldılar.
* Pakistan polisi mi tutukladı?
- Hayır, beni Pakistan Askerî İstihbarat Birimi ISI tutukladı.
* Hangi hapishanede kaldınız?
- 3 tane hapishanede kaldım. İlk olarak Kuvetta hapishanesinde 11 gün, Ravalpindi hapishanesinde 156 gün, İslamabad hapishanesinde 6 gün kaldım.
Hapishaneler çok kötü ve berbat
* Hapishane şartlarından bahseder misiniz?
- Öncelikle ISI'nın hapishaneleri, Guantanamo ve Ebu Gureyb hapishanelerinden beter. Çünkü bu tür hapishaneler, dünyanın gündemine girmiş ve bir bakıma şeffaflaşmış.
ISI'nın hapishanelerinden ise kimsenin haberi yok. Bundan dolayı hapishaneler çok kötü ve berbat. Dünyanın neresinde Pakistan'ın hangi mahallesi, hangi sokağında olduğunuzu bilmiyorsunuz.
Duvarlar kötü, küflenmiş, böcek, karıncalar ve kurbağalarla dolu. Hapishanelere girişte hiçbir resmi işlemden geçmiyorsunuz... Yıllardır ailelerinden haber alamayan ve hiç mahkemeye çıkmamış kişiler var.
* Yemekler nasıl?
- Sabah bir bardak çay ve bir tane lavaş ekmek veriyorlar. Çay içilmeyecek bir halde, damıtmışlar ve sadece azıcık beyazlık rengi katılmış, o kadar. Öğleyin Pakistanlıların dal dediği yarım tasdan biraz daha az çorba veriyorlar. Bunun yanında yarım çay bardağı yoğurt ve bir lavaş ekmek. Akşam ise aynısı yemekte, tanesiz çorba var. Mesela; bize yemek dağıtırlarken tabağın hemen yanından kurbağa atlayıp geçiyor.
Betonda yatıyorsunuz
* Fiziki şartlar nasıldı?
- ISI'nın cezaevleri yerin altında. Güneş ve gökyüzü göremiyorsunuz. Yerde naylon hasırlar var ve betonda yatıyoruz. Yastık var ama yastığın içindeki keçeler taşlaşıp sertleşmiş, bundan dolayı kafamızı koyduğumuzda kulaklarımız eziliyor. Tavanda iki tane çapraz ışık vardı, bu yüzden sürekli aydınlık oluyordu. Bu sebeplerden dolayı uyku tamamen sıkıntılı bir durumdu... Hücreleri işkence hücreleri diye tanımlayabiliriz. Her hücre çapraz iki hücreyi görüyor...
Hapishanenin binası betonarme eski bir bina. Hücrelerin karşılıklı duvarlarında zincirler var. Bu zincirlerin uçlarında mahkûmların elleri ve ayaklarını bağlamak için halkalar var. Açıkçası kendi hacminde bir işkencehane durumunda. Hücrelerde işkence yapılmak için mekanizmalar var. Bunun haricinde işkence yapmak için özel işkence odaları var. Kuvetta'daki hücreler 2 metre uzunluğunda 170-180 cm genişliğinde, 6-7 kişinin kaldığı yerler. Bu hücrelerde uzanarak uyuma imkânı bulunmuyor. Ravalpindi'deki cezaevinde ise 3 metreye 3 ve 2 metreye 3 metre şeklinde hücreler var. tuvalet için 12 saat bekletiyorlar
* Hapishanede namaz kılabildiniz mi?
- Hapishanede abdest almak ve tuvalete gitmek tam bir işkence. Gardiyanlara tuvalete gitmek istediğimizi söylediğimizde, bazen saatlerce bekletebiliyorlar. Bu süre 10-12 saate kadar sürebiliyor. Bu sırada hücrede ihtiyacını giderenler de oluyor.
Abdest almaya veya ihtiyacınızı gidermeye gideceğiniz zaman gardiyan hücreye geliyor, koridorların her iki tarafında lavabolar bulunduğu ve bu lavabolara yaklaşık 5-6 adım gibi yakın bir mesafede olduğumuz halde, ayaklarımı zincirliyorlar, ellerimi arkadan kelepçeliyor, gözlerime bant takıyorlar ve onun haricinde kafama da siyah torba geçiyorlar.
5-6 adım atıp tuvaletin önüne geldiğimde ayaklarımdaki zinciri, ellerimdeki kelepçeyi çıkarıyorlar. Torbayı ve gözlerimdeki bandı da çıkartıyorlar. İhtiyacınızı giderdikten veya abdest aldıktan sonra tekrar kelepçelenip bağlanıp hücreye geliyorsunuz ve hücrede tekrar çıkartıyorlar üzerinizdekileri.
sabun yok..
* Tuvaletlerdeki temizlik durumu...
- Tuvaletlerde sabun yok, onun için temizlenemiyoruz. Haftada iki gün sabun geliyor ve çok anlamsız bir sistem olduğu için öğleye kadar bitiyor. Haftanın 5 günü sabunsuz kalıyorsunuz. Çoğu kez ellerimi duvardaki kalıntılara sürterek temizledim, mahkûmların hepsi de böyle yapıyor. İçme suyu ihtiyacımızı depodan gelen ve tuvaletteki lavabodan akan sularla gideriyorduk. Çok kötü bir suydu.
* İşkence yapılıyor mu?
- Hapishanede sürekli kan kokuları, silah mekanizmalarının sesleri, işkence gören mahkûmların bağrışmaları var. Sorgulamalar da bu sesler altında yapılıyor.
Arap tutuklulara çok feci şekilde işkence yapılıyor ve işkence sonucunda komalık oluyorlar. Bu işkenceler, bileklerine elektrik verme, Filistin askısı, çarmık, lastiğin içine geçirme, ayağının altındaki deriler parçalanıp yerlere dökülünceye kadar falaka şeklinde oluyor...
* Size işkence yapıldı mı?
Hayır. Yazar olduğumu söylediğim için bana işkence yapmadıklarını düşünüyorum...
tutuklu Çok türk var
* Hapishanede bulunan Türklerden bahseder misiniz?
- Ben hapishanede 5 tane Türk'le tanıştım. Bunun haricinde daha çok Türk tutuklu olduğunu düşünüyorum. Muhammed Emin, Sait, İbrahim, Hamza ve Servet isimli kişileri tanıdım...
Muhammed Emin, Türkistan kökenliydi. Kolları tutmuyordu ve çok zayıflamıştı, geldiği nokta ölümcüldü. Onunla aynı hücrede kalan bir Pakistanlı, sonra benim hücremde kaldı ve bana detaylı bilgiler anlattı. Hapishaneden sorgulamaları CIA yapıyor. Burada Türklere genelde fiziksel işkence yapmasalar da; işkence yapılanların içinde sorguladıkları için bir bakıma psikolojik işkence uygulanıyor. Türkiye'de yaşıyor, şu anda serbest mi bırakıldı bilmiyorum. Sait'in tahliyesi çıkmıştı ama parası olmadığı için Türkiye'ye gelemedi. Türkiye'deki yakınları ile de irtibat kurulmadı. Diğer 3 mahkûm ise tebliğ cemaatine bağlı kişiler. Grup halinde Pakistan'a giriş yapmışlar. Pasaportlarını kaybettikleri için tutuklanmışlar. İbrahim 3.5 ay hapishanede kaldı. İbrahim'le son gece aynı hücrede kaldık ve beraber aynı uçakla İstanbul'a geldik.
Hamza, 22 yaşında genç bir kişi. Sürekli serum verdiler kendisine. 1.5 ay boyunca ölümcül şekilede hastaydı. Hastaneye götürmüyorlardı, serumu da hücrede demire bağlayarak veriyorlardı. Sonunda bir deri bir kemik kalmıştı. 2.5 ay sonra serbest bırakıldı. Onu benden 1 ay önce bıraktılar. Hamza şu an Türkiye'ye geldi ama hücrelerin şartlarından dolayı bitmiş bir haldeydi. Zaten hücrede yemek yiyemiyordu, yediğini de çıkartıyordu. Servet de parasızlıktan dolayı gelemedi. Karadenizli ve sporcu birisiydi.
* ISI'nın ne kadar hapishanesi var?
- Bilemeyiz ki. Lahor, Peşaver, Kuvetta, İslamabad, Ravalpindi'de hapishaneler olduğunu biliyorum. Diğerleri hakkında bilgim yok.
işKenceyi ısı'nın adamları yapıyor
* İşkenceyi yapanlar kim?
- İşkence yapanlar, Pakistanlı ama sorguda Amerikalılar var. Fakat asıl işkenceyi yapanlar ISI'nın adamları.
* Sizce ISI ile CIA arasındaki bağ ne?
- Ciddi derecede birbirleriyle irtibatlı olduğunu ve çok iyi bir bilgi akışları olduğunu düşünüyorum. ISI'nın CIA'dan bağımsız hareket edeceğini sanmıyorum. Ayrıca, Amerika, Pakistan hükümetine masraflar hariç her bir tutuklu için günde 70 dolar ödüyor. Benden kazandıkları para 10 bin küsur dolar.
Gözleri önünde çocuğunu düşürttüler
* İşkenceye uğrayan kişiler hakkında bilgi verir misiniz?
- Svat'ta başlayan patlamalar sonucunda evinden ayrılıp çadırda yaşayan Esadullah isimli, 26 yaşında, evli ve 3 çocuk babası olan Svat'lı bir mahkûma çok kötü şekilde işkenceler yapıldı. Esadullah, ailesiyle ilgili birtakım suçlamalardan dolayı içeri alınmış. Saydığım işkencelerin çoğu üzerinde denenmiş. Esadullah, kendisine sorulan soruların cevaplarını bilmediği için onlara bilgiler veremiyor ama sorgulayanlar ise ısrarla bildiklerini düşündükleri için işkenceler yapıyor. Sonunda Esadullah'a eğer sen bilgi vermezsen, eşine işkence yaparız diyorlar...
Esadullah hücredeyken elleri, kolları bağlanmış ve her tarafı yara bere içinde, 4.5 aylık hamile olan eşini getiriyorlar. Eşine Esadullah'ın gözleri önünde zina ediyorlar... Yüzüne ve karnına vurarak işkence ediyorlar. Eşi hamile olduğu için 4.5 aylık bebeği karnından dışarı çıkıyor.
Eşi daha sonra Esadullah'ın sürüklenerek yanına geliyor, ayaklarını öpüyor. Bu sırada Esadullah işkencelerden dolayı bayılıyor. Ayıldığında eşinden bir daha haber alamıyor, öldü mü, yaşıyor mu, hiçbir bilgi yok...
Esadullah, yaklaşık 1-1.5 saatte anlatılacak olan bu durumu, bana 4-5 günde ancak anlatabildi. Çünkü 2 dakika anlatıyor, daha sonra ağlamaya başlıyor. benim yanımdaki hücrede kaldığı için bu şekilde diyalog kurdum. İşkenceden çıkan kişileri kendi gözlerimle görüyordum. Suudi Arabistanlı Ebu Abdullah Hudeybi isimli kişiyi, saçlarından tutup duvara vurmuşlar. İki kaşının üstü bu sırada tamamen parçalanmış...
* ISI nasıl bir kuruluş?
Zerdali'nin ISI ile iç içe olduğunu düşünüyorum. ISI, Pakistan askerine bağlı bir birim. Hapishanede gardiyanları, aşçıları, temizlikçileri, hepsi asker. Yeraltında gizli bir hapishanedesiniz. Faaliyetlerinizi de gizlemek zorundasınız. ISI'nın yaptığı da bu. Türkiye'deki JİTEM'e benzetebiliriz ama JİTEM'den daha köklü bir kuruluş. ISI, Pakistan tarafından kabullenilmiş bir istihbarat birimi. ISI askerleri laiktirler. Gardiyanlar namaz kılıyorlar ve işkence yapıyorlar. İşkence yaparken namaz vakti geldi diyerek namaza gidiyorlar, geldiklerinde ise işkenceye devam ediyorlar. Bir de işkenceci askerler Şia mezhebine bağlı. El Kaide Sünni bir hareket olduğu için, içeridekiler hep Sünni, bu yüzden Şia gardiyanlar tercih ediliyor diye düşünüyorum. Çatışma ortamı oluşturmak için bu da ayrı bir tezgahtır.
* Peki, Pakistan'a tekrar gitmeyi düşünüyor musunuz?
- Hayır, Pakistan'a gitmeyi düşünmüyorum.
Pakistan Cezaevlerinde 173 GÜN yatan yazar HabbaB Çetin, yaşadıklarını Vakit’e anlattı:
El Kaide üyesi suçlamasıyla gözaltına alınıp Pakistan Askerî İstihbarat Birimi ISI'nın hapishanelerinde 173 gün kalan yazar Habbab Çetin Akdeniz, hapishanede yaşadıklarını Vakit'e anlattı. ISI'nın hapishanelerinin Guantanamo ve Ebu Gureyb'ten beter olduğunu ifade eden Akdeniz, hapishanede kalan SVat'lı Esadullah isimli bir mahkûmun uğradığı işkencelerden de bahsetti. Akdeniz; “Esadullah hücredeyken elleri, kolları bağlanmış ve her tarafı yara bere içindeyken, 4.5 aylık hamile olan eşini getiriyorlar. Eşine Esadullah'ın gözleri önünde zina ediyorlar. Yüzüne, karnına vurarak işkence ediyorlar. Eşi hamile olduğu için 4.5 aylık bebeği karnından dışarı çıkıyor” dedi.
Yazar Habbab Çetin Akdeniz, kaleme aldığı yeni kitabı hakkında araştırma yapmak için gittiği Pakistan'da tutuklanarak cezaevine konuldu. Pakistan'da sakalı olduğu için El Kaide üyesi suçlamasıyla tutuklanan Akdeniz, 173 gün Pakistan Askerî İstihbarat Birimi ISI'nın hapishanesinde kaldı. 173 gün sonra suçsuz olduğu belirlenen Akdeniz, serbest bırakıldı.
Habbab Çetin Akdeniz, şu an ISI'nın hapishanelerinde yaşadıklarını anlatacağı, hem de hepsi gerçek olan mahkûmların hikayelerinden bahsedeceği bir kitap hazırlıyor. Biz de Akdeniz ile hapishane şartlarını, yaşadıklarını, hapishanede yapılan işkenceleri, hapishanedeki Türk ve diğer mahkûmlar hakkında konuştuk...
Kitap çalışması yapıyordum
* Öncelikle Pakistan'a neden gittiniz?
- Muhammed İkbal'in, Pakistan üzerindeki etkileri konusunda bir kitap çalışması yapıyorum. Bu kitap çalışması çerçevesince İslamabad'da bulunan Muhammed İkbal Üniversitesi'ne gidip oradaki öğretim üyelerinden İkbal'in Pakistan üzerindeki etkileri hakkında bilgiler edinmeyi düşünüyordum. Bunun haricinde Pakistan'da yaptığım gözlemlerle de kitabımı yazacaktım...
* Sizi neden tutukladılar?
- Pakistan'da şüphe ile içeri alınabiliyorsunuz. Sakalım olduğu için gözaltına alındığımı düşünüyorum. Eğer sakalım olmasaydı, belki gözaltına alınmazdım. Beni El Kaide'ye üye şüphesiyle içeri aldılar.
* Pakistan polisi mi tutukladı?
- Hayır, beni Pakistan Askerî İstihbarat Birimi ISI tutukladı.
* Hangi hapishanede kaldınız?
- 3 tane hapishanede kaldım. İlk olarak Kuvetta hapishanesinde 11 gün, Ravalpindi hapishanesinde 156 gün, İslamabad hapishanesinde 6 gün kaldım.
Hapishaneler çok kötü ve berbat
* Hapishane şartlarından bahseder misiniz?
- Öncelikle ISI'nın hapishaneleri, Guantanamo ve Ebu Gureyb hapishanelerinden beter. Çünkü bu tür hapishaneler, dünyanın gündemine girmiş ve bir bakıma şeffaflaşmış.
ISI'nın hapishanelerinden ise kimsenin haberi yok. Bundan dolayı hapishaneler çok kötü ve berbat. Dünyanın neresinde Pakistan'ın hangi mahallesi, hangi sokağında olduğunuzu bilmiyorsunuz.
Duvarlar kötü, küflenmiş, böcek, karıncalar ve kurbağalarla dolu. Hapishanelere girişte hiçbir resmi işlemden geçmiyorsunuz... Yıllardır ailelerinden haber alamayan ve hiç mahkemeye çıkmamış kişiler var.
* Yemekler nasıl?
- Sabah bir bardak çay ve bir tane lavaş ekmek veriyorlar. Çay içilmeyecek bir halde, damıtmışlar ve sadece azıcık beyazlık rengi katılmış, o kadar. Öğleyin Pakistanlıların dal dediği yarım tasdan biraz daha az çorba veriyorlar. Bunun yanında yarım çay bardağı yoğurt ve bir lavaş ekmek. Akşam ise aynısı yemekte, tanesiz çorba var. Mesela; bize yemek dağıtırlarken tabağın hemen yanından kurbağa atlayıp geçiyor.
Betonda yatıyorsunuz
* Fiziki şartlar nasıldı?
- ISI'nın cezaevleri yerin altında. Güneş ve gökyüzü göremiyorsunuz. Yerde naylon hasırlar var ve betonda yatıyoruz. Yastık var ama yastığın içindeki keçeler taşlaşıp sertleşmiş, bundan dolayı kafamızı koyduğumuzda kulaklarımız eziliyor. Tavanda iki tane çapraz ışık vardı, bu yüzden sürekli aydınlık oluyordu. Bu sebeplerden dolayı uyku tamamen sıkıntılı bir durumdu... Hücreleri işkence hücreleri diye tanımlayabiliriz. Her hücre çapraz iki hücreyi görüyor...
Hapishanenin binası betonarme eski bir bina. Hücrelerin karşılıklı duvarlarında zincirler var. Bu zincirlerin uçlarında mahkûmların elleri ve ayaklarını bağlamak için halkalar var. Açıkçası kendi hacminde bir işkencehane durumunda. Hücrelerde işkence yapılmak için mekanizmalar var. Bunun haricinde işkence yapmak için özel işkence odaları var. Kuvetta'daki hücreler 2 metre uzunluğunda 170-180 cm genişliğinde, 6-7 kişinin kaldığı yerler. Bu hücrelerde uzanarak uyuma imkânı bulunmuyor. Ravalpindi'deki cezaevinde ise 3 metreye 3 ve 2 metreye 3 metre şeklinde hücreler var. tuvalet için 12 saat bekletiyorlar
* Hapishanede namaz kılabildiniz mi?
- Hapishanede abdest almak ve tuvalete gitmek tam bir işkence. Gardiyanlara tuvalete gitmek istediğimizi söylediğimizde, bazen saatlerce bekletebiliyorlar. Bu süre 10-12 saate kadar sürebiliyor. Bu sırada hücrede ihtiyacını giderenler de oluyor.
Abdest almaya veya ihtiyacınızı gidermeye gideceğiniz zaman gardiyan hücreye geliyor, koridorların her iki tarafında lavabolar bulunduğu ve bu lavabolara yaklaşık 5-6 adım gibi yakın bir mesafede olduğumuz halde, ayaklarımı zincirliyorlar, ellerimi arkadan kelepçeliyor, gözlerime bant takıyorlar ve onun haricinde kafama da siyah torba geçiyorlar.
5-6 adım atıp tuvaletin önüne geldiğimde ayaklarımdaki zinciri, ellerimdeki kelepçeyi çıkarıyorlar. Torbayı ve gözlerimdeki bandı da çıkartıyorlar. İhtiyacınızı giderdikten veya abdest aldıktan sonra tekrar kelepçelenip bağlanıp hücreye geliyorsunuz ve hücrede tekrar çıkartıyorlar üzerinizdekileri.
sabun yok..
* Tuvaletlerdeki temizlik durumu...
- Tuvaletlerde sabun yok, onun için temizlenemiyoruz. Haftada iki gün sabun geliyor ve çok anlamsız bir sistem olduğu için öğleye kadar bitiyor. Haftanın 5 günü sabunsuz kalıyorsunuz. Çoğu kez ellerimi duvardaki kalıntılara sürterek temizledim, mahkûmların hepsi de böyle yapıyor. İçme suyu ihtiyacımızı depodan gelen ve tuvaletteki lavabodan akan sularla gideriyorduk. Çok kötü bir suydu.
* İşkence yapılıyor mu?
- Hapishanede sürekli kan kokuları, silah mekanizmalarının sesleri, işkence gören mahkûmların bağrışmaları var. Sorgulamalar da bu sesler altında yapılıyor.
Arap tutuklulara çok feci şekilde işkence yapılıyor ve işkence sonucunda komalık oluyorlar. Bu işkenceler, bileklerine elektrik verme, Filistin askısı, çarmık, lastiğin içine geçirme, ayağının altındaki deriler parçalanıp yerlere dökülünceye kadar falaka şeklinde oluyor...
* Size işkence yapıldı mı?
Hayır. Yazar olduğumu söylediğim için bana işkence yapmadıklarını düşünüyorum...
tutuklu Çok türk var
* Hapishanede bulunan Türklerden bahseder misiniz?
- Ben hapishanede 5 tane Türk'le tanıştım. Bunun haricinde daha çok Türk tutuklu olduğunu düşünüyorum. Muhammed Emin, Sait, İbrahim, Hamza ve Servet isimli kişileri tanıdım...
Muhammed Emin, Türkistan kökenliydi. Kolları tutmuyordu ve çok zayıflamıştı, geldiği nokta ölümcüldü. Onunla aynı hücrede kalan bir Pakistanlı, sonra benim hücremde kaldı ve bana detaylı bilgiler anlattı. Hapishaneden sorgulamaları CIA yapıyor. Burada Türklere genelde fiziksel işkence yapmasalar da; işkence yapılanların içinde sorguladıkları için bir bakıma psikolojik işkence uygulanıyor. Türkiye'de yaşıyor, şu anda serbest mi bırakıldı bilmiyorum. Sait'in tahliyesi çıkmıştı ama parası olmadığı için Türkiye'ye gelemedi. Türkiye'deki yakınları ile de irtibat kurulmadı. Diğer 3 mahkûm ise tebliğ cemaatine bağlı kişiler. Grup halinde Pakistan'a giriş yapmışlar. Pasaportlarını kaybettikleri için tutuklanmışlar. İbrahim 3.5 ay hapishanede kaldı. İbrahim'le son gece aynı hücrede kaldık ve beraber aynı uçakla İstanbul'a geldik.
Hamza, 22 yaşında genç bir kişi. Sürekli serum verdiler kendisine. 1.5 ay boyunca ölümcül şekilede hastaydı. Hastaneye götürmüyorlardı, serumu da hücrede demire bağlayarak veriyorlardı. Sonunda bir deri bir kemik kalmıştı. 2.5 ay sonra serbest bırakıldı. Onu benden 1 ay önce bıraktılar. Hamza şu an Türkiye'ye geldi ama hücrelerin şartlarından dolayı bitmiş bir haldeydi. Zaten hücrede yemek yiyemiyordu, yediğini de çıkartıyordu. Servet de parasızlıktan dolayı gelemedi. Karadenizli ve sporcu birisiydi.
* ISI'nın ne kadar hapishanesi var?
- Bilemeyiz ki. Lahor, Peşaver, Kuvetta, İslamabad, Ravalpindi'de hapishaneler olduğunu biliyorum. Diğerleri hakkında bilgim yok.
işKenceyi ısı'nın adamları yapıyor
* İşkenceyi yapanlar kim?
- İşkence yapanlar, Pakistanlı ama sorguda Amerikalılar var. Fakat asıl işkenceyi yapanlar ISI'nın adamları.
* Sizce ISI ile CIA arasındaki bağ ne?
- Ciddi derecede birbirleriyle irtibatlı olduğunu ve çok iyi bir bilgi akışları olduğunu düşünüyorum. ISI'nın CIA'dan bağımsız hareket edeceğini sanmıyorum. Ayrıca, Amerika, Pakistan hükümetine masraflar hariç her bir tutuklu için günde 70 dolar ödüyor. Benden kazandıkları para 10 bin küsur dolar.
Gözleri önünde çocuğunu düşürttüler
* İşkenceye uğrayan kişiler hakkında bilgi verir misiniz?
- Svat'ta başlayan patlamalar sonucunda evinden ayrılıp çadırda yaşayan Esadullah isimli, 26 yaşında, evli ve 3 çocuk babası olan Svat'lı bir mahkûma çok kötü şekilde işkenceler yapıldı. Esadullah, ailesiyle ilgili birtakım suçlamalardan dolayı içeri alınmış. Saydığım işkencelerin çoğu üzerinde denenmiş. Esadullah, kendisine sorulan soruların cevaplarını bilmediği için onlara bilgiler veremiyor ama sorgulayanlar ise ısrarla bildiklerini düşündükleri için işkenceler yapıyor. Sonunda Esadullah'a eğer sen bilgi vermezsen, eşine işkence yaparız diyorlar...
Esadullah hücredeyken elleri, kolları bağlanmış ve her tarafı yara bere içinde, 4.5 aylık hamile olan eşini getiriyorlar. Eşine Esadullah'ın gözleri önünde zina ediyorlar... Yüzüne ve karnına vurarak işkence ediyorlar. Eşi hamile olduğu için 4.5 aylık bebeği karnından dışarı çıkıyor.
Eşi daha sonra Esadullah'ın sürüklenerek yanına geliyor, ayaklarını öpüyor. Bu sırada Esadullah işkencelerden dolayı bayılıyor. Ayıldığında eşinden bir daha haber alamıyor, öldü mü, yaşıyor mu, hiçbir bilgi yok...
Esadullah, yaklaşık 1-1.5 saatte anlatılacak olan bu durumu, bana 4-5 günde ancak anlatabildi. Çünkü 2 dakika anlatıyor, daha sonra ağlamaya başlıyor. benim yanımdaki hücrede kaldığı için bu şekilde diyalog kurdum. İşkenceden çıkan kişileri kendi gözlerimle görüyordum. Suudi Arabistanlı Ebu Abdullah Hudeybi isimli kişiyi, saçlarından tutup duvara vurmuşlar. İki kaşının üstü bu sırada tamamen parçalanmış...
* ISI nasıl bir kuruluş?
Zerdali'nin ISI ile iç içe olduğunu düşünüyorum. ISI, Pakistan askerine bağlı bir birim. Hapishanede gardiyanları, aşçıları, temizlikçileri, hepsi asker. Yeraltında gizli bir hapishanedesiniz. Faaliyetlerinizi de gizlemek zorundasınız. ISI'nın yaptığı da bu. Türkiye'deki JİTEM'e benzetebiliriz ama JİTEM'den daha köklü bir kuruluş. ISI, Pakistan tarafından kabullenilmiş bir istihbarat birimi. ISI askerleri laiktirler. Gardiyanlar namaz kılıyorlar ve işkence yapıyorlar. İşkence yaparken namaz vakti geldi diyerek namaza gidiyorlar, geldiklerinde ise işkenceye devam ediyorlar. Bir de işkenceci askerler Şia mezhebine bağlı. El Kaide Sünni bir hareket olduğu için, içeridekiler hep Sünni, bu yüzden Şia gardiyanlar tercih ediliyor diye düşünüyorum. Çatışma ortamı oluşturmak için bu da ayrı bir tezgahtır.
* Peki, Pakistan'a tekrar gitmeyi düşünüyor musunuz?
- Hayır, Pakistan'a gitmeyi düşünmüyorum.