İnsan musluman da olsa hataya meyyillidir, ve herkes günahkardır. Günahın boyutu ne kadar olursa olsun, tevbe edilmemiş şirk olmadıktan sonra avf edilmesi mumkundur. Hatta Furkan surasi 70 . ayette günahın sevaba dönüştürüleceği bildirilmiştir.
"Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışlarda bulunanlar başka; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir." (Furkan 70)
Yunus peygamberin hayatı ve kendisini balığın yutma hadisesi işlediği kendi kusurundan dolayıdır. Fakat balığın karnında dahi olsa Allahı zikredip , tekbir edip avf dilemesiyle Allah cc yine avfeylemiş ve peygamberliğine halel gelmemiştir.
Yine sahabelerden pek çoğu, Cahiliyye hayatında pek çok günah batağına batmıştır. Ayrıca Musluman olmasından sonra günah işeyen, had uygulanan sahabeler de olmuştur. Hatta bir sahebeye (Ğamidiye isimli kadın) recm uygulanmış, bu esnada Hâlid İbnu Velid'in attığı taşın kadında açtığı yaradan yüzüne kan sıçrayınca, Halid (r.anh) kadına küfreder. Ancak Peygamber (a.s.) mudahele ederek:
"- Yapma! Ruhumu elinde tutan Zât-ı Zulcelâl'e yemin olsun, o öyle bir tevbede bulundu ki, öylesini alışveriş sahtekârları yapsaydı affa uğrarlardı" buyurur.
Kadının cenaze namazını kıldırır ve defnedilir.
"....Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkanınızdır......" (Hucurat 13)