İbn Kayyim (Rahimehullah)'ın yapmış olduğu açıklamalar doğrultusunda günahları beş kısma ayırarak incelememiz mümkündür:
BİR: Guruplarına Göre Günahlar:
Kendi aralarında iki kısma ayrılırlar:
A-Emredileni terk etmek.
B-Yasaklananı yapmak.
İKİ: Meydana Geliş Şekillerine Göre Günahlar:
Kendi aralarında iki kısma ayrılırlar:
A-Dışarıdan görülebilen günahlar.
B-Kalpte gizli kalıp görülemeyen günahlar.
ÜÇ: İlgili Oldukları Yerlere Göre Günahlar:
Kendi aralarında iki kısma ayrılırlar:
A-Allah'ın hakkına girmek suretiyle işlenen günahlar.
B- Kulun hakkına girmek suretiyle işlenen günahlar.
DÖRT : İşleniş Karakterlerine Göre Günahlar:
Bunlar da kendi aralarında dört kısma ayrılırlar:
A-Melekî Günahlar:
Bu günah, kulun esasen kendisinde olmaması gereken; azâmet, kibriyâ ve ceberût gibi rablik sıfatlarını kendisinde görmesi, Allah'a şirk koşması, Allah ile ilgili bilgisi olmadığı konularda ileri geri konuşmasıdır. Bu kısma giren günahlar günahların en büyüğüdür.
B-Şeytanî Günahlar:
Bu günah, kulun haset, isyan, hile, kandırma, günahı emretme, bidat uydurup bunu güzel gösterme gibi günahlar işleyerek şeytana benzemesidir. Bu çeşit günahlar kötülük derecesi olarak ikinci sırada yer almaktadır.
C-Saldırgan Karaktere Sahip Günahlar:
Düşmanlık beslemek, gasp etmek, kan dökmek, aciz ve zayıf kişilerin hakkını yeme, insanlara eziyet verme ve zulüm ve düşmanlık çeşitleri bu sınıf günahlara girer.
D-Hayvansal Karaktere Sahip Günahlar:
Kişinin hiç bir sınır tanımadan sadece mide ve cinsî şehvetinin peşine düşmesidir. Bu da insanı; hırsızlığa, zinaya, yetimlerin mallarını haksız bir şekilde yemeye, cimriliğe, tamahkârlığa, korkaklığa, strese ve istikrarsız bir yaşama sürükleyecektir. İnsanların çoğu bu türden olan günahlara düşmektedirler.
BEŞ: Önemine Göre Günahlar:
Bunlar da kendi aralarında ikiye ayrılırlar:
A-Büyük günahlar.
B-Küçük günahlar.
Bu çeşit bir sınıflandırma günahların önemlilik ölçüsü ile ilgili olan bir sınıflandırmadır. Bu sınıflandırma şekli Kur'an, sünnet ve selefin icması ile sabittir. Allahu Teâlâ Nîsâ sûresinin 31. âyetinde şöyle buyurur:
]إِنْ تَجْتَنِبُوا كَبَائِرَ مَا تُنْهَوْنَ عَنْهُ نُكَفِّرْ عَنْكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ[
"Şâyet yapılması yasaklanan büyük günahlardan sakınırsanız diğer hatalarınızı örteriz."
Yine Necm sûresinin 32. âyetinde şöyle buyurulur:
]الذينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَائِرَ الإِثْمِ وَالفَوَاحِشَ إِلاَّ اللَّمَمَ[
"Ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve edepsizliklerden sakınanlara gelince, bil ki Rabbin, affı bol olandır."
Müslim'in rivayet ettiği bir hadiste Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:
«الصَّلَوَاتُ الخَمْس، وَالجُمْعَةُ إِلَى الجُمْعَةِ، وَرَمَضَانُ إِلَى رَمَضَانِ، مُكَفِّرَاتٌ لِمَا بَيْنَهُنَّ إِذَا اجْتُنِبَتِ الكَبَائِرُ»
"Büyük günahlardan uzak durulursa beş vakit namaz, her vaktin arasında vuku bulan küçük günahlara, her cuma namazı, diğer cumaya kadar vuku bulan küçük günahlara ve her ramazan orucu da diğer ramazana kadar vuku bulanacak olan küçük günahlara kefâret eder."
Buhari ve Müslim'de yer alan başka bir hadiste Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:
«اجْتَنِبوُا السَّبْعَ الموُبِقَاتِ قَالوُا: يَا رَسُولَ الله! وَمَا هُنَّ؟ قَالَ: الشِّرْكُ بِاللهِ، وَالسِّحْرُ، وَقَتْلُ النَّفْسِ التِّي حَرَّمَ اللهُ إِلاَّ بِالحَقِّ، وَأَكْلُ الرِّبَا، وَأَكْلُ مَالِ اليَتِيمِ، وَالتَّوَلِّي يَوْمَ الزَّحْفِ، وَقَذْفُ المُحْصَنَاتِ الغَافِلاَتِ المُؤْمِنَاتِ»
"Yedi helak edici şeyden sakının. Dediler ki: Ey Allah'ın Resûlü, onlar nelerdir? Dedi ki: Allah'a şirk koşmak, sihir yapmak, hak etmediği halde Allah'ın haram kıldığı bir nefsi (kişiyi) öldürmek, faiz malı yemek, yetim malı yemek, harp şiddetlendiğinde savaş meydanından kaçmak ve mümin, iffetli ve temiz kadınları (fahişelik yapmakla) itham etmek.»
Adamın biri İbn Abbas'a şöyle sordu: "Helak edici şeylerin adedi yedi midir? İbn Abbas şöyle cevap verdi: Onun sayısı yedi yüz'e daha yakındır. Fakat, ne büyük günah tevbe eden için helak edicidir, ne de tevbe etmeyerek küçük günahlarda ısrar eden için kurtuluş vardır."
Yani tevbe eden için büyük günahlar helak edici olmazken, tevbe etmeyip küçük günahlarda ısrar etmek kişiyi helak edebilir.
Müslüman Allah'tan korkmalı, günahları küçük görüp onları işlemede ısrarlı olmamalıdır! Bir müslüman bilmelidir ki küçük günahları işlemeye alışan bir kişi mutlaka büyük günahları da işler.
Seleften biri şöyle der:
"İşleyeceğin günahın küçük olmasına bakma, lakin âsî olduğun Rabbinin büyüklüğüne bak!"
İmam İzni Kayyim şöyle der:
"İşte burada üzerine dikkatle durulması gereken bir nokta vardır. Şayet kişi, büyük günahı işlerken Allah'tan haya eder, korkar ve bu günahı yapmakla beraber, yaptığı bu günah kendisini çok üzerse, bu durum, onun bu büyük günahını küçük günaha çevirebilir. Şâyet o kişi, küçük bir günahı işlerken hayâ duymayıp, korku içinde olmazsa ve bu günaha aldırış etmezse bu durum da o kişinin bu günahını büyük günaha çevirir. Hatta büyük günahların en büyük mertebesine bile çıkartabilir. Bu durum sadece kalpte oluşan bir durumdur ve söz konusu fiilin dışında gelişir ve onu etkiler. Her insan bu durumu kendisinde veya başkalarında gözlemleyebilir."
BİR: Guruplarına Göre Günahlar:
Kendi aralarında iki kısma ayrılırlar:
A-Emredileni terk etmek.
B-Yasaklananı yapmak.
İKİ: Meydana Geliş Şekillerine Göre Günahlar:
Kendi aralarında iki kısma ayrılırlar:
A-Dışarıdan görülebilen günahlar.
B-Kalpte gizli kalıp görülemeyen günahlar.
ÜÇ: İlgili Oldukları Yerlere Göre Günahlar:
Kendi aralarında iki kısma ayrılırlar:
A-Allah'ın hakkına girmek suretiyle işlenen günahlar.
B- Kulun hakkına girmek suretiyle işlenen günahlar.
DÖRT : İşleniş Karakterlerine Göre Günahlar:
Bunlar da kendi aralarında dört kısma ayrılırlar:
A-Melekî Günahlar:
Bu günah, kulun esasen kendisinde olmaması gereken; azâmet, kibriyâ ve ceberût gibi rablik sıfatlarını kendisinde görmesi, Allah'a şirk koşması, Allah ile ilgili bilgisi olmadığı konularda ileri geri konuşmasıdır. Bu kısma giren günahlar günahların en büyüğüdür.
B-Şeytanî Günahlar:
Bu günah, kulun haset, isyan, hile, kandırma, günahı emretme, bidat uydurup bunu güzel gösterme gibi günahlar işleyerek şeytana benzemesidir. Bu çeşit günahlar kötülük derecesi olarak ikinci sırada yer almaktadır.
C-Saldırgan Karaktere Sahip Günahlar:
Düşmanlık beslemek, gasp etmek, kan dökmek, aciz ve zayıf kişilerin hakkını yeme, insanlara eziyet verme ve zulüm ve düşmanlık çeşitleri bu sınıf günahlara girer.
D-Hayvansal Karaktere Sahip Günahlar:
Kişinin hiç bir sınır tanımadan sadece mide ve cinsî şehvetinin peşine düşmesidir. Bu da insanı; hırsızlığa, zinaya, yetimlerin mallarını haksız bir şekilde yemeye, cimriliğe, tamahkârlığa, korkaklığa, strese ve istikrarsız bir yaşama sürükleyecektir. İnsanların çoğu bu türden olan günahlara düşmektedirler.
BEŞ: Önemine Göre Günahlar:
Bunlar da kendi aralarında ikiye ayrılırlar:
A-Büyük günahlar.
B-Küçük günahlar.
Bu çeşit bir sınıflandırma günahların önemlilik ölçüsü ile ilgili olan bir sınıflandırmadır. Bu sınıflandırma şekli Kur'an, sünnet ve selefin icması ile sabittir. Allahu Teâlâ Nîsâ sûresinin 31. âyetinde şöyle buyurur:
]إِنْ تَجْتَنِبُوا كَبَائِرَ مَا تُنْهَوْنَ عَنْهُ نُكَفِّرْ عَنْكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ[
"Şâyet yapılması yasaklanan büyük günahlardan sakınırsanız diğer hatalarınızı örteriz."
Yine Necm sûresinin 32. âyetinde şöyle buyurulur:
]الذينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَائِرَ الإِثْمِ وَالفَوَاحِشَ إِلاَّ اللَّمَمَ[
"Ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve edepsizliklerden sakınanlara gelince, bil ki Rabbin, affı bol olandır."
Müslim'in rivayet ettiği bir hadiste Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:
«الصَّلَوَاتُ الخَمْس، وَالجُمْعَةُ إِلَى الجُمْعَةِ، وَرَمَضَانُ إِلَى رَمَضَانِ، مُكَفِّرَاتٌ لِمَا بَيْنَهُنَّ إِذَا اجْتُنِبَتِ الكَبَائِرُ»
"Büyük günahlardan uzak durulursa beş vakit namaz, her vaktin arasında vuku bulan küçük günahlara, her cuma namazı, diğer cumaya kadar vuku bulan küçük günahlara ve her ramazan orucu da diğer ramazana kadar vuku bulanacak olan küçük günahlara kefâret eder."
Buhari ve Müslim'de yer alan başka bir hadiste Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:
«اجْتَنِبوُا السَّبْعَ الموُبِقَاتِ قَالوُا: يَا رَسُولَ الله! وَمَا هُنَّ؟ قَالَ: الشِّرْكُ بِاللهِ، وَالسِّحْرُ، وَقَتْلُ النَّفْسِ التِّي حَرَّمَ اللهُ إِلاَّ بِالحَقِّ، وَأَكْلُ الرِّبَا، وَأَكْلُ مَالِ اليَتِيمِ، وَالتَّوَلِّي يَوْمَ الزَّحْفِ، وَقَذْفُ المُحْصَنَاتِ الغَافِلاَتِ المُؤْمِنَاتِ»
"Yedi helak edici şeyden sakının. Dediler ki: Ey Allah'ın Resûlü, onlar nelerdir? Dedi ki: Allah'a şirk koşmak, sihir yapmak, hak etmediği halde Allah'ın haram kıldığı bir nefsi (kişiyi) öldürmek, faiz malı yemek, yetim malı yemek, harp şiddetlendiğinde savaş meydanından kaçmak ve mümin, iffetli ve temiz kadınları (fahişelik yapmakla) itham etmek.»
Adamın biri İbn Abbas'a şöyle sordu: "Helak edici şeylerin adedi yedi midir? İbn Abbas şöyle cevap verdi: Onun sayısı yedi yüz'e daha yakındır. Fakat, ne büyük günah tevbe eden için helak edicidir, ne de tevbe etmeyerek küçük günahlarda ısrar eden için kurtuluş vardır."
Yani tevbe eden için büyük günahlar helak edici olmazken, tevbe etmeyip küçük günahlarda ısrar etmek kişiyi helak edebilir.
Müslüman Allah'tan korkmalı, günahları küçük görüp onları işlemede ısrarlı olmamalıdır! Bir müslüman bilmelidir ki küçük günahları işlemeye alışan bir kişi mutlaka büyük günahları da işler.
Seleften biri şöyle der:
"İşleyeceğin günahın küçük olmasına bakma, lakin âsî olduğun Rabbinin büyüklüğüne bak!"
İmam İzni Kayyim şöyle der:
"İşte burada üzerine dikkatle durulması gereken bir nokta vardır. Şayet kişi, büyük günahı işlerken Allah'tan haya eder, korkar ve bu günahı yapmakla beraber, yaptığı bu günah kendisini çok üzerse, bu durum, onun bu büyük günahını küçük günaha çevirebilir. Şâyet o kişi, küçük bir günahı işlerken hayâ duymayıp, korku içinde olmazsa ve bu günaha aldırış etmezse bu durum da o kişinin bu günahını büyük günaha çevirir. Hatta büyük günahların en büyük mertebesine bile çıkartabilir. Bu durum sadece kalpte oluşan bir durumdur ve söz konusu fiilin dışında gelişir ve onu etkiler. Her insan bu durumu kendisinde veya başkalarında gözlemleyebilir."