Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Güneşle ısınan su , Ateşle pişirilen yemek

farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Güneşin ısıttığı su ile gusletmek hakkında hadis varmı?. Geçenlerde bununla ilgili bir hadis duydum

Aynı şekilde,
Direk ateş ile pişirilen yiyecekler ile ilgili hadis varmıdır. ( kebap , ızgara vs gibi pişirmelerden bahsediyorum)
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Güncel
 
A Çevrimdışı

Amelde Hanefi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
BENİM BİLDİĞİM EBU DAVUD BİRDE BAZI MÜÇTEHİTLER DİREK ATEŞTE PİŞEN YEMEĞİN YENMESİ HALİNDE ABDESTİN BOZULACAĞINA KANİLER FAKAT BU GÖRÜŞ ŞAZ.
 
C Çevrimdışı

cendeller

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
güneşte ısınmış bir su ile abdest ve gusul alınmayacağını biliyorum bu hz. ömerin bir uygulaması... ateşte pişirilen yemekler ile alakalıda Allah resulünün bu yemekleri yedikten sonra abdest aldığı söylenir... elbet bu vacip konumunda olan bir durum değil ama Allah Resulü abdest alırmış... Şeytan ateştendir ateşi su söndürür o halde öfkelendiğiniz zaman abdest alın zira ateşi su söndürür şeklinde olan bir hadis var bu aynı zamanda deve eti yiyildiği zamanda Allah Resulü tarafından abdest alınması istenilen bir durumdur zira devenin hırçın ve öfkeli bir hayvan olduğu bilinen bir durum...
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Su ile ilgili sanirim Timurtaş hocanin bir sohbet inde duydum bunu. Hatta gunes isiginin sudaki negatif etkisinin bilimsel olarak ispatlandig8 da geciyordu orda. Bu durumda güneş enerjisi ile ısınan sular da aynı oluyor . Yanlış mi yaklaşıyorum
 
A Çevrimdışı

Amelde Hanefi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Hadis usulunde yeni bir çağ açtın :yale Artık hadislerin sıhatine bakarken bilimsel verileride göz önüne alırız
 
A Çevrimdışı

Ahmed1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Bazı bilgiler geçiyor ki aktarmak istedim sizlere de :

GÜNEŞLE ISINAN SU

Demir, tunç ve bakır gibi madeni kaplarda ve sıcak memleketlerde güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest almak ve gusletmek mekruhtur. Ancak alınan abdest ve gusül geçerlidir. Hz. Aişe bir gün Hz. Peygamber (sav) için güneşte su ısıttı. Bunun üzerine Peygamber (sav): "Ey Humeyra (Hz. Aişe'nin lakabıdır) öyle yapma. Çünkü o alaca hastalığına sebebiyet verir" (Dârekutnî, Taharet 1/38 Hadis 2) buyurdu.

Fıkıh âlimleri bu hususta şöyle diyorlar. Madeni bir kapta sıcak bir memlekette güneş enerjisiyle su ısıtılırsa güneşin etkisiyle o kaptan küçükçe parçalar kopup suya karışır, kullanıldığı zaman vücutta mesameleri kapatır ve vücut hava alamaz bir hale gelir. Böylece vücudun her tarafında dolaşan kan kirlenip bozulur ve hastalık meydana gelir. Fakat su altın, gümüş, ağaç, cam ve topraktan yapılmış çanak gibi kaplarda veya gölet ve havuzda veyahut sıcak olmayan bir memlekette güneş enerjisiyle ısıtılırsa onu abdest ve gusülde kullanmakta bir sakınca olmadığı gibi madeni kaplarda ve sıcak memleketlerde güneşte ısıtılan suyun abdest ve gusülde değil, çamaşır yıkamak gibi şeylerde kullanılmasında da beis yoktur.

Günümüzde kullanılan güneş enerjisiyle çalışan su ısıtma sistemlerinde; suyun ısıtılması direk olarak güneşle alakalı olmadığından hadiste belirtilen yasağa girmez.

Güneş enerjisi sistemlerindeki suyun ısıtılma sistemleri, kapalı ve sağlık kurumlarının bilgi ve kontrolleri altında yapılmaktadır. İnsan sağlığı açısında herhangi bir tehlike teşkil etme durumu söz konusu olsaydı, Sağlık Bakanlığı'nca bu sistemler yasaklanırdı. Konu, suyun güneşte ısıtılmış olması değil hangi şart ve ortamda güneşte ısıtılmış olması konusudur. Aşırı sıcak ülkelerde üstü açık olarak yukarıda zikredilen madeni kaplarda ısıtılan su, sağlık açısından zararlı olabileceğinden içme, abdest alma ve gusül yapmada kullanılması mekruh görülmüştür. Kapalı ve mikropların karışma ihtimali olmayan güneş enerjisi sistemleri ile ısıtılan suyun ise sağlık açısından sakıncası bulunmadığından abdest alma, gusül yapma ve temizliklerde kullanılması dinen mekruh değildir ve bunda herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.

(Şeyhu’l-İslâm Yahya Zekeriyyâ el-Ensârî, Fethu’l-Vehhab, 1/4; Dört Mezhep Fıkhı, el-Cezîrî, 1/101; İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, Vehbe Zuhaylî, 1/186; İslâm Fıkhı, Celal Yıldırım, 4/273–74)

Site: Sorularlaislamiyet.com

ISITILAN YEMEK


Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem); 'Ateşte pişirilen yemek yediğinizde abdest alınız' buyurmuştur.

Hadisteki emir lafzı, Amr bin Umeyye ed-Damrî hadisi nedeniyle müstehap ifade eder. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)'i koyun budundan koparıp yerken gördüm. Bu esnada namaza çağrıldı. Hemen kalktı ve bıçağı attı. Namaz kıldı ve abdest almadı'.(Müslim, 277; Ebû Dâvûd, 171; Tirmîzî, 61; Nesâî, 1/89; İbni Mâce, 510)

(Kaynak:Hanımlar İlmihalinde geçiyor.)

Dört mezhebin imamları böyle bir ictihadda bulunmamışlardır.Yani abdest bozulur diye bir fetva vermemişlerdir(diye geçiyor bir fetva sitesinde) kaynak : Günümüz meselelerine fetvalar,mehmet emre
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
@Ahmed1 cevap icin tşk. Ben ikna olamadim yinede
 
A Çevrimdışı

Ahmed1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Yaziyi okudum. Sen okumamissin sanirim.
Hadislerbaşka soyluyor. Aciklamalar baska anlatmis.

İlim ehlinin bildiği bizim henüz okumadığımız hadisler de olabilir.Bunun yanı sıra hadislerden hüküm çıkarmak bizim işimiz değil.. Ulema hadisin emir mi , müstehap mı vacip mi olduğunu çıkarmıştır.
 
M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
Ateşte Pişirilen yemeklerin abdesti bozduğu meselesinin neshedildiğine dair rivayetler görmüştüm inşaAllah bulunca aktaracağım
 
M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
Ateşte Pişirilen Yemekten Sonra Abdest Almak:


Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem); 'Ateşte pişirilen yemek yediğinizde abdest alınız' buyurmuştur.Müslim, 351; Ebû Dâvûd, 192; Tirmîzî, 79: Nesâî. 1/105; İbni Mâce, 485.
Hadisteki emir lafzı, Amr bin Umeyye ed-Damrî hadisi nedeniyle müstehap ifade eder. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)'i koyun budundan koparıp yerken gördüm. Bu esnada namaza çağrıldı. Hemen kalktı ve bıçağı attı. Namaz kıldı ve abdest almadı'. Müslim, 277; Ebû Dâvûd, 171; Tirmîzî, 61; Nesâî, 1/89; İbni Mâce, 510.


Ebu Davud'da (ra) Hz. Cabir'den (ra) naklen deniliyor ki: "Resulullah'tan (sav) sadır olan iki şeyden sonuncusu, ateşin (pişirerek) tağyir ettiği bir şeyi yedikten sonra abdesti terketmiş olmasıdır" buyurulmaktadır.


Fethu'l-Bari (Sahih-i Buhari Şerhi) » 4. BÖLÜM ABDEST

50. Koyun Eti Ve Kavut [66] Yemekten Dolayi Abdest Almayan Kimse

50. Koyun Eti Ve Kavut [66] Yemekten Dolayi Abdest Almayan Kimse
Ebû Bekir, Ömer ve Osman (bunları) yemişler, ancak abdest al*mamışlardır.
207- Abdullah İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre, Resûlullah bir koyunun küreğinden yedi, sonra abdest almaksızın namaz kıldı.[67]
Açıklama
Buharı koyun etini bölüm başlığına koyarak onun benzeri ve daha düşük etlerin de bu kapsama gireceğini göstermek istemiştir. Koyun etinin üstündeki etlere gelince; o deve etlerini istisna etmiş olabilir. Çünkü genel cevaz hükmü*nün kapsamından deve etini çıkaranlar, onun etinin kötü kokmasını gerekçe göstermişlerdir. Bu sebeple pişmiş olmasını şart koşmamıştır.
Bu konuda Müslim'de iki hadis bulunmaktadır. İmam Ahmed İbn Hanbel ile Şafiî hadisçilerden İbn Huzeyme vb. âlimler de bu görüşü tercih etmişlerdir.
İbnü't-Tîn şöyle demiştir; Konu ile ilgili hadislerde kavut geçmemektedir. Buna kavutun öncelikle bu hükme dahil olduğu söylenerek cevap verilmiştir. Çünkü yağlı olduğu halde koyun etinden dolayı abdest gerekmeyince kavuttan dolayı hiç gerekmez. Buhârî bir sonraki konunun hadisinde buna işaret etmiş olmalıdır.
Küşmîhenî dışında Ebû Zer'in rivayetinden Ebû Bekir, Ömer ve Osman "et" yemişler ifadesindeki et kelimesi düşmüştür. Taberânî "Müsnedü'ş-Şâmiyyîn" bölümünde Süleym İbn Amir aracılığıyla hasen bir senetle bunu şu şekilde riva*yet etmiştir: "Ebû Bekir, Ömer ve Osman'ın ateşte pişirilmiş (et) yediklerini gör*düm, onlar abdest almadılar".
208- Cafer İbn Amr İbn Ümeyye babasından şunu rivayet etmiştir:
Amr, Resûlullah'm ve seiitn: koyun küreğinden et kesip yediğini görmüş, namaz için çağırıldığında bıçağı bırakıp namaz kıldığını, abdest almadı*ğını söylemiştir. [68]
Açıklama
Beyhakî, Osman ed-Dârimî'nin şu sözünü nakletmiştir: "Konu ile ilgili bu bab altındaki hadislerin birbiri ile çeliştiği görüldüğü zaman hulefâ-i râşidîn'in uygulamasına bakarak görüşlerden birini tercih ettik." Nevevî el-Mühezzeb'm şerhinde bu görüşü beğenmiştir. Böylece Buhârî'nin konuya üç halifeden nakle*dilen bir eserle başlamasının hikmeti anlaşılmış olmaktadır. Nevevî şöyle demiş*tir; Bu konuda sahabe ve tabiîn arasındaki ihtilaf bilinmekteydi. Sonra, deve etleri konusundaki istisna dışında, ateşte pişen bir şeyden dolayı abdestin gerekli olmadığı konusunda icma gerçekleşmiştir. Buhârî Namaz bölümünde bu hadisi, akşam namazı vaktinde yemek hazır olduğunda yemeği önce yeme emrinin, düzenli olarak namaz kıldıran imamın dışındakilere mahsus olduğuna delil ge*tirmiştir.
Bu hadis eti bıçakla kesmenin caiz olduğunu da göstermektedir. Bunun ya*sak olduğuna dair Ebû Dâvud'da zayıf bir hadis vardır.

____________________________________________________________________________

Sünen-i Tirmiziden ;

Ø ATEŞTE PİŞEN GIDADAN DOLAYI ABDEST GEREKİR Mİ?
79- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ateşte pişen şeylerden dolayı abdest almak gerekir, hatta peynir parçası bile olsa.” Bunun için Ebû Hüreyre, İbn Abbâs’a sordu: “Ey Ebû Hüreyre! Yağ yesek sıcak su içsek bile abdest almamız gerekir mi?” Ebû Hüreyre: “Ey kardeşçiğim! Rasûlullah (s.a.v.)’den bir hadis işittiğinde ona karşı çıkmak için değişik misaller getirmeye kalkma.” (Müslim, Hayz: 24; İbn Mâce, Tahara: 65)
ž Tirmîzî: Bu konuda Ümmü Habibe, Ümmü Seleme, Zeyd b. Sabit, Ebû Talha, Ebû Eyyüp ve Ebû Musa’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Bazı ilim adamları ateşte pişen şeylerden dolayı abdest alma gereği görüşündedirler. Peygamber (s.a.v.)’in ashabından tabiin ve tebe-i tabiin devrindeki pek çok kimseler ise, ateşte pişen şeylerden dolayı “abdest almak gerekmez” görüşündedirler.
Bölüm: 59
Ø ATEŞTE PİŞEN GIDALARDAN DOLAYI ABDEST ALMAK GEREKMEZ
80- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber iken Ensâr’dan bir kadının evine girdik. Kadın ona bir koyun kesti. Rasûlullah (s.a.v.), onun etinden yedi. Sonra bir tabak yaş hurma getirdi ondan da yedi sonra öğle namazı için abdest alıp namazını kıldı. Sonra tekrar o kadının yanına geldi de kadın öğleden önceki yenilen koyun etinin parçalarından biraz daha et getirdi Rasûlullah (s.a.v.)’de ondan yedi ve abdest almadan ikindi namazını kıldı.” (Müslim, Hayz: 24; İbn Mâce, Tahara: 66)
ž Bu konuda Ebû Bekir es Sıddık, İbn Abbâs, Ebû Hüreyre, İbn Mes’ûd, Ebû Rafi’, Ümmül Hakem, Amr b. Ümeyye, Ümmü Âmir, Süveyd b. Numân ve Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Ebû Bekir’in bu konudaki hadisi sened yönünden sahih değildir. Çünkü sadece Husâm b. Misâk bu hadisi İbn Sirîn, İbn Abbâs ve Ebû Bekir’den rivâyet etmektedir. Sahih olan rivâyet şekli budur. Hadis hafızlarının rivâyeti de bu şekildedir. Bu hadis değişik yollarla İbn Sirin’den, İbn Abbâs’dan da rivâyet edilmektedir. Atâ b. Yesâr, İkrime, Muhammed b. Amr b. Atâ, Ali b. Abdullah b. Abbâs’tan rivâyet ederek, Ebû Bekir’i rivâyete almadılar ki bu rivâyet daha sahihtir.
Tirmîzî: Peygamber (s.a.v.) ashabı tabiin ve tebe-i tabiinden pek çok kimsenin görüşü bu hadis üzeredir. Sûfyân es Sevrî, İbn’ül Mübarek, Şâfii, Ahmed ve İshâk, ateşte pişen gıdalardan dolayı abdest gerekmediği görüşündedirler. Bu, Rasûlullah (s.a.v.)’in son tatbikatıdır. Bu hadis bir önceki hadisin hükmünü kaldırmış gibidir.
_________________________________________________________
_________________________
Süneni- Nesai


124- ATEŞTE PİŞEN ŞEYLER YENİNCE ABDEST GEREKMEZ
182- Ümmü Seleme (r.a)’den rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v) bir koyunun etinin ön kolundan yemişti de, o sırada Bilal geldi ve abdest almaksızın onunla birlikte namaza gitti. (Tirmizî, Tahara: 59; Ebû Davud, Tahara: 75)
183- Süleyman b. Yesar (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ümmü Seleme’ nin yanına girmiştim bana şunu anlattı: Rasûlullah (s.a.v), ihtilam olmaksızın kendi isteği ile hanımlarıyla münasebette bulunur, cünüp olarak imsak vaktine kadar uyur sonra oruca niyet ederdi. Ümmü Seleme bu hadisle birlikte bana şunu da anlattı: “Rasûlullah (s.a.v)’e kızartılmış et hazırladım, ondan yedi ve abdest almaksızın namaz kıldı.” (Tirmizî, Tahara: 59; Ebû Davud, Tahara: 75)
184- İbn Abbas (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v)’in ekmekle et yediğini sonra abdest almaksızın namaz kıldığına şahit oldum.” (Tirmizî, Tahara: 59; Ebû Davud, Tahara: 75)
185- Muhammed b. Münkedir (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Câbir b. Abdullah’tan işittim şöyle diyordu: “Ateşte pişen bir şeyi yemenin abdesti bozup bozmayacağı konusunda Rasûlullah (s.a.v)’in son yaptığı uygulama abdest almamaktır.” (Tirmizî, Tahara: 59; Ebû Davud, Tahara: 75)

_______________________________________________

Sünen-i İbn Mace


65 — Ateşte Pişen Şeyler (İ Yemek) Ten Dolayı Abdest Almak Babı


485) Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anhyden rivayet edildiğine göre Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir : Ateşte pişen şeyden dolayı abdest alınız.»
Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh)'m bu hadîsi rivayet etmesi üze*rine İbn-i Abbâs (Radıyallâhü anhümâ) :
Ateşte kaynatılmış su (ile abdest aldığım) dan dolayı (yeniden) abdest mi alacağım? diyerek (Ebû Hüreyre'nin hadisini garibsedi). Bunun üzerine Ebû Hüreyre O'na:
«Ey kardeşim oğlu! Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den bir hadîs işittiğin zaman sakın ona misaller getirme, dedi."
486) Âişe (Radtyallâhü anhâ)'den rivayet edildiğine göre, Resûlul*lah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Ateşte pişen şeyi (yemek) ten dolayı abdest alınız.»'*

487) Yezîd bin Ebî Mâlik (Radtyallâhü o»A>'den rivayet edildiği*ne göre:
Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh) ellerini kulaklarının üzerine koyarak, kulaklarım sağır olsun eğer ben Resûlullah (Sallallahü Aley*hi ve Sellem) 'i şöyle buyururken işitmedim, dedi t
«Ateşte pişen şeyi (yemek) ten dolayı abdest alınız.»"
Zevâid'de : Bu hadisin isnadında Halid bin Yezid bulunur. Bir cemâat onu sıka saymış, diğer bâzılar; zayıf saymışlardır. Hadisin metni de sahih olarak malûmdur, denmiştir. [317]

İzahı


Bu bâbta geçen hadisler ateşte pişirilen şeyleri yiyen kişinin ab-destinin bozulduğuna ve dolayısıyla abdest almasının gereğine de*lâlet eder. Müslim, Tirmizi, Ebû Dâvûd, Nesâi ve Tahâvî de bu hükmü iktiza eden hadisleri rivayet etmiş*lerdir.Tirmizi aynı başlık altında açtığı bâbta Ebû Hürey-r e' nin hadîsini rivayet ettikten sonra bu konu hakkında Ümmü Habîbe, Ümmü Seleme, Zeyd bin Sabit, Ebû Talha, Ebû Eyyûb ve Ebû Musa (Radıyallâhü an-hüm)'den hadîs rivayetlerinin bulunduğunu ifâde eder ve bu arada şöyle der:
«Bâzı ilim ehli ateşte pişen bir şeyi yemenin abdesti bozduğunu ve dolayısıyla abdest almanın gereğine hükmetmişlerdir.Fakat sa-hâbîler, Tabiîler ve onlardan sonra gelen ilim ehlinin ekserisi bunun aksine hükmetmişlerdir.Ateşte pişen şeyi yemekten dolayı abdest almaya gerek olmadığına dâir sahih hadîs, abdestin gerekliliğine delâlet eden hadîsi neshetmiştir. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ateşte pişen şeyi yemekten dolayı bir ara abdest almış ise de bilâhare bu durumu terkederek abdest almamıştır.
Ebû Dâvûd da benzer başlık altında açtığı bâbta Ebû Hüreyre ve Ümmü Habibe' nin hadîslerini rivayet et*miştir. Şerhi El Menhel yazarı da hadîsle ilgili olarak aşağıdaki ma*lûmatı vermiştir:
'Ateşte pişen şeyi yemenin abdest almayı gerektirdiğine hükme*denler bu hadîsi delil göstermişlerdir. Ömer bin Abdül-aziz, Hasan-ı Basri, Zührî, Ebû Kılâbe, Ebü Miclez ve Ebû Dâvûd böyle hükmedenlerdendir. Ateşte pişen bir şeyi yemenin abdest almayı gerektirmediğini söyleyen âlim*ler ise bu ve benzeri hadîslerin mensuh olduğunu söylemişlerdir. (Bu hadisleri nesheden hadîslerin bir kısmı bundan sonraki bâbta gele*cektir.) Nevevî, Müslim'in şerhinde : Söz konusu ihti*lâf ilk zamanlara aittir. Daha sonra, ateşte pişen şeyi yemekten do*layı abdest almanın gereksiz olduğu hususunda âlimler icma' etmiş*tir,der.îbn-i Hacer de İbn-i Battal' dan naklen: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ateşte pişen şeyleri yemek*ten dolayı abdest almayı emretmişti. Çünkü ilk zamanlarda halk câhiliyet devrindeki duruma alışkın olup pek temizliğe riâyet etmi*yorlardı. Bu nedenle ateşte pişen şeyden dolayı abdest almakla me*mur kılındılar.Temizlik müslümanlar arasında yerleşip yaygınla-şınca bu emir neshedildi, demiştir.
lbn-i Teymiye: Ateşte pişen bir şeyi yedikten sonra ab*dest almamaya âit hadîsler abdest almanın vâcib olmadığına delâ*let ediyor ise de müstahab olmadığına delâlet etmiyor, demekle ab*dest almaya âit hadislerin mendubluk için yorumlanmasına taraf*tar görülmüş ve abdest almamaya âit hadisleri de abdest almanın vâcib olmadığı hakkındadır, demek istemiştir.Hattâbi de bu yo*rumu benimsemiştir.
Beyhakî de Osman Ed-Dâremi'den naklen: Abdest alıp almamak hususunda muhtelif hadisler bulunup bunla*rın hangilerinin daha kuvvetli olduğu belirlenmeyince Resûl-i Ek*rem'den sonra Hulafâ-i Râşidin'in uygulamasına bakıl*mış ve onların uygulaması abdest almamak yolunda olduğu için biz bu tarafı tercih ettik, demiştir.Nevevi de şerh-i Mühezzeb'de bu sözü seçmiştir.Tahâvi, Maâni'1-Âsâr şerhinde Hulafâ-i Râşidîn- den ve diğerlerinden rivayet olunan ve abdest almaya gerek olmadığına delâlet eden çok sayıda eserler zikretmiştir.'
(El-Menhel yazarı mezkûr eserlerin 7 tanesini râvîleriyle bera*ber nakletmekte ise de bunların tercemelerini buraya almaya lüzum duymadım.)
Bu bâbda rivayet olunan hadîsler ya mensuhtur veyahut abdest almanın mendubluğuna yorumlanır. Abdest almanın vacip olmadığı hususundaki geniş izah bunu takib eden bâbta rivayet olunan hadis-lerin açıklaması bahsinde inşaallah yapılacaktır. [318]


66 — Ateşte Pişen Şeyleri Yemekten Dolayı Abdest Almama Hakkındaki Ruhsat Babı


488) İbn-i Abbâs (Radtyallâkii anhümâ)'den rivayet edildiğine gö*te şöyle söylemiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), bir koyun küreği ye*dikten sonra ellerini yemek altındaki sofra beziyle sildi. Daha sonra namaza kalkarak namaz kıldı."

489) Câbir bin Abdillah (Radtyattâhü ankümâ)'den rivayet edildi*ğine göre şöyle söylemiştir :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), Ebû Bekir ve Ömer (Hadıyallâhü anhümâ) ekmek ve et yediler de abdest almadılar.[319]

490) Zührî (Radıyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre şöyle söy*lemiştir ;
Ben El-Velîd veya Abdülmelik'in akşam yemeğinde hazır bulun*dum. Yemekten sonra namaz vakti olunca abdest almak İçin kalktım. Bunun üçerine Cafer bir Amr bin Ümeyye dedi ki:
Ben babam üzerine şehâdet ederim ki kendisi Resûlullah (Sallal*lahü Aleyhi ve Sellem) 'in ateşte pişen yemek yedikten sonra abdest almadan namaza durduğuna şâhidlik etmiştir. (Zührî dedi ki) Ali bin Abdillah bin Abbas (Radıyallâhü anhümâ) da t Ben de bunun mis*liyle-babam üzerinde şehâdet ederim, dedi.'

491) Ümmü Seleme (Radtyallâhü anhâ)'den: Şöyle söylemiştir: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e bir koyun küreği getirildi. O, bundan yedi ve suya el değdirmeden namaz kıldı."

492) Süveyd bin Nûman El-Ensârî (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre :
(İçlerinde kendisinin de bulunduğu) Ashâb'dan bir cemaat Resû*lullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in beraberinde Hayber'e doğru yola çıktılar. Sahbâ[320] ya vardıkları zaman Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ikindi namazını kıldı. Sonra azıkları İstedi, kavud'-dan başka bir şey getirilmedi, bunun üzerine (onu) yediler ve içtiler, daha sonra Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) su istedi, ağzı*nı çalkaladıktan sonra kalkıp bize akşam namazını kıldırdı. Zevâid'de : Bunun isnadındaki rical sikalardır, denmiştir.

493) Ebû Hüreyre (Radtyallâhü ank)'âen: Şöyle söylemiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir koyunun küreğini yedi, sonra ağzını çalkaladı, ellerini yıkadı ve namaz kıldı." [321]

Bu Bâbdaki Hadislerin İzahı


488 nolu îbn-i Abbâs (Radıyallâhü anh) 'm hadisini Bu-nâr i, Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvûd, Tahâvî ve Beyhakî rivayet etmişlerdir.Bu hadîste geçen «Mish» ke*limesi kıldan mamul beze denir. Bu hadiste belirtildiği gibi Resûl-i Ek*rem'in et yemesine rağmen yemekten sonra ellerini yıkamaması hu*susu yemekten sonra el yıkamanın vâcib olmadığını beyan etmek içindir. Bilindiği gibi yemekten önce ve sonra el yıkamak emredil*miş olan bir sünnet-i seniyye mahiyetindedir.Hadîs yemekten sonra abdest almadan, el yıkamadan ve ağzı çalkalamadan namaz'a dur*manın câizliğine, yemekten sonra el yıkamanın vâcib olmadığına ve temiz bîr bezle elleri silmenin cevazına delâlet eder.
489 nolu Câbir bin Abdillah'ın hadîsini kısa ve uzun metinler halinde Ebû Dâvûd, Tirmizî, Mâlik ve Tahâvî de rivayet etmişlerdir. Bu hadîste ateşte pişen eti yemekten dolayı abdest almanın vacip olmadığını bildirmektedir.
490 nolu Zührî' nin hadisini Buhâri ve Müslim de rivayet etmişlerdir. Bu da aynı hükmü te'yid eder.
491nolu Ümm ü S el eme' nin hadîsini Ahmedde aynı mânâyı ifâde eden başka bir lafızla tahriç etmiştir.
492 nolu Süveyd bin Nûman'ın hadîsini Buhâri mânâya etki yapmayan az bir lafız farkıyla rivayet etmiştir. Bu hadîste geçen «Sevik» kelimesini «Kavud» diye terceme ettik. Kavud kavurulup un haline getirilmiş olan buğday ve arpa olduğu için ateş değmiş yiyeceklerdendir. Resûl-i Ekrem'in bunu yedikten sonra ab*dest almadan akşam namazını kıldırmasından, ateşte pişen bir şeyi yemekten dolayı abdestin bozulmadığı anlaşılır. Resûl-i Ekrem'in kavud yedikten sonra namaza durmadan önce ağızını çalkalaması ise diş aralarında kalan yemek kırıntılarının giderilmesi içindir.
493 nolu Ebû Hüreyr e'nin hadisini ise Bez zar başka bir lafızla ve aynı hükmü ifâde eden şekilde rivayet etmiştir.
Buhâri, Müslim ve Tirmizi'de konu hakkında başka hadisler de mevcuttur.
Ebû Dâvûd, Nesâî, İbn-i Huzeyme, İbn-i Hibbân ve Beyhaki1 nin Câbir (Radıyallahü anh) 'den rivayet ettikleri bir hadîsin meali şöyledir:
«Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ateşte pişen bir şeyi ye*dikten sonra abdest alıp almaması hususundaki son durumu abdest almayı terketmesi olmuştur.»
EI-Menhel yazarı ateşte pişen bir şeyi yemekten dolayı abdest alma hükmünün bu hadisle neshedildiği Cumhur tarafından ifâde edilmiştir, der.
Mezkûr yazar konu hakkında aşağıdaki malûmatı şöyle vermek*tedir :
Hulefâ-i Râşidîn, Ashâb-ı Kiram ve onlardan sonra gelen imamlar ateşte pişen bir şeyi yemekten dolayı abdest alma hük*münün bu bâbta rivayet olunan hadîslerle nesHedilmiş olduğu hu*susunda icmâ etmişlerdir.
Mâliki Mezhebi Fukahasından E1-Bâci: Zam aramız*daki bütün fıkıh âlimleri ateşte pişen bir şeyi yemekten dolayı ab*dest almaya gerek olmadığına hükmetmişlerdir. Sahâbîler ve Tabiîn devrinde abdest almanın gerekliliğini söyleyenler olmuş ve bu ko*nuda rivayet olunan hadîsleri delil göstermişler ise de âlimlerin ic-mâı ile bu görüş terkedilmiştir. Abdestin gereğine zahiren delâlet eden hadîsleri âlim arkadaşlarımız muhtelif şekillerde yorumlamış*lardır. Bunların bir kısmı bu hadîslerde geçen abdestten maksad müstahab olmak üzere ağzı çalkalamaktır. demişlerdir. Bâzıları da ilk zamanlar abdest almak vacip idi. Sonradan Câbir bin Ab*dillah' in hadisiyle bu hüküm neshedilmiş demişlerdir, der.»
Selef ve halefin Cumhuruna göre ateşte pişen her hangi bir ye*meği yemekle abdest bozulmaz.
Hulefâ-i Râşidîn, Abdullah bin Mes'ûd, îbn-i Abbâs, Abdullah bin Ömer, Ebû Derdâ, Câbir bin Semüre, Ubey bin Kâ'b, Âmir' bin Rabîa ve Ebû Ümâme (Radıyallâhü anhüm) hazretleri olsun Cumhur-u Tabiîn olsun hepsinin mezhebi budur. Ebû Hanîfe, Mâlik, Şafii ve Ahmed bin Hanbel gibi mezheb imamlarının kavli de budur. [322]


67 — Deve Etlerin (I Yemek) Den Dolayı Abdest Almak Hakkında Gelen (Hadîsler) Babı


494) Berâ bin Âzib (Radıyallâkü an
Şöyle söylemiştir; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem )'e deve etlerinden dolayı abdest alma hükmü soruldu ve bunun üzerine i
-Deve etlerin (i yemek) den dolayı abdest alınız» buyurdu."

495) Câbir bin Semûre [323] (Rüdtyallâhü anhümâ)'dan rivayet edil*diğine göre şöyle söylemiştir :
Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bize, deve etlerin (i ye*mek) ten dolayı abdest almamızı ve koyun etlerin (i yemek) ten dola*yı abdest almamamızı emretti." [324]

İzahı


Bu iki hadîs deve etini yedikten sonra abdest almanın gereğine ve ikinci hadîs koyun etini yedikten sonra abdest almaya gerek olma*dığına delâlet eder.
Müslim bu bâbta Câbir bin Semûre' nin hadî*sini rivayet etmiştir.Berâ bin Âzib'in hadisini ise Ebû Dâvûd, İbn-i Hibbân, İbn-i Cârut, ibn-i Huzeyme, Tahâvj, Tirmizi ve Beyhakî rivayet etmişlerdir.
Ebû Davud'un şerhi El-Menhel yazarının konu hakkında verdiği malûmatın özetini aşağıya alalım :
'Berâ bin Âzib1 in hadîsi deve etini yemenin abdesti bozduğuna delâlet eder. Ahmed bin Hanbel, İshak bin Raheveyh, Yahya bin Yahya, Ebû Bekir bin El-Münzir ve İbn-i Huzeyme bu yola gitmiştir, Ebû Bekir El-Beyhâkî de bu görüşü tercih etmiş, hadîs ehlinden ve sahâbilerin bir cemaatından bu hüküm rivayet edilmiş*tir. Onların delili bu hadîs ile Müs1im' in rivayet ettiği (mü*ellifimizin de 495 nolu sırada rivayet ettiği) Câbir bin Se müre'nin hadîsidir.
İmam Nevevî, Müslim'in şerhinde şöyle der: «Ah*med bin Hanbel ve İshâk bin Raheveyh de*mişler ki: 'Bu konuda Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den iki sahih hadîs rivayet edilmiştir. Bunlar Câbir'in hadîsi ile Berâ' nin hadisidir'.Bu mezheb delil bakımından daha kuvvetli*dir. Bununla beraber cumhûr'un mezhebi bu değildir'.
Dehlevi, Huccetullah Et-Bâliğa kitabında: Deve etini yemenin abdest almayı gerektirdiğine hükmedenlerin gö*rüşünün sırrı şudur ki deve eti yemek Tevrat'ta haram kılın*mıştı. Beni İsrail peygamberlerinin hepsi bu hususta ittifak halindedirler. Cenâb-ı Allah bunu bize mubah kılınca iki nedenle ab*dest almamızı meşru kılmıştır. Birinci neden haram kılındıktan sonra mubah kılınma nimeti dolayısıyla Allah'a şükretmek kabilinden ab*dest almaktır. Diğer neden Beni İsrail'in tüm peygamberleri bunu haram kılmışken mubah kılınması bâzı kimselerin kalbinde istifham doğurabilir. Gönüller tatmin olsun diye abdest almak emredilmiştir.
Âlimlerin çoğu deve etini yemenin abdesti bozmadığına hükmet*mişlerdir.Hulefâ-i Râşidîn, Ibn-i Mes'ûd, Ubey bin Kâ'b, İbn-i Abbâs, Ebü Derdâ, Ebû Ta1ha, Amir bin Rebîa, Ebü Ümâme, Tabiînin cum*huru, Mâlik, Ebû Hanife, Şafii ve arkadaşları (Ra-dıyallâhü anhüm) bu görüşte olan âlimlerdendirler. Bunlar Câbir ve fierâ' nın hadîsinde emredilen «Vudû» kelimesini lügat mâ*nâsına yâni temizlenme anlamına yorumlamışlardı. Bununla serî ab-dest mânâsının kasdedilmediğini söylemiştir.
Hattabi : Fıkıh âlimlerinin ekserisi hadisteki «Vudû»u te*mizlik anlamına yorumlamışlardır. Çünkü bilindiği gibi deve eti çok yağlıdır. Amaç bu yağın giderilmesidir. Nitekim: 'Deve eti yağlı olduğu için yedikten sonra Vudû alınız' şeklinde rivayet vardır. Bu rivayette amaç belirtildiği için vudû'dan maksad el yıkamaktır.
Tahâvi'nin tahriç ettiği eserlerle sabit olmuştur ki 1bn-i Mes'ûd, Alkarna, Osman ve İbn-i Abbâs gibi büyük sahâbîler yağlı et yedikten sonra el ve ağızlarını yıkamakla yetinmişler ve abdest almamışlardır. Bu durumda vudû ile temizlen*mek olan lügat mânâsı kasdedilmiş, İstılahı mânâsı murad değildir.Bu hadîslerdeki vudû' ile ıstılahî mânâ olan abdest almak işi faraza kasdedilmiş olsa bile bu hüküm Câbir bin Ab dillah'ın şu mealdeki sahih hadîsi ile neshedilmiştir:
«Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in son uygulaması ateş*le pişen bir şeyden dolayı abdest almamaktı."
Çünkü bu hadis ateşte pişen şeyden dolayı Resûlullah (Sallalla*hü Aleyhi ve Sellem) 'in bir ara abdest aldığına ve bilâhare abdest al*mayı bıraktığına delâlet eder. Bunun için Tirmizi: Bence bu hadis ateşte pişen şeyden dolayı abdest almaya delâlet eden hadisi neshetmiş, demiştir. Deve eti ateşte pişen şeylerden birisi olduğuna göre bununla ilgili hüküm de Câbir bin Abdillah'ın ha*disi ile neshedilmiştir'.

496) Üseyd bin Hudayr [325] (Radtyallâhü anh)'den:
Şöyle söylemiştir: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) : «Koyun sütlerin (i içmek) ten dolayı abdest almayınız ve deve süt*lerin (i içmek) ten dolayı abdest alınız.» buyurdu.[326]

497) Abdullah bin Amr (Radtyallâhü anhümâ)'den. şöyle söyle*miştir :
Ben Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken İşittim:
«Deve etinden dolayı abdest alınız, koyun etlerinden dolayı da abdest almayın. Deve sütlerinden dolayı abdest alınız, koyun sütle*rinden dolayı da abdest almayınız. Koyun ağılında namaz kılınız ve deve yataklarında namaz kılmayınız.Zevaid'de : Bu hadisin isnadında Bakiyye bin El-Velİd bulunur. Ken*disi tedlls edenlerdendir. Bu hadisi an'âne ile rivayet etmiştir. Senedin râvileri sıka zatlardır. Bunlardan Halid bin Ömer'in durumu meçhuldür. [327]

İzahı


Bu iki hadiste geçen Vudü (Abdest) kelimesi daha önceki hadis*lerin izahında belirtildiği gibi temizlenme anlamında kullanılmıştır. Yâni deve etini yedikten veya sütünü içtikten sonra fazla yağlılığı dolayısıyla ellerin ve ağızın yıkanması istenmektedir. Cumhûr'un gö*rüşü budur.
Koyun ağıllarında ve deve yataklarında namaz kılmakla ilgili fıkralara gelince : Müslim'in Câbir bin Semüre' den rivayet ettiği hadis de bardaki son hadis gibidir. Yâni koyun ağıl*larında namaz kılınabileceğini ve deve irenlerinde namaz kılınmasının yasaklığını ifâde eder.
Koyun ağıllarında namaz kılmak âlimlerin ittifakıyla mubahtır. Deve yataklarında ise Ahmed bin Hanbel, İbn-i Hazm ve Zahiriye mezhebine mensub âlimler hadisin za*hirine bakarak haram kılmışlardır. Burada namaz kılmak sahih de*ğildir, iadesi gerekir demişlerdir. Fakat âlimlerin cumhuru burada' namaz kılmak mekruhtur, demişlerdir. Kerahetin sebebine gelince bâzı âlimler deve yatakları koyun ağıllarından daha pis koktuğu için deve yataklarında namaz kılmak mekruhtur, demişlerdir. Bir kısım âlimler de develer ürkerek namaza duran kimseyi korkutacağı veya onu meşgul edeceği cihetle orada namaz kılmanın yasaklandığını be*yân etmişlerdir. [328]
Kaynaklar
___



[317]Sünen-i İbni Mâce Tercemesi Ve Şerhi,Kahraman Yayınları. 2/118-119

[318]Sünen-i İbni Mâce Tercemesi Ve Şerhi,Kahraman Yayınları. 2/120-121

[319] Zevaid'de : Bu isnadın ricali sikalardır, denmiştir.

[320] Sahbâ : Hayber'e yakın bir yerin adıdır.

[321] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi Ve Şerhi,Kahraman Yayınları. 2/121-124

[322] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi Ve Şerhi,Kahraman Yayınları. 2/124-125

[323] Meşhur bir sahâbidir. 146 hadisi vardır. Buhârİ ve Müslim iki hadisini ve yalnız Müslim 23 hadisini rivayet etmiştir. Hicretin 72 veya 73 veyahut 74. yılı vefat etmiştir. (Hulasa, 59)

[324] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi Ve Şerhi,Kahraman Yayınları. 2/126

[325] Bu zat meşhur bir sahabl'dir. Akabe, Bedir, El-Câbiye ve Kudüs se*ferlerinde bulunmuştur. 18 hadisi var. Buharl ve Müslim 1 hadisinde ittifak etmiş*lerdir. Kendisinden Enes, Ebû Sald-i HudrI ve Muhammed bin İbrahim Et-Teymİ rivayette bulunmuşlardır. Resûl-i Ekrem'in özel medhine mazhar olmuştur. Hic*retin 20. yılı vefat edip Bakl'a defnedilmişür. (Hulasa 38)

[326] Zevaid'de : Bu hadisin senedindeki r&vilerden Haccâc bin Er-Tat'ın za*yıflığı ve tedllsçiliği dolayısı ile isnadı zayıftır. Mahfuz olan sencd Abdürrahman bin Ebl Leylâ'nın Berâ'dan olan (494 nolu hadîste geçen) rivayettir, denmiştir.

[327] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi Ve Şerhi,Kahraman Yayınları. 2/127-129

[328] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi Ve Şerhi,Kahraman Yayınları. 2/130
 
M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
Güneş ile ısıtılan suyla abdest veya gusül alınabilir mi? Alınamazsa neden alınamaz? Hikmeti nedir? Şartı var mıdır? Bu su ile elbise yıkanabilir mi? Zamanımızda kullanılan güneş enerjisi sistemleriyle ısıtılan suların hükmü nedir?

Cevap:

Güneşte ısıtılmış suyun hükmü:

Güneşte bırakılıp ısınan su ile abdest veya gusül almak tenzihen mekruhtur. Bu suya “mâu müşemmes” denir.

Güneşte ısıtılmış suyla abdest almanın yasaklanmasının hikmeti:

Peygamber Efendimiz (s.a.v), güneşte su ısıtıp abdest almak isteyen Hz. Âişe (r.anhâ)’ya;

“Sakın öyle yapma Ey Humeyrâ! Çünkü o su, baras (alaca tenliliğe) sebep olur.” buyurmuştur. (Dârâkutnî)

Bu hadiste ifade edildiği üzere bu yasağın hikmeti; güneşte ısınan suyun “baras”, yani alaca hastalığına neden olmasıdır.

Güneşte ısıtılan suyun abdestte kullanılmasının mekruh olmasının şartı:

Ulemanın bir kısmı, güneş altında ısıtılmış suyun abdest veya gusül almada kullanılmasının mekruh olması için şu şartların bulunması gerektiğini söylemişlerdir:

1. Suyun bakır, demir vb. paslanıp oksitlenebilecek bir kapta bulunması,

2. Suyun bu tür kaplarda Hicaz gibi sıcak bir beldede ısıtılmış olması.

Güneş enerjisi sistemleri ile ısıtılan suyu kullanmanın hükmü:

Günümüzde evlerde ve iş yerlerinde, “güneş enerjisi sistemleri” vasıtasıyla su ısıtılmaktadır. Bu sistemler vasıtasıyla ısıtılan suları kullanmak mekruh değildir, caizdir. Çünkü su, güneşi açık biçimde direk olarak görmemektedir. Suyun ısınması bir tesis vasıtasıyla olmaktadır.

Güneşte ısıtılan suyla elbise vs. yıkamanın hükmü:

Güneşte ısıtılmış su ile elbise vs. yıkamak mekruh değildir.
(Şeyhu’l-İslâm Yahya Zekeriyyâ el-Ensârî, Fethu’l-Vehhab, c.1, s.4; Dört Mezhep Fıkhı, el-Cezîrî, c.1, s.101; İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, Vehbe Zuhaylî, c.1, s.186; İslâm Fıkhı, Celal Yıldırım, c.4, s.273–74.)


 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt