S
Çevrimdışı
Nuzül sebeplerinden birini de nakledelim tam olsun
Allah Resulü (s.a.v) bir gün Mekke’deki evinin avlusunda otururken Osman b. Maz’un ona
uğramıştı. Mütebessim bir tavırla yaklaşınca Efendimiz: “Oturmaz mısın?” demiş, o da: “Olur,
oturayım.” deyip tam karşısına geçmişti. Hz. Peygamber (s.a.v) onunla konuşurken birden gözlerini
göğe çevirmiş, bir süre göğe baktıktan sonra gözlerini yere doğru indirmiş ve sağ tarafındaki bir
tümseğe kadar gözüyle takip etmiş, sonra da orada oturmakta olan Osman’ın yanından ayrılarak o
gözünün takıldığı yere gitmiş. Orada kendisine söyleneni anlamaya çalışır gibi başını sallamış. Daha
sonra ilk seferinde yaptığı gibi tekrar gözlerini göğe doğru çevirip gözüyle takip ettiği kaybolana kadar
gözüyle takip etmiş ve Osman ile birlikte oturdukları yere tekrar dönmüş. Osman:
- “Ey Muhammed, daha önce de sana gelir gider, seninle otururdum ama bugün yaptığın
hareketi daha önce senden hiç görmemiştim.” demiş.
Hz. Peygamber:
- “Benim ne yaptığımı gördün mü?” diye sormuş.
Osman:
- “Evet, önce gözlerini göğe diktin, sonra sağ tarafında bir yere indirdin, yanımdan ayrılıp o
gözlerini indirdiğin yere gittin. Orada sanki sana söyleneni daha iyi duymak ve anlamak ister
gibi başını hareket ettirmeye başladın.” dedi.
Hz. Peygamber (s.a.v):
- “Biraz önce sen burada otururken Allah’ın elçisi Cibril bana geldi.” dedi.
Osman:
- “Allah’ın elçisi mi?” diye sordu.
Hz. Peygamber (s.a.v):
- “Evet.” buyurdu. “Sana ne dedi?” diye sordu.
Efendimiz (s.a.v):
- “Bana: “Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri,
fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.”
ayetini indirdi
buyurdular.
Osman der ki: “İşte o anda iman kalbimde yer etti ve Muhammed’i sevdim.”
Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, I, 318
Allah Resulü (s.a.v) bir gün Mekke’deki evinin avlusunda otururken Osman b. Maz’un ona
uğramıştı. Mütebessim bir tavırla yaklaşınca Efendimiz: “Oturmaz mısın?” demiş, o da: “Olur,
oturayım.” deyip tam karşısına geçmişti. Hz. Peygamber (s.a.v) onunla konuşurken birden gözlerini
göğe çevirmiş, bir süre göğe baktıktan sonra gözlerini yere doğru indirmiş ve sağ tarafındaki bir
tümseğe kadar gözüyle takip etmiş, sonra da orada oturmakta olan Osman’ın yanından ayrılarak o
gözünün takıldığı yere gitmiş. Orada kendisine söyleneni anlamaya çalışır gibi başını sallamış. Daha
sonra ilk seferinde yaptığı gibi tekrar gözlerini göğe doğru çevirip gözüyle takip ettiği kaybolana kadar
gözüyle takip etmiş ve Osman ile birlikte oturdukları yere tekrar dönmüş. Osman:
- “Ey Muhammed, daha önce de sana gelir gider, seninle otururdum ama bugün yaptığın
hareketi daha önce senden hiç görmemiştim.” demiş.
Hz. Peygamber:
- “Benim ne yaptığımı gördün mü?” diye sormuş.
Osman:
- “Evet, önce gözlerini göğe diktin, sonra sağ tarafında bir yere indirdin, yanımdan ayrılıp o
gözlerini indirdiğin yere gittin. Orada sanki sana söyleneni daha iyi duymak ve anlamak ister
gibi başını hareket ettirmeye başladın.” dedi.
Hz. Peygamber (s.a.v):
- “Biraz önce sen burada otururken Allah’ın elçisi Cibril bana geldi.” dedi.
Osman:
- “Allah’ın elçisi mi?” diye sordu.
Hz. Peygamber (s.a.v):
- “Evet.” buyurdu. “Sana ne dedi?” diye sordu.
Efendimiz (s.a.v):
- “Bana: “Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri,
fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.”
ayetini indirdi
buyurdular.
Osman der ki: “İşte o anda iman kalbimde yer etti ve Muhammed’i sevdim.”
Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, I, 318