Günün Sözü

"Başkası vurur bela okutulur ben vurursam sela okutulur"
Ebu mc darbe

"Sıkıntılarımız bizi psikologlara değil, önce Allah'a götürmeliydi." Nureddin Yıldız.

Kadınlar; "Silahlanın!"
Sakın top ve tüfeğe sarılın demiyorum.Sizi ucuzlatan ve şehvet metaına dönüştüren şeye karşı tesettür ve haya ile.( Mehmet Emin Akın)

السلام عليكم ورحمة الله وبركاته

Büyük sahabî Abdullah b.Mes'ûd radiyallâhu anh da şöyle demiştir:

"Cemaat, hakka uymaktır; tek başına olsan bile."

Lâlekâî, Şerhu İ'tikâdi Ehli's-Sünne ve'l-Cemâa.

السلام عليكم ورحمة الله وبركاته

Mehmet Emin Akın:" Bugün Allah için ne yapmayı düşünüyoruz?"

Masumiyetten Doğan RAHMET
Bir zamanlar Salih bir zat vardı.Çok cömertti.Elindekini avucundakini muhtaçlara dağıttığı gibi,yardım isteyen fakirler olursa,onlara belli etmeden ,başkalarından kendi adına borç alır onlara verirdi.
Bu zat bir gün hastalanıp yatağa düşer.Hastalığı gittikçe artar.Bunu duyan alacaklılar,onun ölüm döşeğinde olduğunu düşünerek başucuna dikilirler.
Salih zat bundan son derece utanmış,rahatsız olmuş.Asık yüzlü,sıkıntılı tiplerle çevrili olması onu üzmüştür.Bir şeyler söylemek ister ancak,''Bize para gerek nasihat değil''diye susturulur.
Bu sırada dışarıdan helva satan bir çocuğun sesi duyulur.
Salih zat,bir adamına seslenerek helvaları alıp ziyaretçilere ikram etmesini söyler,Adam çocuğun tepsisindeki bütün helvaları alarak ziyaretçilere ikram eder.
Herkes abus çehrelerle helvaları yer.Çocuk gelip helvaların parasını ister.Salih zat ''Evlat bunları bana borç olarak yazar mısın?''deyince -çocuk tek kelime söylemeden dışarı çıkar,50-100 metre ileride bir ağacın altına oturup sessizce ağlamaya başlar.
Oradan geçmekte olan şehrin valisi onu görür,yanına gelip başını okşadıktan sonra niye ağladığını sorar.Çocuk olup biteni anlatır.
''O zata EDEBİM DEN bir şey diyemedim ama,ben bunları zaten borç olarak almıştım,nasıl ödeyeceğim,evime nasıl para götüreceğim diye ağlıyorum''der.Vali hasta yatan Salih zatı yakından tanımaktadır.Çocuğun parasını öder ve ona içi dolu yedi sekiz kese altın altın vererek o Salih zata götürmesini söyler.Altınlar eve gelince alacaklıların neşesi yerine gelir.Herkes alacağını tahsil eder.Ancak böyle aniden para gelmesine de bir anlam veremeyip sorarlar.Salih zat şu cevabı verir:
''Ben sıkıntı içindeydim.Siz de sıkıntı içindeydiniz.Buna bir de çocuğun üzüntüsü eklendi.Çocuğun EDEBİ,tek kelime etmeden gitmesi, işi çözdü.ALLAH-U TEALA o MASUMUN İHLASI ve EDEBİ hürmetine sıkıntıları giderdi.İmtihanı kazanan o MASUM oldu.''

السلام عليكم ورحمة الله وبركاته

Abdullah b. Abbas radiyallâhu anh şöyle dedi:

"Heva ehliyle birlikte oturma. Çünkü onlarla birlikte oturmak, kalbi hasta eder."

İmam Abdullah b. el-Mübark rahimehullah şöyle dedi:

"Allah'ım! Bid'at sahibinin bana iyilik etmesine izin verme ki bunun sonucunda kalbim ona sevgi beslemesin."

el-Lâlekâi, Şerhu Usuli İ'tikâdi Ehli's-Sünne, İbn Batta, el-İbâne.

السلام عليكم ورحمة الله وبركاته

1980 den buyana " Türkiye İran olmayacak, Mollalar İran'a " diye bağıran ve Türkiye laiktir laik kalacak diyen güruh şimdilerde İran yöneticilerinin elini öpmek için birbiriyle yarışıyor. Kemalist-Sol-Alevi-Caferi-Milli Görüşçü abi ve ablalardan oluşan ittifak ya Tahran'da arzı endam ediyor veya Tahran'da ki yüksek zatları büyük bir Şerefle ! burada ağırlıyorlar. Biraz daha ihlaslı ! olanları ise Şam'a da giderek bebek yüzlü Beşşar Esed'e hürmetlerini ve takdirlerini sunuyorlar. Sen ne güzel katliamcısın böyle diye.

Yılmaz Bilgen

Olimpos dağının çocukları, Hira dağının evlatlarını asla kabullenemeyecektir.

Cemil Meriç

"Aradığın Allah'ın rızası ise eğer, ne milyonlarca kişi kalabalıktır ne de bir kişi azdır." Nureddin Yıldız

Şeyhulislam Ahmed Bin Hanbel (Rh.a) Şöyle Der:

"Eğer sen kendi devrinin insanlarının İslamını bilmek istiyorsan, onların mescid kapılarındaki cokluğuna ve Hacc zamanı ''LEBBEYK'' diyen seslerinin gürültüsüne bakma! Sen onlarin Şeriat düşmanlarıyla olan munasebetlerine bak!" (El-Edebi Şeria)

“Bir dava, uğrunda ölünecek kadar değerli değil ise, uğrunda yaşanacak kadar da değerli değildir.”

Şehid Şamil Basayev

*İstilaya uğramış vatan toprakları, sulh ile alınmaz; cenk ile alınır.

Şehid (İnşeallah) Şeyh Şamil

Tenimizi ezebilirsiniz…Ama…Ruhumuzu asla…
Onu ne işkence zabteder, ne kelepçe, ne pranga…
Gülümser durur inancımız hürriyet budunda sonsuzca…
Bizi edebilirsiniz, evimizden, tenimizden…Ama… Dinimizden..
Çok şükür… Pişmanlık uğramadı semtimizden…
Ya siz...Ezeli pis, hayvancıklar…Neye yaradı işkenceniz..
Dünyanız kara, ahiretiniz zift…
Sizi bekliyor cehenneminiz!...

SALİH MİRZABEYOĞLU

Biz bir ara medresei yusufiyeye girince ,bizi kapıda karşılayan değerli bir kardeşimizin şu sözü aradan yıllar geçmesine rağmen hiç unutmuyorum ve daima aklımda tutuyorum..
Bak hattab kardeşim,seni buraya getiren Rabbime hamd olsun,artık kardeşlerinin arasındasın,nasılki nizamiyede şahsi eşyalarını ve kimliğini emanete teslim ettin ve çıkışta alacaksın,aynı şekilde o nizamiyede öfkeyi ve sinirinide orada bırak,buradakiler kardeşlerindir ve bunlar burada bize lazım değildir,buradakiler kardeşlerindir ve onlarla güzel ahlakı kuşanarak islamın mükemmel kardeşliğini sergile,biz sana öfkeyi ve siniri at demiyoruz,nizamiyede bırak,çıkınca onları al,onlar islam düşmanlarına karşı lazımdır ve onları muhakkak kullan ama burada olmaz,burada bize lazım değil..
işte o değerli abemin sözü her dem aklımdadır...Bu sözü sitedeki kardeşlerinde almasını ve unutmamasını diliyorum.