Güvensiz Dostluk Olmaz
Günümüz dünyasında insanların en çok ızdırap çektikleri duygulardan birisi güvensizliktir. Bireysel çıkarın, bencilliğin vizyonda olduğu şu dönemde tahtı sarsılan en önem erdemlerden birisi güven duygusudur.
Güven nedir; korku, endişe ve çekinme duymadan bağlanmak ve inanmaktır. Bir insana güven duymak demek ondan hiçbir şekilde zarar gelmeyeceğine kanaat getirmektir. İşte bu noktada güven duygusu ilk önce kendisiyle başlayan ve sonra diğer bireylerle bağlanarak gelişen bir duygudur. İnsan kendisine verdiği sözleri yerine getirme gücünü kendinde bulabiliyorsa, diğer insanlara da verdiği sözün anlamını kavrar. Yani kendi kendine saygı duyabilen insan başkalarına da saygı duyacaktır.
İnsan verdiği sözlere uyduğu ölçüde insan olarak büyür ve yücelir. Sözlerini un utup, yerine getirmediği derecede de alçalır ve küçülür.
Tutabileceğin sözleri ver ki, insanlar seni adam sansın!
Para veya kişisel menfaat için kaybettiğin güven seni sürekli olarak alçaklık bataklığına çeker. Güven duygusu insan olarak yücelmenin anahtarıdır. Tutulmayan sözler güven bankasındaki kredinin azalmasına yol açacaktır.
İster altının olsun, isterse büyük mevki ve makamın güvenilirliğin olmadıktan sonra neye yararsın ki sen!
Sözünde durmayan insanlara acımak gerekir. Çünkü onlar sürekli güvensizliğe uğramış zavallılardır. Onlara acıyın ve güven erdeminin yüceliğini yaşamınızın yol haritasında gösterin.
İnsanlar arasında antlaşmaya uymayanlar zalim ve cahil olanlardır. Bunların sözüne güven duyulmaz. Güven bankasındaki sürekli olarak kredi çekip hesabına bir şey yatırmayan banka müşterilerine benzerler. Bir müddet sonra bankadaki kredileri bitince artık ihtiyaçlarını hiçbir şekilde karşılayamazlar. Bunun gibi insan ilişkilerinde de güven hesapları vardır. Birbirimize karşı güven sarsıcı eylemlerde bulunmamız sonucunda en fazla ihtiyacımız olduğu bir anda asla o insanları yanımızda göremeyiz. Bunun için güven tazeleyici hesaplarımızı gözden geçirmek zorundayız. Bu konuda "Yalancı Çoban" hikayesi dikkate değerdir. İki defa halkı kurt geldi diye aldatan çoban üçüncü de gerçekten kurt saldırısına uğradığında insanların ilgisizliğine maruz kalır. Böylece sürüyü kurtlar talan eder.
Şayet gerçekten insanların yardımına muhtaç olacağımız zaman yanımızda olmalarını istiyorsak, sözlerimize ve ahitlerimize elimizden geldiğince uymaya gayret etmeliyiz. İnsanlar güvendikleri kişilerin yanında olurlar. Sürekli olarak ihanet kılıcıyla yaralanmış bir insan, kendisini yaralayana karşı çok da iyimser olamaz.
İnsanlar bizi sevmeyebilirler, bizim gibi inanmayabilir veya düşünmeyebilirler. Ama insan olarak sorulduğumuzda "evet güvenilir bir insandır" denebiliyorsak işte o zaman insanlığın erdemini yakalamışızdır.
İnsan ilişkilerini belirleyen en önemli unsur güvendir. Alışverişimizi güven duyduğumuz marketten yaparız. Dostluğumuzu güven duyduğumuz insanlarla paylaşırız. Sanıyorum hiçbirimiz güvenini sarsmış bir insanla birlikteliği devam ettirmeyi normal karşılamayız. Çünkü verdiğimiz sırlar ortada gezer, söz verdiğinde sözünde durmaz, vereceğinizi zamanında vermez. Sürekli olarak bizi yolda bırakır. Peygamber efendimiz bu konuda şöyle bir tespitte bulunmaktadır; "Münafığın alameti üçtür; Konuştuğunda y6alan söyler. Söz verdiğinde sözünde durmaz. Emanete ihanet eder." Bunlar insan kişiliğindeki kan kaybıdır. Nasıl ki kan kaybı zamanla insanın ölmesine neden oluyorsa güven kaybı da kişiliğin ölmesine neden olmaktadır. Kişiliği ölmüş insan ise toplumun hangi statüsünde olursa olsun güvene layık değildir.
Dostluğu acıtan diken ve çatırdatan en önemli kasırga güvensizliktir. Deneyimlerimiz bize şunu öğretmiştir; Güvenilir olmayan insanlar asla dostluğa layık değildir. Onların yanından uzak olmak, kazanca yakın olmaktır. Çünkü güvenilir olmayan insanların en önemli özellikleri; bireysel çıkarlarını ön plana alıp karşısındaki insanı kullanmaktır. İnsanlarla ilişkilerini hep menfaatleri belirler. Sözünde durması karşısındakinden belli bir çıkarı ölçüsündedir. Şayet bir beklentisi yoksa ve çıkar elde edemeyecekse sözünde durmasını gerektirecek hiçbir şey yoktur. Erdem ise mazinin antik değerler müzesinde sergilenen nadide eserlerdir.
İşte bu açıdan bakıldığında sonuç olarak şunu söyleyebilirim; çeşitli şekillerde denediğiniz insanlardan güven kredisi tükenmiş olanları dost edinmeyin. Çünkü onların dostlukları sadece ve sadece bireysel menfaattir. Onlara göre menfaatin bittiği yerde güvenilmeye değecek bir şeyde kalmamıştır. Dostluğun hepsi güvendir. Kaybedilmiş güven asla dostluğu canlı tutmaz.
Sözünde durmayan insanları deşifre etmek ise başkalarının aldatılmasını önlemeye yardımcı olacağı için toplumsal vicdanın bir gereğidir.
Günümüz dünyasında insanların en çok ızdırap çektikleri duygulardan birisi güvensizliktir. Bireysel çıkarın, bencilliğin vizyonda olduğu şu dönemde tahtı sarsılan en önem erdemlerden birisi güven duygusudur.
Güven nedir; korku, endişe ve çekinme duymadan bağlanmak ve inanmaktır. Bir insana güven duymak demek ondan hiçbir şekilde zarar gelmeyeceğine kanaat getirmektir. İşte bu noktada güven duygusu ilk önce kendisiyle başlayan ve sonra diğer bireylerle bağlanarak gelişen bir duygudur. İnsan kendisine verdiği sözleri yerine getirme gücünü kendinde bulabiliyorsa, diğer insanlara da verdiği sözün anlamını kavrar. Yani kendi kendine saygı duyabilen insan başkalarına da saygı duyacaktır.
İnsan verdiği sözlere uyduğu ölçüde insan olarak büyür ve yücelir. Sözlerini un utup, yerine getirmediği derecede de alçalır ve küçülür.
Tutabileceğin sözleri ver ki, insanlar seni adam sansın!
Para veya kişisel menfaat için kaybettiğin güven seni sürekli olarak alçaklık bataklığına çeker. Güven duygusu insan olarak yücelmenin anahtarıdır. Tutulmayan sözler güven bankasındaki kredinin azalmasına yol açacaktır.
İster altının olsun, isterse büyük mevki ve makamın güvenilirliğin olmadıktan sonra neye yararsın ki sen!
Sözünde durmayan insanlara acımak gerekir. Çünkü onlar sürekli güvensizliğe uğramış zavallılardır. Onlara acıyın ve güven erdeminin yüceliğini yaşamınızın yol haritasında gösterin.
İnsanlar arasında antlaşmaya uymayanlar zalim ve cahil olanlardır. Bunların sözüne güven duyulmaz. Güven bankasındaki sürekli olarak kredi çekip hesabına bir şey yatırmayan banka müşterilerine benzerler. Bir müddet sonra bankadaki kredileri bitince artık ihtiyaçlarını hiçbir şekilde karşılayamazlar. Bunun gibi insan ilişkilerinde de güven hesapları vardır. Birbirimize karşı güven sarsıcı eylemlerde bulunmamız sonucunda en fazla ihtiyacımız olduğu bir anda asla o insanları yanımızda göremeyiz. Bunun için güven tazeleyici hesaplarımızı gözden geçirmek zorundayız. Bu konuda "Yalancı Çoban" hikayesi dikkate değerdir. İki defa halkı kurt geldi diye aldatan çoban üçüncü de gerçekten kurt saldırısına uğradığında insanların ilgisizliğine maruz kalır. Böylece sürüyü kurtlar talan eder.
Şayet gerçekten insanların yardımına muhtaç olacağımız zaman yanımızda olmalarını istiyorsak, sözlerimize ve ahitlerimize elimizden geldiğince uymaya gayret etmeliyiz. İnsanlar güvendikleri kişilerin yanında olurlar. Sürekli olarak ihanet kılıcıyla yaralanmış bir insan, kendisini yaralayana karşı çok da iyimser olamaz.
İnsanlar bizi sevmeyebilirler, bizim gibi inanmayabilir veya düşünmeyebilirler. Ama insan olarak sorulduğumuzda "evet güvenilir bir insandır" denebiliyorsak işte o zaman insanlığın erdemini yakalamışızdır.
İnsan ilişkilerini belirleyen en önemli unsur güvendir. Alışverişimizi güven duyduğumuz marketten yaparız. Dostluğumuzu güven duyduğumuz insanlarla paylaşırız. Sanıyorum hiçbirimiz güvenini sarsmış bir insanla birlikteliği devam ettirmeyi normal karşılamayız. Çünkü verdiğimiz sırlar ortada gezer, söz verdiğinde sözünde durmaz, vereceğinizi zamanında vermez. Sürekli olarak bizi yolda bırakır. Peygamber efendimiz bu konuda şöyle bir tespitte bulunmaktadır; "Münafığın alameti üçtür; Konuştuğunda y6alan söyler. Söz verdiğinde sözünde durmaz. Emanete ihanet eder." Bunlar insan kişiliğindeki kan kaybıdır. Nasıl ki kan kaybı zamanla insanın ölmesine neden oluyorsa güven kaybı da kişiliğin ölmesine neden olmaktadır. Kişiliği ölmüş insan ise toplumun hangi statüsünde olursa olsun güvene layık değildir.
Dostluğu acıtan diken ve çatırdatan en önemli kasırga güvensizliktir. Deneyimlerimiz bize şunu öğretmiştir; Güvenilir olmayan insanlar asla dostluğa layık değildir. Onların yanından uzak olmak, kazanca yakın olmaktır. Çünkü güvenilir olmayan insanların en önemli özellikleri; bireysel çıkarlarını ön plana alıp karşısındaki insanı kullanmaktır. İnsanlarla ilişkilerini hep menfaatleri belirler. Sözünde durması karşısındakinden belli bir çıkarı ölçüsündedir. Şayet bir beklentisi yoksa ve çıkar elde edemeyecekse sözünde durmasını gerektirecek hiçbir şey yoktur. Erdem ise mazinin antik değerler müzesinde sergilenen nadide eserlerdir.
İşte bu açıdan bakıldığında sonuç olarak şunu söyleyebilirim; çeşitli şekillerde denediğiniz insanlardan güven kredisi tükenmiş olanları dost edinmeyin. Çünkü onların dostlukları sadece ve sadece bireysel menfaattir. Onlara göre menfaatin bittiği yerde güvenilmeye değecek bir şeyde kalmamıştır. Dostluğun hepsi güvendir. Kaybedilmiş güven asla dostluğu canlı tutmaz.
Sözünde durmayan insanları deşifre etmek ise başkalarının aldatılmasını önlemeye yardımcı olacağı için toplumsal vicdanın bir gereğidir.