Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu جعل/Ca'l Fiili Bağlamında Allah Teala'nın Mutlak Fail Olması

Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
بسم الله الرحمن الرحيم
و به نستعين رب يسر اللهم لا سهل الا ما جعلته سهلا

Allah Teala'nın mutlak fail olmasıyla ilgili araştırmalarım Allah dilediği müddetçe devam etmekteydi. Bu konuda hakkında tafsili malumata sahip olup marifetullah hususunda yakine ulaşmak niyetindeydim. Allah'ın izniyle sizlere araştırmalarımın neticesini nakletmek istiyorum..

Eğer جعل fiili Allah'a nisbet edilirse; Yaratmak, inşaa etmek gibi manalar zuhur ediyor.
Bknz; (Arapça Sözlük)


Şerhu'l-Makasıd adlı eserin 4. cildinin 243. sahifesinde; (KİTABIN PDF'Sİ) kitabın Müellifi şu üç ayeti naklederek diyor ki;

رَبَّنَا وَاجْعَلْنَا مُسْلِمَيْنِ لَكَ
Ey Rabbimiz! Bizi müslümanlardan eyle!

رَبِّ
اجْعَلْن۪ي مُق۪يمَ الصَّلٰوةِ وَمِنْ ذُرِّيَّت۪يۗ رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَٓاءِ
Rabbım! Beni namaza müdavim kıl, zürriyyetimden de, yarabbenâ! hem duâmı kabul buyur

وَاجْعَلْهُ رَبِّ رَضِياًّ
Ey Rabbim! Hem de onu rızana layık (olanlardan) kıl!

(Bu üç ayet-i kerimeye bakacak olursak) Eğer buradaki جعل fiili iki mef'ul üzerine geçişlilik kazanırsa o zaman tasyir manasını kazanır. kısaca tasyir oldurmak/oluşturmak gibi manalar taşır. İkinci mef'ul kulların fiillerine ait bir mef'ul olunca anlıyoruz ki bu kul fiilleri Allah'ın kılması ve yaratması suretiyle meydana gelir.

Mu'tezile bu tarz ayetlerde geçen fiili tevfik, hızlan ve lutuftan ibaret bir mecaz olduğunu iddia ederler.

Daha iyi anlaşılması için ilk ayet-i kerimeyi ele alalım

رَبَّنَا وَاجْعَلْنَا مُسْلِمَيْنِ لَكَ

Yukarıdaki renkledirdiğimiz ayet metninin renklendirilmiş olduğunu göreceğiz. Mor ile renklendirilmiş kelime جعل/kıl fiilidir.
Diğer turuncu ile renklendirilmiş نا/bizi ve kırmızı ile renklendirilmiş مسلمين/müslümanlar kelimesi bu جعل fiilinin mefulleridir. Görüldüğü gibi bu fiil iki mef'ul üzerine tesiri var ve bunun Türkçe'deki karşılığı geçişliliktir.



AYET-İ KERİMELER'DEN DİĞER MİSALLER


مَنْ يَشَاِ اللّٰهُ يُضْلِلْهُۜ وَمَنْ يَشَأْ يَجْعَلْهُ عَلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ
Allah dilediği kimseyi şaşırtır, dilediği kimseyi de sırat-ı mustakim üzere kılar.

وَكَذٰلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُوًّا شَيَاط۪ينَ الْاِنْسِ وَالْجِنِّ
Ve böyle biz her Peygambere İns-ü Cinn Şeytanlarını düşman kılmışızdır.

Fahreddin er-Razi رحمه الله bu ayetin tefsirinde şunları söylemiştir;

فهذا يقتضي أن خالق الخير والشر والطاعة والمعصية والإيمان والكفر هو الله تعالى

Bu durum hayrın ve şerrin - taat ve ma'siyetin - iman ve küfrün yaratıcısının Allah olmasını gerektirir!


Cübbai ve K'abi'nin yorumlarınıda pek bir zayıf bulan Müfessir رحمه الله şunları da ilave etmiştir;

ثم ههنا بحث آخر: وهو أن العداوة والصداقة يمتنع أن تحصل باختيار الإنسان، فإن الرجل قد يبلغ في عداوة غيره إلى حيث لا يقدر البتة على إزالة تلك الحالة عن قلبه، بل قد لا يقدر على إخفاء آثار تلك العداوة، ولو أتى بكل تكلف وحيلة لعجز عنه، ولو كان حصول العداوة والصداقة في القلب باختيار الإنسان لوجب أن يكون الإنسان متمكناً من قلب العداوة بالصداقة وبالضد وكيف لا نقول ذلك والشعراء عرفوا أن ذلك خارج عن الوسع؟ قال المتنبي: يراد من القلب نسيانكم وتأبى الطباع على الناقل

Burada bilinmesi gereken başka bir husus var; düşmanlık ve dostluk hissi insanın iradesi dışında olup ihtiyaren kesbedilmesi mümkün değildir. Hatta bir insan başkasına öyle bir derece düşmanlıkta bulunur ki bu düşmanlığı kalbinden söküp atmasına güç dahi yetiremez. Ne yapsa yapsın bu düşmanlığı kalbinden çıkaramaz.

Düşmanlık ve dostluk hissi insanın ihtiyarının dahilinde olsaydı kalbi üzerinde mutlak bir hakimiyetinin varolmasının sözkonusu olması gerekirdi ki böyle birşeyin aksini biz nasıl söylemeyiz? Ki.. Şairler bu hissiyatların irade dışı olduğunu bilmişlerdir.

Şair Mütenebbi şöyle inşad eylemiştir;

Kalbimden taleb ediliyor ki sizi unutsun
Fıtratım ve seciyem ise aksine talib


وَكَذٰلِكَ جَعَلْنَا ف۪ي كُلِّ قَرْيَةٍ اَكَابِرَ مُجْرِم۪يهَا لِيَمْكُرُوا ف۪يهَاۜ
Ve böylece, her şehirde oranın günahkârlarını, ileri gelenler kıldık ki, orada(insanları, îmandan men' etmek için kendilerince) tuzak kursunlar!

Fahreddin er-Razi رحمه الله bu ayetin tefsirinin üçüncü meselesinde şunları söylemiştir;

المسألة الثالثة: صار تقدير الآية: جعلنا في كل قرية مجرميها أكابر ليمكروا فيها، وذلك يقتضي أنه تعالى إنما جعلهم بهذه الصفة، لأنه أراد منهم أن يمكروا بالناس، فهذا أيضاً يدل على أن الخير والشر بإرادة الله تعالى

Ayetten anlaşılıyor ki onları bu sıfata ancak Allah büründürmüştür, çünkü Allah onlardan insanları kandırmasını istemiştir. Bu da delalet ederki hayr da şer de Allah'ın iradesiyle vukuu bulur.


رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَۙ
Rabbimiz bizi o zalimler olan kavim için bir fitne kılma.

وَبَرًّا بِوَالِدَت۪يۘ وَلَمْ يَجْعَلْن۪ي جَبَّارًا شَقِيًّا
Beni anama saygılı kıldı. Beni azgın bir zorba kılmadı.

اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَيَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمٰنُ وُدًّا
Doğrusu îmân edip sâlih ameller işleyenler var ya, Rahmân (olan Allah) onlar için,(kalblerde) bir sevgi kılacaktır.

وَكُلًّا جَعَلْنَا صَالِح۪ينَ
Her birini iyi kimseler kıldık.

وَجَعَلْنَا ف۪ي قُلُوبِ الَّذ۪ينَ اتَّبَعُوهُ رَأْفَةً وَرَحْمَةًۜ
...ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık.

وَلَا تَجْعَلْ ف۪ي قُلُوبِنَا غِلًّا لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا
Kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma.

وَجَعَلْتُ لَهُ مَالًا مَمْدُودًاۙ
Ona, (kapladığı yerler dahi pek) uzun olan bir mal ve (her işinde) yanında hazır oğullar verdim!

















 
Üst Ana Sayfa Alt