Dindeki yeri:
Ramazan orucu dinin şartlarından müslüman olmanın gereklerindendir. Çünkü Kur'an, sünnet ve alimlerin icması gerekliliğini açık seçik ortaya koymaktadır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Ey İman edenler! Size sizden öncekilere farz kılındığı, üzerlerine yazıldığı gibi sizler üzerinede oruç farz kılınmıştır. Umulurki Allahın azabından (Onun bu emrine uyarak) korunursunuz, sakınırsınız” (Bakara suresi 183.ayyet). Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "İslam beş büyük temel üzerine bina edilmiştir –bu temeller arasında oruç tutmayı da zikretmiştir-“ (Hadis muttefekun aleyhtir). İslam alimleri orucun farz olduğunu tutulması gerektiğini söylemişlerdir.
Fazileti:
Orucun islam dininde büyük bir fazileti vardır. Yüce Allah kudsi bir hadiste şöyle buyurmuştur: "Adem oğlunun yapmış olduğu her amele on katından yedi yüz kata kadar ecir yazılır. Yalnızca oruç bundan müstesnadır. Çünkü orucun karşılığını Ben veririm” diye söylemiştir (Muslim rivayet etmiştir). Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Cennette Reyyan adında bir kapı vardır. Kıyamet günü oruç tutanlar bu kapıdan cennete girerler. Onlardan başka hiç kimse de o kapıdan giremez. Denilirki: Oruç tutanlar neredeler? Bunun üzerine oruç tutanlart ayağa kalkarlar ve onlardan başka hiç kimse girmemek sureti ile cennete girerler. Onlar girdikten sonra da cennetin kapısı üzerlerine kapanır” (Hadis muttefekun aleyhtir).
İşte bu hiç kimsenin kaçırmaması gereken bir fırsat, cennete giriş için bir imkândır. İstifade ve kazançla dolu olan bu ramazan günleri iyi değerlendirenler içinde cenneti kazanmada bir yoldur.
Ramazan orucunu tutmanın meşru kılınmasının hikmet:
Oruç içerisinde insanın nefsini günahlarından arındırması, toplum ve insanlığı günahların pisliğinden uzaklaştırmasından, Dünya hayatının insanın gözü önünde küçülmesinden, fakirin halinin durumunun anlaşılıp Ona merhamet edilmesinden, şeytanın insan bedeni içerisinde, insanın damarları içerisinde serbestçe gezintisinin engellenmesinden ötürü oruç farz kılınmıştır.
Orucun terim ve kelime manası:
Kelime manası: kelime olarak tutmak manasına gelir.
Terim olarak ise: sabahın çıkışından güneşin batışına kadar kişinin her türlü orucu bozan şeyden uzaklaşmasına oruç denir.
Ramazn orucunun farzlığı:
Ramazan orucu her hicri senenin dokuzuncu ayında tutulması farzdır.
Vacib olabilmesi için gerekli olan beş şart:
1. Müslüman olmak
2. Buluğa ermek
3. Aklı yerinde olmak
4. Oruç tutmaya güç yetirebilmek
5. Yolculuk halinde olmamak
Mesele:
1-Ramazanın gündüzünde her kes oruçlu iken eğer kâfir müslüman olursa, yada çocuk buluğa ererse, yada delinin aklı başına gelirse ne yapmak gerekir?
Böyle bir durumda oruç üzerlerine vacib olduğu andan itibaren oruçlarını tutarlar ve bozmazlar.
2-Yolculuğa çıkan kişi yolculuktan dönerse, yada kadın adet kanından temizlenirse yada oruç tutmaya gücü yetmeyen kişinin oruç tutmaya gücü yeterse yada hasta iyileşirse ne yapmak gerekir?
Böyle bir durumda o günün orucu tutulmaz, daha sonra kaza edilir. Çünkü bu konuda İbnu Mesud şöyle demiştir: “ Kim ramazan gününe oruç tutmadan başladı ise bu şekilde o günü tamamlasın” diye buyurmuştur (Hadisi İbnu Şeybe rivayet etmiştir).
3-Eğer ramazanın girişi öbür günün ortasında belli olursa ne yapmak gerekir?
Bu ramazanın girişinin tam kesin belli olmadığı zamanlarda vuku bulan bir şeydir. Böyle bir durumda günün geri kalanı oruç tutularak geçirilir ve daha sonra o günün kazası tutulur. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “İçinizden kim güne oruçlu başladı ise gününü oruçlu olarak tamamlasın ve kimde güne oruçlu başlamadı ise gününü oruçlu olarak tamamlasın” (Bu hadis Aşure orucu ile alakalıdır. Buhari ve Muslim rivayet etmiştir).
Oruçta niyet:
Farz oruçların tutuluşunda geceden oruca niyet edilmesi gerekmektedir. Çünkü Aişe validemizin rivayet etiği bir hadiste Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim orucu geceden toplamazsa Onun için bir oruç yoktur (kim farz oruç için geceden niyet etmezse o oruç tutamaz demektir)” (Ahmed ve İbnu Hibban ve İbnu Huzeyme rivayet etmişlerdir). Niyetin edileceği vaktin gecenin başı yada ortası yada sonu olması şart değildir, gecenin her hangi bir vaktin de niyet edilebilir. Eğer kişi gece kalkıp oruç için niyet getirmeyi düşünmüş bu şekildede uykuya dalmış ta sabah ezanı okunduktan sonra uyanmış ise o kişi o şekilde orucunu tamamlar.
Nafile oruç için geceden oruca niyet etmek şart değildir.gündüz öğleye kadar yememiş içmemiş bir kişi gündüz vakti oruç tutmaya niyet edebilir. Aişe validemiz şöyle buyurmuştur: "Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bir gün yanıma gelip yiyecek her hangi bir şey varmı diye sordu? Bende yoktur dedim. Oda: o zaman oruç tutayım diye buyurdu” (Muslim rivayet etmiştir)
Ramazan ayınıun girdiğinin belli olması:
Ramazan ayının girdiği iki şekilde belli olur:
1. Ramazan hilalinin görülmesi ile ramazan ayının girdiği belli olur. Kim hilali görürse Onun üzerine oruç tutmak vacib olur. Hilalin görüldüğünde oruç tutulması için bir kişinin şehadet etmesi yeterlidir.
2. Ramazan orucuna başlanılabilmesi için eğer ramazan hilali şaban ayının otuzuncu gecesi görülmeyecek olursa şaban ayı otuz güne tamamlanır otuz birinci gün bu şekilde ramazanın birinci günü olarak kabul edilir. Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu konuda şöyle buyurmuştur: "Ramazanı hilali gördüğünüz zaman tutun ve ayın bitiş hilalini gördüğünüz zamanda orucu bırakın. Eğer hilali göremyecek olursanız şabanı otuza tamamlayın” demiştir (Hadis muttefekun aleyhtir)
SORULAR
1. Orucun faziletini zikret?
2. Oruç ne zaman farz kılınmıştır?
3. Orucun kelime ve terim manasını zikret ve meşru kılınmasındaki hikmeti açıklavacib olması için neler gerköektedir?
4. ramazan ayının girdiği nasıl belli olur?
ORUCUN KAZASI KONUSU
Kazaya düşen oruçların bir an önce tutulması gerekmektedir. Çünkü insan bu şekilde borçlanmıştır ve borçlu bir şekilde ölme ihtimalinden ötürü bir an önce ödemesi Onun için faydalıdır. Buna rağmen kazası öbür ramazanın gelişinden öncesine kadar ertelenebilir. Çünkü Aişe validemiz şöyle buyurmuştur: "Ben ramazandan üzerime kazaya kalan oruçları şaban ayı gelinceye kadar Peygamberin bulunmuş olduğu konumdan ötürü kaza edemezdim” (Hadis muttefekun aleyhtir). Kaza orucunun hepsinin bir anda tuutulması şart değildir. Kaza orucu aralıklarla da tutulabilir.
Ramazanın kazasını diğer ramazan gelinceye kadar tamamlamayan kişinin üzerine ne düşer?
Eğer orucu her hangi bir sebebten dolayı kaza edemeyecek olursa üzerine o tutamadığı günleri kaza etmekten başka bir şey yoktur. Ve eğer her hangi bir sebeb olmaksızın kazasını yerine getirmezse kazasını tuttuğu gibi birde kazaya kalan her gün için bir fakirin karnını doyurur. Bunu yaptıktan sonrada yapmış olduğu hatadan dolayı Yüce Allaha tevbe etmesi gerekir.
Kim ramazanın kazasını tutamadan ölürse ne yapılması gerekir?
Her hangi bir sebebten ötürü eğer tutamamış ise artık bu kaza o vefat eden kişiden düşer her hangi bir şey gerekmez. Ve eğer sebebsiz yere orucu terk ederse işte o zaman mirasçılar ölen kişinin malından her gün için bir müslümanı doyurmak suretiyle cezasını öderler.
Üzerinde keffaret orucu ve adak orucu olup bu şekilde vefat etmiş kimse için ne yapılması gerekir?
Keffaret orucu: Kişinin ramazan gününde ailesi ile cinsel ilişkiye giren kişiye verilen atmış bir gün oruç tutma cezası keffaret orucuna bir örnektir. Adak oruç ise: Bir işinin olabilmesi için Yüce Allaha oruç adamak sureti ile olur. Böyle bir durumda eğer ölen kişinin üzerinde keffaret orucu var ise o zaman Onun malından her gün için bir fakirin karnını doyurmak sureti ile cezası ödenir. Ve eğer adak orucu var ise o zamanda mirasçılarının bu adak orucunu o öldükten sonra tutmaları gerekir. Çünkü bir kadın Peygamber efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) yanına gelmiş ve: Benim annem vefat etti Onun üzerinde tutması gereken bir adak orucu vardı Onun yerine oruç tutabilirmiyim? diye Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)e sordu. Bunun üzerine Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Ona: “Eğer Senin annenin bir borcu olmuş olsa idi ve sende bu borcunu ödemiş olsa idin. Bu borç ödenmiş sayılırmıydı? diye sordu. Kadın: Evet diye cevap verdi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): “O zaman annenin yerine oruç tut” diye buyurdu. (Buhari rivayet etmiştir)
İbnu Kayyım rahimehullah bu konuda ramazan orucu kulun dini vecibelerinden biri olduğunu ölümü ile bu vecibenin ondan kalktığını, adak orucun ise kulun kendi kendini borçlandırdığını bu sebebten kulun kula olan borcuna benzerlik gösterdiğinden ötürü nasıl kullar arasındaki anlaşmalar alacak ve verecekler ölümle noktalanmayıp mirascıları üzerine bu borçları ödemeleri gerekiyorsa öylede adak orucun borcunuda borc sahibi ödeyemediği zaman mirascıları öder.demiştir.
SORULAR
1. Ramazan orucunun kazasını diğer ramazanın gelişinden öncesine kadar geciktirmenin hükmü nedir?
2. Ramazan orucunun kazasını diğer ramazanın gelişine kadar geciktirmenin hükmü nedir?
3. Ramazan orucunun kazasını diğer ramazanın gelişine kadar geciktirip bu halde ölen kişinin hükmü nedir?
4. Ölünün adak orucu ve keffaret orucunun hükmü nedir?
ORUÇLUNUN YAPMASI VE YAPMAMASI GEREKEN ŞEYLER KONUSU
Yapılması müstehab olan şeyler:
1. Oruçlunun çokca Kur'an okuması, zikir çekmesi, sadaka vermesi kötü söz ve hareketlerden uzak durması gerekmektedir. İbnu Abbastan gelen bir rivayet şöyledir: “Resulullah insanların en cömerti (cömertlik elinin açık olması yanında çokca ibadet etmesi, sadaka ve yardım dağıtması da bu cömertliğine dahil idi) idi. Ve ençok da ramazan ayında Cebrail ile karşılaştığı zaman cömertliği artar idi. Cebrail Ona her gece gelir ve beraber Kur'an okurlardı. Bu zamanda Resulullah rüzgârdan daha cömert olurdu” (Buhari rivayet etmiştir)
2. Kendisi ile tartışmak isteyen birine “Ben oruçluyum” demesi uygun olur (bu konuda Buhari bir hadis rivayet etmiştir).
3. Oruç tutmak için geceleyin sahura kalkmak yapılması gereken güzel işlerdendir. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Sahura kalkınız. Çünkü sahur yemeğinde bereket vardır” (Hadis muttefekun aleyhtir)
4. Sahurun vaktinin geciktirilmesi iftar içinde acele edilmesi sünnettendir. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Benim ümmetim sahuru geciktirib iftarı acele ettirdikleri sürece iyilik üzere kalacaklerdır” (Ahmed rivayet etmiştir).
5. İftarı rutab denilen bir hurma ile açmak, bulunmaz ise normal hurma ile açmak, bulunmaz ise su ile açmak, bulunmaz ise kolaya gelen her hangi bir şey ile açmak sünnettir (Bu konuda Ebu Davud ,Tirmizi ve Hakim hadis rivayet etmişlerdir).
6. İftar esnasında dua etmek sünnettir. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Oruçlunun iftar edeceği esnada edeceği dua reddedilmez” (İbnu Mace ve Hakim rivayet etmişlerdir). Ve şöyle: “Susuzluk gitti, damarlar sulandı ve Allahın izni ile ecir sabit oldu “ demek iyidir.
7. Oruçlunun misvak kullanması sünnettendir. Çünkü Amir ibnu Rebiyadan gelen bir hadiste Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) için şöyle buyurmuştur: "Ben Resulullahı sayısız defalar oruçlu iken misvak kullanırken gördüm” (Ahmed ve Ebu Davud rivayet etmişlerdir)
8. Gücü yeten için oruç tutan birinin orucunu açması için yemeğe davet etmek sünnettir. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim bir kişinin orucunu açtırırsa oruç tutan kimsenin oruç tutma ecri kadar Onun içinde yazılır” (Tirmizi ve İbnu Mace rivayet etmişlerdir)
9. Ramazanın son on gününde itikafa girmek sünnettir.
10. Ramazanın son on gününde diğer günlere nazaran daha fazla ibadetlerde bulunmak gerekir. Çünkü Aişe validemizden gelen bir hadiste şöyle buyurmuştur: "Peygamber ramazanın son on günü geldiği zaman geceleri ibadetle geçirir, ailesini uyandırır ve yoğun bir şekilde ibadetle meşğul olurdu” (Hadis muttefekun aleyhtir)
Oruçlunun yapması mekruh olan şeyler:
1. Abdest esnasında ağza ve burna aşırı bir şekilde su vermek caiz değildir.
2. Zorunda kalmadıkca yemeğin tadına bakmak mekruhtur.
3. Oruçlunun birni öpmesi üç kısımda incelenir:
• Şehvetsiz bir şekilde öpmek babanın çocuğunu öpmesi gibi bu caizdir.
• Şehvetin uyanacağı bir şekilde öpmek mekruhtur.
• Meni gelebilecek bir şekilde öpmek bu haramdır.
Oruçlunun yapmaması gerekenler:
Oruçlunun yalandan, kötü sözden, gıybetten, dedikodudan, sövmekten, her zaman olduğu gibi oruç anında da yapmaması gerekir. Çünkü bu Onun orucuna zarar verir. Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim kötü söz ve onunla uğraşmayı bırakmazsa Allahın Onun yemeğini ve içeceğini bırakmasına ihtiyacı yoktur” (Buhari rivayet etmiştir)
Balğam gırtlaktan çıkıp ağza gelecek olursa yutmak mekruhtur. Eğer ağza ulaşmadan direkt olarak mideye gidecek olursa her hangi bir şey yoktur. Dil ve diş etlerinden gelecek kanın yutulmasında da bir şey yoktur.
SORULAR
1. Oruçlunun neleri yapması uygun olur? Nelerden kaçınması gerekir?
2. Oruçlunun neleri yapması mekruhtur?
3. Oruçlunun öpmesi ile alakalı hükümler nelerdir?
RAMAZANDA ORUÇ TUTMATI ENGELLEYECEK ÖZÜRLER KONUSU
Orucu şu kimselerin tutmamalarında bir beis yoktur:
1. Hasta olanlar: Hastalık anında oruç tutmanın eğer vucuda zarar verecekse yada gündüz vakti ilaç kullanmak zorunda kaldığından oruç tutamayacaksa bu şartlar altında oruç tutulamaya bilir.
2. Sefere ve yolculuğa çıkanlar: Bu durumda oruç tutmaması caiz olanlar namazların kısaltılabileceğı bir mesafeye yolculuğa çıkanlar içindir.
Bu iki durumda kişinin oruç tutmaması daha evladır. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "İçinizden hasta olanlar yada yolculuk üzere olanlar tutmadıkları günlerin sayısında başka günlerde oruç tutsunlar” (Bakara suresi 184.ayet). Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Yolculukta oruç tutmak iyi bir iş değildir (iyilikten değildir)” (Hadis muttefekun aleyhtir). Eğer buna rağmen oruç tutmak isterlerse tuttukları oruç geçerli sayılır.
3. Adet halinde olan ve doğum sonrası nifas kanı gelen kadınlar: Bu durumda oruç tutmayıp daha sonra kazasını tutarlar. Eğer oruç tutacak olurlarsa günaha girmiş olurlar. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Aişe validemizden gelen bir rivayette kadınlara oruçlarını kaza etmelerini emretmiştiir (Bu rivayet Buhari ve Muslimde geçmektedir).
4. Hamile ve çocuk emziren kadınlar: Eğer oruç tuttukları zaman kendilerine bir zarar göreceklerini düşünürlerse bu oruçlarını daha sonra kaza ederler. Yok eğer kendilerine değilde çocuklarına bir zarar geleceğini düşünürlerse orucu daha sonra kaza ederler ve oruç tutmadıkları her gün içinde bir miskinin karnını doyururlar. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Oruç tutmaya güç yatirebilenler ise (her gün için) bir miskinin karnını doyururlar” (Bakara suresi 184. ayet).
5. İhtiyarlıktan ve ağır hastalıktan ötürü oruç tutamayanlar: Ağır hastalıktan kasıt iyileşme ihtimali olmayan hastalık demektir. Bu durumda olanlar oruç tutmazlar her gün için bir miskinin karnını doyururlar.
6. Bir hayat kurtarmak yada Allah yolunda cihata katılmak için gerekirse oruç tutulmaya bilir.
Ramazanda sebebsiz yere oruç tutmamanın hükmü:
Ramazan ayında her hangi bir sebeb olmaksızın oruç tutmayan kişi büyük bir günah işlemiştir. Bu yapmış olduğunda Yüce Allaha tevbe etmesi gerekmektedir. Tutmamış oldukları günlerin kazasını tutmaları gerekmektedir. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Ben uyuyor iken iki kişi geldi ve kolumdan tutup götürdüler sarp bir dağın yanına getirdiler ve bana: Tırman dediler. Bende: Tırmanamam dedim. Onlarda: Biz tırmanmanı kolaylaştıracağız dediler. Ve böylece tırmandım. Dağın tepesine ulaştığım esnada kuvvetli sesler işittim. Bu seslerin neyin nesi olduğunu sordum. Onlarda: Bunlar cehennem ehlinin çığlıkları dediler.. Sonra yolculuğa devam ettik. Daha sonra ayaklarından yukarıya asılmış bir toplulukla karşılaştık yanakları parça parça olmuş, kanlar akıyor bir vaziyette idiler. Kim bunlar diye sordum. Onlarda: Bunlar oruçlarını erken açanlar (vaktinden önce açanlar) diye cevap verdiler” burdan kasdedilenler ramazan ayında oruç tutmaları gerekdiği halde oruç tutmayanlardır. (Nesai rivayet etmiştir)
SORULAR
1. Hangi özürler oruç tutulmamasına neden olabilir?
2. Yolcu ve hasta için oruç tutmakmı yoksa iftar etmekmi daha evladır?
3. Hamile ve çocuk emziren kadın nezaman oruç tutarlar ne zaman kaza ederler?
4. İhtiyarlıktan ötürü oruç tutamayan bir kimse ne yapar?
ORUCU BOZAN ŞEYLER KONUSU
Bir müslümanın nelerin orucunu bozacağını bilmesi gerekir. Orucu bozan şeyler şunlardır:
1. Bilerek yemek yiyip içmek, buna vucuda zindelik veren iğneler kullanmak, kan almakda girer, bu gibi şeyler orucu bozar. Vucuda zindelik vermeyen iğneleri kullanmakta her hangi bir beis yoktur. Fakat bu tip ilaçların iftardan sonra kullanılması daha evladır. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Sonra orucu geceye kadar tamamlayın” (Bakara suresi 187.ayet). eğer bir kişi oruçlu olduğu bir sırada unutarak yer ve içerse her hangi bir şey gerekmez aklına geldiği anda orucuna devam eder. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim oruçlu iken unutarak yer ve içerse orucunu tamamlasın çünkü Onu Allah karnını doyurmuş ve su içirmiştir” (Buhari ve Muslim rivayet etmiştir)
2. Mideye ağız yada burun yolu ile bir şeyin gitmesi orucu bozar. Eğer istek dışı bir şekilde gidecek olursa mesala ağza sinek, toz kaçması gibi her hangi bir şey gerekmez.
3. İsteyerek kusmak orucu bozar. Fakat kusmuk kendiliğişnden gelecek olursa her hangi birşey gerekmez. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim istemeden kusarsa her hangi bir şey gerekmez ve kimde isteyerek kusarsa orucunu kaza etsin” (Ebu Davud ve Tirmizi rivayet etmişlerdir)
4. Eğer meni istek üzere çıkarsa orucu bozar.
5. Vucuddan isteyerek kan çıkartılacak olursa orucu bozar. Ama kan tahlili için kan verilmesi yada kendiliğinden vucuddan kan çıkması ile oruç bozulmaz.
6. Adet ve nifas kanı orucu bozar.
7. Cinsel ilişki orucu bozar.
Bir şeyin orucu bozabilmesi için gerekli olan şeyler:
1. Oruc tutan kişinin bilerek o işi yapmış olması gerekir.
2. Unutma yada hatırlamama yüzünden yapılmış olması gerekir.
3. Kendi isteği ile kimsenin zorlaması olmaksızın yapılmış olması gerekir.
Her kim istemeden, unutarak, bilmeden orucu bozan şeylerden birini yapacak olursa her hangi bir şey gerekmez. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Ey Rabbimiz! Bizi hata yada unutkanlıkla yaptıklarımızdan mesul tutma” (Bakara suresi 286.ayet). Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah benim ümmetimin unutarak yada hata ile yada mecbur bırakarak yaptıkları şeylerden mesul tutmaz” (İbnu Mace ve Tabarani rivayet etmişlerdir).
Her kim bilerek, farkında olarak orucu bozan şeylerden birini yapacak olursa Allaha tevbe edip hanefi ve maliki mezhebine göre atmış bir gün oruç tutarak orucunu kaza etmesi gerekir. Hanbeli ve şafii mezhebine göre ise orucunu bozduğu her gün için bir gün kaza tutar. Yalnızca bu ramazanın gündüz vaktinde hanımı ile cinsel ilşkiye giren kişi için gecerli değildir. Böyle bir iş yapan kişinin atmış bir gün oruç tutması gerekmektedir.
Akşam vakti girdiğinden yada sahur vaktinin bittiğinden şübheye düşülürse ne yapmak gerekir?
Oruçlu akşamın vaktinin girdiğinden şübheye düşerse orucunu bozması caiz değildir. Çünkü asıl olan akşam vaktinin girmemiş olmasıdır. Eğer bu vaziyette iken orucunu açarsa daha sonrada vaktin girmediğinin farkına varırsa o günü kaza eder.
Oruçlu sahur vaktinin çıktığında şübheye düşecek olursa bu vaziyette yemek yeyip su içebilir. Çünkü asıl olan sabah vaktinin girmemiş olmasıdır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Sizin için sabahleyin beyaz ip siyah ipten ayrıldığı belli oluncaya kadar yeyip içebilirsiniz” (Bakara suresi 187.ayet).. Sabah vaktinin girdiğini bilmeden yiyilip içilecek olursa da her hangi bir beis yoktur orucuna devam eder. Çünkü asıl olan sabah vaktinin girmemiş olmasıdır.
SORULAR
1. Ramazan gündüüzünde bilerek yada unutarak yeyip içmenin hükmü nedir?
2. Sahurun çıktığından şübhe duyarak yada akşamın girdiğinden şübhe duyarak yeyip, içmenin hükmü nedir?
3. Neler orucu bozar?
NAFİLE ORUÇLAR KONUSU
Tutulması uygun olan oruçlar şunlardır:
1. En faziletli olanı Davud aleyhisselamın orucudur. Oda bir gün oruç tutup bir gün tutmamaktır.
2. Ramazandan sonra tutulan altı günlük şevval orucu çok faziletli bir oruçtur.
3. Aşure günü ve bir gün öncesi yada sonrası tutulan oruç da çok faziletli bir oruçtur.
4. Hac ayı olan zulkıdenin ilk dokuz günü tutulan oruç da çok faziletli bir oruçtur.
5. Muharrem ayında da oruç tutmak çok faziletlidir.
6. Her hicri ayın 13-14-15 oruç tutmakta çok faziletlidir.
7. Pazartesi ve Perşembe günleride oruç tutmak çok faziletlidir
Tulması mekruh olan oruçlar
1. Tek başına Cumartesi oruç tutmak mekruhtur.
2. Tek başına Pazar günü oruç tutmak mekruhtur.
3. Şaban ayının on beşinci gününü tek başına tutmak mekruhtur.
Bu günlerin oruçlu geçirilmesinin mekruh sayılmasının nedeni bu konuda her hangi bir delilin varid olmamasından ileri gelir.
4. Tek başına receb ayının oruçlu geçirilmeside mekruhtur.
5. Ramazanın girişi belli olmadığı zaman oruç tutmak mekruhtur.
Tutulması haram olan oruçlar:
1. Bayram günleri oruç tutmak haramdır. Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)den şöyle rivayet edilmiştir: "İki bayram oruç tutmayı nehyetmiştir: Ramazan ve Kurban bayramı” (Hadis muttefekun aleyhtir).
2. Hacda olmayan bir kişinin bayramın ikinci ve üçüncü ve dördüncü günü oruç tutması caiz değildir.
Oruçla alakalı çeşitli hükümler:
• Kişi sabah ezanından önce uyandığında cenabet olarak uyanacak olursa yada kadın adetten kesilecek olursa ilk önce sahurunu yapar daha sonra yıkanır.
• Kim nafile bir oruca niyet ederse bu orucu tamamlaması şart değildir. Velakin farz orucun tamamlanması gerekmektedir.
SORULAR
1. Tutulması müstehab olan oruçlardan üç çeşidi nedir?
2. Orucu yarıda kesmenin hükmü nedir?
3. Kişi ramazan gecesi cenabet üzere uyanırsa ne yapması gerekir?
KADİR GECESİ VE FAZİLETİ KONUSU
Bu gecenin fazileti:
Bu gecede edilen dualar Yüce Allahın katında kabul edilir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Sen Kadir gecesinin ne olduğunu biliyormusun? O gece bin aydan daha hayırlıdır” (Kadr suresi 2-3. ayetler). Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim Kadr gecesini imanla ve karşılığını Allahtan bekleyerk ibadetle geçirirse Onun geçmiş günahları affedilir” (Hadis muttefekun aleyhtir)
Gecenin vakti:
Bu geceyi Yüce Allah ramazanın son on günü içine tek sayılı olan gecelerin içine saklamıştır.
Gecenin gizlenmesinin sebebi:
Bu gecenin müslümanlar tarafından aranması ramazanın son on gününün ibadetlerle geçirilmesi içindir. Bu gece şu duanın sıkca yapılması müstehabtır: “ALLAHUMME İNNEKE AFUVVUN TUHİBBUL AFVE FA’FU ANNİ” (Ey Allahım! Sen affetmeyi seversin beni affet).
SORULAR
1. Kadr gecesinin faziletini zikret
2. Bu gecenin gizlenmesinin sebebi nedir?
3. Bu gecede hangi duayı etmek mütehabtır?
İTİKAF KONUSU
Kelime ve terim manası:
Kelime manası: Bir şeye bağlı kalmak demektir.
Terim manası: Mescitte ibadet maksadı ile Allah rızası için belli bazı şartları yerine getirerek kalmaktır.
Meşru kılınmasının hikmeti:
Kulun ibadet maksadı ile mescidden dışarıya çıkmaması Onun Yüce Allaha karşı olan sevgisini gösterir. Bu Allah rızası için yapılacak en büyük ibadetlerden biridir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Biz İbrahime ve İsmaile tavaf edenler, itikafa girenler, ruku ve secde edenler için evimi temiz tutun diye emretmiştik” (Bakara suresi 125. ayet)
Yapılmasının hükmü:
İtikaf sünnet olan amellerdendir. Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) her zaman ramazanın son on günlerini itikaf ile geçirirdi. Onun hanımlarıda aynı şekilde itikafa girerlerdi.
Doğru bir şekilde yapılabilmesi için altı şartı vardır:
Niyet, müslüman olmak, akıl sahibi olmak, buluğa ermiş olmak, cenabet üzere olmamak gerekli olan şartlarıdır.
İtikafa girenler için yapılması uygun olacak şeyler:
Vaktini ibadetle geçirmek, boş söz ve konuşmalardan kaçınmak gereklidir.
İtikafa girenin yapabileceği şeyler:
Zorunlu ihtiyaçları için camiden çok uzaklaşmamak şartı ile dışarıya çıkabilir. Çok uzun sürmemek şartı ile misafir kabul edebilir. Cuma namezına gidebilir.
İtikafı bozan şeyler:
Cinsel ilişki, isteyerek meni çıkartmak, camiden zorunluluk olmaksızın dışarı çıkmak.
SORULAR
1. İtikaf terim ve kelime manası ile ne demektir?
2. İtikaf neden meşru kılınmıştır?
3. İtikafın dindeki yeri nedir?
Ramazanın son on günü dışında itikafa girmenin hükmü
İtikaf Peygamber efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) yapmış olduğu bir ibadettir. İbadetler Peygamberden bir delil olmaksızın yapılamaz. Bu şekilde davranmak dinen caiz değildir. Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ve sahabeleri ramazanın dışında başka bir zamanda itikafa girmiş değillerdir.
Ramazan orucu dinin şartlarından müslüman olmanın gereklerindendir. Çünkü Kur'an, sünnet ve alimlerin icması gerekliliğini açık seçik ortaya koymaktadır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Ey İman edenler! Size sizden öncekilere farz kılındığı, üzerlerine yazıldığı gibi sizler üzerinede oruç farz kılınmıştır. Umulurki Allahın azabından (Onun bu emrine uyarak) korunursunuz, sakınırsınız” (Bakara suresi 183.ayyet). Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "İslam beş büyük temel üzerine bina edilmiştir –bu temeller arasında oruç tutmayı da zikretmiştir-“ (Hadis muttefekun aleyhtir). İslam alimleri orucun farz olduğunu tutulması gerektiğini söylemişlerdir.
Fazileti:
Orucun islam dininde büyük bir fazileti vardır. Yüce Allah kudsi bir hadiste şöyle buyurmuştur: "Adem oğlunun yapmış olduğu her amele on katından yedi yüz kata kadar ecir yazılır. Yalnızca oruç bundan müstesnadır. Çünkü orucun karşılığını Ben veririm” diye söylemiştir (Muslim rivayet etmiştir). Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Cennette Reyyan adında bir kapı vardır. Kıyamet günü oruç tutanlar bu kapıdan cennete girerler. Onlardan başka hiç kimse de o kapıdan giremez. Denilirki: Oruç tutanlar neredeler? Bunun üzerine oruç tutanlart ayağa kalkarlar ve onlardan başka hiç kimse girmemek sureti ile cennete girerler. Onlar girdikten sonra da cennetin kapısı üzerlerine kapanır” (Hadis muttefekun aleyhtir).
İşte bu hiç kimsenin kaçırmaması gereken bir fırsat, cennete giriş için bir imkândır. İstifade ve kazançla dolu olan bu ramazan günleri iyi değerlendirenler içinde cenneti kazanmada bir yoldur.
Ramazan orucunu tutmanın meşru kılınmasının hikmet:
Oruç içerisinde insanın nefsini günahlarından arındırması, toplum ve insanlığı günahların pisliğinden uzaklaştırmasından, Dünya hayatının insanın gözü önünde küçülmesinden, fakirin halinin durumunun anlaşılıp Ona merhamet edilmesinden, şeytanın insan bedeni içerisinde, insanın damarları içerisinde serbestçe gezintisinin engellenmesinden ötürü oruç farz kılınmıştır.
Orucun terim ve kelime manası:
Kelime manası: kelime olarak tutmak manasına gelir.
Terim olarak ise: sabahın çıkışından güneşin batışına kadar kişinin her türlü orucu bozan şeyden uzaklaşmasına oruç denir.
Ramazn orucunun farzlığı:
Ramazan orucu her hicri senenin dokuzuncu ayında tutulması farzdır.
Vacib olabilmesi için gerekli olan beş şart:
1. Müslüman olmak
2. Buluğa ermek
3. Aklı yerinde olmak
4. Oruç tutmaya güç yetirebilmek
5. Yolculuk halinde olmamak
Mesele:
1-Ramazanın gündüzünde her kes oruçlu iken eğer kâfir müslüman olursa, yada çocuk buluğa ererse, yada delinin aklı başına gelirse ne yapmak gerekir?
Böyle bir durumda oruç üzerlerine vacib olduğu andan itibaren oruçlarını tutarlar ve bozmazlar.
2-Yolculuğa çıkan kişi yolculuktan dönerse, yada kadın adet kanından temizlenirse yada oruç tutmaya gücü yetmeyen kişinin oruç tutmaya gücü yeterse yada hasta iyileşirse ne yapmak gerekir?
Böyle bir durumda o günün orucu tutulmaz, daha sonra kaza edilir. Çünkü bu konuda İbnu Mesud şöyle demiştir: “ Kim ramazan gününe oruç tutmadan başladı ise bu şekilde o günü tamamlasın” diye buyurmuştur (Hadisi İbnu Şeybe rivayet etmiştir).
3-Eğer ramazanın girişi öbür günün ortasında belli olursa ne yapmak gerekir?
Bu ramazanın girişinin tam kesin belli olmadığı zamanlarda vuku bulan bir şeydir. Böyle bir durumda günün geri kalanı oruç tutularak geçirilir ve daha sonra o günün kazası tutulur. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “İçinizden kim güne oruçlu başladı ise gününü oruçlu olarak tamamlasın ve kimde güne oruçlu başlamadı ise gününü oruçlu olarak tamamlasın” (Bu hadis Aşure orucu ile alakalıdır. Buhari ve Muslim rivayet etmiştir).
Oruçta niyet:
Farz oruçların tutuluşunda geceden oruca niyet edilmesi gerekmektedir. Çünkü Aişe validemizin rivayet etiği bir hadiste Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim orucu geceden toplamazsa Onun için bir oruç yoktur (kim farz oruç için geceden niyet etmezse o oruç tutamaz demektir)” (Ahmed ve İbnu Hibban ve İbnu Huzeyme rivayet etmişlerdir). Niyetin edileceği vaktin gecenin başı yada ortası yada sonu olması şart değildir, gecenin her hangi bir vaktin de niyet edilebilir. Eğer kişi gece kalkıp oruç için niyet getirmeyi düşünmüş bu şekildede uykuya dalmış ta sabah ezanı okunduktan sonra uyanmış ise o kişi o şekilde orucunu tamamlar.
Nafile oruç için geceden oruca niyet etmek şart değildir.gündüz öğleye kadar yememiş içmemiş bir kişi gündüz vakti oruç tutmaya niyet edebilir. Aişe validemiz şöyle buyurmuştur: "Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bir gün yanıma gelip yiyecek her hangi bir şey varmı diye sordu? Bende yoktur dedim. Oda: o zaman oruç tutayım diye buyurdu” (Muslim rivayet etmiştir)
Ramazan ayınıun girdiğinin belli olması:
Ramazan ayının girdiği iki şekilde belli olur:
1. Ramazan hilalinin görülmesi ile ramazan ayının girdiği belli olur. Kim hilali görürse Onun üzerine oruç tutmak vacib olur. Hilalin görüldüğünde oruç tutulması için bir kişinin şehadet etmesi yeterlidir.
2. Ramazan orucuna başlanılabilmesi için eğer ramazan hilali şaban ayının otuzuncu gecesi görülmeyecek olursa şaban ayı otuz güne tamamlanır otuz birinci gün bu şekilde ramazanın birinci günü olarak kabul edilir. Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu konuda şöyle buyurmuştur: "Ramazanı hilali gördüğünüz zaman tutun ve ayın bitiş hilalini gördüğünüz zamanda orucu bırakın. Eğer hilali göremyecek olursanız şabanı otuza tamamlayın” demiştir (Hadis muttefekun aleyhtir)
SORULAR
1. Orucun faziletini zikret?
2. Oruç ne zaman farz kılınmıştır?
3. Orucun kelime ve terim manasını zikret ve meşru kılınmasındaki hikmeti açıklavacib olması için neler gerköektedir?
4. ramazan ayının girdiği nasıl belli olur?
ORUCUN KAZASI KONUSU
Kazaya düşen oruçların bir an önce tutulması gerekmektedir. Çünkü insan bu şekilde borçlanmıştır ve borçlu bir şekilde ölme ihtimalinden ötürü bir an önce ödemesi Onun için faydalıdır. Buna rağmen kazası öbür ramazanın gelişinden öncesine kadar ertelenebilir. Çünkü Aişe validemiz şöyle buyurmuştur: "Ben ramazandan üzerime kazaya kalan oruçları şaban ayı gelinceye kadar Peygamberin bulunmuş olduğu konumdan ötürü kaza edemezdim” (Hadis muttefekun aleyhtir). Kaza orucunun hepsinin bir anda tuutulması şart değildir. Kaza orucu aralıklarla da tutulabilir.
Ramazanın kazasını diğer ramazan gelinceye kadar tamamlamayan kişinin üzerine ne düşer?
Eğer orucu her hangi bir sebebten dolayı kaza edemeyecek olursa üzerine o tutamadığı günleri kaza etmekten başka bir şey yoktur. Ve eğer her hangi bir sebeb olmaksızın kazasını yerine getirmezse kazasını tuttuğu gibi birde kazaya kalan her gün için bir fakirin karnını doyurur. Bunu yaptıktan sonrada yapmış olduğu hatadan dolayı Yüce Allaha tevbe etmesi gerekir.
Kim ramazanın kazasını tutamadan ölürse ne yapılması gerekir?
Her hangi bir sebebten ötürü eğer tutamamış ise artık bu kaza o vefat eden kişiden düşer her hangi bir şey gerekmez. Ve eğer sebebsiz yere orucu terk ederse işte o zaman mirasçılar ölen kişinin malından her gün için bir müslümanı doyurmak suretiyle cezasını öderler.
Üzerinde keffaret orucu ve adak orucu olup bu şekilde vefat etmiş kimse için ne yapılması gerekir?
Keffaret orucu: Kişinin ramazan gününde ailesi ile cinsel ilişkiye giren kişiye verilen atmış bir gün oruç tutma cezası keffaret orucuna bir örnektir. Adak oruç ise: Bir işinin olabilmesi için Yüce Allaha oruç adamak sureti ile olur. Böyle bir durumda eğer ölen kişinin üzerinde keffaret orucu var ise o zaman Onun malından her gün için bir fakirin karnını doyurmak sureti ile cezası ödenir. Ve eğer adak orucu var ise o zamanda mirasçılarının bu adak orucunu o öldükten sonra tutmaları gerekir. Çünkü bir kadın Peygamber efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) yanına gelmiş ve: Benim annem vefat etti Onun üzerinde tutması gereken bir adak orucu vardı Onun yerine oruç tutabilirmiyim? diye Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)e sordu. Bunun üzerine Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Ona: “Eğer Senin annenin bir borcu olmuş olsa idi ve sende bu borcunu ödemiş olsa idin. Bu borç ödenmiş sayılırmıydı? diye sordu. Kadın: Evet diye cevap verdi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): “O zaman annenin yerine oruç tut” diye buyurdu. (Buhari rivayet etmiştir)
İbnu Kayyım rahimehullah bu konuda ramazan orucu kulun dini vecibelerinden biri olduğunu ölümü ile bu vecibenin ondan kalktığını, adak orucun ise kulun kendi kendini borçlandırdığını bu sebebten kulun kula olan borcuna benzerlik gösterdiğinden ötürü nasıl kullar arasındaki anlaşmalar alacak ve verecekler ölümle noktalanmayıp mirascıları üzerine bu borçları ödemeleri gerekiyorsa öylede adak orucun borcunuda borc sahibi ödeyemediği zaman mirascıları öder.demiştir.
SORULAR
1. Ramazan orucunun kazasını diğer ramazanın gelişinden öncesine kadar geciktirmenin hükmü nedir?
2. Ramazan orucunun kazasını diğer ramazanın gelişine kadar geciktirmenin hükmü nedir?
3. Ramazan orucunun kazasını diğer ramazanın gelişine kadar geciktirip bu halde ölen kişinin hükmü nedir?
4. Ölünün adak orucu ve keffaret orucunun hükmü nedir?
ORUÇLUNUN YAPMASI VE YAPMAMASI GEREKEN ŞEYLER KONUSU
Yapılması müstehab olan şeyler:
1. Oruçlunun çokca Kur'an okuması, zikir çekmesi, sadaka vermesi kötü söz ve hareketlerden uzak durması gerekmektedir. İbnu Abbastan gelen bir rivayet şöyledir: “Resulullah insanların en cömerti (cömertlik elinin açık olması yanında çokca ibadet etmesi, sadaka ve yardım dağıtması da bu cömertliğine dahil idi) idi. Ve ençok da ramazan ayında Cebrail ile karşılaştığı zaman cömertliği artar idi. Cebrail Ona her gece gelir ve beraber Kur'an okurlardı. Bu zamanda Resulullah rüzgârdan daha cömert olurdu” (Buhari rivayet etmiştir)
2. Kendisi ile tartışmak isteyen birine “Ben oruçluyum” demesi uygun olur (bu konuda Buhari bir hadis rivayet etmiştir).
3. Oruç tutmak için geceleyin sahura kalkmak yapılması gereken güzel işlerdendir. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Sahura kalkınız. Çünkü sahur yemeğinde bereket vardır” (Hadis muttefekun aleyhtir)
4. Sahurun vaktinin geciktirilmesi iftar içinde acele edilmesi sünnettendir. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Benim ümmetim sahuru geciktirib iftarı acele ettirdikleri sürece iyilik üzere kalacaklerdır” (Ahmed rivayet etmiştir).
5. İftarı rutab denilen bir hurma ile açmak, bulunmaz ise normal hurma ile açmak, bulunmaz ise su ile açmak, bulunmaz ise kolaya gelen her hangi bir şey ile açmak sünnettir (Bu konuda Ebu Davud ,Tirmizi ve Hakim hadis rivayet etmişlerdir).
6. İftar esnasında dua etmek sünnettir. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Oruçlunun iftar edeceği esnada edeceği dua reddedilmez” (İbnu Mace ve Hakim rivayet etmişlerdir). Ve şöyle: “Susuzluk gitti, damarlar sulandı ve Allahın izni ile ecir sabit oldu “ demek iyidir.
7. Oruçlunun misvak kullanması sünnettendir. Çünkü Amir ibnu Rebiyadan gelen bir hadiste Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) için şöyle buyurmuştur: "Ben Resulullahı sayısız defalar oruçlu iken misvak kullanırken gördüm” (Ahmed ve Ebu Davud rivayet etmişlerdir)
8. Gücü yeten için oruç tutan birinin orucunu açması için yemeğe davet etmek sünnettir. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim bir kişinin orucunu açtırırsa oruç tutan kimsenin oruç tutma ecri kadar Onun içinde yazılır” (Tirmizi ve İbnu Mace rivayet etmişlerdir)
9. Ramazanın son on gününde itikafa girmek sünnettir.
10. Ramazanın son on gününde diğer günlere nazaran daha fazla ibadetlerde bulunmak gerekir. Çünkü Aişe validemizden gelen bir hadiste şöyle buyurmuştur: "Peygamber ramazanın son on günü geldiği zaman geceleri ibadetle geçirir, ailesini uyandırır ve yoğun bir şekilde ibadetle meşğul olurdu” (Hadis muttefekun aleyhtir)
Oruçlunun yapması mekruh olan şeyler:
1. Abdest esnasında ağza ve burna aşırı bir şekilde su vermek caiz değildir.
2. Zorunda kalmadıkca yemeğin tadına bakmak mekruhtur.
3. Oruçlunun birni öpmesi üç kısımda incelenir:
• Şehvetsiz bir şekilde öpmek babanın çocuğunu öpmesi gibi bu caizdir.
• Şehvetin uyanacağı bir şekilde öpmek mekruhtur.
• Meni gelebilecek bir şekilde öpmek bu haramdır.
Oruçlunun yapmaması gerekenler:
Oruçlunun yalandan, kötü sözden, gıybetten, dedikodudan, sövmekten, her zaman olduğu gibi oruç anında da yapmaması gerekir. Çünkü bu Onun orucuna zarar verir. Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim kötü söz ve onunla uğraşmayı bırakmazsa Allahın Onun yemeğini ve içeceğini bırakmasına ihtiyacı yoktur” (Buhari rivayet etmiştir)
Balğam gırtlaktan çıkıp ağza gelecek olursa yutmak mekruhtur. Eğer ağza ulaşmadan direkt olarak mideye gidecek olursa her hangi bir şey yoktur. Dil ve diş etlerinden gelecek kanın yutulmasında da bir şey yoktur.
SORULAR
1. Oruçlunun neleri yapması uygun olur? Nelerden kaçınması gerekir?
2. Oruçlunun neleri yapması mekruhtur?
3. Oruçlunun öpmesi ile alakalı hükümler nelerdir?
RAMAZANDA ORUÇ TUTMATI ENGELLEYECEK ÖZÜRLER KONUSU
Orucu şu kimselerin tutmamalarında bir beis yoktur:
1. Hasta olanlar: Hastalık anında oruç tutmanın eğer vucuda zarar verecekse yada gündüz vakti ilaç kullanmak zorunda kaldığından oruç tutamayacaksa bu şartlar altında oruç tutulamaya bilir.
2. Sefere ve yolculuğa çıkanlar: Bu durumda oruç tutmaması caiz olanlar namazların kısaltılabileceğı bir mesafeye yolculuğa çıkanlar içindir.
Bu iki durumda kişinin oruç tutmaması daha evladır. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "İçinizden hasta olanlar yada yolculuk üzere olanlar tutmadıkları günlerin sayısında başka günlerde oruç tutsunlar” (Bakara suresi 184.ayet). Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Yolculukta oruç tutmak iyi bir iş değildir (iyilikten değildir)” (Hadis muttefekun aleyhtir). Eğer buna rağmen oruç tutmak isterlerse tuttukları oruç geçerli sayılır.
3. Adet halinde olan ve doğum sonrası nifas kanı gelen kadınlar: Bu durumda oruç tutmayıp daha sonra kazasını tutarlar. Eğer oruç tutacak olurlarsa günaha girmiş olurlar. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Aişe validemizden gelen bir rivayette kadınlara oruçlarını kaza etmelerini emretmiştiir (Bu rivayet Buhari ve Muslimde geçmektedir).
4. Hamile ve çocuk emziren kadınlar: Eğer oruç tuttukları zaman kendilerine bir zarar göreceklerini düşünürlerse bu oruçlarını daha sonra kaza ederler. Yok eğer kendilerine değilde çocuklarına bir zarar geleceğini düşünürlerse orucu daha sonra kaza ederler ve oruç tutmadıkları her gün içinde bir miskinin karnını doyururlar. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Oruç tutmaya güç yatirebilenler ise (her gün için) bir miskinin karnını doyururlar” (Bakara suresi 184. ayet).
5. İhtiyarlıktan ve ağır hastalıktan ötürü oruç tutamayanlar: Ağır hastalıktan kasıt iyileşme ihtimali olmayan hastalık demektir. Bu durumda olanlar oruç tutmazlar her gün için bir miskinin karnını doyururlar.
6. Bir hayat kurtarmak yada Allah yolunda cihata katılmak için gerekirse oruç tutulmaya bilir.
Ramazanda sebebsiz yere oruç tutmamanın hükmü:
Ramazan ayında her hangi bir sebeb olmaksızın oruç tutmayan kişi büyük bir günah işlemiştir. Bu yapmış olduğunda Yüce Allaha tevbe etmesi gerekmektedir. Tutmamış oldukları günlerin kazasını tutmaları gerekmektedir. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Ben uyuyor iken iki kişi geldi ve kolumdan tutup götürdüler sarp bir dağın yanına getirdiler ve bana: Tırman dediler. Bende: Tırmanamam dedim. Onlarda: Biz tırmanmanı kolaylaştıracağız dediler. Ve böylece tırmandım. Dağın tepesine ulaştığım esnada kuvvetli sesler işittim. Bu seslerin neyin nesi olduğunu sordum. Onlarda: Bunlar cehennem ehlinin çığlıkları dediler.. Sonra yolculuğa devam ettik. Daha sonra ayaklarından yukarıya asılmış bir toplulukla karşılaştık yanakları parça parça olmuş, kanlar akıyor bir vaziyette idiler. Kim bunlar diye sordum. Onlarda: Bunlar oruçlarını erken açanlar (vaktinden önce açanlar) diye cevap verdiler” burdan kasdedilenler ramazan ayında oruç tutmaları gerekdiği halde oruç tutmayanlardır. (Nesai rivayet etmiştir)
SORULAR
1. Hangi özürler oruç tutulmamasına neden olabilir?
2. Yolcu ve hasta için oruç tutmakmı yoksa iftar etmekmi daha evladır?
3. Hamile ve çocuk emziren kadın nezaman oruç tutarlar ne zaman kaza ederler?
4. İhtiyarlıktan ötürü oruç tutamayan bir kimse ne yapar?
ORUCU BOZAN ŞEYLER KONUSU
Bir müslümanın nelerin orucunu bozacağını bilmesi gerekir. Orucu bozan şeyler şunlardır:
1. Bilerek yemek yiyip içmek, buna vucuda zindelik veren iğneler kullanmak, kan almakda girer, bu gibi şeyler orucu bozar. Vucuda zindelik vermeyen iğneleri kullanmakta her hangi bir beis yoktur. Fakat bu tip ilaçların iftardan sonra kullanılması daha evladır. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Sonra orucu geceye kadar tamamlayın” (Bakara suresi 187.ayet). eğer bir kişi oruçlu olduğu bir sırada unutarak yer ve içerse her hangi bir şey gerekmez aklına geldiği anda orucuna devam eder. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim oruçlu iken unutarak yer ve içerse orucunu tamamlasın çünkü Onu Allah karnını doyurmuş ve su içirmiştir” (Buhari ve Muslim rivayet etmiştir)
2. Mideye ağız yada burun yolu ile bir şeyin gitmesi orucu bozar. Eğer istek dışı bir şekilde gidecek olursa mesala ağza sinek, toz kaçması gibi her hangi bir şey gerekmez.
3. İsteyerek kusmak orucu bozar. Fakat kusmuk kendiliğişnden gelecek olursa her hangi birşey gerekmez. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim istemeden kusarsa her hangi bir şey gerekmez ve kimde isteyerek kusarsa orucunu kaza etsin” (Ebu Davud ve Tirmizi rivayet etmişlerdir)
4. Eğer meni istek üzere çıkarsa orucu bozar.
5. Vucuddan isteyerek kan çıkartılacak olursa orucu bozar. Ama kan tahlili için kan verilmesi yada kendiliğinden vucuddan kan çıkması ile oruç bozulmaz.
6. Adet ve nifas kanı orucu bozar.
7. Cinsel ilişki orucu bozar.
Bir şeyin orucu bozabilmesi için gerekli olan şeyler:
1. Oruc tutan kişinin bilerek o işi yapmış olması gerekir.
2. Unutma yada hatırlamama yüzünden yapılmış olması gerekir.
3. Kendi isteği ile kimsenin zorlaması olmaksızın yapılmış olması gerekir.
Her kim istemeden, unutarak, bilmeden orucu bozan şeylerden birini yapacak olursa her hangi bir şey gerekmez. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Ey Rabbimiz! Bizi hata yada unutkanlıkla yaptıklarımızdan mesul tutma” (Bakara suresi 286.ayet). Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah benim ümmetimin unutarak yada hata ile yada mecbur bırakarak yaptıkları şeylerden mesul tutmaz” (İbnu Mace ve Tabarani rivayet etmişlerdir).
Her kim bilerek, farkında olarak orucu bozan şeylerden birini yapacak olursa Allaha tevbe edip hanefi ve maliki mezhebine göre atmış bir gün oruç tutarak orucunu kaza etmesi gerekir. Hanbeli ve şafii mezhebine göre ise orucunu bozduğu her gün için bir gün kaza tutar. Yalnızca bu ramazanın gündüz vaktinde hanımı ile cinsel ilşkiye giren kişi için gecerli değildir. Böyle bir iş yapan kişinin atmış bir gün oruç tutması gerekmektedir.
Akşam vakti girdiğinden yada sahur vaktinin bittiğinden şübheye düşülürse ne yapmak gerekir?
Oruçlu akşamın vaktinin girdiğinden şübheye düşerse orucunu bozması caiz değildir. Çünkü asıl olan akşam vaktinin girmemiş olmasıdır. Eğer bu vaziyette iken orucunu açarsa daha sonrada vaktin girmediğinin farkına varırsa o günü kaza eder.
Oruçlu sahur vaktinin çıktığında şübheye düşecek olursa bu vaziyette yemek yeyip su içebilir. Çünkü asıl olan sabah vaktinin girmemiş olmasıdır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Sizin için sabahleyin beyaz ip siyah ipten ayrıldığı belli oluncaya kadar yeyip içebilirsiniz” (Bakara suresi 187.ayet).. Sabah vaktinin girdiğini bilmeden yiyilip içilecek olursa da her hangi bir beis yoktur orucuna devam eder. Çünkü asıl olan sabah vaktinin girmemiş olmasıdır.
SORULAR
1. Ramazan gündüüzünde bilerek yada unutarak yeyip içmenin hükmü nedir?
2. Sahurun çıktığından şübhe duyarak yada akşamın girdiğinden şübhe duyarak yeyip, içmenin hükmü nedir?
3. Neler orucu bozar?
NAFİLE ORUÇLAR KONUSU
Tutulması uygun olan oruçlar şunlardır:
1. En faziletli olanı Davud aleyhisselamın orucudur. Oda bir gün oruç tutup bir gün tutmamaktır.
2. Ramazandan sonra tutulan altı günlük şevval orucu çok faziletli bir oruçtur.
3. Aşure günü ve bir gün öncesi yada sonrası tutulan oruç da çok faziletli bir oruçtur.
4. Hac ayı olan zulkıdenin ilk dokuz günü tutulan oruç da çok faziletli bir oruçtur.
5. Muharrem ayında da oruç tutmak çok faziletlidir.
6. Her hicri ayın 13-14-15 oruç tutmakta çok faziletlidir.
7. Pazartesi ve Perşembe günleride oruç tutmak çok faziletlidir
Tulması mekruh olan oruçlar
1. Tek başına Cumartesi oruç tutmak mekruhtur.
2. Tek başına Pazar günü oruç tutmak mekruhtur.
3. Şaban ayının on beşinci gününü tek başına tutmak mekruhtur.
Bu günlerin oruçlu geçirilmesinin mekruh sayılmasının nedeni bu konuda her hangi bir delilin varid olmamasından ileri gelir.
4. Tek başına receb ayının oruçlu geçirilmeside mekruhtur.
5. Ramazanın girişi belli olmadığı zaman oruç tutmak mekruhtur.
Tutulması haram olan oruçlar:
1. Bayram günleri oruç tutmak haramdır. Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)den şöyle rivayet edilmiştir: "İki bayram oruç tutmayı nehyetmiştir: Ramazan ve Kurban bayramı” (Hadis muttefekun aleyhtir).
2. Hacda olmayan bir kişinin bayramın ikinci ve üçüncü ve dördüncü günü oruç tutması caiz değildir.
Oruçla alakalı çeşitli hükümler:
• Kişi sabah ezanından önce uyandığında cenabet olarak uyanacak olursa yada kadın adetten kesilecek olursa ilk önce sahurunu yapar daha sonra yıkanır.
• Kim nafile bir oruca niyet ederse bu orucu tamamlaması şart değildir. Velakin farz orucun tamamlanması gerekmektedir.
SORULAR
1. Tutulması müstehab olan oruçlardan üç çeşidi nedir?
2. Orucu yarıda kesmenin hükmü nedir?
3. Kişi ramazan gecesi cenabet üzere uyanırsa ne yapması gerekir?
KADİR GECESİ VE FAZİLETİ KONUSU
Bu gecenin fazileti:
Bu gecede edilen dualar Yüce Allahın katında kabul edilir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Sen Kadir gecesinin ne olduğunu biliyormusun? O gece bin aydan daha hayırlıdır” (Kadr suresi 2-3. ayetler). Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim Kadr gecesini imanla ve karşılığını Allahtan bekleyerk ibadetle geçirirse Onun geçmiş günahları affedilir” (Hadis muttefekun aleyhtir)
Gecenin vakti:
Bu geceyi Yüce Allah ramazanın son on günü içine tek sayılı olan gecelerin içine saklamıştır.
Gecenin gizlenmesinin sebebi:
Bu gecenin müslümanlar tarafından aranması ramazanın son on gününün ibadetlerle geçirilmesi içindir. Bu gece şu duanın sıkca yapılması müstehabtır: “ALLAHUMME İNNEKE AFUVVUN TUHİBBUL AFVE FA’FU ANNİ” (Ey Allahım! Sen affetmeyi seversin beni affet).
SORULAR
1. Kadr gecesinin faziletini zikret
2. Bu gecenin gizlenmesinin sebebi nedir?
3. Bu gecede hangi duayı etmek mütehabtır?
İTİKAF KONUSU
Kelime ve terim manası:
Kelime manası: Bir şeye bağlı kalmak demektir.
Terim manası: Mescitte ibadet maksadı ile Allah rızası için belli bazı şartları yerine getirerek kalmaktır.
Meşru kılınmasının hikmeti:
Kulun ibadet maksadı ile mescidden dışarıya çıkmaması Onun Yüce Allaha karşı olan sevgisini gösterir. Bu Allah rızası için yapılacak en büyük ibadetlerden biridir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Biz İbrahime ve İsmaile tavaf edenler, itikafa girenler, ruku ve secde edenler için evimi temiz tutun diye emretmiştik” (Bakara suresi 125. ayet)
Yapılmasının hükmü:
İtikaf sünnet olan amellerdendir. Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) her zaman ramazanın son on günlerini itikaf ile geçirirdi. Onun hanımlarıda aynı şekilde itikafa girerlerdi.
Doğru bir şekilde yapılabilmesi için altı şartı vardır:
Niyet, müslüman olmak, akıl sahibi olmak, buluğa ermiş olmak, cenabet üzere olmamak gerekli olan şartlarıdır.
İtikafa girenler için yapılması uygun olacak şeyler:
Vaktini ibadetle geçirmek, boş söz ve konuşmalardan kaçınmak gereklidir.
İtikafa girenin yapabileceği şeyler:
Zorunlu ihtiyaçları için camiden çok uzaklaşmamak şartı ile dışarıya çıkabilir. Çok uzun sürmemek şartı ile misafir kabul edebilir. Cuma namezına gidebilir.
İtikafı bozan şeyler:
Cinsel ilişki, isteyerek meni çıkartmak, camiden zorunluluk olmaksızın dışarı çıkmak.
SORULAR
1. İtikaf terim ve kelime manası ile ne demektir?
2. İtikaf neden meşru kılınmıştır?
3. İtikafın dindeki yeri nedir?
Ramazanın son on günü dışında itikafa girmenin hükmü
İtikaf Peygamber efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) yapmış olduğu bir ibadettir. İbadetler Peygamberden bir delil olmaksızın yapılamaz. Bu şekilde davranmak dinen caiz değildir. Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ve sahabeleri ramazanın dışında başka bir zamanda itikafa girmiş değillerdir.