Sorun hadis inkarında değil.Sorun bir hadisin kabulunde veya reddinde ,eşik değerin neresi olması gerektiğinden kaynaklanıyor...Tabi bunun için bir çok paramatre belirlenmiş,acluni ,suyuti,cevzi ,ibni teymiyye,alusi ve bir çok gerçekden ilim ihlinin bu konuda makale ve eserleri bulunmakta.Sonuç şuki ,bir eserin red ettiği mevzu dediğini diğer bir alim delil olarak kullanabiliyor..Gunumuze bakalım mesela, said nursinin eserlerindeki hadislerin çoğu kütübü sittede bulunmuyor.fakat nurcular,şia eserlerinden kaynak göstererek durumu kurtarmaya hadis aklamaya ,muellifini sütten çıkmış ak kaşığa çevirmeye çalışıyorlar...Rabbaninin eserlerindede desdeksiz hadis çok .Fakat bu gün ona tabi olanlar (ismailağa gurubu) bu durumu görmezden gelebiliyor..ehlisünnet içinde bile bir ayrışma söz konusu..mevzu hadisle ameli caiz görebiliyor delil kabul edebiliyor...