Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Hak Bilindiği Halde Sessiz Kalmanın Hükmü Nedir?

M Çevrimdışı

MUTEFEKKİR

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleyküm bir konuda hak bilindiği ve kendisine sorulduğu halde sessiz kalmanın hükmü nedir?
 
Strangers Çevrimdışı

Strangers

Şam Bir Sabır Kalesi Oldu...
İslam-TR Üyesi
"Bildiğiniz halde, bile bile hakkı ketm etmeyin (gizlemeyin)." (2/Bakara, 42) "

Ey ehl-i kitap! Neden hakka bâtılı karıştırıyor ve bile bile hakkı/gerçeği gizliyorsunuz?" (3/Âl-i İmran, 71)

"Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip onu az bir paha ile değişenler yok mu, işte onların yiyip de karınlarına doldurdukları, ateşten başka bir şey değildir. Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır." (2/Bakara, 174)

"Allah, kendilerine Kitap verilenlerden, 'Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz' diyerek söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları alışveriş ne kadar kötü!" (3/Âl-i İmran, 187)

Muaz bin Cebel ve bazı sahabiler, yahudi bilginlerinden bir gruba Tevrat'taki bazı hükümleri sordular. Yahudiler bu bilgileri gizlediler ve haber vermekten kaçındılar. Bunun üzerine şu âyetler nâzil oldu: "İndirdiğimiz açık delilleri ve hidâyeti Biz Kitaptan insanlara açıkça belirttikten sonra gizleyenler var ya; işte onlara hem Allah lânet eder, hem de bütün lânet edebilenler lânet eder. Ancak tevbe edip, durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıklayanlar başkadır. Onları bağışlarım; çünkü Ben tevbeyi çok kabul eden ve çokça merhamet edenim." (2/Bakara, 159-160) Âyet-i Kerime'nin hükmü yalnız yahudilere değil; Allah'ın âyetlerini gizleyen ve şer'î hükümleri açıklamayan herkese şâmildir. Çünkü âyetin ifade tarzı genel anlam ifade eder. Âyet, Allah'ın dininden olup da yayılmasına ve duyurulmasına ihtiyaç duyulan herhangi bir ilmi ve hükmü gizleyen herkesi içine alır. Hadis-i şerifte şöyle buyrulur: "Kendisine bir ilim sorulup da bunu gizleyen kimseye kıyamet gününde ateşten bir gem vurulacaktır." (Ebû Dâvud, İlm 9, hadis no: 3658; Tirmizi, İlm 3, hadis no: 2651; Kütüb-i Sitte Terc. ve Şerhi, c. 11, s. 501). Sahabiler de bu âyeti aynı şekilde herkese şâmil olarak anlamıştır. Ebu Hüreyre'nin, şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Eğer Allah'ın Kitabındaki şu iki âyet olmasaydı, size hiç bir hadis rivayet etmezdim" Ebu Hüreyre, ilmi gizlemeyle ilgili yukarıdaki iki âyeti (Bakara, 159 ve 160. âyeti) okumuştur (Buhâri, Tecrid-i Sarih Terc. ve Şerhi, c. 1, s. 115).
 
M Çevrimdışı

MUTEFEKKİR

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"Bildiğiniz halde, bile bile hakkı ketm etmeyin (gizlemeyin)." (2/Bakara, 42) "

Ey ehl-i kitap! Neden hakka bâtılı karıştırıyor ve bile bile hakkı/gerçeği gizliyorsunuz?" (3/Âl-i İmran, 71)

"Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip onu az bir paha ile değişenler yok mu, işte onların yiyip de karınlarına doldurdukları, ateşten başka bir şey değildir. Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır." (2/Bakara, 174)

"Allah, kendilerine Kitap verilenlerden, 'Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz' diyerek söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları alışveriş ne kadar kötü!" (3/Âl-i İmran, 187)

Muaz bin Cebel ve bazı sahabiler, yahudi bilginlerinden bir gruba Tevrat'taki bazı hükümleri sordular. Yahudiler bu bilgileri gizlediler ve haber vermekten kaçındılar. Bunun üzerine şu âyetler nâzil oldu: "İndirdiğimiz açık delilleri ve hidâyeti Biz Kitaptan insanlara açıkça belirttikten sonra gizleyenler var ya; işte onlara hem Allah lânet eder, hem de bütün lânet edebilenler lânet eder. Ancak tevbe edip, durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıklayanlar başkadır. Onları bağışlarım; çünkü Ben tevbeyi çok kabul eden ve çokça merhamet edenim." (2/Bakara, 159-160) Âyet-i Kerime'nin hükmü yalnız yahudilere değil; Allah'ın âyetlerini gizleyen ve şer'î hükümleri açıklamayan herkese şâmildir. Çünkü âyetin ifade tarzı genel anlam ifade eder. Âyet, Allah'ın dininden olup da yayılmasına ve duyurulmasına ihtiyaç duyulan herhangi bir ilmi ve hükmü gizleyen herkesi içine alır. Hadis-i şerifte şöyle buyrulur: "Kendisine bir ilim sorulup da bunu gizleyen kimseye kıyamet gününde ateşten bir gem vurulacaktır." (Ebû Dâvud, İlm 9, hadis no: 3658; Tirmizi, İlm 3, hadis no: 2651; Kütüb-i Sitte Terc. ve Şerhi, c. 11, s. 501). Sahabiler de bu âyeti aynı şekilde herkese şâmil olarak anlamıştır. Ebu Hüreyre'nin, şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Eğer Allah'ın Kitabındaki şu iki âyet olmasaydı, size hiç bir hadis rivayet etmezdim" Ebu Hüreyre, ilmi gizlemeyle ilgili yukarıdaki iki âyeti (Bakara, 159 ve 160. âyeti) okumuştur (Buhâri, Tecrid-i Sarih Terc. ve Şerhi, c. 1, s. 115).
Hakkı söyleyemeceyeğim zamanlar olacak. Bu zamanlarda Allaha tevbe etsem kabul olur mu?
 
Üst Ana Sayfa Alt