Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Haram-Helal Çizgisini Belirlemedeki Düstur:ŞÜPHE

E Çevrimdışı

ebuhasanelmakdisi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Abdullah Numan ibnu Beşir (radıyallahu anhuma) şöyle buyurmuştur: Peygamber efendimiz i şöyle derken işittim: “Şübhesizki helaller bellidir ve haramlard a bellidir. Fakat bu ikisi arasında hükmü şübheli olan insanların çoğunluğunun bilmediği şeyler vardır. Kim bu şübheli şeyleri yapmaktan kaçınırsa ırzını ve dinini şübheli şeylere düşmekten kaçındırmış olur. Ve kim de şübheli şeyleri yaparsa harama düşmüş olur. Aynı bir çoban gibi sürüsünü bir koruluk çevresinde otlatır da az daha bu sürü bu koruluğa otlanmak için girer. Öylede her hükümranın bir koruluğu vardır. Yüce Allah’ın koruluğu ise haram kıldığı şeylerdir. Dikkat ediniz! İnsan cesedinde bir et parçası vardır ki o salih olursa (iyi ameller işler, kötülükten kaçınırsa) bütün cesed salih olur. Ve eğer fesada uğrarsa bütün cesed fesada uğrar. İşte o et parçası kalbdir” (Buhari ve Muslim rivayet etmiştir).



RAVİ HAKKINDA GENEL BİLGİ

O ensardan, Hazrec kabilesin den Numan ibnu Beşirdir. Hicretin ikinci yılında doğmuştur. Küçük yaşta Peygamber efendimiz den hadis rivayet etmiştir. Muaviye zamanında Kufe valiliği, Dimeşk’te kadılık, Hıms emirliği yapmıştır. Hicri 64 yılında öldürülmüştür.



HADİSİN ÖNEMİ

Bu hadis islamın temellerini oluşturan dört hadisten biridir. İslamın bütün hükümleri bu dört hadis üzerine bina edilmiştir. 1- Ameller niyetleri ne göredir. 2- “Kim bizim şu işimizde (dinimizde) kendisine ait olmayan bir şey çıkarırsa o çıkardığı merdudtur, kabul edilmez.” 3- Seni şübheye düşüren şeyi bırak kuşku duymadığın şeyi al. 4- Şu anda okumakta olduğumuz hadis.



HARAM ve HELAL

Haramlığı kesinleşmiş içki içmek, zina yapmak gibi şeyler bellidir. Aynı şekilde helal olan şeyler de bellidir. Çünkü Peygamber efendimiz bu ümmete dinin gerektird iği her şeyi en ince ayrıntısına kadar öğretmiştir. Hatta bu yüzden şöyle söylemiştir: “Muhakkakk i Sizi gecesi gündüzü gibi olan bir aydınlık yol üzere bıraktım. Ondan sapacak olan ancak helaka uğrayandır” (İbnu Mace rivayet etmiştir).

Dinin bazı hükümleri bütün müslüman kesim tarafından dinin bir vecibesi olduğundan ötürü bilinmesi zorunludur. KesinlikLe bu konuda cahillik, meseleyi bilmemek özür olarak kabul edilemez.

Dinin bazı hükümlerinide, dini bilgisi fazlaca olan kimseler tarafından ancak bilinebilir.

Dinin diyer bazı hükümlerine de ancak büyük alimler bilebilirler.



HÜKMÜ ŞÜBHELİ ŞEYLER

Peygamber efendimiz “Fakat bu ikisi arasında hükmü şübheli olan insanların çoğunluğunun bilmediği şeyler vardır” Bundan kastı hükmü belli olan haramlarl a helaller arasında şübheli olan alimlerin dışında bir çok insanın bilemediği hükümlerin olduğunu bildirmek tedir.



NEDİR ŞÜBHELİ OLAN ŞEYLER

Helalliği ve haramlığı kesin belli olmayan insanın içinde kuşku duyduğu şeylerdir. Bu şübheli şeylerin genelde hükmünü alimlerde n başka kimse bilemez. Bunun da nedeni bu konularda hüküm verebilme k için yeterli bir ilme sahib olmak gereklidi r. Alimler ise bu meseleler in hükmünü ya Kur'an ve Sünnet’e dayanarak ya da alimlerin o konu üzerinde ki ittifakına dayanarak hüküm verirler. Eğer o konu üzerinde bir delil olmayacak olursa bu sefer de konu üzerinde ictihat ederler, ve o meseleye kendisine benzeyen başka bir meselenin hükmünü verirler. Buna dinimizde kıyas denir.



İNSANLARIN BU ŞÜBHELİ ŞEYLER KARŞISINDAKİ DURUMU

İnsanlar bu şübheli şeyler karşısında üç kısma ayrılırlar:

1) Bu kısım şübheli olan bu gibi şeyleri sırf Allah rızası için terk eder ve yakınlaşmaz. İşte bu kimseler böylece dinlerini ve imanlarını bu şübheli şeylerin karanlıklarından kurtarmış, nefisleri ni bu tehlikeli haram çukurlarına düşmekten korumuş olurlar. Öylede kul ırzını namusunu insanların ta’nından, kötü konuşmalarından sakındırmış olur. Çünkü şübheli olan şeyleri yapmak insanların bakışlarını kişinin kendi üzerine çekmesine neden olur.

2) Bir kısım ise diğer insanların yanında şübheli dahi olsa kendi yanında şübheli olmadığı için o şeyleri yapar. İşte bu gurubun her hangi bir sorumlulu kları olmadığı halde insanların kendi hakkında kötü konuşmalarını engelleme k için bu şübheli şeylerden uzak durması en iyi olandır.

3) Diğer bir kısım vardır ki bir şeyin hükmü kendisi için belli olmasa bile genede nefsine ve hevasına uyarak o şübheli şeyleri yapar. İşte bu gurub harama düşmekte ve günah işlemektedirler. Bu Peygamber efendimiz in şu sözünün manasıdır: “Ve kim de şübheli şeyleri yaparsa harama düşmüş olur” Alimler kulun bu şekilde harama düşmesine iki türlü mana vermişlerdir:

a) Kulun şübheli şeyleri yapması eğer o meselenin hükmünün şübheli olduğunu biliyorsa onun için haramdır. Çünkü bu Onun haramlığı kesinleşmiş hükümleri de işlemesine neden olur. Dinimizde harama götüren her şeyde haramdır. Bu konuya Peygamber efendimiz in şu sözü de delalet etmektedi r: “Kim içinde günah kazanacağını bile bile bir işi yapmaya cesaret ederse o günahın içine düşmesi yakındır” (Buhari rivayet etmiştir)

b) Kim bir şeyi helalliğini haramlığını bilmeden yapacak olursa, o şeyin haram olma ihtimali ile karşı karşıya kalır.



ŞÜBHELİ ŞEYLERİN HÜKMÜ

Alimlerin bir kısmı hükmünün haram olduğunu, bazıları ise mekruh olduğunu söylemişlerdir. Şübheli şeylerden kaçınmak, kulun dinine olan samimiyet i ile alakalı kısımlarındandır. Kul bu hükmü şübheli olan şeyleri, Allah rızası için terk edecek olursa ecrini alır.



ALLAH’IN HARAMLARI NDAN KACINMAK

Peygamber efendimiz in “Aynı bir çoban gibi sürüsünü bir koruluk çevresinde otlatır da az daha bu sürü bu koruluğa otlanmak için girer. Öylede her hükümranın bir koruluğu vardır. Yüce Allah’ın koruluğu ise haram kıldığı şeylerdir” sözü şu manaya gelir: Her hükümranın için bir koruluk çevrilir, bu korulukta çeşit çeşit hayvanlar, çeşit çeşit meyve ağaçları olurdu. Ve sonra da o mıntıkaya kimsenin girmesine izin verilmez, girmeye çalışanlar cezalandırılırdı. İşte öylede Yüce Allah’ın haram kıldığı şeyleri yapmaya çalışanlar da bu sebebten cezalandırılır. Çünkü Yüce Allah’ın haram sınırları içerisine girmeye çalışmaktadırlar. Hükmü şübheli olan şeyleri yapanlar haram olan şeyleri yapma ihtimalle ri de yüksektir.



BEDENİ YÖNETEN KALPTİR

Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: “Dikkat ediniz! İnsan cesedinde bir et parçası vardır ki o salih olursa (iyi ameller işler, kötülükten kaçınırsa) bütün cesed salih olur. Ve eğer fesada uğrarsa bütün cesed fesada uğrar. İşte o et parçası kalbdir” demiştir.

1-Kalbe kalb denilmesinin hikmeti

Kalbe arabça kalb denilmesinin hikmeti kalbin karşısına çıkan her şeyde ayrı bir tavır takınması değişik bir durum alması, yahut vucutta ters bir şekilde bulunmasından ötürüdür.

2-Kalbe verilen büyük önem

kalb insana olayları çözebilme, toplumun ve kendinin yaratılış sebebini anlamasını sağlar. Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmuştur: “Şübhesizki Biz insanlard an ve cinlerden çoğunu Cehennem için yarattık. Onların kalpleri vardır ama bu kalpleri ile anlayamaz lar, kavrayama zlar.” (Araf suresi 179. ayet) ve şöyle buyurmuştur: “Şübhesizki bunda kalbi olan (aklı olan) ......... için bir öğüt vardır.” (Kaf suresi 37. ayet)

Kalbin iyi olması içinde imanın sabitleştiğine bu sebebten de vucut azalarının haram olan şeyleri işlemeyip, günahlardan kaçınmasına delalet eder. Her kim Benim kalbim temiz, Benim kimse ile bir problemim yok, Ben kimseyi incitmiyo rum bu sebebten ibadetler de bulunmama gerek yok diyemez. Kalbin temizliğinin göstergesi amellerin in güzelliği ile orantılıdır.

3)- Kalbin hastalığı

Yüce Allah kalb hastalığı ile alakalı şöyle buyurmuştur: ”Yoksa onların kalblerin de hastalık mı var yada şübheyemi düşmüşler? ”(Nur suresi 50. ayet) ve şöyle buyurmuştur: “Onların kalblerin de hastalık vardır Allah’ta onların hastalıklarını artırmaktadır” (Bakara suresi 10: ayet) ve şöyle buyurmuştur: “Yoksa o kalblerin de hastalık bulunanla r Allah’ın onların (kalblerin de gizli olan) kinlerini ortaya çıkarmayacağınımı zannediyo rlar” (Muhammed suresi 29. ayet)

Bu ayetlerde ve diyer başka ayetlerde geldiği üzere insanın kalbi çeşitli hastalıklara düçar olur. Büyüklenme, kibirlenm e, hased etme, kin duyma, kalbte imanın bulunmama sı, çekememezlik kalbe musallat olan çeşitli hastalıklardandır.

Kul kendini bu hastalıklardan korumalı imanın zayıflamasına izin vermemeli dir. Müslüman kişi Yüce Allah’ın Onun için çizmiş olduğu yolda yürümeli, kendini buna zorlamalıdır. Çünkü bu şekilde davrananl arı Yüce Allah şu şekilde müjdelemektedir: “Bizim uğrumuzda savaşanları (bu din için çaba sarfedenl eri) elbetteki kendi yollarımıza ileteceğiz. Şübhe yokturki Allah muhsinler le (ihsan Allah’ı görür gibi ibadet etmektir) beraberdi r.” (Ankebut suresi 69. ayet)



HADİSTEN ALINAN FAİDELER

1) Hadisten anlaşıldığı üzere insan Allah’ın haram kıldığı şeylerden uzak durmalı, o haramlarla kendi arasına engeller ve sınırlar koymalıdır.

2) Kişi namusunu, ırzını, şahsiyetini başkalarının kötü sözlerinden korumalı, insanları şübheye düşürecek olan durumlard an, hatalarda n kaçınmalıdır.

3) Hadiste harama götüren her şeyin de haram kılınması ile alakalı delilde bulunmakt adır. Dinimizde kötülüğe, harama götüren her şey haram sayılmıştır. Nikâh düşen bir kadınla bir yerde baş başa kalmak, sarhoşluğa götüren şeylerin az bir miktarının dahi haram sayılması bu yüzdendir.

4) Hadiste bile bile hataya düşülme ihtimali olan bir durumda ihmal gösteren kişinin oluşan maddi zararı çekeceğine dair delil vardır. Eğer bir tarla kenarına bir kişi hayvanını başı boş bırakacak olursa hayvanın tarlaya vereceği zararı karşılamak zorundadır. Bunun gibi bir çocuğun elinin altına bir silah bırakacak olunursa çocuğun vereceği zararı ailesi çekmek zorundadır.

5) Hadiste kalbin önemine dikkat çekilmekte Onun bozulması ile diğer vucut azalarının da görevlerini tam bir şekilde yapamayac aklarını kalbin haramlara boğulmasının cesedin haram olan şeylerle iştiğal edeceğine delalet ettiğine işaret vardır.

6) Bir konu anlatılırken deyimler ve örnekler kullanılarak anlatılması konunun daha iyi anlaşılması için gereklidi r.
 
Üst Ana Sayfa Alt