1. VASIFLARI
1-Okuduklarını anlamazlar ve onu kastedilmeyen şeye hamlederler.
2-Tilavetleri Allah’a yükselmez
3-İman kalplerine tam olarak yerleşmemiştir
4-Okudukları Kur’an onlara fayda vermez
5-Onların kıraatleri harflerin ses ve mahreclerinden öteye gecip kalbe veya
manaya ulaşmaz. Onların okudukları Allah’a yükselmez ve kabul
olunmaz
6-Okun avı delip cıktığı gibi dinden cıkarlar
7-Namazlarına nispetle namazlarınızı, oruclarına nispetle oruclarınızı
azımsarsınız.
8-Amelleri yanında kendi amellerinizi azımsarsınız.
9- İbadetlerinizi onların ibadetleri yanında azımsarsınız.
10-Dinde aşırı giderler
11-Allah’ın kitabını kolayca ve güzel bir şekilde okurlar.
12-Onlar sözlerin en hayırlısı olan Kur’an’danbahsedecekler.
13-Sözu güzel söylerler ama eylemleri kötüdür ve Allah’ın kitabına cağırdıkları halde onlar onun üzerine değiller.
Karakter ve Kisilikleri
1-Yasları genc, akılları kıttır.
2-Sedid ( أشداء), sinirli ( أحداء) ve Kur’an okumada akıcı ( ذليقة) bir dile sahip olup sonradan ortaya (أحداثçıkmışlardır.
Cıkacakları Yer ve Zaman
1-Onlar sizin icinizdedir.
2-Doğu’dan cıkarlar.
Alametleri
1-Onların alameti saclarını kazımalarıdır.Muslim, 12/Zekat, 149, (847), no: 2457; Abdullah b. Ahmed, Sunne, II, 622, no: 1482, II, 647, no: 1552; Nesai, Sunen-i Kubra, V, 158, no: 8558; Đbn Hibban, Sahih, XV, 138, no: 6740
Faaliyetleri
1-Muslumanları katleder, Putperestlere (Ehlu’l-Evsan) dokunmazlar.
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Hariciler cehennemin köpekleridir” buyurdu. Tayalisi, Musned, I, 636, no: 1232; Abdurrazzak, Musannef, X, 152, no: 18663; Humeydi, Musned, II, 404, no: 908; İbn Ebi Seybe, Musannef, VII, 553, 554, no: 37881; İbn Hanbel, Musned, V, 250, no: 22503, V, 254, no: 22536, V, 257, no: 22561, V, 267, no: 22670; İbn Mace, Sunne, 12, no: 176; Tirmizi, 44/Tefsiru’l-Kur'an, 3, no: 1953, no: 3000; Abdullah b. Ahmed, Sunne, II, 643, no: 1542, 1543, 1544; II, 644, no: 1545, 1546; Taberani, Mu’cemu’l-Kebir, VIII, 270, no: 8042, 8043,VIII, 271, no: 8045; VIII, 272, no: 8049; IX, 42, no: 9085; Hakim, Mustedrek, II, 163, no: 2654
قالرسولاللهصلىاللهعليهوسلميقوليخرجفيكمقومتحقرونصلاتكممعصلاموصيامكممعصيامهموأعمالكممعأعمالهميقرؤونالقرآنولايجاوزحناجرهميمرقونمنالدينمروقالسهممنالرميةتنظرفيالنصلفلاترىشيئاوتنظرفيالقدحفلاترىشيئاوتنظرفيالريشفلاترىشيئاوتتمارىفيالفوق
“Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Aranızdan öyle bir topluluk cıkar ki onların namazları yanında namazlarınızı, orucları yanında oruclarınızı, amelleri yanında da amellerinizi azımsarsınız. Onlar Kur’an okurlar fakat okudukları boğazlarından asağı gecmez. Onlar okun, avı delip cıkısı gibi dinden cıkarlar. Ok demirine bakarsın, kan izi goremezsin, okun govdesine bakarsın bir sey goremezsin. Okun yelesine (tuyune) bakarsın, orada da bir iz bulamazsın. Boylece okun gezine (ucuna) kan bulasıp bulasmadığında suphe edersin Malik, 4/Kur’an, (I/204) no: 478
عننبياللهصلىاللهعليهألاإنهسيخرجمنأمتيأقوامأشداءأحداءذليقةألسنتهمبالقرآنألايجاوزتراقيهملافإذارأيتموهم
فأنيموهمثمإذارأيتموهمفأنيموهمفالمأجورقاتلهم
“Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Ummetimin icinden sert mizaclı, sinirli, Kur’an okumada dilleri akıcı kavimler ortaya cıkacaktır. Okudukları koprucuk kemiklerini gecmez. Onları gorduğunuzde oldurun. Onları gorduğunuzde oldurun. Onları ölduren ecir alır.” İbn Hanbel, Musned, V, 44, no: 20464Ebu Hureyre şöyle der:Hariciler, yaratılmışların en şerlileridir. İbn Ebi Seybe, Musannef, VII, 553, no: 37885Ebu Said el-Hudri şöyle der:“Hariciler ile savasmak, muşrikler ile savaşmaktan daha önemli ve büyük bir şeydir. Taberi, Tarih, VII, 553, no: 37886İbn Ömer şöyle der: “Surat (Harici fırkalarından) cehennemin köpekleridir. Ebu Bekir el-Bağdadi, el-Vera, I, 93,
İbn Omer şöyle der: “Haruriler ile savasmak muslumanlar uzerine bir hak ve gorevdir. Abdullah b. Ahmed, Sunne, II, 639, no: 1527Abdullah b. Rabah şöyle der: “Cehennemin on kapısı vardır ve onlardan biri Hariciler icindir.” Abdurrazzak, Musannef, X, 152, no: 18664Muaviye b. Kurre şöyle der: “Hariciler ve Ashabu’l-Ehva helak olmustur. Abdullah b. Ahmed, Sunne, II, 638, no: 1495
Said b. Cumhan anlatmaktadır; Abdullah b. Ebi Evfa’nın yanına geldim. O zaman gozleri iyi gormuyordu. Selam verdim.
— Sen kimsin?
— Said b. Cumhan
— Babana ne oldu?— Ezarika onu oldurdu.
— Allah Ezarika’ya lanet etsin, Allah Ezarika’ya lanet etsin! Rasulullah bize “Onların cehennemin kopekleri olduğunu” anlattı.
— Sadece Ezarika mı yoksa butun Hariciler mi?
— Tabi ki butun Hariciler
— Fakat Sultan insanlara zulmediyor. Bu duruma ne dersin?
Abdullah b. Ebi Evfa, elimi aldı ve sert bir sekilde sıktıktan sonra soyle dedi;
— Nedir bu basına gelenler! İbn Cumhan, sevadu’l-a’zam’a (buyuk coğunluğa) uyman gerekir. Sayet sultan seni dinlerse, git sarayına bildiklerini ona haber ver. Kabul ederse ne ala, etmezse onu kendi haline bırak, sen ondan daha bilgili değilsin. İbn Hanbel, Musned, IV, 383, no: 19635
Alıntı
Haricîlerin Kendi Aralarındaki İhtilâfları:
Buraya kadar anlattıklarımız, Haricîye mezhebine mensup olanlardan çoğunun, üzerinde ittifak ettikleri prensiplerdir. Haricîler, bunların dışında kalan prensiplerde ittifak edememişler, bilâkis, ihtilâfa düşmüşlerdir. Hatta en basit meselelerde bile aralarında ihtilâf çıkmıştır. Belki de savaşta dirençli ve güçlü olmalarına rağmen, mağlup olmalarına sebep, ihtilaf içinde bulunmalarıdır.Emeviler tarafmdan Haricîlerle savaşmak için vazifelendirilen Muhalleb b. Ebi Sufra, Haricîlerle, birbirleriyle ihtilâf etmelerini, onları bölmek ve güçlerini zayıflatmak için bir vesile edinmişti. Hatta Muballeb onları ittifak içinde görünce, aralarına, onları ihtilafa düşürecek kişiler sokardı.îbn-i Ebil Hadid şunları anlatır: «Haricîye mezhebinde büyük bir fırka olan “Ezarika»`ya mensup bir demirci Muhalleb b. Ebî Sufra`nın taraftarlarına atılan zehirli oklar yapardı. Bu mesele Muhalleb`e anlatıldı. Muhalleb, «İnşallah ben, sizi taunun şerrinden kurtaracağım» dedi. Arkadaşlarından birine bir mektup ile bin dirhem para verdi ve Haricîye fırkasının emiri ve komutanı olan «Katarı b. Fucae»`nin ordusuna gönderdi. Ve o adama şöyle dedi: «Bu mektupla paraları askerin içine at ve kendini sakın ele verme.» Adam gitti, mektupta şunlar yazılıydı:«Okların bize ulaştı. Sana bin dinar gönderdim. Bunu al ve bize ok göndermeye devam et.»Mektup, «Katarî»`nin eline geçti. Katarî, demirciyi çağırdı. «Bu mektup nedir?» diye sordu. Demirci «Bilmiyorum» dedi. Katarî, «Bu dirhemler kimden?» diye sorunca «Onu da bilmiyorum» diye cevap verrtî. Bunun üzerine Katarî, emir vererek adamı öldürttü. Bu sebeple Katari`nin ordusundan Beni Kays b. Salebe`nin taraftarı «Abdu Rabbih es-Sağır» adlı kişi, Katarî`ye geldi ve «Delilsiz, dâvâsız adamı öldürdün!» dedi. Katari şu cevabı verdi: «Bu bin dirhem ne?» Abdu Rabbih : «Bu iddia doğru da olabilir, yalan da olabilir» diye cevap verdi. Bunun üzerine Katarî şunları söyledi: «Toplumun menfaati için bir adamı öldürmek hoş karşılanmayan birşey değildir. İmam, umumun menfaatine gördüğü şeye hüküm verir. îmama uyanların, itiraza hakkı yoktur.»Abdu Rabbih, kendisine katılan bir gurupla, bu hadiseyi protesto etti, fakat yine de onlardan ayrılmadı.Hariciler arasında çıkan bu ihtilaf, Muhalleb b. Ebu Sufre`ye ulaşınca Muhalleb, ihtilafı körüklemeyi ve anlaşmazlığı alevlendirmeyi istedi. Haricîlerin içine, dolgun bir ücret bağladığı bir Hristiyanı soktu ve ona şöyle dedi: «Katarî`yi gördüğün zaman ona secde et. Şayet sana kızarsa de ki: «Ben ancak sana secde ettim.»Hristiyan, söyleneni yaptı. Katari ona «Secde ancak Allah`a yapılır» dedi. Hristiyan: «Ben ancak sana secde ettim» diye cevap verdi. Bunun üzerine, Haricilerden bir adam «Bu, Allah`ı bırakıp sana taptı» dedi ve şu âyeti kerimeyi okudu. «Siz de, Allah`dan başka taptığınız putlar da cehennem odunudur. Siz oraya, suya koşarca-. sına gireceksiniz.»[13]Katari şü cevabı verdi: «Hristiyanlar Meryem oğlu İsa`ya taptılar. Onların bu tapınmaları Hz. İsa`ya herhangi bir zarar vermedi.»Haricilerin içinden başka bir adam ortaya çıktı ve Hristiyanı öldürdü. Katari bu davranışa kızdı, Haricîlerden bir kısmı da Katari`ye kızdı.Bu ihtilaf, Muhalleb`e ulaşınca Muhalleb, aralarındaki` ihtilafı daha da alevlendirmek istedi ve bunlara çeşitli sorular yöneltmesi için bir adam gönderdi. Adam, onlara şu soruyu sordu: «Size gelmek üzere iki adam yola çıksa, bunlardan biri, size varmadan yolda ölse, diğeri ise size ulaşsa siz de onu imtihan etseniz ve o da imtihanı başaramasa bu iki kişi hakkında ne dersiniz?» Bazıları şu cevabı verdi: «Ölen cennetliktir. İmtihanı başaramayan ise, imtihanı başarmcaya kadar kâfirdir.» Diğer bir gurup ta şu cevabı verdi: «Onların her ikisi de kâfirdir.»Bunun üzerine, aralarındaki ihtilaf gittikçe arttı. Liderleri Ka-tari, «İstahr» denen yerin sınırına kadar gitti. Orada bir ay oturdu. Halk ise yine ihtilafında devam etti.Görüldüğü gibi dâhi kumandan Muhalleb, Haricîler arasındaki anlaşmazlığı körüklüyor, arzularına erişiyor, ihtilafla bölük pörçük olmuş ve kendi arasında guruplaşmiş bu fırkanın karşısına ordusuyla Çıkıyor.Gerçekten, Haricîlerin itilaf içinde oldukları, kendi aralarında ve başkalarıyla yapmış oldukları münakaşalardan anlaşılmaktadır.Okuyucuya, bunların münakaşalarından ve çeşitli mezheplerinden çeşitli bilgiler vermek gerekir.
Mezhepler tarihi...