Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Hariclerin Vasıfları

EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
1. VASIFLARI

1-Okuduklarını anlamazlar ve onu kastedilmeyen şeye hamlederler.

2-Tilavetleri Allah’a yükselmez

3-İman kalplerine tam olarak yerleşmemiştir

4-Okudukları Kur’an onlara fayda vermez

5-Onların kıraatleri harflerin ses ve mahreclerinden öteye gecip kalbe veya

manaya ulaşmaz. Onların okudukları Allah’a yükselmez ve kabul

olunmaz

6-Okun avı delip cıktığı gibi dinden cıkarlar

7-Namazlarına nispetle namazlarınızı, oruclarına nispetle oruclarınızı

azımsarsınız.

8-Amelleri yanında kendi amellerinizi azımsarsınız.

9- İbadetlerinizi onların ibadetleri yanında azımsarsınız.

10-Dinde aşırı giderler

11-Allah’ın kitabını kolayca ve güzel bir şekilde okurlar.

12-Onlar sözlerin en hayırlısı olan Kur’an’danbahsedecekler.

13-Sözu güzel söylerler ama eylemleri kötüdür ve Allah’ın kitabına cağırdıkları halde onlar onun üzerine değiller.

Karakter ve Kisilikleri

1-Yasları genc, akılları kıttır.

2-Sedid ( أشداء), sinirli ( أحداء) ve Kur’an okumada akıcı ( ذليقة) bir dile sahip olup sonradan ortaya (أحداثçıkmışlardır.

Cıkacakları Yer ve Zaman

1-Onlar sizin icinizdedir.

2-Doğu’dan cıkarlar.

Alametleri

1-Onların alameti saclarını kazımalarıdır.Muslim, 12/Zekat, 149, (847), no: 2457; Abdullah b. Ahmed, Sunne, II, 622, no: 1482, II, 647, no: 1552; Nesai, Sunen-i Kubra, V, 158, no: 8558; Đbn Hibban, Sahih, XV, 138, no: 6740

Faaliyetleri

1-Muslumanları katleder, Putperestlere (Ehlu’l-Evsan) dokunmazlar.

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Hariciler cehennemin köpekleridir” buyurdu. Tayalisi, Musned, I, 636, no: 1232; Abdurrazzak, Musannef, X, 152, no: 18663; Humeydi, Musned, II, 404, no: 908; İbn Ebi Seybe, Musannef, VII, 553, 554, no: 37881; İbn Hanbel, Musned, V, 250, no: 22503, V, 254, no: 22536, V, 257, no: 22561, V, 267, no: 22670; İbn Mace, Sunne, 12, no: 176; Tirmizi, 44/Tefsiru’l-Kur'an, 3, no: 1953, no: 3000; Abdullah b. Ahmed, Sunne, II, 643, no: 1542, 1543, 1544; II, 644, no: 1545, 1546; Taberani, Mu’cemu’l-Kebir, VIII, 270, no: 8042, 8043,VIII, 271, no: 8045; VIII, 272, no: 8049; IX, 42, no: 9085; Hakim, Mustedrek, II, 163, no: 2654

قالرسولاللهصلىاللهعليهوسلميقوليخرجفيكمقومتحقرونصلاتكممعصلاموصيامكممعصيامهموأعمالكممعأعمالهميقرؤونالقرآنولايجاوزحناجرهميمرقونمنالدينمروقالسهممنالرميةتنظرفيالنصلفلاترىشيئاوتنظرفيالقدحفلاترىشيئاوتنظرفيالريشفلاترىشيئاوتتمارىفيالفوق

“Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Aranızdan öyle bir topluluk cıkar ki onların namazları yanında namazlarınızı, orucları yanında oruclarınızı, amelleri yanında da amellerinizi azımsarsınız. Onlar Kur’an okurlar fakat okudukları boğazlarından asağı gecmez. Onlar okun, avı delip cıkısı gibi dinden cıkarlar. Ok demirine bakarsın, kan izi goremezsin, okun govdesine bakarsın bir sey goremezsin. Okun yelesine (tuyune) bakarsın, orada da bir iz bulamazsın. Boylece okun gezine (ucuna) kan bulasıp bulasmadığında suphe edersin Malik, 4/Kur’an, (I/204) no: 478

عننبياللهصلىاللهعليهألاإنهسيخرجمنأمتيأقوامأشداءأحداءذليقةألسنتهمبالقرآنألايجاوزتراقيهملافإذارأيتموهم

فأنيموهمثمإذارأيتموهمفأنيموهمفالمأجورقاتلهم


“Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Ummetimin icinden sert mizaclı, sinirli, Kur’an okumada dilleri akıcı kavimler ortaya cıkacaktır. Okudukları koprucuk kemiklerini gecmez. Onları gorduğunuzde oldurun. Onları gorduğunuzde oldurun. Onları ölduren ecir alır.” İbn Hanbel, Musned, V, 44, no: 20464Ebu Hureyre şöyle der:Hariciler, yaratılmışların en şerlileridir. İbn Ebi Seybe, Musannef, VII, 553, no: 37885Ebu Said el-Hudri şöyle der:“Hariciler ile savasmak, muşrikler ile savaşmaktan daha önemli ve büyük bir şeydir. Taberi, Tarih, VII, 553, no: 37886İbn Ömer şöyle der: “Surat (Harici fırkalarından) cehennemin köpekleridir. Ebu Bekir el-Bağdadi, el-Vera, I, 93,
İbn Omer şöyle der: “Haruriler ile savasmak muslumanlar uzerine bir hak ve gorevdir. Abdullah b. Ahmed, Sunne, II, 639, no: 1527Abdullah b. Rabah şöyle der: “Cehennemin on kapısı vardır ve onlardan biri Hariciler icindir.” Abdurrazzak, Musannef, X, 152, no: 18664Muaviye b. Kurre şöyle der: “Hariciler ve Ashabu’l-Ehva helak olmustur. Abdullah b. Ahmed, Sunne, II, 638, no: 1495

Said b. Cumhan anlatmaktadır; Abdullah b. Ebi Evfa’nın yanına geldim. O zaman gozleri iyi gormuyordu. Selam verdim.


— Sen kimsin?
— Said b. Cumhan
— Babana ne oldu?— Ezarika onu oldurdu.


— Allah Ezarika’ya lanet etsin, Allah Ezarika’ya lanet etsin! Rasulullah bize “Onların cehennemin kopekleri olduğunu” anlattı.


— Sadece Ezarika mı yoksa butun Hariciler mi?

— Tabi ki butun Hariciler


— Fakat Sultan insanlara zulmediyor. Bu duruma ne dersin?


Abdullah b. Ebi Evfa, elimi aldı ve sert bir sekilde sıktıktan sonra soyle dedi;


— Nedir bu basına gelenler! İbn Cumhan, sevadu’l-a’zam’a (buyuk coğunluğa) uyman gerekir. Sayet sultan seni dinlerse, git sarayına bildiklerini ona haber ver. Kabul ederse ne ala, etmezse onu kendi haline bırak, sen ondan daha bilgili değilsin. İbn Hanbel, Musned, IV, 383, no: 19635


Alıntı


Haricîlerin Kendi Aralarındaki İhtilâfları:
Buraya kadar anlattıklarımız, Haricîye mezhebine mensup olanlardan çoğunun, üzerinde ittifak ettikleri prensiplerdir. Haricîler, bunların dışında kalan prensiplerde ittifak edememişler, bilâkis, ihtilâfa düşmüşlerdir. Hatta en basit meselelerde bile aralarında ihtilâf çıkmıştır. Belki de savaşta dirençli ve güçlü olmalarına rağmen, mağlup olmalarına sebep, ihtilaf içinde bulunmalarıdır.Emeviler tarafmdan Haricîlerle savaşmak için vazifelendirilen Muhalleb b. Ebi Sufra, Haricîlerle, birbirleriyle ihtilâf etmelerini, onları bölmek ve güçlerini zayıflatmak için bir vesile edinmişti. Hatta Muballeb onları ittifak içinde görünce, aralarına, onları ihtilafa düşürecek kişiler sokardı.îbn-i Ebil Hadid şunları anlatır: «Haricîye mezhebinde büyük bir fırka olan “Ezarika»`ya mensup bir demirci Muhalleb b. Ebî Sufra`nın taraftarlarına atılan zehirli oklar yapardı. Bu mesele Muhalleb`e anlatıldı. Muhalleb, «İnşallah ben, sizi taunun şerrinden kurtaracağım» dedi. Arkadaşlarından birine bir mektup ile bin dirhem para verdi ve Haricîye fırkasının emiri ve komutanı olan «Katarı b. Fucae»`nin ordusuna gönderdi. Ve o adama şöyle dedi: «Bu mektupla paraları askerin içine at ve kendini sakın ele verme.» Adam gitti, mektupta şunlar yazılıydı:«Okların bize ulaştı. Sana bin dinar gönderdim. Bunu al ve bize ok göndermeye devam et.»Mektup, «Katarî»`nin eline geçti. Katarî, demirciyi çağırdı. «Bu mektup nedir?» diye sordu. Demirci «Bilmiyorum» dedi. Katarî, «Bu dirhemler kimden?» diye sorunca «Onu da bilmiyorum» diye cevap verrtî. Bunun üzerine Katarî, emir vererek adamı öldürttü. Bu sebeple Katari`nin ordusundan Beni Kays b. Salebe`nin taraftarı «Abdu Rabbih es-Sağır» adlı kişi, Katarî`ye geldi ve «Delilsiz, dâvâsız adamı öldürdün!» dedi. Katari şu cevabı verdi: «Bu bin dirhem ne?» Abdu Rabbih : «Bu iddia doğru da olabilir, yalan da olabilir» diye cevap verdi. Bunun üzerine Katarî şunları söyledi: «Toplumun menfaati için bir adamı öldürmek hoş karşılanmayan birşey değildir. İmam, umumun menfaatine gördüğü şeye hüküm verir. îmama uyanların, itiraza hakkı yoktur.»Abdu Rabbih, kendisine katılan bir gurupla, bu hadiseyi protesto etti, fakat yine de onlardan ayrılmadı.Hariciler arasında çıkan bu ihtilaf, Muhalleb b. Ebu Sufre`ye ulaşınca Muhalleb, ihtilafı körüklemeyi ve anlaşmazlığı alevlendirmeyi istedi. Haricîlerin içine, dolgun bir ücret bağladığı bir Hristiyanı soktu ve ona şöyle dedi: «Katarî`yi gördüğün zaman ona secde et. Şayet sana kızarsa de ki: «Ben ancak sana secde ettim.»Hristiyan, söyleneni yaptı. Katari ona «Secde ancak Allah`a yapılır» dedi. Hristiyan: «Ben ancak sana secde ettim» diye cevap verdi. Bunun üzerine, Haricilerden bir adam «Bu, Allah`ı bırakıp sana taptı» dedi ve şu âyeti kerimeyi okudu. «Siz de, Allah`dan başka taptığınız putlar da cehennem odunudur. Siz oraya, suya koşarca-. sına gireceksiniz.»[13]Katari şü cevabı verdi: «Hristiyanlar Meryem oğlu İsa`ya taptılar. Onların bu tapınmaları Hz. İsa`ya herhangi bir zarar vermedi.»Haricilerin içinden başka bir adam ortaya çıktı ve Hristiyanı öldürdü. Katari bu davranışa kızdı, Haricîlerden bir kısmı da Katari`ye kızdı.Bu ihtilaf, Muhalleb`e ulaşınca Muhalleb, aralarındaki` ihtilafı daha da alevlendirmek istedi ve bunlara çeşitli sorular yöneltmesi için bir adam gönderdi. Adam, onlara şu soruyu sordu: «Size gelmek üzere iki adam yola çıksa, bunlardan biri, size varmadan yolda ölse, diğeri ise size ulaşsa siz de onu imtihan etseniz ve o da imtihanı başaramasa bu iki kişi hakkında ne dersiniz?» Bazıları şu cevabı verdi: «Ölen cennetliktir. İmtihanı başaramayan ise, imtihanı başarmcaya kadar kâfirdir.» Diğer bir gurup ta şu cevabı verdi: «Onların her ikisi de kâfirdir.»Bunun üzerine, aralarındaki ihtilaf gittikçe arttı. Liderleri Ka-tari, «İstahr» denen yerin sınırına kadar gitti. Orada bir ay oturdu. Halk ise yine ihtilafında devam etti.Görüldüğü gibi dâhi kumandan Muhalleb, Haricîler arasındaki anlaşmazlığı körüklüyor, arzularına erişiyor, ihtilafla bölük pörçük olmuş ve kendi arasında guruplaşmiş bu fırkanın karşısına ordusuyla Çıkıyor.Gerçekten, Haricîlerin itilaf içinde oldukları, kendi aralarında ve başkalarıyla yapmış oldukları münakaşalardan anlaşılmaktadır.Okuyucuya, bunların münakaşalarından ve çeşitli mezheplerinden çeşitli bilgiler vermek gerekir.

Mezhepler tarihi...
 
N Çevrimdışı

Nicat

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
"Mezhepler tarihi" bir kitap mı? Kitapsa pdf linki varsa buraya yazar mısınız? Veya bu yazının kaynağı nerdeyse yazarmısınız lütfen?
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Mezhepler tarihi,haricilik...muhammed ebu zehra
.Bu adamin kisisel dusuncelerinde sakatlik vardir.forumda aratarak bulabilirsiniz.Ibn kesir ve teberanin islam tarihi eserlerinden de haricilik hakkinda bilgi bulabilirsiniz akhiler.
 
yusufay72 Çevrimdışı

yusufay72

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
  • Haricilerin en meşhur sözü şudur ; ”Biz harici değiliz! Çünkü biz kimseyi haram işledikleri için tekfir etmiyoruz.”. Oysaki İslam dininde haricilerin atası olarak nitelendirilen Zü’l Huveysıra insanları haramlar yüzünden tekfir ettiği için değil, (Resulullah’a) Emir’e itaatsizlik ettiği için bu şekilde nitelendirilmiştir.
Emir’e itaatsilik eden İlk Harici Zü’l Huveysıra ….

Şuayb, Zührî-Ebû Selem- isnadıyla Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.)’ın şöyle dediğini rivayet eder:-Bir ganimet taksimi yaparken bizde Nebi (s.a.v.)’in yanındaydık. Temîm kabilesinden Zü’l Huveysıra denilen bir adam geldi ve “Yâ Resûlallah adaletli ol!” dedi. Nebi (s.a.v.);”Yazık sana! ben adaletli olmazsam kim adaletli olabilir! Adaletli olmazsam, perişan olur ziyan ederim” buyurdu. Ömer (r.a.): “Bana izin ver de boynunu vurayım Yâ Resûlallah!” deyince Nebi (s.a.v.):“Onu bırak, zira onun öyle bir ashabı var ki, sizden biriniz-onları görse- onların namazı yanında kendi namazını çok hakir (az) görecek, oruçlarına karşı kendi orucunu az bulacak. Onlar Kur’ân da okurlar ama boğazlarından öte geçmez. İslâm dininden atılan okun hedefi delip geçip gittiği gibi bunlarda -aşırılıkları yüzünden İslâm’dan çıkar giderler” diyerek hadisi nakletti.

Yine Ali’nin (ra) hilafeti döneminde zuhur eden ilk harici fırkası da ”haram ve helaller sebebi ile insanları tekfir etmeleri değil, emire (Ali ye (ra)) itaatsizlik etmeleri”neticesinde hariciler olarak nitelendirilmiştir.

O halde haricileri harici yapan en büyük özellik ”masiyetleri dolayısı ile insanları tekfir etmeleri değil, Emire itaatsizlik etmeleri” dir.
  • Müslümanları tekfir etmeleri ;
Bu hariciler Cehalet,ikrah,hüccet,tevil gibi mazeretleri kabul etmeyerek Müslümanları usulsüz bir şekilde tekfir ediyor.

Bu insanların usulü ile sahabenin usulü arasında benzerlikler görmeniz mümkün değildir. Ömer (ra) Allah’ın hükmü ile hükmedilmesi gerektiğinden haberi olmayan ve İslam dinin den çıkıp çıkmama konusunda kendisinden süre isteyen bir kimseye dahi hüccet ikame ediyor ve süre isteğini kabul ediyorken bu havaric akideli kimseler Alimlerin dahi ihtilaf ettiği meseleler ile alakalı halkın avamı nı dahi tekfir ediyorlar.

Ömer (r.a) zamanında Cebele b. Eyhe el Gassani mürted oldu. Bu adam Ka’beyi tavaf ederken Fezari kabilesinden bir adam, yanlışlıkla izarına bastı. Bunun üzerine Cebale ona tokat atarak burnunu kırdı. Fezari kabilesinden olan adam onu Ömer (r.a)’e şikayet etti. Ömer (r.a)’in hükmü; ya kısas ya da Fezari’nin affetmesi şeklindeydi. Fakat Fezari, Cebale’yi affetmedi. Bunun üzerine Cebale Ömer (r.a)’e şöyle dedi:“Ben bir kralım, o ise benden daha aşağıda olan bir kimsedir. Durum böyleyken bana nasıl kısas cezası verirsin?”

Ömer (r.a) ona şöyle cevab verdi:“İslam dini sizi eşit kılmıştır ve senin İslam nazarında ondan bir farkın yoktur.” Cebale ertesi güne kadar mühlet istedi ve Ömer (r.a) ona mühlet verdi. Bu mühlet içerisinde Cebale Şam’a kaçtı ve orada hristiyan oldu. (Razi tefsiri c: 2 s: 576621, İbni Hişam – siyre, İbni Kesir )

  • Kafire Kafir demeyen Kafir olur kaidesini bayraklaştırmaları…
Bildiğiniz üzere Kafir olduğu nas ile sabit olan Yahudi ve hristiyanlar gibi kitap ehli kafirleri ve Putperestleri tekfir etmeyen kimseler ayetin hükmünü inkar ettikleri için kafir olurlar. Kısacası bu kaide bir ayeti inkar etme ile alakalıdır. Hariciler bu kural ile alakalı da aşırıya kaçtılar.Bu kaideyi küfrü açık (Nas ve hadis ile sabit), kapalı (tevil ile küfre giren) her kimse için uygulamaya başladılar.Ve uygulamayan herkesi tekfir ettiler. Onlar için bir kimsenin kafir olduğuna kadılar ve alimler değil her Müslüman bizzat karar vermek zorundadır.Onların tekfir ettikleri herkezi tekfir etmek zaruridir.

Bu kaideyi İslamın aslından saymalarına rağmen ”Kafire kafir demeyen kafir olur.” hükmünü içeren tek bir hadisi Resulullah (sav) dan nakil edemezler. Bu kadar önemli bir kaideyi Resulullah (sav) ashabına öğretmemiş olabilir mi? Kesinlikle hayır. Çünkü bu menhec Selefimi zin menheci değildir. Resulullah (sav) dört halife ve Sahabe (ra) İslam iddiasında olan bir kimseyi hüccet ikame etmeden tekfir etmemiştir.Veyahut Sahabe tarafından durumu kapalı olarak küfre giren bir kimseyi tekfir etmeyen kimse tekfir edilmemiştir.

Resulullah (sav) vefat edince, ondan sonra Hz. Ebu Bekir (ra) halife seçildi. Bunun üzerine bedevilerden bir kısmı “irtidat” etti. (Hz. Ebu Bekir halife olarak onlarla savaşmaya karar verince) Hz. Ömer, “Resulullah (sav): “İnsanlar lailaheillallah deyinceye kadar onlarla savaşmaya emrolundum. Bunu söylediler mi, benden mallarını ve nefislerini korurlar. (İslam’ın) hakkı hariç artık hesapları da Allah’a kalmıştır!” demiş iken, sen nasıl insanlarla savaşırsın?” dedi. Hz. Ebu Bekir: “Allah’a yemin olsun, namazla zekatın arasını ayıranlarla savaşacağım. Zira zekat, malın hakkıdır. Vallahi, Resulullah (sav)’a vermekte oldukları bir oğlağı vermekten vazgeçseler, onu almak için onlarla savaşacağım” dedi. Hz. Ömer sonradan demiştir ki: “Allah’a yemin ederim, anladım ki, Hz. Ebu Bekir’in bu görüşü, Allah’ın savaş meselesinde ona ilhamından başka bir şey değildi. İyice anladım ki, bu karar hakmış.”

Kaynak: Buhari, İ’tisam 2, Zekat 1, İstitabe 3; Müslim, İman 32, (20); Muvatta, Zekat 30, (1, 269); Tirmizi,

Ömer (ra) ve Ebu Bekir (ra) arasında yaşanan olay da görüldüğü gibi Ebu Bekir (ra) zekatı inkar ederek küfre giren bir toplumu tekfir etmediği için Ömer’i (ra) tekfir etmemiştir. Ayrıca Ömer (ra) Ebu Bekir’in (ra) görüşünü daha sonra kavrayabilmiştir. Haricilerin akidesine göre Ömer’in (ra) bu insanların küfrünü idrak edemediği dönemde küfre girmesi gerekmektedir.

Kısacası Ehli Sünnetin menhecine göre asilolan İslam dır. İslam iddiasında bulunan bir kimsenin küfre girdiğine Ümmet’in avamı karar veremez. Söz konusu bu kaide Müslümanların tekfiri ile alakalı değildir. İslam iddiasında bulunan bir kimseye Kafir demeyen her Müslüman Kafir olmaz! Meselenin alimler tarafından izahı ve hangi nas’a veya sahih hadise göre küfür ameli işlendiğinin açık bir şekilde izahı gerekir.

  • Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Hariciler için şöyle buyurur:
“Putperestleri bırakır, Müslümanlarla savaşırlar.”

“İman ehlini öldürürler, putperest leri ise bırakırlar. Onlara yetişseydim, azgın Ad kavmi gibi öldürürdüm.” (Müslim, Zekât, 143; Buharı, Tevhid, 23.)
  • Ayrıca onlar, Allahu Teala’nın yerine getirilmesini emrettiği emaneti yerine getirmemeyi de kendilerine helal kılarak şöyle dediler: “Muhaliflerimiz birer müşrik tir. Bu nedenle onların emanetlerini yerine getirmemiz gerekmez,onlara yalan söylememiz de bir beis yoktur.”
Bu hariciler günümüzde tamda selefleri oldukları golat ve ezraki harcileri ile aynı görüşleri paylaşıyorlar. Kendilerine muhalif düşünceye sahip oldukları iddiası ile insanları tekfir ediyor ve Mücahitler de dahil insanların mallarını helal görerek çalıyorlar veya gasp ediyorlar.

Kendilerine biat etmeyenlerin Kafir olduğu gerekçesi ile kendilerine haram olan yalanı da kendilerine mubah görüyorlar.

Basın yayın organları yirmi dört saat aralıksız olarak Mücahitler aleyhine yalan haberler üretiyor.

Oysaki Allah Resulü (sav) ve ashabı (ra) doğru sözlülüğü ile ünlüdür.

Mekkeli müşrikler ve dönemin kitap ehli kâfirleri, Resulullah (sav) ve ashabını (r.a.) doğru sözlü ve güvenilir olarak vasıflandırır, düşmanlıklarına rağmen onları bu meziyetlerinden ötürü överlerdi.

Herakliyus:

- O (peygamber olduğunu söyleyen) adam size neleri emrediyor? diye sordu.

(Ebu Süfyan) Ben de:

- Sadece Allah’a kulluk ediniz, O’na hiç bir şeyi ortak koşmayınız. Atalarınızın iman ettiklerini söyledikleri şeyleri terk ediniz, diyor ve bize namaz kılmayı, sözde ve işde doğruluğu, iffetli yaşamayı ve akraba ile ilgilenmeyi emrediyor, dedim. (Buhârî, Bed’u’l-vahy 6, Salât 1, Sadakât 28; Müslim, Cihâd 74)

Allah Resulü’nün o dönemdeki en büyük düşmanı onun işinde ve sözünde dosdoğru bir insan olduğunu tasdik ediyor.

  • Ahde Vefasızlık ve Yeminleri bozma
Bu fitnelerden biri de dinde aşırıya giderek takiyye, maslahat veya helal görme adına bırakın kâfirleri, sırf bazı görüşlerde ihtilafa düştükleri veya kendi gruplarına beyat etmeyen Müslümanlara dahi yalanı ve ahdi bozmayı meşru görmektir.

Ne yazık ki günümüzde bu fitneyi cihad meydanlarında dahi duymakta ve gözlemlemekteyiz. Kendileri ile ahidleşmek için gelen grupların liderlerine istişad eylemi yapan ve elçileri öldürmeyi mubah gören grupların haberleri bizleri üzmektedir.

Bazı haber siteleri sırf kendi hizbinin doğru yolda olduğunu düşünerek yalanı ve iftirayı meşru sayıp gerçekten uzak haberler yapıyor. Hatta ümmetin değerli âlimlerine dahi dil uzatıyor, ellerinde hiç bir belge ve delil olmadan cihad meydanlarında bulunan âlimlerimizi ajanlık ve münafıklık ile suçlamayı kendilerine mubah görüyorlar.

Tarihte bu eylemleri haricilerin dışında helal sayan Ehli Sünnet hiç bir topluluk yoktur.

Bu eylemler insanlara güveni ortadan kaldırdığı gibi İslam dinine güveni de sarsan kötü bir eylemdir. Kesinlikle İslam dininde yeri yoktur.

Allah-u Teâla buyurdu ki: “Yeminlerinizi kendi aranızda, bir bozuculuk unsuru edinmeyin; sonra sapasağlam basan ayak kayar ve Allah’ın yolundan alıkoyduğunuz için kötülüğü tadarsınız. (Ayrıca) Büyük azapta sizin içindir.” (Nahl 94),

İbni Kesir Rahimehullah dedi ki: “Allahu Teâla, ayağın sebatından sonra kaymaması için, kullarının yeminlerini kazanç vesilesi yani hile ve tuzak edinmelerinden dolayı uyardı. İstikamet üzere olan, (ancak) Allah yolundan caydırmayı kapsayan bozulmuş yeminler sebebiyle ondan sapan ve hidayet yolundan kayan kimse buna misaldir. Çünkü kâfir, müminin önce kendisiyle ahidleşip sonra ahdini bozduğunu gördüğünde artık onun dinine güveni kalmaz ve onun yüzünden İslam’a girmekten uzak durur.”

  • ”Ezraki hariciler inin bir özelliği de Muharip ayrımı yapmadan Muhaliflerinin kadınlarını ve çocuklarını öldürmeyi mubah görmeleridir, onların çocuklarının müşrik olduğunu kabul ederler ve ebedi cehennemlik olduğunu söylerler, memleketlerinin daru’l-küfür olduğunu ve orada kadınları ve çocukları öldürmenin caiz olduğunu iddia ederler” di.
Günümüz haricileri de Ümmetin en hayırlılarını katletmenin yanı sıra Selefleri gibi kadın ve çocuk kanı dökme hususun da atalarının eline su dökmeyecek katliamlara imza attı.

 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
NECDET HARICILERI VE CEHALET MAZERET PRENSIBLERI

Necnec mensuplarindan bazilarini oglunun liderliginde mallari ve kadinlari yagmalamak uzere el katif bolgesine gonderdi.Yagmaladiklari mallari paylasmak uzere el katif bolgesine gonderdi.Yagmaladiklari mallari paylasma yapmadan yediler ve esir aldiklari kadinlari nikahladilar.Bunlar geri donup,bu yaptiklarini kendisine haber verdiklerinde.Necdet buna karsi cikti.Ancak onlar,bu yaptiklarinin haram olduklarini bilmediklerini soylediler.Bunun uzerine Necdet onlari CEHALETLERI sebebi ile mazur gordu ve soyle dedi:"Hata eden muctehidi,kendisine huccet ikamesinde bulunmadan once tekfir eden,kafir olur"
dedi.
(Necdet kolu;kendisine haram olana az da olsa bakan,kucukde olsa yalan soyleyen veya bunlardan birisi uzerinde israr eden kisinin musrik oldugunu ve din anlayislarinda kendilerine muhalefet edenlerin atese gireceklerini soylerler)

El faruk beynel firak.
 
O Çevrimdışı

Omar Khattab

Üyeliği İptal Edildi
Banned
İnsanları bilgilendirmek amacı ile yazıyorsanız batıl bir uç noktadan (hariciler) bahsedip batıl olan diğer bir uç noktadan (mürcie) bahsetmemek doğru olmaz.Haricilerin İslama veridlkleri zarar tabiki çoktur ama hakikat olan şudur ki İslama en büyük zararı harcilerden çok mürcieler vermiştir ve mürcieler harcilerden daha tehlikledir ki alimlerde bunda ittifak etmiştir.

Kadı Şurayh : Onlar en kötü topluluktur. (Er-risaletü's selasiniyye Ebu Muhammed El Makdisi)

Katade : Sapık fırkalardan hiçbirisi Mürcielikten daha kötü değildir.
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
HARİCİLERLE SAVAŞMA

Ibn teymiyye ra,Buharide gecen "Onlara nerede rastlarsaniz oldurun.Zira,onlari oldurene,kiyamet gunu Allahin verecegi ecir wardir"Hadisinde;

Bunlarla savasmanin gerekcesi,cesaretlerinin kirilmasi,fesadlarinin onlenmesi ve itaat altina girmelerinin saglanmasidir.Dolasiyla bunlar nerede yakalanirsa oldurulmezler,yeryuzunde oldurulen en serli kisiler degildir ve oldurulmeleride emredilmez.Ancak butun yollara basvurulduktan sonra onlarla savasilir...

Es sarimul meshul

Alimlerden bazı nakiller

Kurtubi Rahimehullah, el-Mufhim’de, onların bu özelliğini belirttikten
sonra şöyle der: “Bütün bunlar, ilim nuru ile gönülleri aydınlanmamış ve
ilmin sağlam ipine sarılmamış olan cahillere kulluk etmeleri sebebiyledir.
Öncüleri olan kişinin Rasulullah’ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem ganimeti paylaştırmasını
reddetmesi ve haksızlık olarak nitelemesi onların ne olduğunu
göstermektedir. Allahu Teala korusun!



Şatıbi

Haricilerin kendilerini ve liderlerini beğenmesinin en açık ifadesi, insanların
en kötüleri olmasına rağmen onları çokça övmeleridir. Halbuki aynı
kişiler sahabeye sövmekte, hakaret etmekte ve hatta tekfir etmektedir.
Şatıbi, Sapık fırkalardan ve Haricilerden söz ederken şöyle der:
“Hariciler,
Allahu Teala ve Rasulü’nün Sallallahu Aleyhi ve Sellem övdüğünü ve
salih selefin övülmesinde ittifak ettiği kişileri yerdiler. Salih selefin ittifakla
kötülediği ve Ali’yi öldüren Abdurrahman bin Mülcem gibi kişileri övdüler ve
Ali’yi Radıyallahu Anhu öldürmesini onayladılar
. Allahu Teala’nın, “İnsanlardan
öyleleri de var ki Allah’ın rızasını almak için kendini satar
(feda eder)”416
ayetinin İbn-i Mülcem hakkında indiğini ve bundan önceki “İnsanlardan
öyleleri vardır ki, dünya hayatı hakkında söyledikleri hoşuna gider”417 ayetinin
ise Ali Radıyallahu Anhu hakkında indiğini söylediler. Allah onların canını
alsın, ne kadar da yalan söylüyorlar. Umran bin Hittan418 İbn-i Mülcem’i
şöyle övmektedir:

Muttaki adam öyle bir vuruş vurdu ki, onunla Arş’ın sahibinin rızasını
kazanmak istedi.
Ne zaman aklıma gelse, onu Allah’a karşı görevini en iyi yapmış kişi olarak
sayarım.

Allah kendisine lanet etsin, nasıl da yalan söylüyor.”419
Onların bir diğer vasıfları ise, şer’i delilleri anlamadan, Şari’nin ondan
maksadını kavramadan ve nassların neye delalet ettiğini bilmeden
hüküm vermeleridir. Anlayışları bozuktur
. Nitekim Rasulullah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem onları, “akılca kıt”420 diye nitelemiştir. Sünnetin, Kur’an’ı açıklamasından
kendilerini mahrum bıraktıkları için bocalamışlar, meselelerde
birbirlerini tekfir etmişler, sonra tevbe etmişler ancak daha sonra yaptıkları
bu tevbenin de hata olduğunu söylemişlerdir. Veya başka bir görüşe yönelmişler
ve öncekinden tevbe etmişler, ama daha sonra o tevbeden de vaz
geçmişler ve aksi halde kafir olacaklarını söylemişlerdir. Bütün bunlar
delillendirme yöntemini bilmedikleri ve kavrayışlarının yetersizliği sebebiyle
olmuştur.

414 Fethu’l-Bari, “Mürtedlere İstitabenin Uygulanması” kitabı
416 2 Bakara/207
417 2 Bakara/204
418 Bu, İmran bin Hittan es-Sedusi’dir. Haricilerin önde gelen şair ve hatiplerindendir

419 El-İtisam, 2/268. Buna cevap vermek için yazılmış beyitler ile ilgili olarak el-Bağdadi’nin,
el-Farku Beyne’l-Fırak isimli kitabı, 93. Sayfaya bakınız.
420 Müslim’in rivayet ettiği hadisten bir bölümdür.


İbn-i Teymiye Rahimehullah şöyle der: “İlk bid’atler, aynen Haricilerde
de olduğu gibi, Kur’an’ı yanlış anlamadan kaynaklanmış, Kur’an’a muhalefet
kastedilmemiştir. Kur’an’ın delalet etmediğini, delalet ediyor gibi algıladılar.
Mü’minin tanımı, takva ve iyilik sahibi olduğuna göre, günah işleyenin
tekfir edileceğini, dolayısıyla takvalı ve iyilik sahibi olmayanın kafir olup,
ebedi cehennemlik olduğunu söylediler. Ayrıca Osman, Ali ve onların yanında
bulunanların Müslüman olmadığını, çünkü onların, Allahu Teala’nın
indirmediği şeyler ile hükmettiklerini söylediler. Böylece onların bid’atının iki
başlangıcı bulunmaktaydı. Bunlardan birincisi; bir görüş veya bir amel ile
Kur’an hakkında hata eden ve bu hatası sebebi ile ona muhalefet eden
kişinin kafir olduğunu söylemeleri. Diğeri ise; Ali, Osman ve onların taraftarları
olan Müslümanları da Kur’an’a muhalefet eden ve dolayısıyla da tekfr
edilen kişilerden saymaları.

Mecmuu’l-Fetava, 13/20


Bir Tekfirciyle kucuk bi diyaloğum,

Gecenlerde bi arkadasin is yerine gittim,Daha kapidan girer girmez orda bulanan tekfirci arkadas;ismimi sayiklayarak "imana gel imana "denmeye basladi...

Umursamadim...
Belli bir vakit gectikten sonra bana ,sana Kelime i Tevhidi ogretmek istiyorum dedi.Kabul ettim. La yi ,ilahi ,illa... yi anlattiktan sonra kelime i tevhidin sartlarina geldi ve dedi ki ;
1.si bilmektir.Bir kac ayetle acikladiktan sonra cehaletin mazeret olamayacagina geldi ve dedi ki ;

"kesinlikle bu kelime i Tevhid ve imanin unsurlarinda bilmemek mazeret degildir" dedi...(bilmeyen kafirdir)

Yaninda kucuk kardesi bulunuyordu soz aldiktan sonra kardesine dondum ve dedim ki;

Allahin Vahdaniyet sifatini biliyormusun?

Cevabi ;hayir oldu.

Tekfirciye dondum ve dedim ki kardesinin hukmu nedir O Allahin zati sifati hakkinda bir bilgiye sahip degil.

Cevap verdi;bilmiyorum diye...

kisa bir sure sonra kendisininde vahdaniyet hakkinda bir bilgisinin olmadigini soyledi bu sefer kendisine dondum.

Senin hukmun nedir bu cehaletin hakkinda ...

cevabi; bilmiyorum oldu.

(Baskalari icin keskin hukum verip Mert olanlar kendileri icin ayni sartlar olustugunda KORKAK olduklar nasilda anlasiliyor...)

Kendisi icin "kafirim "diyemedi...

Allah swt bu gibi kıt anlayisli tekfircilerin serrinde bu ummeti korusun.Allahumme amin.
 
N Çevrimdışı

Nicat

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
"kesinlikle bu kelime i Tevhid ve imanin unsurlarinda bilmemek mazeret degildir" bu sözde bir hata mı var? Yani Tevhidi yerine getirmeden(tağutu inkar etmeden, Allahın ilahlığını birlemeden) insan Müslüman olur mu?
Bakın ben İslam dinini tam 3 yıl Abu Hanzalanın derslerini dinleyerek öğrendim. O yüzden bende aşırı diyebileceğiniz vasıflar ola bilir, ki var. Fakat ben yanlışım nerdeyse onu düzeltmek isterim. Yukarıdaki yazıda yanlış olan neyse onu lütfen söyleyin.
Bildiğim kadarıyla isim ve sıfatın hepsi bilinmesi zaruri değil tevhidin yerine gelmesi için. Vahdaniyet sıfatını okuduğumda ben de şaşırdım. Çünkü öyle bir sıfat duymamıştım. Netde bulduğum kadarıyla Allahın birliyini ifade eden isim ve sıfatlar dahil olan bir terimdir Vahdaniyet, yani bizzat isim ve sıfatdan birisi değil. Burda da yanlışım varsa düzeltin İnşeaAllah.
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Hz. Ali'nin Katili Abdurrahman B. Mülcim El-Muradî

Haricilerin ileri gelen iftiracılarından İbnu Yunus "Tarihi Mısır" adlı eserinde der ki: İbnu Mülcim Mısır'ın fethinde asker olarak bulundu. Orayı ele geçirmek için eşraf kimselerle proje yaptı. Kendisi o dönem meşhurlaşan Kuran okuyan (kurralar)'dan biri idi. Fıkıh tahsil etmişti. Tedul oğullarından olup onların Mısır'daki meshuf süvarilerinden biridir. Kuran'ı Muaz b. Cebel (r.a.)'tan öğrenmiş idi. Kendisi o dönemin tam anlamıyla abid bir sofusu idi. Rivayete göre Kuran'da acemce kelime var mı yok mu meselesini sorması için Sabiğ et-Temîmî'yi Hz. Ömer'e İbnu Mülcim yollamış idi.

Rivayet olunur ki Hz. Ömer, Amr b. El-Âs'a yazdığı mektubunda

"İnsanlara Kuran ve fıkıh öğretebilmesi için Abdurrahman b. Mülcim'in evini mescidi yakın bir yerde ayarla." demişti. O da ona geniş bir ev yeri verdi. Bu ev Abdurrahman b. Udeys el-Belevî denen herifin yani Hz. Osman'ın öldürülmesine katılan taraftarları arasında Küfe'de görüyoruz. Mısır'dan Kûfe'ye Hz. Ali'nin yanına gitti. Hz. Ali'nin saflarında Sıffeyn savaşında bulundu.

Derim ki: Sonra ona o mektup ulaştı. O da yapacağını yaptı. O haricilerin en üstün imamlarından olduğu gibi Nusayri mezhebi salikleri de onu bir hayli ulularlar.

Fakih Ebu Muhammed b. Hazm der ki: Hariciler "Abdurrahman b. Mülcim yer yüzü halkının en faziletli insanıdır. Zira Hz. Ali'yi öldürüp de kendini öldürtmekle Lâhutî olan ruhunu vücudunun karanlığından ve bulanıklığından kurtarmıştır." diyorlar.

Ey müslümanlar! Şu deliliğe hayret edin.

Abdurrahman b. Mülcim hakkında İmran b. Hattan denen harici şu mersiyeyi yazdı:

1- Ey haşyet dolu (darbeyi indiren) darbesi! Bu darbe ile Arş'in sahibinin rızasına ulaşmaktan başka bir arzusu olmadı.

2- Ben onun mazisini şimdi hatırlıyorum ve kesin inanıyorum ki Allah katında terazide halkın eni iyi görevini yerine getirenin o olduğu anlaşılacak.

Rafizilerin katında ise, ahirette insanların en eşkıyası İbni Müleim'dir. Biz ehli sünnete göre ise: "Kendisinin cehenneme gideceğini umarız, ama Allah onun günahlarından vaz geçerse biz de vaz geçeriz. Bu konuda ne Hariciler gibi ne de Rafiziler gibi söylemeyiz. Hz. Ali'nin katilinin hükmü aynen Hz. Osman'ın katilinin hükmü gibi, Zübeyr'in katilinin Talha'nın, Said b. Cübeyr'in, Ammar'ın Harice'nin ve Hz. Hüseyin'in katilinin hükmü gibidir. Biz bunları öldürenlerden uzak durur ve Allah için onlara buğz da ederiz. Ama onların yargılamasını Allah'a havale ederiz.

zehebi
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Hz. Ali'nin Katili Abdurrahman B. Mülcim El-Muradî

Abdurrahman Bin Mülcem, bir gün Teymurrabâb Kabilesi içinden geçerken burada güzelliğiyle meşhur Kutâm Binti Şecene adında bir kızla tanışmıştı. Bu kız da Nehra-van Mevkiinde yakınlarını kaybetmiş olanlardan biriydi. Bin Mülcem bu kıza evlenme teklifinde bulundu. Kız, bu teklife karşılık çok büyük bir mehr almayı şart koştu. Miktarı da, üçbin dinar, bir köle, bir cariye ve Hz. Ali'nin başıydı, Abdurrahman, bu sır aralarında gizli kalmak üzere kendisine söz vererek şöyle dedi:

"Mutabıkız, ama bu, evleneceği kimseyle birlikte pek yaşamak istemeyen birinin sözüne benziyor, ne dersin?" deyince kız şu cevabı verdi:

"Tabii eğer kurtulursan birlikte en mutlu şekilde bir hayat süreceğiz. Ama bu gerçekleşmez ise artık cennette beraber olacağız!"

Evet sevgilisi böyle saçmalıyordu. Gerçekte ise O, (Hz. Peygamber (sav)'in işaretine göre) insanların en sefili, en bedbahtı olacaktı. Nihayet suikastin uygulamaya konacağı gün gelip çattı. İbni Mülcem zehirli bir kılıç darbesiyle Hz. Ali'yi şehid etti.

M.şakir
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Hz. Âbbas'ın oğlu Abdullah Hz. Ali (R.A.) tarafından Haricîlere gönderildiği zaman onların yanına varıp münakaşa etti. Abdullah, uzun uzun "secdede kalmaları sebebiyle alınlarının yara olduğunu, ellerinin, deve dizleri gibi nasırlaştığını, üzerlerinde tertemiz elbiseler bulunduğunu gördü

el-Müberrîd'in «el-Kâmil» adlı eseri C. 2, Sh. 134. İstikâmet Matbaası Kahire
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi

Hikâyeyi, Müberridin, «Kâmil» adlı eserinde zikredildiği gibi aktaralım.

«Haricilerin çok ilginç haberlerinden biri de şudur: Onlar, bir müslüman bir de hristiyan ile karşılaştılar, müslümanı öldürdüler, Hristiyana iyilikte bulundular. Ve hristiyan hakkında, peygamberinizin vermiş olduğu «eman'a sadakat gösterin» dediler. Diğer yandan, Abdullah ile boynunda Kur'an-ı Kerîm, yanında da hamile olan karısı olduğu halde karşılaştılar ve ona şöyle dediler: «Senin boynunda asılı bulunan, bizlere seni öldürmemizi emreder.» Hakem'e başvurmadan önce Hz. Âli hakkında ve hilafetinin ilk altı yılında Hz. Osman hakkında ne dersin?» diye sordular. Abdullah, iyilikle andı. Bunun üzerine Hariciler, «Hakeme başvurma hakkında ne dersin?» dediler. Abdullah, «Hz. Âli'nin, Allah'ın kitabını sizden daha iyi bildiğini ve Allah'ın dinini sizden daha iyi koruduğunu ve görüşünün sizden daha basiretli olduğunu söylerim» dedi. Haricîler «Sen hidayete tâbi olmuyor, adlarına bakarak adamlara tâbi oluyorsun» dediler, Abdullah'ı nehrin kenarına götürdüler ve orada kestiler.


Diğer yandan bir hristiyandan bir hurma ağacı istediler, adam «Âlın sizin olsun» dedi. Onlar ise «Vallahi bunu parasız almayız» diye cevap verdiler. Bunun üzerine Hristiyan adam «Bu ne garip şey, Abdullah b. Habbab gibi bir adamı öldürüyorsunuz, fakat bizim hurma ağacımızı para vermeden almak istemiyorsunuz
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Bir gün Haricîye fırkasından Ubeyde b. Hilâl el-Yeşkurî, karşı tarafın askerlerinden Ebî Huzabe et-Temimî adlı kişiyi durdurdu ve ona şunları sordu: «Ey Ebu Huzabe, sana bazı şeyler soracağım, bana, doğru cevap verecek misin?»

— Eğer sen de aynı şekilde davranacaksan, evet.

— Kabul ediyorum.

— Peki istediğini sor.

— İmamlarınız hakkında ne dersin?

— Onlar, akıtılması haram olan kanın akıtılmasını helâl görüyorlar.

— Vay haline! Mal ve servet hakkındaki tutumları nasıldır?

— Malı, gayr-i meşru yerlerden toplarlar ve lâyık olmayan yerlere harcarlar.

— Onlar, yetime karşı nasıl davranırlar?

— Onlara, malları hususunda zulmederler ve haklarını çiğnerler.

İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof. Muhammed Ebu Zehra
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
HARİCİLERİN ORTAYA KOYDUKLARI BİDATLER

Birinci bidat: Nâfi'e göre İmam Ali (radıyallahu anh) tahkimi kabul etmesinden dolayı küfre düşmüştür. Bu bağlamda Allah Teâlâ'nın "İnsanlardan öylesi vardır ki dünya hayatına dair sözleri hoşuna gider. Üstelik sözünün özüne uyduğuna Allah'ı da şâhİt gösterir. Halbuki gerçekte o, düşmanların en yamanıdır." (Bakara 2/204) buyruğunun da onun hakkında indirilmiş olduğunu iddia etti. İbn Mülcem'in (Allah lanet etsin) suikasti-ni de doğru bulduğunu söyledi. Ona göre "İnsanlardan öyleleri vardır ki Allah rızasını kazanma umuduyla canlarını satarlar" (Bakara, 2/207) buyruğu İbni Mülcem'i övmek için indirilmişti.

Haricîlerin müftî, zahit ve şâiri İmran b. Hattan, Abdurrahman b. Mülcem'in işlediği cinayeti tasvip ederek şu beyti söylemiştir:

Ey Allah'a-yönelenin darbesi! Onunla murat edilmedi. Arş Sahibenin rızasına erişmekten başka şey, Ne zaman onu ansam, inanırım ki o, Allah katında terazisi en ağır olandır.

Ezârika fırkası bu çirkin bidatte ısrarcı olmuş, daha da ileri giderek lam Osman (radıyallahu anh), Talha (radıyallahu anh), Zübeyr (radiyallahu anh),

İşe (radıyallahu anh) ve İbn Abbâs'ın (radıyallahu anh) küfürlerine hükmetmişlerdir. Ayrıca, benzer konumlara sahip diğer müslümanları da tekfir etmiş, onların ebedî cehenneme mahkûm olduklarını da İddia etmişlerdir.

İkinci Bidat; Hz. Ali'ye yardım etmeyen ve onunla çarpışmayanları

konularda aynı şekilde düşünmelerine bakmaksızın tekfir etti.

Üçüncü Bidat: Kendilerine karşı çıkanların eşlerini ve çocuklarını öldürmeyi de mubah gördüler.

Dördüncü Bİdat: Zina suçunu işleyen günahkârın recm edilmeyeceğİ-ıe hükmettiler. Bunu da recmin Kur'ân'da zikredilmemcsİne dayandırdılar.

Beşinci Bidat:Söz ve fiilde takİyye asla caiz değildir
 
islamic world Çevrimdışı

islamic world

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Ben artık şu harici bu harici diyeni umursamıyorum zira herkesin kendine göre harici ifadesi var. Oy veren adam da El Kaideye harici diyor. Selefiyiz deyip Erdoğan tekfir edilmez diyenler de Erdoğan'ı tekfir edenlere harici diyor. Herkes kendisinden azına murcie kendisinden fazla tekfir edene havaric diyor. Ondan çok takılmıyorum gereksiz geliyor birçok yorum.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt