Âleykum selam we rahmetullahi we berakâtuhu;
Hatim duasının sıhhatında ihtilaf vardır. Suyûti'de bu konuda şöyle bir hadis geçer:
Rasulullah (s.a.v.) “Kim Kur’ân’ı hatmederse, Onun kabul olunmuş bir duası vardır” (Suyûtî, Camiu’s-Sağîr, II, 175) buyurmuştur.
Ancak hatim duasıyla ilgili bu tür rivâyetler meşhur hadis kitablarında bulunmadığı gibi, çok zayıf kabul edilen hadislerdir. Nureddin el Heysemi, Mecmau'z Zevaid'de ilgili rivâyetin zayıf olduğunu bildirmiştir. Bu yüzden Hanefi'lere göre hatim yapıldığında cemaatle dua yapmak mekruhtur. Çünkü bu konuda Rasulullah'dan bir şey nakledilmemiştir. (Şeyh Nizameddin ve Heyeti, el-Fetava el-Hindiyye fi Mezhebi'l-İmami'l-Âzam Ebi Hanife ve bi Hamişihi Fetavayi Kadıhan ve'l-Fetava el-Bezzaziyye , C.V , Sf: 318)
Hele duâda okuyanların ve kendileri için okunanların isimlerini zikretmek riyâya sebeb olacak çirkin bir bid'attır.
Hanefi alimlerine göre Kur'an-ı Kerimi hatmettikten sonra, camide ya da başka bir yerde topluca dua etmek, Rasulullah efendimizin ve ashabının uygulamadığı bir bid'attır. (Bezzaziye, 6/380; el-Fetava el-Hindiyye fi Mezhebi'l-İmami'l-Âzam Ebi Hanife ve bi Hamişihi Fetavayi Kadıhan ve'l-Fetava el-Bezzaziyye , C.V , Sf: 318 - 380)
Ancak hatim yapanın kendi çoluk çocuğunu toplayıp, evinde onlarla beraber dua yapması mustehabdır, denmiştir. (el-Fetava el-Hindiyye fi Mezhebi'l-İmami'l-Âzam Ebi Hanife ve bi Hamişihi Fetavayi Kadıhan ve'l-Fetava el-Bezzaziyye , C.V , Sf: 317)
Gerek ezberden, gerekse yüzünden Kur’ân’ı hatmeden kişinin, duasının Allah katında makbul olduğunu ve bir diğer hadislerinde de Allah’ın bu kimselere “cennette bir ağaç ihsan edeceğini” haber vermişlerdir (Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, C. I, 96)
İbn Merdûye'nin Ebû Hurayra'den naklettiğine göre: "Rasûlullah (a.s.), Kur'an'ı hatmettiği zaman ayakta dua ederlerdi".
Beyhakî'nin "Şûabu'l Îmân"da kaydettiğine göre;
Rasulullah (s.a.v.): "Kim Kur'an'ı okur da Rabb'ine hamdeder, O'nun Rasûlune salât eder ve Rabbinden mağfiret dilerse, karşılığında hayrı tâleb etmiş olur." (Beyhaki, Şuabu’l-İman, 2 / 416) buyurmuştur.
Beyhâki'nin yine aynı yerde Ebu Câfer'den naklettiğine göre Ali b. Huseyin Rasûlullah'ın Kur'an'ı hatmettiğinde, ayakta olarak O'na yanaşır hamdle hamdettiğini ve ... dua ettiğini söylemiştir.
İbn Durays'in nakline göre Abdullah b. Mes'ûd: "Kur'an'ı hatmedenin kabul olacak bir duası vardır" demiştir. (Suyûtî, ed-Durru'l Mensûr, C. VIII, Sf: 698 - 699)
Demek ki bu söz hadis değil, İbn Mes'ud'un sözüdür. Abde b. Lubâbe ve Mucâhid: "Kur'an hatmedildiğinde yapılan duanın makbûl olduğu söylenirdi" demişlerdir. (Suyûtî, et-Tibyân fi-âdâb-i hameleti'1-Kur'an 126; Dârîmî, Sunen II/470; Nevevî el-Ezkâr'da, Hakem b. Uteybe'den sahih senetlerle rivayet edildiğini söyler)
İbnu'l-Cezerî, Câbir b. Abdullah'dan rivayet edilen;
"Kur'an sahibinin kabul olunmuş bir duası vardır. Allah isterse onu sahibine hemen dünyada verir, dilerse onu âhirate bırakır." (Dârimi; Suyuti Camiu’s-Sağir, 2/175) hadisine işaret ederek, "Kur'an'ı hatmedenin bu hadisin zâhirî manasına göre, dua etmesi mustehabdır" demektedir. (İbnu'l-Cezerî, Takrîbu'n-Neşr, 194)
Sahabeden Abdullah b. Mesud (r.anh), Abdullah b. Abbas ve Enes b. Mâlik (r.anhum) başta olmak üzere bazı sahabilerin de hatim dualarına katıldıkları, aile fertleriyle birlikte hatim duası yaptıkları rivayet edilmiştir. (Dârimî, Fazâilu'l-Kur'an, 33; el-Furi, Kenzu’l-Ummal, 1/392; İbni Kudame, el-Muğni, 1/803)
Mucâhid de, sahabenin hatim duasına iştirak etmeye özel bir önem verdiğini belirtmek üzere "Ashab-ı Kiram, ilâhî rahmet iner diye hatim esnasında hazır bulunurlardı" demektedir. (Suyûtî, ltkân, I, 311)
Ubey bin Kâb (r.anh)’ın şöyle dediği nakledilir:
“Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Nas suresini okuduğu zaman, Fatiha suresine başlar, sonra Bakara suresinin başından “ve ulaike humu’l-muflihun”a kadar okur, hatim duasını yapar, daha sonra da kalkardı.”
(Suyuti, el-İtkan, C. 1, Sf: 313)
Kurtubi şöyle der: “Ben derim ki: Kur'an'ı hatmettiği vakit, ailesini bir arada toplaması mustehabdır. Ebu Bekr el-Enbari anlatıyor: Bize İdris haber verdi: Bize Halef anlattı: Bize Veki Mis'ar'dan, o Katade'den naklederek dedi ki: Enes bin Malik Kur'an'ı hatmettiğinde aile halkını toplar ve dua ederdi. Bize İdris haber verdi. Bize Halef anlattı. Bize Cerir, Mansur'dan, o el-Hakem'den rivayetle dedi ki: Mucahid ve Ebu Lubabe'nin oğlu Abde ve bir grup kimse, mushaftan Kur'an'ı hatmederlerdi. Hatmin sonuna geldiklerinde bizlere: Yanımıza gelin, çünkü Kur'an hatmedildiği sırada rahmet iner, diye haber gönderirlerdi. Bize İdris haber verdi, bize Halef anlattı. Bize Huşeym, el-Avvam'dan, o İbrahim et-Teymi'den rivayetle dedi ki: Sabah saatlerinde Kur'an'ı hatmeden kimseye, melekler, akşamı edinceye kadar dua eder. Akşamın ilk vakitlerinde Kur'an'ı hatmeden kimseye de melekler, sabahı edinceye kadar dua ederler. O bakımdan onlar Kur'an-ı Kerim'i gecenin veya gündüzün ilk saatlerinde hatmetmeyi seviyorlardı.” (Kurtubi, Tefsir, 1/30)
Hatim Duası'nın hatmeden kimse tarafından yapılması en güzelidir. Hatim duası diye bilinen sabit bir dua yoktur. Kişi, hatimden sonra içinden geldiği gibi birkaç kelime ile duayı eda edilebilir;
Uygun olan, Kur'an-ı Kerimi okuyup hâtim eden muslumanın, okuduğu Kur'anın kabûlu, hataların afvedilmesi, ecrinin Peygamber (s.a.v.)'e, Âl-i Ashabına ve bütün mûminlerin ruhuna özellikle annem ve babamın ruhlarına ithaf ediyorum" gibi duayı ferden yapması doğru (okuan Kur'an-ı Kerim sevabı ölüye gidebilir diyen bâzı âlimlere göre) olandır. Gerekirse Enes b. Malik (r.anh) gibi aile fertlerini toplayarak dua etmesi câizdir. Fakat çeşitli kalabalıklar, cemaatler içerisinde günümüzdeki câmilerdeki gibi toplu hatim törenleri sünnette olmayan muhalif ve bidât uygulamalardan sakınılmalıdır. Mutlaka birisine para vermek ve kendisine hatim duası ettirmek şart olmadığı gibi uygun da değildir. Ayrıca birisinin Kur'ân-ı Kerîm'i hatmi munasebetiyle cemaatin hatim duasını icra etmesinin mekruh olduğunu söyleyenler de vardır. Çünkü Peygamber'den böyle bir şey vârid olmamıştır. (el-Fetava El-Hindiyye, c. 5, Sf: 318)