Ö
Çevrimdışı
Referanduma katılma konusunda din kuralları bakımından tereddüt geçirenlerin bulunduğu anlaşılıyor. Bazı Müslümanlar "Bu anayasanın İslam'a uygun olmadığını, ona veya bazı maddelerine "Evet" demenin, İslam'a aykırı olan bir düzenlemeye "Evet" demek hükmünde olduğunu" ifade ediyorlar. Samimi düşüncelere, yorumlara, kanaatlere saygılı olmakla beraber eğer varsa farklı düşünce ve yorumları da dillendirmek gerekiyor.
Müslümanlar ya bütün düzenlemeleri İslam'a uygun, İslami kaynaklara dayanarak hazırlanmış bir ülkede yaşarlar veya İslam'ı siyasi, sosyal, hukuki... alanlarda kaynak ve bağlayıcı olarak kabul etmeyen laik ülkelerde yaşarlar. "Bu ikinci çeşit ülkelerde Müslümanların yaşamaları caiz midir, her ne pahasına olursa olsun veya imkan var ise İslam ülkelerine göçmeleri gerekir mi" konusu tartışılmıştır; ancak en azından çaresizlik veya daha iyisi bulunmadığı için buralarda yaşayan milyonlarca müslümanın bulunduğu bir vakıadır. Laik ülkelerde Müslümanlar düzeni kökten değiştirme imkanı bulamazlarsa laik kanunlar içinden İslami kurallara veya amaçlara daha uygun olanlarını tercih eder, bunların hayata geçmesi için çaba gösterirler.
Şöyle düşünelim:
Bir parti başörtüsü ile tesettürü serbest bırakacak, İmam Hatip Okullarından mezun olanların da imtihanını kazandığı üniversitelerde okumasına imkan verecek... bir düzenleme yapacağını vaad ediyor, bir başka parti de bunlara karşı çıkıyor. Seçim sandığı ortaya konduğunda Müslümanlar ya seçimi –yukarıda naklettiğim teze dayanarak- boykot ederler veya Müslümanların işine yarayacak düzenlemeleri yapacağını vaad eden partiye oy verirler. Birincisini yaptıkları takdirde Müslümanların dini hayatlarını yaşamaları daha da zorlaşacak, zaman içinde caiz olmayan davranışlara alışkanlık hasıl olacak ve uzun vadede dini korumak da mümkün olmayacaktır. İkincisini yaptıklarında ise –onların iradesi dışında laik kanunlar zaten var olduğu için- oylarını, İslam'a uygun olan veya Müslümanların, korumaları gereken maddi ve manevi değerlerini korumaları bakımından daha iyi bulunan kanunlara, kararlara ve düzenlemelere "Evet" demiş olacaklardır.
Bu vesile ile önemli bir konuya daha dokunmakta fayda görüyorum:
Anayasa değişikliğini hangi partiler teklif etmiş ve referanduma götürmüş olurlarsa olsunlar değişikliğe "Evet" demek, bir partiye oy vermek demek değildir. Vatandaşlar Anayasanın değişen maddelerini okumalı, yapılan değişikliklerin kendine, ülkeye, halka faydalı mı, zararlı mı olduğuna bakmalı ve reyini buna göre kullanmalıdır.
Aklı erenlerin ittifak ettikleri görüş şudur: Eğer referandumdan "Hayır " sonucu çıkarsa ülke en azından on yıl daha geri gidecek ve birçok alanda pek çok sıkıntıya sebep olacaktır.
Allah ıslah etsin bu adamı
Müslümanlar ya bütün düzenlemeleri İslam'a uygun, İslami kaynaklara dayanarak hazırlanmış bir ülkede yaşarlar veya İslam'ı siyasi, sosyal, hukuki... alanlarda kaynak ve bağlayıcı olarak kabul etmeyen laik ülkelerde yaşarlar. "Bu ikinci çeşit ülkelerde Müslümanların yaşamaları caiz midir, her ne pahasına olursa olsun veya imkan var ise İslam ülkelerine göçmeleri gerekir mi" konusu tartışılmıştır; ancak en azından çaresizlik veya daha iyisi bulunmadığı için buralarda yaşayan milyonlarca müslümanın bulunduğu bir vakıadır. Laik ülkelerde Müslümanlar düzeni kökten değiştirme imkanı bulamazlarsa laik kanunlar içinden İslami kurallara veya amaçlara daha uygun olanlarını tercih eder, bunların hayata geçmesi için çaba gösterirler.
Şöyle düşünelim:
Bir parti başörtüsü ile tesettürü serbest bırakacak, İmam Hatip Okullarından mezun olanların da imtihanını kazandığı üniversitelerde okumasına imkan verecek... bir düzenleme yapacağını vaad ediyor, bir başka parti de bunlara karşı çıkıyor. Seçim sandığı ortaya konduğunda Müslümanlar ya seçimi –yukarıda naklettiğim teze dayanarak- boykot ederler veya Müslümanların işine yarayacak düzenlemeleri yapacağını vaad eden partiye oy verirler. Birincisini yaptıkları takdirde Müslümanların dini hayatlarını yaşamaları daha da zorlaşacak, zaman içinde caiz olmayan davranışlara alışkanlık hasıl olacak ve uzun vadede dini korumak da mümkün olmayacaktır. İkincisini yaptıklarında ise –onların iradesi dışında laik kanunlar zaten var olduğu için- oylarını, İslam'a uygun olan veya Müslümanların, korumaları gereken maddi ve manevi değerlerini korumaları bakımından daha iyi bulunan kanunlara, kararlara ve düzenlemelere "Evet" demiş olacaklardır.
Bu vesile ile önemli bir konuya daha dokunmakta fayda görüyorum:
Anayasa değişikliğini hangi partiler teklif etmiş ve referanduma götürmüş olurlarsa olsunlar değişikliğe "Evet" demek, bir partiye oy vermek demek değildir. Vatandaşlar Anayasanın değişen maddelerini okumalı, yapılan değişikliklerin kendine, ülkeye, halka faydalı mı, zararlı mı olduğuna bakmalı ve reyini buna göre kullanmalıdır.
Aklı erenlerin ittifak ettikleri görüş şudur: Eğer referandumdan "Hayır " sonucu çıkarsa ülke en azından on yıl daha geri gidecek ve birçok alanda pek çok sıkıntıya sebep olacaktır.
Allah ıslah etsin bu adamı