Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Hedefi; Küfrü Ayakta Tutmak Olan BM'e Üye Olmanın Hükmü Nedir?

Abdullah el Hanbeli Çevrimdışı

Abdullah el Hanbeli

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Es selamu aleykum hocam,

Hedefi; küfrü ayakta tutmak olan Birleşmiş Milletlere üye olmanın hükmü nedir, bizatihi küfür müdür yoksa hedeflerine kalben veya sözlü olarak rıza gösterildiğinde mi küfür olur? Bunu sormamdaki neden şudur; Şeyh Makdisi bir yazısında (Ebu Muhammed El Makdisi:"eğitim Öğretim Sistemlerinin Tamamının Tekfir Edilmesinin Batıllığı") şunu der:

"Bütün bunlardan dolayı öğretmenler sendikasında mevcut bazı küfür maddelerini salt esas olarak bütün eğitim-öğretim sistemlerinin tekfir edilmesi aşırılık ve cehalettir. Ancak bu hedeflere sıkı sıkıya tutunan, bu hedefler için çalışan ve gerçekleşmesi için çabalayan kimseler tekfir edilir.

Bu hedeflere sıkı sıkıya bağlandığı sabit olmayan islama intisap etmiş kimselerin tekfir edilmesine gelince sırf bu öğretim sistemlerine veya sendikaya intisap etmesinden dolayı tekfir edilmesi kesinlikle caiz değildir. Bilakis ilk önce dersini yaptığı konunun küfür içerip içermediğine bakılır ve ona göre hareket edilir. Örnek olarak fen, kimya, spor ve benzeri dersler asıl olarak rejimin tarihine, fikrine ve küfrüne herhangi bir dahli bulunmamaktadır. Her ne kadar bazen konuya asli olmayan şeylerle değinilse de ancak bu nadiren vuku bulmaktadır. Nadir olan şeyin ise bir değeri ve bir etkisi yoktur.

Ayrıca tekfirde öne çıkan bu kimselerin, ders konularında mevcut olan bu küfürleri ve sapkınlıkları öğretmenin tasdik edip etmediğine ve öğrencilere anlatırken öğrencileri bu konuda uyarıp uyarmadığına bakması gerekmektedir. Hükümet okullarında okuyan ve ders gören herkes tağutların hedeflerini yerine getirmek şöyle dursun eğitim-öğretim hedeflerini bile meşakkatli ve fazla bulan öğretmenleri hatırlar. Aynı şekilde bu okullarda, okulun müfredatlarını reddeden ve içinde barındırdığı batıllara karşı uyarıda bulunan salih öğretmenler ve faziletli davetçilerin bu okullarda bulunduğunu hatırlar. Bu eğitim-öğretim sistemlerinin tamamını tekfir etmek hiç şüphesiz bu gibi öğretmenleri ve benzeri öğretmenleri de içine alacaktır.

Zikretmiş olduğumuz şeylere aldırmadan eğitim-öğretim politikalarının veya hedeflerinin yada sendikanın amaçlarının içerdiği küfürlere binaen bütün öğretmenleri tekfir etmeye teşebbüs etmek hiç şüphesiz haricilerin menhecinde yürüyen aşırıların yaptığı tekfire cüret etmektir.

Bu kimselerin, hiçbir tafsilata inmeden eğitim-öğretim sisteminin tamamını zayıf kaidelerle tekfir ettiklerini işittiğimde beni bir şaşkınlık aldı. Artık bu aşırı grupların kaideleri dikkate almadan, kaynakları gözetmeden ve sebepleri incelemeden tekfire cüret ettiklerine kesin bir şekilde inandım. Bugün yaşamış olduğumuz dünya ve bütün devletleri belirli kanunlar ve sistemler üzerine kurulu olduğu herkesin malumudur. Bu devletlerde yaşayan insanların tamamına bu kanunlar icra edilmekte ve ister bu kanunları kabullenmiş kimseler olsun ister bu kanunların düşmanı olsun herkes bu kanunlara mecbur bırakılmaktadır. Ayrıca bu kanunlar sadece eğitim-öğretim sistemiyle sınırlı değildir. Bilakis kimlik kartı, vatandaşlık kartı, pasaport ve ruhsat gibi şeyler bu kanunlara bağlı kalınamadan alınamaz."

Hocam, şeyh Makdisi'nin sözlerinin gerektirdikleri şunlardır;

1.) Hedefi küfür olan BM'e bir müslümanın üye olmasının hükmü bizatihi küfür değil, bu hedeflere kalbi ve sözlü rıza gösterip onay verildiğinde küfür olur.

2.) Küfür devletlerinde beşeri kanunlara göre laikliğin dışında bir sistemle yönetmek suç olsa da, bir müslüman bu devletlerde şer'i kuralları esas alarak başkan, milletvekili, memur olması küfür değildir, esas olan beşeri kanunların belirlediği hedefler değil, o devlette küfre bulaşmadan yönetici, milletvekili veya memur konumunda olan müslümanın hedefleridir.

3.) Bir partiye üye olmak, herhangi bir siyasi bir partide çalışmak (ister AKP, ister CHP olsun) bizatihi küfür değildir zira partiye üye olanın veya partide çalışanın hedefleri,niyeti,amelleri,sözleri ve itikadı esastır, partinin hedefi esas değildir.

4.) Bir internet sitesinde okumuştum, "biz insanlara İsa adına yardım eden bir iş yeriyiz" diye geçiyordu, bir müslüman insanlara yardım etmek için oraya iş başvurusunda bulunsa bu küfür değildir çünkü iş yerinin belirlediği hedef değil, müslüman işçinin hedefleri,sözleri ve itikadı önemlidir.

5.) Tağutî orduda askerlik yapmak bizatihi küfür değildir, beşeri kanunların askerlik için belirlediği hedefler esas değildir, bir müslümanın orada bulunma niyeti, hedefi, söz ve ameli esastır.

Bu çıkarımlar doğru mudur? Zannedersem bu çıkarımlarımı Şeyh Makdisi'nin kendisi de kabul etmeyecektir ama o zaman yukarıda yolladığım linkte yazılanları nasıl yorumlarsınız. Biraz uzun oldu hakkınızı helal edin. Umarım cevaplarsınız çünkü bunlar itikadi meseleler olabilir, hata etmek istemiyorum.
 
Üst Ana Sayfa Alt