Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Her Fobide Bir Şaka Payı Vardır

awesome Çevrimdışı

awesome

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi

Apartmanın 7. katında bir grup arkadaş, asansörün önünde çığlıklar içinde bir şeyler yapıyor. Atılan çığlıkların içinde bir tanesi ağlamaklı. Ama diğerleri kahkahayla karışık. İzleyen insanlarda merak uyandıracak bu sahneye bende karşı koyamadım ve yakından gözleme fırsatımı değerlendirip yaklaştım. Gençlerden birisi ısrarla asansöre binmek istemediğini, yapılanan bu hareketin eşek şakasına döndüğünü belirtiyor ve bağırıyordu. Sanırım klostrofobisi vardı. Ve grupdaki diğer gençler için bu gerçekten bir malzemeydi.

Peki, toplumun %10 unda görülen ve bu sahnenin de senaryosunu oluşturan fobiler neden hayatımızı çekilmez hale getirir?

Çoğumuz çeşitli şeylerden korkarız. Bu korkular hayatımızın çeşitli dönemlerinde ve kişiden kişiye değişiklikler gösterebilmektedir. Çoğu fobinin nedenin geçmiş yaşantılara dayandığı bilinmektedir. Toplum olarak şaka yapma konusundaki tecrübemiz(!) birçok fobinin de kaynağını oluşturmaktadır. Küçük yaşta; ailede anne baba geçimsizliği, şiddet ortamı, çocuklara gerekli sevgi ve ilginin gösterilmemesi, onlara taşıyabilecekleri yeterli sorumlulukların verilmemesi, bir takım korkularının oluşmasına yol açabilir. İşte bu korkuların daha ileri şekli fobilerdir. Fobileri bu gibi herkes de görülebilecek korkulardan ayıran özellikler; korkuyla oluşan stres ve gerilimin belli bir nesne ya da duruma bağlı olması, korkunun boyutunun korkuyu yaratan objeye nazaran orantısız şekilde hissedilir olması, kişinin kendi verdiği tepkinin anlamsız ve aşırı olduğunun tümüyle farkında olmasıdır. Buna rağmen normal bir korkudan farklı olarak kişi sokağa tek başına çıkamaz, evde ya da kapalı bir mekân da tek başına kalamaz, bazı yerlerden geçemez hale gelirler, bu da doğal olarak sadece kişiyi değil aynı zamanda onun çevresini de olumsuz yönde etkilemeye başlar.

Araştırmalar her ne kadar bazı fobilerin çevreyi olumsuz etkileyebileceğini gösterse de ülkemiz de bu durum biraz daha trajikomik. Fobiler ve tikler toplumumuz da birer dalga geçme ya da şaka yapma aracı olarak algıladığı için bunların varlığı bizler tarafından istendik durumlar olarak görülebiliyor. Bizler için örümcek korkusu olan birisinin üzerine plastik örümcek atmak kadar eğlence veren pek de çok şey yok gibi. Sıralamada bunun üstüne geçenler yine aynı kategoriye giren patlayan sigara ya da kesik parmak olmaktadır. Ben de denedim bu gibi şakalar gerçekten çok etkili oluyor. Ama bu şakalarda atılan kahkahalar hep tek taraflı oluyor. Bu yüzden pek tavsiye etmem.

Fobilerin nedenleri bu konuda araştırma yapan psikoloji kuramlarına ya da araştırmacılara göre değişmektedir. Watson’un öğrenme teorisinde fobilerin şartlandırılmış refleks davranışlar sonucu oluştuğu ileri sürülür. Örneğin; asansör korkusu aslında hiç olmayan birisi asansöre bindiği anda yüksek bir patlama sesi gelirse ya da elektrik kesintisi yüzünden asansörde kalırsa fobik bir asansör korkusu geliştirebilir. Freud’un Psikoanalitik görüşüne göre fobiler çoğunlukla 3-5 yaş arasında yaşanan bilinçdışı çatışmalarla ilgilidir. Bastırılmış, bilinçdışına itilmiş bazı korkular yer değiştirerek normalde kaygı yaratmayacak bir nesne ya da duruma yöneltilir ve bu şekilde fobi gelişir. Fobilerin nedenleri üzerine yapılan araştırmalara garip bir bulguyu da destekler çalışmalar ortaya koymuştur. Bu da erkeklere oranla kadınlarda fobilerin 2 kat daha sık görüldüğüdür.

Kaygılanmaktan Korkmayın...

“Gece dar ve karanlık bir sokakta yürüyorsunuz. Saat geç olduğu için adımlarınız bakışlarınız kadar ürkek ve hızlı. Bütün semti sanki sessizlik içine hapsetmiş gibi. Siz tam bunları düşünürken arkanızdan bir hışırtı geldi... Döndünüz baktınız birşeyler yok. Ama tekrar yürümeye başladığınızda bu hışırtı tekrar duyuldu.”
Evet, çoğu insan bu gibi durumda yaşadığı duyguyu korku olarak tanımlar. Ama gerçekte korku değildir. Korkuların tanımlanabilir bir neden olduğunu söyleyebiliriz. Bu tam anlamıyla bir “kaygı” durumudur. Kaygılar somut bir nedene bağlanmayan, belirsiz korkular olarak tanımlanabilir. Ancak karanlıktan sizi takip eden hışırtının günlerdir aç kalmış kuduz bir köpekten geldiğini gördüğünüz anda ve onun bakışları sizinki kadar ürkek değilse işte vücudunuz tam anlamıyla korku belirtileri göstermeye başlar.

Korku yaratan obje, durum ya da aktivite ile karşılaşıldığında anksiyete belirtileri ortaya çıkar. Panik atakta görülen belirtilerin hemen hepsi fobik durumlarla karşılaşıldığında ortaya çıkabilir. Bu belirtilerden bazıları şunlardır.

· Çarpıntı, Sıcak basması, Yüz kızarması, Titreme, Terleme, Bulanık görme,
Nefes darlığı, Ağız kuruluğu, Yutkunma güçlüğü ve son olarak Bayılma
Bu belirtilerin en sık yaşandığı fobi türü belki de “Sosyal Fobi” dir. Sosyal fobi içinde bulunduğunuz toplumun sizi dışlayacağı, küçük duruma düşüreceği, yaptığınız her hareketi olumsuzlukla karşılayacağı, bütün gözlerin sizde olduğu ve rezil olacağınız düşüncesine kapıldığınızda kendisini gösterir. Fakat bu utangaçlıkla karıştırılmamalıdır. Her insan ilk kez tanıştığı insanların olduğu grupta bu hislere kapılabilir; ama aktivitelerini engellemez. Sosyal fobide bu nedenlere bağlı bir içe kapanıklık, kendisini ön plana atmama, geri planda olanları izleme davranışları gözlenir.

Örneğin sosyal fobisi olan bir öğrenci ders anlatmaya kalktığında dili tutulur, yüzü kızarır, söyleyeceklerini unutur, herkes ona bakıyormuş gibi gelir ve bu nedenle performansı düşer. İşte tam o anda sınıfta atılan kahkaha o öğrencinin bu fobisini pekiştirir ve kalıcı hale getirebilir. Zaten böyle durumda genelde her sınıfta bir kahkaha kopar.

Bu belirtilerin yaşandığı diğer fobiler arasında hayvan korkusu, yükseklik korkusu, asansör korkusu, kan korkusu gelmektedir.

Fobileri sıralamak gerektiğinde sayfalarca yazılabilir. Ama bunlardan en ilginç olanları;

Kaulrofobi : Palyaçolardan korkma
Ablütofobi : Yıkanmaktan korkma
Arakibutirofobi : Yerfıstığı ezmesini yerken damağa yapışmasından korkma
Bu liste çoğaltılabilir. Ama bence şakacı arkadaşlara malzeme üretmemekte fayda var.

Fobinizle Yüzleşin...

Fobiler tedavi edilmediği takdirde çok uzun zaman devam edebilir, aslında tedavi olmaksızın düzelen hasta sayısı azdır. Fobi tedavisinde amaç kişinin kaçınma davranışını önlemek ve belli durumlarda ortaya çıkan anksiyeteyi azaltmaktır. Tek başına ilaç tedavisi genelde yeterli değildir. Bunun için antidepresan ilaçlarla birlikte değişik psikoterapi yöntemleri uygulanabilir. Fobilerde en sık kullanılan terapi yöntemi hipnoz ve yüzleştirme (exposure) tedavisidir. Bu yöntemde hastanın korku yaratan durum veya nesnenin üzerine giderek ortaya çıkan anksiyete ile başa çıkması öğretilir. Anksiyete ile başa çıkma tedavisinde gevşeme teknikleri ve bilişsel davranışçı tedavilerden yararlanılır. Terapi grupları, aile tedavisi ve bireysel psikoterapiler kullanılan diğer terapi yöntemleridir. Tedavi süresi hastalığın şiddeti, yaygınlığı ve hastanın özelliklerine göre değişir. İlaç tedavisine yanıt ilk birkaç haftada alınır. Ancak tam düzelme daha uzun zamanda gerçekleşir. Tedavi ile tam düzelme sağlansa da ilaçlara bir yıl devam etmek gerekir. İlaçları doktor kontrolünde kullanmak ve kontrollü kesmek önemlidir. Bazı hastalarda daha uzun süre tedaviye devam etmek gerekebilir.

Tüm tedavi yöntemlerinin yanında bizlerinde dikkat etmesi gereken bir takım durumlar var. Bunlara bir gözatalım;

· Fobilere ilişkin şakyetleriniz olsada sizi korkutan şeylerin üstüne gitmeyi denemelisiniz. Pes etmek yerine içsel mücadelenizi sürdürüp kendinize yenilmemelisiniz.
· Siz olumlu tecrübeler kazandıkça korkunuz azalır ve kişisel cesaretiniz artar. Böylece daha önce sizi korkutan ya da rahatsız eden durumla tekrar karşılaştığınızda eskisi kadar etkili olmadığını göreceksiniz.
· Sizi etkileyen durum karşısında dikkatinizi başka yöne çevirmeyi deneyin. Duygunuzu daha olumlu şekilde algılamaya ve hissetmeye gayret gösterin. Böylece geçmişde sizi kötü etkileyen durumlara daha gerçekci ve olumlu bakma alışkanlığı kazanmaya başlamış olacaksınız.
· Sağlıklı beslenerek ve spor yaparak, düzenli yaşamaya özen gösterin ve fobilerin kaynakları arasında gösterilen yaşam stresinizi azaltmaya çalışın.
· Daha çok sosyal paylaşımlara özen gösterin. Bu sayede mutluluğunuzu paylaşarak çoğaltabilir ve sizi korkutan şeyler karşısında yalnızlık hissine kapılmazsınız.

Unutmayın; olumsuz durumlar karşısında çaresiz olduğunuzu düşünmek kaybetme yolunda attığınız ilk adımdır. Oysa cesaret, güven ve inanç sizi her türlü zorluk karşısında korur ve yaşam enerjinizi artırır...

Alaaddin DEBGİCİ
Psikolojik Danışman
 
Üst Ana Sayfa Alt