Âleykum selam we rahmetullahi we berakâtuh kardeşim;
وَمِنْ كُلِّ شَىْءٍ خَلَقْنَا زَوْجَيْنِ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
"Her şeyden de çift çift yarattık ki düşünüp öğüt alasınız"
İki tür ve birbirinden farklı iki çeşit yarattık.
"Çift" "çift" ifadesinden maksat;
İbn-i Zeyd'e göre tatlı ve ekşi, canlılar ve bitkiler gibi varlıkların erkek ve dişili olmalarıdır. Allah teala, dünyanın sonuna kadar, cinslerini devam ettirmek için bunları erkekli dişili olarak çift çift yaratmıştır. Bizlere de burada bu nimeti hatırlatmaktadır.
İbn Cerîr ve İbnu’l-Munzir'in bildirdiğine göre Mucâhid: "Her şeyden de çift çift yarattık ki düşünüp öğüt alasınız" (Zâriyat 49) âyetini açıklarken şöyle demiştir:
"Her şeyin bir karşıtının bulunmasıdır. İman ile küfür, saâdet ile şekavet, hidâyet ile dalâlet, gece ile gündüz, Erkek ve dişi, sema ile arz, cin ile insan, deniz ile kara, aydınlık ve karanlık, düzlük ve dağlık, cinler ve insanlar, hayır ve şer, Güneş ile Ay, sabah ile akşam gibi şeyler çifter yaratılmıştır."
Ebu'l Ferec İbnu'l Cevzi, Zâdu'l Mesir fi ilmi't Tefsir'inde şöyle açıklamıştır:
"Her şeyden iki çift yarattık": Yani erkek ve dişi, kara ve deniz, gece ve gündüz, tatlı ve acı, aydınlık ve karanlık vb. gibi iki sınıf ve iki çift yarattık, demektir.
"Umulur ki iyice düşünürsünüz”: O zaman çiftleri yaratanın tek olduğunu görürsünüz.
Şöyle de izah edilmiştir:
"Her şeyden çift çift yarattık."
Bazıları buna canlıların dışındaki varlıkları da çift yarattık mânası verdi, çünkü canlıları erkek ve dişi olmak üzere çift yaratmıştır. Bazıları da tatlı, ekşi, acı ve benzeri her şeyi zıddıyla yarattık diye mâna verdi. Bazıları ise her şeyi beyaz, siyah, kırmızı, sarı gibi farklı renkte yarattık, dedi. Bunlardan ilki Zeccâc’ın (Zeccâc, Me‘âni’l-Kur’ân, V, Sf: 57-58), ikincisi İbn Kuteybe’nin (İbn Kuteybe, Tefsîru ğarîbi’l-Kur’ân, sf: 422) görüşüdür.
Bu meselenin aslı iki şekilde ifade edilebilir. Birincisi, birbirine destek olan ve birbirine zıt olan iki şekil halinde yarattık. Her türlü noksanlıktan münezzeh ve yüce olan Allah’ın şekli, benzeri ve zıddı yoktur. Dolayısıyla bu durum, Allah’ın varlıkları zıtlarla ve şekillerle yaratmış olması, O’nun vahdâniyetinin ve ulûhiyetinin delilidir. İkincisi, Allah mahlûkatı zorluk, kolaylık, zenginlik, fakirlik, hayır ve şer gibi durumlarla imtihan edilmeleri için muhtelif şekillerde ve birbirinden farklı olarak yaratmıştır; onları farklı ve değişik yollarla imtihan edecek, böylece arzu edilen her şeye onları teşvik edecek, uzak durulması gereken her şeye karşı da onları uyaracaktır. En doğrusunu Allah bilir. (Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd el-Mâtûrîdî es-Semerkandî, Tevilâtu'l Kur'an)
Yani Biz bunları da diğerleri gibi kudretimize delil kıldık. İşte buna güç yetiren, varlıkları tekrar yeniden yaratmaya da kadir olmalıdır.
Bu ifade, şu yeryüzünde belki de şu kâinatta var olan yaratma kuralını gösteren, akıllara durgunluk verecek bir gerçektir. Çünkü ifade, yaratıklarda çift cinslilik kuralını sadece yeryüzüne özgü kılmıyor. Yaratılışta çift olmak kuralı canlılarda apaçık ortadadır. Ancak ayette geçen "şey" sözcüğü, cansızları da kapsamına alır. Yani bu ifade, canlı varlıklar gibi eşyanın da "çift cinslilik" prensibine göre yaratıldığını işaret etmektedir.
Bu ayetleri insanlığın on dört asırdan beri bildiğini göz önüne alırsak ve yine her şeyde "çift" olma prensibi bir yana, canlılarda bile çift yaratılma prensibinin o zamanlar bilinmediğini bir düşünürsek, evet bütün bunları düşünürsek çok büyük ve hayret verecek bir durumla yüz yüze buluruz kendimizi. İşte Kur'an-ı Kerim, kainata dair gerçekleri, herkesten önce asırların ötesinden akıllara durgunluk verecek bir biçimde bizlere haber vermektedir.
Ayrıca bu ayet bizlere, modern bilimsel araştırmaların gerçeklere ulaşma yolunda oldukları izlenimini vermektedir. Öte yandan bu modern bilimsel araştırmaların kainatın temel yapısının atom olduğunu, atomun ise artı ve eksi yüklü çift kutuplu elektronlardan oluştuğunu belirttiğini göz önüne alırsak, bu araştırmaların akılları hayrette bırakan ayetin ışığı altında gerçeği yakalama yolunda olduğunu söyleyebiliriz.
"Her şeyden de çift çift yarattık" buyruğunun şu anlama geldiği de söylenmiştir:
Böylelikle bu çiftleri yaratanın bir ve tek olduğunu bilesiniz. Çünkü O'nun sıfatları arasında hareket, sükun (hareketsizlik), aydınlık, karanlık, oturmak, kalkmak, başlangıcının olması, sonunun olması gibi şeyler düşünülemez. Zira o yüce Allah, bir ve tektir. "O'nun benzeri hiçbir şey yoktur." (eş-Şura. 42/11) "İyi düşünürsünüz diye."
Taberi bu görüşü tercih etmiş ve tercih sebebi olarak da özetle şunları söylemiştir: "Biz her şeyi erkekli dişili olarak yarattığını zikretmektense, birbirine muhalif farklı cinsleri yarattığını söylemesi, Allah'ın kudretini daha bariz bir şekilde ortaya koyar.
Dünyanın karşıtı da; ahirettir. Mademki dünyada her şeyin karşıtı vardır ve bunlar uyumlu çalıştıklarında çok iyi netice alırlar; bu dünyanın karşıtı olan ahirette cenneti istiyorsak bu dünyamızı cennet eylemeliyiz.
İbn-i Kesir de şöyle açıklamıştır:
«Ve her şeyden (bütün yaratıklardan) çift çift yarattık.»
Gök ve yer, gece ve gündüz, güneş ve ay, kara ve deniz, aydınlık ve karanlık, îmân ve küfür, ölüm ve hayat, mutsuzluk ve mutluluk, cennet ve cehennem olmak üzere her şeyi çift olarak yarattık. Hayvanlar ve bitkilere varıncaya kadar. Bu sebebledir ki.Allah Teâlâ : «Ki ibret alasınız.» Yaratıcının, ortağı olmayan tek ve yegâne olduğunu bilesiniz diye, buyurur.(Ebu’l-Fida İsmail İbn Kesir, Hadislerle Kur’an-ı Kerim Tefsiri, Çağrı Yayınları: 14/7702-7705)