Yermuk kampından bir tanık: “Hıçkırıkla ağlayan bir çocuk gördüm. Elindeki kâğıt parçasını bölerek yiyordu"
Suriye'de rejimin ablukasından dolayı açlıktan ölümlerin başladığı ve "kedi eti yenebilir" fetvasının verildiği zamanda Yermuk kampında bulunan Rukiye Abdullah (30) yaşadıklarını ve kamptaki dramı anlattı.
Suriye'de 5 yılı aşkın süreden beri devam eden iç savaşta insanların sadece silahlarla öldürülmediğini, ülkede, rejim ve milis güçlerinin ablukası altında bulunan birçok bölgede aylarca gıda ve temel ihtiyaç maddelerinden mahrum bırakıldığını belirten Abdullah, insanların ölüme terk edildiğini belirtti.
Abdullah şöyle devam etti:
"Bir ekmek kırıntısından dahi mahrumduk. Özellikle kampta son 4 ayı 'su çorbasıyla' geçirdik. Karnımızı doyurabilmek için suya baharat ekliyorduk. Siz insanların kedi eti yediğini duydunuz belki, ama ben gözlerimle gördüm. Sokakta çocukların karton parçalarını yediklerini gördüm. Çöplerden yenebilecek bir şey aradıklarını gördüm. Etrafta hiç bir şey yoktu. Paran olsa bile alacak bir şey bulamazdın. Rejim bizi öyle bir ablukaya aldı ki, kampa hiçbir şey giremez durumdaydı.”

Suriye'de rejimin ablukasından dolayı açlıktan ölümlerin başladığı ve "kedi eti yenebilir" fetvasının verildiği zamanda Yermuk kampında bulunan Rukiye Abdullah (30) yaşadıklarını ve kamptaki dramı anlattı.
Suriye'de 5 yılı aşkın süreden beri devam eden iç savaşta insanların sadece silahlarla öldürülmediğini, ülkede, rejim ve milis güçlerinin ablukası altında bulunan birçok bölgede aylarca gıda ve temel ihtiyaç maddelerinden mahrum bırakıldığını belirten Abdullah, insanların ölüme terk edildiğini belirtti.
Abdullah şöyle devam etti:
"Bir ekmek kırıntısından dahi mahrumduk. Özellikle kampta son 4 ayı 'su çorbasıyla' geçirdik. Karnımızı doyurabilmek için suya baharat ekliyorduk. Siz insanların kedi eti yediğini duydunuz belki, ama ben gözlerimle gördüm. Sokakta çocukların karton parçalarını yediklerini gördüm. Çöplerden yenebilecek bir şey aradıklarını gördüm. Etrafta hiç bir şey yoktu. Paran olsa bile alacak bir şey bulamazdın. Rejim bizi öyle bir ablukaya aldı ki, kampa hiçbir şey giremez durumdaydı.”