selamun aleykum ve rahmetullah
Allah subhanehuu ve teaalaa sana merhamet etsin,hakka ve nasihate düşkünlüğünü daha da arttırsın,seni ve beni hakka hidayet etsin.
Sende hoş bir hal gördüm.Rabbimiz olan Allah üzerindeki nimetlerini daha da çoğaltsın.Amin.
Bundan sonra:demişsin ki,başka alimlerden bahsetmemişsin.Bahsedeyim:Örneğin en nedvi rahimehullah.Hadi beraberce okuyalım.
NEBEONLINE, Hindistanlı büyük İslam alimi Ebu'l-Hasen En-Nedvi'nin Türkçe'ye kazandırılan dev eseri "İki Zıt Tablo"yu bölümler halinde yayınlıyor.
En-Nedvi eserinde, Ehli Sünnet ve Şia'nın sahabeye bakışını irdeleyerek iki bakış arasındaki zıtlığa değiniyor ve doğru bakışı delilleriyle ispat ediyor.
Önceki bölüm: Sahabe döneminin eşsiz tasviri
İslam'ın Örnek Çağı ve İlk Nesli ile İlgili Sunulan Karanlık ve Çarpık Tablo
Yukarıda zikredilenlerin tam tersine, İslam'a ve İslam Peygamberi sallallahu aleyhi ve sellem'e bağlı olduğunu öne süren Oniki İmam Fırkası, bu toplum ve o dönemle ilgili tam tersi bir tablo sunmaktadır. Bu tablo; Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in eğitim ve yönlendirme alanındaki bütün çabalarını yıkmakta ve O'nu, Allah tarafından gönderilmeyen, semadan desteklenmeyen, vahye ve ilahi gözetime sahip olmayan bir ıslahatçının veya samimi bir uzman eğitimcinin dahi karşılaşmadığı şekilde başarısız göstermektedir. Oysa Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bütün bu özelliklere sahipti. Bu fırka; nankörlük, kabalık, hainlik, hakkı gizleme, nefsine tapma ve makam sevgisini; aşağılık çıkarlar için her türlü entrikayı, çarpıtmayı ve iftirayı kullanma ve bunu mazur göstermeyi içeren çarpık ve simsiyah bir resim sunmaktadır. Bu çarpık ve hoş olmayan tablo, İslami gayretlerin ve eğitimin sonucu hakkında ümitsizlik doğurmakla kalmaz, bilakis tüm insanlığın düzelmesi ve geleceği hakkında da ümitsizliğe kapılmaya yol açar.
Bu tablo; Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in yirmi üç yıl boyunca harcadığı büyük çabanın üç (veya bazı rivayetlere göre dört) kişi dışında bir şey üretmediğini, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in vefatından sonra sadece onların İslam'a bağlı kaldıklarını, diğerlerinin ise O'nun vefatından hemen sonra –Allah korusun- İslam ile bağlarını kopardıklarını ve Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in arkadaşlığının ve eğitiminin gerçekleştirmek istediği görevde başarısız olduğunu öne sürmektedir. (1)
Oniki imam fırkasının en sahih kaynak kabul ettiği "el-Câmiu'l-Kâfi" isimli kitabın son faslında, "Kitabu'r-Ravda" başlığı altında, İmam Ebi Cafer'den (İmam Muhammed Bakır) şöyle dediği rivayet edilir: "Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'den sonra üç kişi hariç insanlar riddet üzereydiler / dinden dönmüşlerdi." Dedim ki: "Kim o üç kişi?" Şöyle dedi: "Mikdâd b. el-Esved, Ebu Zerr el-Ğıfâri ve Selman el-Fârisi. Allah'ın rahmeti ve bereketi onların üzerine olsun." (2)
Humeyni ve Sözleri
Bugün İran'daki devrimin lideri, İslam Hükümeti olarak adlandırılan hükümetin başkanı ve Kayıp İmam'ın Vekili Humeyni, Farsça yazdığı "Keşfu'l Esrâr" isimli kitabında sahabe-i kiramı öyle bir tanımlar ki, onları dünyaya tapan, Allah Teâlâ'ya karşı cüretkar, Kur'an-ı Kerim'i tahrif eden ve sonuçta kafir olan insanlar olarak gösterir. Keşfu'l Esrâr isimli kitabında şöyle der:
"Kur'an'ı ve İslam'ı bırakıp sadece dünya ile ve yönetimi ele geçirmekle ilgilenen, Kur'an'ı sadece bozuk niyetlerini gerçekleştirmek için araç edinen o insanlar (sahabiler) için, Ali radıyallahu anh'ın halifeliğine ve imamların imametine delâlet eden bu ayetleri Kur'an'dan çıkarmak kolay olmuştur. Aynı şekilde semavi Kitabı tahrif etmek ve Kur'an'ı dünya ehlinin gözünden tamamen uzaklaştırmak onlar için kolay olmuştur. Öyle ki, Kur'an ve Müslümanlara karşı işlenen bu ayıp Kıyamet'e kadar kalacaktır. Yahudilere ve Hıristiyanlara yönelttikleri tahrif suçlaması, kendileri üzerine sabittir." (3)
Kitabın bir başka yerinde ise şöyle der:
"Kur'an'ın, imamın ismini belirlemiş olduğunu farzedelim. Müslümanlar arasında ihtilaf çıkmayacağını nereden bileceğiz? Çünkü yöneticilik ve valilik tamahıyla kendilerini Rasül aleyhisselam'ın dinine uzun süreler bağlayan, bu uğurda entrikalar çeviren ve gruplaşanların Kur'an'ın emirlerine uyarak amaçlarından vazgeçmeleri mümkün değildi. Gayelerini gerçekleştirebilmek için hiçbir hileden kaçınmıyorlardı. Daha da ötesi bu, Müslümanlar arasında İslam'ı temelinden yıkan ihtilafa sebep olmuştur. Kendi yönetimlerini kurmak ve amaçlarını gerçekleştirmek için fırsat kollayanlar, bu amaçlarının İslam adı altında gerçekleşmesinden ümitlerini kesmiş olsalardı, İslam'a karşı grup olup açıkça ona karşı gelebilirlerdi." (4)
Humeyni'nin Hz. Ebu Bekr, Hz. Ömer, Hz. Osman ve sahabenin geneli hakkındaki görüşlerine gelince, onları burada zikredemeyeceğim. Bu konuda daha geniş bilgi için, Humeyni'nin Farsça yazdığı Keşfu'l Esrâr isimli kitabına ya da Şeyh Muhammed Manzur en-Nu'mani'nin "es-Sevratu'l İraniyye, el-İmam el-Humeyni ve'ş-Şia" isimli kitabına bakınız. Çünkü o görüşleri burada nakletmek ne zaruridir, ne de mümkündür.
Dipnotlar:
(1) Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in arkadaşlığının ve eğitiminin ortaya çıkardığı devrim niteliğindeki etkiden bahsederken O'nu bırakıp O'nun ümmetinin fertlerini, hidayetlerini ve tesirlerini anlatmak Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'e karşı edep dışı bir davranış olmasa, çeşitli çağlarda yaşamış yol göstericilerden ve salih insanların hayatlarından da bahsederdik. Öyle ki; onların hayat hikayeleri, kısa bir süre onların yanında oturan ve ellerini ellerinin içine koyanın değerli bir madene dönüştüğünü gösterir. Biz, küstah suçluların ve katı kalpli yoldan çıkmış insanların, Allah kendilerine o salih insanlarla karşılaşmayı ve onların önünde tevbe etmeyi nasip ettiğinde, takva sahibi, sağlam inanca sahip olmada ve günahlardan uzak durmada örnek insanlara dönüştüğünü biliriz. Tarihte şöyle bir olay gerçekleşmiştir: İnsanların ahlakı nedeniyle kendisinden kaçtığı ve ıslah olmasından ümit kestikleri suça alışmış bir adam, bir gece tesadüfen o salihlerin ve eğitim ehli insanların yakınında geceler. Sonra o kötü insan, gecelerini nafile ibadetlerle ihya eden takva sahibi bir kişiye dönüşür ve hayatının son anına kadar bu Rabbani hal üzere kalır. Bu tür olaylar, İslam'ın ilk döneminden günümüze kadar, Hindistan gibi İslam'ın merkezinden uzak ülkelerde bile bir çok kez görülmüştür. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi isteyen, yazarın "El-İmam Ellezi Lem Yûfe Hakkuhu mine'l İnsaf ve'l İtiraf" isimli kitabına, "İza Hebbet Riyhu'l İman" isimli kitabına ve diğer kitaplarına bakabilir.
(2) Furûu'l Kâfi; 3. cilt, Kitâbu'r Ravda faslı; sf. 115; Lekno baskısı. Diğer rivayete göre de, Ammar b. Yâsir bu sahabilerin dördüncüsü sayılmaktadır.
(3) Keşfu'l Esrâr; sf. 114; Bu kitapta basıldığı matbaanın ismi ve baskı tarihi bulunmamaktadır. Fakat o Humeyni'nin yazdığı kitaplardandır. Üstad Es'ad el-Keylâni, "el-İmam el-Humeyni, Da'vetuhu ve Hareketuhu ve Efkâruhu" isimli kitabında bu kitabı Humeyni'nin eserleri arasında saymıştır. Bu kitabın Pakistan baskısının 65. sayfasına bakınız.
(4) Keşfu'l Esrâr; sf. 113-114
Önceki bölümler:
Ebu'l-Hasen en-Nedvi'yi tanıyalım
Sahabe-i Kiram tasvirinde iki zıt tablo
Hz. Ali Sahabe-i Kiram'ı anlatıyor
Tarihin sahabe hakkındaki tanıklığı
Halifelerin zühd hayatı
Hz. Ali'nin diğer üç halifeyle işbirliği
Sahabe döneminin eşsiz tasviri
NEBEONLINE-ÖZEL