Bülent Şahin Erdeğer ·
https://www.facebook.com/bulent.sahin.erdgr/posts/578401808872005
HUMEYNİ İLE OLAN HİKAYEMİZ VE VAHDET İÇİN KARŞILIKLI SAYGI
Ayetullah Humeynî birçoğumuz için tevazunun, vahdetin, devrimin, mazlumların, özgüvenin imamıydı.
Onu hep öyle tanıdık öyle bilmek istedik. Karizması güven verdi. Tarihe Müslümanların izzetini savunan adam olarak geçmişti bizim için…
Şii ruhban sınıfı içinde reform yapan bir kişilikti. Siyasetteki devrimci tavrı Şiilik içindeki reform çabaları önemliydi. Lakin bu Humeyni’nin din anlayışının Safevi Şiası’ndan arındığı anlamına gelmiyordu.
“Safevi Şiası” Sünni dünyadaki İbni Arabici Felsefî tasavvuf’un çok daha örgütlenmiş ve siyasal bir mezheb halini almış formu aslında. Dünya Müslümanlarının saygı duyduğu İslam’ın temellerinde rol alan ilk Kur’ân nesline kin ve düşmanlık besleyen bir söyleme sahip. Bol hurafe ve şirk unsurları cabası…
Humeyni de bu kirlerden arınabilmiş değildi. Gorbaçov’a mektubuyla başlayan hayal kırıklığı İslam’da Hükümet kitabındaki ifadeleriyle perçinlenmişti. Vasiyetinde Şiilik ile İslam’ı eşitlemesi ve onun iftihar etmesi final olmuştu…
Biz yine de “vahdet” kaygısıyla onun olumlu yönlerini hatırladık hep. Olumsuz yönlerini ise Allah taksiratını affetsin diye geçiştirdik.
Lakin Humeyni gibi siyasi alanda bir çok şeyi aşmış bir Alimin kitaplarında bile Kur’ân’a, Tevhide, Vahdet’e aykırı geleneğin tortuları mevcuttu…
Özellikle Hz. Aişe, Hz. Ömer ve Hz. Ebu Bekir’e duyulan haddi aşan kin ve öfke…
Geçenlerde bir haber yayınlandı. Incanews sitesinin Haberde Humeyni’nin Kitab-ut Tahare (Temizlik Kitabı) isimli kitabında, Müslümanların "Mü'minlerin annesi" olarak gördükleri Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem)'in eşi Aişe (Radiyallahu anha)'nın "domuz ve köpeklerden daha necis olduğunu, kendi inancı doğrultusunda iddia ettiğini yazıyordu.
Önce bu iddiaya inanmadım daha sonra ilgili kitabı bulup okudum. Gerçekten öyle yazıyordu. Humeyni “Annemiz hakkında domuz ve köpeklerden daha necis” demişti. Bunu kabul etmek istemeyen arkadaşlar benden delil istiyorlar. Onun için bu delili paylaşıyorum. Dünyaca ünlü Şii Külliyat kaynağı Shiaonline’dan kitaba ulaşıp okuyabilirler. Paylaştığım link oradan.
Orada aynen şöyle yazıyor:
“فلو خرج سلطان على أمير المؤمنين عليه السلام لا بعنوان التدين بل للمعارضة في الملك أو غرض آخر كعائشة وزبير وطلحة ومعاوية وأشباههم أو نصب أحد عداوة له أو لاحد من الائمة عليهم السلام لا بعنوان التدين بل لعدواة قريش أو بني هاشم أو العرب أو لاجل كونه قاتل ولده أو أبيه أو غير ذلك لا يوجب ظاهرا شئ منها نجاسة ظاهرية. وإن كانوا أخبث من الكلاب والخنازير لعدم دليل من إجماع أو أخبار عليه…”
[كتاب الطهارة: 3/337]
"Aişe ve Zübeyr ve Talha ve Muaviye ve benzerleri köpeklerden ve domuzlardan daha habistirler. Bu da İcmâ ile sabittir"
Humeyni’nin hatrı için Hz. Aişe’nin ve diğer sahabilerin namusuna kişiliğine haksızlık edemezdik. Küfür edilen annemizdi diğerleri de Resulün arkadaşları… Tarihte yapılıp edilenler saygı çerçevesinde değerlendirilebilir eleştirilebilirdi ama hakaret ve kin asla. Bu anlamsız kinin kimseye bir hayrı yoktu… Eleştiri başka bir şey hakaret ve kin başka bir şey çünkü.
Humeyni’nin ve diğer Şii “alim”lerin kitaplarına geçirdikleri bu ve benzeri ifadelerin Müslümanların en azından saygı duydukları sevdikleri Kur’ân neslinin şahsiyetlere hakaret etmemeleri gerekiyor ki vahdet için diyalog olabilsin. Bugüne kadar hiçbir Sünninin Şia'nın saygı duyduğu kişiliklere/imamlara hakaret ettiğini görmedim. Aksine sahiplendiğini gördüm.
İSTİSNA:Ben şimdiye kadar sadece merhum Fadlullah’ın kitapları ve konuşmalarında bu ibarelerden arınıldığını gördüm.
LİNKİ :
كتاب الطهارة - السيد الخميني - ج Ù£ - الصÙØ*Ø© ٣٣٧
https://www.facebook.com/bulent.sahin.erdgr/posts/578401808872005
HUMEYNİ İLE OLAN HİKAYEMİZ VE VAHDET İÇİN KARŞILIKLI SAYGI
Ayetullah Humeynî birçoğumuz için tevazunun, vahdetin, devrimin, mazlumların, özgüvenin imamıydı.
Onu hep öyle tanıdık öyle bilmek istedik. Karizması güven verdi. Tarihe Müslümanların izzetini savunan adam olarak geçmişti bizim için…
Şii ruhban sınıfı içinde reform yapan bir kişilikti. Siyasetteki devrimci tavrı Şiilik içindeki reform çabaları önemliydi. Lakin bu Humeyni’nin din anlayışının Safevi Şiası’ndan arındığı anlamına gelmiyordu.
“Safevi Şiası” Sünni dünyadaki İbni Arabici Felsefî tasavvuf’un çok daha örgütlenmiş ve siyasal bir mezheb halini almış formu aslında. Dünya Müslümanlarının saygı duyduğu İslam’ın temellerinde rol alan ilk Kur’ân nesline kin ve düşmanlık besleyen bir söyleme sahip. Bol hurafe ve şirk unsurları cabası…
Humeyni de bu kirlerden arınabilmiş değildi. Gorbaçov’a mektubuyla başlayan hayal kırıklığı İslam’da Hükümet kitabındaki ifadeleriyle perçinlenmişti. Vasiyetinde Şiilik ile İslam’ı eşitlemesi ve onun iftihar etmesi final olmuştu…
Biz yine de “vahdet” kaygısıyla onun olumlu yönlerini hatırladık hep. Olumsuz yönlerini ise Allah taksiratını affetsin diye geçiştirdik.
Lakin Humeyni gibi siyasi alanda bir çok şeyi aşmış bir Alimin kitaplarında bile Kur’ân’a, Tevhide, Vahdet’e aykırı geleneğin tortuları mevcuttu…
Özellikle Hz. Aişe, Hz. Ömer ve Hz. Ebu Bekir’e duyulan haddi aşan kin ve öfke…
Geçenlerde bir haber yayınlandı. Incanews sitesinin Haberde Humeyni’nin Kitab-ut Tahare (Temizlik Kitabı) isimli kitabında, Müslümanların "Mü'minlerin annesi" olarak gördükleri Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem)'in eşi Aişe (Radiyallahu anha)'nın "domuz ve köpeklerden daha necis olduğunu, kendi inancı doğrultusunda iddia ettiğini yazıyordu.
Önce bu iddiaya inanmadım daha sonra ilgili kitabı bulup okudum. Gerçekten öyle yazıyordu. Humeyni “Annemiz hakkında domuz ve köpeklerden daha necis” demişti. Bunu kabul etmek istemeyen arkadaşlar benden delil istiyorlar. Onun için bu delili paylaşıyorum. Dünyaca ünlü Şii Külliyat kaynağı Shiaonline’dan kitaba ulaşıp okuyabilirler. Paylaştığım link oradan.
Orada aynen şöyle yazıyor:
“فلو خرج سلطان على أمير المؤمنين عليه السلام لا بعنوان التدين بل للمعارضة في الملك أو غرض آخر كعائشة وزبير وطلحة ومعاوية وأشباههم أو نصب أحد عداوة له أو لاحد من الائمة عليهم السلام لا بعنوان التدين بل لعدواة قريش أو بني هاشم أو العرب أو لاجل كونه قاتل ولده أو أبيه أو غير ذلك لا يوجب ظاهرا شئ منها نجاسة ظاهرية. وإن كانوا أخبث من الكلاب والخنازير لعدم دليل من إجماع أو أخبار عليه…”
[كتاب الطهارة: 3/337]
"Aişe ve Zübeyr ve Talha ve Muaviye ve benzerleri köpeklerden ve domuzlardan daha habistirler. Bu da İcmâ ile sabittir"
Humeyni’nin hatrı için Hz. Aişe’nin ve diğer sahabilerin namusuna kişiliğine haksızlık edemezdik. Küfür edilen annemizdi diğerleri de Resulün arkadaşları… Tarihte yapılıp edilenler saygı çerçevesinde değerlendirilebilir eleştirilebilirdi ama hakaret ve kin asla. Bu anlamsız kinin kimseye bir hayrı yoktu… Eleştiri başka bir şey hakaret ve kin başka bir şey çünkü.
Humeyni’nin ve diğer Şii “alim”lerin kitaplarına geçirdikleri bu ve benzeri ifadelerin Müslümanların en azından saygı duydukları sevdikleri Kur’ân neslinin şahsiyetlere hakaret etmemeleri gerekiyor ki vahdet için diyalog olabilsin. Bugüne kadar hiçbir Sünninin Şia'nın saygı duyduğu kişiliklere/imamlara hakaret ettiğini görmedim. Aksine sahiplendiğini gördüm.
İSTİSNA:Ben şimdiye kadar sadece merhum Fadlullah’ın kitapları ve konuşmalarında bu ibarelerden arınıldığını gördüm.
LİNKİ :
كتاب الطهارة - السيد الخميني - ج Ù£ - الصÙØ*Ø© ٣٣٧
