allah seni ıslah etsin emi.. yani cebel ile 7 tepe istanbulu nasıl mukayese ettin ? bu senin konuşmaların tarikatcı konuşmasıdır.. gelelim mehdi muhabbetine.. allahın hangi ayetinde mehdi diye biri gelicek veya mehdiyi bekleyin diye bir söz varda bu kadar kesin konuşuyorsunuz ? resulun hangi sünnetinde bu var ? lafa gelince ölçü kur'an ve sünnet dersiniz dimi..
NEDEN BU KDR ÖNYARGILISINIZ KARDEŞİM?KAFAMIZDAN UYDURMUYORUZ BU BİLGİLERİ HEPSİNİN ALTINDA KAYNAKLARI VAR BİRAZ DİKKATLİ OKUYUN ANLAMAZDAN GELMEYE ÇALIŞMAYIN BU GERÇEK ER YA DA GEÇ OLACAK ALIN SİZE AYETLER VE HADİSLER.. ÖNCE BU KONULARI ARAŞTIRIN BİLİP BİLMEDEN SIRF MUHALEFET OLSUN DİYE YAZMAYIN LÜTFEN ÇOK KOMİK DURUMA DÜŞÜYORSUNUZ ..VESSELAMM..
Hz. Mehdi'nin gelişi konusu İbrahimi dinlerin tarihinde, her dönem önemli bir yer tutmuştur. Her dinin kendi kutsal kaynaklarında, vasıflarıyla, yardımcılarıyla, devrinin özellikleriyle ve yapacağı icraatlarla, ayrıntılı olarak tarif edilen Hz. Mehdi'nin gelişi, iman edenler arasında coşkulu bir müjde konusudur.
Mehdi (as)'ın ortaya çıkışının çok yakın olduğunu ise, bu alametlerin yoğun olarak, birbiri ardınca yaşanmasından anlayabiliyoruz. Fitne ve bozgunculuğun, çatışma ve savaşların, ahlaksızlık ve dinsizliğin, hiçbir dönemde olmadığı kadar yaygınlaşması, dejenerasyonun adeta doruk noktasına ulaşması, Hz. Mehdi'nin çıkışının an meselesi olduğunu göstermektedir. Ancak yaşanan tüm bu olumsuzluklar, suyun ateşi söndürmesi gibi, Hz. Mehdi'nin çıkışı ile son bulacak ve Allah muhakkak, müminleri "... yeryüzünde güç ve iktidar sahibi kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracaktır." (Nur Suresi, 55)
Bu müjdeli gelişmelere karşı batıl bir mücadele içinde olanlar ise, kaderlerindeki yenilgiye şahit olacaklardır. "O, suçlu-günahkarlar istemese de, hakkı gerçekleştirmek ve batılı geçersiz kılmak için (böyle istiyordu.)" (Enfal Suresi, 8) ayetinde bildirildiği gibi, kesin olarak Allah'ın istediği olacaktır. Din ahlakının yayılmasına direnenlerin durumu, Kuran'da şöyle açıklanmaktadır:
İnkar edenler ise; onların amelleri dümdüz bir arazideki seraba benzer; susayan onu bir su sanır. Nihayet ona ulaştığında bir şey bulamaz ve yanında Allah'ı bulur... (Nur Suresi, 39)
Hz. Mehdi'nin vesilesiyle imana yönelecek ve onun liderliğinde Altınçağ'ı yaşayacak insanlar, Allah'ın izniyle çok şerefli bir döneme tanık olacaklardır. Bolluğuyla, bereketiyle, konfor ve huzur dolu ortamıyla, her Müslümanın ulaşmak isteyeceği bu dönem, iman eden insanlar için dünya hayatında çok üstün bir mükafattır. Altınçağ'da anarşi, terör, kargaşa, düşmanlık ve şiddetin tümüyle kalkması sonucunda, yaşanacak olan barış ve esenlik dolu hayatla, insanlar dünyada cennet benzeri bir ortama kavuşacaklardır.
Allah'ın müminlere bu lütfu, Kuran'da "Kim Allah'ı, Resûlü'nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah'ın taraftarlarıdır." (Maide Suresi, 56) ayetiyle bildirildiği gibi Rabbimiz'in bir vaadidir. Ve "... Allah va'dinden geri dönmez..." (Rum Suresi, 9) Bir başka Kuran ayetinde ise Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
Şüphesiz, size vaadedilen gerçekleşecektir. (Mürselat Suresi, 7)
Hz.Mehdinin gelişiyle ilgili Peygamberimizin (sav) birkaç hadisi
Peygamber Efendimiz (sav) hadislerinde Hz. Mehdi (as)’nin gerek fiziksel özellikleri, gerek ahlaki özellikleri gerekse ortaya çıkacağı dönemde dünyanın durumu hakkında pek çok tanıtıcı bilgi vermiştir. Hz. Mehdi (as)’nin ahlakının, kendi ahlakına benzediğini bildirmiş, onun Allah korkusunu ve güzel ahlakını övmüştür.
“Seyyid Ahmed Hüsameddin (r.a.) İstihraçname'sinde Mehdi'nin doğuş yeriyle ilgili şöyle bir not düşmüştür:
"MÜSLÜMANLARDAN BİR ZAT (HZ. MEHDİ (AS) GELECEK, BU ZATIN ŞEREFİ KAFKASYA'NIN EN ULU DAĞINDAN ETRAFA GÜNEŞİN ŞUAI GİBİ (ışık hüzmeleri gibi) ŞULENİSAR OLACAKTIR (etrafa ışıltılar saçacaktır).” (Osman Yüksel Serdengeçti, Mabedsiz Şehir, Serdengeçti Neşriyatı: VI, s.107)
“Hz. İmam Rıza şöyle buyurdu: ...Babalarımdan nakledilmiştir ki, HZ. MEHDİ (a.s.) GİZLİCE VE ANİDEN ZUHUR EDECEKTİR.” (Yenabi-ul Mevedde, c. 2, s.197)
“Hz. Rıza (a.s) Rayyan b. Saltı’ın Sen Sahib-ul Emr misin? Sorusuna şöyle cevap verdi: Evet ben de Sahib-ul Emr (emir sahibi)im, Ama yeryüzünü adaletle dolduracak olan Sahib-ul Emr ben değilim. Va’dedilmiş Kaim (Hz. Mehdi) ileri yaşlarda, ama genç bir surette zuhur edecektir. O KADAR GÜÇLÜDÜR Kİ; YERYÜZÜNÜN EN BÜYÜK AĞACINA DA EL UZATSA ONU KÖKÜNDEN SÖKÜP ATAR, DAĞLAR ARASINDA FERYAD EDECEK OLURSA SERT KAYALAR UN UFAK OLUR. Musa’nın asası ve Süleyman’ın yüzüğü ondadır. ...Allah dilediği zamana kadar onu gözden uzak tutar. Daha sonra zuhur eder ve yeryüzünü önceden zulümle dolduğu gibi adaletle doldurur.” (Bihar-ul Envar, c. 52, s. 32; İsbat-ul Hudat, c. 6, s. 19)