pek tabii olaylardır aslında bu tarz vakaalar. anne mesela oğlundan uzaktır, oğlunun başına birşey gelir ve anne uzaklıga ragmen görmemesine ragmen kalben bi ızdırap duyar ve ogluma birşeyler oldu der.
Bu arada bununla ilgili:
Bazen olacak bir hadiseyi önceden hissedersiniz ve olur. Bunu yaşayan çok kişi var ve gözlemlediğime göre çoğunluğu bundan kötü yönde etkileniyor ve içlerine doğan his yüzünden, yapacakları planları erteler oluyorlar veya vazgeçiyorlar. Daha ilerisi evden çıkmaya korkar hale geliyor ve bu gidişata dair biraz mantıklı düşünürseniz bu işin içinde şeytanın var olduğunu anlarsınız. Nitekim: Şeytan fısıldar... (Rahmani olamaz mı? Olabilir ama bunu bilemezsiniz. Dediğim gibi bu şekildeki durumları sık yaşayan insanların çoğunluk durumuna bakarsak, psikolojik çöküntüye doğru gidiyorlar, ki bu şekilde buna Rahmani diyemeyiz. Rahmani olması için hayata dair bir fayda görülmesi icap eder. Oysa sık sık sıkıntı halinde başına iş gelenler, ilerleyen zamanlarda en küçük histe korku ile eve tıkılıyor ve bu şeytanın isteyebileceği bir şey. Bunların içinden "gaybı biliyorum" iddiası ile çıkanlar da oluyor, ki bu da dinen eyvah, küfürdür.)
Peki, şeytan fısıldar, ama olacakları nerden bilir? Biz onları göremiyoruz ama onlar birbirini görüyor ve meleklerden kulak hırsızlığı yaptıkları da biliniyor. Birkaç doğru haberi alıp, yanına bin katarak cinciler insanları doğrudan kandırıyor. Ayrıca his olarak gelen "birşey olacak" duygusunun ardından, birşey olduğunu gördüğünüzde, o "olacak" diye fısıldayan da onlar. Bazen meleklerden kulak hırsızlığına da gerek yok, olacak şeyin tasarlayıcıları kendileriyse veya insan şeytanları planlamış ve onlar onlara kulak verdiyse, olacak şeyi bilmelerinden doğal bir şey yok.
Yani bizle onlar arasında doğrudan iletişim yok (fısıltı, vesvese var, bunlar yüzünden içimizde oluşan his var) ama onlar kendi aralarında çok güzel iletişimdeler.
Örnek: Bugün çok sinirlisinizdir, "Allah'ım inşaAllah şu dırdırcı komşunun bugün gelesi tutmaz" dersiniz ama o komşunun o gün gelesi tutar. Nerden geldi bu his, nasıl bildiniz? Siz bilmediniz, sizin şeytanınız ve komşunuzun şeytanının birbiriyle iletişimde bulunabildiğini unutmayın ) O günkü siniri size aşılayan zaten şeytan. Sizi o komşunun gelmesine karşı dayanılmaz bir ruh haline sokan Allah'ın da izniyle o. Komşunun şeytanı da "Kalk kız, şu hatceye bir oturmaya git" diye fısıldarsa, tamamdır artık, aklınıza gelen başınıza gelmiştir ) Bunun gaybı hissetmekle alakası yok yani, siz öyle sanın diye tasarlanmış bir tuzağın parçası oldunuz, geçmiş olsun. Nitekim şeytan kafirdir, zekasız değil; ve haliyle plan yapma yeteneği mevcuttur.
Küçüğüyle büyüğüyle böyle şeylerden korunmak için, öncelikle bunları bilin ve korunma dualarını sabah akşam okuyun. Aklınıza gelen herşeyi Rahmani sanmayın, nitekim Şeytan da fısıldıyor. Bu şekilde insanları şirke de, bid'ate de buladı; bunun dışında komşu hatce gibilerle günah olmayan sıkıntıları yaşatmayı da sever ) Eziyet olsun da, hangisini tutturabilirse artık. Şirkten başlar, haram, mekruh, mubahlarla çok oyalayarak sevap kazandıracak amellerden mahrum bırakma, panik anksiyete vs şeylere yol açacak çeşitli "gaybden haber gibi görünen" fısıltılarla insanı ruh sağlığı çizgisinden saptırma vb.
Uyanık olun...
Bir de mümkünse önemli planlarınız hakkında düşünüp hesap yaparken, kendi kendinizeyken bile euzü besmelesiz başlamayın. Kalbinize şeytandan arınmış sağlam fikirler gelmesi daha olasıdır inşaAllah. (İnsan yanılmaz değildir, yine yanılabilir ama olasılık hesabı...)
Bu konuda başka ne anlatabiliyorum bilmiyorum, kısaca: kalbimize fikir, vesvese, his atabiliyorlar ve bizi duyup, kendi aralarında da iletişimdeler. Ona göre kendi başınıza veya başkasının başına gelen böyle tuhaf olayları bunu bilerek değerlendirin. İnsanlar müslüman olsa da, şeytan fısıltılarına karşı tam korunmalı değillerdir. Bu acizlik değildir, bazen herkes gaflete düşer ve şeytan bu boşluktan yararlanır. Ona göre kalbinizi iyi koruyun, o Allah'tan başka kimsenin bilmediği şekilde (yazıcı meleklerin bile) size aittir. Vesvese tohumları ile kalbinize girilebilir ama kalbinizdeki siz konuşmadığınız sürece kimseye bilgi olarak çıkmaz.
Ha konuşmadığınız halde yine aklınızdaki bilindi mi? (Hani sihirbazlar bir sayı tut derler ve bilirler ya) işte onu sizin kalbinize eken zaten şeytansa, bunu bilinmesi de çok doğal. Ancak dikkat edin, bunlar cinlerle irtibatlı kişilerdir. Sihirbazlar veya kendilerini hak yolda göstermeye çalışan şirk ehli tarikat liderleri bu yolu kullanabilir.
En nihayetinde bu gayb ilmi değildir, sizin haberiniz olmadan "şeytan ve insan şeytanları arasında dönen" İLETİŞİMDİR.