İbn Teymiyye rahimehullah’ın İbn Hazm rahimehullah’a reddiyesi çoğu zaman yanlış anlaşılmaktadır. Buradaki mesele Allah-u Teala’nın ezelde tek oluşunu reddetmesi değildir. O zaten Ehl-i Sünnet gibi Allah-u Teala’nın ezeli, kadim ve tek olduğunu kabul eder. İtiraz ettiği nokta, İbn Hazm rahimehullah’ın bu konuda “icma vardır” iddiasıdır. Çünkü İbn Teymiyye rahimehullah’a göre icma iddiası, selefin açık nakilleriyle sabit olmadığı sürece ilmi açıdan geçerli sayılmaz. Bir alimin tek başına “icma var” demesi, gerçek bir icmayı ifade etmez. İşte onun itirazı hakikate değil, metodolojiye yöneliktir. Zira tarih boyunca bazı filozoflar ve kelamcılar alemin ezeliî olduğunu, Allah-u Teala ile birlikte kadim varlıkların bulunduğunu iddia etmişlerdir. Bu söz bâtıldır, fakat böyle iddialar ortaya çıkmışken “buna muhalefet edenin küfründe icma vardır” demek ilmi ihtiyatsızlık olur. Selef alimleri ve Ehl-i Sünnet Allah-u Teala’nın tek başına her şeyin yaratıcısı olduğu hususunda ittifak etmiştir. Onların dışında kalan bazı gruplar ise mahlûkatın fiilleri konusunda ihtilaf etmiş, hayvanların fiillerinin Allah-u Teala tarafından mı yaratıldığı yoksa hayvanlardan mı meydana geldiğini tartışmışlardır. Sahabe döneminin sonlarına doğru Kaderiyye ve bazı Şii fırkalar ortaya çıkmış, onlardan bir kısmı bu yanlış görüşü benimsemiştir. Buna rağmen sahabe ve alimlerin çoğu onları tekfir etmemiş, hatta bazı imamlar ilk eserlerinde onların tekfir edilmeyeceğini açıkça belirtmişlerdir. İmam Malik ve Şafii’den gelen rivayetlerde de kaderiyyenin tekfir edilmeyeceği zikredilmiştir. Ancak kaderi inkar edenler Allah-u Teala’nın ilmini inkâr ettikleri takdirde küfre düşmüşlerdir. Bu ayrım Ehl-i Sünnet’in ilmi titizliğini gösterir. İbn Teymiyye rahimehullah da aynı çizgiyi takip ederek, Allah-u Teala’nın her şeyi yarattığını inkar etmenin küfür olduğunu, bunda icma bulunduğunu açıkça ifade eder. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de “Allah her şeyin yaratıcısıdır” buyrulmakta, Müslim’de ise “Allah vardı ve O’ndan başka hiçbir şey yoktu” hadisleri sahih şekilde rivayet edilmektedir. İbn Teymiyye rahimehullah bu naslarla akideyi sabit kılar, icma iddiasını ise usul açısından değerlendirir. Dolayısıyla onun İbn Hazm rahimehullah’a yönelttiği reddiye, Allah-u Teala’nın ezelîliğini reddetmek değil, “icma vardır” ifadesinin ilmi açıdan zayıf oluşunu göstermektir. İbn Teymiyye rahimehullah’ın tavrı, Allah-u Teala’nın tekliğini inkâr etmek değil, icma kavramını hafife almayıp ilmî ihtiyatla hareket etmektir. Bu da onun akideyi korumada ne kadar titiz olduğunu ortaya koymaktadır.
Voice of Ibn Taymiyyah
Voice of Ibn Taymiyyah